ye bunu nereden tanıdığını sormuş ve © Vehaneye gelmiş ve kavgaya tekrar . Asıl Katil ». Kemal mi Kâmil mi ? amıl mı Dün ağır ceza mahkemesinde 1934 Yılı kânunuevvelinin on üçüncü günü Nişantaşında Ramazanm kahveha . mesinde geçen bir cinayetin muha- mesine devam edildi . Bu cinayet Ahmet Fethi isminde bir gencin şapkasınm içinden düzen bir kadın resminden doğmuştu. Kah yede oturanlardan elektrikçi Kâmll bu resmi yerden alınla Ahmet Fethi- bu soruş bir ağız kavgasma ve biraz sonra da tokat tokata gelmiye yol Açmıştır , Ertesi gün Ahmet Fethi hemşire - Zadesi Abdullahla beraber ayni kah - başlamışlar, Elektrikçi Kâmil, kahvehaneden "Abdullahı, Ahmet Fethiyi ve Necibi #okağa çıkarmış ve orada bir biçak © İasir başlamıştır. Atdullah bacağın . dan Necip te göğsünden aldığı yara- yet, bir gün Avniyi Yeni postane ar- Onnik İplikçiyan Rüşvet Verirken Tevkif Edildi Polis dün sabah saat dokuzda lar Müddeiumumiliğine akseden tafsi| şudur: Onnik İplikçiyan isminde bir jrerek Ünyon Sigorta Şirketinden para çeken bir şebekeyi idare ettiği için geçenlerde tevkif edilmişti. Cumartesi günü de Asliye Dördüncü Ceza mahkemesinde b: Mahkme, bu dava dosyasının içinde Sıvas ve Kumkapı nüfus memurluklarma verilen ve bun- lar tarafmdan derkenar edilen stida bulunduğu için bu sah. te derkenarları yazan memurlar hakkında ne yapıldığını sormıya krar vermiş ve muhakemeyi ta- lik etmişti. Sahte arzuhali yok etmek için Onnik İplikçiyan kendisini mah - küm edecek olan bu iki sahte arzu- hali yek etmiye karar vermiş. Ve iki AY evvel ayni mahkemede çalişan zabıt kâtiplerinden Avniyi bularak kendisiyle tanışmak istemiştir. Niha- kasmdaki sokağa götürmüş ve ona: “— Sen milli emlâk müdürlüğünde | de bulundun, senden istifade etmek isterim. Benim dosyadaki bir iki kâ ğrdm yok edilmesini istiyorum,, de- bir rüşvet cürmü meşhudu yapmıştır. B'r saat sonra Meşhut Suç- Alemdar sinemasınm önünde bu hâdisenin cereyan şekli ve emlâk sahibi, dirileri ölü göste- uu davaya devam edilmişti. | aral saklanmış, üçü de karşıdaki komşu evlerinde vaziyet almışlar. Saat lam sekizi on geçe Onnik Ca- gelloğlundaki evine gelmiş. Etrafı tet ki etmiş, köşe başlarına bakmış ve nihayet kapıyı çalmıştır. Avni ie ka prda konuştuktan sonra Alemdar cad desine doğru yürümeğe başlamışlar » dır, Onnik bu sırada cebinden iki a- | det ellişer liralık çıkararak Avniye uzatmıştır, Avninin elindeki istidaları kaparak etindeki kibritle yakmak is - terken de memurlar üstüne atılmuş - lardır . Onnik istidaların birer parçasmı koparmış ve yola attıktan sonra kaç. mıya başlamıştır. Kaçarken karşıdan gelen komiser Rizaya çarpmış ve ye- re yuvarlanmıştır. Onnik burada: — Eyvah yandım, diye suratını to. katlamıya ve kendisini yerden yere TAN İŞ yağ güne bırakılmıştır . “ çiltavuğunu çaldığı için ayni handa ” oturan Hüseyin aleyhine bir dava aç “ mış ve Hüseyin de Sultanahmet sulh lardan ölmüşlerdir. Bu arada bir de kunduracı Kemal varmış, Ağır ceza mahkemesi geçenlerde kunduracı Ke miştir . gibi de öldürdüğü için 20 sene hapse mahküm etmişti. « Temyiz mahkemesi bu kararı dört noktadan bozmuştur. Suçlu Vekili Bay Necip, asıl kati - nden dolayı Kemale hüküm verildi. i iddin ediyordu. Temyiz mahke - mesi de bu kararı bu noktadan boz - #ouştur. Şimdi Oyeniden beşlıyan muhakemede asi katilin Kemal mi, yoksa Kâmil mi olduğu anlaşılacak. #ır, Muhakeme, tetkik için başka bir tir. Ayni Çil Tavuk Davası Walde hanmda oturan Ali Asgar, Üçüncü ceza mahkemesi tarafından Onnik, istediği küğrtlarm ne oldu. ğunu sonra söyliyeceğini anlatarak e e “— Si istediğim iki kâğrttır. Gazeteciler beni dillerine doladılar, | ta duramıyacağmı ve çocuğunu 40 Onlar dilinden kurtulmak ve ayni; derece tifo harareti içinde bıraktığı. zamanda mahkemede kendimi an; a- sık olarak müdafaa edebilmek için i bu iki kâğldr istiyorum. Esasen bir Jin Kâmil olduğunu ve isim üşabehe disi ay da tevikifanede kaldım. Mü - nasip bir say. intavinir. da azman amca mmm — imal ma siz de istifade edersiniz. Ben de ga-! olarak direndiler. Bundan sonra mah zetelerin dilinden kürtulurum: 500 liraya pazarlık Avni, bunun üzerine Onnikle pa. zarlığa girişmiş ve 500 lira istemiş - zamanda da bu teklifi müddetumumi Hikmet Onata an'attı. ğı için polis derhal bir cürmü meş - hut tertip etmiştir. Avni, imha edilecek istidalarm #u. retlerini ve derkenarlarını aynen On niğe vermiştir. Onnik bunları doldu- racak ve pullarmı yapıştıracak nah. keme dosyasma bunlar konarak ASIl| nat, bir muharririmize şunları söyle. bir ay hapse mahküm olmuştu. Ge , | !Stidalar da aşırılmıştır. ? © çen gün bu muhakemeyi yazarken davacı Ali Asgarm ismi suçlu Hüse -| Nihayet, dün sabah saat altı b: -İlarmm kendilerine kanına aykırı Cürmü meşhut yapılıyor atmıya başlamıştır. Bu sırada da gö #inden yaralanmıştır Suçlu tevkif edildi Ormik saat İ0 da asliye ikinci ceza | mahkemesinin önüne gıkarıldr. Ayak ni söyliyerek ağlıyor ve saçlarını yo- tuyordu . Reis, onun oturduğu yerde ifadesi. nf aldı. O, herşeyi inkâr etti. Cür - keme suçluyu Tabibiadillere mun . yene ettirdi. Müddelumumi Hikmet suçun sabit olduğunu sövliyerek Onni ğe ceza kanınunun 220'nci mad“ desine göre ceza kesilmesini ve der- hal tevkif edilmesini istedi, Onnik kendisini müdafaa edemiye, ceğini söylediği için muhakeme ayın altısma bırakıldı, Mahkeme, suçlu « nun tevkifine karar verdi. Müddeinmum'nin beyanatı Bu rüşvet cürmümeşhudu mlna . sebetiyle müddetumum! Hikmet O - “— Gümhuriyet adliyesi memur - sine kaldırılan Rafael Salamon is. minde bir genç dün hastanede öl - müştür. Müddelümumilik bu ölümü şüpketi gördüğü için Tabibiadile cese di muayene ettirmiştir. kata devam edilecektir , Mayalar ğarglere sinde bir “meyvalı ağaçları, kesme davasına başlandı, Davacı Sarıyerde ları da komşularından Fahriye, Mu- mafevklerine haber vermeyi kendi - lerine Şiar ittihaz ettiklerini bu son hâdise teyit etmiştir. o Cümhuriyet adliyesine kanuna aykırı bir teklif yapılamaz. Buna cür'et edenler Ya - kalarmı derhal kanunun pençesine vereceklerinden hiç şüphe etmesin . Yinle karıştırılmıştır. Tashih ederiz. |çukta ikinci komiser Başar, Rıza, Ü- | yapılacak herhangi bir teklifi derhal i a mm Genç adam: —imdi ah edip durursun diyor. Kabahat hep kendilerinde. Sizler felâketi üstünüze davet eder. #iniz.. Memnun oldum. Pek memnun oldum başma gelen işe... Size ders olsun bunlar. Böyle bir mukaddemeden sonra, böyle bir söz İşiteceğini biraz aklına getirmemiş olan Arif ona hayretten büyümüş gözlerle bakarken, fabrikanm teknik şefi olan Alman mühendisin muavini genç mühendis Bay Müdüre dönüyor: — Ayaklarına pis bir şey batar, diye devam edi- yor, biraz ehemmiyet vermezler... Doktor var, ilâç Var... tedavi çareleri var yaptırmazlar, aylarca, haf- talarca o bacak dağlar gibi şişer. Sonra da tabii bir netice olarak bacak kesildi mi bir ah, bir of. Bütün vücudu bir anda tehlil edemediği bir hisle Bicacık olan sakat adam ne yapacağını ne cevap V6- receğini bilmiyerek genç mühendise bakıyor. Sonra bu defa eğilmek değil selâm vermeği bile ihmal ede - rek kapıdan çıkıyor.. ... * Şimdi müdürün yanma doğru yaklaşan mühen- dis: — Direkt ein Schveinerhund. diyor. Yani azizim senin (anlayacağın (sözün (Türkçesi (domuz köpek. . Bunların hepsi böyledir. Hepsi .. domuzlar gibi pislik içinde yaşarlar yıkanmasını bilmezler... Hygien bilmezler.. Etlerini yıkamasını bilmezler... Sonra bu genç yaşlarında bir bacakları. n: kaybederler... Memlekette bir gencin bu yaşta bir gencin bir bacağını, sırf cehalet, sırf pislik yü- © zünden kaybetmesi ne felâkettir, ne felüketlir bu... İhsan isyan etmemek elinden gelmiyor. Ne İste. yordu bu.. Senden? Bacağını burada kesmiş. Bacağını parasını istiyordu. Tazminat istiyor, Kırmızı enseli adam, kırmızı ensesini daha ziyade koyu bir renge sokan bir kahkaha ile güldükten Terem KRAL 13.4-937 ER EGELENİYOR? Amerikanm altın sesli iki yıldızı KARLBRISSON-MARY ELLİS NEŞE - ZEVK - NEFİS . ŞARKILAR - EĞLENCELİ BİR MEVZU Onümüzdeki persembe Melek'te a EM VE ARAYA YERI ma mma SARA Bugünkü program ; Ökle neşriyatı: 12.30 Plâkla Türk kisi; 12,50 Havadis; 1305 Muhtelif neşriyatı; 14 Son. Akçam aesriyatı 18,80 Plükla damı si; 19.30 Konferans: Eminönü Halki der riyat kolu namma Nusret Safa (Yeti ei Fiyat); 20 Belma ve arkadaşları tarsiğıj | Türk masikini ve halk şarkıları; 20.30,€ Rıza tarafından arapça söylev: 20,45 Öğ | ak amam ni irem amma Küçük Lord Fauntleroy kimdir?... Küçük Lord Fauntleroy'un talil ne olacak?.. Bu Perşembe akşamı ğin erir göm sel EK ÇÜK | Lort i filminde görecek... Sevecek ve alkışlıyacaksınız... Bir zevk harikası. Fevkalâdelik... His ve heybca: SARAY öireminn göstermeğe başlıyacağı Fransızca sözlü mmm İRİ mi gi ARMAN MA MMA. Acele Bir Memur Aranıyor Ankarada Resmi bir müessesede eyi şartlarla çalışacak bir Bayan memur aranıyor. Türk olması şarttır. Eyi referans, bir fotoğraf ve bir mektupla (N. Y.) rumuzile İstanbul 176 numerolu posta kutusu ad- SİN ÇÖNĞĞTÜSİ. egm 0 esitİleri Kimil ve arkadaşları tarafmdn Türk kisi ve halk şarkıları, saat ayarı; ZİLİ Tiyatrosu dram kısmı (Pleas ve dm); 22.15 Ajans ve boran | baberl&fi ertesi günün programı: 22.30 Piâkla 89 Opera ve operet parçaları; 23 Son. . Günün program özü Senfonlk Konserler: 3. Senfonik konser ( 13.10 Bükreş: Hafif plâke masikisi: 18 Radyo orkestrası; o 18,20 Roma a): Şarkılı konser (Napoli havi Budapeşte: Orkestra; va ; 1980 Roma ( i Ces Şa #0): Arap musikisi; Fa); Türkçe neşriyat. rışık kı 20.25 Briino: Radyo ork" 80 Bükreş: Mandolin orkestra 4 Roma (kısa dalga): ,19 Kolonya: Solist P.T.T: Ork g0 lar 11.10 Berlin: “Binde Yolanda,, | (Cavkovski), Oda Musiki ; 21,10 Berlin: “Blinde Yoland,, 9 16.15 Vi Piyano, sarler 1815, Şüpheli Görülen . .. rinden Mehmed Ali Ayninin mahdu- Bir Ölüm İmu Necip Sirrt Ayni Ankarada kalb sektesinden vefat etmiştir. Necip Sır rı Almanyada tahsilini ikmal etmiş! ve memlekete avdetten sonra ban - kalarda, şeker şirketinde hizmet et- miş ve en sonra Ankarada İktisat Ve kâleti İş bürosunda şeflik etmekte bulunmuş münevver bir genç idi. Cs- | nabı hak ailesi efradma sabırlar ih- Yaralandığı için Sen Jorj hastane | Verilecek raporlara göre, taki , sah buyursun, Kesen Suçlular Dün asliye birinci ceza mahkeme. oturan bahçivan Abdullahtı. Suçlu No. 33 — Das ist direkt zum lochen! diyor; yani Meln lie ber senin anlayacağın tam gülünecek şey bu.. Para mı7?.. Bunlara bir de para mı verilecekmiş? Onlara peize lâzım. Türkçesi onlara kırbaç lâzım... Onlar: temizliği öğretinciye kadar dövmeli... Yapılacak şey bu.. Bu aralık tekrar kapıya vuruluyor! — Giriniz. Giren kırk yaşlarmda görünen bir adam. Üstün. de bez bir iş gömleği var. Saçları ağarmış yüzü genç kalmış başında çok düşllnen, çok münevver ve mütefekkir bir başım çizgileri var... Ve bu başm altmdaki gövdesi mükemmel bir atlet vücudu gibi iri ve güzel, iğ “Ba Bu âdam fabrikanm işletme müdürü. Hepsi se- lâmlaşıyorlar, Ve genç mühendis sözünde devam ediyor: — Bu adam fabrikada ayağını kaybetmedi. BL zim makinelerin, motörlerin, kayışların, çarhların şerrine uğramadı, Pek iyi hatırlıyorum, Ikiüç ay evveldi. Tesadüfen aşağıdan geçerken topallıya, to- pallıya yürüyen birine rast geldim. Tabi! hemen alâ- kadar oldüm yanıma çağırdım. Kendisine nesi ol- duğunu sordum: “iki üç gündür ayağım şişiyor” dedi hemen doktora yolladım... Kim bilir nerede ne zaman ayağma bir şey batmış. Ehemmiyet verme. miş tabii infekslon, netice malüm... İşte ayağı kes mişler.. Kabahat yalnız kendisinde on para bile ona verecek bir sebebimiz yok.. Demindenberi genç mühendisin sözünü dinliyen İsletme müdürü; il adan. Yazan: SUAT DERVIŞ — Demin koridorda gördüğüm, Ariften mi bah- sediyorsunuz? diye soruyor. — Evet, — Onda haksızsınız. Biz bu çocuğa tazminat vermek mecburiyetindeyiz. Bay Müdürün tok öküz bakışlı gözleri şimdi ağır, donuk bakışlarını işletme mildürünün üstüne bi- raktı: — Evet.. Evet o çocuğa tazminat vermek mecbü» riyetindeyiz. — Warum denn, yani niçin? Mademki makine ks- zası olmamıştır. Mademki kendisi düşmüştür. — Kaza olmuştur. Kaza başka türlü olmaz yal, Çocuk yere düştü. Sırtında kocaman denkle yere düştü Ayağına çivi battı. — O gün bundan haberiniz oldu mu? — Evet oldu. — Diz kapağına çivi girdiğin! gördünüz mü? Bil diniz mi? O halde yine ilâçlamadımız. — Hayır yalnız o gün ayağının incindiğini bili yordum, Doktor yoktu o gün, hem yarım saat son- ra yürüdü. Bir saat sonra çalıştı. — Çivi girdiğini neden bilmediniz? — Söylemedi. Yalnız incik canmı yakryordu, Idare müdürü ile işletme müdürünün sözlerini kesmeden dinliyen genç mühendis kolunu havada döndürerek parmaklarımı şaklatıyor: — Hab ieh nicht gesogt!.. Demin söylemedim mi?. Kendisi çivi battığını haber vermedi. Kendisi söyle- medi. Söylemiş olsaydı. Tabii siz tentürdiyot tavsi- ye edecektiniz? Nicht war.. Hep kendi cehaleti. İşletme müdürü cevap verecekti, fakat genç mü. | ÖLÜM HABERLERİ MÜESSİF IRTİHAL Üniversite Ordinaryüs profesörle- ENE YENİ ADAM — 171. inci sayısı çıktı, Bu sayı ile ilâve olarak Anatole France'ın (Epikürün bahçesi) adlı e. serinin 3 üncü formasını veriyor. İ. çinde İsmail Hakkmın (İmtihan ye. rine travay) Sana niçin düşman ol. madım, İlkokul programın tenkidi, Estetik nedir? Hayatım likleriy. ii rat ve İbrahimdi. Şahitlerin çağır e baş makali Sx Mei liz |daşlarn teşrifleri ren olunur. ması İçin muhakeme talik edildi. da “ anketine Kerim Sadi, Yusuf Ziya, ve Raif Needetin verdiği | /dikkate çok değer cevaplar var. Ay.| rca Hüseyin Avni, H. Bozok, Adnan Cemil, Dr, İzzettinin makslelerini ve Andre Gide ve sair ecnebi muharrir. lerden yapılan tercümeleri okuyacak. #inız. En modem bir Türk fikir mec. muası olan (Yeni Adam) 1 ehemmi. yetle tavsiye ediyoruz. şovn: Keman sonatları (Beethoven): 2235 Rrsj wn Meşhur seslileri Kuartet (Pihi). Dans Musikisi: 16.10 Roma (kren dalga) 20,20 Büleres: Piyano kons va: 2345 Milano: 24 Budapeşte. Türkiye Tıp Encümeni Toplantısı Türkiye Tıp Encümeninden. Türkiye Tıp Encümeni 14 niasn “& çarşamba akşamı saat 18,30 da, PE“ ba Odası salonunda toplanarak pr” sör Lipman'ın “Had dumuru i kebed., ha":kmdaki tebliğinin müz resine devam edecek ve profesör Kemal Öke tarafımda UHlususiyet S4 Vaz ülk ve Th ATA ear rT dok etrafındaki büyük bir gangi9” koledokun tazyikinden ileri gelen; rılik ve müdahale) ile profesör © Yaver tarafından (Had ceybi fekki nutuu balemi fitihaplarında tra” minatlon'un ehemmiyeti) ve (a ciaml ecnebisi) hakkmda tebliği bulunulacaktır. Muhterem 8 Tarak Şadi Provalara Başl) Sanatkâr Şadinin bu ayın 17 #! tekrar sahneye çıkacağı haberi Vİ l , Orhan Seyfi; m! alâkayla karşılanmıştır. Y« 141, bu müzameresiyle, İstanbul! sevimli sanatkârı sahnede göl fırsatmı da vermiş olmaktadır. kâr, arkadaşlariyle birlikte pro ra başlamıştır. hendis bırakmıyor: — Size söylemiyor muyum? Bunun hepsi ceb” letten Bu asırda böyle cahil olmıya kimse mezuf değildir, — Bir adam cahlise tenvir edilir. Fakat kimseni bir diğerini sen cahilsin diye açlıktan (o öldürmiy? hakkı yoktur. v Genç mühendis cebinden çıkardığı bir püroyu ağ zma götürürken: — Azizim size bir şey söyliyeyim mi diyor be kendi hesabıma bu nevi sosyal yardımların yapı” © masma kat'iyen aleyhtarım... Çünkü bu hareket” lerle memlekette şimdiye kadar; kendi mevcut duğunu, hakları bulunduğunu bilmiyen bir küt€ | ye fena fikirler aşılamış olacağız, memlekette çıkaracağız. fh — Bir memlekette smıf çıkarılmaz, ya mevcu tur, yahut ta tebellir eder. Olmiyan bir sınıfı hir a iki, kişiye şu veya bu hakkı verecek, yaratmak imi nı yoktur. Genç mühendis uçlarını bir püro makasiyle yi pardığı püroyu yakarak: p — Azizim diye cevap veriyor, İşçilerin arasın şuurun uyanması felâkettir. Bunun böyle olduğunU gören büyük adamlar bak ne yaptılar?.. — Kimdir bu büyük adamlar? ) — Hitlerler, Mussoliniler... Memlekette . 3009 | kütlelerine göz açtırıyorlar mı? İşletme müdürü genç mühendisi oyukards” Aşağı süzüyor. İdare müdürü dirseklerini mas3/* dayamış onlara bakıyor ve: — Benim işin bu kadar derinine aklım ermez ö” yor. Hitler, ne yapar? Mussolini ne yapar?. Bi ' ne? Benim burada yegâne düşincem şu. Bu köylü ayağını gelip kestirmiş. Bizim fabrikada çalı zaman başma bu kaza gelmiş. Amma sebep biz yiz?. Değil miyiz?.. Şimdiye kadar, makineye Kk" lunu kaptıranlar oldu. “Arkası var) İ