19 Ekim 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

19 Ekim 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HU L —— 19-10-Yy3b TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emim Yalman 'Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde, herşeyde temiz, dürüı!._ samimi olmak, kariin gazetesi olmaya çlll' r. Günün Meseleleri l Kültür âleminde Gazeteler Türik opera ve tiyatro - su için bu sene Amıkara konservatuva- rma talebe almacağını y: a Ti lar, Gene gazetelerden öğreniyoruz ki Atatürk, Dollmabahçe sım)j dai relerinden resim galerisi olmiya mü- gsait birini bu iş: için Kültür Bakanlı- emrine vermiştir . ! ideal Cumhuriyetin gençlerini mu - giki terbiyesi ile yutlşüı:meg! esas tu- tan Eflatun, musikisiz inkılâbı kabul etmiyen fransız filozofuna asırlarca tekaddüm etmüştir. Kuru ve yavan ruhlar, yaratamaz ve hayat şevkine ere;;:." öz'Türk dehası, yeniden bi ü deniyetin ikisinde ses werebilir. Son dinleyicileri biz oldu - ğumuz fasıl beyheylerini gelecek ne- sil, uyuşturucu maddeler sırasında sayacaktır . Türk elini resim ve heykele do - kundurmayam şeriatçiler, hiç şü?he. siz, şimdiki ünsanlığı birçok mucıfe # ler görmektien menemlşlel'dll. Güzel san'atların softalarca müsaade olu - nan kısrmlarındaki eşsiz eserlerimize bakınız! Lenin: “— Bir fikri yaymak için €en İyi vasıta, güzel san'atlardır!,, djyo.rdu_ bir millette ekmek ve sahne- nin ayni ilmtiyaç şiddeti almış oldu - gunu, açlık yıllarında Rusyada ken - Bir resim galerisinin ve musikili musikisiz türk sahnesinin sağlam te- mellerini kurmamak genç Cumheri- yet için kusur olurdu. Senelerdenberi her ikisini! elimizden geldiği kadar teşvik ettik; fakat metodsuzluk ve mektepsizlik büyük bir netice ver - den ve ftemelden başlamak kararını verdiği için tebrik etmemek elden gelmez. Türkiye, inhitat devirlerindenberi, herşey gâbi, belki bir çoğundan daha acı olarak, güzellikten mahrumiyetin istrrabrmı çekiyor. Şehirler ve kasa - balarda park adını verdikleri bahçe- lere bakmız: İstanbul yangın yerleri- ni çimemto ve tuğla yığınları ile, nasıl ateşten daha fazla tahrip ettiğimize dikkat ediniz. Hâlâ kalfanm ve güzel Ban'atlar mimarisi terbiyesi görme - yen herhangi fen memurunun bina ve leştireceğini zanneden belediyeleri- miz var. Bunların umran örneği diye gazetel gönderdikleri resimleri gördükçe, bir çoğunun başka bir ne- sil tarafmdan yeniden - inşa edilmek zahmetine — malolacağımı düşünerek harcanan emeğe ve kaybolan zama - na acıyoruz . İnşada güzel san'atlar ihtisasını ve en küçüklerden başlıyarak bütün mekteplerde g:uı san'atlar ve ede - biyat vasıtası ile Zevk terbiyesini da- h.yıı;ı kurmak ıiıı_n.ı.,_ Geçen “gün bir tıp âlimimizin kitabmı gözden ge : Türkçe bilmiyor! Kelime ve cümle zevki nedir, hattâ böyle birsey olduğundan belki haberi bile yok! Belgratta Yugoslav resmi hakkın- da fikir vermek üzere tesis olunan resim galerisinden (bu san'attaki bij. tün fakirliğimize rağmen) daha mü- kemmel bir galeri verebilecek resim servetimiz olduğu iddia olunabilir. Memleketimize gelip Türkiyenin me- deni ge[işîmilll tetkik etmek isteyen garbir fikir adamlarma, daha kaç se- ne, musikili veya Muüsikisiz, fakat garp medeni âlemindeki eşlerine ben- zer bir sahne seyrettirememek acısı- na katlanabiliriz? İstanbulun, zevk sahiplerine vakit geçirtebilecek im- kânlardan mahrumluğu her tarafta Böylenir olmuştur. Ankaramız için daha fazla bir iftihar sebebi voktur. Memleketin bütün öbür taraflarmda ise, hayat ,hâlâ aksam ezanma doğ - ru, bedestan gibi kapanıyor! Kültür Bakanımız bu yoklukların TAN $ L | Bizim yaramazlar -AD! NE e Bu FARENIİN! -YOK CANIM, BUAMCANIN | AD , l H dar tamamile meçhuldü. geçti. nası, babası tarafından A müsiki — tahsili — için A- vustralyadan — İngiltereye gön - derillen bu genç kız, Lon- drada musiki yerine tayyareci- lik tahsili ile meşgul oldu. Fakat ailesi onun musiki ile meşgul oldu- ğunu biliyor ve kızlarının bir zün büyük bir musikişinas olmasını bekliyorlardı. Fakat Mis Jean, İn- giltere ile Avustralya arasında re- kor kırmayı zihnine koymuş ve o- na göre çalışmıştı. Tayyarecilik tahsilini tamamladıktan — sonra maksadımı gerçekleştirecek en bü- yük engeli .atlatan Mis Jean, on- dan sonra en büyük — güçlüklerle karşılaştı. Bu muazzam seferi ha- zırlamak, kullanılacak tayyareyi, ve bütün yolun devamınca tayyare- yi gözetliyecek vasıtaları temin et- mek lâzımdı. Sonra bu işe girişe- cek olan kimselere tam emniyet ve itimadı telkin icap ediyordu. Fakat genç tayyareci kadm, zerre kadar fütur getirmeden uğraştı, ve s0- nunda bütün bu maddi âmillere ga- lebe çaldı. Tayyare hazırlanmış ve seferin yapılması kararlaştırılmış- tı. Ne yazık ki Mis Jean ilk büyük seferinin daha ilk merhalesinde bir kazaya uğramış ve bu yüzden yü- Zü gözü yağlı ,eli ayağı yaralı bir halde geri dönmeye mecbur olmus- tu. Faknt bu hâdise de genç kızı yıldırmadı ve azminden çevirmedi. Nitekim y ikinci teşebbüs muvaffakıyet - le neticelendi ve tayyareci Jean Batten İngiltere - Avustralya seferini yaparken meşhur kadım tayyareciler sırasına geçti. Onu Sidney şehrinde hayret ve ve şüp- he içinde karşılıyan iki kişi anası ile babasıydı. İkisi de musiki tah- sil eden kızlarının bu akla gelmez işe giriştiğine inanmıyor ve neti- ceyi bekliyorlardı. Karşılarma ken- di kızlarının çıktığını gören ana, ; babanın hayreti, sevinç ve iftihara dönmüş, onlar da bu genç kahra- manı kutlamışlardı , Jeam Batten ogündenberi çalışı- Yor we muvaffak oluyor. Onun son seferi ise, tahammül, mukavemet, ;î cesaret bakımından bir şaheser- & Mis Jean şimdiye kadar ancak iki, üç defa geçilen Tasman deni- zini! telsiz cihazı olmadıktan başka, tahlisiye sandalı da bulunmıyan bir tayyare ile geçmiş ve bu deniz- üzerinde uçmadan evvel bir mektup brrakarak kaybolduğu veya düştü- ğü takdirde bir kimsenin kendisi- ni aramaya çıkmamasını dilemiş, “çünkü bir kimBenin*benjm için ha- sıkmtısını belki bizlerin çoğ ğ d fazla duyan bir hassasiyettedir. O - nun Bakanlığı devrinde eksiklerimi - tin hie olmazsa en mübimlerinden kurtulacağımıza kimse şüphe etmi — !)r! (Ulus) Falih Rıflı ATAY aftanm en ünlü kahramanı, Avustralyalı bir ka - dın ölan tayyareci Jean Batten'dir. Londra Yeni Zelânda arasındaki mesafeyi tek başına geçerek rekorlar kıran ve yeni rekorlar yapan bu kadının ha_ya- tı, bugünkü gençlik için bir örnek sayılmıyı'_ değer. Kendisi henüz 26 yaşındadır. Birkaç sene evve'ine ka - ile Genç kadın İngiltere ile Avustralya arasmda. hava seferlerinin en süratlilerinden birini yapmakla, birden- bire şöhret kazandı. Fakat onun meçhul yaşadığı gün- ler ile şöhret kazandığı gün arasındaki ı_nçsafe büyük bir azmin, bir maksadı gerçekleştirmek için her engeli istihkar eden demirden iradenin yüksek savaşı icin'de yatını tehlikeye koymasını, hükü metimin benim için masrafa gir- mesini istemem,, diyerek feragat ve fedakârlık bakımından eşine na- dir tesadüf edilir bir harekette bu- lunmuştur, Bu seferin verdiği en büyük ders, kadın kapasitesinin hudutsuzluğu- nu anlatmasıdır, Bu hafta içinde iki meşhur 'n- giliz, yetmiş yaşına vardık- ları için bir kere daha anıldılar, Bunların biri muhatrir ve müte- fekkir Mister Wells, biri İngilte. rede birkaç kere işbaşma geldikten sonra bugün Başvekil muavin: bu- lunan Mister Makdonald'dır. Mister Wells bugünkü İngiliz muü harrirlerinin bütün dünyada söh- ret kazanmışları arasındadır Belki de yaşının sayısı kadar eser y'ız- £Kral Leopold ll mış olduğu gibi yazmaya da devam etmekte ve bir “Fikir ansiklopedi- si,, hazırlamaktadır. Mister Wells de, hayat yolunu kendi himmeti, kendi azmiyle fet- hetmiş ve kendi gayretiyle muvaf- fak olmuş bahtiyarlar arasındadır. Muvaffakiyetini kendine borçlu ©- lan bu büyük adam, İngilterenin if- — tihar ettiği büyükler arasındadır. Onun yazdığı eserlerle ne yapmaya muvaffak olduğunu yine bugünkü İngiliz edebiyatmın en ileri şahi- kalarından birini temsil eden Ber- nard Shaw şu sözleri anlatıyor: “Wells devri üzerinde çok de- rin bir tesir yapan şahsiyetler ara- sındadır. Wells yazmaya başladı- ğı gündenberi İngiliz cemiyetinin gittiği yola muhalefet etti. Kendi- si cemiyeti daha iyi bir yola Sev- ketmek lâzım geldiğine inanıyor- du, Onun için cemiyetin yaşayışmı salâhiyetli bir kalemle yazmaya başladı. Çünkü bu yaşayışı hakki- le tanıyor ve sevmiyordu. Hedefi bu yaşayışı temizlemekti. Yaza ya- —8ON HAFTANIİN MEŞHURLARI za bu temizliğin büyük bir kısmını Yyapmıya muvaffak oldu., Wells'in Yazıya başladığı günkü cemıyet ile buğünkü cemiyet arasındakı fark çok büyüktür.., Yazılarını cemiyetin hayatmda tahakkuk etmiş görmek, bir mu- harrir için büyük bahtiyarlıktır. Welis de bu bahtiyarlardandır . Y etmişine varan ikinci İngiliz olan Makdonald, İngiliz a- Mele hareketinin en bellibaşlı lider- İğf"indendi. Beynelmilel şöhreti Bü. ' yük Harp sırasında, harbe karş gösterdiği düşmanlıkla başladı Bu sıralarda Ingiltere sosyalistle rinin âdeta mabudu idi. Bugün İn- giliz' sosyalistleri onu bir hain sa- Yıyorlar, Sebebi; 1931 de amele .fırkasmı bırakarak milli kabineye iltihak etmesidir. Mister Makdonaldın amele müda- filiği ideolojik olmaktan ziyade his- sidir. Ona göre sosyalistlik, fakir- leri ve yoksulları himayedir. Ve bir ihtilâl doktirini değildir. Kendisi bu zihniyete sadık kal- Miş ve bu yüzden muhafazakâr ve liberallerle teşriki mesaf imkânını bulmuştur. Nitekim bugün de Başvekil mua- vini sıfatiyle bu vaziyetini muhafa- Za ediyor, H ma, aftanın siyaset âleminde, birdenbire parlıyan bir si- Belçikanım genç kralı Üçüncü Pold'dür. Kral Leopold 1901 de doğduğuna göre henüz otuz beş ya- Şinda bir gençtir. 1934 te bir dağı tırmanırken düşerek feci şerait İ- çinde vefat eden babası Kral Al- rtin yerine Belçika tahtına otur- du. Genç Kral da, babası gibi spor- cudur. Hattâ o da bu yüzden bir facia ile karşılaştı: Bir otomobili sürerken bir ağaca çarparak yara- —EVET, BEN DE, ONU HATIRLAMAK iİÇİN FAREYE AM CAMIN ADINI VERDİK. BBT Tarihi Dedikodu l Miraç Gecesi Fuat Paşa ve İmparatoriçe Malümdur ki İslâmda bir itikat vardır: Miraç itikadı.. Amasya Meb'usu Merzifonlu Hoca ibrahim Cudi Efendi 1297 de Selâ . nikte Terakki mektebinde akait oku- durken şöyle derdi: « Miraç o kadar çabuk, o kadar çabuk oldu ki Peygamherimiz yata- gından fırlayıp göğe çfı_mğı gece, yanıbaşında aptest ibriği var — idi, .Peygsmbel'imh göğe Çlka.l'ken acele ile aptest ibriğini devirdiler; gökten indikleri zaman daha aptest ibriği- nin suyu akıp tükenmemiş idi, İşte Miraç bu kadar çabuk ve bu kadar kısa bir zamanda olmuştur.,, Daha Hahcroğlu Mühendishanesin- de talebe iken riyaziyecilikle şöhret alan, Selânikte Kasimiye mahallesin. de doğan, Köçek İsmail oğlu büyük ve kırk yıllık riyaziye hocası Çolak Bay Salim, Cihangir zirvesindeki ah- baplarını ziyaret ederken, cebinden bir sürü fransızca, ingilizce mecmua çıkararak isbat eder ki: “— Miraç, hocaların, ve Üülemayi zâhirin dedikleri gibi değildir; Miraç maddidir. (Kitaplarını göstererek) işte delili.. İşte İngiliz âlim ve filo- zofu Mister falan ile filânım tecrübe- leri... Buna ne buyurulur?, Ve sözüne devam ederek Ahmet Vefik Pasa lisanı İle derdi ki: “— İşte delâili kat'iyye ve bera - hini maddiye ile sabit oldu ki Mirac manevi değil, maddidir.,, * * & Âli Paşa devrinde Abdülâzizin Pa- ris seyahati meşhurdur. Bu seyahat- te refakatinde bulunan Fuat Paşanın sarfettiği nükteler, Abdülâzizin Paris seyahatinden daha meşhurdur. Bu ve oğlu AAT aire? l Mister Mahdönald. khızı ı nüktererin biri, Üçüncü Napolyonun Sadrazam ve seraskeri Komte de Mantaban de Palikav ile diğeri de lanmış ve bu kaza esnasımda iki çocuğunun annesi olan refikasını zayi etmişti. Kral Leopold'ür. bu hafta içinde bütün dünya matbuatı tarafından ehemmiyetle anılmasına sebebiyet veren hâdise, Belçikayı ittifaklar siyasetinden koparıp, bü- yük harpten önceki bitaraflık si- yasetine iadeye taraftar olduğunu bildirmesidir. y Bugün bütün dünşa matbuatı bu siyaset üzerinde münakaşalar yap- makta ve hepsi de, mesleklerine, menfaatlerine göre vaziyeti muha- keme etmektedirler. Hâdise bütün Avrupada derin tesir yapacak ve Avrupanm bütün siyasetini yeni- den tetkik etmesine sebep olacak tır. p riçe Eugenie ile iştir. İmparatoriçe Eugenie ile Fuat Pa- şa konuşurken söz peygamberin Mi- racına intikal etti. Fuat Pasa Miracı, dili döndüğü kadar tarif, tasvir ve tefsir eyledi. Fakat imparatoriçeyi bir türlü kandıramadı. Göğe merdi - vensiz bir hamlede çıkmak, gökten bir hamlede yine merdivensiz inmek zavallı kadımcağızan aklına bir türlü sığamıyordu. İmparatoriçe nihayet son sualini sordu ve dedi ki : “— Pekâlâ! Peygamberinizin göğe çıktığını bir lâhza kabul edelim. Ya göğe çıktıktan sonra nasıl indi?!.,, Fuat Paşa derhal cevap verdi : “— Hazreti İsanın bıraktığı merdi- venle..., ” Herkeste kahkahalar., Tarlabaşında Keresteci sokağında 23 numarada oturan Bay Abdülha- mit, bize gönderdiği mektupta hülâ- saten diyor ki: “Üçüncü komiserdim, Açıkta kal- dığımdan, Elektrik Şirketine girdim ve on sene Şirketin tahsildarlığını yaptım. Güya Şirketin bir yolsuzluğu hak- kında Nafıa Vekâletine yapılan ih- barın benden sadır olduğunu sanan Şirket, haksız bir meseleyi vesile itti- hazile evvelki sene bana işten el çek- tirdi ve mahkemeye verildim, Suç ol- madığından tabil beraet kararı al . dım ve Şirkete müracaat eyliyerek, vazifeme iade olunmamı, yahut ta on senelik hizmetime mukabil makul bir tazminat vermelerini istedim, Şirket, beni haksız yere, işimden çı - kardığı mahkeme kararile sabit ol. duğu halde, bu taleplerimi kabule ya naşmıyor, Yaşım ilerlemiş olduğu için şimdi başka bir yerde yeniden vazife bulmam da imkânsızdır. Uğradığım haksızlık yüzünden beş gocuğum, karım ve ben sefil bir vaziyete düş- tük. Acmacak haldeyiz. OKUYUCU MEKTUPLARI Etektrik Şirketinden Şikâyet Abdurrahman Adil EREN meşgul olduğunu gazetelerde okudu- Bum Nafıa Bakanlığı heyetinin beni çağırarak haklı olup olmadığımı tet. kik eylemesini ve beni Mağduriyet- ten kurtarmasını dilerim.., Kariimizin vaziyetine ehemmiyet. le nazarı dikkat celbederiz, & Vapur Seferlerini Yo'una Koymalı 10 Teşrinievvelde gazet, mış olan bir mektup: Beş gündür İnebolu pur bekliyoruz. Niha; rı,, Vapuru geldi, fa| Büundan yolcu kabul ğâıtıedî.o lâeîğgğk Vapurların da yine böyle dolu olacağı anlaşılıyor. Biz burada günlerce bek liyecek miyiz? Vapurlar İneboludan yolcu ve eşya almıyacak ise bunu İ- lân etsinler. Burada malımızla, canı- mızla daha ne kadar bekliyeceğız? Küreli Seyit TAN — Vapur seferığmîmğ'w- m: lâzımdır. Yolcuları böyle bekletip süründürmemek ve muamelâtı tica- riyeyi de geciktirmemek çin, icap e- den tedbirler bir an evvel ittihaz 0 - emize yazıl- iskelesinde va- yet bugün “Ta- Elektrik Şirketinde — tahkikatla lunmalıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: