30 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türkiye (Başı 1 incide) eden meseleler üze- ÖNŞ Ve ko fikir teatisinde bulun Bin , Müh mş“lln ile idame ettir- ’lkm%ü;' İyİ anlaşma siyaseti - t!'v.fuk İdeallerine en iyi ola - | :;'"WM““ Siyaset olduğunu ; v * Mmüşahede eylemişler Tinda alükadar Tatuala assal Uşlay el geçilmiş E,ğîhmet İnönü, Dokttor A- âns Naci Elâsil, iki dost - Tas : BE — Çleme aa m::ıt Yln, Mesut bir surette | vhlki“fm Siliklı itimat havası için- N Mişlergiş SA Tekle - bahtiyarlık 5 a ' ei gaa ' Doktor Aras İle Ekselâne OTiş, İ meyahedenin temdiği y Hüna ait ikinci kızmt Nöde buğ da notalar teati - B öm SA klen sonra ceki Os e :'bâ'ıppîuîî"mndan ayrılmış di *rine ek&üaı:ı dle olan müna de edmngemnce'_b“ memleketler l“'“wm,t“_ı hükümranlık için - | Türkigdhnekle bahtiyarlık | [' Nü lL Beı-ekye ve Irak devlet a - mu'tlkheı KA Milletlerinin gerek yaleketleri, erinin refahr için, bu © dostane teşriki mesai ş devam ettirmeyi karar- Ve Mikara 2;/ıli Geliyor y Belediye RELAN) — İstanbul Vali he Pak Hai * B. Muhiddin Üstün- Tiİcj: mün, © Nazırınm İstanbu- | ; P”“”betîyle şehrimizden Azartesi günü tekrar Ve vekâletlerle te- edecektir. D H , m sih “ölmakta- Yorgunluk hiz akları şişmektedir. Yyesine rağmen Pa - Pazartesi günleri .T“Yyııre Uvveti ğ (A Y — Yransa İa- m“d"y" Kot, Fransanm Bin İ &ası için halen birin Yüet* zarfi HAMiDiYE S YUNAN LARINDA yakla, 29 a "—ug'“'“'î) — Türk Bahri ş"lıu. h*inş:âıudm Hamidiye Mİşpeğı, Faler limanm Ridecej a '%k.ür“ Dalmaçya li- Misafir Nazır Kömür sergisini tetkik ediyor ve İrak Karar Verdiler Fransız Frangı Yine Düştü Fakat Hükümet Mec- liste Güçlük Çekmedi Paris, 29 (A.A.) — Dün İngiliz lirasınm 1li den aşağı düşmesi, par lâmento mahfellerinde mevzuu bahse dilen gevşekliğin mali aksülâmelidir. Gerginlik hakikf olmaktan ziyade za hirt idi. Blüm hükümetinin şu İki cenah arasında kalmış gibi göstermiye ma- tuf bazı şaylalar deveran etmekte idi: “Fevakleaf devresi,, nden usânâm komünist Genahı ile amele smıfmın ardı arkası gelmiyen taleplerinden bıkmış olan radikal cenâahı. Halbuki hiçbir hâdise vukua gel - medi, Parlâmentonun acılışı, istisnai bir sükünet içinde cereyan etmiş ve kabinenin siyaseti hakkındaki istizah ların süratle münakaşa edilmesi için kimse israr etmemiştir. Jak Düklos, komünistler namma partinin 40 saatlik haftanın tatbiki meselesinde uzlaşmamazlık göstermi yeceğini ve bu işin sıra ile yapılma - sını teklif ettiğini beyan etmiştir, Montröde (Görüşmeler Montrö, 29 (TÂN) — İngiliz mu. TAN KÜÇÜK HARİCİ HABERLER B ulgaristanda işsizler sa- yısının 34 bin olduğu tesbit edilmiştir. * ulgaristanda gizli anar- şist teşkilâtı yapan bir kaç kişi tevkif edilmiştir. * , Ngilterede bu senenin I deniz inşaat progra - mıma dahil üç harp gemisinin isimleri konmuştur. * * ngilterede nazırlar tah- I sisatının İndirilmesini istiyen muhalefet teklifi red- K.;îCî;no Tiranda Konuşuyor İtalya Hariciye Nazırına muazzam merasim yapıldı Roma, 29 (A.A.) — İtalyan siyasi mahafilinden bildirildiğine göre, K. Cianonun Tiran seyahati, İtalya - Yu goslavya paktiyle tarsin edilmiş olan İtalya - Arnavutluk ittifakı çerçeve- Bi dahilinde vukua gelmektedir. Bu sebepten Arnavutluğun endişe etme mesi lâzımdır. Roma, 29 (Radyo) — Kont Cia - nonun şerefine Tiranda yapılan nü- mayişler âzami dereceyi bulmuştur. Dün Kont Ciano, Arnavutluk harici ye nazırınm tefakatinde tayyare ka- rargâhımma gitmiş ve İtalyan tayya - re şirketinin kurduğu binanın temel taşmı atmıştır. K. Ciyanokral Zo go tarafından da kabul edilmiştir. Türk - Rus Demiryolu Mukavelesi Ankara 29 (TAN Muhabirinden) — Kamutay yarımki toplantısında Tür- kiye ile Rusya arasında 9 Temmuz 1922 de imza edilmiş bulunan demir- yolları mukavelesinin 2 maddesini ta dil için Moskovada Aaktedilen anlaş manın tasdikine dair kanun projesi görüşülecektir. rahhas heyetile Fransız delegeleri a- rasındaki noktai nazar üzerinde mü him bir yaklaşma vardır. Mısır, Fran sız mekteplerile müessese ve hasta. nelerinin himaye -edileceğine dair ta. minat verecektir. Konferansın umy- mi komitesi, yarın sabah toplana - caktır. MÜEBBET KÜREK! Bükreş, 29 (TAN) — Divanıharp, burada 8 lejiyonöri müehbet küreğe mahküim etmiştir. z — — İdeolojik ondra gazetelerinden biri bir ad. kull fakat asker' olduğu da saklanılmı- yan bir muharririn eserinden dik- kate değer bazı parçalar iktibas e- diyor. Bu İngiliz ve asker muharri- re göre İspanyada kanlı bir boğuş- mıya girişen tarafların gördükleri yardımlardan biri de ideolojik en- dişelerle vuku bulmamaktadır. Çünkü İspanya meselesi ile alâ- kadar olan devletlerin biri de İs- panyada galebe çalacak ideolojiye zerre kadar ehemmiyet vermez. Me- selâ Fransayı ele alalım: İspanya- da bir diktatörlük vücut bulması Bu anl Devlet Demiryollarile Sovyet demiryollarının üzerinde vuku bulacak müşterek ve doğru nakliyatı tanzim etmek üzere hazırlanmıştır. Zirai Asayiş Kanun Projesi Ankara, 29 (TAN) — Zirai âsa - yiş kanun projesi vekâletlerimiz ta - rafımndan tetkik edilmektedir. Proje, memleketimizde sıkı sıkı rastlanan g- razi hudutlarradan mütevellit ihtilâr larm önünü alacaktır. -— Belçika, Kendi Toprağına Karşı İstilâ Yolunu Kapamıya Azmetti Brüksel, 29 (A.A.) — Nariciye Nazırı Spaak bugün Mebusan Meclisinde aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: “— Asırlardanberidir ki, Belçika, Avrupanın harp sahnesi ola- gelmiştir. Artık bu istilâ yolunu kapamak lâzımdır. Ve her istika- mette ecnebi bir ordunun topraklar ine mâni ola- İs:1 B Aiy V? cak engeller yül Bunun içindir ki, Belçikanm askeri siyaseti harici siyasetine sıkı sıkıya bağlıdır. 24 Nisan tarihli Fransız - İngiliz beyannamesi tam mamasiyle bir muahede değildir. Bu, Belçikanım harici siyasetine bağlı bir vesikadan ibarettir. Binaenaleyh eğer Belçika günün birinde serbestliğinden istifa de ederek bitaraflık siyasetinden çı- kacak olursa İngiltere ve Fransa da bugün Belçikaya vermekte oldukları garantiyi geri almıya hakları olacak tır. Bu hususta hiçbir şüpheye ma - hal yoktur.,, Spaak sözlerini şöyle bitirmiştir: « Belçika garp paktının tanzi - minde rol oynamak İster, Belçika hü kümeti pekâlâ biliyor ki, vazifesi, Almanyanın da kabul edebileceği bir garp emniyeti meselesi halledildik - ten sonra nihayet bulacaktır. Birçok defalar da Hitlerin beyanatma neka dar büyük bir ehemmiyet verdiğimi söyledim. Bu beyanat Belçika hükü- metinin ihmal edilmemek istediği bir takım ihtimaller yaratmaktadır.., Almanya borç para arayor Moskova,29 (A.A.) — Beynelmi - lel bir ekönomi konferansinin içtis: maa davet edilmesi projesi hakkında İzvestiya gazetesi diyor ki: ' “— . Almanyaya borç vermek fikri, Framsız, İngiliz ve Amerika mahfel- lerinde rağbet bulmamaktadır. Buna binaen Alman dostu olan İngiliz, A- merikan mahfelleri projelerini mas- ke altımda gizlemek istiyorlar ve sa- dece beynelmilel bir Alman istikrazım dan bahsedecek yerde beynelmilel e- konomi konferansından bahsediyor- lar.,, Prens Polün Yıldönümü Belgrad, 29 (A.A.) — Naip Prens Polün yıldönümü münasebetiyle dün Deligne sarayının kilisesinde dini â- yin yapılmıştır. Merasimde valde kra liçe Marie ile Prens Tomislav ve An- dre hazır bulunmuşlardır. Dün sabah Belgrad garnizonunda bulunan 9,000 kur'a efradı harbiye ye bahriye nazırı General Mariç'in huzurunda yemin etmişlerdir. &y BAŞMAKALEDEN DEVAM Yeni Münakaşa Ruhu (Başı 1 incide) tarafa bırakılır, bir, sen ben kavgası- dır başlar. Hele bir makamm yeni ve eski sahibini biribirinin tabif düş- manı bilirdik. Eskiden bir makama geçen adamlarımızdan çoğunun ilk endişesi, eskinin başladığını bozmak, yıkmak, kendi adına yeni bir şeye gi- rişmek değil miydi? Bu yüzden ha- — LEK İş Bilenin!. Hiç unutmamamız lâzım gelen bir sözü gerçi tekrarlar dururuz: İş bilenin! Kılıç kuşananın! Lâkin bunu galiba mânasını bilme- den söylediğimiz ilâç isimleri — veya (kadın göbeği) şeklinde lâfzi mâna- sına tekabül etmiyen tâbirler gibi söy lüyoruz, zannediyorum. Zira işi her- zaman bilene verdiğimizi iddia etsek bile arasıra ehliyetsizlikten dolayı sı- rıtan işler bu sözün şarkılarda oldu- ğu gibi yalnız “beste,, sini söylediği- mizi bize anlatıyor. . Bir işin bilene verilmediğini görüp te yadırgadığım zaman bir dert orta- ği arayıp tasamı açar: — İyi! Kardeşim amma bilmem ki; o adam o İşi yapabilir mi? derdim. Yüzde doksan şu cevabı alırdım: — Hüsnüniyet sahibi adamdır. — Evet amma hüsnüniyet... — « İyidir, iyi. Çok iyi huylu; ter- biyeli adamdır. Bu sözü o kadar çok “işittim ki; muhakemenin istikameti değişti.Şim- di ben terbiye ve hüsnüniyeti değil bir iş, bütün işler için ihtısas telâkki etmiye başladım. Bu inanış umumile- şirse günün birinde çok terbiyeli bir adamın bir hastayı iyi edeceğine ve büyük hüsnüniyet sahibi bâr diğerinin büyük bir mimari eser yaratacağına kanacağız. Bunun neticesi o zaman Ihtısas mekteplerinin ve' tecrübi bil- ginin ehemmiyetini kaybetmesine ve yatımıza devamlılık gi yısız emekler boşa gitmiştir. İngiliz parlâmentosunda bir hükü- met mümeesili ile en kızıl bir muha- Nf arasındaki konuşma tarzını ağzı- muzm suyu akarak okurduk., “Muh- terem arkadaşımın falan noktada hak kı var, fakat...” diye hükümet namı- na başlıyan bir anlatış, yahut: “Çok muhterem arkadaşım falan mesele- den bahsetmenin sırası geldiğine ka- ni midir?” yolunda bir sual insana şu fikri veriyordu ki ortadaki olgun, ter- biyeli adamlar bir saniye bile şahıs üzerinde durmuyorlar ve söze mevzu olan meseleyi gözden kaçırmıyorlar. Yeni: gidiş- amutandaki son münakaşa bi- ze şunu öğretti: Mesele üze- rTinde durmak, şahsi ihtiraslara kapıl- mamak imkânı, Siyasi hayatımıza girmiştir. Bir gün Recep Pekeri kürstide gö- rüyoruz. Diyor ki: “Kıymetli arkada- şım Ali Çetinkaya Şark Şimendiferle- ri işinden bahsederken 1929 mukave- lesini tenkit etmiştir. O mukaveleyi ben yaptım. O zaman yapılabilecek en iyi mukavele diye telâkki ederek im- za ettim. Mukaveleye karşı yapılan tenkitlerde şahsıma ait imalar hisse- diyorum. Halbuki bence memlekette şahıslarım fevkinde devam eden bir temizleme ve ilerileme hareketi var- dır. Her gün nereye varmıya imkân olursa oraya kadar varmıya çalışılı- yor. Temizlik hareketinde yeni netice- ler alınınca bunu kim yaparsa yapsın hepimiz iftiharla takip cdi;'omz:" Ali Çetin Kaya şu cevabı veriyor: “Ben aziz arkadaşımı kat'iyyen kasit veima etmedim. Yeni yapılan muka- veleyi ve kazanılan sahayı tarif ve i- fade için 1929 mukavelesindeki hü- kümlerle bir mukayese yaptım. Beni YAZAN: ÖMER RIZA DOĞRUL tereye gelince, onunda tereddüdü, ideolojik hiç bir endişe İle a- lâkadar değildir. Hakiki sebep İn- gilterenin Akdeniz hâkimiyeti me- selesini İtalya ile harp ederek mi, yoksa anlaşarak mı halletmeğe he- nüz karar vermemiş olmasıdır. Bü- tün bu vaziyetler, bu hattı hareket- dh; daha fazla stratejik mahiyette- E ser sahibi bu noktayı izah için Almanların ne düşün - onun bir kılmı Onun — düğünü hulâsa ediyor ve bu düşün- ehemmiyet verdiği nokta bu dikta- — ceye göre, İtalyanm Akdenizde İn- törlüğün Fransaya dost olmasından — giltereye karşı uzun vadeli bir ta - ibarettir. İtalya da öyle. O da İs - — arruza geçmiş olduğunu ve İspan- panyada korporatif veya parlmanter yaya karşı siyasetini buna göre bir rejimin teessüs edip et - — tattuğunu anlat ne ehemmiyet vermez. Onun bütün dileği İspanyada kurulacak hükü- metin kendisile anlaşmasıdır. İngil- İ tıyor. İtalyanın Akdeniz- de vaziyeti, strateji bakı- mından zayıftır. Çünkü Akdeniz i- çinde mahbustur, Coğrafya bakı - mından Britanya, daha doğrusu Britanya ile Fransa, İtalyadan da- ha çok kuvvetlidirler. İtalyanım strateji bakımından zayıf olan bu vaziyetten kurtulması için, İspan - yaya hâkim olması icap ediyor. İ- talyayı İspanya ile alâkadar eden asıl sebep budur. Yoksa faşistlik, : Endişeler O halde bu tehlike İle lâyık ol - duğu şekilde meşgül olmak gerek- tir. İngiliz muharriri tehlikeyi ve tehlikeyi bertaraf etmek çaresini şu satırlarla anlatıyor: “Britssya İmparatorluğu bugün tehlikededir. İngilterepe karşı düş- manlığını mütemadiyen gösteren İ- talya, artık imparatorluğun en e- saslı şahdamarı yolunda yerleşiyor. İngiliz fırkalarının İspanya müca- yohut komünistlik dü lığı de- — delesine karşı şahsi hislerini, İm- ğildir. İtalya, İspanya hükümetini paratorluğun selâmet ve emniyeti siyasi kontrolüne almakla Akdeni: ; PPT t larıdır.,, ; de kopacak herhangi muharebede Bu İngiliz neşriyatı, İngiltere ile İspanyol topraklarından stratejik — İtalya da başlıyan rekabetin, surette istifade etmek İstiyor. bütün teşebbüslere Tağmen, de- muharririne göre ne- — vam etgmekte olduğunu gösteriyor. . l tice panyaya müdahalesinin bütün he- defi Britanya İmparatorluğunu teh- Stratejik hedefler edinmek mü- sabakasının sonu bir harp mi olur, dit etmek ve İngilterenin Akdeni deki gahdamarma hücum için ha- iş Ve Ba- y kotaylaşması- na şahit olacağız. Nasreddin Hocanm göle maya ka- rıştırırken : — Ya bir de tutarsa! dediği — gibi hakikaten böyle olursa ne kadar ra- hat edeceğiz! B. FELEK İngiliz İstikrazının İlk Tertibi Londra, 29 (A.A.) — Bugün ytlz- de iki buçuk faizli milli müdafaa is- tikrazınm yüz milyon' İngiliz liralık pk tertibi ihraç olunmuştur ancak meselenin kendisi alâkadar e- der. Şirket meselelerinde dünden kal- ma hükümler var ki memleketin bün yesini tahrip ediyor. Bunlarla sonuna kadar mücadeleye devam etmek va. zifemdir.” Kafa sporu mu? * ki tarafın bu sözlerini dinler. ken, bize öyle geliyor ki orta- da şahısları alâkadar eden ateşli bir siyasi münakaşa yoktur, ancak kafa sporuna ait tatlı bir münazara vardır Nitekim Ismet İnönü de bir hakem haliyle konuşuyor: Diyor ki: “Mukâa- vele nankördür. Her mukavele imza edilmezden bir saniye evvel iyidir, Çünkü karşı tarafı o dakika için el- de edilmesi mümkün olan azami neti- celere bağlıyor. İmzadan sonra fena- dır ve tenkide lâyıktır. Çünkü daka çoğunu koparamamıştır. 1937 muka- velesini bile: “Hattâ pahalıya aldınız” diye tenkit edenler bulunacaktir. “Biz bu tenkitlerin hepsini göz önünde bu- lundurduk, fakat işin muallâkta kal- — ması ve hattın bozulması gibi mah- zurları da düşündük. Netice olarak €en iyi âmeli imkân diye mukaveleyi imza ettik... Bu gibi hususlarda işle- rin iyi tarafı arkadaşlarımındır, ben mes'ul taraflarıma iştirak ederim ve mes'uliyette onlardan daha evvel ge- lirim... Ümit ederim ki bütün bu mü- nakaşalar efkârı umumiyede, mesele- nin etraflı tetkik olunarak Büyük Millet Meclisinde huzurla karar veril- diği hakkında yeni bir'teminat neşe- si husule getirsin.,, Recep Peker, bu milletin en büyük varlığı, milli birlik, beraberlik ve bü- tünlük olduğunu ve bunun da şahısla arasındaki birliğe dayandığını ileri sürmek ihtiyacını duymuştur. Bu söz- lerden maksat, münakaşanın “derin duygulu yurtdaşları fütura sevket « memesi ve kara ruhluları sevindirme- mesidir.” Halbuki Meclisteki son münakaşa bilâkis umumi hayattaki aheng ve birliği teyit edecek tesirler yapmış- tır. “Şahıs yok, yalnız mesele var” ümdesinin siyasi hayatımızda kökleş- mesine Kizmet etmiştir. Bütün temennimiz, bu yolda, müs- bet bir münakaşa ruhunun, hayatımı- zın her köşesine yayılmasıdır. Ahmet Emin YALMAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: