Yedinci Balkan Oyunlarında Atletlerimiz 4üncü Oldular | Yunanistan Birinci Müsabakalar Dün Bitti, Bu Sefer En Sona Bulgaristan Kaldı Atina, 6 (Tan Muhabiri tele. fonla bildirdi) — Yedinci Bal. kan oyunları bugün bitti. Kral, Veliaht, Başvekil ve bütün na zırlar bugünkü müsabakalarda bulundular, Günün Salı olması. na rağmen statta 40 bine yakm seyirci vardı. Yapılan müsaba. kaların neticelerini ( bildiriyo- rum: 400 METRO İlk seçmede bizden Melih üçüncü olarak finale (kaldı. Finalde Yünen. Wu Mandikas 50,1 1/10 ile birinci, Ru. men ikinci, Yugoslav üçüncü. Rumen dördüncü, Melih beşinci oldular . 1500 METRO Yunan Yorgakopulos 4.6.8 birin. ci, Yugoslav ikinici, Yunanlı Üçüncü, bizden Riza Maksut dördüncü, Ru » men beşinci geldiler. Recep. müsaba. kalara girdiği halde derece alamadı. 4X100 BAYRAK Bizim takım, Cemil, Nazmi, Mün-| ci, Vedat olarak çıkt. Yunanistan! 43,9 birinci, Yugoslavya 441 ikinci, Romanya üçüncü, Bulgaristan dör - düncü, Türkiye beşinci oldular . SIRIKLA ATLAMA Yünaniş? Har&n 390 metre ile birinci, Yunanlı ikinci, Bulgar (3/70 ile üçüncü, Yugoslav 3,50 ile dördüncü, Haydar 3,40 Ve beşinci oldular. Müsahakalara Fethi de girdi Fakat 3,40 i geçmedi. ği için derece alamadı. UÇ ADIM Yunanlı Zanbrakis 14.19 metre ile birinci, Yugoslav ikinci, Yunan güncü, Rumen dördüncü, Yugoslav beşinci oldular. Bizden Pulat girdi. Fakat derece alamadı. DISK ATMA Disk atmada Yunanlı Pina 4178 metre ile birinci, Yugoslay — ikinci, Bulgar üçüncü, Rumen dördüncü, Veysi 35,67 ile beşinci oldular . Etem derece alamadı . MARATON KOLUSU Yunanlı Kiryastidis 2 saat 49 da. kika 10 saniye ile birinci, ikinci Ru. men Gal, üçüncü, dördüncü, beşinci Yunan. Birinciliği kazartın Kiryakidis Kıb- nsli bir Rumdur. Geçen senelere ge- Tinciye kadar İngiliz tabiiyetinde bu- Tunduğu için Yunanistanı temsil ede- miyordu. Geçen sene İstanbul kon- gresinde Yugoslavların itirazı üzeri- ne bunun Yunan tabiiyetini haiz ol- madığı ve Yunanistan temsil ede - miyeceği kabul edildiğinden © müd- det :mrfnda Yunan tabiiyetine gir- miş ve bu sene Maratonu kazanmış - tr 3000 METRO MANIALI Yunanlı birinci, Rumen ikinci, Yu. goslav üçüncü. Merasim tam saat 6 da bitti. Kral, birincilere hediyelerini bizzat dağıta- rak ellerini sıktı ve kendilerini tebrik etti, Bundan sonra, marşlar çalmdı ve bayraklar merasimle indirildi. UMUM! TASNIF Yedinci Balkan oyunlarının umu- mi tasnifi şu neticeyi vermiştir : Yunanistan 153 puvanla birinci, Yugoslavya 71 puvanla ikinci, Ru - Dün Atinadan dönen atletlerimiz Galata rıhtımında 28 puvanla dördüncü, Bulgarlar 13 puvanla beşinci Atleter A'inadan şehrimize döndüler Yedinci Balkan oyunlarma iştirak için Atinaya gitmiş olan Türk atlet - lerinden 13 kişi munllimleriyle bera- ber dün İtalyan Kırinali vapuriyle şehrimize gelmişlerdir. Ayni müna — sebetle Atinaya gitmiş olan Balkan Spor Kömütesi Türkiye mürahlhası arkadaşımız. Burhan. Felak de bu va- purla avdet etmiştir . Arkadaşımız Birhan Felek Bal - kan oyunları hakkmda bize şu ma- lümatı verdi : “.— Bu sene Yedinci Balkan oyun- larmı Bulgarlar Sofyada yapacak - lardr. Fakat bazı dahili güçlüklerden dolayı itiraz ettiler, yerlerini Yunan- llara verdiler. Yunanlılar bu oyun - ları beşinci defa olarak Atinada yap- tılar, Oyunların birinci günü statta 60,000 kişi vardı. Son günü yani ey- Tülün dördüncü pazar günü şiddetli bir yağmur yağdığı için oyunler ik- mal edilemiyerek salı gühüne bırakıl- dı. Ben ve müsabakalarını bitirmiş 0- lan atletler muallirn Amerikalı Luiz ile geldik . Heyeti umumiyesi itibariyle Ye - dinel Balkan oyunları atletizm nok - tasmdan geçen seneki altmcı Balkan oyunları gibi ilerleme hareketi göste- rememiştir. Bu sene ancak cirit at - ma ve 10.000 metrede yeni rekor yapılabildiyse de rüzgâr arkadan gel- diği için ciridin rekoru tescil edile - miyecektir Bu sene Balkanlardaki atletizm federasyonlarında personel değişme- leri olduğundan bu değişmelere ma - ruz kalmıyan Yünan ve Rumen €- kiplerinden başkası inhitat göster - miştir, Bu sene her sene olduğu gibi Yu - nanlılar daha bariz bir farkla birinci oldülar. Arnavutlar iştirak etmedi- ler... Takımimız bu sene, geçen sene ye- nemediği Romanyalıları geçmek #zmi ile gitmişse de maalesef, buna nii- vaffak olamamışlardır. Hattâ, geçen genekinden çok daha büyük farkla Rumenlerin gerisinde kaldık. Takım- da en iyi tesir bırakan uzun mesafeler koşucusu genç Rıza Maksut oldu. Bu çocuğun İki sene sonra uzun ko- şularda şampiyon olması çok muhte- meldir. Diğer atletlere gelince, kısa bir hazırlıkla gidildiği ve bu sene hiç bir müsabaka yapılmadığı için takım formlnde değildi. Bundan başka ba- 71 atlet intihabında da isabet edile- mediğini gördüm. Nitekim, şimdiye kadar üçüne'iden asağı düşmemiş olan ve muhtelif se nelerde Balkan birinei ve ikincisi ol- menler 65 puvarlı Üçüncü, Türkler muş olan 4 X 100 bayrak takımımız TAN NELİCELER Yedinci Balkan oyunlarının son müsabakaları dün Atinada yapıldı ve tamamlandı. Puvan hesabiyle n:tice- si şöyledir : 1 — Yunanistan: Yugoslayy Komanyı Türkiye — Bulgaristan: 153 puvan 7 6 28 B sonuncu oldu. Bü sene Atinada Balkan komıu nin umumi içtimamda gelecek oyun- larının Bükreşte yapılması takarrür etti ve Romanya murahhasları de bu- nu taahhüt ettiler. Umarız ki, Ro- manyalılar bu sene Bulgarların. uğra- dıkları imkânsızlıkla karşılaşmayıp, Bekizinci Balkan oyunlarını memle- ketlerinde yapmaya muvaffak olür- lar. “| heyeti, düm saat 22 de Jan Roudzo- Avrupada Türk Pehlivanı Aranıyor Amerikanvari serbest güreşlere Pariste başlanmıştır. Şimdiye kadar yapılan müsabakalarda Bulgar Dan-! kolof ile onun talebesi diğer bir Bul- gar pehlivanı dikkati celebtmekte- dir. l Fransırların Oo Deglan ismindeki| şampiyonlarını da ahali tutmakta - dır. Fransız güreş meraklıları, Küreşlerine eski pehlivanlarımız aya- rında Türk pehlivanlarının iştirak ettirilerek müsabakalara daha Ziya - de canlılık vermek taraftarıdırlar, Bu münasebetle eskiden Türkiye - ye gelip Koca Yusufu, Kara Ahmedi ve salr namlı pehlivanlarımızı Av - Tupaya götüren antrenörlerden bir ikisinin Türkiyeye gelmesi ihtima - linden bahsedilmektedir . 'TAN — Geçen seneki müsabaka - lara Kara AN e Dinarlı iştirak et- mişlerdi. Onlar birinci derecede bir varlık gösteremediler. Şimdiki peh - livanlarımız arasmda en genci ve öğ retildiği takdirde serbest güreşi kuv- vetiyle başarabilecek gibi görlinen| Tekirdağlı vardır. Bir de Mülâyim gi- debilir, zanımdayız . Paris Rusyadaki Sporcu'arı- mz Geliyorlar Moskova, 6 (A.A.) — Türk spor utak vapuriyle Odesadan İstanbula hareket etmiştir, Odesa #porcuların- dan mürekkep bir takım, ihtiram va- #fesini görmek üzere iskelede mev- ki almış idi, Vapur, Türk ve Enternasyonal marşlarının terennümleri arasında hareket etmiştir Futbo! Birinci Küme Yine Mesele O'du Birkaç Sualimiz Var: Niçin Klüp Sayısı İndiriliyor da | Maç Sayısı Yakında başlıyacak lik maçların! hazırlamak üzere İstanbul Futbol Ajanı' klüp murahhaslarını davet etti, Fikirlerini sordu. Ezeli dertleri olan parasızlıklarını bir daha işitti. Klüp murahhasları hallerini dök -| tükten sonra senenin en mühim fut. bol meselesine geçilmiş... Bu senenin en değerli futbol meselesi ne İmiş biliyor musumuz?.. Birinci (o küme Klüplerinin sayranı azalimak!, , Her mevsim lig maçları başlarken ocağa konup kaynatılan bu kazan - dan ne klüp murahhasları, ne de futbol idarecileri bir türlü bıkama - dılar, “Her şeyin tekrarında bir ha. yır yardır... darbrmeselini ihya ede - rek bu sene de ayni kazanm altını ateşlediler Niçin çıkardınız? Bu sefer birinci küme klüplerinin sayısım ıindirmeğe taraftar olanla - ra sorsak : — Geçen sene neden ötürü çıkar- dınız? — Gelecek sene tekrar çıkarmıya- cağmız ne malüm?. . Klüp murahhaslarınm birinci kü - meyi azaltmak tarafma kaçmaları zannederim kuvvetler. arasındaki müvazeneden ziyade hasılatın fazlalı. ğına dayanıyor. Ortada hesap var, kitap var; vakıı birinci küme klüp - lerinin sayısı indirilirse, yapılan her maçın hastlâtı belki biraz daha kaba- rık olur, Fakat maç adedi eksilece. ginden sondaki yekünda pek değişik. lik gözükmez. Yalmz dört klüp Eğer klüpler arasında hakkiyle kuvvet müvazehesi düşünülerek ha- reket edilecekse, birinci kümede an- Aza tılmıyor Bu dört klilbün ötesi zaten güçlükler içinde kıvranırlar. Büyük fedakâr - uklarla takımlarını hazırlarlar. Nis-| beten kolaylıklar içinde bulunan o dört klüp ise, antrenörlerine, saha- larma rağmen ikinci derecede görü - len klüplere bazan yenilirler, Bizim sporcu argosunda buna, “takıldı,, de- riz. Garibi şu ki, şöhretli takımlarımız her Sene muhakkak bir “takılma, maçı Yapar, Bu seneki içtimaa gelen klüpler geçen seneki klüpler değil miydi? Bir sencde kümenin indirilmesi lüzumu- nu nelerden dolayı bu kadar duvdü- | lar seba? Gelecek sene Klüp - lerin kümenin çoğulmasını istemiye- cekleri ve yahut o fikre doğru giden| Bir meshur klübün cereyanma kap'i» | mıyacaklarmı kim temin edebilir? . Bir kaç sual daha Birinci O kümenin azaltılmasını, mevsimin dar kalmasma atfetmek, hut İutboleülerin uzun bir mevsi- mi çıkaracak bedeni kabiliyette ol - madıkları şeklinde müdafaa etmek te mümkündür. Fakat o zaman da şu sunller sorulabilir * — Mevsim dar kaldryse busene için dar keldı. Gelecek sene ayni sayahat- ler muhakkak olmadığına göre, bir sene devam etmiş bir usulü istisnai bir vaziyet için bozarak ikinci kü - meye gönderilecek klüplere açılan fırsat kapılarını birdenbire kapamak Istanbul futbolüne daha faydalı m gelecektir *, cak dört kliibün kalması icap eder. Futboleilerimizin bedeni ka-) 1-10. 96 er ZA a ime Sip | ar | BEYAZ SAÇLAR Uzun senelerdenberi tanışiyorlardı. Yanyana yürürlerken Kate Cüivreğ — Ne yapıyorsun? Ne işle meş- gülsün? Olaf o gün romantik düşüncelerle doluydu. Derağuşa sevkeden. tatlı fakat hüzünlü bir gündü. Bu, düşü- nülmeden, dilin ucuna gelmiş olan sual, onda, bütün bir hayat nasıl ö- len bir adamm gözlerinin önünden bütün teferruatile ve cehennemi bir hızla geçiverirse, bir an içinde Kate ie olan münasebetlerini hatırlattı. Az kalsın: Kaçırılmış fırsatları düşünmek. le meşgulüm. Diyecekti. Fakat sustu. larını silkerek sadece bir: — Hiç! Dedi. Sonra düşünmiye başladı. Niçin “Hiç” demişti. O güne gelene kadar Kate'ye hiçbir vakit zâfmı gös termemişti. Bunu yapmaktan onu meneden şey, bir gün. şimdi tamami le hatırlıyamadığı bir münasebetle kendisinden bahsedilirken, Kale'nin: — Oh, Olaf için kadınlar birer he- vesten başka bir şey değildir. Onda devamlı bir hissin yer bulması im - küânsızdır. Demesi olmuştu. Olaf, Kateye o- lan meylini açsa onun tarafından (e- na bir şekilde karşılanacağından çe- kiniyor ve bu ihtimal karşısmda onu tamamile kaybetmektense bir arka- daş gibi muhafaza etmeyi tercih edi- yordu. Yalnız bir gün, bütün bu çekingen- Omuz- İliklerini, hesaplarını unutmasına ra- mak kalmıştı. Hatırlıyordu. Yazmış olduğu bir korku hikâyesini okumak üzere Kate'nin evine gitmişti. Kate eski, büyük bir evde oturuyordu. Ge- niş bir salonu, yarında küçük bir buduarı vardı, Perdeleri kapal bu salonda Kate onu yalnız olarak kar- şılamıştı. — Kardeşim, demişti lecek. Pasta almıya gi Şimdi ge- Çaya kalır- Knut Hamsun'dan: sın tabii... Misafirlerim var. Sonra onu budutra götürmüş, di- vâna uzanarak (dinlemiye hazırlan- mıştı. Kate'nin kedi gibi gözleri var- dı. Uzerinde gri kadife bir örtü bu- lunan divanın bir köşesine büzüle - rek, bir masa lümbasınm yarı uydın- lığı altında Olaf'a dikkat dolu göz- lerini çevirmiş olması, anu şaşırtmış» ti. Olar, titrek ellerle kâğıtlarını dü- zeltirken: — Eğer bir daha onun gözleri göz- lerime değerse, çıldırabilirim. Diye düşünliyordu, Kate'nin kar- deşinin veya misafirlerin, hikâyesi bitmeden gelmeleri temennisile ya- vaş yavaş okuyordu. Fakat tam kâyesi biterken kapı açılıp ta “eri misafirler girince kızmıştı. Ve tıpkı bugün olduğu gibi bir fırsatın, yegâ- ne içini dökmek firsatının kaçmış ol- duğunn hükmetmişti. Niçin ona karşı bu zâfı duyuyor. du? Kate'nin zannettiği gibi, o, ka- | dınları hakikaten bir oyuncak çalelâ. de bir heves olarak m telâkki eder. di? Gariptir, hemen bütün tanıdıkları onu böyle zânnederlerdi. Hakikatte, Olaf hiç te böyle değildi. O, kadm - lardan korkardı, daha doğrusu alda- tlmak endişesile bir kadına bağlan- maktan korkardı. Ona ilk defa olarak bu korkuyu Kate unutturmıya muvaf- fak olabilmişti. Fakat onun da sahte şöhretine inandığını görünce, Olaf susmıya karar vermişti. Kim bilir, belki, bir gün, aradan seneler geçip te onun saçları beyazlandığı 24; Düşüncelerinin burasına geldiği za- man, bir otomobil önlerine cıktı. Olaf ani bir hareketle Kate'yi kucakladı, geriye, kaldırıma aldı. Tehlike anı ge. çince, Olaf, Kate'nin saçlarının plâti- ne olduğunu gördü. Demek artık söyliyebilirdi. Modanın bir kaprisi, 0- fa. hun saçlarını beyazlaştırmıştı ve san- ki, aşkını söylemek için tayin ettiği bu müddeti tacil etmişti. Fakat her zaman olduğu gibi, Du sefer de kararmda duramadı ve sus- Ea Yeni ektepler Eâlrne, 6 (A.A.) — Trakyada kül- tür hareketleri genişlemektedir. Ye - niden 45 İlk mektep yapılmaktadır. Bunların mühim bir kısmı bitmiş, öğretmen tahsisatı bütçeye konmuş- tur . Şehirlerde orta mekteplere gireesk çocuklarım sayısı geçen yıla nazaran, çoktur. Edirnede 125 çocuk mektep- lere girmek istiyor . Fransada Miting Yasak Paris, 6 (Radyo) — Hükümet, ye- ni bir emir ve karara kadar hiç bir nlmayişe müsaade etmiyecektir. Bu- nunla beraber pazar günkü nümayiş- ler dolayısiyle ne devletin emniyetine kar$ı bir suikast, ne divanı âliye #ev- kedilecek bir hâdise, ne de kimse hak- kında yeniden takibat yapılması mev- zuu bahis değildir. Türkiyede spor tarihi Maarif Vekâleti, Türkiyede sporun tarihi hakkında tetkikat yaptırmak» tadır. İstanbuldaki tetkikler bitmiş- tir. Tetkikler bittikten sonra “Türkiye- de sporun tarihi,, isimli eser yazıla- caktır. biliyetleri uzun bir mevsimi tamam - lamağa kâfi gelmiyorsa, maçları mi azaltmak yoksa futboleülerin bedeni kabiliyetlerini mi arttırmak, yahut | beden kabiliyetleri yüksek otanlardan mi futboleü seçmek taraflarını ara - mak daha doğrudur? Fikirler ve tedbirler Evvelki gün toplanan klüpçülerin a- lelüsul yaptıkları içtimadan, alalâsul bir fikir çıktı. Bu da gösteriyor ki, nizamname değişti, yenilendi. Fakat fikirler ve tedbirler eskidir. Maamafih bekliyelim, ihtimal İş - tanbul futbol idaresi, klüplerin fikir- lerini almak için bu ik içtimamda yeni bir şeyler ortaya koyamadı. hiği tamamladıktan sonra (belki yeni nizamnamenin basitliği, kolaylığı ve geniş tefsirlerden istifade ederek bir çok yenilikleri ortaya koyadaktır . Eşref ŞEFİK —.- YENİ NEŞRİYAT “1 Şirketi “Hayriye Aylık (Boğaziçi) mecmuası Tam bir milli şirket olan Şirketi Hayriyenin bundan bir asır evvel na- #1 doğduğunu. anlamak isterseniz yeni çıkimağa başlıyan “Boğaziçi, mecmuasındaki tarihi mukaddemeyi okuyunuz. Bu yazı şunları izah ediyor: “Bir vakitler bir servet ve refaha nall olanlar için Boğaziçinde bir mes- kene sahip olmak tabil ve gaye idi. Zamanlar değisti, harpler biribirini takip etti. O güzel Boğaz, daha bir | takım sebep.ve âmillerden dolayı es- | ki mevkiini kaybetti. İ İçtimai hayatımızda da, inkılâplar, tahavvüller oldu. Eski tarz mesken- ler bugünkü ihtiyaci temin etmekten usak kaldı. Boğazda bunların yerine yenileri de nasilsâ yapılamadı. Ma - nevi teşvikler, Yenilikler vücuda ge tirmeğe kâfi gelmedi. Nihayet Bo- aziçinde göze çarpan bu takatsizlik, bu düşliklük için herkes bir kabahat- li aramağa koyuldu. Uzun dedikodu- lardan sonra kabahatli arandı, bu « lunduz Şirketi Hyriyı Şirket, Boğazın sukutu, kendisinin İde sukut ve idbarı olduğunu iptida - İdan kavramıştır. Bu vaziyeti düzelt- mek için bir düzüye çırpınmıştır. He- le bü sene faaliyetini arttırmıştır. Her sabah Anadolu ve Rumeli ilk postalarında Yüzde elli tenzilâtlı bi- let usulünü tatbik eylemiş ve yüzde Otuz üçe Kâdar tenzili fotoğraflı karneler çikarmıştır., , (Boğaziçi) mecmuası cidden güzel basılmıştır. İçinde Atatürkün renkli bir resmi, Başvekil ile Kurmay Bas- kanmm ve Celâl Bayarm güzel re - simleri zevkli ve güzel yazılar ilâve halinde boyalı bir resimle Boğaziçi tarifeleri vardır . Konulan 5 kuruş fiat, mecmuanm maliyetinden çok aşağı olsa gerek - ör Şirketi Hayriye bu seviyede bir Boğaziçi mecmuası çıkarmakla iyi ve faydalı bir yola girmiştir .Boğa# dünyanm en güzel yeridir. ve böyle uğrasmalara lâyıktır.