a BÜŞ İM iMülği İY No. AcıHakikatler| Yazan : Ziya Şakir Yı'dız sarayında toplanan saltanat şürasının verdiği kararlar Namlsa kapıldıkları bu cereyann peticesindeki vahameti idrak eden- ler, derhal bir tarafa ayrılmışlardı. Fakat, bütün küvvetlerile Kütahya ve havalisine yerleşmiş olan Etem Beyle biraderleri; artık tavır ve mesleklerini değiştirmişler. e Hem kendileri ve hem de Ankaradaki ba- zi taraftarları, Büyük Millet Meclisi" me karşı —hissedilecek derecede— muhalif bir cephe almışlardı. » Etem Beyle biraderlerinin bu hs- reketleri; yine Türk Milleti'nin var- ığma hücum edenlerin, muhtelif noktalarda taarruza geçtikleri bir zamana tesadüf etmişti. 1 — Anadolunun ve Türk milleti- hin (idam hükmü) demek olan sulh muahedesi, (Sevr) de imza edilmişti. Ve bunun tatbikma geçilecekti. 2 — Konyada kanlı ve korkunç bir Isyan baş göstermişti. 3 — Şark Vilâyetlerinde kuvvetli Ermeni çeteleri yeniden silâha saril- mışlar, tüyleri Ürperten bir fecaatla "Mirkleri katliama girişmişlerdi. 4 — (Koçkiri) ismindeki Kürt a- gireti de isyan etmiş; neticesi vaha- met gösteren bir şekil iktisap eyle- mişti. 5 —Bolu, Düzce ve Hendek hava» lisinde; yeni bir takım ihtilâl ema- releri belirmişti, Bünlerm hepsi de; Büyük Millet Meclisi Hükümetini (o mahvetmiye matuf olan korkunç ve tehditkir hareketlerdi. Herbiri, koca birer cilt teşkil ede- cek kadar hususiyet ve teferrüata malik olan bu hareket ve bu hadise- leri, bu sütunlarda uzun uzadıya tasvir ve tahlil etmek mümkün de- ğildir, Onun için biz fazla tafsilâta girmiyeceğiz; Bu mühim hadisatım yalnız anahatları Üzerine sür'atli bir "gözgezdirmekle iktifa edeceğiz. 1 —(Sevr) muahedesi, nasıl imza cani”... Yıldız Sarayında, Padişah Vah- dettinin riyaseti altında toplanan Şü- rayı Saltanat ta Paristeki sulh konferansı tarafından teklif edilen sulh muahedesini imzaya karar al- mak için nasıl bir hile irtikâp edil diğini arzetmiştik. Gerek Padişah ve gerek Damat Ferit Paşa ile taraftarları; bu sefil hile ve ihaneti örtmek için bir ta- kım propagandalara girişmişlerdi. Ve bu propagandalarnı da, şöylece hulâsa etmektelerdi: (Şürayı Saltanat) ta verilen ka- rar, çok isabet olmuştur.. Eğer (A- li Hey'et) in bu teklifine muvafakat edilmiyerek imza kararı verilmese i- di; saltanat, hükümet ve milletin mukadderatı, çok feci bir felâketle neticelenecekti. 1 —Müttefik Devletler, (zecri ted- birler)e müracaat edeceklerdi. 2 — Hanedanı celili saltanatı seni- ye) ye zararı dokunması muh temel olan bir takım ef'al ve bare- nin elini tuttu: 4 —Bütln zabitler; harp esiri ad edilerek; Okyanus adalarından, kim bilir hangisine gönderileceklerdi?.. 5 —Bütün Türkler, (muhasım tebaa) muamelesi görecekti. 8 —Türklerin; bütün emvaline, nükuduna, hulâsa bütün servetleri- ne (vaziyet) edilecekti. 7 —Hükümet, devair, bütün me- murlar derhal İstanbuldan Çıkârılıp atılacaktı. 8 — Monduros Mütarekenamesi - nin ahkâmile buna (zeylolan bir ts- kım kararlar (derhal feshedilecek.. Yunan Ordusnun istilâ ettiği yer ler, kâmilen Yunanistana verilecek- ti. 9 —Sultan Osman'ın mezarımı ih- tiva eden (Bursa) şehri, bir Yunan beldesi haline girecek. (muazzam devletimiz), ebediyyen münkariz © - lup gidecekti. Bu felâketlere sebep olmakta ne mânâ var?... Hiç şüphesiz ki; bu kadar büyük haksızlıklar ebediyyen devam etmiye cek.. Allahım lütuf ve adaleti, elbet zuhür edecektir. Sulhü imza etmemek suretile ken- di elimizle kendimize bir felâket ge- tirmektense;.hele şimdilik bize vuku bulan teklifleri kabul etmiş görüne- im.. Sulhü imza edelim.. ondan son- ra da, bizi kurtaracak olan mucize- yi bekliyelim.)J Görünüşe nazaran bu fikir ve mü- talea, gayet doğru idi.. Bütün yer- yüzünde. Hergün ve her saat akla ve hayale gelmiyen bir takım hadi- satın biribirini takip ettiği bu (fev- kalâde'devirde), hiç beklenilmiyen bir mucizenin de zuhur edivermesi, pek mümkün ve çok muhtemeldi. Fakat bu mucize, ne olabilirdi?. Gökten taş yağarak Ttilâf Devletleri Ordularınm mahvolması mı?.. De- nizlerde tayfunlar zuhür ederek İn- giliz ve Fransız donanmalarının bir anda batması mı?. Yoksa; lülâf Devletleri ricaline hoş görünmek i- çin kendisine her gün ayrı bir (şi- rinlik muskası) yazdıran M. Venize- losun —o aralık her tarafta hüküm süren — (veba illeti) ne tutula-ak vücudunun osiyaset (sahnesinden Kalkması mı idi?. (Arkası varl VEFAT Boğaziçi Lisesi müessislerindan Galip ve Kudret Azmi Sandalcmn valideleri İş Bankası Mısır Şutesi Müdiri Firuz Suntekinin ve Izmir tüccarlarından Cezmi Kutsaym ka - yın valideleri Bayan Rabia Eda Sandalcı vefat etmiştir. Merhiime fazilet ve hasenatile tanınmıştı. İr. tihalinden dolayı kederdide ailesine taziyetler ederiz. Merhumun cena - zesi buğün saat ön dörtte Galip Ar- mi Sandalcnın Şişlide Gazi Halâs- kâr caddesinde 272 numaralı hane - sinden kaldırılarak ailesi: makbere- sina defnedilecektir. Yarısı Mahmut YESARI — Kimler gelmedi ki... Jelâl, onun şikâyetine halsiz hal - siz gülüyordu: — Kimler? Madam Zaruyi yüzünü buruştur - muştu: — Kimler olacak, hep bildiğin in- sanlar!,. Gece geç yattı, uyuyor! Di- yorum; dinlemiyorlar ki... Gece, ne- ye geç yattı? Diye soranlar ds var. Saygısız mı ararsn?., Dişi ağrıyor du. Sabaha kadar uyuyamadı de- yip kesiyordum artık... Sen, onlar | çin rahatmı bozma... Keyfine bak.. .| Ben, kavaltnı getireyim. Telâl, sordu: Onun kınıldandığını gören yaşlı TA Sağlık Oğütler! Yalovaya gidersiniz Böyle havalarm birçok günler bo- zuk gitmesini bazıları, gökyüzüne musallat olan, kuyruklu yıldıza at- fediyorlar. Belki işitmişsinizdir, kuy- ruklu yıldızların gökyüzünde bize göründükleri yılda uğursuzluk ge- tirmek şöhretlerinden başka, bir de bizim Arz'dan uzaklaştıkça havamı- zi karıştırmak şöhretleri vardır. Ben kendi hesabıma buna inan- mak İstemiyorum. Fakat inanma- mak için elde hiç bir fenni delilim yoktur. Sebebi sadece şahsidir: Bi- zim, alaturka 93 muharebesinden önce çıkmış olduğunu korkuyla din- lediğimiz Pans - Brook ve 1914 de başlıyan Umumi muharebeden önce gördüğümüz Halley kuyruklu yıldız» larının hikâyeleri benim yaşımda bulunanları kuyruklu yıldızlardan pek ziyade nefret ettirmiştir de ©- nun için dünyada hiç bir şeyi kuy- ruklu yıldızlara atfetmesini hiç sev- mem... Bence bu seneki bozuk (havaları güneşin bir lekesine atfetmek daha doğrudur. Vakıi bu yıl güneşin bir lekesine karşı bulunduğumuza dair heniz bir şey duymadık. Fakat kos- koca İspanya İbtilâli bize güneş le- kesini hatırlatıyor. Bir aralik bura- da da yazmıştım: Sovyet Memleketi âlimlerinden birinin derin tetkikleri- Be göre ihtilâller daima bizim Arr'ı mızm güneş lekelerinden birinin karşısında bulunmasma tesadüf &- der. Yeni bir nazariyeye (İnanmak eskisine inanmaktan odaha ziyade hoşa gittiği için ben de bozuk hava- ları güneş lekesine atfetmek Istiyo- rum. Bunun için elimde zaten bir de- Ulim de vardır. Bu yıl romstizma ağrılarından şikâyet te daha çok i- şitiliyor. Romatizma ağrılarının ç0- Zalmasmi vaksâ bazıları, bü gün- lerde olduğu gibi, havanm soğuma ve rütubetli olmasına atfederler. Halbuki en yeni hekimlerin en yeni tetkiklerine göre romatizma ağrıla- rmm artması havaların sağuk ve rm güneş Tekesine — İrmrye bülanene, sından ileri gelir. Soğuk've rütubet- li havalar da romatizma ağrıların çoğalmasma sebep değil, o da güneş lekesinin bir eseridir. Bunun nazariyesi nasıl olursa ok sun, bizim asıl odüşüneceğimiz şey soğuk ve rütubetli hava ile birlikte romatizma ağrılarımm artmasıdır. Bu da bize teselli verecek bir şey değildir. Çünkü (bir hastalığm kö- künden İyi edilmesi, bilirsiniz ki, hastalık sebebinin yok odilmesile 0- Tur. Halbuki ne bozuk havaları de- Hiştirmek, ne de bizim Arz'ı güneş lekesinin karşısma getirmemek eli- mizde değildir. Onun için romatizma ağrılarınm tedavisi de kolay olmaz. Ağrıları hiç olmazsa hafifleştirmek için birçok ilâçlar vardır. Fakat onları ancak herkesin kendi hekimi reçeteyle ya- sabilir... Ondan başka pek dikkat e- dileeek bir de romatizma e vardır: Yumurta, beyin, etlerin bir) çoğu hele av etleri, ekşi meyvalar, tuzlu balıklar, yeşil sebzeler roma- tizma ağrılarma pek dokunurlar. kadın, kaşlarını çatarak bağrdı: — Yoo.. Kalkmak yok... Acele bir yor musun?. Daha uykun varsa, da- ha uyu... Jelâl, gülüyordu: rütübetli olmasmdan değil, ia) Charles Boyer film yapmadı San'at endişeleri yü- zünden senaryoyu beğenmedi — Charles Boyer Charlen Boyer'nin Amerikada Glm çevirmek üzere angaje edüdiği ve bütün filmlerini orada yaptığı ma- lümdur. Charles Boyer'nin, mukave- lesinde, Amerika haricinde #enede yalnız bir film çevirmeye hakkı ol- duğu tasrih edilmiştir. Bu sene, Charles Boyer, bu Avra- pada çevirebileceği tek filmi Fransa. da yapacaktı ve ilân edilmişti... Fa- kat, son günlerde öğrendiğimize gö- re, Charles Boyer, kendisine arzedi. len senaryonun fena olmasından, bu fümi yapmamıya karar vermiş ve tekrar Amerikaya dönmüştür. Bir san'atkârım senaryo beğenmi- yerek film çevirmekten imtina: et- mesi, sinema âleminde nadirdir ve onun san'at endişesine ne kadar &- hemmiyet verdiğini gösterir; Bu iti- barla Charles Boyer'yi takdir etme- mek elden gelmez. ... Sen emare me oner ssasuy Ova iki meşhür komik, hayatta dahi ba- gan azizlik yapmasmı severler, Mese- 1 geçenlerde, bir Amerikalı gazete- ci, Hardy'ye garip ve münasebetsiz bir sual sormuş, ve demiş ki: — Bir insan hangi mevsimde ev- lenmelidir? Hardy şaşırmış, lâkin kendini to- parlıyarak demiş ki: — Eğer Holivutta oturuyorsa ilk- baharda evlenmelidir. — Neden? — Ancak Noel zamanma kadar talâkı elde edebilir ve Noeli rahat geçirir. fa, Onlardan kaçınmak lâzımdır. En #i- yade yağlı yemeklere, hele tereya - ğına rağbet etmelidir. Sonra da bilirsiniz ki, romatizma ağrıların en iyi — hem de en ke- yifi — tedavisi seak kaplıcalara girmektir. Onun için bu bozuk ha- valarda romatizma (ağrıları sizi ra- batsız ediyorsa Yalova'ya gidersiniz. LOKMAN HEKİM üfliyerek içti: — —Onh, eline sağlık, çök güzel işin mi var?. Saat kaçta yattık, bili- | olmuş... Tam istediğim gibi... — Afiyet olsun ! İelâl, kaşığın ucuyla aldığı sicak çorbayı, üfliye ülliye içiyor, vakit va» — Hayır... Hayır... Uykumu aldım. | kit Madam Zaruyiye bakarak gülüm- — Vücutça nastism?, — İyiyim... Biraz kızgmlığım var. — Başın filân ağrıması, da... — Ne karışık rüyalar, bilsen... Ben, O |bu apartımanda değilmişim de, başka kadar olur... Sana, sade pirinç çorba |bir ME mi st yaptım; bol limonla sicak sıcak) Yaşlı kadm, içersin... Midene de iyi gelir... — Mersi Madamcığım... — Sen, hiç yerinden kıpırdama.. gülümsedi: — Geceden, fikrine onu koymuş- tun... — Apartrmandan çıkmayı mı? Ben, herşeyi hazır eder, getiririm. Madam Zaruyi, başmı salladı: — O da başka havadis. Sen an-| Genç kadm, Madamm bakışını lat, hele... Benim anlatacağım, gözü|/ güldü: Telâl, gözlerini uğuşturuyordu: — Bu gece, bir rüya gördüm. — Alleh hayırlar versin... Yal | açık görülmüş rüyalar da başka... niz, şimdi dur, çorhanı hazırlıyayım,| Jelâl, merakla başımı kaldırmıştı: rl kame — Sende neler var, madamcığım? Madam Zaruyi, biraz sonra, çorba Kuzum anlat... yı getirmişti; yataktan kalkmak isti. İelile: yen : — Kalkma... Yatağında iç! Dedi: tepsiyi verdi, Sonra, Telâtin — Mahsus söylüyorum... Gece, bi- raz bozuldun da, onun için söylüyo- rum. Telâlin, yanakları pembeleşmişt.: arkasma kimonosunu koydu, kendi | Utanmış gibi önüne baktı: — Çok münasebetsizlikler ettim, | partımandan çıkmayı tutturdun... Kn de karyolanın kenarına çömeldi: — Eh, şimdi seni dinliyorum... .Telâl, çorbadan bir kaşık almıştı. değil mi? — Yok, estafurullah... Briç meselesi #A.D.2.5.3 v4 vA.R.S.E.Z İRV »*şvo7 vR3 v0 ŞAD. 92 vA.D.V:10.9:2 *7 4 10.3:0:b.8 (8) dört kör yapacak. (W) tek —Singleto— trefl ile oyuna o başlı- yor. (E) iki el trefl aldıktan sonra üçüncü levede yine trefl oynuyor. Tabif (S) daha yüksek bir trefi ko- yuyor. (W) ne yapmalı? Ve ondan sonra (S8) oyunu nasıl idare etmeli? * Bu meselenin halli 22 Salı sayı- mızda çıkacaktır. 17 Eylül Perşembe sayımızda çıkan merelerin halli 4.7.6 #Vİ.54.5 .— VA.DVO.4 01.R:5.7.6.52 #5 (5) Kâğıt vererek evvelâ karo ve sonra kör peyi sürmüş ve nihayet or- tağmım yardımı ile kör kozu ile kir çük şlem istemiştir. (BE) kontr ve (8) sürkontr dedikten sonra (w) kü çük bir trefi ile oyuna başlamıştır. (8) yerden trefl (A) sm: aldık- Itan sonra kozun (2) sini oynar ve (w) nin şikan olduğunu görür. Oyu- nunu hiç bir tehlikeye düşürmüyerok taahhüdünü muhakkak surette yap- mak İçin nasil oynamolıdır? (Mesele verilirken yan tarafların kâğıtları görülmüyordu. Bu şekilde (EB) de bulunduğu anlaşılan kozlar ile karoların muhtemel bulunan &n tehlikeli vaziyetleri işâret (o edilmiş- tir). ir b nokta karoların vaziyeti. Eğer karo (V) si beşinel ise iki karo vererek taahhüdü yapamamak var, Vakıâ ka rolar 3—2 ayrılmış ise büylik şlem yapmak ta mümkün amma bu ümi- din peşinden koşmak tehlikeli. Bu ihtimali düşünen (S) nin taahhüdü. nü muhakkak surette yapmak (işin üçüncü levede bir küçük karo oyna yıp hasma vermesi lâzımdır. Ondan sonra: 4 üncü Levede el alır ve derhel bir küçük karo daha oynayıp yerden koz (R) si ile keser. Ondan sonra bütün kozlar ve karolar sağlamdır. Halbuki evvelâ kozları almaya (kal kışsaydı iki karo vererek bir kere düşerdi, —ş— Halkevi temsil kolu için Eminönü Halkevinden: Evimiz temsil şubesine talebe kay- âine başlanmıştır. İstidadi olan he- veskâr amatör geriçler alınacaklır. Arzusu olan Bay ve Bayanların $€ raiti anlamak üzere hergün saat (17) den sonra Gülhane Parkı içinde A- — Kalkıp rakı içtiğini de biliyor. musun? Idâl, gülümsedi — Onu da biliyorum. Madam Zaruyi, yan yan baktı: — Piyano çalmak istediğini? — Onu da hatırlar gibi oluyorum. — Şimdi gülersin öyle mi? — Senin haline gülüyorum, dameığım? Yaşlı kadım, içini çekti; — Gece, ağlanacak haldeldin.... İ- kimiz de... Uykudan kalkmea, çok fe- na değildik... Sonra içtik, işte o 22 man bozuldun! Piyano çalmadı: a- pteryr çağırttm.... İclâl, tepsiyi Madam Zaruyiye w- 19-09-9386 ——— Radyo Öğle neşriatı — Saat: 1230. 1230 Puikla Türk mastklei; 1240 — 1808: Ha yedisi 1905 . 135; likla hali müsiki A Ma Muhtelif plâk meşriya: Akşam neşriyat — Bast 1530 < 1930: iti: Dans musiki” : Çocukla ma“ Geni tarafndan; 20 20005 ; Müzeyye- “Türke maksi; 21 > 00 1,30 « 2230; Stüdyo orkes- 'ebaikovski, Valzer aus d. Op. Eugen gin; 2 — Verdi, Bini «. 4 adet Travlata; 3 — Boceherini, Menmett; 4 — Kumperdine, Hansel und Öretel (Öpere) parçalar; Lehar, Ver hat die Li" maş lafa Valse; 6 — Komzak, A. Volkulicdehen; B. Marehem; 7 — Ka man, Die Zirkusprinzessin (parçalar); 22,30 « 23: Ajans haberleri, Kahire 8,10: Monolog; 19,10: Ziraat mazr tara” fından konferans; 19,30: Borsa; 20: Pik: kpa Konferans; 20.50: Sudan musikisi: : Kuran; 21,55: Abdülgani Seyit takımı; adan ; 2250: 21.5: Debussy Festivali, HAFİF KONSERLER 1910 Klişe Çigan musikfsf. i peşte: Çigan k 20.10 Viyana: plâk musikisi, 1120 Bükreş: Radyo orkestrası. 2210 Zürih: Halk programı. 2330: Budapeşte: Salon orkestras. 23,10 Vivana; Halik orkestrası. 2330 Tâyprig: Hafta sonu programı OPFRALAR 21,45 Torino: İki Ytalyan operası. OPERETLER: 22.10 Prag: Offenbach o “Evli adı bntinde opereti. 21,10 Köniksberç: Böker'in “Musikam opereti. Teşekkür Elimde hâsıl olan ani ve çok ıst raplı bir apseyi çok kolay bir ame" SINEMASINDA göreceği müstesna filim: Kadınlardan BIKTIM Fransızca sözlü metro filmi rollerde Baş JOAN CRAVFORD Robert MONTGOMER FRANCHOT TONE Ayrıca: dünya