28 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

28 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 28.-8- 936 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde, yde temiz, dürüst, samimi kariin gazetesi olmaya —— ( AN Garp Trablusunda Harp İlânı sırasında Dolma Bahçede GÜNÜN ” Hamiyyetlâ Bay Onnik Cür'etin bu derecesine hayret et- memek kabil değil. Dirileri ölü gös « tererek sigortaları dolandıran, bin « lerce İira çeken Onnik hiç sıkılma « dan kendisini şu suretle müdafaa e- Toplanan meclisi vükelâda neler oldu diyor: Öre d | KA “— Fena mı? Bu paraları sigorta- , lardan çektimse memleketime hiz - . met ettim. Paranın memleketten cık Memıeket ' ş ı ı masma karşı koydum. Onniğin bu Meseleleri süretle kendisini müdafaa etmesi karşısında insanın ağzı açık kalıyor. Ve dolandırıcının nasıl olup ta bir hamiyet madalyası istemediğine hay Beynelmilel bir hâdise ) / Olimpiyatlarda yüzbin kişi karşı - kapali BiR SAYFASİI konuşularak kendileri çağrılmış- lardı. İngiltereye sipariş edilen harp gemileri için evvelâ, Londraya va- zife ile giden ve sonra bir müddet ımızın çekili t ediyor! Bında ilip marşımızın re : ml!ııı:ııı’ı'ı.ı:ığiihiııu, Ğît ğeçicl bir hâ- Dolandırıcı nerede ise şunları da disedir. 28 milletin bayrağımı alkış- iddia edecek: İyan, marşını dinliyen bu yüzbin ki- | #Finin göz ve kulağında kalacak hâtı- — F silik olmaya mahkümdur. Medeniyet âleminde devamlı izi kül- sahasında bırakabilirsek, ancak o Vakit garp medeniyeti içinde bizim de — Bir yerimiz olduğunu isbat edebiliriz. Norveçteki Antropoloji kongresin - de genç âlimlerimizin raporları ve bil- Dolmabahçe sarayında topla- — Sade ben paranın memleket dahilinde kalmasına hizmet etme - dim. Ayni zamanda birçok iş saha - larınım harekete geçmesine yardım ettim. Bu sayede polis iş buldu ad - liye yeni bir dava kazandı. Tevkifha- neye birkaç misafir geldi. Eğer biz dolandırıcılar, mücrimler olmasak bunların hali nice olur. Polisin ne hikmeti vücudü kalırdı? Adliye ne iş heste bir eda ve ciddi bir lisan ile şunu teklif etti: ç —Londrada sefirimiz bulunan eski sadrazam Tevlik Paşaya bir telgraf çekelim. Devleti O: iye LHakkı Paşa kabinesine dahil olan bir nazı- rın henüz basılmamış hatıralart arasında Trablusgarp harbinin ilânı dakikalarında per- de arkasında olup biten işlere dair çok dikkate dan ehemmiyetlidir. ılı&'rııığıııı meydana çıkarıyor. Mahiyet verecek karakterdedir. 'Ahçaaba! Dil Kurultayı er, RBrameri üzerinde uğraşıyorlar. han Üçüncü Dil Kurultayı bu bakım- -— Türk âlimleri beynelmilel ilim saha- Sımnda faal rol oynamaya başlıyorlar ediği mühim bir davanın a- hahtarını veriyor. Hindi - Avrupayı le — Semitik dillerin müşterek Bu keşif ilim sahasında yeni bir bu- , Türk ilmine beynelmilek bir — harfleri bıraktılar, yeni harf kabul et- Onlar da lisanın fonetiği, mazisi, , Geçen ay Türkmenistanda bir Dil — ik termlerini tesbite çalıştı. < Rurultay ax. n;muıdn—klisikdn_ğ caksınız. | değer sayfalar bulduk. bıır!lan aşağıda okuya. Kurban Bayramı mü- nasebetile Dolmabahçe sara- yında mutat merasim — bütün malüm olan ihtişamile cere- yan etmektedir: Fakat saray- da merasime dah” âyan ve meb'usan ile devle. ricalinin yüzünden bir durgunluk göze çarpıyor. Siyasi ufukları sa- ran müthiş fırtınanın sarsıntı- raz'le biribirinden haber soru- yorlar. Meb'uslar vükelâya so- kularak malümat almaya çalı- şıyorlar. Bütün bu haller unu- tulmaz, acıklı bir manzara teş- kil ediyor: hekes- H akikatin içyüzünü ee bEN, verdi. Ayrıca sekiz ilim heye- ti de Türkmenistanm her tarafını do- laşarak şehir ve köylerde kullanıl- Makta olan yaşıyan dil hakkında tet- — Kikler yapmıştır. Bu tetkikler üç ki- ağızlarını açacak halde değillerdi. Devletin bir vilâyeti, hattâ bir kıt- ası düşman istilâsma maruz, bunu durduracak kuvvet yok... Taarruza geçmeye hazırlanan İ- olarak, Trablustan alman bir kaç tabur da ilâve edilmişti. Trablus- ta ötedenberi mevcut kuvvetimiz bile böylece eksilmiş oldu. aziyetin pek çok vahamet v gösteren bu safhalarını bi- len nazırlar, hazin bir sükün - için- tında kapıdan girince soldaki bü- yük odada, Sadrazamın gösterdi- ği lüzum üzerine, bir toplantı yap- tılar. Bütün gece, sabaha kadar devam eden bu meclis çok elim hâ- diselerle doludur: zırı Rifat Paşa Paris sefaretine te İtalya ile aramızdaki siyasi mü- nasebetleri uzun uzadıya — anlattı. Son vâkranın önüne artık geçile- mez mahiyetteki neticelerine — do- geçmiş ve hariciye işlerini vekil 0- larak Badrazam- üzerine ” ANmişŞti mezunen Pariste kalan Bahriye Nazırı da ogün İstanbula dönmüş, gece Dolmabahçe Sarayında Mec- lisi Vükelâya iltihak etmişti. Fa- nin Trablusgarp ve Bingazi üzerin de Mısırda olduğu gibi İngiltere hükümetini alâkadar etmeğe âma de olduğunun İngiltere kabinesine sini istiyelim... da uzun müddet bir yazı işi ile uğ- raşmakta olduğu haberi — alındı. Bahriye Nazırı Meclisi Vükelâya döndüğü zaman elinde şahsen isti- fasını ihtiva eden, hükümetin icra- atına dair uzun bir muhtıra vardı. Bunu istifa eden Sadrazama ver- di. Hakkı Paşa her tenkit ve mua- dığını söyledi, fakat — nazırlardan bazıları arasında bu muhtıra — şid- detli bir münakaşa mevzuu oldu. Hakkı Paşa, istifa etmiş ve istifa- sı kabul edilmiş olduğu için Heye- ti Vükelâya dahil olan bütün na- yorlardı. Bu cihetle nazırlar Bah- riye Nazırımın şahsen ve münferi- 'dER istifa Etmesin; olan bir zatm ayni hükümetin ic- raatmı tenkit etmesini de mânasız buldular. Nihayet Adliye Nazırı- nm müdahalesile Bahriye Nazırı. Sait Paşa, kendisi imlâ ederek tel- grafname yazdırdı ve bu telgraf derhal Londra sefirimize çekildi. Tevfik Paşa, Londrada lâzım ge- len teşebbüsü yapmış, fakat şu ce- vabı almıştı: — Çok geç kaldınız! le meşgul olurdu? Tevkifhaneyi ne demeye açarlardı? Bu kadar adam hep bizim sayemizde iş buluyor. Ça- lışıyor ekmek yiyor. Bu da vatana, ktir kat Bahriye Nazırının, arkadaşları — bildiril | — |millete az bir hizmilet midir? " " SAi t ŞARZ İ he O sırada Yemene gönderilen as- — arasında pek az kaldıktan sonra Bu fikir bilmem nasıl bir tesir Fakat buna karşı yine ayni yolla Dil Kurultayı, garp âlimlerinin se- ç yüz yirmi yedi senesi — keri kuvvete, aksi bir tesadüf eseri — başmabeyinci Lütfi Beyin odasın- — altında hiç münakaşa edilmeden | verilecek bir tevap var: Relerdenberi halline çalıştığı, fakat — Pekiyi be Bay Ornnik'! Doğrusun ama, amması var. Ya yaşıyan kimse leri öldürmene ne demeli?... Yaşı - yanları öldürmek suretile yaptığın cinayetlerin ve nüfusumuza karşı ir tikân ettiğin suikastlerin farkmda mısın ? Sait Paşa, bir taraftan da Har- biye Nazırı Mahmut Şevket Paşa- ratorunun İtalya Kralı nezdinde müessir bir müdahalesinin temini çaresinin tecrübe edilmesini söyle- di. Gece saat ilerliyor ve bu uzun müzakere ve teşebbüslerden müs- bet bir neticeye varılacs& — ümidi ti merkezi umumisinden gelen bir servis telgrafta Selânikte — bütün cemiyet müntesiplerinin büyük bir galeyan ile içtima halinde oldukla- ri ve Âdliye ve Evkaf Nazırlarını ; i üvük bi Mti i kabele etmeden ve ölmeden “ Türk i p de hitam buülan bayram merasi- — hazeye karşı büyük bir teslimiyet — nın Almanya sefaretine giderek — Mt SS dili Üzerinde Sovyetlerdekl ıl," hepsini korku!ı_ıyor. F_en_ı minden sonra, ayni günün akşamı — ile mes'uliyeti kabul etmiş olduğu- — Sefir Baron Mareşal ile bir. mülâ- memleket tealiı:u 'm'îk lzr;“e'ime i r arasında da çalışılıyor. birşey duymak endişe ve ihti- — polmabahçe Sarayının birinci ka- — nu tekrar ile münakaşadan kacın- — kat yapmasmı ve Almanya İmpa- düşmekten çok uza ÇTT Sovyet Türk camiaları da arapça hakkındaki fikir ve müt-'ensi meclise bildirmiştir. - lmanya İmparatorunun hâ- diseye müessir bir müda- şebbüs te Mareşalın zati bir müta- | Kurultayı top bi Bir müddet evvel Hariciye Na- — zırlar da bu istifaya dahil bulunu- — görülmüyordu. halesini celbe -matüf olan bu te> — Sfabesini, yazı tarzını, sosyal ve tek- lea izhar etmesinden başka netice : AÜNi ea bi -M" D yazi T t e'iF Bebeh” ve” " A tarikte Belânikte bulunun — MErMemis . Sırf. bir. tesadüf mah- j h—'!dobiyıt şaheserterinin türkmence- _îümf î'm%gîî%; 'ıî"';' Sadrazam ve Hariciye Nazır Ve- hikmeti kalmadığını — müttefikan İttihat ve Terakki zemiye- “"ıü olarak Seyr ııefım idfıresmın — Ve tercümesi işinin de genişletil ş imsenin yüzüne bakacak, — Çiy gıfatile Hakkı Paşa, bu meclis- — İleri sürdüler, ve hükümete dahil KÜçÜK vapurlarmdan. biri üe Hâar- biye Nezaretinin vak'adan bir haf- ta evvel Trablusgarbe — sevkettiği bir miktar esliha ve mühimmatm bilâhâdise vâsıl olup olmryacağı b kundu, Roma sefirimiz Nabi Be- — Sadrazama takdim etti#? —»tura. — telgraf makinesi başında bekle- haberi henüz gelmemiş idi. (Bu halinde neşredilmiştir: Türkmen :'!ııy :eîiîılıîtııiîi îî'::iî no“:tı:::îbettl:— yin, İtalya Hariciye Nazırı- ile — yı geri alıp * mekte bulundukları bildirildi. Mer — Vapur, askeri hareketler - basla- n Fönetiği, Türkmen Dili Diya- | —© VD tü üyoı? SÜİ Velıir- ahiren vaki mülâkatında nazırın kezi umuminin bütün millet ve ce- — madan son günlerde varabilmiş- e gî:; Ekonömik ve Sosyal Termler a tnıı) yakınx mbiır mınl.i B Rommya kendisine kat'i bir lisanla söyledi- miyetin hamiyet feveranı içinde — tir.) Bilhassa bu üçüncü kitap bizim itin çok lâzımdır. Sosyal ve teknik fermleri tesbit ederken onların bulus- dan ve çelışma tarzlarından bel- gitmiş olmasında, aradaki müna- sebeti koruyacak, zevahiri kurta- Tacak bir dostluk manzarası yvar- di. ği şu sözleri tekrar etti: . İtalya için açılan yeni tarihin ta- hakkuku saati çalmıştır! İfadesinde alışılan selâsete rağ- men Hakkı Paşanın sadası gittik- A yan Reisi Sait Paşa ile Meb- usan Reisi Ahmet Riza Be- yin Meclisi Vükelâya dahil olmala- rı üzerine müzakereler daha müsa- icraat beklediği ve hükümete karşı besledikleri itimadım halelden ma- sun olduğu ve bu sirada istifa te- şehbüsünün Sadrazam — Paşadan Beyrut sularında bulunan Os- manlı filosunun Beyrut sularından salimen uzaklaşmaya muvaffak ol- k it bir hava içinde cereyan etmeye — hiç beklenmiyen bir hareket hulun- — dukları da kestirilemiyordu. (Bey- de istifade edebiliriz. N Vî’ktın Sadrazamı ığîîîkk;ıü Paşa — çe fazla zayıf eserleri gösteriyor- — başladı. Herkes bütün: vaktini — duğu yolundaki beyanatını İttihat- — rut sularından salimen ayrıldıkları : ise, bu yeni siyasi ve cumu — du. Neticede, taliin kendi zamanı- müstakbel Sadrazamın yüksek — çı nazırlar meclise bildirdiler fa- — h. i adan işti Molhovadaln' idamlar hatırından bile geçirmiyordu. Hak- — na tesadüf ettirdiği bu elim hâdise ŞEREE Anü N yPoİltîkh kavgası nihayet Zinovi- 'efle Kamenefin başını yedi. Bu iki büyük ve âlim ihtilâlci yaptık- duu“lylıet oyununa kafalarını. ver- ları Moskovada Staline karşı suikast kı Paşa, Roma sefaretinden sada- ret makamına getirilmişti. İtalya- nmn bize karşı takip ettiği ve ede- ceği siyaseti herkesten iyi bildiği zannediliyordu. Filhakika — vesile düştükçe Meclisi Vükelâda rüfe- karşısında sadaret vazifesinin da- ha muktedir bir ele tevdiini ve is- tifasınm kabulünü padişahtan di- lediğini söyledi. tecrübesi ve keskin görüşü ile ileri süreceği mütaleaya dikmişti. Sait Paşa, Padişah tarafmdan kendisine teklif edilen sadareti ka- bul etmiş, mevcut siyasi hâdisenin o dakikaya kadar geçirdiği muh- kat Hakkı Paşanın istifası ile Sait Paşanın onun yerine geçmesi artık bir emrivaki idi. Mahmut Şevket Paşa Sefir Ba- ron Mareşal ile mülâkattan avdet etmiş ve Mareşalın düşman neka- Büyük bir ıstırap içinde netice- siz müzakerelerle sabaha varıl- mıştı. Yeni Sadrazamın teklifi ü- /| zerine sadaret alayını mütetkıp Babıâlide toplanılmak üzere nazır- ! telif safhalara vukuf husule getir- — dar muazzam bir kuvvetle hücum — lar birer birer Dolmabahçe Sara- ’%ıyı. teşebbüs edenlerin kurşuna kasına, Tr“m“lm ve Bingaz'ıd.e eclisi Vükelânın müzakere — mişti. İlk tedbir olarak gayet a- — ederse etsin Türklerin aslan gibi — ymnı terkettiler. Üzülmesi ihtilâl tarihinde ilk defa | İtalyanları tahrik edecek hâdise- safhalarından padişahı ha- SK dpr İ Ey | kaydedilen mühim bir hâdisedir. lerden geri durulması ve oralarda — berdar eden başmabeyinci Lütfi — İtalyanları tatmin etmek üzere na- fiaya ait birtakım müsaade ve im- tiyazlar — verilmesi lüzu bahsettiği oluyordu. Bununla — be- raber arkası kesilmiyen türlü tür- lü gaileler arasında böyle bir hâdi- senin zuhuruna karşı, alınacak tedbir düşünülmemişti, Hattâ Ab- dülhamit zamanında müstakil Se- rez fırkası kumandanlığında bulu- nan Müşir İbrahim Paşanın — son ve başkâtip Halit Ziya Beylerden biri vasıtasile Hakkı. Paşa huzura çıktı. Kendine halef olarak sadare- te Âyan Reisi Sait Paşanm getiril- mesini tavsiye ederek istifaname- sini verdi. Bundan sonra Heyeti Xğkdüm bulunduğu odaya dön- ü. Hakkı Paşanım hali bu saniye rikkat uyandıracak bir vaziyet ar- hzmrmktledn prensibinde fertlere ım_l:lllkut yapmak yoktur, onlar l&h nizamım düşmanıdırlar, fert- ” değil., Kral veya devlet adamı öl- lekle rejim ve içtimai nizamım de- kon, eceğine inanmazlar. Onun için “Ünistler suikast tertibine 'hı%kl' Zinoviyef ve Kamenef gru- n Stalin ve diğer Sovyet büyük dan İ GÖRDÜGÜM ŞEYLER . . * * n On iki çocuk annesi bir kadın Kayşımdn iskemlede oturuyor.'büyüyüp gidiyorlar. Gazeteler — yazı- Kendisi henüz kırkında bile gözük- | yormuş, Türk kadınları dünyaya ço- miye'ıAı genç, esmer bir kadın. Üstün- |cuk getirsinler diye. İşte ben tam va- de yünlü bir yeldirme, başiında siyah lermiş, biz iki sene evvel istida ver- dik, hâlâ bir cevap alamadık. Acaba istidamız kayıp mt oldu. Yoksa . biz n K ğ AĞ zediyordu. Kuvvei maneviyesini o- zifesini görmüş bir Türk kadınıyım. | mi takibini bilemedik. N ? y öldürm tme- Mişi y e a İT Fi ğ yım, | m: ni bilem « Ne oldu? Bi- -leri likümi ti :î ’pm'i’:;î:“kî_ zamanda Trablus vali ve kuman- — kadar kaybetmiş bulunuyordu 'ki | Dit örtü var. Kendi göğsünden çıkar- | Eğer halim vaktim yerinde. olsa idi |ze elli lira bir ikramiye verirlerse, ÜRe T usul faşist usulüdür. Tind danlığında bulunduğu sırada İtal- — arkadaşları tarafından kendisine dığı tütün paketinden sardığı bir cı- | on iki yavrum da bugün hayatta idi- | kocam küfeciliği bırakıp bu ufak &er Viyı İ yanlara karşı aldığı haşin vazı ve ! sorulan bazı sualleri cevapsız — bı- rakıyor ve hiç mevzua temas et- meden şu yolda sözler söylüyor- du: “ — Busiyasi hâdisenin ne gibi se- bepler altında ve devletler arasın: daki ne yolda itilâfların tesirile vu- kubulduğunu ileride tarih kayıt ve ünak decektir. Ancak bunun bugünkü mes'ulü münhasıran be- nim. Eski zamanlarda padişahların Barayı içerek konuşuyor: — İsmim Zehradır. Kocamın ismi Hüseyin. Yerebatanda Verem dispan serinin yanındaki arsada kulübelerde otururuz. Kocam hamallık eder. Gün de ancak elli, altmış"kuruş kazanır. On iki çocuk doğurdum. Beşini sizle- re ömür kaybettim. Fakat bu sıkıntı ve sefalet içerisinde yedısini büyütü- yorum. En büyük evlâdım, 22 yaşın- da, en küçükleri ikizler ise ikişer ya- de itiraf etmiyor mu? Terör -- &ski t Müsavidir faşizm. Demek ki “Muşj, “Münist âlimleri yollarını şaşır- ; ""ıîhliîıı:ı ihtilâlciyi öldürmez. Bu da K rin kabul ettiği ikinci pren- ı,“"ı_ İ $imdiye kadar: Zinoviyef " ve n birkaç defa mahküm ol- :'*:'dı. fakat öldürülmeleri ciheti- ler. maye ile kışın soğan, patates, yazın da kavun, karpuz alır satar, elbette daha ziyade para kazanır. Şunu bir yazsanıza, biz de bu sefaletten kur- tulmuş oluruz.., : On iki evlât dünyaya getirmiş ve sefaletlerin en koyusu içinde yedisini yetiştirebilmiş olan şu kahraman ka- dıma: N » — Isîediğini yazarım, Bayan Zeh- halden bahisle Hariciye Nazirı Ri- fat Paşa şikâyetler etmiş, bunun üzerine İbrahim Paşa Trablustan kaldırılmıştı. - Dahiliye Nazırı Trablus için bü- tün muhtemel hâdiselere karşı ko- yacak vasıfta vali bulmakta müş- külât çekiyordu. Bir hayli vekâleten idare ettirdiği Trablus- garp vilâyeti makamma — nihayet Dünyaya çocuk getirmek vatan, millet için iyi diyorlar ama, onlara bakılmadıktan sonra kaldırımlar üs- tünde aç büyüyen bu çocuklar cılız olurlar, askere yaramazlar, haylaz o- lurlar, anaya babaya yaramazlar. Millet onlardan ne fayda görür. Val- lahi gün oluyor ki, yedisini de aç yatırıyorum. Babası öyle bezgin bir halde ki: SAat Üa toj Bu defa artık toka- Tüzm, At, göze gözle mukabele etmek : ! ; ra diyorum. Sen hiç üzülme.. Eğer Bekir Sami Beyi intihap etmişti. — binek taşlarında idam ettirdiği sad: | tdadırlar. — Sizin çektiğiniz, meşakkati gör- | altı e hâklketei : n ! i t ı İ ' klu ailelere hakikaten — bir İaki anlaşılıyor. Çünkü bu de-| Bekir Sami Beyin vilâyete ait bir- — razamlar mevkiine düşmüş bulu- | Dünyaya iki kere ikiz evlât getir-| meğe tahammülüm yok. Ölsem. di Nüyü hakkal * Cek Süikast t şebbüsü affedilemeye-| takım istedikleri Dahiliye Nezare- — nuyorum. e ğ T Bye l a ae NL dim, On:sekiz yaşındaki yavrumun beraberi Allah rahmet eylesin on ya- şında vefat etti. Çocuklarımın hiçbi- ri, ancak iki büyükler bir zaman ge- ce halk mekteplerine gidip biraz ya- zı öğrendiler. Küçüklerimiz ise cahil [!tk:h mühim görünüyor. ; "ııı_,_t":e*ki prensibin bozulması ko- hüngür, hüngür ağlıyor. Ben de: — “Yahu.. Sen de başımızdan gi- dersen biz ne oluruz,, diye onu tesel- tince tetkik ediliyor, fakat neden- se işi başıma gitmesi günden güne ihtilâlcilerde siyaset oyun- geri kalıyordu. Belli başlı bir ku- Ve şahsi ihtirasların ideal üs-| mandan da tayin edilememiş ve nin gibi on iki evlât anası olmus bü- yük bir kadını bundan mahrum et - | mezler. Ve ona bu sözleri teselli için liye uğraşıyorum. söylemiyorum. Bunun böyle olaca - Size ricam şudur. Altı evlâtir aile- | ğmdan eminim. lere elli liralık bir ikramiye verecek- d D yan ve Meb'usan Reislerinin de Meclisi Vükelâda bulun- maları lüzumu nazırlar arasında

Bu sayıdan diğer sayfalar: