Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
M elt Gi — 214i1-087 TAN Gündelik gazete BAŞMUHARRIRI DAhmet Emin YALMAN 'TAN'ın hedefi: Haberde, fi- kirde, her şeyde temiz, dü- rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. Günün Meseleleri Biz ne teklif ettik? Hatay davamızı hal için Milletler Cemiyetine gitmeden evvel Fransa ile doğrudan doğruya anlaşmak iste- dik. Fransa evvelâ bizim bu arzumu- |- zu anlamadı. Pariste başlıyan müza- kerat inkıtaa uğradı. Bu İnkıta devresinde Fransa Baş- vekili leyi bizzat tetkil bu oldu ve bizim yaptığımız teklif Üüze. rinden bize mukabil teklif yapacağı- nı bildirdi. Biz Fransaya şunu teklif etmiş - tik: 1 — Suriye, Lübnan ve Sancak- tan mürekkep konfedere bir devlet teşkili, 2 — Bu üç devlet arasında güm. rük, hariçte temsil, ve para birliği tesisi. 8 — Her konfedere devletin bir parlâmentosu olacak ve konfederas- yon icra komitesi bu parlâmentolar tarafından intihap edilecektir. 4 — Hatay silâhtan tecrit edilerek daimi bir bitaraf hale konacak ve bu bitaraflık Fransa ve Türkiye tarafm dan teminat altına almacaktır. 5 — Sancağın resmi dili Türkçe ve hükümet şekli de Cümhuriyet ola. caktır. * * * Onlar ne teklif ettiler? Fransız Başvekili Blum bü teklifi tetkik ettikten sonra bir anlaşma ze- mini bulmak üzere şu tekliflerde bu. lunduğu bildiriliyor. 1 — 1921 tarihli Ankara muahe- desile İskenderun ve Antakyaya ve. 2 — Sancağa münhasır olmak üze- re bir komiserlik ihdas edilebilir, 8 — Sancak ve havalisinin harsi ve idari imtiyazlarile gayriaskeri bir hale konması ve İskenderun limanın dan Türkiyenin istifade etmesi temin bilir. Ddîe_ Sancağın Suriye Meclisine aza önd F Fi gönderip £ ele de Milletler Cemiyeti halletmelidir, 'Anlaşma imkânı Milletler Cemiyeti şimdi bu iki tek. Ni? üzerinde işliyecek ve bir hal çare- Bi bulmıya “hşwıküf F 1 teklifine — bakrlırsa, mesele ilk zamanlardaki hâd devrini geçirmiş bulumuyor.. Bieliye kadar bizim tekliflerimiz üzerinde - konuş- mıya bile yanaşmıyan Fl'l::;: l:oünk: meti, Blumun mi a zihniyetini değiştirmiş, T':î'n"hl mu"“' sız dostluğunu m tanrmak lâzım geldiğini kabul tir, Bu zihniyet dtğ"—’mal ::n::;:;î Cereyan edecek müzakereli daha büyük f Fransa bir konfederasyO! â*"'mğn bir konfedere devlet Vermiye yanaşmıyor Fakat ana hatlarda PİZİM zi İZe çok aykırı E'"“lyor'lyeu bu. Marız ki Milletler erelerin- iki Caktır * ödecek bir neticeye bağlıya” sln’_,“kârlarm Hariçten kkeh"tecekleri E!_Y*la;w_ ân kanununun 31 inci m'fi bü. Tinci fıkrası: “Büyük kücük PU- t erbabımm getirecekler! ke:' İptidaf aa mahsus mesoit dar Maddelerin altı bin lirayâ Bir ÇN miktarr gümrük - resi butuîe f:â: mahsus olmak ÜZert y Geklina, Ç ve resimlerden üf ei hin bi ti di & ka- iyle TAN Eski Bir Nazırın Siyasi Fatıraları Talât Ps. Harekete Muhaliflerle Anlaşma H akkı Paşanın mem- leketten ayrılış da> kikasında bana bütün der- dini dökmek istediği belli idi. Biraz durup düşündü. Sonra sözüne aynen böy" lece devam etti: K âmil Paşa avam na- zarında doğru, yanlış İngiliz siyasetinin . Türkiyede bir icra vasıta: sı gibi tanınmıştır, muha- lif meb'uslarla onlara mensup gazeteler, bu va- dide İttihat ve Terakkiye rağmen ona kazandırdık: ları şöhreti hâlâ göklere çıkarmaktan — vazgeçmi- yorlar. Herhangi bir mesele maküs bir şekil ve netic_e alınca iş başında Kâmil Paşanın — bulunmadığını ilk hamlede başa kakıyor- lar. Sait Paşaya itimat Teyi veri- HHrkan cereyan eden izakereleri “Ye mımırm%unh ızmeı'â#nı dikkat- le takip ettim. Onlarca, yegâne gaye, Kâmil Paşa idi. Ne olurdu, ekseriyet fırkası fedakârane bir fazilet daha göstererek onun ikti- dar mevkiine gelmesine çalışsa idi!.. Bugün uğradığımız bu büyük felâket çok acele cerrahi ameliye- ye ihtiyaç gösteren müthiş bir Çİ- bana benzer, Bunu hemen vaktin- de deşip açmak, kesip sarmak, küdret ve cesareti Kâmil Paşadan başka hiç birimizde yoktur. S ağdan, soldan gelecek bü . tün tarizlerden çekinmez. Muarızların en ileri gelenlerinden birini çağırarak, kulağına memle- ketimiz hakkında çok hayırhah 0- lan İngiliz Başvekilinin, hususi surette öğrendiği fikir ve müta - leasına göre hareket etmiş oldu - ğBunu fısıldar. Bir diğer muarızı- na da İngiliz sefirinden hükümeti namına mali ve siyasi müzaheret ve hattâ bir itilâf aktine dair vaat aldığını söyler ve böylelikle etrafı susturmasını çok iyi bilir. Benim korkum, kahraman ve fedakâr genç zabitlerimizin hay . ret verici bir sür'atle vücude ge - tirdikleri askeri mukavemetten is tifade fırsatımnın kaçırılacağı ve Millet Meclisindeki bu ahenksiz . likle de hükümetin seri ve kat'i bir karara vâsıl olamıyarak işi te. ahüre ve daha vahim ihtilâtlara düşüreceğidir. Bugün için artık Kâmil Paşanm iktidar mevkiine gelmesi mevzuu bahsolamaz. Fakat mevcut hükü- mete, hep birden zahir olmak için fırkalar arasında bir itilâf zemini olsun bulunamaz mı?.,, H akkı Paşanm bu çok sami. mi ifadelerini ilk mülâka- tımda Talât merhuma anlattım. Muhalif —gruplarla — ekseriyet fırkası arasında bir itilâf zemini aranılmasına onu da taraftar bul. dum. Düşmanla harbe devam ve- ya sulh akti için hükümetin meb'u san meclisinde umum fırkaların itimadma mazhar olarak tereddüt. süz harekete geçmesi İüzumuna kani bulunuyordu . Arası çok geçmedi, İttihat ve Terakki fırkasının meclisteki top- Jantılarınn birinde idi: Merhum Teşebbüsü Talât, bu noktalara ehemmiyetle temas ederek şu sözleri söyledi: #“Memleketin duçar olduğu hari- €i tehdit karşısında, millet mecli- sinin içinde çalkalandığı bu menfi ruh ve vaziyete bir nihayet ver. mek lâzımdır. Hükümet harici işlerde daha serbest ve salim ça- Hşmak için dahili münakaşaları . mızla faydasızca uğraşmaktan kurtulmalıdır. Ekseriyet fırkasına dahil bütün meb'usların yüksek hamiyet ve vatan duygularına hitap ediyo - rum: “ Tek düşmanla uğraşmak için muhaliflerle uzlaşma yoluna gir. memiz muvafık olur.,, Bu teklifin leh ve aleyhinde söy liyenler çok oldu, fakat sonunda Talât merhumun teklifi büyük bir ekseriyetle kabul edildi. Ve mu. haliflerle müzakere için üç kişilik bir heyet seçildi. Bu heyette Talât merhum ile Kastamonu meb'usu Ahmet Mahir Efendiden başka ben de vardım. Ekseriyet fırkasının vatan aş- kımdan doğan bu teşebüsünü gü. nü gününe haber alan muhalifler, bu kararı, İttihat ve Terakki fır- kasınm kendi nazarlarında gün . aen”güne GüşLÜğÜ BT —hi Lir eseri olarak karşıladılar. uhalif gruplar ekseriyet firkasmın vatan düuygüu . sundan doğan bu itilâf temayülü- ne karşı, nihayet müsbet bir vazi- yet alıyor gibi gözüktüler; onlar da aralarımnda delegelerini intihap etmek üzereydiler. Fakat hâdise . ler durmayıp yürüyor, bir vak'a kapanırsa arkasından ikicinsinin gürültüsiyle günlerce uğraşılıyor- du, Ne yazık ki, yurt tehlikesi meb- usan meclisinde yalnız heyecanlı sözlere güzel bir mevzu teşkil et. mekten ibaret kalmıştı. Düşman donanmasının Çanak - kale Boğazından başka Suriye sa . hillerinde de gözüktüğü haberle - rini getiren muhtelif telyazıların- Istibdot ve Mesrutiyet sadrazamlarından Kâmil Pasa Meşrutiyet devri sadrazamlarından Talât Paşa da vatan his ve muhabbetini tah - rik eden kelimeler, ve bu arada düşmana bir karış bile yer terket- memek için her sınıf ahalinin si- lâhlanma isteğini bildiren cümle - ler okundukça mecliste alkışlar eksik oln uyurdu. Ancak bu vatanperverane duy- gulür ve Lızalülrler çoi sürmüyor Osmanlı imparatorluğunun - Afri- ka kıt'asındaki varlığına son ve ren bu istilâ harbi mecliste bir baş- ka vadide açılan şahsi münakaşa ve mücadele #rasında unutulup gidiyordu.. anzara ibretle bakılmıya M lâyık — idi; Memleketin harp halinde bulunduğu, âdeta ka- falardan silinmiş, karşılıklı husu- met ve adavet hisleriyle kırılacak şeref ve haysiyet neredeyse ona hücum ve raârruzda geçilmiş idi, Mahmut Şevket Paşa merhum 31 mart hâdisesinden sonra ve - kayiin sevk ve tesiri altında olarak “Hareket Ordusu kumandanı,, Ün- vaniyle kanuni mevzularımız hari- cinde kendiliğinden fevkalâde biıj iktidar hâsıl etmiş idi, bu gayri tabil vaziyet, Hiîseyin Hilmi Paşa kabinesi istifa edinciye kadar de- vam etti. Fakat Hakkı Paşa merhum bu kanunsuz durumun tadili şartiyle kabine teşkili vazifesini kabul et- miş ve Hakkı Paşanın yeni kabi - nesinde Mahmut Şevket Paşa Har biye Nezaretini deruhte eylemişti. Bu defa Hakkı Paşanın istifa. sından sonra Sait Paşa kabine - sinde yine Harbiye nazırı olarak kalan Mahmut Şevket Paşa muha liflerin gözlerine artık fena bat- mıya başlamıştı. Yeni sadrazam, kabinesine kuvvetli nutkiyle bü . yük bir ekseriyetin itimat reyini kazanmış ve muhalifleri hakikat - te ağır hezimete uğratmiştı. Bu tecrübeden ders alan muha- lifler şimdi sadrazama cepheden hücum etmektense hal ve vaktin icabma göre kabinesinin şahsan da, mevkien de en ehemmiyetli rüknü olan Harbiye Nazırı Mah- müut Şevket Paşa ile uğraşmayı tercih ediyorlurdı; zaten devam etmekte olan idarei örfive ile örfi divanharplerin Mahmut Şevket Pa- şanın emir ve iradesi altında vazi- fe gördükleri zannivle merhuma karşı bakışlarında bir ürkntüleri seziliyordu. Bu sırada küçük bir mesele zu- hur etti; muhalifler çok iyi bir 5 ——— Yarihi Dedikodu Padişaha Arzuhal G aliba Ikdamcı Cevdet anlatmış. tı: “Basiret,, çi Ali — Efendi “Basiret,, gazetesini çıkarmak ister. Fakat parası yok, pulu yok.. Ne yap- sın? Aklına eser, Padişaha bir arzu. hal vereyim, der. Üstüne başına çeki, düzen verir. Alaturka setre veya stanbolin tâbir. olunan ve yeniçeri kıyafeti kalktıktan sonra Babıâlinin resmi libası olan setresini giyer, ilk Cuma selâmlığına koşar. Sultan Abdülâziz, Cuma namazını kılmak üzere, debdebe ile, haşmet ile, eski usul teşrifat üzere mevkibi hümayun kurularr Dolmabahçe sa- raymın saltanat kapısından açık fay. tona binerek çıkar, Dolmabahçe ca- mitne gelir, Sulfan Aziz devrinde olsun, Sultan Hamit devrinde olsun, Cuma selâmlı. ğından sonra Padişaha sunulan arzu- halleri, boyunlarında, sureti mahsu. sada yapılmış sırma çantalar asılı olan bir çavuş devşirirdi, Selâmlık bitince arzuhalleri» devşirilmesi de biter, içerisine arzuhaller konulmuş olan çanta, başmabeyinci beye teslim olunur, o da huzura arzederdi. - Basiretçi Ali Efendi, Dolmabahçe sarayınım karşısında bulunan — sedin üzerine çıkmış, elinde, havaya kaldı- rılmış arzuhali olduğu halde durunca Hünkâr çavuşu gelerek elinden arzu. halini almıştı. Selâmlıktan sonra ar- zuhal çantası Sultan Abdülâzize — su. nulunca açıp birer birer on beş arzu- hali okumuştu. Okumuşstu amma n- kudukları kendini tatmin etmemisti. Çünkü Sultan Aziz Basiretçi Ali E- fendiyi sedin üzerinde görmüş, fakat arzuhaller içinde bir Bahâli efendi. sinin lisan ve kaleminden çıkma bir arzuhal çıkmamıştı. Sultan Aziz merak etti. “Çantada bir arzuhal eksik,, dedi, Araştırıldı, taraştırıldı. Nihayet çantanın dibin- de unutulmuş bir arzuhal bulundu. Bu arzuhal Basıretçi Ali Efendinin arzuhali idi, “Basiret,, #azetesini Ç1 karmak üzere Hünkârdan İzin İsti- vor, ve biraz da muavenet bekliyor. du. Abdülâziz Basiretçi Ali Efendinin dileklerini yerine getirdi, Basiret ga- zetesinin çikmasını irade etti. Fuat Paşa da Haricive Nezareti veznesin. den Basiretçi Ali Efendiye üiç vüz al- tın verdi. Basiret gazetesi teesslis ve intişar eyledi. İkdamcı Ceyvdet bu hikâvevi, Me-. rutiyetten sonra, Pasiretei AH Efen- dinin lisanından dinlemiş, - tezitezine bana da nakletmieti. Bu hikâve de mathmat tarihinden bir yapraktır. Fakat Padisaha arzu. hal vermek bununla kalmaz. Padisa- ha arzuhal vermek Türk - tarihinde, öz Türk “töre,, sinde hitvükk ve nek büyük bir ver tutar. Kovt Türkleri. nin hukuki bir kaidesini tehariiz et tirir. Onu Türk mitverr'hi A Fmet Bey merhum ile İnsiliz müverrihi Ricnut'an ağzımdan bir başka — dedi. koduda dinlersiniz, Abdurrahman Adil EREN tertip ile bundan da bermutat a. zami istifade yolunu — buldular, ve meclisi âdeta ayaklandırdılar. İmzasmın mahfuz tutulmasını isti- yen bir kariimiz, devlet hazinesini ızrar eden fuzuli bir para alma vaziyetinin devam ettiğini, İstanbul Defterdarlığınm 1556 numarasına ka. yıtlı 13 - 10 - 36 tarihli dilekçe ile Maliye Vekâletine bildirdiği halde he- nüz cevap alamadığını ve bu yolsuz. luğun da sürüp gitmekte olduğunu bildirme'"tadir. Nazarı dikkati cel - beyleriz. ) Bigada Türkçe Muallimi Yok Memleketimizin direktörü başka yere tayin olundu. Türkçe grubuna ayrılan d;.'raler kendisindeydi. Onun ayrılmasiyle o dersler de öğretmen. siz kaldı. Şimdi, bir daha geri gelmesi ihti- mali olmıyan kıymetli saatlerimiz bos OKUYUCU MEKTUPLARI Maltiyeye bildiriten bır yolsuztuk geçmektedir. Bir an önce bir türk« çe öğretmeni gönderilmesini Kültür Bakanlığının yüksek lütfundan bek. lemekteyiz. — Biga orta okul alebe. sinden H. Erdem. Iki Alman Vapuru Zahire Yükü Ile Gitti Bir haftadanberi Haydarpaşadan zahire yükliyen dörder bin topluk Cermanya ve Albinas Alman va-. purları Hamburga hareket etmişler. dir. Bu vapurlara buğday. cavdar, deri ve arpa yüklenmiş'İe. Zambiya adındaki vapur dahi zahire yükle. mektedir. d ll GA ”. e<T