4 RR, Ta EA AcıHakikatler | $sâ'x TUR Ra AcıHakikatler)| | 995 öter No. 16 Yazan : Ziya Şakir Güreş Vec'isin teşekkülü üzerine saray ve müttefikleri telâşa düşmüşlerdi Sevr muahedesi, Türk milletinin bütlün hayat ve istikbalini söndürme- ğe çalışırken, Padişah Vahdettin, bu felâketin tahakkukuna yardım et- miştir, Bunu sarahaten ispat edecek olan delil; tarihte (Padişah Vah - dettin namına, adliye nazırlığı) vazi-| fesini ifa eden, (Rüştü Elena) Din, | söylediği sözlerdir... Biz, bu nazır efendinin (10 Temmuz 1920 - 1336) tarihinde (Bosfor) gazetesi muhar- riri ile vukua gelen, ertesi gün de ayni gazetede intişar eden bu mü- lâkatı aynen ve harfiyyen aşağıya naklediyoruz.. Bu hususta veriicex hükmü, bügün, bugünkü nesle; ya- rın da, tarihe terkeyliyoruz. — Aynen — Adliye nazır: ile raülâkat Adliye Nazırı Rüştü Efendi ile muharrirlerimizden biri arasmda, şöyle bir mülâkat cereyan etmiştir: Muharrir — Müttefiklerin, hükü- metin son notasına cevap verecekle- rini zannediyor musunuz?.. Nazır — Biz; şeraiti sulhiye hak- kmda bazı itirazatta bulunduk. her halde müttefikler, buna bir cevap vereceklerdir... Müttefiklerin, ciddi bir müzaherette bulunmak şartile (Kuvayı Milliyeye karşı hareket) va- zifesini bike tevdi etmeleri, pek 2i- yade müreccahtır. Bu takdirde, (tenkil meselesi) daha kolay ve da- ha az kanlı olacaktır. Böyle bir tek- Yfi, (büyük bir tehalükle kabul) edeceğiz. — Fakat; bunun için müttefikle- Fin, hükümetinize büyük bir itimadı olması İâzmgelir. Çünkü, düşman tarafına geçmek suretile İhanette bulunulmıyacağını kim temin edebi- lir?. — Doğru... Bazı askerler, Mustafa Kemal ile teşriki mesai ettiler. Fa - kat bu âsiler, gönderilen kıtautlan geçmiş değildirler. Onlar, daha ev - velce buradan firar etmişlerdir. — Hükümetin Yunan taarruzu- bu (1) protesto edeceği havadisleri doğru mudur?.. N — Hükümet; Mustafa Kemal ve taraftarlarını, (halife ve vatan bai- ni) ilân etmiştir. Binaenaleyh, va- zifesi (kendilerine müstahak oldük- ları cezayı tatbik) tir. Binmenaleyh (bizim kendi programımız dahilinde bulunan harekâta karsı neden dola- yı protesto etmelidir.) (2). — Bu hareketin - yani, Yunan taarruz hareketindeki devamın - büylik bir müşkülâta uğrıyacağını zannediyor musunuz?. — Hayir... (Mustafa Kemal ordu- su, bir çeteden başka bir şey değil. dir.) Bu çeteler; adliye mahkümla- rından, ve yağmacılık fikrile hare- ket edenlerden mürekkeptir. Binaen- aleyh, bu çeteler, teşkilât ve raptı zaptı haiz değildir. — Fikrinizce harekât, daha ziyare devam edecek midir?.. 2 — Ben; bir asker değilim... Ancak General Paraşkevopulo ordusunun, hali hazırdaki faaliyetle hareket et- tiği takdirde, (birkaç haftaya kadar Ankaranın duvarlar: önünde, bulu - nabileceği fikrindeyim.) (3). — Mustafa Kemal taraftarlarının arasında ihtilâf zuhür ettiği söyleni- yor. — Bu rivayat hakkında, henüz ma Iümatımız yok... Fakat; ahali, uzun senelerinden sonra, Sulh ister- ken; Mustafa Kemalin, bunun hilâ - fında hareket etmesinden dolayı ——— (4) Yunan ordusu, 22 Haziran 1336 da mahtelif kollardan 'şddetli bir taarruza geniz dee cephede ilerlemiş; Bursayı da işgal eylerişti. ç Ko) Türk ve müslüman admi taşıyan bir adamın bu sözleri nasıl söyliyebildiği, cıd- den şayanı hayrettir. (3) Ey Cümhuriyet evlâtları. ht, Şu, son cümleye dikkat. ay ta $. konsolos haklıydı. Her şeyden evvel | böyle bir netice hâsıl olacağını zan- nederim. Mülâkat, burada bitiyor. Şimdi biz; — Damat Ferit Paganm avdetinden sonra, gerek sarayda ve | gerek Babıâlide dönen (şahane reza- let) leri anlatmadan evvel — Padi- şah Vahdettinin Adliye Nazırı Rüştü Etendi tarafından (protesto edil meğe lizum görülmiyen) kanlı taar- ruzun, Türk kalblerinde açtığı derin yaraya intikal etmeği, daha münasip görüyoruz. * Büyük Millet Meelisi teşekkül eder etmez büyük bir telâşa kapılan aray) ile müttefikleri, derhal bü- yük mikyasta harekete geçmişler; Yaşar pehlivanm Berlin olimpi- yatlarnda güreş birinciliğini kaza” narak şanlı bayrağımızın spor âle- minde de şerefle yükselmesine vası- ta olması — zaten hilçbir vakit ken- dilerini unutturmamış olan — Türk pehlivenlarma yeniden bir parlaklık verdi, Olimpiyat oyunlarının hepsi bir- den düşünülünce, vaksâ, sporculuğu- muz pek te ileri bir derecede görül- müyor, Fakat benim fikrimce, yal nız güreşte birincilik, öteki sporlar- da geri kaldığımızı unutturacak ve koltuklarımızı kabartacak bir şeydir. Sporlar arasnda manalı olmak, güzellik ve kibarlık bakımlarından bir derece sırası kurulmak lâzımgel- se güreş geri kalan sporların hepsin- den üstün, yalnız güreşte birinci ol- mak ta öteki sporların birçoğunda birinci olmağa bedel sayılabilir. Güreşin en manalı bir spor olduğu Türk milletinin yegâne ümit ve isti- natgâhı olan bu milli hükümeti im- ba etmek için birtakım teşebbüslere | zirişmişlerdi. | Bu teşebbüsler cümlesinden olan Bolu, Düzce, Hendek, Zile, Konya isyanları milli hükümetin kuvvetle- ri tarafından bastırılmıştı. (Kuvayı Inzibatiye) ile (Anzavur) un yar - dımcı çeteleri de yine milli bir darbe alnda perişan bir halde dağılmıştı. (Kürt) ler arasında çi u te- şebbüs eğilen isyanlar, henüz başa - rılamamıştı Şimdi; (saray) ile müt- tefiklerinin elinde, - Türk milleti nin aleyhine kullanılacak yegâne kuvvetli silâh olarak - yalnız, Yu. yan ordusu Yalmıştı Izmirin işgalini müteakıp, kuvvet- li taerrizliriz garbi Anadoluyu is- tilk eden Yunan ordusunun istilâsı - şimalden cenuba doğru - $u hatta kadar ilerlemişti: İtesiri pek büyüktür. Güreşte de us- İler bile — güzel bir oyunun taklidi | pâta muhtaç değildir: Bir adamın küvvetçe bir başkasından gerçekten üstün olduğunu göstermek için gü- | reş kadar manalı bir spor olamsz. Güreşten başka her sporda ustalığın talığın az çok tesiri olmakla bera- ber kuvvetin yanında ustalık ehem- miyetsiz kalır. oAldatmalara, arıza- lara en az elverişli olan spor şiphe- siz güreştir. Gerçekten kuvvetli 0- lan İnsan, yalnız kuvvetile, karşi - sındakinin ustalıklarına, hilelerine dayanır ve yenilmez. Güreş gerçekten güzel bir oyun - dur. Pehlivanların hepsi birer Oİn- san güzelidir. Onun için her yerde balk güreş seyretmeği pek sever ve pehlivanları pek çok alkışlar. Sırf | eğlence için yapılan danışıklı güres olduğu için — daima alkış görürler. Güreşin kibarlığına gelince, has» mını kendisinden daha sz kuvvet: Ayvalığın şinalindeki (Osmanlar)- dan başlıyarak Yaylâcık, Madra da- ğı, Kâğıthane dağı, Akmaz dağı, Dö- şemeköy, Arkot dere, Mentese dere, Yeniçay, Koyucan, Saritepe, Kulete- pe, Tepecik, Tatarköy, Mütevelli, Yeniçiftlik, Papazlı (Hocalı), Belen dağı, Kestelli, (Sart) kalesi harabe- leri, Artıcık yaylâ, Kemerköy, Dabağ cağınm cenup ve cenubuşark! hudu- dunu takiben Umurlu... Buradan itibaren de, Mendres neh- rini takiben (Musluk dere) nin Men- Adrese döküldüğü noktadan İtibaren, nehrin altı yüz metre şimalini taki- ben nehire muvazi olarak Ayasluğ kurbünde, İzmir sancağı hududuna.. İ Ve buradan itibaren de, sancağın cenup hududu boyunca devam ede - rek Bademlere, kadar... Ve istilâ, bu hatta kadar davandık- tan sonra, tevakkuf etmişti. Artık, Büyük Millet Meclisinin teşekkül et- tiği günlere kadar, bu hat üzerinde her iki taraf ta ciddi harplere giriş- mernişti. Bütün hareketler, ufakte - fek müsademelere inhisar etmişti. Yalnız; Kuvayı Milliyeyi arkadan vurmak icin (Biga) ve havalisinde Anzavur tarafından çıkarılan isyan- lar esnasinda bazı nümayişlere te- şebbüs edilmişti. Yunan ordusunun bu ağır hareke- U, o cephede bulunan inilli kuvvet- lerin kökleşmesine fırsat vermişti... Gayrimuntazam kuvvetler, imkânın müsaadesi nisbetinde intizama gir - mişti. Büyük Millet Meölisi teşekkül eder etmez de işin şekli büsbütün değişmişti, Dahilde bulunan silâh ve cephanelerin, müdafaa hattına nakli için derhal bir faaliyet baş göster- miş; cephelerdeki ihtiyacm teminine ehemmiyet verilmişti. Kumanda he- yetleri de, Istanbuldan kaçıp gelen zabitlerle takviye edilmişti. Mili müdafaa cephesi, üç kısma tefrik edilmişti; ve şu isimler o ve- rilmiştiz 1 — İzmir şimal cephesi, 2 — amir şark cephesi, 3 — İzmir cenup cephesi, Bu cepheler de muhtelif mıntaka- lara taksim edilmişti. Büyük Yu- nan taarruzu başlamadan evvel cep- helerin vaziyet ve kuvvetleri, şu | merkezde idi: Ne ise canı sıkıldı amma İstisnai 0 larak vizemi yaptı. Kendisine teşek- kür ettim ve çıktım. Burada da fırsat düşmüşken yaza- yan. Bizim vize harçları da hayli pa- (Arkası var) irak Krallığı Cene- ral Konsolosluğunden: Maçka, Vehbi Bey Apartmanmm 2 inci katında 10 Ağustos 1936 tari- binden itibaren faaliyete başlıyan Irak Ceneral Konsolosluğumuz Cu - ma ve Pazardan maada her gün saat 10 - 13 e kadar açik bulunacaktır. Keyfiyet bileümle vize ve Tabaa işleri ve salr munmelât ile alâkadar olanlara ilân olunur. MK AR eski İzmir san- | gi #iz olduğunu ispat ederek onun iki omuzunu yere getirdikten sonra, hiç bir tarafını acıtmadân o vazivette Bu hafta içrdes çıkan kitap ar Kemalizm Yazan: — Tekin Alp Basan: © Cümhuriyet matbaası Fiat: 150 kuruş Derler ki insan yaşadığı devrin ta rihini yazamaz. İnsan içinde bulun. duğu ormanı nasıl göremez ve ihata edemezse, içinde yaşadığı cemiyeti ve bu cemiyetin içinde cereyan eden hadiseleri de göremez. Tekin “Alp bu iddiayı tekzip eden kuvvetli müşahitlerden biridir. O Meşrutiyet devrinde “Türkizm” adında bir eser neşretmişti. Bu eser birçok ecnebi dillere tercüme edildi. Ve Türkiyedeki Türkçülük harekâtı- Bi anlamak için klâsik eserlerden bi- ri oldu. Tekin Alp, o vakit içinde ya- şadığı hadiseleri o kadar bitaraf o ka dar kuvvetli bir gözle görüp tesbit e debilmişti. Şimdi de onu son Türk İnkılâbını anlatan “Kemalizm” admdaki eserile ayni kuvvetli ve bitarâf müşahit va- ziyetinde görüyoruz. Tekin Alp, bu cemiyetin içinde ya- sıyan, onun bütün hareketlerine İşti ra keden bir Yurtdaş olduğu halde, Türk inkılâbını mümkün olduğu ka- dar bitaraf bir müşahit gibi görüp tesbit etmeye çalışmış ve bunda cid den muvaffak olmuştur. Türk inkılâbı hakkında yerli ve ecnebi mubarrirler tarafından bir - çok eserler yazıldı. Fakat bu eserle” rin hiçbiri Kemalizmi bu kadar bi - taraf ve derin bir gözle görmemiş, o nu bu kadar ihatalı bir şekilde tesbit edememiştir. Tekin Alp, ta istiklâl harbinden, hattâ ondan evvelki tere yan ve hareketlerden başlıyor. Ke - melizmin nasıl ve nefcös doğduğunu anlatiyor. Sonra nasıl zaman İle ted- ricen, adım, adım inkişaf edip olgun laştığını izah ediyor. Yapılan bütün inkilâpların manası üzerinde duru - yor. Bunları ayrı ayrı tetkik ve tahin ediyor. Ve bize inkılâbın tam ve kâ- mil bir tablosunu yapıyor. Sonra Kemalizmin yapmak üzere birakmak az kibarlık mıdır? Güreş her şeyden önce kibar bir spor ol- duğu İçin onda hasmunın canımı aci Up onun istırabından istifade etme- ğe ruhsat yoktur. Sağlık bakımından düşünülünce, güreş vüculteki adalelerin hepsinin elişmesine hizmet sporlarm en iyisidir. GÜ iyiliği sağlık kaidelerine riayet © ef meğe mecbur olmak için en iyi vasi» ta olmasıdır: Çünkü gerçekten kuv- vetli bir pehlivan olmak için mutla- ka havadan, sudan, güneşten son derecede istifade etmek, daima açık havada yatmak, alkolden ve tütün - den kaçınmak, bol yemekle beraber, yemeklerinin cinsine çok dikkat et- mek, fazla et yemekten ve hamur işlerinden çekinmek, sebzelere, mey» velara ve tat: şeylere daha ziyade rağbet etmek lâzımdır. Bunları ya- pan inâan da dalma sağlık halinde bulunur. Her güzelin bir kusuru olduğu gi: bi, güreşin de bir kusuru vardır, © da herkesin kuvvetlilerle güreş ede- cek kadar kuvvetli olamamasıdır. Fakat bundan dolayı zayıf çocukla- rı güreşin iyiliklerinden istifade et- tirmekten ümidi kesmemelidir. Za - yıf çocuk kendi gibi zayıflarla güreş edebilir. Böyle olamazsa iki gocuk, üç çocuk yalnız bir çocukla kuvvet ve mukavemet mümareseleri yapa * bilir. Böylelikle yalnız başlarına gü- reştirilecek bale gelebilirler. Güreş kuvvetli olsun, zayıf olsun her çocuğa tatbik edilebilceek er iyi ve bizim zaten her vakit sevdiğimiz milli baş mümaresemizüir. Lokman HEKİM —aaa Dr. NACİ S. SOMERSAN Çocuk Hastalıkları Mütehassisi Şişli, Halâskârgazi, Meşrutiyet Apr. kat 2, No5 Her gün sant 3-6. Telefon 42493 TAN İİ ABONE VE ILAN ŞARTLAR Dân için Tlâncilık Şirketlerine mü racası edilmelidir. KI İlânlar doğrudan doğruys ma fazla tein “5 10 kuruş indirilir. Günü gecmis müshalar $ karastur Bir defadan bulunduğu işlere geçiyor. Kövlüyü yükseltmek, işçi ile patron arasında ki projeleri anlatıyor. Kitabım üçüncü kısmı Kemalizmin ideolojisini izaha tahsis edilmiştir. Tekin Alp Partinin umdelerini ve prensibini ele alarak bunları ayr; ay- rı tarih ve ilim aşığı önünde andınla- yikiz? Niçin devletçiyiz? Niçin halk ayız? Tekin Alp, bunların ekserisini birer aksülâmel olarak görüyor. Mil- liyetetliğimizi eski suni Osmanlıcılı- gın bir aksülâmeli, lâyikçiliğimizi es ki müteassıp dindarlığın bir aksülâmeli, devletgiliğimizi eski iktisadi hürriyetimizin bir aksülame li olarak görüyor. Ve bizce Tekin Albm, “Kemalizm HAYAT Ankarada hayat: Ekmek meselesi İktisat müdürlüğünün ehemmiyetle meşgul olacağı ilk iş budur! Ankara, 15 TAN) — Yeni ihdas olunan belediye iktisat işleri müdür- lüğüne Ankara ticaret lisesi müdürü Şevket Süreyya tayin olunmuş ve ye- ni vazifesine başlamıştır. İktisat iş- leri müdürlüğü için Koç Zade apartı- | manında bir daire kiralanmıştır. Müdürlük kadrosu bir mürakıp, iki şef ve dört kâtipten mürekkeptir. İktisat müdürlüğünün ehemmiyet» le meşgul olmıya başladığı ilk iş ek- mek meselesidir. Zira son zamanlar- da başşehirde ekmeklerin pişkin ok maması ve francala azlığı belediye- nin dikkat gözünden © kaçmamıştır. Ekmekçilerin iddialarma göre (yeni mahsulden ekmek yapılmaya başlan- ması, ekmeklerin pişkin olmasma mâni teşkil etmektedir. Francala a7- lığma gelince, francala çıkaran tek fırmla bayiler arasında çıkan ihtilâf buna sebeptir. Bu fırm belediyeden mevcut francala narhının yükseltti. rilmesini -16- kuruşa — çıkarılmasını» istemiş, belediye ise bugünkü büğ- duy piyasasına nazan buna imkân görmemiştir. Bu Vaziyet (üzerine francala fırını, şehrin günlük ihtiya» ecmdan az miktarda francala çıkar- maya, francala satan bayilere fran- cala satan bayilere francala vereme- meye ve tali polanlara pek cüz'i kâr bırakmak teklifinde bulunmaya baş- lamıştır. Bayiler bünx-yanaşmadıkla rmdan francala şimdi yalniz-furmda satılmakta ve bu yüzden şehrin muh- telif semtlerinde ekmekçilerde ve bakkallarda bulunmamaktadır. Amme hizmetlerinden en mühim- lerinden biri olan ekmek işine bele- diye tarafından bizzat 'dare edilmesi hususunda evvelce verilmiş kararm kuvveden fiile çıkarılması için lâzım gelen tetkikler. ilerlemiştir. e i leri yapacuk ve teşebbüse geçilecek- tir, Belediyenin kurduracağı kombina, değirmen, ekmek, francala ve biskül kısımlarmı ihtiva edecek ve ayrıca kombinanın ihtiyaç göstereceği ener Jiyi verecek bir elektrik santralı ku- rulacaktır. eserinde en zaif tarafı Kemalizmin İ- deolojisini tahlil ve tesbitte isabetli bir görüşe sahip olmamasıdır. Filva ki o, çalışmıştır. İnkılâbın ideolojisi ni yapmağa çalışan diğer Türk müte fekkirleri gibi spekulâtiona girme - miştir. Fakat vardığı neticeler Ke » malizmin ideolojisini izaha kâfi de - gildir. Bununla beraber, Universite kürsülerinde inkılâbın ideolojisini ik zaha çalışan profesörler dahi bu sa- hada ondan fava muvaffak olmuş değillerdir. Fakat Türk inkelâbınm seyri, Ke- malizmin kuvveti inkişaf ve seyri hakkında müsbet ve vazih bir fikir edinmek isteyenler için Tekin Albm bu eseri ibtimamla tavsiye edilebilir. Hattâ bizce vaktile Istanbul Univer- sitesinin Türk inkılâbını anlatacak en iyi esere vadettiği mükâfata bu e ser kuvvetle hak iddia edebilir. Ülkü Dört seneden beri şaşmayan bir in- tizamla çıkan “Ülkü” 42 inci sayısı ile 7 İnel cildini de bitirmiştir. Yurt kütüpanesine kısa bir zaman içinde ye di büyük cetlik olgun bir eser kazan- dıtan “Ülkü” de dergi müdürlüğü Profesör Fuat Köprülü £zerine amı? bulunuyor. Hassas, heyecanlı şairimiz Celâl Sa İhir Erozanın yürekleri hâlâ sızlatan ölümünden sonra “Ulkü” nün başı - na Fust Köprülünün gelmesi hakika- ten ilim bakımından bir hareket sa - iyi. Yurt dışı bilgi âleminde kendisine bir saygı yeri verdiren Köprülü, biz- İde iyi, doğru ve teklik çalışman İbir sembolü, tarih Türkoloji sahala- rınm bir otoritesidir. Ülkü, hiç güphe siz saym bilginin idaresi altında ilk sayısından beri devam ettiği değerli negriyatın o çerçevesini genişletecek ve bize daha güzel eserler verecektir Bunu Ülküden kadar Köprü - tüğden de beklemek hakkımızdır. Ulkünün son sayısında şu yazılar vardır: “Montröde kazanılan çafer”, “Os - a 16 -8- 986 iÇiNDE Faydalı adresler ve telefon numaraları İtfaiye Telefonlar . 4212 0020 İstanbul İtmiyesi Kadıkoğ İttaiyesi Büyükdere yasi 50925 Beyoğlu itfaiyesi ada Heybeli —eI) 22 sanda Burgaz, Kmah mm Büyük: takaları için telefon santralındaki memura ngın demek kâfidir irnenat verleri Deniz yolları acentem (OTeleton 2362 Akay (Kadıköy iskelesi) Şark Demiryolları Sirkeci 23079 Devi: “sesiryolları Ha; 42145 Çerarhpaya bastanesi 21693 Gureba hastanesi Yenibahçe © 23017 Haseki kadınlar hastanesi Zeynep Kâmil hastanesi Üsküdas 80179 Kuduz hastanesi Çapa 722142 Beyoğlu Zükür hastanesi 43341 Gülhane hastanesi Gülhane (| 20510 Haydarpaşa Nümüne hastanesi 60107 Etfal hastanesi Şişli 42426 Bakırköy Aki hastanesi 16.00 Çabık sihhi yardım teşkilln Bu sumaradan umdat otomo bili istenir 44903 akşam gan Bu Hatta içinde â Evlenenler Fatih Evlenme Memarluğunda: Leman - Tatlıcı Mülâyim; Zeynef Ihsan - İnhisar memuru Ismall Sari oğlu; Hatice - rençber Ahmet; Mekik ka - ciğerci Ziya Çoközcömert; miye Gökçül - polis memuru Nişancı; Feriha - Maliye mem Atıf Mekki Uysal; Hatice - polis mi muru Ali Hayreddin; Hatice tu - polis memuru Vahit Can; Nigâi tesviyesi Fahri: Fatma Behice Du ran - makine mühendisi Mehmet ti. (Halime! Beyoğlu Evlenme Momurluğunda? Ayşe - Mehmet Enver; Emine *| Mehmet Cemil, Lâmia - Niyazi; ziye - Kâmil; Seher - Zekeriya; kerrem » İbrahim; Variliki . Viktor Kilera - David, Vaha « Mirak, Albert; Anastasiya - Anastasiye; SÜ bül - Yuda, Mazalt - Nesim, Beşiktaş Evlenme Memurluğundö” Fatma Münezzeh - Mehmet Nur Eleni - Dimitri; Münire - Osman W han, Eminönü Evlenme Memurluğ. Nâzım Kaptan; Saadet Koka - $ Belediyede şubelerin vergi bakayası devrediliyor Belediye şubeleri, vergi bakayala- rının devri muamelesini ikmal etmek üzeredirler, Belediye muhasebe mü- dürü Kemal, dün belediye şubelerini dolaşmış ve hakaya muamelâtını tet- kik eylemiştir. Avcılar kongresi kaldı Avcilar cemiyeti heyeti idaresi dün cemiyetin merkezinde toplantı yap- mıştır, Evvelce İlân edilen senelik kongre ekseriyetin o bulunmamasın- dan başka bir güne tehir edilmiştir. TİYATRO FESTİVALİ: TEPEBAŞI BAHÇESİNDE | Bu akşam saat 21 de: DELİDOLU operet 3 Perde Bestekârı: yrıca varyete numaraları - Konsomasyon mecburi değildir. manlı devletinin doğman ve büyü - mesi”, “Japon maarif teşkilâtında or ta ve yüksek öğretim kurulları”, “Ka malizmin hususiyetleri”, “Türk müs ziğinin inkişaf yolu”, “Buhranlar ve kimya sanayii”, “Yeni Sey - Orhon harflerinin menşei meselesi”, “Berlin Unitersitesinde — felsefe dersleri”, Şa ve İktibaslar”, “Bibliyograf « Profesör Fuat Köprülünün “Os - manlı devletinin doğması ve büyüme 8i,, ismindeki fransızca eserinden ya- pilas tercüme bu sayının en dikkate değer yazılarından birini teşkil etmek tedir, Köprülünün salâhiyetli kalemi ile yazılan bu kısımda Osmanlı devleti- pa Hamdi; Cemile - Abdurrahman; Toki) WE si « 'Tefilios; Alpirya - Vangel; da Sarıyer evlenme momurluğunda: |'N Bönirli Argın » Bali İm Halkevinde sergi Eminönü Halkevinden: Orta Ahadölu çöğuklarımez Sö | sim ve Yazı alanmdaki kabili; ni İstanbul gençliğine tanıtmak “ talebesini teşvik etmek gayesile # şehir Orta Okul Resim öl Şahin Özgür tarafından bir (Talebe resim ve yazı açılmıştır, Herkes görebilir. ELE # Şehir tiyatrosu tarafından | EzE Cemal Reşit , Fiatlar 120 - 80 - 60 kurv'fl Bin ilk kuruluşu asri umumi bİr kışa tâbi tutulduktan sonra bu Pt tarihi porcessis'ün başlıca ia tahlil edilmiştir. GÜNDÜZ () Memleketimizin fikir hayatındf iy tikçe mühim bir mevki alan © gif mecmuasının 5 inci sayısı #0fİ, rl, kapak içinde: Cahit Sıtkı, PPİ, grp Özdem. Fazil Hüsnü, Bnv€” 4” nan, İbrahim Hayri, Ali KAD afi yüz, Salih Zeki, Cevdet Kuğret.. , Rahmi, Vasfi Mahir, Miraç KA” pi | hu, Ihsan Devrim ve Cavit P*.. makale, şiir ve hikâyelerile in” miştir. moi idle sağ ilmik vk e di ON se dizi akk lat İdi b *ul - * HALK OPERETİ: 2148 | ve Haaa bakçerinde imei Yarı on en : vermem e. yem - Ziya: Hayim - Klera, Lupaiğ Ve Pı Hâfıza - Mehmet, Sabahat Atay” 2 MP as