——— 25.-8-936 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde;, fikirde, erşeyde temiz, dürüst, samimi Olmak, kariin gazetesi olmaya çalışmaktır. AAA Günün meseleleri ; Niçin yanıyormuşuz? ı stanbulun yüzünde birer Ha- lep çıbanı gibi yer yer görü- hen harabeler, yangın yerleri” daha henüz hatıralarımızda izi kaybolmı- Yan büyük faciaların eseridir. Yangın Istanbul için bir âfetti. Ve- ba gibi, kolera gibi bür âfet. Ateş bir defa başladı mı idi, alevden bir dev gibi Istanbulu yutup gidiyordu. * Herşey var su yok! unu geçen gün Stadyomda yaptırılan itfaiye bayramında gördük. Istanbul 1923 tarihine kadar tulumbacıların eline terkedilmişti. Bunlar omuzlarında küçük bir sandık, Yalmayak, don gömlek yangın yerine koşar, yangımı söndürmeğe çalışır- lardı. Stadyomda bunun tecrübesini yap- tılar, Ortaya ahşap bir kulübe getir- Üller, Içine gaz döküp ateş verdiler. Kuleden yangın haberi verildi. Bek- €iler ve köşkcüler bağırdılar. Tulum- bacılar omuzlarında tulumbalarile sö- kün ettiler. Renk renk —gömleklerile kulübenin etrafını sardılar. Hortum- larmı açtılar, Tulumbanm başma geç- tiler, Fakat... Her şey var su yok. Terkos boruları bomboş, çeşmeler ak- Mrıyor, Ev çatır çatır yanıyor. Nihayet bekçi omuzunda iki teneke Su ile göründü. Tulumbacılar hücum tttiler. Suların yarısını yerlere döke- tek tenekeleri kaptılar. Tulumbaya boşalttılar ve işletmeğe basladılar. Fakat bomeran akan su bahçe sula- — Mak için kullandığımız hortumdaki Yıdan daha az. O da iki dakikada bit- ' Ülğraştılar. didindiler ,tepindiler, Fakat ne yapabilirlerdi. Y O Yakit niçii” yünryormuşuz anla- dık, Hattâ niçin bütün bu İstanbulun olup gitmediğine şaştık. » Motörlesme tfaiyede motörleşme 928 — te başiryor. Ancak ondan sonra Yangm söndürme tertibatmın mü- :::mdoşmeğe başladığını görüyo- Motörlü itfaiye Avrupada otuz se- hedenberi vardır. Biz ahcak on sene *vvel bundan istifade etmeği düşün- Müşüz. Bütün motörlü işlerde gerideyiz. '"ledeni dünya, motörü sanayie tatbik &deli asır oldu. Biz hâlâ el sanayiile Rörüyoruz. Yeni açtığımız fabrika- Stelyedir. — - Avrupa 1918 denberi tayyareyi na- ki Vasrtası olarak kullanıyor, biz Simdi başlıyoruz. * Simdi kurtulduk mu? angm söndürme vasıtaları mo- törleşmekle yangından kurtul- mu? Yüzde doksan evet. Fakat en değil. Çünkü biz yangmı söndürmek için fertibat alıyoruz, yangımın önünü al- Tak için değil. Sinema, tiyatro, fabrika gibi kala- ) balık insanlarm bulunduğu ve çalıştı- a binaların çoğu hâlâ ahşaptır. ve Açma tertibatını haiz değildir. Bele- ut*"d* yangının önüne geçecek terti- batı almakla meşgul bir büiro yoktur. Halka yangımdan korunma yolları Bğr'tllmerımkfıedlr. Yangmı söndürmek iyi şey, fakat î&nmm çıkmasma mâni olmak da- 3 mühim şeydir. - e Tuk Ölçü ve tartı âletleri vemçü Ve tartı âletlerinin müuayene de galanma işi bu ayın otüz birin bm:î:wet bulacak, bir eylülden iti - e kontrollara başlanacaktır. Bu li ;”Ollaı—da Mmuayene yaptırmıyan - *&ku:kkmda kanuni takibat yapıla - n.f“;f“i resmi indir'lecek ediye afişaj imlerini tenzil etmeği üti Şaj resim KA te ktedir. Bu h tkikata başlanılmıştır. " Asi General Molla ordusuna mensup askerler bir ateş esnasında - Kanlı ispanya Sun'i kalp vasati ömrü arttırabilir mi ? ğ ai Bundan birkaç gün evvelki nüsha- mızda Amerikada Rocfeller müesse - sesinde ölüme çare bulmak için araş tırmalar yapan Fransız doktoru  - leksis Carrel ile tayyareci Lindber - gin sun'i bir kalp icat ettiklerini yaz- mıştık. Amerikadan gelen habere gö- re sun'i kalbin tatbikattaki faydası büyüktür. Sun'f kalp, kanser, verem, böbrek, şeker hastalıkları için en iyi tedavi tarzını araştırmağa hizmet e- decek ve bu sayede bir gün gelip te hayatı yüz sene daha uzatmak çarele ri bulunacaktır. Avrupada büyük bir alâka uyandı- ran bu keşif hakkımda acaba mem- leketimiz doktorları ne diyorlar ? Dün bu mesele hakkında Dr. General Tev fik Sağlamla görüştük. Doktor bizi Sokaklar ceset ve kanla dolu Insanlar mezbahaya götürülüyor bir yaylım ateş! İşte o kadar! Badajoz'da hayatlarının sonlarına birer kurşundan nokta konulanların sayısı 1500 den fazladır Elvas, 22 (Portekiz hududunda) — Badajoz şehri iki gündür bir ölüm sessizliği içinde, Asi kuvvetler ve bil- hassa Fas kuvvetleri cete efradı bombardımanla tahrip edilmiş evlere girerek, eesetleri Kaldırmaya çalışı- yorlar, ve şehir sokakları yıkanıyor. Makeat Kan lekelerini, ceset parçala- rını ortadan yok etmektir: Fakat caddelerde, yıkanmış olmalarma rağ- men, yer yer görünen lekeler dahili harp denilen bü muazzam katliamın izleri görünüyor, ateşin cinayetini su temiziliyemiyor. “Şehir ölüm gessizliği içinde: demiş- tik. Bu sessizliği iki kat dehşetlendi- ren birşey daha varsa o da, dükkân- larm kapalı oluşu ve hemen bütün resmi binaların ayakta kalabilmiş o- lanları üzerinde, İspanya kraliyet bayrağınm dalgalanmasıdır. Bazı bi- nalarda, büsbütün başka bayraklar görünüyor. Bunlar kırmızı ve siyah renkte iki parçadan ibaret bayraklar- dır ve Fas çetelerine ait bayraklar- dır. Krallık ve çete bayraklarının ölüm seşsizliği içinde bir şehirde dal- galanmaları faciayı hakikaten büyü- tüyor, ve zaman zaman geçen otomo- billerin gürültüsü, havada boğuk bi- rer nota bırakıyorlar, uzayıp uzayıp, birer gümbürtü halini âlarak, deh - şetten kenetli çeneleri henüz acılma- mış olanlara; bir gün evvelki bombar dımanı hatırlatarak saklandıkları Bir otomobilin önüne kuru kafa a Guadarama civarında bom balarla yıkılan bir köprü takan bir İspanyol gönüllü kızı, yerlerde büsbütün büzülmelerine se- bep oluyor, İ Zaman zaman, sokaklardan, sürü halinde insanlar gecirildiği görülüyor. Bunlar, mezbahaya götürülen koyun- lar gibi sessiz ve muti gidiyorlar. Çünkü, hakikaten mezbahaya gidi - yorlar. Biraz sonra havayi yırtan bir yaylım ateşi duyuluyor. İşte o kadar, Şimdiye kadar böylece canlarınım sonlarmma birer kurşundan nokta ko- nulanların sayısı bin beş yüzden Faz- ladır. Demin sokaktâ, iki sivil durduru- du, Fas kuvvetlerinden bir onbaşı, yanlarına sokuldu, - ceketlerinin sağ omuzuna baktı. Yanındaki arkada- şından, gülerek bir pertevsiz istedi, ayni yere yine- baktı. Sonra, döndü ve: 7 — Tamam! Dedi. İki kurşün, iki ölü. Bu sivillerin ceketlerinin sağ omu- zunda yazılı olan ölüm kararı neydi? Onbaşı, orada, tüfe dipçiği izleri görmüş, sivillerin iştirak — et. tiklerini anlamış ve... İdam kararını orada okumuş. vW Bomba ismini taşryan meşhuür bir kışla vardır. Badojoz şehri için ne manidar bir isim değil mi? İşte bu bomba kışlasında, şehrin bircok eş- rafı “ecel şerbetini nüuş” etmişlerdir. Hükümiete sadık jandarma miıralayı Cantero, üçüncü piyade alayından ” « tebessümle karşılayarak dedi ki: — BSun'i kalp sayesinde vasati ha- yatin arttırılacağı hakkındaki iddia fantezi kabilinden sözlere benziyor. Dünyada vasati hayat günden güne artıyor ve daha da artacaktır. Refah ne kadar artar, insanlar kendilerine nekadar iyi bakarlarsa vasati ömür de o kadar uzar. Bu da mevtut ma- kineyi iyi kullanmakla olur. Sun'i kalbin, kalp, kanser, verem, böbrek, şeker hastalıkları hakkında en iyi tedavi tarzını -raştırmağa hiz met edeceği hakkındaki iddiaya ge - lince: Bunun esası şu olabilir: Öte - denberi bazı hastalıkların tedavisi hakkinda tetkikat yapmak için hay- vanlar üzerinde tecrübeler yapılıyor. Bu sun'i kalp olsa olsa hayvanları da ha bir müddet yaşatmağa hizmet ede bilir. Fakat iddia edildiği gibi hasta- lıklı bir uzvun sun'i kalp vasıtasile Dr. General Tevfik Sağlam bunu -— bir fantezi telâkki ediyor Doktor General Tevfik Sağlam uzun miiddet yaşaması kabil değildir. Eğer bu keşif şayanı dikkat birşey olsaydı, bunun şi: diye kadar bize Av rupadaki tıp neşriyatı vasıtasile gel- mesi lâ” <Ygelirdi. Kalp vücutf » ideal bir motördür. Bu mot” ) sene hiç bir pan yapma- dan işliyor. Ve bütün vütudün ihti - yacına otomatik surette adapte olu « yor. Yani insan oturduf- yerde vazi- fesini gördüğü gibi, zahmetli bir iş gördüğü, bilfarz * “reştiği zamanda bile vazifesini yaparak vücude lâzım gelen tuvveti veriyor. Dediğim gibi, sun'i kalp bazı hasta liklar ha'kında hayvar' - 'nde yapılan tecrübede işe yarayabilir, fa i- kat doğruda> doğruya vasati ömrün arttırılmasında bir rol - — »-—maz, 7 Bir ta ebenin tatebeliği nasıl ispat edilir ? Eskişehirde miralay Raşit dün matbaamıza , gelerek şu şikâyette bu lundu:. : Oğlum Pariste tahsilde bulunu - yor. Tatil münasebetile, memlekete döndü. Ben o zaman Eskişehirde idim, Eskişehire gitmek üzere tehnzi- lâtlı bilet almak için Istanbul maa - rif idaresine müracaat ederek bir ve sika istedi. Kendisine 23-6-936 tari- hinde 129 numaralı bir kâğıt verdi- ler. Bu kâğitta Eskişehire gitmek ü- zere olan oğlumun talebeliği kabul ediliyordu. —— Şimdi ayni maarif idaresinden yine böyle bir kâğıt istiyoruz. Vermiyor- lar ve cevaben oğlunuz hükümet ta- lebesi değildir diyorlar. Kabahati - miz hükümete bar olmadan oğlumu zun tahsilini yaptırmak mıdir? Son- ra evvelce bu kâğıdı verdikleri za- man niçin talebeliğini kabüul ettiler de şimdi etmiyorlar. Bunu anlamak istiyorum. Çirkin bir muamele Pangaltıda oturan bir okuyucu- muz 8. T. imzasile gönderdiği mek- tupta diyor ki: 4Karım, birkaç gün önce Beyoğ- lunda tuhafiye eşyası satan bir ma- ğazadan çanta almak istemiş. Dük- kân sahibi, kendisine birçok çantalar çıkarmış. Bunların pek lüks ve pa- halı şeyler olduğunu - gören . karım, 25 lira değerinde olduğunu öğrenin- öe “Ben, 10 — 12 liralık birşey isti: 'yorum.,; demiş. Bu samimi talep ü- ——— zetine dükkân sahibi, “burası —lüks ve kibar madamların mal alabilecek- leri bir yerdir. Çantanda fazla para olmadan buraya giremiyeceğini dü- şünmedin mi?,, tevabımı vermiş. Acı bir hakikat ifade eden bu ce« vap, sınıf iktisadını gözeten bir zih- niyetin örneği olmak bakımından da çok dikkate değer. —Mağaza sahi- bi, memlekette hâlâ bir aristokrat zümre bulunduğunu ve kendisinin ancak o zümreye hitap edebileceğini çekinmeden ve sıkılmadan nasıl söy- liyebilmiştir ? Bu hâdiseyi pek sevdiğim gazete- nize bildirmeyi ve efkârı umumiyeye arzetmeyi bir borç telâkki ettim.,, Bir çüciyek_ hakkında “Adapazar Kâzımpaşa nahiyesi halkmdan Âşir,, imzasile mektup gönderen okuy bi “Şikâyetinizi İzmit vilâyetine bil- diriniz. İddianız doğru ise, vilâyetin bu işle meşgul olacağına şüphe yok- tur.,, Bozuk bir sokak “Kuzguncukta Babanakkaş namım- da bir sokak vardır. Bu sokak 30 se- ne kadar evvel bir hayli para sarfe- dilerek yaptırılmıştır. Fakat, son yağ murlar bu sokağı yürünemiyecek bir hale getirmiştir. Bu hususta Üsküdar kaymakamlığının ve belediyesinin na- zarı dikkatini celbetmenizi rica ede- riz. Okuyucularınızdan DĞ € kumandan Alonso, jandarma zabiti Benito Mendez, sivil muhafız zabit: lerden yüzbaşı Almendro, ve eşraf- tan birçok kimseler bu kışlaya geti- rilmişlerdi. Kışlanın kapısı önünde, elleri göğüslerinin üzerine bağlı, bi - let almak için sıra bekler gibi arka arkaya duran bir sürü kadın var, bekliyorlar. Kışlanm avlusundan beş dakikada bir yaylım ateşi duyu- luyor. Bu yaylım ateşi, şaşmaz bir saat gibi, muntazam fasılalarla du- yuluyor. Her seferinde, kapıdaki kadmlar birer girtlak düğümleri Harekete geçiyor, bazan yüksek sesle ağlamak teşeb. büsünde Bulunuyorlar, fakat derhal nöbetçi, duvarda asılı bir ilân göste- riyor: Asi kuvvetler kumandanların.- dan Kaymakam Yague imzasmı ta- şıyan bu ilânda, şehirde örfi idare ilân edildiği yazılıdır. Kimse bir vere hareket edemiyor, edemez, aksi tak- dirde... Ve kadımlar, ellerindeki mendilferi ısırarak, kapıya gelerek, idam edilen lerin isimlerini okuyan bir emirberin titreme geçiriyorlar, gelmemesi için dua ediyorlar.