pe Şa Birecik, Fratın kenarında bir kıyı kasabasıdır FRATIN İNCİSİ BİRİCİK BİRECİK #hup demiryolu üzerinde Di yarbekirdeki Adıkarışık gi- ki Sir karışık ada daha rastgeldim: İlriyece söylersen: Gergöğmiş, in fever karin: yrkamş Türkçesini düşünlrsen: Karakamış, ya Kar.Kamış. Niçin Gergöğmiş?! Bunu anlaya- Ymek İçin bazz dilcilerin şakaları- MI bilmek lazım. Şakacı bir dil mü- demiş ki: Fransızcayı yan aş Böyle ingilizce olur, ingilizceyi “oğru konuş fransızca, Başka şaka- da şunları demişler: Arapça il mi? Uydur uydur söyle... A- Möcanın yüzde elli biri şâz, kırk “okuz müstesnadır, Dünyada a- Thçalaştırılamıyan bir tek kelime yi, Hazreti Muhammedin ceddi Fahim Aleyhisselâmin adı Türk im, Bundan başka meselâ kon Yağın genyöök, lokantanm levgen- “ikşer olunuz,, tekişşirü va- Herlarn eibübürüt olmasma hiçbir il yoktur, Ve böyle olunca, ona Sa biraz Şamışerifin yayvan Ahen- Yerilince neden Karakamış, Ger- İş olmasın? Sürüm Bu sarf ve tarif düşkünlü- Ke, « siyasi vdüşknmiüikleri gibi - 9 görlip bir yana bırakırsak eli- "de Kurkamış kalır. Karmak, ya * katıp karıştırmak mastarından Fİ hâzır (kar) ile bildiğimiz saz amişmdan yapılmış mürekkep bir Mn midir? Böyleyse türkçeye uy- 4 “Kamışı kar”, kamış kerılmış #tlamma da gelmez. Fuket başka #tlerde Akkamış, Sarıkamış gibi Adlarının oluşuna göre buda olsa ve en doğrusu Karakamış ii Kaldı ki demiryolunun bu tara- da 'Türk, öbür tarafı da, “Bu ta- ” ların en iyicesi burası, hı Nvre müdürünün, Jandar- manın, muhufaza teşkilâtı. Mn himmetlerile yüzüne bakılır, timiz yollarından geçilir, küçücük a dan alış veriş eğilir bir yer yer. Bana yol arkadaşlığı eden İNCİ müfettişlik kâtiplerinden Onan Eti zorlar da zorlar: >> Tarihi harabe şuracıkta, tren öpen nin bizim tarafta kalan kıs 4, ille gidelim de ille gidelim... Ne denir? Cümhuriyet genci. Her bildiği gibi daha herşeyi öğ- 8k istiyor. Peki gidelim. git- Mi lim Burası bir harabeden hay» harabe. Pskiden tarihi bir mi İmiş. Gelen çalmış, göçen 4 Tiny, uğrayan apartmış. Kala ka üçü gün bir tarih haramilerin- d, Münasız bir harabe kalmış. Pa Be Abdülhamit biraz daha ye- biye Kalsaydı eski Alman Kayzeri Nğn memleketi bu haramiler uğ- ha döndürecekti. Şimdi Fele- hi, te odunculuk eden Samajeste- Bürge irad ğı bir donumuzla bir leğimiz kalmıştı. B İr hikâye aklıma geldi, doğ- 3 ruluğunu temin edebilirim: e (1897) Yunan harbinden son- 'Yzer, Madamasile beraber Ho ii een gemisile İstanbula gel- Miz a Yıldız sarayına misafir edil- İng, Yatak odasmın pe biçim süs ni düşlinebilirsiniz. Bu yet- tariyi 2 Bİbi Topkapı sarayndan “dün bir yatak örtüsü ile bir çift Ürü a eşi bulunmuıyan » vazo ge Bey, Konulmuş. O devirde kimin #ddine; Bız |, Etdisahım! desin, bu adamca « marifetlidir, bir milletin m malı olan bunlarıda -Ö& Birecikte, Frat üzerinde karşıdan karşıya (Tray — azam) 4 .. .. sAka Gündüz, Va. tekiler gibi - sallasırt eder! Diyemeyince de şöyle olmuş: Mr- tesi sabah Kayzerle Madaması kalk mışlar, giyinmişler, oda kapısını ma sus açık bırakmışlar. Teşrifat ve- zirlerinin kendilerini açık kapıdan mutlaka gözetliyeceklerini biliyor- Jar ya: Kocası vözoların başıma geç miş, ağzı sulana sulana ve di dün işitilmesini temin öder yüksek bir sesle vazoları methetmiye baş- miş : — Bayıldım doğrusu! demiş. Madaması da ayni plânla ipek ör tünün kenarına çömelmiş veryan- sın etmiş: — Böyle örtü ömrümde görmü- dim. Tam Osmanlı İmparatoruna Yakışacak bir kumaş! Oldüm doğ- rusu! demiş. Abdiilhamit bunu işitince haşme tini bir kat daha göstermek için ma beyincilere: — Hepsini sarıp sarmalayın da gemilerine gönderin, benim hedi- yem olsun. — Iyi amma kimin malını kime veriyorsun ağam! diye tabii kimse birşey göyliyememiş. rtık böyle örtüler dururken bizim patiska dona gömle- ğe tenezzül edip te bakarlar mı? Bunun sayesinde paçayı yakayı kur tarmışız. Ben de çölün Karkamı- şımdan Yıldıza, oradan da tâ Ber- line ne çabuk aştım. Dön harabe ar tığından! Bin kamyona! Düş Bire- tik yoluna! Geç dereyi! Çık düm- düz ovaya! Işte, inanmız ki bu topu topu o- tuz iki kilometre tuta:. mesafede otuz İki santimetrelik bir şose yök- tur, Bu bölgenin kışlık yazlık tek iskelesi Karkamış olduğuna ve kış kıyamette ne olacağı düşünüldü- güne göre iş, yine değerli ve cid- den hamarat yeni Urfa Valisi Bay Kâzım Demirerin himmetine kali- yor. O da öyle çök iş yüklendi ki, bunu mu yapsın? Birecik - Urfa, Hilvan - Siverek - Soruç - Diyarbe- kir yollarını mı yapsm ? Su mu ge- tirsin ? nislesin? eni rejimin iradesile idare lenen bu gencin yılmazlığ Bi, yorulmazlığını yakından, görüp, bi'diğim için hiç tasalanmiyorum, bunların hepsi olacaktır. Hadi diy lim ki Karkamış - Birecik ve Bire- cik - Gaziantep şoseleri tabak gibi olup bitti. Ya kış mevsimleri geniş- liyen Firat ne yapacağız? Burada | ati bir ihtiyaç olan beton köp- rü işi ne olacak? Bunu bir ve bir- çok vali de yapamaz. Bunu da dev- letten bekliyebiliriz. Zaten yukarı- ağıya köprüleri yapa yi Yalnız Birecik köprü: temel yerine çabuk gelmesini dile- meli, Fıratm kumsalında sivri burun hu, ökçesi basık, kırmızı Şam pabu- cuna benziyen şahturlara baktım, baktım, bir taslak vecize buldum : Fıratın köprüleri ne kadar çoğa- hrsa, Fıratm öteleri Ankaraya o kadar yaklaşır. Kumsaldaki barakalı kahvede buzlu syranla üzerleri buğulu ye- mişler öyle bol ki.. Hayat ne garip! Köprü möprü di yorum ya, bunu Birecik belediyesi- ne sorsak hem “İsterim” der hem “İstemem”, “Tsterim”, der, çünkü bu köprü bu çevrenin hayati ihtiya cıdır. Gizliden gizliye “istemem” der, çünkü belediye bu şahturlar- dan senede yirmi küsur bin lira ka- zaniyor. Bu, onun belli başlı kârı. dır. Köprü olunca gelir, şıp diye gider. Bir gün yapılacağı süphesiz olan Birecik köprüsüne bu geliri koy mayı şimdiden düşünmeli. Köprüye para mı olur? Öyleyse Birecik bele diyesi de onda bire iner, Bu kumsal barakasından . ki şah turlarm yazlık istasyonudur - Bire ciğe bakış ömür mü ömür. F ıratın kıyısından bol bançe- si, bol ağaçlı dik bir sırta doğru çıkıyor. Bu yalı ve arkaları baştan başa beyaz, yumuşak taş, apılar bu taştan. Ne güzel akpak bina! Kasabanın tertemiz otelidir. Ne süslü, yüksek, balkonlu bina! Helkevidir. Ne şık binalar! Ne giizel meydan! Hükü- met konağı, yeni örnek evler ve Cümhuriyet parkı... Yeni rıhtım, ötede söğüt ormanı (park), daha ötede modern mezba ha, daha daha ötede yemyeşil kin- dir tarlaları, sebze, meyve bahçele- JAPONYA UZAK ŞARKTA YAYILIRKEN, Günün hsberlerini okuyan bir in- sanın bir kâbus geçirip geçir - mediği üzerinde tereddüt etmemesi mümkün değildir. Dünya haberleri korku ve dehşet veren fena bir rü- yadan farksızdır. Şark ve Garpta- ki askeri devletler çetecilik ve kor- sanlıkla meşgul oluyor, medeniyet dilnyasının bakiyesi tarafından vu- ku bulan protestoları, istihkar & dici bir tavırla karşılıyorlar, De- nizaltı gemileri Akdenizde Rusyr, Britanya, Fransa ve İspanya ge milerine rastgele torpiller savur- makta ve bunları batırmaktadır. Tazminat tslepleri, hattâ vazi- yeti izahı için vukubulan dilekler, boşa gitmekte ve bu meseleyi ko- nuşanlar kaba saba bir lisanla ya- zılı notalar mübadele etmektedir ler. Ingiliz bayrağı karada da, de- nizde de koruyu- cu bir varlık ol- maktan çıktı, Bu yüzden İngiliz ge- mileri (o Akdeniz yolunda taarruza uğruyor ve bati- rüryor, Şarkta ise, bir İngiliz sefiri İn- giliz bayrağını taşıyan bir otomo- bil içinde hareket ettiği halde Ja- pon tayyareleri tarafından taar- ruza uğramış ve yaralanmıştır. Buna mukabil Japonya hükümeti özür dilemek için vereceği cevabı uzun uzadıya düşündükten sonra, İngiliz mubtırasını yırtmakla ik. tifa etmektedir. Bundan başka bir Japon harp gemisi Hongkong'daki İngiliz ka- rasularına girerek bir Çin gemisi- ni batırmıştır. Şanghaym beynel- möel mmlakasındaki Ingiliz ve A- merikatılarımn heyeti Japon “#stla- sı yüzünden tehlikededir. D inyanın en büyük ki de- mokrasisi olan İngiltere ile Amerika, Japonya ile Çine yazdık- ları notalsrda nihayet bu iki dev- letin irini sevmeleri lâzrmgel- diğini uzun uzadıya anlatmakta dırlar, Galiba demokrasi hızlarını kaybetmiştir. Acaba, Pal- merston ile Disraeli, faşist lideri Mussolini'nin faşistlik namına gös- terdiği dikkafalılığa, yahut Mus- solininin dostu olan Franco'nun al- dığı tavira bu şeki'de mi mukabe- le ederdi? Hiç şüphe yok ki pro- testo notalarını kati harekât ta- kip ederdi. Yahut Teodor Roosevelt 1» larm Ametiza mevafi'ne ve yetine karşi tee > ni t le mi ka ylardı? Japon ahtapotunun Çin toprak- larına yayılışt korkunç bir süratle devam ediyor, Çinin şimalindeki altı ülkesi baştanbaşa, Japonlar eline geçmistir. Japonya devleti 70,000.000 nüfusile bugün 300 mil yon Japon ve Çinliden müteşekkil bir devlet haline gelmiş ve bu dev- let szimkâr ve muhteris bir aske- ri otokrasinin iradesine bağlı oldu- Zunu göstermiştir. Çinin şimalinde © Jâponya son günlerde altmeı eyaleti de, yani Şan- siyi de, istilâ etmektedir. Acaba Japonya bu kadarla iktifa edecek mi? Zannetmem! mi di saba ri. Beride çardaklı gazino, daha be ride ans burcu sipsivri, ana duvar larm bir Kısmı yükselen kale, Yük- seklerde sakız, nar, (ıslık ağaçları- nın aralarında köşkler, köşkler, köşkler. Hele bir tanesi üst Üste iki göz odadan ibaret arama Büyük adada bile yok: Halkevi Başkanı B. Mustafa Karllınm köşkü. Firatım dikine doğru üç dört kilo metre gidince karşılıklı iki yarma, Kış kıyamette Firat yükselince şahturlar tâ orada işliyorlar ve in sanlar bu keskin yarmaları aşıp ge liyorlar. Yine o bahis: Köprü de köprü! Bizim Fıratın incisi biricik Bire. recik için bir yazım daha var, i AMMAN Çin topraklarına yürüyen Japon istilâ ordusu Pekin'de İngiltere İle Amerika Duracak mı ? (0 İN # , 0 Wa zama Lloyd George | 4 (Eski İngiliz Başvekili) ON iz girişmiş hükümeti Japonyanm, Çinin ka- yutmak istediği anlaşılır. ya, cenubi Çini, Amoy bombardıman et- buralarda üsleri vülcnde getiriyor, Kan- rinin ağzında ve Hongkon- ga yakm yerlerde asker ihracatı yapıyor ve yarı muhtar bir hükü- met olan Kantonu b iyeti al. tına almak isterdim göster vo” Nihayet Japonların Çin sahille- rini şimalden cenuba kadar ablo- ka etmeleri ve Çin - gemilerile ya- bancı gemilerin Çine bir şey gö- türmelerine mâni olmaları mesele- si vardır. Bütün bu inkişaflar, bir tek ma- na İfade etmekte O da Japon. yanın bütün Çini istilâ etmek için en büyük gayreti sarfetmeğe ha- sırlandığıdır. Onun için Şimali Çin ile merkezi hiikümet arasındaki, ©sasen gevşek olan bağları kes - mek işten değildir. Çünkü maksat bütün Çini Japonyaya tâbi bir ha- le getirmek ve bu muazzam Ülke- nin ber tarafında siyasi ve iktısa- di hâkimiyetini tanıyan esir bir hükümet kurmaktır, Japonlar uzun bir zamandanbe- ri bu büyük ve uzun harp için ha- zırlanmakta ve bu harbi sona ka- dar götürmeği düşünmektedirler. Bunun için bütün devletlere hiç bir müdahalede bulunmamak hu- susunda İhtarlarda bulunmuşlar dır. aponların bu maceraya an- J sızın atıldıklarını zannete mek yanlıştır. Onlar lerden- beri demir depo ediyor, Amerika» dan ve dünyanın her tarafından demir satın alıyordu, Ve bu demir Kütlelerile emperyalizm ihtirasla- rmı tatmin için hazırlanıyordu. Çin hükümeti, gerek sayı, gerek talim ve terbiye ve teçhizat baki- mından Japon ordusiyle kıyas edi- lecek kuvveti haiz değildir. Japon» ler Çine karşı çıkaracağı nil. yonluk ordüya mukabil Çinlilerin iki yüz bin asker dahi çıkarabil- meleri şüphelidir. Bu kuvveti çi- karsalar dahi onu Japonlar dere- cesinde teçhiz edemezler. Bundan başka Çinlilerin mühimmat imal edecek fabrikaları yoktur. Ve Ja pon ablokası onları dış Ünya ile temastan menetmiştir. Çinlilerin donanması da bulunmadığını ve mali kaynaklarınm kısır olduğu- nu nazarı dikkate alırsak, vaziyet bütün çıplaklığiyle tebarüz etmiş olur O halde, Nankin de, Kanton da mukavemet edemiyecek ve abloka yüzünden gümrik varidatından da mahrum kalacaktır. merika, İngiltere vesair Av- rupa devletleri ya afaların- daki kavgalar yahut iktısadi ve ig» timai buhranlar dol © bu mü. cadeleyi eli kolu bağlı bir halde te- maşa ederek her türlü müdahale- den sakınmak mecburiyetinde bu- lunüuyorlar, Japonyanm harp yüzünden ikte sadi ve mali inhidama uğrıyacağı ileri sürülürse de sonunda bu id- dianın da yalan olduğu kendini Çilnkli. Japonlar, mütehsmmil, sabirli ve son derece vatansever millettirler. Gerek Amerika, gerekse İn; tere onları istihdaf ettikleri mak- sattan akkoyamıyacaklardır. Tokyo maksadına erdiği takdir. de bir iki sene sonra Büyük Okya nus kıyılarında (500,000,000) luk bir yeni imparatorluğun teşekkül ettiğini göreceğiz. Bu yüzden A « merika huzurunu ihlâl eden bir tehlike ile karşılaşacaktır, ve İngilterenin Hindistan hakkındaki endişeleri kat kat artacaktır. Acaba bu iki devlet kendilerin. den daha büyük daha mütecanis ve askeri kaynaklar bakımından kendilerinden çok üstün bu müaz- zam İmparatorluğun kendilerine meydan okuması karşısında ne ya pacaklar?.. gösterecektir. |Bir Otomobil Kazasında Bir Adamın Kolu Koptu Izmir, 15 (TAN) — Burla yolun- da bir otomobille bir otobüs çarpıştı. Otobüste bulunan yolculardan yedi kişi yaralandı. Yolculardan Osmanm de Kolu koptu. — — İzmit - Derince Şosesi Bozuk Izmit, (TAN) — Derinceye giden şose pek bozuktur, Büyük bir Uceri kıymeti haiz olan bu yolun bir an eye vel yaptırılması beklenilmektedir. ir FE