AZ 3.5.986 Beşizler nasıl yıldız oldular ? Beş kardeşler 1934 senesi mayısında ilk filimlerini çevirdiler Haydutlarm kaçırmak istedikleri, fakat müvaffak olamadıkları beş kiz kardeşler sinema yıldızı oldukların - dan haberiniz var mı? Onlar, ilk filmlerini doğdukları Bün çevirmişlerdir. Yani iki sene ev- Yel Mayısta, Bu filmi çeviren Roy Tasek isimli bir Kameraman'dır. Ve ikiniz nasıl çevirmiş, anlatıyor: — Çocukların doğduğunu haber &lir almaz, tayyare ile derhal gittim. ulundukları yerde film alabilmeme Müsait ziyayı temin edecek elektrik “ereyanı olmadığından otomobil mo- örlerinden öereyan alarak işe başla- 7 MERLE OBER Beren kaşiütin bulunan, ve resmini YU” Yıldızı Eördüğünüz Ingiliz sinema İungu Mürle Oberon güzelliği ile MES Binieç Buna rağmen, kendisi. 02 "de, Amerikada ikinci plâna © ON 200 Bi Doktor rolünde Jean Hersholt dım. Yanlarında bulunan doktor, sun'i ziyanın çocukların gözlerini bo zacağmdan endişe ettiği için, müm- kün olduğu kadar az olmasını istiyor du. Ne ise aldık, Fakat şimdi sradan iki sene geçti. İsim kol de aksine, güçleşti. ti rahat durmuyor - lar, ve beşinin birden, bir plânda f0- toğraflarını almak imkânı yok gibi - dir. Bu yüzden birçok film zarar edi- a bundan iki ay evvel, kar şıdan renkli bir mendil sallamak, on- ların nazarı dikkatini objektif üzeri- ne çekmek için kâfi geliyordu. Fakst şimdi, yaramazların karşısında mas- karalar gibi, taklaklar atmadan, on. ların nazarı dikkatini çekmek imkân- siz. Bunun bir müşkül tarafı da, her hangi maskaralığm, sessiz olarak ya. pılması lâzım, zira, hemen filme ses geçer. Onların hayatı filme alıyo. ruz.Sabahleyin kalkınca banyolarını alıyorlar. Geçen gün, bir aralık, ma- kineyi onların yanmda bırakıp < çaktım. İçeri döndüğüm zaman mak seyi yerde, devrilmiş buldum. İşin en müşkül eihetlerinden biri, onların u- , Sahnede çıplak oynadığı içi riste mahkemeye verilmiş ve mahke- mesi büyük bir hâdise olmuş olan Jean Warner sinema yıldızı olmağı karar vermiştir. Yakında bir filmini - - mea göreceğiz. bir resimde, müsabakasında Yukarıki plâj kostümleri onu, görüyoruz, Birinci mükâfatı bu kos tüm Kâzanmıştır. film alınırken biraz gürültü oldu mu Yorlar, birisi yatağında doğruluyor. yurken resimlerini çekmek. Zira, - ki aksi kabil değil « hemen uyanı- Ve bütün film bozuluyor. » tılmıştır. şirketi taraf ından di “Selgeniek” isimli bir film almıp Marlâne Dietrieh'e verilmişti “Allahın Bahçele- Merle Oberon buna fevkalâde hiddet Ülm, Marline Dietrich ile Charles pi, isimli filmi! çevirmeğe angaje e- lenmiş ve girket aleyhine, bizim para bae tarafından çevrilirken, şimdi, ilen yıldızdan son dakikada, bu rol ile 1,200,000 lira tutan bir zarar vezi dir. Yan davası açmıştır. ir 0/0 A İİ AN N LİRA ZARAR ZİYAN iSTiYOR Bir taraftan, taraftan da, bu dava görülmekte» IMARİ ANTUVANET. ROMONL. .| Yasan: Steffan ZWELİG Çocuk, Ren nehrinin bir sahiline merasimle bir Avusturya prensesi o- jlarak ayak basacak, diğer sahiline ise Fransa tahtına namzet bir kra- İliçe olarak geçecekti, Bu merasimle tuvanet kendisini Avustur- yaya bağlıyan her türlü bağlarla a- lâkasmı kesecekti. Kendisine Fran- İ sız hududundan sonra kimse refa- kat etmiyeceği gibi Üzerinde de memleketine ait hiçbir şey bulunmı- | yacaktı. O dakikadan itibaren elbi- seleri, çorapları, pabuçları Fransa İ malt olacaktı. İ Adaya ayak basar basmaz bu on dört yaşındaki çocuk herkesin önün- de tepeden tırnağa kadar soyundu. | Genç ve güzel vücudu bir saniye için bütün odayı sanki aydınlattı, Arka- sına Fransız ipeklisinden yapılmış bir gömlek, yine Fransiz mamulâti çoraplar, saray kunduracısnın yap mış olduğu pabuçları giydirdiler. Üzerinde sevdiği memleketine ait biçbir hatıra kalmasına müsaade edilmedi. Boynunda taşıdığı salibi, parmağındaki yüzüğü bile çıkardı- ar. Etrafında senelerdenberi gördü. ğü alışkın.simaları o dskikadan son- ra bir daha görmiyecekti. Bu kadar merasime alışkın olmi- yan genç çocuk, birdenbire hüngür hüngür ağlamaya başladı. Fakat si- yasi bir mahiyette olan bu izdivaç esnasmda hassasiyet göstermek doğ” ru olmadığmı bir saniye içinde ha- tırladr ve derhal kendini topladı. Fransız maiyeti dışarda bekliyordu. Onlara karşı nemli gözler ve asabi tavırlarla gitmek muvafık değildi. | Prensesin elini tutarak ilk adımı bir j Avusturya asıİzadesi attırdı. On Be- şinci Louis'nin sefiri omutantan bir nutuk söyledi. Hiç kimse nefes bile almıyordu. Merasim hazırlanmış bir protokola göre cereyan ediyordu. Odanın ortası geniş bir masa vardı. Burâsı, Avusturya ile Fran- sayı ayiran hudut telâkki ediliyordu. Bir tarafına Fransıxlar, bir tarafına Avusturyalılar dizilmişti, Avustur - yalı yaver Mari Antuvanet'in elini bıraktı, Derhal Fransiz yaver, titri- yen genç kızın elini tuttu ve masa nm bir tarafından diğer tarafına ge girdi. Bu merasim esnasmda Avus- turyalı maiyeti odayı terketti. Pren- ses artık tamamile yeni vatanında, yeni vatandaşlarile yalnız kaldı. Kor kunç ve derin bir süküt içinde cere- yan eden bu merasime artık taham- mül edemiyen ürkek çocuk soğuk- kanlılığını muhafaza edemedi. Önün- de tazimkâr bir tavırla eğilen nedi- melerinden Kontes De Noay'm hıç- kırarak kollarma atıldı. Bu tatlı ve sevimli hareketini iki devletin pröto-* kol listesine kaydetmemişlerdi.. Sar ray Adetlerine hissiyat siğmâzde. Orada her şey mürettep ve hesaplı yapılırdı. "Toplar atılıyor, kiliselerden çanlar çalmıyor, ahali el çırparak alkışlı - yordu. Bütün bu gürültüler arasm- da Marie Antoinette çocukluğunu ya şamış olduğu memleketi terkediyor, kadınlık hayatına başlıyordu. Neş'eye susamış bir millet Uzun senelerden beri öğlenmeyi u- nutmuş olan Fransız milleti kendini sonsuz zevk ve eğlencelere attı. Stras- burg şehri uzun müddettenberi bir Kraliçe namzedi görmemişti. Gör- müş olsa bile bu sarışın ve güzel kız kadar cana yakınını görmemişti. o. var köylerden milli eibişelerile kadın erkek herkes oraya toplanmıştı. Süslü arabasının içinden incecik el- leriyle etrafını selâmliyan bu güler yüzlü güzel herkes hayran olu- Iyordu. Çeviren: Rezzan A. E. YALMAN i Toplar atılıyor, çanlar çalınıyor, ahali el çırparak alkışlıyor.. Beyazlar giymiş yüzlerce çocuk a- rabanın önüne çiçekler serpiyorlardı. Ren nehrinin sahilleri donanmış, üze- rinde birçok fenerlerle süslenmiş san- dal ve kayıklar dolaşıyor, muzikalar çalıyor, erkek kadın sokaklarda dan- sediyordu. Avusturyanım taze, sarışın mümessili sanki Fransada yeni bir bereket ve heşe devri açmıştı. Fran- sız milleti kederli i ve İztıraplarını unutarak bundan kuvvet almış ve ne- şelenmişti Ertesi günü Mari Antuvanet kili- seye gidip dua etmek arzusunu gös terdi. Kendisini Fransız toprağında ilk defa kabul eden rahip Prens Lari Rohan olmuştur. Sonraları en mühlik düşmanı olan, meşhur gerdanlık me- selesi kahramanı Rohan ilk duasmı ettirmiştir. Yeni vatanında Mari An- tuvaneti ilk takdis eden el, sonraları onun iffet namus ve tacmi çamur- lara sürükliyen el olmuş Kendisi için bir ikinci v Strasburg şehrinde arzusuna rağmen fazla k Bir Kralı bekletmek kola muhal 8 alkış da gelin e piyen orma- nma doğru yola çıktı. Bütün saray er- kânı, kadın erkek, yeni elbiseler giy» mişler, gelini bekliyorlardı. Alayın yaklaştığını elçiler haber verince to- Tununun zevcesini kabul etmek için on beşinci Lui arabasından indi. Mari Antuvanet dünyaca meşhur olan zarif tavriyle ilerledi ve müstak- bel kocasının büyük babası ve Fran- sa Kralı on beşinci Luinin önüne diz çöktü. 15 inci Lui gelinine bayılıyor Güzel kadın meraklısı olar ihtiyar » ve dilber genç kıza mem- nuniyetle baktı. Elinden tutarak kak dırdır ve il ndan öptü. Sonra yanımda duran torununa yani müş- takbel kocasına Prensesi takdim etti, Pransa Veliahtı, kısa boylu, acemi tavırlı, şişman bir gençti, Miyop ve uykulu gözlerini yarı açtı. Hiç bir he- yecan göstermeden, protokolun yilk- İediği bir angaryeyi yapar gibi bir ta- vırla nişanlısının taze yanağından öp tü. Arabada Prenses, bir tarafında on beşinci Lul, diğer tarafında müstak» bel on altıncı Lui olarak oturdu. Asıl nişanl rolünü büyük baba oynuyor ve adeta genç kıza kur yapıyordu. Halbuki genç Prens uyuklar vaziyet» te sessizce köşesinde oturuyordu. Akşam odalarına çekildikleri za» man bile Prens bir tek kelime söyle- meği.Sevimli ve güzel Prenses hak» kındaki düşünce ve hissiyatı hususi defteri hatıratma kaydettiği şu kup- kuru kelimelerden ibaretti: “Bugün Prenses ile mülâkat,.. Otuz altı sene sonra yine Compiyen ormanmâda bir Fransız hükümdarı A vusturyadan gelen bir Prensesi bekle- miştir, Erkek Napoleon, kız da Mari Luizdi. Fakat Mari Luiz Mari Antu- vanet gibi dilber ve hoş değil, bilâkis tombul, sakin ve İç sıkıcı bir kadmdı. Buna rağmeh karşısında on altıncı Lui gibi kanı donmuş bir adam değil, ateşli,küvvetli ve muhabbetli bir er- kek buldu. Ertesi sabah Napoleon ile Mari Luiz yataklarında kahvaltı et- mişlerdi. Fakat Mari Antuvanet, Com piyen ormanında ne bir erkek, ne bir âşık bulmuştu. Karşısmda ancak res- mi bir nişanlı vardı. Asil hakiki izdivaç merasimi on al- tı Mayısta Versay saraymda vuku buldu. Bu merasime halk iştirak ede- miyordu. Ancak damârlarmda asil kan olanlar kiliseye girebilecekti. Ki- lise ihtişam ile süslenmiş, merasime olan yalnız kibarlar iştirak etmisti , * Arkası var