No, 50 Estridi görmek için bekliyordu. Bessastadir'in şimal taraflarında tanıtmak onun biç işine gelmi - rdu. Bunun için susmuş, kaptan Voney'e de susmasmı söylemiş. Ralf Voney Türkler uzaklaştıktan nra artık evvelce tasarladığı gibi stadir'e uğramakta bir zerar fayda görmüştü. Anskar isa ev- İce tasarladığınm aksine olarak bu razi olmuştu. O da şöyle düşün- üiştü: —— Estrid henüz Vestman adası- gitmemiştir. Onu şimdiden görü- . Ne zaman gideceğini anlarım. i yakalarım. Belki Vestman ada- gitmeden bir şey yapmak, onu çırmak ta mlmktn olur. Bu düşüncelerle karaya çikmis, ıptan Voneyle arkadaşları bütün güneşte uzanıp tenbel tenbel ya- O gün kiliseye giderken onu - gör- ştü, Etrafta biriken genç kızların kadınların konuşmalarına da ku- vermiş, Estridin ne zaman, ne İle nereye gideceğini öğrenmeye ça- Öğrendiğine göre Estridin babası. haber yollanmış hepsi anlatılmış. esi bekleniyormüuş. gelmemişti. Fakat işte işler ters k gibi oluyordu. Çünkü sokağın geleceğini hiç ummamış'ı; Şöyle düşündü: a e mam: Eğer bu adam benim İamıştı. Uzun boylu, sakallı, uzun kız vardı, — Yazan : Kadircan Kajı — di Bugünkü Izlandada güzel bir köprü Kızlar ve kadmlar bol pileli geniş etekliklerini, işlemeli önlüklerini, dar ve kırmızı yâhut mavi renkte ye- leklerini giymişlerdi. Erkeklerin baş- larmda saçlarını çepçevre sıkan gü- müşten, altından halkalar vardı. Ar- kalarına geniş pelerinler almışlardı ve bunların önlerini yuvarlak ve gü- müşten tokalarla tutturmuşlardı. Ço- Zumin ayaklarında hafif ve kısa çiz- meler bulunuyordu. Hasan erkeklere hemen hemen hiç aldırmıyordu. Kilisenin kapısında ye- ni bir kadm eteği, kadın başı görün- ©6 kalbi çarpıyor: — İşte 0... O geliyor. Diye ka” hopluyordu. En sonra o da göründü. Aşağı yukarı diğer erkeklere. den- ziyen, sarışın, uzun boylu orta yaşlı bir adamın kolunda yürüyordu. -Yü- zünün solgunluğu geçmişti ve “tasar değildi. Sağda solda birikmiş olan halk a- rasında fısıltılar oldu: — İşte Estrld. . Çıkıyor. gil mi? Diye sordu. Hasan kendine geldi. Kafasmdaki- lerin anlaşılması korkusu da, genç kızı gördüğü sırada olduğu gibi onun kalbine çarpıntı veriyordu. — Evet, güzel. , Cevabını verdi, (Arkası var) bilecektir. Beşiktaş Halkevinde Beşiktaş Halkevinden: TAN Dertli Hasan genç kızın kolundaki erkeğin kim olduğunu sormak için ar Bir Iki gün içinde tilccar Bagge- | kadaşma döndü. Fakat o buna vakit oraya gelmesi ve kızmı alarak bırakmadan kendi kendine söyledi: — Vali Halger Rozenkram İşte bu Anskar genç kiza görünmemek İçİn | dur. Arkasından da karısı ve baş pa- geleni yapıyordu. Başkalarm-| yaz geliyor, Işte çocukları da çıktyor- Şimdi kendisin! tanıyacaktı: — Ben geldim. Senden ayrı yaşa- Diyecekti. levendinin kılığını değiştirerek | canla başla razı olacaktı, Vali İle Estrid ve karmiyle göcuk- ları iki sıra asker dizisi arasından geçtiler ve konağa girdiler, Hasan şimdi konağın kapısmı, du- varlarmı gözden geçiriyor, kafasınm Geçen haftaki Mele bilmecemizde he diye kazananlar Doğru halledenlerin listesini neşrediyoruz Geğen haftaki bulmacamızı doğru “— Ben suçluyum, burada kendimi tanıtamam.!, 5 iii bulmacanın ağn Eğer bu adam kim olduğumu haber verirse vali Halger beni a denizde köpek balıklarına attırır, Istanbul okuyucularımız bundan sonra hediyelerini yalnız pazartesi, perşembe günleri öğleden evvel ida - remizden alabilirler. Taşra karileri. mizin hediyeleri adreslerine posta ile gönderilecektir. BİR MASA SAATİ KAZANAN Balıkesir ağır ceza reisi kizi Fat - ma, BİRER DOLMA KALEM KAZANANLAR Kurtuluş Fatin Efendi #okak m - mara 142 Sevim Fikri, Edirnekspı Ulubaht sokak numara 50 Dario, Mestan Camii bitişiği 39 Meliha Taş- i kın, Konya Kız Öğretmen Okulu en3- desi numara 82 Hikmet, Şaşkınbak- kalda Than Gücer. BİRER KİTAP KAZANANLAR Göztepe Çiftehavuzlar Yeşilbahar sokak Ishak Paşa köşkünde Cejfl Bilgin, Arnavutköy birinci cadde No. 90 Şake, İstanbul erkek lisesi 1/B — Valinin yeğeni ne güzel kız, de | Sıtkı “Elçin, Çatalen Ferhat Paşs caddesi No, 15 Sabri kızı Hatice, A dana posta kutusu 28 Nacl Kwracı - oğlu, Kumkapı orta okul !0 oumara- hn Cahit, Göztepe istasiyon taddesin. de 40 numarada Behiye, Kızılelma mahallesi 61 - 63 numarada Ömer Ergül, Ankarada Kızılelma mahaile- sinde Yeğinlik sokağında 8 numara- da Ferhan, Nuruosmaniye mengene sokak numara 21/2 Feyyaz. BİRER ÇOCUK HİKAYESİ KAZANANLAR Resmi liselerde iki sene kalıp ta) Türbe Piyer Loti caddesi 46 nu - üçüncü seneyi hususi liselerde oku-| marada Oğuz Toycan, İstanbul er - yanların imtihanları bundan Sonra) kek jisesi 314 numaralı Vedat bulundukları husus! liselerde yapıla- İman, Ankara ulucanlar caddesi 135 Öz nümarada Nezahet, Bursa Setbaşı Sirkeci Şaban biraderler vasıtasile Halim, Yalvaç orta okul 131 nursarı U İ Dilmaç, Galata karantina sokak Yaz mühasebetile muvakkaten ta. | Hasan han No. 7 Dimitri Gilslir, til edilmiş olan Fransızca ve İngiliz- | Karagiimrük polis Ramazan oğlu Na ce derslerine 1-10-938 tarihinden iti-| ci, Beyoğlu Sen Jorj mektebi talene baren tekrar başlanacaktır. & Gerek) sinden İzi Moskoviç, Mersin mahruv- eski öğrenicilerin gerek yeniden kay. |diye mahallesinde 151 sokakta 10 dedilmek istiyenlerin her gün sabah-| numarada Mahmut Belli, Zonguldak tan akşama kadar Halkevi İşyarlı. ğına müracaatleri. YENİ NESRİYAT Tıp Kurultayı zabıtları Altmcı tp kurultayı zabıtları 600 sayfalık büyük bir kitap halinde kon gre genel sekreterliğince hazırlana- « İrak idare heyeti tarafından bastırıl- mıştır Tıp haftası zabıtları Dördüncü Balkan tıp haftası önü. müzdeki ay zarfmda İstanbulda top- lanacaktır. Bu münasebetle geçen sene Bükreşte yapılan üçüncü Bal - Havacılık ve spor 'Türk hava kurumu tarafından çi- karılan bu hava mecmuasınm son içinde, plânlar plânları kovalıyordu. |sayısı mütenevvi yazılarla intişar et- Autbert onun koluna girdi; müştir, Bey: Ee dikiş Sea mezunları Mektebin yeni mezunları otrarada madenci Maksut yazıhanesinde Sem- ra, Afyon tapu direktörü oğlu Nec - det, Adana mestan camii civarı nu nara 39 M. Taşkın. Bir kızı zorla kaçırıp teca- vüz etmişler! Dört suçlu dün tevkif edildi Dün adliyeye bir kız kaçırma ve Irza tasallut hâdisesi intikal etmiş, suçluları tevkif o edilmiştir. Dünkü nüshamızda Yalova muhabirimiz kısaca bildirdiği bu hâdisenin tafsi - lâtı şudur: Mahmüutpaşada oturan Ali, uzun zamandanberi sevdiği Ester isminde- ki kızm kendisine yüz çevirmesine kızmış ve İntikam almağa karar ver miştir. Tacettin, Hasan ve Neclet isminde üç arkadaşı ile birleşen Ali, yaşı küçük olduğu için nişanlanamı- yacağmı ileri süren Esterin yolunu beklemişler ve bir gece Kumkapıdı bir düğünden evine dönen kızım önü- ne çikmışlardır. Kız taarruz karşısında neye uğ - redığını şaşırmış, fakat ölüm tehdi di sltmda kalınca onlarla beraber Ye nikapıya gitmeğe mecbur kalmıştır. Dört kafadar, buradan kızı bir san- dala bindirmişler ve hep beraber Ha- yırszadaya giderek kendisine teca - vüzde bulunmuşlardır. Ertesi sabah adadan sandalla hs- preket edilmiştir. e Frrtma ve akmtı yüzünden Yalova istikametine doğru yitmeğe mecbur kalan dört arkadaş Çınarcık sahiline çıkmışlardır. Jean - larmalar tarafmdan şüphe üzerine vakslanan bu perişan yolcular, Es - *erin şikâyeti Üzerine mahkemeye ve Kadmlar Dikiş Yurdunun mezuniyet imtihanları bu sene İrilmislerdir. Dört suçlu, dün İstan Çapa Selçuk San'at Mektebinde yapılmış, imtihana giren yedi talebenin |bul müddelumumiliğine teslim edil yedisi de muvaffak olmuşlardır. Mezun olan talebeler sunlardır: mişlerdir. İstintak hâkimi, sorgula- Nazlı Alâettin, Mefharet Hulüsi, Meliha Rıza, Fatma Mehmet, Perihan İrmı yapmış, kizı serbest bırakarak yaştır, bu sergi halka bir hafta açık bulunduralacaktır. i uzun saçlı sarışn ve her yaş- | Emin, Naime Mehmet, Feriha Ahmet. Mektebinin tüçüneli senel devriyesi | Aliyi ve arkadaşlarını tevkife karar erkeklerin kollarında birer kadın | münasebetile mezun olan talebelerin yaptıklamı eserlerden bir sergi açıl İ vermiştir. Tahkikata devam edilmek 9 Yazan: Stephan ZWEİG Çeviren. iezsan 4. E. YALMAN Mari Antuanetin, benzi sararmış, renksiz bir ha'e gelmişti Kral bu kat'i emir üzerine büsbü- tün şaşkm hale geliyor. İtaat etsin mi? Etmesin mi7, Vaziyeti bir müd- det daha idare edebileceğini tahmin ediyor ve bu hürriyete ve zafere su samış olan halkı teskin için balkona çıkıp onlara görünmeyi mlinasip bu- Tuyor. Hakikaten de biçare oadam balkona çıkar çıkmaz, bir alkış tufa- ni kopuyor. Kralı alkışlamıya halk o kadar &- lışmıştı ki. Hem de böyle bu kadar isyana rağmen yine onlara nezaket ve güler yüz gösteren ve kendilini selâmlıyan bir Kral alkışlanmaz mı? Kapısındaki nöbelçi askerleri. öldü- rüp başlarmı mızraklara takan insan ların önünde şapkasız ve mütevazi bir tavırla duruyordu. Haysiyet ve geref noktalarmda pek taassup gös“ termiyordu. Bu kanı donmuş Kral & ger yaptığı fedakârlıktan sonra halk sükünet bulmuş olsaydı. Derhal atma binerek ava gider ve kaybetmiş cldu- Zu zamanları telâfi ederdi. Fakat aha Wi bu nazik selâm ile iktifa etm:ti. O xadar coşmuştu ki daha fazla şeye ihtiyacı vardı. Kraliçenin o taş yürek li Avusturyalınm, mağrur kadının de mlara mütevazi bir halde selâm ver mesini istiyorlardı. O mağrur başın eğildiğini görmek ne büyük bir zevk “ncaktı, Halkın sesi o kadar yükseldi ki çök gürlemesine benziyordu. Vahşi kük- reyişlerle (Kraliçe balkona çiksm) diyorlardı. Mari Antuanet benzi sararmış dus Aakları kısılmış bir halde kımıldın- mrvordu. Onu bu hale koyan rengini solduran elini ayağını hareketsiz bırakan ölüm korkusu değildi. Pazla- mıya hazır olan tüfek ve tabaneatır. dan atılabilecek taşlardan korkmu- yordu. Hiç bir insanm önlinde eğilmemiş olan başı eğilecek. Herşeyden mukad des bildiği gurur ve izzetinefsi bu'de- €n kırılacaktı. Herkes ona bakıyordu. Pencerelere birer birer taslar atıl nr- va baslıyordu. La Faytte ona doru ilerledi ve: (Halkm sükünet bulması “n böyle hareket etmeniz lâzımdır) terli, Mari Antunnet buna yine pek mağ- ur bir eda ile: — Mademki böyle lâzımdır. Tered Mt etmİeannii. Diyerek iki çocuğunu ellerinden tuttu ve başı yüksek dudaklarında mağrur bir tebessüm ile balkona erk- ta. Onda halka yalvaran ve İtaat eden bir kadından ziyade ölilme ve muhak- kak bir zafere doğru giden bir kah- raman hali vardı. Balkonda göründü fakat eğilmedi. Ve halka da tesir &- den asıl bu mağrur ve vakur hali ol- muştur. Kraliçenin nazarları ile hal- kın nazarları biribirlerine çarpan iki zıt cereyan gibi idi, Bunu bir saniye- tik derin müthiş bir süküt takip etti. Bu sükütü ne kıracaktı? Öfke ve hırs sayhaları mı, tüfek patlamaları mı taş atmalar mı? La Fayette balkona çikarak hürmetkâr bir tavırla Krali- çenin önünde eğildi ve elini öptü. Bu hareket halk arasında bir hoye- can tevlit etti ve en beklenmiyen bir netice oldu. Binlerce insan hep bir & Zızdan tereddütsüz ve sevinçle (yaşa- sir Kraliçe) diye bağırdılar. Ayni ahali biraz evvel Kralm 2â- fini alkışlarken gayri ihtiyari olarak Kraliçenin bükülmez gururunu selâm Uiyordu. Bu haysiyet sahibi kadının yüzleri» ne gülerek onları kendisine celhet- mek istemediğini ve ancak başkaları- GM arzusunu yerine getirmek . için balkona çıktığını anlıyorlar. Ve bun? rağmen alkışlıyorlardı. Mari Antua- net balkondan içeri girdiği zaman her Kes etrafımı aldı ve büylk bir tehlike” atlatmış gibi onu tebrik etti. Fakâ* Mari Antuanetin artık ümidi. kalma mıştı. Halkım alkışlamasından sevin- miyordu. Gözleri yaşlarla dolu yanım. “ls duran Madam (Necher) e şöyle söyledi. — Etrafımızda mızraklara takıl mış başlarile muhafızlarımız olduğı halde Kralla beni Parise götürecek- ler. Bu muhakkak görünüyor. Mari Antuanet vaziyeti iyi anla” mıştı. Halk artık bir selâm ile İkti- Altı saat kadın erkek yağmur altında boş yere yürümemişlerdi. Istedikleri- ni elde etmek İçin sonuna kadar uğ- raşacaklardı. Sarayı ve Kralı muha- fazaya memur askerler de nerede ise âsilere iltihak edeceklerdi. Nihayet Kral kararını verdi. Balkondan ve pencerelerden ahaliye kâğıtlar attı- lar, Ve Kralla ailesinin Parise gide- ceğini ilân ettiler. Halkım istediği ol- muştu, Askerler tüfekleri elden atı- yorlar. Zabitler şapkalarmı çıkarıyor lar. Halk biribirini öpüyor ve tebrik ediyor. Bayraklar, ortalıkta 'algıla- niyor. Parise dönmek üzere hertes azrrlanıyor biribirlerile öpüsenler Öğleden sonra saat ikide sarıvm saldızlı kapılarını açıyorlar. Altı bey sirin çektiği büylk bir arahaya Kral, Kraliçe ve çocuklar biniyorlar. Teri- hiz mühim bir safhasmm on asrlık Krallığın o dakika nihayet bulduğunu “erkes hissediyor, ThtilâJ 5 Teşrinievvel günü fırtmalı rüzgârlı ve yağmurlu bir günde doğ- müştu. (6) Teşrinievvelde zaferini parlak bir güneş ile kutladı. Sonbaharm pek güzel bir günü idi Gökyüzü bulutsuz ağaçlar bakır ron- Ti yapraklarla süslü idi, Sanki tabiat almıva korkuyordu. Kralm halk tara» fından kaldırılması! On altımei ul ile Mari Antuanetin payıtahta bu av detleri pek feci idi. Bu hem bir bay- ram hem de bir cenaze alayına ben- siyordu. Ahali bavram vanıyor. sevi. niyor. Krallık Kral ve Kraliçe İle be“ raber ölüme doğru gidiyor. (Arkası var) BORSA 18 EYLÜL, CUMA Paralar Aş Sterlin 634 1 Dolar 20 Çek kuronu 20 Belçika ir. 20 Drahmi m Ley ” Pransız ir, Liret İsviçre fr, Florin Avasturya gilin Mark Zloti Leva Yen İsveç kurona Alin Banknot Çekler üzerine 8390 Paris üzere 120 “0 Nevyork 07920 Liret 1000 Cenevre 243.0 Sola “ 63.53.25 Florin 117 Avusturya 4.2056 Çeköslovakya 19.270 Mark 191,34 İsveç kuronu 3.04.— İspanya pezeta 11820 Esham İş Bankası Mü 32 . . 10— «, ,-,, Hamiline 10 — Anadolu “5 60 2415 - 100 “1. Şirketi Hayriye e Bomonti Nektar 925 1218 5 1275 Osmanlı Bankası ” 20.— Şark Merkez Eczanesi 3,00 Mısır tahvilleri e 1 1908 101.— 102. 191. GE 5450 9550 İstikrazlar Türk Borcu i 234250 .. Tr 21 75 iy 2180 Era A BG 2 İstikrarı Dahili 1. Sivan — Erzurum £ 025 . a mas Tahvilât Asadolu 1 ve w 470 4450 Mümessil 4560