25 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

25 Ağustos 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, MEMLEKET MANZARALARINDAN : MEMLEKETTE Sıvas havalisindeki maden damarları Bunlardan bir kısmı evvelce Ein Diğerleri muattaldır. İ iki buçuk metroya yakm | yakında temin edilecek, projeler ya- Sivasın tuu mi, manzarası Srvas, (Hususi muhabirimiz yazı-İve ziraat âletleri imalinde kullanıldı. Yor) — Son zamanlarda yapılan (bir- | ğı söylenmektedir. Kaylhisar, ilçesi çok tetkikler, Sıvas ve havalisinde civarmda da işlenmemiş simli kur- birçok zengin maden damarlarıibu- madeni bulunmaktadır. umduğunu bir kere daha teyit e&-| Bunlardan başka, Mudason köyü mistir. Bu mıntakada en fazla görük İile len madenler bakir ve Linyittir. Bam | yü civarında da simli kurşun vardır, lardan başka, demir, simli kursam, | Bu üç mıntakadan yalnız Kün kö. gümüş, altm, amiyant madenleri ve | yündekiler umumi harpten önce işle. | mermer ocakları vardır. Bu maâderi. | tilmiş, hattâ ihracat bile yapılmış. lerin bulundukları mmtakaları şöyle | ur. sıralamak mümkündür: Gümüş madeninin bulunduğu yer, Simli kurşun damarları, Suşehri! Zara ilçesinin Umraniye nahiyesine flçesinin Kösedağı eteklerinde Cenin, bağlı Aden köyüdür. Maden sahası, ve Geminlleli vadisi içlerindedir. U4| köyün beş kilometro kadar şimaline mümi harpten önce, Karahisarlı ba“) raslamaktadır. Burası, 1300 tarihin- zı müteşebbisler bu madeni altı yıl den önceleri işletilmiş, sonradan mu- kadar işletmişlerdir. Gene Süşebrij| attal hale gelmiştir. İlçenin Dere- ilçesinin beş kilometre uzağında Göl Lam köyünde Tüylüdere civarmda sl Tüköy civarında Linyit madeni mev- | tın ve gümüş madenleri vardır. cuttur. Buradan kenüz istifade edi-| Diğer taraftan, O İpsile, Direkli, lememektedir. Belcik, Gemerek ve Kavak nahiyele- Umtaniye nahiyesinin 15 kilomet- (ri civarında birçok zengin maden re uzağında da demir madeni var- damarları hulunduğu tesbit edilmiş dr. -Bu madenin vaktiyle işletildiği (Mir. — N. N. İsmini güreşler zevksiz oldu Güreşlerden bir'igörünüş Izmit, (Tan) — Immit Halkevinin Çoruk Esirgeme Kurumu menfaa- tine tertip ettiği alaturka güreşler kalrbalık bir seyirci kafilesi önünde yapılmıştır. Güreşler, zevksiz olmuş, yalnız Süleyman isminde bir genç bilhassa nazarı dikkati celbetmiştir. Süleyman, orta güreşlerde bütün hasımlarını birer birer yenmiş, hattâ lüşpehlivanlarla da boy ölçüşmek istemiştir. Tekirdağlı Hüseyin ile Molla :Arif arasmdaki güreşi hükmen Tekirdağir Hüseyin kazanmıştır. Gönenli Hamdi ile Afyonlu Süleyman | Bartında Cümhuriyet bul Gölcük yaylâsında bakır, Kân kö- » TAN |Poliste iKarpuz iskelesine motör yalğşeksn| Kavga çıktı, iki kişi denize yuvarlandı Sebze halinde karpuz sergisi iskele İga olmuştur. Motörün iskeleye yânaş | İmasma mâni olmak istiyen Siirtli |Salâhattin, Halil, Oamanla motör #- hibi Ali, kardeşi Rasim ve İbrahim kavgaya tutuştukları sırada Osman- la Ali denize düşmüşlerdir. İbrahim- le Rasim de muhtelif yerlerinden ya- ralanmışlardır. Denize düşenler kur- tarılmış, yaralılar hastaneye kaldırı! mıştır, Konserveden zehirlendiler Galatada Karınca çıkmazında otu- ran Mari, Sani, Margörit, Marto is - minde dört kişi Galatada Beyazıt $0- kağındaki bakkal Yotiden bir kutu yaprak konservesi alarak yet Çarşamba TAN, Atatürk büstü dir. Bir müddet sonra zehirlenme a lâimi gösterdiklerinden (hastaneye kaldırılmışlardır. Hâdise etrafında varına bir büst dikilecek | &bkikat yapılmaktadır. Bartın, (Hususi muhabirimiz yazı yor) — Cümhuriyet bulvarma, Ata- türkün bir büstü dikilecektir. Halkın teberruunu toplamak üzere bir ko - misyon teşkil edilmiş ve belediye büt- İ çesinden ayırdığı bin lirayı komisyo- Büstün boyu | Pi olacaktır. |zilmiştir. Yaralı, Üç bin irayâ çıkacağı tahmin edil . | bastaneye kaldı mektedir. İlk kısımda yapılan teber: | rülar 250 lirayı bulmuştur. Bu para Tramvaydan atlamak istemiş Kuruçeşmede vapur iskelesinde 88- petçi çıraklığı yapan Salim, Kuru - çeşmede tramveydan atlamak ister- ken muvaffak olamıyarak yuvarlan- mış ve sol ayağı tramvay arabasi - Itmda kaldığı için diz kapa baygın bir halde nun emrine vermiştir. “ Sovyet Rusyaya gidecek maarif heyeti Sovyet hükümetinin daveti üzeri» ne a a gidecek olan maarif he- kında hareket edecektir. Kafile ile beraber gideöekler sra - amda Maarif V i Mesleki Tedri- | Boynuzları ile kadının | *#t müdürü Ki : İmum müdür muavini Hayri, * Erzu- karnını deştiler ssl müdürü Arif, Adana | Bartın, (Hukust muhabirimiz yazı. | #i müdürü Halit, Kız muallim mekte- yor) — Arönü köyünden Topal Du: | binden Hüviyet Bekir tandır, A İŞ du namında bir kadin tarlasma girehi mandaları kovalarken hayvanlardan : Küçük Haberler birinin tecavüzüne uğramıştır. Ürken| * manda, boynuzları ile kadının karnını parçalamış ve barsaklarını dışarıya fırlatmıştır. Ön iki saat sonra mem: leket hastanesine kaldırılan kadm. yapılan ameliyata rağmen ölmüşt Denizlide ilkmektebi irinli pılarak münakasaya konacaktır. Mandalar ürkmüş!”” * Bolu, (Hususi muhabirimizden) Bolu Halkevi #por şuvesinin Abant gölü kıyılarında ku ni ettişi kamp Sona ermiş, kampgr lar Boluya d Denizli, (Tan) — Bu hafta içerisinde bütün ilkmekteplerde diploma tev- zii merasimi yapılmıstır. Bu sene Denizli lisesi de ilk mezunlarını vermiş- tir. Yukarıki resim, Gazi okulunun yeni mezunlarını bir arada gösteriyor. Antep Halkevinde bir müsamere Antep, (Hususi muhabirimizden) — Bir futbol maçı yapmak üzere bu- raya gelen Malatya Halkevi sporcuları şerefine Halkevinde bir müsamere verilmiştir. Halkevi gösteriş kolu Kanun Adamı piyesini müvaffakiyet- da berabere kalmışlardır. larını sahnede gösteriyor. ü, Orta Tedrisat U-|,. * İevlenmeğe kalkığınen ona yazdığı ulmasma yar -| No, 25 | “Senet daha adi mandı, Bu konağın bir senedenberi süren büyük masrafını da o halde ha tırlamalıydı. Süheylâ: — Salimin annesine noter senedi vereceksin, öyle mi Adnan? İkisinin de gözleri doldu; sessiz ağ- Uyarak öpüştüler. Adnan şimdi rahattı. Bu müşterek göz yaşı yazıhanenin, kâtibin aylık- larını yıkamış, güzelleştirmişti. Bu acayip paralar, şimdi Adnan vermiş gibi tabii idiler. Fakat bugün bu oda- da sanki üçüncü bir insan vardı: Bu üçüncü insan Adnanm kulağıma san- ki birşey daha fısıldadı; bu fısıldanan şeyi sanki görmüş gibi karısmn göz- leri de Adnandan birdenbire kaçmak | istediler. Adnan ayni yemini verdi karısma bir şey daha sorücektı. Süheylâ; — Artık yeminle söyleteceğin baş- ka hiç bir sırrım yok Adnan. Boşuna ısrar etme, Adnan — Prenses Bahirenin.... heylâ sarardı. İkisi de uzun w Adnan ne duyacağını bekliyerek susüyordu; Süheylâ ne söyliyeceğini düşünerek... Nihayet İ Süheylâ, Adnan yüzüne bakmıya - rak; — Evet! | Deği, Yani prensesin Adana ver. zun sustular; İsiydı; pd evkafta ilâmı çıkmış dava İçin pren- | İ sesin araba parasi diye Adnana ver- diği ince zarf! Süheylâ, şimdi, İmahut mektubu ordu; ğında kendisile Adnan merhameten hasta kocasının hatırlıyacağından mektubu?... O “meletiptaii ge “Siz beni acıyarak almak istiyorsu- nuz Adnan Bey! Fakat ben bu mer- hametten nefret ediyorum. Siz acı- nacak hale geldiğiniz gün ben size İ varacağım.” Fakat Adnanın gözlerinde, sesinde, yüzünde bü mektup yoktu. Evlendik leri gündenberi Süheylânm korktu - ğu bu mektuba Adnan, yirmi beş se- İne evvel 5 dakika kızmıştı: Çünkü mektubun okunması 5 dakika sür - İmüştü. Çünkü o zamanki Süheylâ Adnan için o kadar hiçti, Konakta bir gürültü koptu. Her- kes koşuşuyordu. - Halayık ufak te- neffüslerle odaya girdi — Beyefendi, misafir geldi. Dedi. Adnanm telâş etmediğini görünce; halayık izah elti: — Kalpaklı bir misafir! Süheylâ ile evlendiği gündenberi Adnana ilk defa biri geliyordu. Sü- beylâ bir gün: “Hiç te mi dostun yok Ad- nan?” diye sormuş, kocası; “— An- laşılan yok!” demişti. Fakat bunu söylerken o kadar aci acı gülmüştü Ki Süheylâ hasta kocasına bunu bir daha sormamıştı. Koca İstanbulda Adnan kimsenin tanımadığını bu İ sessiz konakta Süheylâ unutmuş gi- biydi. Fakat şimdi bu kalpaklı misa- firin gelişi bütün “gelmyenler”i ha- tırlatıyordu. Adnan bu konakta yer- leştiği gündenberi bir tek defa ara- nıyordu. Adnan bozuldu. Fakat zihni he- men misafirin kalpağına o kaydı: “Ona Ankaradan vekâlet teklifile mi | geliyorlardı acaba?” Karısina: — Ankaraya yolculuk görünüyor | bize galiba! Diyecekti, Kendini tuttu, Karısma karşı misafire ehemmiyet vermemek istedi; mırıldandı: “Eve ne diye ge- liyorlar sanki? Görügecekleri varsa l işte yazıhane!” | .Halayığa: “Kahve götürün!,, dedi; i döndü; Süiheylâ İle yine Prenses Ba- İ hireyi konuğacaktı. * Büheylâ: | — Adamı bekletme Adnan! İ Dedi. Karısınm saflığma, Adnan, İçinden serdi: Kocası misafirin yanına o kadar geç İnmeliydi ki bu evde bir adamın matrrları! lediği anlaşılmamalıydı. Az kaldı; Maliye nazırının sağlı -İs Yazan: MİTHAT CEMAL ; Misafir Adnanı görünce sarardı; onu bu kadar hasta beklemiyordu ğumdan çıkınca kendini |karısına: “Komite İşlerine senin # uldu. Niçin söylediğine pış İlm ermez Süheyl â!,, diyecekti. Karısile o kadar lâfı uzattı ki, b layık yine geldi: “Kahve getiren W sağa misafir demiş ki, beyefeni hastaysa, uyuyorsa rahatsız etmiyf yim; başka vakit gelirim.” Adn düşündü: En büyük vak'aları en KÜ çük tesadüfler yapardı. Meşrutiyet hep öyle olmadı mıydı? Büyük yal” sı, murassa sofra takımı, salonuf da primitiflerin tabloları var di* bir adamı kabineye sokmamışla” mıydı? Çocukluğundanberi o Boterâf iyindiği için bir başka adam şehr€ mini olmamış mıydı? Bir tulumbaf Makrıköy treninde bacağı sukat D paşaya rastladı diye Harbi Umumid” milyoner olmuyor muydu? Baza birile yarım saat konuşmak yari asırlık refahtır. Kalpakir mi kaçırmaktan korktu. Misafirin yan” na koşacaktı. Birdenbire hatırladı” çabuk rubasını değiştirdi. Üstünde * kile misafirin yanma inerse rol fena oynıyacak sanıyordu. Aynad durdu: Traşt gelmiş gibi iki avurd! gölge içindeydi. İki yanağında di” ran bu İki karanlığı misafirle konu” şurken dağrtacaktı. Fakat odayf girince bozuldu: Misafir tanıdık Alinan odada meçhul bir adam bul * mak istemişti: Bu ziyaret o zaf bir vekâlet teklifi içindi. Fakat ş9# ümidini kesmedi. Kalpaklı misafir Habibullah Efe dinin yeğeni . vekili M EB işi | Bey. Adnan, onunla meşrutiyette Habi bullahın evinde tanışmıştı; misafif Ankaradan iki gün evvel İstanbulf gel nce Adnanr hasta duymuş, ac” şimdi ziyaretine gi Msafir, Adnanı görünce sarardii onu bu kadar hasta beklemiyordü O saatte ateşi, 37, buçuk olan Adas” da, misafirle konuştukça bünbütü” kırmızı oldu; içinden öfkelendi; bö misafir, Ankarada onu bekledikleri" ni bir türlü söylemiyordu! Büâkö Adnana Adayı, Bebeği tavsiye edi © yordu, Adnan, nereye hava tebdilin$ gideceğini öğrenmek için mi bu mir safirin geldiğine — karısından gis “ li — sevinmişti? Misafir zeki muh8” verelerin inceliğile Adnanı ödebiya* siirlikledi, Uuzun “bir saat,, edebiysi konuştular. Maarif sandalyesine bi türlü sıra gelmedi. Nihayet Adnsf bu kalpaklı misafirin fesli bir mist firden farkı olmadığını anladı; nihayet “Ankara” ya kızdı. Artık © | radakileri onlarm ağabeyleri çehresi" le tenkit ediyordu: Bitaraf kelimel&” le. Kalpaklı misafir karşımdaki © Tüm hastasına o kizamıyordu. onun kızmadığına Adnan öfkelendi öksürüklü, aksırıklı sesle haykırdı” — Bu millet sizden, bir gün, b” sap sorucaktır beyefendi! Misafir şaşırdı: — Ne hesabi efendim? Adnan: © — Şu hesabı ki memlekete yard” etmek istiyen arkadaşları Anak | sokmadınız; ne Enveri çağırdınız; # Cemali. Misafir bir şakanm, bir tebessü “ mün çizgilerini Adnanm yüzünde 4” İ yor, bulamiyordu. Somurtan iki #5 ın dudakla Adnan Ebülhevildi. Misafir — Pek anlıyamadım be” yefendi. Memleket bizden mi hes? Boracak? 5 Adnan — Tabif ki sizden. Yani #* tı Alinizden ve arkadaşlarınızdaf- Misafir — Dediğiniz adamları © Zırmadık diye bu memleket bi hesap soracak öyle mi? Adnan, haykırdı: — Tabil ki öyle. Misafir anladı: Adnan kendisin Ankaraya çağırılmadığna (basi rının isimlerile, başkolarınm çehre rile kızıyordu. Adnan yine haykırdı: — Evet efendim, bu hesap sorü* le temsil etmişlerdir. Yukarıki resim, Evin temsil kolu gençlerinden bazı- | aylardanberi maarif vekilliğini bek - | lacaktır, ergoç mutlaka sorulacak” (Arkas J

Bu sayıdan diğer sayfalar: