a 11.10-936 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Sağlık Oğütleri Kış Hastalıkları Neden Bizim yaramazlar -SEN BURADA YOK. İZMEREYE| I KoyDu —— — —— İZGYLEYSE BEN EVE İsiDiyoRUM. ANNEM 2 soBANIN Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde, | herşeyde temiz, dürüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmaya | çalışmaktır, | a Günün Meseleleri | | a Tüccar kazanıyor ga — memleketlerin Türkiyede ih- ithalâtçıların Frangın ve diğer paralarını düşürmesi racatçıların aleyhinde, lehinde tesir yapmıştır » | Bizde Almanyadan maada diğer memleketlere vâki olan İhracatın çoğu frank üzerinden yapılır. Fran- gın ve diğer paraların kıymetleri is- tikrar buluncıya kadar ihracatçılar harice mal göndermekte mütereddit hareket etmeğe mecburdurlar. Hükü- metin ihracatçıları korumak için al - dığı ve alacağı tedbirler bir dereceye | kadar bu sıkıntıyı giderebilir. Pakat | ne de olsa kısa bir tereddüt devri ge- girmek zaruridir. Fakat — İthalâtçlar © kârldirlar. Frank üzerinden getirttikleri malla - rın bedellerini simdi kıymetini mu » hafaza eden Türk parasına nazaran | düşlik Fransız frangiyle ödeyecekle. ri için, aradaki farktan istifade ede - ceklerdir. Şimdiden sonra ketirtecek. leri malları da daha ucuza getirime- &e muvaffak ol Jeeniz YANINA ( ÜBENi $OBANIN ———, YANINDA, AOTURTMAZ N ürklüğün pek ga- rip bir tecellisi var- dir. O da yarattığı mede - niyetin, sahip olduğu san'atin kendisinden alı - narak, başka, başka ka - vimlere izafe edilmesidir. Türklükten gaspedilen san'atlerden birisi de ipek ve ipekçiliktir. Geçen tarihin sayfalarını karış - tırdığımız zaman, ipeğin ilk defa Fiatler düşmez Frank düşebilir, haricten getirtile- cek malların fiatları düşebilir ,Fakat | biz burada yine o eşyayı ayni flatla azmakta devam ederiz . İngiliz düştüğü zaman eşya fiat'arı ucuzlamadı. Dolarm kıymeti azaldığı zaman esya fiatlarmda bir fark görülmedi. Simdi frank, ve frankla beraber, marktan maada, bütün paralar dü-| süyor. Fakat bizde yine eşya flatla -| Ta bir Saha aleavana öne 5 | iyorlar Tüccarın zihniyeti | Tüccar sıkışınca hükümete koşup yardım istemeğe alışmıştır . ispanyada malları tehlikeye düşer. | Hemen hükümete başvururlar. “Bize yardım ediniz, mallarımızı kurtarı - nız... derler » Frank düşer, hemen hükümetin yardımına koşarlar. “Avrupadaki pa- ra istikrarsızlığı karşısında bizi ko-| ruyunuz.,, derler , Hükümet, memleketin menfaatini onların menfaati ile müşterek gör. dükçe yardımdan çekinmiyor. Tücca- rın zarar görmemesi İçin elinden ge.| leni yapıyor . Fakat buna mukabil tüccar yainız kendi menfaatini düşünüyor © ye vaziyetin ortaya çıkardığı fırsattan yalnız kendi hesabıma istifadeye ça - | şıyor. Bu şahsi menfaati âmmenin menfaatinde aramayı öğrenmemiş ol- mamşzın neticesidir Tüccarlarımıza biraz âmme men- faatinin üstünlüğünü ve şahsi men - fantle âmme menfaatinin birleştiril - mesi zaruretini Öğretmek gerektir. ... Maamafih dünyanm fer yerinde #üccnr böyle hareket ettiği, kendi menfaatini âmmenin menfaatin, is. #ün tuttuğu içindir ki, ticari ve maji islere devletler müdahaleye meşhur olmuşlardır - Devletler ithalât ve ihracat islerini | ya kendi ellerine veya kontrol altına almağa bundan dolayı mecbur olmuş. lardır Tüccar kendi menfaati mevzuu bahsolduğu zaman devlet müdahale - sini istediği halde âmme menfaati hesabma devlet müdahalesine daima bunun için itiraz etmiştir. Devlet, her işte olduğu gibi, bu işte de nâzım vazifesini görür. Binaenaleyh Avrupa devletlerinin paraları karşısmda hariçten gelecek | mallar daha ucuza mal olacaksa, bu- mun halka da ucuz fiata satılmasmı temin etmek yine devlete düşen bir vazifedir » Çinde icat edildiğini ve bu yük bir inkişaf ve terakkiye sahip olduğunu okuruz. Arap, Asem ve garp müellifleri de bu hususta he- men müttehit bir İisan kul- albukl eksine olarak Çin me- hâzlerine baktığımız zaman da, ipeğin hiç te Çinde icat edilme- diğini, bu san'atin de "Türkler ara* sında doğ i m2 fan - na, bil re de Hoan - na ve Kin « tan tesmiye edilen Khotan Türk şehrine Çinlilerin tarifince, Birçok hou haleflerinin yani Türklerin Ho- tan da tesmiye edildiklerini yazar- ar. Çin müverrihlerine göre bura» sı ilk (Han) lar zamanmda ma - lüm olan bir ülkeydi. Bunlar gaye medeni halklardı. (Buranın kralı, kablelmilât bu devirde, resim ile tezhip edilmiş bir evde oturmak- taydı. Gene kablelmilât ikinci asır- da burada masal kabilinden şu hi- kâye anlatılmaktaydı, Kya burada dutçuluk ve i - pekböcekçiliği bilinmiyor * du. Bunları komşu bir Türk kral lığından İstemişler, fakat onlar ver« memiilerdi. İpekböceğine sahip ol- mak isi kral, bunlardan bir ka- ri almak İstedi, Bu ipekböceği memleketine gönderdiği sefirler, krala buldukları nişanlısına şunları demişlerdi: “Bizim Ülkemizde ipek yoktur. Size elbise yapmak için bu radan ipekböceği almak lâzımdır.” elkin altında kalan genç kiz, ipekböceklerini şapkasının iki kat kumaşları içine sakladı, Gümrük muhafızları kendisini aramayı ha- tırlarma getirmediler. İşte bu za- mandan itibarendir ki, ilk defa ipekböceğine sahip oldular. Bunun Üzerine prenses taş Üzerine bir ya- 7 hâkkettirterek, ipekböceği öldü- rülmesini menetti. (Edouard Cha vannesi Documents sur les kive (turecs) oceidentaux p. 120). Çin tarihlerinin bize efsane gibi naklettikleri bu masal daha ilk gö- rüşte, ipeğin ilk defa Türkler tara- fmdan icat edildiğini, ve Türkler a- ve terakki eylediği- hi gösterir. Bu icat zamanı o kadar i bunu tayin edebilmek im- ilinde değildir. Daha doğ- rü bir tabir ile ipek Türkler ara- smda, daha tarihin düşünülmediği bir zamanda mütekâmil ve müte- rakki şeklile mevcuttu. Çin tarih- lerinde bize Ni . li (1) ülkesi kadar fazla malâmat verilmiş bir ülke mevcut değildir. Güstave Şilege- Yin, Dö Güvinyenin iddialarını bir tarafa bırakarak, Ni-li Türklerinin yaşadıkları yerin coğrafi vaziyetini | tesbit edecek olursak, bu ülke Bay- İ kal gölünün şark tarafına düşer. Türkler tour * ve ipekçil İLK DEFA YAZAN: Rıza | ler Arasında Doğduğunu Teyit Ediyor. Türkün Koynunda Bü- yüterek Terakki ve Tekâmül Ettirdiği Bu San'atin Tereddisi Sebepleri Nedir? BuYazıdalpek | Çin Mehazleri Bile İpeğin Türk- | ! lx 1:5 çiliğn Tarihini Bı Ni - li Türkleri kablelmilât 1113 senesinde, Çine seferler göndermiş- ler; ve ikinet heyeti sefaret te kab- lelmilât 193 tarihinde gelmisti. Bill hakkındaki malümat Chi 1 » ki'nin beşinci kitabında me tur ve ikinci heyetin geldiği za - i in ömpasaları vii GAYE Telli oder Burada verilen malümata göre pek mü - kemmel ipekli elbiseler giyinen bu şefirler ülkelerinde büyük bir ede- biyata sahip'olduklarmı ve birçok Kitapları bulunduğunu nakletmiş » i6rdi. Bundan başka biz, sizye ola” rak Türklerin Çinlilere da'ma ipek gönderdiklerini gene Çin tarihle - rinde okuruz. pere Jüstinyenin (Bizans imparatoru bulunduğu 28 - manda ipek ticaret ve inhisarın Rumen ülkesinde elde etmek İŞİN (Manyah) namındaki birisini sefir olarak İstanbula göndermişlerdi: Türkler bundan evvel bu ipeklerini İranlılara satıyorlardı. Fakat Khosrau anouşirran'm ( yüklerle Türk ipeklerini yaktırması ve bilâ- hare sefirlerini zehirlemesi yüzün - den Türkler bu mallarını Rumenle- re satmak istemişler, sefir gönde” mişler ve imparator Jüstiniyen mukabeleten Türk hakanma Zö- margue de Cilicle'yi setir gönde” miş, bu zat Türk hakanmı Extagöâ ziyaret etmişti. Yani Bizansa ipek böceği tohumu Jüstiniyenin impa” ratorluğu zamanında getirilmişti. (Mi. 568) Tarihlerde bu smrada Bi - zansa Hindistandan da ipekböceği getirildiği mukayyettir. Hindistan dan getirilen bu tohumlarla Jüsti- niyen Tür sefirlerine memlek€ - tinde ipek işlendiğini göstermek İS- temiştir. (Procope; de bile gotthi- €0 IV. p. 17) İmparator Türklere | ülkesinde ipek yapıldığını gösterdiği zaman Türkler hayret içinde kalmışlardı. Zira yalnız Türkler bu işin pazar ve ihracatma (sahiptiler, (Th60- phane de Byrance, Fran, histo, grace.. TV, p, 270). İşte bu Türkler Bizansta ilk d€- fa olarak ipekçiliği vücuda getirdi- ler. Gene bu ipek pazarma sahip ol mak ve Rumen ülkesindeki ipek in- hisarnı elde etmek için Rumenler- le akti İttifak ederek İranlılarla harbe girişmişlerdi. ütün bunlar gösteriyor ki, | - pek, Çinde, Hintte, İranda Okuyacaksınız değil, fakat Türklerde, Türkler ara- sında vardı. Türkler arasında icat edilmişti, Zaten Tüfklerin islâmiyötten ev. devirlerde, sanayide sahıp oh. yükseklik derecesini bugün ve tesbit edebilmeye im - kân yoktur. Kulçanm bütün Çinin rağbetmi Kendi üzerine cezbeden in in kumaşları pek meşhurdu. (Tang - şi: COXXİ, 8). Kho altın renkli farele de ediyorlar, bı an'da en bile istifa nları ıştıratak de kullanıyorlardı. (Tang-şi CCXKXI, 10). Bütün bu san'atlere sahip olan Semerkandin ziynet eş » yaları, altm eşyaları pek meşhur- du. Bunlar şeker İstihsal ederler, akıllara hayret veren makinelerile kumaşlar dokurlar, ederlerdi. (Pei che: KCVTL p. 13) Ve ilâh, ilâh Yani Türkler pek büyük sanayie sahiptiler. B' kadar müterakki olan Türk te, ipek san'atinin ilx defa başlıyamıyacağı nasıl iddia edile. bilir? İşte bu Türklerden Kanişka Türkleri, Kleopatranm galibi ve Roma İmparatoru Mare - Antolre ile siyasi ve ticari alâkt Ve müna- sebetlere girişmiş; bunlara bil Zini satmıştı. (Histoire des rois du hmir; traduit du sanserit par Ftoyer t TI, p. 19 5.) Yukarda da dediğimiz gibi Karpta ipek, altıncı asır ortasm. da Jüstiniyenin imparatorluğu za- manında tanmmıştı. Evvelceleri Earplılar bunu alıyorlar, fakat na- mİ yapıldığını bilmiyorlardı. Fa- kat Çin müverrihlerinin dediklerine göre, ipek istihsali esrarı Türkün "ilk medeni şehirlerinden birisi olan Khotan'da çoktan icat edilmişti. (Histoire de la ville de Khotar traduit du chinois par Abel Râömu- sat;p. 34,55). İpeği ilk defa Khotan'da Türk - ler icat ettiler, (Relation de Hicu - en - thaang, traduction de Stanis « las Julien, t. TI, p, 238.) Ne zaman icat edildi? Bu mu- Ayyen değildi. Klaproth bunun İsa- dan evvel 419 tarihinde icat edildi- ğini yazar. (Mâmoire ralitf o l'arie, TL, 299). Fakat bu tarihi düşünce- sine göre tayin ve tesbit ettiğini de anlatır. Klaproth'un bu hususta al- dandığını bile söylemiye Iizum yok tur. Yukarda da gördüğümüz gibi milâttan 1100 sene evvel ipek gi- yinmiş Türk sefirleri Çin ülkesine geliyorlardı. no! icat Etmişlerdir ini tetkikat ta bize ayni his. D si verir, Biz eski Türkler. de onun içinden doğmuş San'atle. rin dinde büyük bir mevki aldığı. nı görürüz. Çiftçilik, ziraat için hususi surette yapılan çiftçi ve ha- yat bayramları vardır. Bu bay - ramları biz hâlâ, hıristiyan olmala rına rağmen Volga boyu Türklerin- de görmekteyiz. Bu bayram dini merasim ile her sene karlar orta « dan kalktıktan sonra, sürüm zama» nı geldiği vakit başlar. (Dayon. ku- turme des tehörömisses. p. 31 - 37). Demir Türkte büyük bir Allah en kudsl.bir varlıktır. Çünkü onu yaratan, çıkartan Türktür. At Türkte, eski Türk atı ilk defa ehlileştiren, biniciliği ve süvariliği okeşfeden Türktür TTıbbin da Türklükte din! bir mev- kii vardır. Türkün esatiri hakanı (Kaysm) hanın,'senede bir defa gökten vere İnip “te yerdeki ilâh- Jart Türk halkına nasıl baktıkları fein teffiş stmesderefine tertip 6- dilen (Çama) Karnaval bayramın - da ilk sormüva tuttuğu (!8h. Tkha - mo (3) doktor ilâhıdır. Bu ilâh ki, bütün hastalıkları iyi eder. seri (Paul Labbö; de Siberie; İSI - Saztatıkiarr döfedâr chez les Lamas 188.) inde oğaem ve dini mevkii pek büyük - Volga boyu Türklerinde tabi- unsurları arasında saklanan r pek bilyüktür. Bunlar ağac- larin ruhları Fakat bu ruhlar basit ruhlar değillerdir. Belki her ağnem içinde insana görünmiven ve ivilik eden bir ruh vardır Ya. ni Kuda vodvs kelimesi edebi bir tarzda evin ruhudur. Fakat bu ke- lime ayni zamanda küçllk orma - nm ve evin yani kudanm muhafı - sıdır. (Les popustlon Finnois des bassim de la wiga. par N. Smir . . p. 157 » 158) kudsi tür, 2 şte bunun için Türkler ara - İÜ sindn ağaç bayramları yapı» lir, Şark Türkleri arasında ağaca taabbilt, yani mukaddes ağaç mez- hebi m'ats malümdur. Bunu Har. lez halis bir tabiateilikte bulur. (La religion nationale des tartare, orientaux, p. 36), Bunlar gibi biz Türkler arasmda İpek bavramlarmı da görüyoruz. Gene Çin membalarına göre İpek bayramı en şerefli bir surette Kho- tan'da tes'it edilirdi, Clinkü ille de- fa ipek burnda icat edilmizti. Bi- naenaleyh Klabroth gibi, ipeğin Türkler arasmda içat edildiği sa- manı bir tarih ile tesbit etmiye im- kân yoktur. Çönkü bu onun dini kadar eskidir. Ve Türk mitnlofi - sinde mühim bir mevkle sahip ol. mustur. Bu sebenten hi valnız şu. nu demek ile iktifa edeceğiz (ipeği Türkler icat etti, Türkler inkisaf ettirtti, Türkler terakki et. tirtt ve Türk elile bütün dünya pi. yasasma vavıldı. Fakat ne zaman içat edildi? Bu tavin edilemez. Bu nun zamanı efssne İle baslar.) Tarihi hakikatler bu kadar va. zıh olduğu halde. #nrp müverrihle, Tİ bunu asırlaren Cinin bir malı o- larak kabul etmişler. her şeyde o). Ağu gibi bunda da yanılarak, dininde Lüyük | bir kudsiyete sahiptir (2). Çünkü | Gelir İkin soğuktan. Soğuk, hele rüli- li olursa, göğüs hastalıklarının başlıca sebebidir. Grip, boğaz hastalı. ğı, nezle, bronşit ,çocuklardaki bronk pnömoni, zatlildenp, çok defa akciğer veremi bir soğuk algınlığı ile haşlar. Barsak hastalıkları, böbrek hartı. lıkları da bir çok defa soğuktan ileri gelirler. Vücüt terli iken soğuk tesir ederse ya rTümatizma, yahut yukarda saydığım hastalıklardan biri meyda» na çikar. Soğuk almak ta ,kışm hattâ bu son bahar mevsiminde pek kolay bir #97“ dir. İnsan soğuk ve rütul yahut veni sıvanmış binalar içinde dur mıya da dikkat etse bile sokakta. h€- le köprü üzerinde bir ahtaba raste- İlip te uzunca boylu konusmaya dü” Tunca hemen soğuk alabilir. “ Soğuğun tesirine dayanmak “in dört türlü çare vardır. Bunlardan bi- cisile ikincisi sıcak elbise, bilhassa rütibet almıyacak ayakkabı giymek ve soğukta hareketsiz kalmıyarâk mutedil derecede hareket etmettir. Bunları herkes iyice bilir. Çarelerin üctncüsü, ilk ikisinden daha mühim olanı, vücudu soğuğu karşı mukavemet etmeye alıştırmak» tir. Bunun İçin de eyfiyisi km soğuk #u döklinmektir: tabil, sıcak bir yerde olmak şartile, Kış içinde soğuk su dökünmenin faydasını pek çok kimseler işitmişler, bilirlerse de onu yapanlar pek ariir. Halbuki soğuğa mukavemet için on İyi çare budur. Hele çocukları sabah leyin mektebe göndermeden önce, iy &e ısıtılmış bir yerde, acele soğuk SUY İa duş yaptırmak, yahut alaturka su dökündürmek onlara kalım (paltolar İ giydirmekten daha ziyade fayda ve » Soğuğa karsı mukavemet çareleri * nin dördüncüsü de soğuk mevsimler. de yenilen yemeklerin mevsime göre maktl olmasma dikkat etmektir. Kis sin soğufun tesirine mukavemet etti. Terek en iyi vemekler, hatırlaramız ki vağlı vemeklerdir. Rivavet ettiklerine göre, simaj kutbuna yakın. en soğuk memleketlerde vasıyan Eskimolar sinde on kilo kadar yağlı seyler ye- meve mecbur olurlarmıs. Bizim iklimimizde, sükürler olsun, e ihtiyac voksa da kışın kendimizi soğuk tesirinden muhafaza etmek irin vağlı yemeklere daha zi « | medemi: | yoruz. Türkün kendi arasında , bir meseledir ki ceffelkalem cev; vade rafbet etmemiz lâzımdır. Yağlı #tleri, ziyadece yağlı sebzeleri | haz. m nazik mideler icin tere veğı rem kremetli bir gıda olur, Eskiden çocuklar analarınm baba. larının sözlerini daha iyi dinledikleri »amanlarda balıkvağı soğuğa karsı muhafaza edecek hem iyi bir | gıda, hem de ivi bir deva İdi, Bu zâmanda hahık yağını icecek cocuklar pek dok Yulunmadığmdan terevağı. bilhassa sabahları kahvaltıda, yine oldukça iyi bir gıda olur, İnsan soğuk mevsimlerde kendisini ve çocuklarımı soğuğa karsı böyle 80- fuk su dökmekle ve makul gıdalarla mukavemete alıştırırsa kış hastalık- larmın âmilleri olan o mikroplardan daha az korkemivn hakkı olur. LOKMAN HEKİM Türkün bu san'atini Çinlilere ii etmişlerdi, Fakat aldanan yalnız müverrihler değildi. Onlarla bera. ber halk ta aldanıyordu. M. Ret nande bunu pek güzel tahlil ede. rek der ki: “Romalılar da birçok defa Türk Khotan ipeklerini, Çin ipekleri diye satın alıyorlardı.” (Relation politigues et commerci - ales de Vömpire romaine avece Vasie orientale. p. 50.) ai Bu san'at ne oldu? Nereye gitti? Bugün Bursada, küçük bir harabe. sinden başka hiçbir şeyini bulamı. i icat ederek, kendi koynunda büyüttüğü terakki ve tekâmül ettirttiği bu san'at neden kayboldu? Bu Se : e vermek imkân; höstl olamıyor. il İsmini verdiklerini > müge yazar, Ri başka azmi müellif diğer bir kimi Gelanen invantiome arehkoloyu e 203 - 210 unda da bunu tekit md gi mun bu fikrini Stanialas Julien de ay kabul eder. ea (2) Bu (Türklerd, bumu bakı hususta yeni © mesrettiğim ve atm tarihi) mam kita. tar (Lokmı mesi Türkün (Lkha — mea) hem gi