No. 60 — Ydzan '* Kadircan Kajtı — “ — Suçu yoksa bir şey yapmayız. Fakat, muhakeme etmemiz lâzım ! Bims Avrupa - Amerika yolunda — Ne duruyorsunuz? Niçin susu- yorsunuz?.. Ben yalan mi söylüyo- rum. Beni de mahkemeye verin. E- ğer yalan söylüyorsam dilimi - ke- sin, başımı kesin, ne yaparsanız yâ- pm!.. Hâkimle başpapaz başbaşa vere - rek konuştular. Valiye bir şeyler söylediler. Valinin gözlerinde bir alçaklık Periitrsı oldu: — Suçu yoksa elbet bir şey yap- Mayız. Fakat muhakeme edilmeden Onun suçsuz olduğuna da İnanama- yız. Bir defa teslim olsun da... Suencu halka karşı nütuk söyler- | ken Jülya da Hasana bakarak yal- varıyordu. Margrit derin ve mavi gözlerini delikanlının “gözlerinden Vakit vakit kaçırarak sessiz duru - Yor, boynunu büküyordu. Onun bu Sesniz yalvarışı şüphesiz hepsinden daha candan ve güzeldi. Büsbütün kapalı sanılan kurtu - lüş yolu simdi iyice açılmış gibiydi. Hasan kendi kendine şöyle dü - gündü; — Hakon buraya gelirse beni kur- tarı. Estrid de benden fenalık gör- Medi, Hattâ hiç kimse ona benim kadar iyi bakmazdı. Bu bir suç ola- maz. Anlaşılıyor ki burada valiler Btedikleri gibi iş göremiyorlar. Yal. nız onlarm sözleri geçmiyor. Fakat teslim olmak, silâhlarımı vermek... Suenou'ya bunu da söyledi. Han- €1 hiç umulmıyan'bir zekâ eseri gös- terdi; , Bilâhlarmızı bana emanet edi- Biz! Onlar canım gibi saklarım. Muhakemenin sonunda kendi elimle geri veririm size, Yeniden, vali, hâkim ve başpapaz- Is konuşmalar... Yarım saat kadar gonra Suenou Me Hasan yirmi kadar askerin orta- sında veli konağına gidiyorlardı. “ ”—20—. Karşı karşıya... Hancı Suenou artik Bepsastadir - de günün adamı olmuştu, Onun bir Yangma, bir ölüme, battâ burun ka- Bamâsma sebep olmadan işi bitir - Mesi herkes tarafından takdir eğili- Yorge tebrik olunuyordu. Halkın bu duygusu, dolayısiyle Dertli Hasanın İşine yarıyordu. Sueno onun Suçsuz olduğunu, haksızlığa uğradı. : her söz arasında tekrar edi - Yor, böylelikle kendi tarafından er nlar gittikçe çoğalıyordu. Hattâ Dertli Hasanm muhakeme sonunda serbest bırakılmasını dileyenler şim- “iden epeyce vardı ve bu gidişle hep) artacaktır. Vali Dertli Hasanı konağın bod- Tümuna kapatmak istediği zaman, hancı yeniden coştu: — Bunu yapamazsmız. Mademki #uÇU Yoktur. Bugün için bizim mi- #afirimiz demektir. Bir misafiri #rsizlarm, haydutların kapatılma - olan yere koyamazsınız. ”— Sen artık çok oluyorsun. kadarına karışamazsın! > Elbet karışırım. Ben olmasay- Bu Izlândada bir hava meydanı nacaktı. Belki oradan çıkan o steş, başka binalara, hattâ bütün şehre İyayılacaktı. Bunları düşünmüyor - sunüz. Halbuki siz her şeyden ön- ce bunları düşünmiye mecbursunuz. — Çok söyleme. Bir korsan için bundan daha iyi yerimiz yoktur. — Korsan gemisinde bulunanların hepsi adam öldürmlş olamaz. Mu- hakeme sonundan önce ona fena muamele yapamazsınız. Hâkimle baspapaz araya girince, vali yine yuruşamıya mecbur oldu. Hasan, vali konağının yanında a- İbitlerden birinin odasına kapatıldı. Hancı, onun rahatına baktıktan sonra: — Ben hemen Hakon'a bir adam göndereyim. Dedi. — Ahırda benim atım var. binip gitsin! — Olür. Sen'hiç “merak etme. Margritle Sana yemek te gönderi - rim ben... Bir dileğin” olursa söyle, Hemen yaparım, Sana gerek ben ve İgerek kızımla karım, hayatımızı İborçluyuz. Senin çok iyi kalpli, yi git bir delikanlı olduğunda hiç şüp- hemiz yoktur. Suenou o kadar candan söylüy du ki Dertli Hasan burada kendisi- ni yabancı bulmamıya başlamıştı. O- nun daha ilk hamlede valiye karşı duruşunu, sözünü yaptırdığını gör - müş, güvenci artmıştı. Vali konağınm etrafı kalabalıktı. Herkes Dertli Hasanı görmek için oraya koşuyorlarâdı. *Hattâ köylere, civar şehirlere ha- ber gidiyordu: — Bessastadir'de bir Türk korsa- nı yakalanmış, Hapsetmişler. Şimdi muhakeme edeceklermiş. Uzak veya yakm köylerle kasaba- Ona çe çoğalıyordu. Bir Istanbul çocuğu için fil veya aslan görmek neyse, İzlandalı için de bir Türk korsanmı görmek arzu- Su onun gibiydi. Yakm evlerin pencereleri, hattâ |damları insanlarla: doluyordu. Vali konağının duvarının üstüne çıkarak bakan çocukları askerler güçlükle kovuyorlardı. Hanct Sueno dostu Hakon'a şöy- le bir mektup yazmıştı: “Senin bana gönderdiğin misafiri- miz Hâsanm Türk olduğunu birisi hapsetti. .Diri diri yakmak istiyor- du, fakat ben kurtardım. Şimdi mu- hakemesi olacak. Sana yaptığı iyili- Zi anlattım. İnanmad'lar, Şahit ola- rak yazdırdım. Hemen gel Senin gibi ben. de Hasanin suçsuz olduğu- na İnanıyorum. Sakın geç kalma!” Dostun: Susnou Hancnm uşağı mektubu alır al - maz, atını dörtnal sürerek gitti, Hakon © akşam kendi köyünden yedi kişi ile birlikte geldi. Bu yedi kişi, İngiliz korsanı Bthelred'in oa- damlarile Dertli Hasan çarpıştığı 8i- rada orada bulunanlardı ve gözleri- le gördüklerini anlatacaklardı. Hakon, hancı ile konuştuktan rm daha me iyi olacaktı? Boş yere kim bilir kaç kişi ölecekti. Han ya-f sonra, hemen vali konağına koştu. (Arkası var) lardan Bessastadir'e gelenler gittik | haber vermiş. Vali onu yakaladı ve| SA Yeni cürmü meşhut kanu- nu nasıl tatbik edilecek ? 5— Madde 28 — C. Müddelumumisi kanunun 5 inci maddesinde yazılı 5 beplerle suçluyu sorguya çektikten sonra, İşi incelemiye lüzum görürse gerek zabrtanm zabit varakasında tesbit ettiği, gerek suçlunun sorgu- İsu sırasında o müdafaasını teyiden| bildirildiği şahitleri zabıtaya verdiği şifahi veya yazılı erorile celbeder. C. Müddelumumisinin bu emri şahit- lerle ehli hibreyi mahkemede hazır| bulundurmak için verdiği emir gibi | zabıtaya çağırılanlar hakkında ica -| bında zor kullanmak salâhiyetini verir. Madde 29 — C. Müddelumumisi- nin kanunun 5 inci maddesinde Ya- zılı sebeplerle işi incelemiye lüzum görmediği veya incelemelerini ayni günde bitirdiği hallerde suçlunun yakalandığı gün tatile tesadü miş veya suçlu mahkemeye sevkedi- leceği srrada çalışma zamanı bitmiş olsa bile mahkemeyi hemen çalışmı- ya davet etmesi asıldır. Ancak hâ-| iyeti ilibarile mahzur sevkini ertesi güne de bırakabilir. Fakat 5 inci maddede yazılı İncele- me dolayısile esasen suçlunun mah- kemeye sevki yakalandığının ertesi gününe kalmışsa C. Müddeiumumisi mahkemeyi tatil günlerinde ve çâ - lişma zamanı haricinde de davet et- miye mecburdur. Kanun bu suretle 24 saatten ziyade bir gecikmiye ce- yaz vermiyerek suçlunun yakalan - dığmui nihayet ertesi günü duruş - masının icrasini zarüri kılmıştır. Madde 30 — C. Müddeiumumisi Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu- nun İ54 üncü maddesi mucibince bütün suçlarda doğrudan doğruya tahkikat yapmak salâhiyetini de ha- ik olduğundan tesadüfen vak'a ma- hallinde bulunduğu veya suçtan ha- ber alarak oraya geldiği takdirde 4 üncü madde mucibince zabıtanm haiz olduğu salâhiyetleri kullanabi. lir. C, Müddeiumumisinin unuv hükümlere göre haiz olduğu bu #4 iâhiyeti bu usul kanunu ayrıca tas- rih etmiye lüzum görmemiştir. Madde 31 — Ç, Müddelumumisi ayrıca incelemeye lüzum gördüğü mühim hâdiselerde suç işlenir İşlen- mez vak'a mahalline giderek tahki- kata el koyar. Madde 32 — Talimatnamenin 15 inci maddesinde zabıtanın saat ye - diden yirmiye kadar suçluyu C, Müd- delumumisine teslim etmiyeceği o ve binaenaleyh saat yirmiden sonra ya» kalanmış olan suçluların C. Müddel- umumisine teslimini saat yediye ka- dar tehir edeceği yazılıdır. Fakat bu müddet içinde de olsa zabıta hâdise- İyi telefonla veya diğer seri vasıta. larla derakap C. Müddeiumumisine etraflı bir surette izah etmiye C. Müddeiumumisi de işi incelemiye lü- zum gördüğü takdirde bu müddete tesadüf etse de icap eden inceleme- leri yapmıya ve hattâ icabı halinde vak'a mahalline giderek tahkikatı orada bizzat idare etmiye mecbur - dur. C, Müddelumumisi saat yirmi- luları sevkedemez. Fakat saat yir - miden evvel sevkettiği suçlularm duruşmasına mahkeme fasılasız bir surette bu santten sonra da devam ederek duruşmayı neticelendirir. Madde 33 — C! Müddetumumile rinin şahsi dava yolu ile takip olu - nan suçlardan dolayı ancak amme menfaati gördükleri takdirde huku- ku amme davasmı açabileceğine da- ir olsn Ceza Muhakemeleri . Usulü Kanununun 346 ıncı maddesi hükmü | bu kanunda mahfuz tutulmuştur. Binaenaleyh şahsi deva yolu İle ta- kip olunan suçlarda C. Müddelumu- misi suçluyu sorguya çektikten ve lüzumunda işi ayrıca inceledikten sonra suçun suçluya isnat kabiliyeti- ni görmekle beraber amme menfaa- tine varırsa amme davası açmıya - caktır. Bu takdirde C. Müddeiumu- misinin vardığı bu netice üsulen kendisine tebliğ edilecek olan muta» İ zarrır ancak Ceza Mahkemeleri Usu- lü Kanununun 350 İnel ve milteakıp maddeleri mucibince suçun mahiye- , | tediğini ileri sürdüğü için suçlunun - mahkemeye | | müştür. N On yedi suçlunun! muhakemesine başlanıyor Sigorta tahkikatı, son safhaya girdi Polis ve ağliye, dirileri ölü gibi gös- tererek sigorta girketinden para çe-| kenlerin tahkikatiyle meşgul olmak- tadır. Polisin Paristen şirketin mor- kesinden istediği yeni dosyalar gel - miştir. Bugüne kadar polis müddei- umumilik tahkikatı biterek adliyeye İntikal eden suçluların adedi 17 dir. Bunlardan doktor Armanak Hancı «| yan, Onnik İplikçiyan, doktor Asaf, Dimitri ve karısı İzmaro tevkif edil3 mişlerdir. Mevkuf olmıyan diğer on iki suçlu da şunlardır: Şemsettin, karısı Didar, doktor Fevzi, Karabet, Şerif, Şevket Viçno, Şaziki, Misak, doktor (o Emanoildisi, ram Tavyan karısı Kabes. Doktor Aram Hancıyan, © şimdiye kadar verdiği raporların süretlerine kani olmadığını ve aslını görmek İs- Paristen gelen dosyalardaki raporlar kendisi- ne gösterilince hakikati itiraf etmek mecburiyetinde kalmıştır. Doktor Emanoildisi, kendisi ölen adamı mu- ayene ettiğini ve fakat başkalarının) bu ölünün adını kendisine yanlış ver- diğini iddia etmiştir. Müddeiumumilik suçlulardan ikisi- nin adresini tetkik etmektedir. Deva bu hafta mahkemeye intikal edecek- tir. Satış si mali ihbarı Universite neşriyat bürosunda bir satış suiistimali ihbar edildiği (icin büro şefi Refete işten el çektirildiği- ni yazmıştık. Refet Bayır, bize gön- i bir mektupta, kendisine işten el çektirme haberinin doğru olduğu- nu, fakat, sulistimalle alâkası bulun- madığını bildirmektedir. Talebelere esrar, eroin satıyormuş! Bir kaçakçı hakkında takibat yapılıyor Kadıköyünde Süleyman isminde birinin mektep talebelerine eroin ve esrar sattığı anlaşılmış ve kendisi yakalanmıştır. Paris sokağında otu- ran Süleymandan aylarca evvel şüp- he edilmiş ve kendisi zabıtaca taras- sut altına almmıştır. Süleyman, muhtelif mekteplerdeki çocukların tâ ayaklarına kadar giderek kendi- lerine eroin ve esrar satmak istemiş, hâdise, talebeden bazıları takip edil mek suretiyle tesbit olunmuştur. Zabrta, Süleymanm evinde kendi- ni nisbeten kaybetmiş bazı talebelere de rastlamıştır. Süleymanın bu İş de arkadaşları olup olmadığı henüz tetkik edilmektedir . Çok feci bir kaza Dün sabah Beyazztta feci bir ka- za olmuştur: Askeri Tıbbiye mek- tebi dördüncü sınıf talebesinden 3075 numaralı Salih, en Üst katm penceresinden yere düşerek beyni parçalanmıştır. Zavallı genç, kaldr- rıldığı Cerrahpaşa hastanesinde öl Tahkikata o müddelumumi muavinlerinden Übeyt el koymuş ve Tabibi 'adii Enver cesedi muayene €- derek gömülmesine müsaade etmiş- tir . e —— — an Suretile' suçu doğrudan doğruya ta- kip edecektir. Madde 44 — C. Müddelumumisi suçlu hakkında tevkif müzekkeresi * | verebilir. C. Müddeiumumisi işin in- celenmesine lüzum görünce yaka - landığı gün bekleteteği veyahut ya- kalandığının ertesi günü mahkeme- ye sevkedeceği suçluyu tevkif etmek veya serbest bırakmak mecburiye - tindedir. Kanun C, Müddelumumisi- | ne teslim edildikten sonra suçlunun polis ve jandârma karakollarmda hürriyetinin takyit edilmesine müsa-! ade etmemiştir. Madde 35 — C. Müddelumumisi suçluyu mahkemeye sevketmeden, sabıka kaydini müessir fil hâdisele- | rinde suçtan zarar gören şahsın has- talık müddetine, on beş yaşını bitir memiş olduğu takdirde suçlunun tarik ve mümeyyiz olup olmadığına dair icap eden hekim raporlarını ih- zar ve tedarik ettirerek süçlünun di- tne göre sulh veya sorgu hâkimine | müracaat ederek şahsi dava acmak; Zer evrakile birlikte mahkemeye tev dl eder. (Arkası var) BI AN Yazan: Stephan ZWEIG Mükemmel yayları olan yehi mek istemişlerdi. Böyle bir kati celbediyordu. gibi sevdiği kadma hiçbir şeyi çök! görmüyor, her şeyin en âlâsını, en güzelini lâyık buluyordu. Mari An- tuânet için inşa ettirmiş olduğu 2 raba, bir arabadan ziyade bir küçük seyyar saraydı. İçinde beş kişt bol bol oturduktan masda mürebbiye, uşak ve araba müş #ofra takımları, elbise dol yiyecek şeyleri koymak için dolap - lar, hattâ ortası delik sandalyalar| bile vardı. Kralın içkiye olan merakım bil -| diği için müteaddit şarap şişelerine de arabada yer ayrılmıştı. Arabanm çi açık renk ipekli kumaşla kap: lanmıştı.. Krallığm alâmeti farika - « olan zambak çiçekleri de kapım Üzerine Tesmedilse tömam olacak Bu kocaman arabayı çekmek için sekiz beygire ihtiyaç vardı. Hattâ yokuş yerlerde on İkiye kadar çi karsyorlardı. E; kaçmak iki beygirli küçük bir araba kullan- miş olsalardı hem göze çarpmaz, hem de her durakta beygir değist mek için yarımşar saat kaybetmez - lerdi. Giinde dört beş sant yorulan hayvanları bırakıp yenilerini mak için kaybediyorlardı. Halb kralın ve kraliçenin hayatları bir çeyrek saat kaybedilince tehlikeye düşebilirdi. Kral ve kraliçe seyahat esnasmda göze çarpmıyan sade elbiseler giy - mişlerdi. Buna mukabil tebdili kı - yafet etmiş ve sivli giyinmiş olan hassa askerlerini memnun etmek i- gin onlara yepyeni ve rengürenk biseler giydirmişlerdi. Bu ha) tabii göze çarpıyordu. | Bütün bu olmıyacak şeylerin bu! şekilde cereyan etmesine şu sebep gösteriliyor: Meşhur etiket, bir kralm ne şekil-| İde kaçacağını bildirmiyordu.. Bir düğün, bir bayram veya herhangi İbir merasime ne şekilde gidilece ne elbise giyileceği, nasil hareket e-| dileceği, etiket mucibince ne yapı - lacağı gösterilmiştir. Fakat bir kra- ln kaçması hatıra gelmediği için bu tesbit edilmemişti. İşte merasi- me tâbi olmadan serbest olarak ha- reket etmek $irasi kralı ve etrafını şaşırtıp kalmıştı. | Birçok taahhurlardan sonra niha-| yet kaçacakları gün tesbit edilmişti. Haziranm 19 unda kaçacaklardı. Bir çok İnsanların bildiği bu sır, gün geç- tikçe ortaya çıkmak ve patlak v mek tehlikesine maruzdu. Marat gazetelerde krelin kaçmıya hazır - landığını yazmış, kulaktan kulağa bu şayia yayılmıştı: Fersen her şe- yin 19 Hazirana kadar hazir olması Jiçin fevkalâde uğraşmıştı. Haftalar- danberi bundan başka bir şey odü- şlünmüyor ve yapmıyordu. Her gece için ROMONL bo-|derlerse mutlaka yol yanmış süslü, geniş bir arabaya bin- | uğrıyacaklarını tahmin araba | hizmetçiye izin verdi hiç şüphesiz her geçtiği yerde dik. |misinde hareket etmeyi daha müna- Fersen her âşk | sip gördüler. Bu yirmi dört saatlik TUVANET:.! Çeviren: Rezcan 4. P. YALMAN Birçok teahhurlardan sonra kaça- cakları gün tesbit edilmiş bulunuyor bir arızaya ti ve o gün ve aym yir- teahhur programın baştan aşağıya bozulmasına “sebep oldu. Koşulmuş Eşyalar indirildi. Fersen yorgunluktan, Mari Artuva- arabalar çözüldü. net heyecandan bitap bir haldedi ler. Her türlü şüphenin i o gün de mutat işleri yap ya devam etti. Çocuklarini alarak gezmiye çıktı, kendisine görümcesi Madam Elizabet refakat ediyordu. Saraya avdetinde ertesi günü için emirler verdi. Halinden kaçınıya ha zırlandığı hiç belli d Kral esü- sen sinirsiz ve he bir adam olduğu için halinden bir şey anlaşıl- miyordü, Akşam saat sekizde hizmetçilerini atmıya gönderdikten sonra kraliçe çocuklarınmi yanına gitti; biraz #on- ra da aile efradile her geceki gibi sa- lo yalı da toplandılar. Dikkatli bir İnsan nız gayritabiilik olarak şunu far- kedebilirdi: Kraliçe her zaman oldu- ğü gibi canlı değil, fakat bitap bir haldeydi. Mütemadiyen saate bakı ordu. Bunu anlayışlı bir insan der. | hissederdi. Çünkü Mari Antua- nelin gösteriş olarak yaptığı yor- gunluğun altında fevkalâde bir si nirlilik ve heyecan saklıydı. O gece hayatının bir dönüm noktasıydı, Bu nun ehemmiyetini takdir ediyor ve yerinde duramıyordu. (Arkası var) BORSA 29 EYLÜL SALI Paralar Sterlin 1 Dolar Atm Banknot Çekler Londra üzerine Nevyork. Cenevre Brüksel Florin Mark 00 Şirketi Hayriye Tramvay Bomonti Nektar Terkos Aslan Çimento Merkez Bankası Osmani: Bankası Şark Merkez Bersnesi Mısır tahvilleri kraliçenin yanından çıkarken bera - ber almacak elbiseleri taşıyordu. Muhtelif insanlarla muhabere ede - rek kralın arabasının geçeceği yol - ları emniyet altına almıştı. Bu ma hazırlığı adeta muntazam makine gibi işlemişti. Artık h korku ve tereddilde mahal yoktu. Fakat son dakikada kraliçe hare - ket gününü tehir etti. Beraber gö- türecekleri hizmetçi kadmlardan bi- İrisinin ihtilâlci bir askeri sevdiğini ve ona hareketlerini haber verdgini Sezdiler. Kraliçe 19 unda hareket e-| bir| 6 | 186 1 u uW 0 102 1911 96 İstikrazlar Türk Borcu 1 u e ai Ergani A. B.C. Istikrazı Dı Sivas — Erzurum 1 u Tahvilât tem Anadolu 1 ve 1 kupon kesik ir istanbul 373,İstiklâl caddesi Türkçe, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Almanca, Rusca v. s. KAYIT MUAMELESİ BAŞLAMIŞTIR. Tecrübe dersi parasızdır. Ankara Konya caddesi