iz $ Cenazelerin Sokaklarda MEMLEKET RÖPORTAJLARI Kefenle Taşındığı Bir Şehir : KAYSERİ Bir Merdiven Üstünde ve Kefeni Açıkta Nakledilen Canaze ve Alay Üstelik Be- lediye Dairesinin de Önün- den Geçiriliyor Kalan ai ela Selçuk eserlerinden; Havant camiinin doğu kapısı Köyseri, 19 Eylül K ayserili dostuma bana Kay- serinin içini gezdirmesini rica ettim. Bahçenin ve parkin a- Tâsindaki geniş caddeden ilerlemi- Ye başladık. Maksadımiz ilk olarak helı tez- Bâhlarını görmekti. Fekat önü- müzde bir kalabalığa rastladık: | Cenaze götürüyorlardı. | Garip bir cenaze alayı idi bu. Bir Merdivenin üzerine beyaz kefen- li bir cenaze bağlamışlar, Üstüne bir palto örtmüşlerdi. Ölünün başi altında da terteneli bir yastık var- dı. Gözlerim hayretten faltaşı gibi açılmıştı: — Yahu! dedim, Tabuta kon- maz mı burada cenaze?” — Tabut zengin işidir. Fikara- lar böyle naklolunur. — Demek ölü bu merdivenin Üstüne bağlanır. Böyle kelenlenir, Bingil bıngıl sallanarak, titriyerek naklolunur öyle mi?. Hayret! Böyle açıkta ?.. Doğrusu gözleri » me İnanamıyorum... Peki iki ta- but hayrat edilse bununla nakledil. se olmaz mı?.. — Evet amma, bu merdivenler hayrat edilmiş, onun için yeniden bir masraf ihtiyar edilmiyor. — Peki, bu işe belediye ne der?,. — Hiçbir şey demez... / — Ölülerin nakli işine müdaha- le etmez mi? — Ydo.., — Aman dostum senden çok ri- €a ederim. Bugün şu cenazeye biz de cemaat olalım. Arkasmdan gi delim... e derhal hiç münakaşa etme- den cenazenin arkasma ta- kıldık. Bu tapkı İstanbuldaki ce - nazeler gibi naklediliyordu. O ga- rip merdivenin ileri doğru uzan « miş kısımları kol hizmetini görü- yor, cemaatten biri çıkip öteki ko- Tun altına giriyordu. — Nereye gidiyor bu cenaze böyle?.. » — Honat Hatun eamilno.. p — Yani hem belediyenin, hem “de diğer yüksek dairelerin önün - den geçecek... , —Evet. » Mürüdük.. o Cenaze, önümüzde © merdivenin üstünde beyaz kefe- ni ile sallanarak korkunç bir ölüm kâbusu halinde ilerliyordu. Niha » yet o yüksek dairelerin önünden geçerek Honat Hatun camii önüne geldik. Cenaze gene merdinvele ooğmusallanm üzerine indirildi. Ve in- “dali ki ln YAZAN Mümtaz Faik ezelkeşsin dirilmesile beraber bir yığın sinek te müthiş bir tezahlirat halinde cesedin kefeni üzerine çöktü... — Biraz geride duralım... — Evet. Belki sari bir hasta» lıktan ölmüştür. vw manzara karşımda hâlâ hayretten kendimi alama » mıştım. Evet bir insanın sari bir hastalıktan ölmesi imkin dahilinde idi, cenazeyi taşıyanların 'da hiç olmazsa, o müthiş sinek hücumu altında mikrop almaları çok müm- kündü. Cenazenin açıkta taşmma- #inin korkunç'ye acı manzarasın» dan kat'ı nazar edilse-bile bu bir sihhati umumiye meselesiydi. — Peki, dedim. Bu yastık ne o- luyor? Bu cenazenin başı altında» ki yastık? — O da hayrattır. Birisi yapar. Camiye hibe eder. Sonra her cena- z6 naklinde bu kullanılır. — Zâhir insanm toprak altma girmeden bir iki saat evvel rahat etmesi için... Peki, bu yastık başka bir işe yaramaz m1?., — Yarar. Fakat söylemem. Ga- zetecisin, yazarsın... Dostum gülüyordu. Hem söyle- mek, hem de söylememek istiyor- du. — Yazılacak bir şeyse yazarım!, yazılmıyacak bir şeyse sen yaz da desen yazmam,'merak etme... Hem sen Söylemesen ben başkasından bir kolaymı bulup öğrenirim... — Öyie ise dinle: Bu yastık yok mu?.. İşte çocuğu olmıyan bazı ca- hil kadınlar bir kolayını bulup bü- nu alırlar. Bir gece Üstünde yatar- Jar. — Eceeee? — Esi bu! — Ondan sonra çocukları olur mu imiş? — Hikatlarınca olurmuş güya.. Gözlerim gayriihtiyari musalla taşmân merdivenin üstünde yatan ve her açık parçasından ölüm ha- vası sizan cenazenin başının altın- daki yastığa kaymıştı, ört köşe bir yastiktı bu: Et- rafına tentene dikilmişti. Güya rengi beyazdı. Fakat yüzler ce ölünün buz gibi başı altında sim- siyah olmuştu. Eceli mev'udile gidenlerden tutun da, frengiden, veremden, tifodan, zetülcempten, batürreeden, tifüsten, kanserden, elhasıl bütün hastalıklardan ölen- ler bu yastığın Üzerinde yatmıştı. Ve bu mikrop yuvası yastıktan ca- hiller bir nesil mi Hayret!.. 5 — Aman dur, dedim. Şunun bir resmini alayım!.. Dostum: — Fakat çaktırma, dedi. Olü - nün resmini alıyor, diye belki ki- zarlar. Makineni âyar et Camiin resmini veya camiin yanımdaki mü- zenin resmini alıyormuş gibi yap. Sonra birdenbire çevir ve resmi al... Dediği gibi yaptim. İki resim a)- dım. Fakat bilmem benim acemi fotoğraf raportörlüğüm bir işe ya- ryacak mı? Resimler iyi çıktı mı? ew Ö ğle namazı kıldı; cenaze na- mazı kılmdr. Cenaze kaldi- rildi. va mezarlığın yolu #aanidikm Hava müthiş sıcaktı. Dostum” — Mezarlığa kadar gidecek mi- yiz? diye sordu. Besbelli yorgun. du. — Eğer dedim, uzak değilse... — Yok, Uzak değil amma bir yirmi dakika sürer... — Öyle ise gidelim... Cemaatin arkasma takıldık. Ve yürümiye başladık. Tozlu bir yol- dan ilerliyorduk. Yine bu insan ve sinek kalabalığı arasnda gözüme bir şey ilişti. Bu, kuru bir ağnem dalları üzerine saplanmış bir sürü elmaydı. — Bu elmalar niçin?.. — Cenaze gömüldükten sonra herkese bu elmalardan dağıtılır, Herkes yer. Cenazenin istirahati ruhu için dua eder. Sizin İstan. bulda da lokma, helva dağıtılmaz. mr? İşte onun gibi bir şey... — Peki, biz de bu elmalardan yemek mecburiyetinde miyiz?.. Dostum güldü: — İstersen ye,. Çünkü mezarm başında kapışılır. Ve geride kalanın eline bir tane bile geçmez. B öylece, tozlu yoldan, insan kalabalığı, sinek kalabalı- ğında, tozlar sineklere, sinekler el. malara karışmış bir halita halinde mezarlığa geldik, Mezarlık denilen yer, dört tarafı açık, bir yığın iri taş yığmlarından ibaretti, Üzerin- de ne servi, ne bir yeşillik ve hat. tâ ne de ısırgan otu vardı. Burada hayat, nebatlarile bile ölüme kavuşuyor ve güneş kızgın taşlarm üzerinde bir cehennem gi- bi kaynıyordu. Dostum: — Şurasınm bir resmini çek! dedi. Hiç olmazsa görürler de bel- ki bir asri mezarlık yapmak akıl. larma gelir!,, Dini merasim yapıldı. Elmalar kapışıldı ve mezarlıktan yavaş ya yaş ayrıldık, ilerliyen Aydın, (Hususi muhabirimizden) | — Aydın Kızılay kurumu çok İyi ça» lişan bir hayır müessesesidir. İlçe ve kamun Kızılay kurulları da son ay- larda çalışmalarma hiz vermiğlerdir. İAydın Kızılay kurumu başkanı dok- tor Nafiz Yazğan'in — başkanlığında bir heyet Ortaklara giderek incele - meler yapmıştır. Ortaklar köyü Kı- zılay kurumunun başkanı baş öğret- men Abdullah ve arkadaşları Muhtar Faik'in da yardım ve müzaheretiyle, köylüler dip koçanlı makbuzlar muka bilinde incir teberrü etmişlerdir. Bu suretle şimdiye kadar 4400 kilo incir toplanmış, bünun 350 iiralığı satıl- mıştır. Halk teberrüün devam etmektedir. Kurul, elde ettiği p İinerkeze göhaermi kr yöksür Ve şüzizli Yardıma başlamıştır. Ortaklar köyünün yıllık bütçesi 6000 liradır. Ortakların kooperstif Biga Yolcuları Tehlike Geçiriyor Feci Kazalara Meydan Vermemek İçin Vapur- lara Dikkat Edilmeli Biga, (Hususi muhabirimizlen) Marmaranın en uzak iskelesi olan Karabigaya yıllardanberi pek küçük vapurlar işletilmekte, adeta yolcula- rm hayatina pek ehemmiyet veril - memektedir. Her hafta pazar o ve| perşembe günleri Karabiga iskele - sinden kalkan vapurlar, zaten küçük bir tekne olduğu için, daha burada iken yolcu ile dolduğu halde Müref- te ve Tekirdağından da aldığı yüz - ierce Yolcu ile iğne atılsa yere diş - mez bir şekil almaktadır. Bu iskeleye bir aralık Saadet, Mer- sin, Bandırma gibi büyücek vapurlar işletildiği zamanlarda bile Biga yol- cuları balık istifi bir vaziyette seya- hat ediyoralrdı. Bugünlerde bu hatta işletilen küçücük tekneyle seyahat yolcular için bir azap olmaktadır. Daha geçenlerde bu büyücek dedi: im vapurlar bile iki tehlike atlatmış ye yolcuların canları ağızlarına gel- işti. Bu vapurlardan birile yolculuk © |» enlerin Söylediklerine göre geçen haftaki selerde Tekirdağından haddi nizami Ve İstlâbisinden fazla yolcu binmiş Ve zaten Karabigadan dol - muş Vaziyette hareket eden vapur- da bir Yandan bir yana kımıldıyacak yarim metre yer kalmamıştır. Güverte yolcularınm bir kısmı 3p- tegane önünde yatmıyd mecbur. ol muş, bir kısmı da pis kokülu tavuk kefeslerinin aralıklarında göceyi ge - girmişlerdir. Yolculardan bir gencin, kaptan ve kâtibe karşı kopardığı: “Biz İnsan değil miyiz?” feryadı Üzerine Hman velsi gelmiş ve birkaç yolcunun bilet paraları geri verilerek izdihamı güya azaltmak için bunlar vapurdan çıka- rılmıştır. Az Zamanda Büyüyüp Ortaklar Köyü İlçe Olmak İstiyor - Kızılayın Çalışmaları - Köylü İncir Teberru Ediyor İstirdattan sonra yeniden kurulan Ortaklar köyünün görüni Bir Köy merkezi olması, buraya büyük yar - dım etmiştir. Köyde bir cami yaptırılmıştır. Ay- ni zamanda saat Kulesi de olmak Üze- re bir de minare Yaptırılacaktr . Köy kurulu, çarşı ve mahallelerin yollarını yaptırmıştır. Şimdi bir as- ri umumi helâ yaptıracaktır. Köyün ortasından çıkan su munta- zam bir depo içine toplanarak oradan taksim edilmiştir. Suyun kireç dere - cesi binde 32 olduğundan filitre ter- tibatı yapılması da düşünülüyor. U- mumi hâl de bu yıl yapılacaktır. Etrafında 9 köyü bulunan Ortak- ların yakında bir kamun merkezi ol- ması dileğine karşı Muhtar Faik: “— Kamun !stemiyoruz. İlçe, il çe,. diyor. Yerinde bir dilek. Çünkü bu ie köyde yeniden 9 mn Hi İ kika düşmandan yanık,'ykık'fek bir ev kalmadan kurtulan Ortakların bu- günkü manzarası, ilçe merkezi olma- ya şimdiden hakettiğini gösteriyor. Pancar Fiatleri İlunuyordu. i İlet alamamışlardır. Pek Düşük! Uşak Köylüsü ve Şeker Fabrikası Amelesi Memnun Değil... Uşak, (Hususi muhabirimizden) — Bu sene Uşak ve havalisinde pan- car mahsulü çok iyidir. Geçen sene mahsulün azlığı, şeker fabrikasının çalışamamasına sebep olmuştur. Ye- ni mahsul kâfi miktarı bulduğu cihet- 16, Uşak şeker fabrikası 1 eylülde üç aylıkla faaliyetine başlamıştır. Pancar fiyatınnı düşük olması çifte çiyi memnun etmiyor ve dfüuündürü- yor. Filhakika pancarın kilosu otuz paradan alınmakta ve yüzde yirmi » si de fire olarak tenzil edilmektedir. 'Bu yüzden zurram gelecek sene pan- car ekimine ehemmiyet *vermiyeceği söylenmektedir. Diğer taraftan, şeker fabrikasında çalışan amele de gündeliklerinin a2- lığından şikâyet etmektedir. Şimdi amele yevmiyesinden bir de kasaba- dan fabrikaya gidip gelme tren Üc reti vermek mecburiyetinde kalmıştır ki, böylelikle ve vergiler de kesilin- ce, aldığı elli kuruş gündelikten elin- de pek az para kalmaktadır. A Bundan başka, kamara yolcuları" na tahsis edilen güverteye de — izdi- bamdan yapılsa bile — bir güverte yolcusu, muvakkaten olsun çıkama - makta ve beş dakikacık temiz hava teneffilş edememektedir. Her ay binlerce lira varidat geti - ren Karabika iskelesinin yolcularına karşı yapılan bu muamele, Fevayi hak değildir. Kamara yolcularınm evine giden bir tufeyli gibi kamarot- lar tarafından koğulmaktadır. Müesslf kazalara meydan verilme- mek için vapurlarm hadâi istiabisin- den fazla yolcu almasmın önüne ge- çilmeli ve Biga hattına daha hüyük bir vapur tahsis olunmalıdır. Burdurdan lik Tren Kalktı Dinar'a Bir Seyahat Tertip Edildi - İlk Tahsil Talebesi Faz'a Burdur, (Hususi *. muhabirimiz « — İfşantı tamamlanmış ve tes- imi muamelesi bitmiş olan İstasyo - numuzun açılma töreni yapılıp bir an &yvel işletmeye başlanılmasını Bur - durlular dört gözle beklemekte idiler, Töreni bilâhare Yapılmak üzere «- yın birinden itibaren İşletmeye açılma kararının verilmiş olduğu haberi bü- yük sevinç uyandırdı. İdare, ilk seyahat olarak Dinara kadar gidip - gelme bir sevinç treni tertip etmiştir . Halk ilktrene binmek arzusiyle daha sabahtan istasyona dolmuş bu - , Vali ile belediye reisimiz de iştirak ettiği bu seyahat çok kalabalık ol. muştur, Hattâ birço kkimseler de bi- Tren vasıtasiyle ilk parti olarak, 50 balye Alaca dokuması da gönderil. miştir, İzmir - Afyon - İspartaya olmak ti- zere hetgün liç tren hareket edecek- tir. Bu sene burada İk okullara hi- cum pek fazladır. Bütün sınıfların mevcudu 60 - 70 arasındadır. Daha d& müracaat olduğundan yeniden &i- nıflarda şubeler açılacaktır . “Bilecik ,, Gençleri “İnönü,, nde Bilecik, (Hususi) — Bilecik spor klübünü teşkil eden gençler, davet ü- zerine 28 - 9 - 936 tarihinde, mntaka bandosu da (beraber olduğu Dalde İnönü nahiyesi gitmişler, o gece 0- rada parlak Wiz üsümere v6 Köme vermişler, ertesi.güm.de - İnörü. Türk Kuşu karargâhıni ziyaret ederek des Zerli kumandanlariyle Türk Kuşuna mensup gençlerle tanışmızlar ve uçuş- lar sporcularımız tarafmdan derin bir zevk İle takip edilmiştir . Bu sırada, mıntaka başkanı Nihat Torumtayın kızı İstanbul kız lisesin- den Emel Torumtay tarafından oda yarım saat devam eden bir uçuş yas pılmıştır.. Bunu müteakip İnönl klübile Bile- cik klübü takımları arasında bir maç yapılmış, bire karşı dörtle Bilecik klü- bü galip gelmiştir . Küçük Haberler i Izmit, (Tan) — Sapancanm Yanık Şarkiye köyünde öldürülen Salihin katilleri aranmaktadır. Salihin şimdi değil, eskiden Inhisarlar takip memu ru olduğu anlaşılmıştır. * Aydın, (TAN) —iç Bakanlığı Mahalli İdare Genel Direktörü Fa- ik, evvelki gün Aydma gelerek ilba- yımızla birlikte İlçe ve kamunlara gitmiş, ilimizin köycülük bürosu ve köy çalışmaları üzerinde İncelemeler yaparak Muğlaya dönmüştür. * Daday, (TAN) — Burada dün gece ve bugün muhtelif fasılalarla altı defa hareketi arz olmuş, gündüz devam eden sallantıda heyecana dü- şen halk evlerinden dişarı fırlamış- tır. HAlA sarsıntı hafif, hafif devam ediyor , * M. Kemalpaşa, (TAN) — İlçe- mizde Halk Partisi ocak ve kamun köngrelerinin yapılmasına başlan “ mıştır, Nizamnameye göre İki sene“ de bir Yapılması lâzımgelen ilçe kongresi geçen yıl yapılmadığından bu yıl toplanacaktır . Izmit, (TAN) — Yeni Halkevi bi- nasi İnşası için hazırlıklar ilerlemek” tedir. * Akhisar, (Tan) — Şar kurulum- ca tasdik edilen muaddel şehir pĞ” nı onaylanmak üzere İmar Bakan * i ığma gönderilmiştir. Eskişehir, (TAN) — Saylavları * mız İncelemeler yapmak tizere gehri- mize gelmişlerdir . Gece partide büyük bir toplanti yapılmış, halkın muhtelif ihtiyaçlari üzerinde konuşulmuştur. Köylerde ve kazalarda ayrıca tetkikat yapacak - lardır , 4