4 Sahte Bir Paso Almak İsterken.. Dür, ağır ceza mahkemesinde bir sahtelçârlık davasına başlandı. Suç. a, Bfirhanettin isminde bir gençti. Kabataş lisesinin matbu paso kâğıt- larırıdan birisini eline geçirmiş, fotoğ rafı yapıştırmış, ve taklit bir mü- hürle mühürlüyerek Üstüne mektep mürlürü Nurinin imzasın: atarak Şir- keti Hayriyeye müracaat etmiştir. Şirltetin paso memuru Müftaz bu sabtekârlığın farkma vardığı için Bürharettin yakalanmıştır. Dün, mah kemede mektebin müdürü Nuri şahit olarak dinlendi. Kendisine gösterilen paso kâğıdı hakkında dedi ki: — Evet, matbu kâğıt bizim mek- tebindir. Bu genci hiç tanımam. yazıları da idare memuru şinasiye &- ittir, Yalnın “Arnavutköyü”" başka yazı ile yazılmıştır. Mühürler mek- tebin değildir. Benim imzam da tak- lit edilmek istenmiştir. Suçlu kendisini müdafaa etmek i- gin kısaca: — Bu paso kâğıdını Mustafa İs. minde bir avkadaşım verdi, Beni po- Mahkemelerde Karısına Zehirli Gazle Hücuma — Kalkmış! —“ Sultanahmet Sulh Üçüncü Ceza mahkemesi, dün Adliye tari- himizde ilk rastlanan bir davayı neticelendirdi. Zehirli ve yakıcı bir gazle boğma davası... Doktorlarımızın henüz mahiyetini tes- bit edemediği bu gazi kullanan Yalovanım Hüsrevpaşa mahalle- TAN sinde oturan seyyar balıkçı tek Davact yerine geçen Zekiye adlı 35 ik bir kadın şikâyetin! söyle anlattı: — Ethem Balık, benim sekiz sene- lik kocamdır, Evlendiğimizin on be- şinci gününden itibaren bana dayak atmıya başladı. Sebepli, sebepsiz da- sıktım. Belki yaşı ilerler de ıslâhı nefseder, dedim. Fakat büsbütün #- attı, biçak kemiğe dayandı. Ben de mahkemeye müracaat ederek boşan- ma davası açtım. Kendisi gecimsiz- dir. Bir defa polise hakaret etti, mah küm oldu. Sonra milddelumumiyi tah- kir etti. Yine iki ay hapiste yattı. Ni- hayet, balıklara bomba atarken ya - kalandı. Hem sağ kolu koptu, Hem de iki aylık bir hüküm giydi. Artık böy- yak yiye yiye şimdiye kadar dişimi| le bir koca İle yaşanamıyacağını her- kes takdir eder. Dün gece Yalova: dan geliyordum. Vapur Köprünün Haydarpaşa iskelesine yanaştı. Ben iskeleye çıkmeca karşımda Ethemi gör düm. Hemen yüzüme bir şişe ilâç bo- şalttı. Elbiselerim yanmıya başladı. Ben de boğuluyordum. Haykırdım. polis geldi. Beni, hastaneye götür. diller, midemi yıkadılar, koluma gi- ringa yaptılar. Beni muhakkak bir ö- Yis yakaladığı zaman Mustafa bana yalvardı. “Bunu ben yaptım” dersen hiç bir gey lizrm gelmez, dedi. Ben ed ömrümde ilk. defa karakola çağrıldı- ğım için itirafta bulundum, diyordu. Müddelumumi, paso kAğıdmdaki ((Amavutköy)! ve (Nuri) yazılarmın Buçlunun yazımı olup olmadığınm tet- kikini istedi. Mahkeme de bu isteğe uyarak yazıları ehlivukufa tesbiti. ni kararlaştırdı. «4. İlümden kurtardılar. Bu adamın otza- eme e sını veriniz. Kunduracı Dükkânında Suçlu inkâr ediyor Hâkim İhsan, sözü suçlu Ethem ü ü Balığa verdi. O, kendisini şöyle mü- Yapılan Cürmü Meşhut li Yaraköyde kunduracı Yorginin| “< Bu benim karımdır. İskelede dükkünmda bir cürmü meşhut yapıl. | kendisini karşılamıya gitmiştim. Ta- dığı, Mümtaz isminde eski bir sivil İhrmadığım bir adam üstüne zehirli memurun yakalandığı | 8âZ serpti, Karım bağırıyor ve başi- ranir nı, saçını yolüyordu, Ben yanınday- yazılmıştı. Mümtazm iddlasma gö- ie e 'dım, nikâhirm olduğu için bagörtüsü. Te, kendisi bu hâdizede üçüncü bir şa-| yy örtüyordum.” has vaziyetindedir. Ve doğrudan doğ- p lerheni, ruya hiç bir alâkası yoktur. Yorgiye| Bundan sonra dinlenen şahitler da- alacaklı namma müracaat etmiş, ye-İ vaomn iddiasın rkuvvetlendirecek söz künu 3420 lirayı bulan ve 500 ü bir/ler söylediler, Hâkim, Beyazıt bele. “ müddet evvel ödenen borcun geri ka-İdiye doktorunun ve Sen Jorj basla i kudu. Jan kısmını istemiştir. Bu sırada da/0€8inin verdiği raporları 9 © cürmü çe yapılmıştır. Raporlara göre, dökülen boğu - : ie i cu gezin mahiyeti O anlaşıla - Alacaklınm elindeki bonoların sah- mıyordu, Şahitler: “Kadnm her ta- teliği de iddia edildiği için emniyet | rafından buhara benziyen boğucu bir müdürlüğü bu ciheti tetkik ettirmek. İduman çıkıyordu” diyorlardı. tedir. Bundan sonra hâkim, kararımı yaz- Yalnıs adamın hayvandan farkı ne? Yalnız yaşa- mayı kabul eden mahlüka insan denir mi? Bu sözler kolay söylenir amma, kolay anlaşdmaz.. Hele yalnız adamlara, bunu enlatmak imkânsız - dır. kollu Etem Balıktı. ÖLDÜRME | KASTİ-- İLE YARALAMIŞ Asker Mehmedi ve aşçı Ahmedi öl- dilrme kastiyle yaraladığı iddia edi- len şoför Salih Nalbantoğlu'nun mu- hakemesine başlandı. Suçlu, reisin ilk sualini şöyle karşıladı: “— Bu davada şahit olan Vedia f- le beş sehe metres hayatı yaşadım. Ben kendisinden ayrılarak evlendim. Vedia bunu hazmedemedi, İkide bir bana musallat olur, para isterdi. Hâ- dise günlü beni zorla evine götürdü. Evde başkaları da vardı. Ben, tani- madığım Iki misafirin rakı masasma oturdum, Vedia siteme başladı: — Alçak, beş sene beraber yaşa- dıktan sonra nasıl beni biraktm? di. yordu. Ben kendisini susturmak iste- yince Mehmetle Ahmet: — Yo... Biz burada kağdma haka- ret ettirmeyiz.. Zaten seni buraya öl- dlirmek için çağırmıştık, dediler ve salârrmalarmı çekerek kapıyı tuttu- lar, Ben pencere tarafında ve müşkül vaziyette kalmıştım, Bir aralık Meh- İmedin eline atılarak bıçağı aldım. BU İsirnda kadmlar ve erkekler-biribiri- mize karıştık, Ben de kaçmıya mü- vaffak oldüm. Doğru merkeze git- tim. O sırada Mehmet Ahmet te ya- ralanmışlar. Fekat, ben yaralama- dım,” Muhakeme, şahitlerin çağırılması için başka bir güne talik edildi, dırmıya başladı: “Suçu sabit olduğu İçin bir ay müddet hapsine.” cümle- sini tamamlamadan, Ethem, elindeki kâğıdı masanın üstüne attı ve çürü- imliş bir çam yere yuvarlandı. Polis ve mübaşir onu tekrar yerine oturt- tular, Karısı: "Kasten yapiyor, di - yordu. Bir dakika sonra ayılan Et hem bağırmıya, çağırmıya başladı. Hâkim, kararmı tamamladı Kendisine evvelâ 30 gün hapis ce- zası verdi, Karı koca oldukları için cezasını altıda bir nisbetinde artırdı 0-4. i ——pP i | NEatta mmjlığ 4 Büyük program ( 23 Temmuz) d Paris, Londra, Berlin, Roma, Bükreş, Nis, Montekarlo, Hamburg, Plymouth — 260 liradan itibaren İstanbal: (Bu kafilede ancak 27 boş yer kalmıştır.) m sağa sil musileimi. Küçük program (1 Temmuz) 2 BÜYÜK FİLM BİRDEN GANGSTERLERE KARŞI JOSEF KALEYA — RİN TİN - TİN ELEANOR Paris — Malâno — Belgrat — 142 liradan itibaren Bu grupun nısf! dolmuştur. Acele karar veriniz. Adres: Beyoğlu NATTA Acentalığı, Telefon: 44914 gey Bugün Matinelerden itibaren İPEK Sinemasında Altın Program Haftası Başlıyor I-YENi RIN- TiN- TiN ı Fransizca #5710; ARKADAŞLIK, DOSTLUK ve FEDAKARLIK filmi. Meşhür 100.000 liralık bir köpeğin akıllara hayret veren MÜTHİŞ maceraları. Beğ rollerde: JAKİH KOOPER — 2 - DANS iÇiN YARATILMIŞ Aşk — Zenginlik — İhtişam — Musiki ve dans filmi, nefis ve çok güzel mevzulu büyük komedi. Baş rolde dünya dans kraliçesi POwELL dis 13,05 Muhtelit plâk neşriyatı 14 9” 17 İnkılâp dersleri Üniversiteden dans, a 21,15 Varşova Filharmok saka si eserlerin 22,30 Viyana Pilhârmemi (Brüno Vize idaresinde) 1 Stutgart Beethoven pl Hafif konserler : 1230 İstanbul Plâk ile Türk 18,30 Budapeşte Macar musikisi (ÇiBİLy4 kestrasile) 20 Hamburg Halk şarki 6 gği) ları 20 İstanbul Türk musiki heyeti, giy Prag koro 20,45 Barşova Opera Puf 21,10 Breslav Sololar ve halk havalsf” Berlin Orkestra sopran Lilli Cias*$ Kolonya Askeri omuzika 21,15 İstanbil eğ kentra 21,30 Post Parizyen Varyete ig yalı 2140 Roma karışık musiki 22 Prag $ kestra (Janacek'in eserlerinden) 22 Hg burg Güzel valslar, sopran ve © rafından 23,10 Roma Karışık konser Kolonya Alman eserlerinden konsef, Berlin Gece musikisi 23,40 Budapefiğ, san orkestrası tarafından Macar İ Bir Kadın! Dün asliye dördüncü ceza mahke. mesi, Vangelya isminde yaşlı bir Rum kadının sorgusunu yaptı. Van- İgelya, altı aylık torununu sokağa at- imaktan suçlu idi. Şöyle anlatıyordu: “— Ah, bay rels, nasıl anlatayım. Kızımı bir genç iğfal etmiş, gebe kal- dı. Nihayet günü geldi. Doğururken hastalandı ve on gün sonra da öldü. Ben gurün, bunun yardımiyle yaşıyan ve şuna, buna yük olan fakir ve ih- tiyar bir kadınım, Bu çocuğa bakama dim. Ölen yavrumun bu canlı hediye- sini de sokağa atamadım, Panaiye ki- lisesine götürdüm, Mütevelli heyetin- den bu çocuğu alıp baktırmalarını di. ledim. Onlar, beni kovdular. Ben de çocuğu onların meclisinde bıraktım. İşte suçum budur, Çocuk bende kal- saydı, açlıktan ölecekti. Sonra, çocuk Rum bakım evine verilmiştir." Mahkeme, şahitleri de dinledikten sonra Vangelya hakkmda beraet ka- rarı verdi, Sahte Kaymakam Kadıköyünde Yeldeğirmeninde p- turan Ali Şevket isminde bir sabıkalı kendisine kaymakam süsü vererek bir takım işler çevirmek isterken ya. ve derhal tevkif etti, kalanmıştır. — —— B — < | Opernlar, operetler ; vii gi â Torununu ((Soğezişi Lisesi lr ii Resitalleri İzcilerinin Kampı| “Sm ee. pa rks Sİ Dışarı Atam | 25 ven eyramndan ind e reisi ip Biri |den Boğaziçi Hsesi izcilerinden 60 ki |ti ( ) 2345 Bükreş Dini şilik bir grup jimnastik öğretmenle Dana çar Mimi ri Bay Hamdi Saver'in başkanlığın - da Polonez köyünde 4 gün devam e- den bir kamp kurmuşlardır. Köyün en güzel yerinde 7 çadırda 1040 İyranbal (P1lk) 2020 rene Sİ Varşova 24,15 Roma. Basım Birliğinin Toplantı N kurulan bu kamp çok eğlenceli geç | Türk Basın Birliğinden: miş, izciler burada aaikknk Son kurtluş toplantısmda arkad programla yatıp kalkmış ve izci na. |/ATM İzhar etmiş oldukları arr İdare heyetinin gördüğü Yüzum ©” rine had bir gekil alan kağıt BU ni etrafında görüşülmek için d vermişler, Mill oyunlar oynamış ve |cvddesinde (Basm Birliği) merke şarkılar söyliyerek iki komedi il; ve DÜtÜN Âzanm ve basım evleri # programlarmı süslemişlerdir. Köye hiplerinin bugün cuma seat 18 © | vedâ edilmiş ve 17 kilometrelik yol, | gelmeleri rica olunur. > 2.5 saatte yürünmüştür. zari ve tatbikatlı dersleri, izci oyün- ları yapmışlardır. İzciler burada bir gilzel müsamere Romanyalı Talebenin Mezbahada Bir Ayda Eminönü Halkevinden: Evi i Kesilen Hayvanlar | iline - cuma) saat (21,30)da Cağaloğlu kez salonumuzda bir konser Ve cektir, Bu konser için daveti gi tur. Herkes gelebilir. Konser bul radyosu ile de heşrevilecekti”” . İtalyadan Fuara Gelecek Er İzmir, 20 (A.A.) — İtalyada Adlil isminde bir genç, Ayazpağada | dinci İzmir Enternasyonal Pe Buşe apartımanı kaptersı Hasanın al- | gelecek ziyaretçilere teşhir İçİn t yaşındaki Mustafa adi çocuğuna | rilecek eşya mavlunlarında hes tecavüz ettiği için dün müddelumu. |demiryolları idaresince yüzü? ğı miliğe verilmiştir. Tahkikat devam) tenzilât yapılacağı Roma büyük etmektedir. mizden fuar komitesine ndir” Mart ayı içinde mezbahada 228 kı vırcik, 18933 karaman 1847 dağlıç, 131 keçi, 38315 oğlak, 1548 öküz, 81 İnek 273 Manda, 208 dana 205 Malak ve 10 boğa olmak üzere 62279 hay - van kesilmiştir. Adliyeye verilen mütecaviz Iştizlik... Maddöten ve manen ölmenin bir diği geşididir. ww İşsizler yürüyorlar. Önce hep bir ârada, gönrs kak başlarında dağıla dağıla ufalandılar. işsizler, tek başlarma başlarınm çaresine bak“ “Akşam oluyor, Her saat biraz daha buruşup siyah- laşan kâğıtta hâlâ on beş imza var. Kabil olsa, ek- — Ben sözümü geri alıyorum. Ben de korkuyo- rum! Diyebilse, kapıdan içerisini gözliyen Çopur Emine bile imzasını yalıyacak. Fakat Namıkla Hüseyinin yüzü öyle sert, hareketleri o kadar Ürkütücü ki bu- na ilk önce cesaret eden çıkmadı. Bu yüzden on beş imza on beş imze olarak kaldı. Sade ben bile on altıncı imzayı saymıyorum. Bu imza işletme müdürüne âit, O, ister İstemez imzalı- yacaktı. Buna mecburdur. . Bütün gayretler beyhude, Imzalar hep on beş kaldı. Bir tane daha ilâve etmek mümkün olamadı, Akşam üstü idare müdürü sordu: — Ötekiler imzalamadıdar mı? Sesinde ne içi acıtacak bir istihza var... Namik bu sefer başımı eğmiyor. Daha dik, daha gözgöze duruyor. Istihzayı sert sesiyle kesti; — Korkuyorlar, — Peki... Siz bu kâğıdı bana bırakm.. Yarm ©6- yabını alırsmiz! ... Paydosta Namık, amelelerin gidişini seyrediyor. Imzalıyanlar yavaş yavaş, pişman pişman yürü. ar, ekini e pelin daa Kek adım atıyorlar, Sokağın köşesinde birer birer, fakat çar buk çabuk kaybolanlar onlar., No, 48 Kapıcı Rahmi, Namığa hir şeyler söylemek iste - di, Saatlerdir kendi kendine düşündükten sonra göy- İe bir karara gelmişti: — Şu Namığın bir ağzımı arasam, pâtron memnun olur, Sonra vazgeçti. Namıkla karşılaşmıya cesaret ede- medi, Neden ?.. Bilir mi? Peki, ötekiler neden huzlı yürüdüler de, on beş kişi yavaş yavaş geçti, gitti? Hepsi korkudan. Rshmi, Namıktan korktu. Imzala- mıyanlar, imzalamadıklarından, imzalıyanlar, imza- ladıklarından korktular, Ah, bu sürü sürü şuursuz İnsanlar... Ah, bu şuur- suz korku... Asırlardanberi muazzam tabiatle, muh- teşem bir kavga içinde bulunan şerefli insanın bu bayağı, bu aşmalık korkusu, Allahtan. cine operiden, kuvvetliye, fırtmadan, yıldırıma, gölgelerimize kadar sinmiş bu korkular... mg Ertesi sabah kâğıdı imzalıyanlara marka veril medi, Onlarm hepsine birden; — Size iş yok! Denildi. Sebep: Fabrika disiplinini ihlâl ettiler. Ustlerine vazife olmuyan işlere karıştılar, Adeta grev tehdidi bu! Namıkla Hüseyin, sapsarı yüzlü arkadaşlarına ba- kıyorlar. Hepsi bu neticeye geceden hazırlanmış. Hepsi birihirinden tamamiyle ayrılmayı düşünüyor. O zaman belki teker teker koşacaklar, müdüre yal- varacaklar, Rica edecekler. Kapıcı Rahmi, küçük kulübesinden çıkmıyor. Yazan: SUAT DERVIŞ Ymzalamıyanlar içeri girdiler. Onlar fabrika di- siplinini ihlâl etmemiş, üstlerine vazife olmıyan İş- lere burunlarını sokmamış adamlar Işletme müdürü de dışarı çıktı. Pardesüsü kolun- da. Yüzlinde hafif bir solgunluk var, Kapıda ne ya- pacağını bilmeden duran arkadaşlara baktı, Sonra Namığa yaklaştı: — Aldırma, Namık! dedi, bu iş böyle olacak! Iki yür kişiden on beş Kişi ayrılırsa ezilir. Teker teker kovulmukla, hep beraber hak istemek arasındaki farkı öğrenmedikçe bu böyledir! Namık, cevap vermiyor. Sade genç işletme müdü- rünün elini uzun uzun sıktı. O sabah... Patron daha apartımanında uyanmadı, Sütlü kah- vesi havagazi ocağında yeni kaynıyor. Idare müdürü fırtmayı hafif atlattığına sevinerek ellerini uğuşturuyor. Ustabaşılarla kapıcı Rahmi o günlük, işçilere iyi muamele edeceklerdir. On beş kişinin verilmiyen markaları, marka tah- tasında asılı kaldi, İşletme müdürünün İstifası dosyaya konuldu. Kon tratosu mucibince davaya falan kalkarsa osbabı sü - butiye olarak kullanilacak! Namıkla Hüseyin, köşedeki kahveye oturdular, Işsiz kalan ameleler dağılıyor. İşsizlik... Hep sağ elini kullanan bir adamım çolek, hep okuyan bir adamın kör olüşu gibidir. İşsizlik... Muazzam bir içtimai istihsal dünyasmda birdenbire parazitleşmek, silâhsız kalmak demektir. ğa gidiyorlar. Sakin, ezilmiş, sessiz... Gittiler, 2 Köşeden Arif göründü. Namıkla, Hüseyin kak” lar. Onu geri çevirdiler. Namık: — Git yerine yet Arif, deği, buradan hayır YO Sende mektup yazacak para var mı?, — Var, — O halde memlekete bir mektup yaz. Sana 08” dan para göndersinler. Arif döndü. ii İki arkadaş, koltuk değneklerine acemi acemi İ*” yanan bu bitik toprak çocuğunu köşeden kaybolW” Giya kadar baktılar Arif kayboldu. Namıkin Hüseyin, konuşmadan yürüyorlar. Fabrikanın makine horultusu gittikçe uzaklı* yor. Fabrikada tam on beş makine bügün çalışma Bir teviye yiyecek, bir teviye giyecek, bir te“, ev kirası istiyen on beş adamın, on beş makinesi los etti, ra on beş makineye bükmağân GÜ şacaklar.. pe Bu hal sürse, sürse iki gün sürer, Iki gün yi boşalan makinelerin başma yeni Namıklar, yeni seyinler, yeni Nazlılar gelecek.. - Bu iki gün içinde, buruşuk bir kâğıdı imzslsn£#” dıkları İçin şarkı söylemek hakkını kazanan amel oi ier, bir hafta sonra bu haklarmı yine kaybedec# 4 ler, yine usta başılar: — Gevezelik yeter. Şarkıyı kesin Diye haykıracak.. CArkası ver)