23 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

23 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K, | | vi vT Mahkemelerde Su Yüzünden Patlak Veren Sudan Bir Kavga - D_ün'ni_ibetşi.cürmü meşhut mahkemesi olan Birinci Sulh Ceza hâkimliğine ı.kı suçlu getirildi. Bunlardan biri Aksarayda su ta- şımakla geçinen Salihtir. Diğeri İsmail Hakkı adında bir ba- Dün, sucu Salih, mahallenin çeş- TAN Gazinocu Bekçiye Çatmış Dün, nöbetçi cürmü meşhut mah- kemesinde memura vazife halinde ha karet eden bir suçlunun duruşması yapıldı. Davacı mahalle bekçisi Tacettin, suçlu da Yenikapıda gazinocu Hay- dardı. Londradan haber verildiğine göre, eski boks dünya şampiyonu, Dev a- diyle anılan İtalyalı Carnera, hem Amerika, hem de İngiltere mahke- meleri tarafından takip edilmekte- dir. Haher alındığına göre Carnera, bundan birkaç sene evvel, Emilia Tersini adlı bir İtalyan kızına, ken- disiyle evleneceğine dair söz vermiş- tir. Fakat aradan seneler geçmiş ve şampiyon bu sözünü tutmamıştır. Davacı ve suçlu hâkimin karşısma Bunun üzerine iş mahkemeye düş- 23 -8 - 987 Dünya Şampiyonu Carnera İflas Ediyor Rady' Günün programı — M ÖĞLE NEŞRİYATI: , gg ll Öğle neşriyatı: Saat Hıa Türk musikisi, 12,50 14.54& Muhtelif plâk neşriyati, Akşam Neşriyatı: tı&ao_' Akşam neşriyatı: Saâl H, ( la daâs müsikisi, 19.şo.£;pı tıraları: S. Salâhaddin F; rafından, 20. Rifat ve aKiT af rafından 'l'urkömusikrlîmı ço kıları, 20,30, Ömer AM arapça söylev. 20,45."589!:“;9 daşları tara!mdağı 'I;u;k b halk şarkıları, (Saa ç 21,15 Orkestra, 2215 AİtiP gf sa haberleri ve ertesi günop“' mı, 22,30. Plâkla sololar, mesi başına gitmiş, herkesten evvel su almak için etrafındakilerle kavga- ya başlamıştır. Bir aralık, Salih, ko- vasımı doldurmakta olan Nermin a- dında bir kız çocuğuna saka sopasile vurmuş, bu hali karsşıdan seyretmek- te olan Nerminin babası İsmail Hak- kı, çeşme başma gelerek Salihe iki tokat atmıştır. Dün, sucu Salih, İsmail Hakkı ve Nerminin duruşması yapıldı. Duruş- ma esnasında Salih, Nermini dövme- diğini, İsmail Hakkınm sebepsiz te - cavüzüne uğradığını söyledi. Hâkim, hâdisenin üç şahidini dinledi. Şahtler, sucu Salihin çocuğu döv- düğünü, biraz sonra İsmail Hakkımın yetişerek Nermini kurtardığını ve su cunun tenekelerini parçaladığını an- lattılar. Hâkim, duruşma sonunda Salihin 3 gün hapis ve 18 lira para cezasile tecziyesine, suçlunun — tehekelerini parçalıyan İsmail Hakkıya 440 ku- tir ruş teneke parasını tazmin ettirmiye Hırsızlık Suçlusu Bir ihtivar Fatihte bir dükkânu. makta olan Ahmet dün soyulmak is- tenmiştir. Hâdise şöyle olmuştur: Ahmet, dükkânda ekmek satar- ken müşterinin çok olduğu bir sıra- da içeriye bir ihtiyar girmiş, tezgâ- hım başında bulunan para çekmece- sini yerinden çıkarıp elindeki çuvalın içine atıvermiştir. Yaşından ümit e- dilmiyecek bir çeviklikle hiçbir şey olmamış gibi, dışarıya çıkan ihtiyar biraz sonra yakayı ele vermiştir. 1h- tiyar, Eyüplü Alidir. Ali, dün ken- disile konuşan arkadaşımıza: “-- Bana para lâzımdı ama olma- dı. Yakayı polise kaptırdık.,, demiş- tir. Ihtiyar hırsız, adliyeye verilmiş- çıkarıldılar. Davacı bekçi Tacettin, uğradığı hakareti şöyle anlattı: “— Dün gece saat on biri geçiyor- du. Haydar henüz gazinosunu kapa- mamıştı. Bazı yakiın arkadaşlarını yanıma almış, içerde rakı içiyordu. Dükkâna girdim. Gazinoyu kapama- |smr söyledim Arkadaslarmı çikar - dım. Bu sırada Havdar dısarıya çık- mak istemedi. Devriveve haher ver. mek üzere gidiyordum. Haydar ar- kamdan şöyle bağırıyordu: “— Ben haraç vermem. Siz ana - forla yaşıyorsunuz.., Hâkim, ne diyeceğini suçludan sor du. Haydar kendini şöyle müdafaa et ti: “— Ben gazinoyu kapamıştım. Ben bekçiye hakaret etmedim. Böyle bir şey söylemedim..,, Dinlenen şahitler, bekçinin anlat- tıklarının doğru olduğunu söylediler. Suçlu Haydar, böyle lâf söylemediği- ni isbat edecek, müdafaa şahitleri bu lunduğunu ileri sürdü. Hâkim, bu ekmek sat- müş ve mahkeme, Carnera'yı 4200 İngiliz lirası zarar ve ziyan verme- ğe mahküm etmiştir. Fakat aradan uzun zaman geçtiği halde, Bayan Tersini gidip parasımı almamıştır. Belki de bunu gururuna yedirememiş, bu işi paradan ziyade izzetinefsi uğrunda yaptığını anlat- mak istemiştir. Son günlerde genç Bayanın para- sını istemesi üzerine, meşele yeniden alevlenmiş, fakat bu arada hem şam- piyonluğundan, hem de bunun getir- diği paradan olmuş olan Carnera, Amerika mahkemelerince müflis ad- dedildiğinden iş, çok garip bir saf. haya girmiştir. Carnera'yı mahküm ettiren kadın: Tersini peret parçaları, 23. Son. e Gümün program özü f HAFIF KONSERLER: g 7,10 Berlin kısa dalBâö', musiki, (8.15: Deva_ml)'ız p ris kısa dalgası: Plâk. yzikli i kısa dalgası: Bando M v Paris kısa dalgası: PST Keza, 10,45 Berljn kısa Orkestra konseri. 13 dalgası: Plâk, Berlin kıS? Eğlenceli musiki. 13; 1 15 Eğlenceli plâk musmâğeli lin kısa dalgası, Eğlen0” Ni 14,15 Paris kısa dalgâ$l g) K konser nakli, 15 Paris Kİ Grenoble'den konser N ff yi Paris kısa dalgası: 5 Ğ (şarkılı). 18,85 Roma kiSâ Acaba — İngiliz mahkemeleri de Carnera'yı müflis ve meteliksiz ad- dedecekler mi? Şimdi bütün Londrada dedikodu mevzuu teşkil eden bu acayip dava- nm sonu da bu yakınlarda belli ola- caktır. Namzet Talebe Örkestra, sopran. 194 w_g Karışık orkestra musik 20 A lonya: Büyük orkestrâ. A kısa dalgası: Yeni egle“ow K ki. 20 Kolonya: Mandül Yüti Lauta konseri (şarkıll:ıııikı_ 4 poli, Bari karışık m I’fd Peşte: Orkestra. 21,40 2 dalgası: Hafif musiki. ka.rg.r verdi. 15 yaşında Bir Çocuk Ceza Yedi Beyoğlunda Yeniçarşıda Saranda apartımanında oturan Eleni, dün a- partımanın üst katındaki bir ahba- bma misafirliğe gittiği sırada 14— 15 yaşlarında Feridun isminde bir ço- cuk, düvardan pencereye atlamak suretile Eleninin odasına girmiş, do- lapta bulduğu 200 lira kıymetindeki elbise ve mücevheratı çalıp kaçarken yakalanmıştır. 4 Gün Hapiste Yatacak Dün, Aksarayda Kiryakonun bah- çesine bir hırsız girmiş, bahçıvanın cağı sırada yakalanmıştır. Bunun Va. sil adında birisi olduğu anlaşılmıştır. Dün cürmü meşhut mahkemesinde Küçük hırsızın dün dur sı ya- pılmıştır. Hâkimin suallerine kaça- mak cevap veren Feridun: #“— Açtım, demiştir, karnımı do- yürmak için içeriye girdim. Eşyaları topladım. Fakat tam kaçarken (Ele- niyi göstererek) şu kadın yukarıdan bağırdı. Beni de yakaladılar.,, Eleni, eşya ve mücevheratını ge- ri almıştı. O da gördüğünü, bildiği- ni anlattı. Kısa bir — müzakereden sonra mahkeme — heyeti, Feridunun cürmünü sabit gördü. Bir sene 8 ay hapse mahküm ederek tevkifile ha- pisaneye sevkine karar verdi. duruş latmış, 4 gün hapse mahküm edilmiş tir. Hırsızın çaldığı 43 patlıcanla bir çuval domates, biber, sahibine geri verilmiştir , BU gn Arkadaşını Tabanca Kabzesile Yaraladı Küçükpazarda Ali ile Kemal adın- da iki kişi arasında Halk bahçesinde kavga çıkmıştır. Bir aralık Kemal, taşıdığı tabancanın kabzası ile Alinin rette yaralamış, yakalanarak adliye- ye verilmiştir. hi krSevdiyenin k i i orada uUlup UlMACIğımnı KUNtrumaca İ —— Kuduı—“.a e k #B ıyemnı asadrkendi kben(îısıîgı sonra patlıcan, domates, biber ko- İ dının kocası tarafından öldürüldüğü parıp çuvala doldurmaya başlamış- Dqıamış anlaşılmıştır. Mustafa, karxs_xm"kaza- tır. Hırsız, çuvalı sırtlıyarak kaça- en vurduğunu, yoksa onu öldürme! yapılan Vasil suçunu an- başmma vurmuş ve başından ağır su- talebi reddetti. Kısa bir müzakere- den sonra, Haydarm vazife halinde bulunan bekçiye hakaret ettiği sabit görülerek bir ay hapis ve 30 lira pa- ra cezasile cezalandırılmasına, 6 li- ra mahkeme masrafının ödettirilme- sine karar verildi ve suçlu tevkif e- dilerek hapisaneye gönderildi. Nureddini Karısını mı Öldürmüş? Torbalı (TAN) — Aslanlar köyün- de Omer oğlu Mustafanm altı aylık karısı 18 yaşında Sevdiye, çifte ile öl dürülmüş olarak bulunmuştur. Ev hal Alınıyor — Mezunların Girecekleri Liseler Belli _Oldu Ortamektep ve liselerle muallim, sanat mektepleri ve enstitülerde nam zet talebe kayıt ve kabulüne başlan- Dün bir akşam gazetesi, Üsküdar adliyesini yakmaktan suçlu Nuretti- nin Küuduz hastanesine yatırıldıgını yazıyordu. Nurettin, elinin kuduz bir köpek tarafından ısırıldığını iddia et- miştir. Suçlu her gün Kuduz hasta- nesine götürülmektedir. Suçlu, Ku- duz hastanesine yatırılmış - değildir. Üsküdar tevkifanesindedir. Beraet Etfi Asayiş vazifesile muvazzaf Hasan adında biri Aksarayda Zekiye adın- da bir kadının evine zorla girmek su- cu ile cürmü —meşhut — mah- kemesine verilmiştir. Fakat ortada iddiayı tevsik edecek deliller bullun- madığından Hasanın beraatine karar için bir sebep bulunmadığını söylemiş tir. — Çankırı Evkaf Veznedarı Mahkemede Çankırı, (TAN) —Müfettiş tarafım dan yapılan tahkikat neticesinde işten el, çektirilen Evkaf Veznedarı Fahri ihtilâs suçiyle mahkemeye verilmiş- tir. İzmir İskân Müdürlüğü Izmir, (TAN) — Elâzizde bulunan doktor Ziya Fuat, İzmir iskân müdür tebin orta kısmını bitirenlerle Istan- bul, Süleymaniye kız ve Heybeli or- tamekteplerini ikmal edenler alıma- caktır. Vefa lisesine Gelenbeviden, Pertevniyale Davutpaşadan, Cümhu- riyet kız liseşine Çapa muallim ve E- yüp ortamektehinden, Inönü kız lise- sine Eminönü, Nişantaşı ve Kasım- paşadan, Kabataş lisesine Gaziosman paşa, Emirgân, Kasımpaşadan, Hay- darpaşa lisesine Üsküdar 1 inci, Ka- dıköy 1 inci ve 3 üncü ile Heybeliada ortamektebinden Erenköy kız lisesi- ne Heybeli ortamektebile Kadıköy 2 nsiden, Kandilli kız lisesine de Üs- küdar 2 nci ortamektebinden mezun ola ntalebe alınacaktır. Meccani ve leyli müsabaka imtiha- nma kaydedilen namzet talebenin e$- verilmiştir. » lüğüne tayin edilmiştir. ki mekteplerindeki kayıtları, imti- han neticesine kadar silinmiyecektir. Florans: Petralia'nın konser. 22,05 Prag kısâ Debussy'nin eserlerindef. yana, Graz: Salzburg | nakil suretile: Paumg! gel resinde büyük orkestrâ Wi kii havaları. 22,45 Bükre$: dan musiki nakli, 23 konseri, 23,05 Prag Hafif musiki. OPERALAR, OPER 21110 Lâypzig: — COf “Bağdat Berberi,, isiml' 22 Kolonya:'Opera muş tow, D'albert). ODA MUSIKISİ: 18'! 19,30 Berlin kısg Şa 4 âletler kuarteti (Sehu Bükreş: Oda septeti ( 22 Roma: Oda musikis' » 2225 Prag kısa dalği ü (Schabert). RESİTALLER: 4 15,15 Berlin kısa dalgatf şarkıları. 17 Berlin kısâ Seçme şarkılar, 19 Berlif ö gası: Georg Hölger şarkf A | 19,15 Varşova: Meksıkw 4 Plâk). 20,35 Bükreş: " Kafif havalar, 21,80 Beî%“ y dalgası: Piyano solo. 22 FSAN S MUSİKISİ DANS : ü 21: Varşova, 23 P&W Lâypzig. 24,15: Roma, saire. ? V MUHTELİF: , ““19.30 Roma kısa dalgtöfl ça, Rumca “sözlü,, ve m y ram. p karşılarına gelen maznun kim olursa olsun, bütün he- yet önu güler yüzle, izleri dudaklarından silinmiyen bir tebessüm ve kalbleri saffet dolu olarak sorguya çekerlerdi. Erdene de böyle oldu: — Otuür bey oğlum! Dedikten sonra meseleyi gayriresmi soruşturdu. Erdenin sinirleri gittikçe yatışıyordu. Etrafmı alanla. ra kısaca vakayı anlattı ve: — Kadi'nın iddiasıma göre hükümeti âdilei hazıra aleyhinde çeteler teşkil ettim. Mebus Dünbelek zadet nin yazdıklarma göre de bilfiil harekâta başladım! Diyerek sözünü bitirdi . Bu sırada neci, kimin nesi, niçin orada bulunduğu anlaşılmıştı. Reis kâtipler vasıtasile böyle bir dos- yanın gelip gelmediğini arattı, henüz bir şey yoktu: — Bir defa da vilâyete müracaat etseniz. Dedi, Erden acemi bir tavırla etrafıma bakmarak safça sordu: — Beni hapsetmiyecek misiniz? Reis, sahte bir ciddiyet takmarak şu cevabiyle Er- deni bile güldürdü: — ABacağımız gün tevkif ederiz. Şimdilik serbest- siniz! Erden kalktı, selâm verip çıkarken, reis, şimdi ak- hna gelmiş gibi: — Hâ! dedi. Vali Bey henüz teşrif etmemişlerdir. Bir saat sonra müracaat ederseniz daha iyi olur. Erden teşekkürle çıktı. Rüştü Bey ehli dildi, deli- kanlı çıkınca arkadaşlarına döndü: — Meseleyi kavrayabildiniz mi? Diye merak verici bir tavır aldı. Cevap beklemeden ilâve etti: — Gönül işi, lâmı cimi yok. Kadının yediği zılgıttan mebüusun kızcağıza karşı fazlaca ağzımın sulanmasın . dan hâsıl olan bir ihtilâli siyasi! Bahse tutuşurum. Neticesi böyle çıkmazsa bana da Rüştü demesinler. Çocuğa bililtizam ' saat sonra gidin” dedim, Vali yerinde, ben şimdi gidip işi hem anlarım, hem nasıl anladığımı anlatırım, rezalet bu! İşimiz gücümüz bitti de artık mebusların uçkur derdini mi hallede- ceğiz? O sırada bir zabıt kâtibi girdi, Reise: — Efendim, dedi. Fertekli Murat tevkifhaneden geldi. ; : Reis gözlerini açarak: — Na, işte, dedi. Bir tane daha! Herif dehşetli miyop, yaşı yetmişi geçmiş. Şimdiye kadar ömründe iki defa vilâyet merkezine gelmiş. Bir defasında as- kere giderken, diğerinde askerden dönerken. Ne imiş mesele? Müdürün jandarması komşuların tavukları- nı aşırıp efendisine kızartıyormuş. Adamcağızın se- kiz tavuğu, derlenip toplanmış, müdürün giırtlağın- dan girip midesinde folluk yapmış. Yapar a.. Adam cağız belki Himayei Hayvanat Cemiyeti azasından- dır. Zavallı tavukların soğukta kuluçkaya yatmaları- na razı değil. Bu Murat ta küfür etmiş, seni müdür yapanların diye basmış kalayı! Basar a! İyi ki ben tayin etmedim, İş bundan azmış. Derken Tıbbiyeli- nin meselesi gibi ihtilâle kadar dayanmış. Evrakın hepsini okudum, şimdi görürsünüz. (kâtibe döne- rek) Çağır gelsin! (Ve kendi kendine) ya sabur, ya sabur!. Fertekii Muradın işi on dakikada bitti. (mucibi muahaze birşey görülemediğinden tahliyesine) karar verdiler. Reis te valinin yanma gitti. Erden Acemin kıraathanesine gittiği vakit Refik daha gelmemişti. Beş on dakika sonra geldi. Oturur oturmaz olup biteni sordu. Hepsini anlattı ve netice- de dedi ki: — Çok garip şey! Bu reisle azaları görmüyorlar mı? Alimallah bir duyulacak olursa hepsi çil yav- rusu gibi dağılırlar. K — Sen onlara bakma, iş asıl, divan reisinde, O da emir kulu! Berikiler ne yapsalar nafile. Eğer mesele kıvamınca matlüp ise, divanın vazifesi... Hem şimdi onların sırası değil, demek sen şimdi valiye gidecek- sin? — Rüştü Bey öyle dedi. Bir saati konuşarak geçirdiler. Bu müddette Rüs- tü Bey validen herşeyi öğrenmişti. Canlı bir bahis Refik Tekinin kışkırttığı kâtibi mesul de orada idi. O da işe karıştı. Vali dedi ki: — Önceleri ben de ehemmiyet vermedim. Bir ara- lrik giden kaymakam, sonra vekâleti alan kadı müte- madiyen yazmıya başladılar, Derken mebusun mek- tupları gelmiye başladı. Niyetim hususi bir tahkikat yaptırıp işin esasmı öğrenmekti. Fakat anlıyorum ki ayrıca nezaretlere de müracaat edilmiş. O esnada maiyet polisi içeriye girerek Valiye: F b etti: ğ : y e — Bir efendi huzura çıkmak istiyor. — Nasıl efendi? — Galiba doktor zabiti. Genç bir efendi. — Gelsin. . Erden girdi. Valinin salonu kalabalıkça id;'ıuf | rinden- yalnız reisi tanıyabildi. Bir anda “acPt ) l1 görünmesi bir kurnazlık mıydı?” diye Vali fazla düşünmiye meydan bırakmadı: — Ne istiyorsunuz? i Erden kendini toplıyarak cevap verdi: — Beni divanı harbe istemişsiniz. — Erden Bey siz misiniz? — Evet efendim. da — Sizden şikâyet ediyorlar. Şöyle oturunuz zinle biraz konuşalım. türdü Erden karşıdaki iskemlelerden birine O' sözüne devamla: — Bu karışık işler ne oluyor? Mr — Hiç birşey efendim. Ben haini vatsnbu. Siyasi fesatlarda bulunuyormuşum. Mesele — Doğru müu bunlar? — Maiyetinize itimat ediyorsanız doğrud“ğ;ıvd' Bu, çok çapraşık br cevaptı. Vali, başını ki evrak üzerine eğdi. Sonra: B ) — Onlara itimat etmemiye hakkım yokt — Öyle ise doğrudur. Af Eh'd(e)î cepheden yürümiye karar vermist*ğöfw bu ahval nazarında sirk maskaralıkları gibi ğ yordu. Ne olacaksa olsun, Birşey olmıya' a başkaları hakkında tekerrür etmesin. z yagd'a Vali ifadesini başka vadilere dökmek İSTİY gipif — Sözlerinizden, masumiyetinize güvet ” | mânası çıkiyor. , tîü’ı — Hakikat tavazzuh etmeden hükümde İ* yurmayınız rica ederim. l Valinin cevap vermesine imki bırakmadâ” 4 (Arkt

Bu sayıdan diğer sayfalar: