No, 76 vi ği hayatımı kurtardınız. Sağ olun, çok yaşayın. Beni burada bırakmayın, lm götürün! yalvarıyordu. nlar görünmek için elden gele- i rdu. Bi e elini çekti ve azim na bakındı. Dişli Hasanı görünce: — Buraya gel. Ne söylüyor bu adsm? Diye sordu. Dişli Hasan onun şöğlerini türkçe çevirdi. Ferhat Reis: — Söyle ona, eğer bize kılavuzlu! ederse onu serbest bırakırız. İsterse beraber de alırız. Hele nasıl hizmet ettiğini görelim! Dedi, Sakar Ali onun Anskar oldugunu çokten anlamıştı. Fakat belli etmi yordu. Anskar cevap verdi; — Bir kısmı içerilere gitti. Lâkin pek çoğu buraya yakın bir yerde gizlenâiler. — Nerede?.. — Sizi oraya götürürüm. Fakat be- nim de bir dileğim var. — Nedir? — Ben bu evin ray ağ koi ğı dir ize o Karşı e Mi eediğin için beni hapsetti, Kızını da kaçırdı. e rımı bulursanız bana bağışlayın! Sakar All, reisin kolunu tuttu: —— Yalan söylüyor, bu bir kız eri » Alçağın biridir. Karısı yok- emi. izale de damadı de ğildir. — Sen nereden biliyorsun Sakar Ali kısaca anlattı. | Sen karışma artık! "Anskar onların ne konuştuklarmı beraber dikkatle.dinli | Paralar hm AN ama ale. giğini”gördü. Işi düzeltmek ve uzat mamak için Sakar Alinin göğsün * den elile itti: — Herifin gözleri fıldır fıldır dö- nüyor. Işi anlıyacak. Sen karışma artık... Anskara döndü: — Karmı sana veririz. Dilediğin yere de göndeririz. Haydi çabuk söyle. Anskar sevindi: — Balık mağaralarma saklandı- Jar. Haydi sizi oraya götüreyim, Ar- kamdan gelin! Dedi ve yürüdü. PapazCan İle ailesi ve arkadaş- ları deniz kenarındaki bir mafara- 'daydılar. Once onları buldular ve gemiye götürdüler, Mağaralar birer birer bulunuyor, kapısı olanlar kırılarak giriliyordu. Leventler (o buradaki (o insanlardan genç VE dinç olanları ayırıp ayırıp Yayıya indiriyorlardı. Sakar Ali genç kızlara isimlerini soruyordu. Çünkü aradığı Kızı Anskar bile bile göste- ecekti. ” Ağlayışlar, çığlıklar biribirine ka- Yıştyor, zi oğullarmdan ve çene ıyrılmak ti. yar babalarla anneler dö- Yi ördüler, kız Ki » ii bir kadını kucaklıyarak Türk eventlerine meydan okuyacak gibi bir hal takınmıştı. 'Anskar onu Ferhat Relse göster. di: — Işte karım. nik için elini uzattı. Genç kaz onun üstüne saldırdı. Anakar çekil- di, fakat kız onu bırakmadı. Ferhat Reis kahkahayı bastı: — Senin karm mı bu?. .Yaman karıymış doğrusu... Genç kız bir dişi kaplan gibi sak dırıyordu. Anskar şaşırmıştı. Sakar Ali belindeki hanceri Ci - kardı, Genç kıza yaklaştı ve: — Al, bununla vur! Diyerek uzattı. » Genç kız onu kaptı, Havaya kal dirdı Anskarın gözleri yuvalarından fır- layacak gibiydi. Kaçacak yer arıyor- IZLANDAYA ii UR K. AKINI — Yazan ; Kadircan Kuju — “ — Benim Hayatımı Kurtardınız, Sağ Olun, Çok Yaşayın!,, Anskar diz çöktü ve onun elerineJdu. Ferhat Reis atıldı ve genç kızm bileğinden tutarak hançeri aldı: — Anlaşıldı, bu kadarı yeter... Genç kızın göz yaşları Leveutler çocuklarla anneyi götü- recek oldular. Genç kız Ferhat Reisin ellerine sarıldı. İri gözyaşları dökerek (yal vardı; — Onları götürmeyin! Bağışlayın onları... Ben gelirim sizinle,.. Fakat onları bırakın! Sakar Ali: — Bırakalım, rels... Zaten bir işe Tardı. Genç kız kimseyi dokundurmu - yordu. Annesini ve kardeşlerini öp- müş, uslu uslu gemiye doğru yürü- müştü, Bagge'nin saklandığı omağarayı bulamadılar. Buraya tam yüz kişi saklanmıştı. Ö zamandanberi bu mağara (yüz- ler mağarası) diye anılmıştır. we iii Leventlerin ikinci grupu adadaki çiftliklere yayıldılar. Insan ve kopuk topladılar. Uçüncü grup Papas Ola- furun bulunduğu Ofenlayti köyüne | gitti. Papas ihtiyar olmasına rağ- men köylülerle birlikte, karşı dür - maya kalkıştı, fakat hiçbir iş bece- remedi. Bu köyden papazla karısın. dan başka dört çocuk ve iki kız a- Imdı. TArkası var) BORSA 19 TEŞRİNİEVVEL PAZARTESİ TA — İN DUNYA MATBUATINDA GÖZÜMÜZE İLİŞENLER a EL Dünyanın en ihtiyar adamları ' Sovyet Maverayı Kafkasyasmda Abazalar memleketinde yüz yaşını çoktan geçmiş birçok ihtiyarlar var. dır. Bu asırlık adamların hemen hepsi hâlâ dinç ve çeviktir, hele düş- kün ihtiyarlık vaziyeti kat'iyyen Bunlarm içinde en ihtiyarı, Gada köyünde oturmaktadır. 157 yaşma girmis olan Gadalı Ekun Şowa, yürü. mek için bir bastona dayanmakla beraber, dinetir ve hergün köyden iki üç kilometre uzağa kadar dağda mu- hakkak surette bir gezinti yapmak. tadır. 126 yaşmdaki Şats Çukbar ise Gu dautsk mmtakasında Kaldakvar kö. yünde yaşamaktadır, Görünüşte ken disine kat'iyyen 60 tan fazla yaş ve- rilemez. Kendisi mükemmel bir ay. cıdır, Ve av maceraları köyünde hâ- lâ söylenmektedir. Şats'ın 48 yaşın. da bir karısı ve 16 yaşında da bir kı. | a vardır. Şoseden 70 kilometre uzakta dağ. larm ortasında Çiloü köycüğünde de- Recep Aşub, Aslan Aşub ve Lağus. tan Aşub isminde üç kardeş yaşa - maktadır. Bunlar sıra ile 100, 102 ve 101 yaşındadır. Cegerdi köyünde de 112 yasında Saatkerya Amca isminde bir ihtiyar bulunmaktadır, Oçemçirsk mntakasnda Gali ka - sabasında ilk evi kuran Ketzba is- mindeki ihtiyar da hâlâ yaşamakta. dır. 13? yaşında olan bu adamm mütenddit nesildeki torunları 102 ki. $i tutmaktadır. Bir ailede dört kız erkek oldu. İtalyada küçük Feltre şehrinde o- turan bir çiftçi ailesinin dokuz ço | ceği, var amlekike dedi dağ; duklarından bir müddet sonra cins. Terini değiştirmişlerdir ve doktor. (Jarın yardımları ile, kızlar şimdi la- namen erkek olmuşlardır. Bu kızlar» isimlerini dalresine müracant etmiş bulunuyor- lar. Şurası şayanı dikkattir ki, diğer çocuklar ve ebeveyn tamamen tabii surette teşekkül etmiş bulunuyor - Bir. * Yeni ekmek narhı Birinci ekmeğe 10 10 para, ikinciye 95 ve francâlaya 14,5 kuruş azami yi fiyat konulmuştur. Yeni narh yarından itibaren on beğ gün içindir. — Saat, 18.30 Çay sa 5 19,30: Çocuk masalı, 1. Galip tarafından; 20: Türk maski saz heyeti; 20.30: Bayan Belma ve arkadaşları tarafmdan Türk musikisi ve halk şarkıları 21; PlAkla solalar. 21,30; Orkestra, i — Balfe: (Çingene Kızı) uvertürü. 7 — Kratsl: (Son Damlalar) vals, 3 — Beorodin: (Polovesyon) dans. 4 — Azmoni! (Melody). $ — Perrond: (Monselant). 6 — Fetras: (Tirol havaları). 7 — Stolz: (Saadet Masalı) tango. 2230: Ajans haberleri, 23: Son, Kahire —— 610 Plâklar. 7 Kur'an tefsiri, 7.30 Haher- er $ Konleranı, 820 Orkestra 9 Kuran. 9,5 Kanser, 10,30 Konser, 11 Komser. * Günün program özü Senfoniler: 21 Zürih. 21.10 Königsberg (Lise). 24,15 (Brahms, Rahmaninor). 22,30 Pa- «is P.T.T. (Plerne Smid). Piar eanaarlap; 19 Münih: Hafif orkestra, 21 Viyana: A- vusturya halk musikisi. 21,10 Breslavi Es ki halk şarkıları. 21,10 Mümh: O Po; programı. 2145 Budapeşte: (Rairer'in ida- Pesinde). 2199 Prag: Çek musikisi, 23 Ro. ma: Koro Konreri, 2130 Hamhur: Papâ- ler programı. 23,30 Lâyprig: Orkestra, &ç piyano. mrselayi 1.20 Brno: “Açık hava tiyatrosu, adi: opera. (ita menairiei. 2010 Lâvorig: Eski eserler (Org), 21,15 Prag: Kuartet, 1520 Viyana: Piyano kanseri. 2239 Zürih 23.30 Breslav, Roma. 2340 Torino. 2345 Varşova. 24,25 Londra (Rej- yonal). - a Avus'urya Reji Heyetinin Tetkikler Avusturya rejisi müdürü © dökter (Dorek) in riyaseti altmdaki Avus- tarya tütün Espert heyeti dün şehri. mizdeki alükadarlarla temasa giriş mislerdir. » bil isarlar müdürünü siyaret eden heyet, ihraç edilen Türk tütünleri ve bardaki (Ostro Türk) şirketinin va- ziyeti hakkında uzun boylu görüş. müşlerdir. Dün. inhisarlar idaresi tarafından | murahhaslar şerefine bir öğle ziya- feti verilmiştir. Bir Alman sanayi heyeti geliyor Alman Iktısat Nazırı Dr, Sehahtin memleketimize geleceğini yazmıştık, Dr. Schaht ile birlikte Alman sanayi- cilerinden 35 kişilik bir grup ta mem- leketimize gelecektir. ——— SAGLIK öĞ Yazan; ÜTLERİ LOKMAN HEKİM Vejetalin Dokunur mu ? Okuyucularımızdan biri bana gönderdiği bir mektupta, vejets" lin diye sattıkları yağ insana d0 kunur mu? diye soruyor. Bunu yağcı, sütten yapılan y#” ğa karıştırırsa o vakit insanın mi- desine değilse bile sinirine dokt- nur, Çünkü har ne suretle olursa olsun, aldanmak insana ağir g& lir, Süt yağına vejetalin karıştır” mak hilesini yapan yağcı, bunu âZ karıştırırsa — itiraf o etmeliyiz ki — kimyagerlerin bile hileyi an“ 20 Belçika Er. İ 20 Drahmi l 20 Isviçre ir. 20 Leva y 1 Florin 02— 66,— 20 Çekoslovakya kuronu — Tescil edilme- miştir 1 Şilinş 21,— 2— 1 Pezeta Tescil edilmemiştir. 1 Mark ” . 1 Zloti y » 1 Pengö “ 0 Ley 20 Dinar I Yen X Ğ Ruble ; ü 1 İsviçre kuronu | 30.— 32 Altm 005,— sis — Banknot 240— 22— Çekler Sterlin Dolar Fransız Fr, Liret Belga Deahmi İsviçre Fr. Lava Florin 1,4744 Çekonlavak kuronu 224730 Siling 42472 Pereta 7.3658 Mark 10740 Zor 4,2570 Pengö 4.3090 Ley 108,9430 Dinar 347967 Yen 27814 Ruble 174418 İsveç kuronu 3138 Esham Iş Bankası si “e 10 . > Hımiline 10 — Anadolu “5 60 2549 . 41 Sirketi Hayriye 16. Tramvay 2050 Femen Nektar 10,20 Km iz “e 1320 Merkez Bankası Osmanlı - e Sark Merkez Eeranesi 3.50 İstikrazlar : e Bİ Türk Borcu T 275 ».e., N 2571/2 » « m 21,70 Ergani A, i M— Istikran Dabil ri Sivas — Erzurum 1 995 Çi u 99,50 Tahvilât — ertem 1040 Anadol 1 ve 11 kupon kesik || #21 » 0 1910 . Mümessil 4540 © 45,70 Mısır tahvilleri 190311 1 112 Bum 102— 100 lamaları güçtür, Ancak vejetalin- * den az karıştırmak çok kâr bırak” madığından hile yapanlar çok ka- rıştırmak saflığını gösterirler de onun için süt yağına vejetalin kâ- rıştığını kimyagerler çabuk bulur- ları. Fakat, süt yağının pahalı oldu- ğu zamanlarda, vejetalini, vejeta- lin diye, ham de biraz ucuzca, # lırsanız bunun midenize veya bes” lenmenize dokunmasında bir s6 bep yoktur. Vejetalini © Hindistancevizinden çıkarırlar. Hindistancevizi vaktile Mahmutpaşa başında, “Mide için, kuvat için” baharlı macunlar satan hacı babaların işportalarında bul- duğumuz vakit pek hoşumuza gi- derdi. Şimdi de şekerci dükkünla- rında Hindistancevizi şekeri bu- lunca ondan yemek gene hoşumu- za gidiyor, Hindistancevizinden © çikarılan bu nebati yağ, hikâyedeki eski za- man padişahlarının yedikleri gibi, safi yağdır. Inanmazsanız terkibi. ni söyliyeyim: Yüzde 87,27 asit ha- rik, yüzde 2,35 asit palmik, yüzde 9,98 asit oleik, yüzde 0,40 asit büti- tik ve kaproik. Hepsi de yağlı mMâdde olan bu asitlerin yekünunu Yaparsanız tamam yüz çıkar. Vejetalin yağını, Hindistancevi - Zini alkol ve mangal kömürü ile karıştırarak çıkardıklarından, ya Zi acıtacak madde kalmaz. Onun için vejetalin Acımadan uzun za- Man durur, içinde en çok miktar- dâ bulunan asit borikten dolayı hazmı da kolaydır. Vejetâlinin Yüzde 97,9 miktarı hazma girdiği tecrübeyle anlaşılmıştır. Bu nebati yağda, zeytinyağın - daki kadar vitamin de bulunmuş- tur. Bundan dolayı hayvanlara Yüzde on nisbetinde yedirilerek pek âl& büyüdükleri görülmüştür. Vejetalinin bir kusuru vardır. Tereyağı gibi ekmek üzerine sürü. lüp yenilemez. Fakat sebze pişir- mek için, pilâva konulmak İçin pek işe yarar, Patates kızartması da vejetalin ile yapıldığı vakit hiç diyecek voktur. BÜYÜK UM ira”4 Ae No. 79 AcıHakikatler 9 Yazan : Ziya Saki Damat Ferit Paşanın İstifası Uzerine Tevfik Paşa Tekrar Sadarete Getirilmişti Padişsh Vahdettin ;bütün bu cere- yanları, büyük bir dikkatle takip edi yor; ve bunların muhtemel neticele- rinden fena halde ürküyordu. Onun bu ürküntüsünü arttıracak başka bir hâdise daha zuhur etmişti. Bolşevikler, o (Varengel) ordusuna dehşetli bir darbe indirmişlerdi. Bu perişan ordu enkazile birçok Rus a. süzadeleri, İstanbula dökülmüşlerdi... Vaziyet büyük bir ibret nümünesi arzetmekte idi, Bolşevikler, (Ankara) ile dost . luk tesis etmişlerdi. Şayet bu dostluk bir (askeri ittifak) husule getirir d,, Mili hükümetin orduları İstanbul ü- zerine yürüyecek olursa; O © zaman (Mili Hükümetin aleyhtarları)nın da aynı feci akibete uğrayacakları, hiç şüphesizdi. Bu düslinceler altında ezi. len Vahdettin, nihayet kararmı ver. mişti. Ve Damat Ferit paşaya çekil. mesini tavsiye etmişti, Sevr muahedesinin imzalanmasın. dan sonra, hastalığını bahane ederek ortada pek seyrek görünen Damat Ferit paşa, nihayet son melanetin;. de yaptıktan sonra istifa etmiş. Vah. dettin tarafından sadaret makamma. tekrar Tevfik paşa getirilmişti. 'Tevfik Paşa, budefaki sadare- ünde muvaffak olabilmek için kabinesine eski iki askeri ve sa- bıksiki sadrazamı getirmişti. Bunlar- dan biri, Ahmet İzzet Paşa, diğeri de Salih paşa idi. Tevfik paşa , bu İki ağır başlı askeri refakatine almakla - Damat Ferit paşa zamanında, Ba- bialide takip edilen . menfur siyase- te artık nihayet verildiğini Ankaraya ihsas etmek istemişti, Fakât çok garipür-ki Tevfik paşa- nın bu son kabinesi, hiç kimse üzerin de, matlup olan tesiri husule getire. dia. büyük bir emniyet ve itimat ten müteessir olarak bazı mühim er- kânım istifa etmesinden ve bir buh. ran husule gelmesinden korkarak bir takım manavralar çevirmekte idi, Meselâ; bir sızıltı ve şikâyet kar- şısında kalmamak için - mutat hila- fma olarak - günlerce vükela heyetini İ huzuruna kabul etmiyor; fakat hep- | sine de ayrı ayrı haberler göndererek hizmetinde devama teşvik ediyordu. Meselâ; Sadrazam Tevfik paşa saraydan Babıaliye geldiği zaman, Ahmet İzzet paşa ile Salih paşayı ayrıca görüyor: — Zatı şahane rütbelerinizi eski derecelerine terfi etmeden yüzlerinize bakamayacaklarını söylüyorlar; ve eski rütbelerinizin iadesi için, heyet- çe bir inha mazbatası yapılmasını ferman buyuruyorlar. Diyordu... Ulstitraten şunu arzedelim ki; Damat Ferit Paşa bazı hasımların- dan intikam almak için bir (tasfiyei rütep) kanumu icat etmiş, bu arada Ahmet İzzet ve Salih Paşalarm rüt- belerini (müşür) lükten (ferik) liğe indirtmişti.. Damat Ferit Paşanm bu şerrine bizzat alet olduktan gon- ra, Te Paşa ile bu suretle haber i, iğrenç bir riyakârlık - w. İhtimalki karilerimiz - den bazıları, bir hükümdarın bu de- irecede küçüklüğe düşmiyeceğini tah | min ederler; ve şu yazılarımızı de (hayali) telâkki eylerler. Halbuki, Ahmet İzzet ve Salih Paşalar, he - nüz berhayattırlar. Eğer yalan ve yanlış söylüyorsak, lütfen bizi tek- zip veya tashih buyursunlar.) İşte, bu esas ve şerait altında te- şekkül eden Tevfik Paşa kabinesi, birkaç gün sonra, gazetelerle pro -|,... gramını ilân etmişti. Bu program da — her kabinenin programı gibi — efkârı umumiyeye karşı bol bol va. itlerden mürekkepti. Hakikate gelince; Tevfik Paşa ka. binesinin programı; başlıca şu mad. delerden ibaretti: i 1 — Anadolu ile, — samimi bir surette — itilâf husule getirmek, 2 — Bu itilâf hüsule geldikten sonra, müşterek bir gayretle sulh akdetmek. İyi bir) Halk Partisi, yı Jeu - Istanbul) ikiliğini ortadan kaldırarak — gene başta, padişah olmak üzere — (1) bir (meşrutiye- *i hakikiye) ve (idarei salime) tesis eylemek. Kabine bu esasları kararlaştırdık. tan sonra, derhal işe girişildi. Itülag zeminini nazırlıyacak şekilde b ( p mektup yazılarak Neşet Bey ismin. de hir zat ile Ankaraya gönderildi. Birtakım notlardan İbaret olan bu mektup, istanbul ile Ankara arasın. daki irilütı kolaylaştıracak mahiyet. te değildi. Bilhassa, merkezi Istan - Dulda omak ve riyasetinde gene ka. dışıh bulunmak Üzere, hükümetin gezisini idame etmeye, Ankarada hiç kimeç taraftar değildi. Ankaraya bu şekilde müracaat sagalır, çok büyük bata işlemişler. di. Çünkü artık orada, tsm manasi. le bir (Milli Hükümet) teessüs et. miş.. ve bu hükümet; Fransa, Rus- ya, Ermenistan, Güreistan cumhuri. yetlerile münasebetlere girişmek ve reyahcdeler aktetmek suretile Kök- İ leşmişti 5 i Istikbalde, bütün Türk milletinin bâmi ve halâskârı olacak böyle bir yepyeni kuvvet ve milesseseyi yıkıp ta, artık temelleri çürümüş olan köh- me bir saltanatın göçmeye Olan binası altına girmeyi, hiç kim- senin arzu etmiyeceği, pek tabii idi. Bununla beraber Ankaradan â”- det eden Neşet Bey, kabine nam'na Dahiliye Nazırı Izzet Paşaya izahat verirken; Ankaraya bir heyet gön - derilerek esaslı bir şekilde müzake- reye girişmenin büyük faydalar 'te- min edeceğini arzeylemişti, Bu mesele, derhal vükelâ mecli » sinde müzakere edilmişti ve heyet tarafından da. Ahmet Izzet ve Salih Paşaların gönderilmesine karar ve- rilmişti... Bu kararın, böylece kal - ması lâzımgelirdi. Halbuki Ahmet Izzet Paşa, nasılsa büyük bir gaflet “İ göstermiş: — Hüseyin Kâzım Bey de tadı gelsinler, Demişti... Sabık (Meclisi Meb'u » san Reisi Sanisi) Hüseyin Kâzım Bey, saray erkânindan bazılarmın ütimasile, kabineye girmişti, Ticaret ve Ziraat Nezaretini derühde etmiş- ti. Fakat şunu da ilâve edelim ki, Hüseyin Kâzım Beyin kabinedeki en mühim vazifesi, (meclisi vükelâ) mukarreratını, saray nam ve hesa- bına kontrol etmekti, Çünkü Padi- şah Vahdettin, mecburiyetle iktidar mevkline getirdiği Tevfik Paşa kabi- nesinin sadakatinden pek 0 Okadar emin değildi. Onun için, en has ve balis bendesi (Refik Bey) in yakın bısım'arından olan Hüseyin Kâzım Peyin de kabineye girmesini iltizam eylemişti, İzzet Paşanın gösterdiği gafletin sebebine gelince; bu zatın bir müd. det evvel Meclisi Meb'usan reisi sa- nİSİ bulunması dolayısile Ankarada- ki meb'uslardan birçok ahbabı oldu- ğuna hükmetmiş; orada görülecek işlerde kolaylık temin edeceğini zan- nederek beraber gelmesini istemişti, Ankara ile Istanbul arasında ce- reyan eden bazı muhaberelerden sonra, nihayet bu heyet bir Ingiliz. heyetinin refakatinde olarak trenle Haydarpaşadan hareket etmişti. In. giliz heyeti, (Büyükderbent) istasi - Yü adar Cbayalar) a Yefakir etmiş, oradan ileri geçememişlerdi. Ahmet İzzet ve Salih Paşalar © ile refakatlerindekiler ise, tren, ol bil, manda Arabası, dı vere Eyüpte parti kaz; 13 Li rol teşkilâtı eni teşkil ediler İE- Partini