31 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

31 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- 936 Olimpiyatlara iştirak meselesi Müstakil bir Olimpiyat komitası ludur! teşkili zaruri ve lüzum Bu yazımda Olimpiyatlara gidecek leri seçmeye yarayacak bir prensip meselesini mütalen etmeye çalıştca- ım. 1924 Paris Olimpiyadından beri 8por İşlerile yakın, uzak alâkalanan lar bilirler ki biz Olimpiyatlara gir- mek için bir prensip, bir ölçü koymuş değildik. “Gemisini kurtarın kap- tan” dedikleri gibi şahst nüfuzlarma dayanan spor idarecileri kendi spor- larını Olimpiyatlara götürmekte, ses- sizler, yahut önünde sonunda dağ- dâğaya düşmek istemeyenler ise işti- rak edememekte idiler. Herşey (ras- yonel) esaslı surette düzeltmeye az- metmiş bir teşkilâtta' bu şahsi sis - tem çok iptidal bir şeydi. Öyle idi amma Paris ve Amsterdam Olimpi- yadlarına iştirakimiz böyle oldu. Hat tâ her zaman olduğu gibi o vakit te Olimpiyat işini spor şubelerinden kal dirıp kendi Üzerine almış olan umü- mi merkezin aksi kararına rağmen sahaf teşebbüslerle Diimpiyatlara gir miş eskrim gibi, bisiklet gibi sporlar da oldu idi. Bu böyle olunca Olimpi- yada iştirak edip etmemek bir spo - run ileriliği veya geriliği, elhasıl li yakatile münasebetli bir hareket sa- yılamazdı. On iki, on Üç senelik bir ömür sürdükten sonra hâlâ bu feodal, derebeyce sistemi muhafaza etmek doğru olumadığından geçen umumi merkez ortaya iyi kötü bir ölçü attı; Balkanlarda birinci ve ikinci olacak kadar kuvvet gösteren sporlar Olim» piyatlara gidebileceklerdi. Gerçi Bal- kan sporu her şubede ayni derecere inkişaf ederek mütemadi surette iler Tiyen bir hareket değildi. Meselâ At - letizm bütün şubelerden daha İleride idi. Tenis, eskrim, yüzme, bisiklet nihayet güreş kuvvet ve inkişaf si- rasile w Banu harkat aynı olçü olarak kabul etmekle bu sporlara sıralarına göre haksızlık e- dilmiş oluyordu. Ama elde daha &- dil! olmadiğr'için bu ölçüyü hiç yok- tan iyidir diye kabul etmek yolu tu- tuldu idi. Bununla temin edilmek is- tenen netice ne idi?.. Hepimizin tered dütsüz bilmemiz icap eden bir haki- kat vardı ki; biz Olimpiyatlar gibi #por hareketlerinin en yüksek klâs - il bir yerde le düşüne- ceğimiz nokta orada gülünç olmamak ve birim de iştirak ettiğimiz sporla» rı yapması bildiğimizi göstermek | idi. Balkanlarda muvaffak olmakla bu maksat aşağı yukarı elde eğilmiş, bü vesile ile bir de bizim en yakm beynelmilel temas sahamız olan Bal kanlarda bir #por hareketi yaratılmış olacaktı. Lâkin bilmem neden bu dü- günce kimi sporda kısmen tatbik e - dildi, kimisinde hiç edilmedi ve ma- âlesef yarım yamalak kaldı. Burs mukabil sporlarımızı, kıymetleri hak kında hiç birimizin kat'i bir gey söy- leyemiyeceğimiz vasıfsız bazı takım ve müsabıklarla karşılaştırarak kâh denemek, kâh pişirmek istedik. Bu hüviyeti gayri muayyen müsa- bakalardan elde edilen fayda ve neti © neğir?.. Bunu burada mütalea ni- yetinde değilim. Fer spor müsabaka» s1 gibi bunların da şüphesiz faydası vardır. Yalnız bu yazımı bağlamak .i | l l at» larda gerçi “herkes sporcudur, Spor ! —————-————— (PANY'ın polis romanı: 43 İdoğruca spor teşkilât Olimpiyadlar münasebetile Berlinde muhtelif memleketlerin yemek pişiren lokantalar açılmıştır. göster Bir da yenmek, yenilmek müsavidir. Pei ve olmamalıdır... deriz ama dünyı hele matbuat böyle muazzam İşlere küçücük bir kabiliyetle girip te mu- hitle nisbetsizliğini gösterenlere kar- şi maalesef çok merhametsizdir. Spo- run bilfijl müdürleri, hakemleri, ve resmi heyetleri ne kadar cemilekâr görünürlerse görünsünler, seyirciler | ve efkârı ellerinde yuğurarak gazete- ciler böylelerile alay ederler; bunun önüne geçilemez. İstanbul yunlarında birkaç tur geri tur sayısını unutan ve kendisini bi- rinciler arasında sayarak daha döne- cek birkaç tur varken onlarla birtik- | te muvasalet hattına atılan bir koğü- ip wldu diye gi İ enmun hâlini görmüş olanlar bu de- diğim şeylerle ne anlatmak istediği- mi daha İvi kavrarlar, İşte bütün bu sahalarda hazırlanırken gözeteceği - miz nokta gülünç olmayacak takım ve sporcu seçmek olmalıdır. İşler bu- raya doğru götürüldü mü? Şüphe yok ki herkes en kuvvetli ve en Jiya- katli olduğunu (göstermeye uğraştı. Bu seçiş ve ayrılışta bir gayritabillik vardı ki o göze çarpmadı. İlk ve eski Türk Olimpiyat komitesi lâğvedilip te milli olimpiyat komitesi vazifesi verildi veri- leli dünyanm kabul ettiği bir kontrol sistemini biz ortadan kaldırmış bu- lunuyoruz. Her yerde Ollmpiyada ig- | tirak meselesini Olimpiyat komitele | ri halleder. Bizde bu işi spor teşkilâ- | tı üstüne aldığı için kendi kepdini kontrol ediyor. İşte bu nokta anor - kağında bir mu; Maktul ile tanışmış ve bilâhara onun doktoru olmuştur. Olimpiyatlar 4503 erkek ve 341 kadın iştirak ediyor Berlin, 30 (A.-A.) — 205 kişiden mürekkep olan Fransız ve 115 kişi- den mürekkep olan Leh olimpiyat takımları, dün buraya gelm Koşucu Nurmi Berlinde 30 (A.A) Meşhur Fen. yalı koşucu Nurmi, beraberinde Fenlandiyalı atletlerden mürekkep ufak bir grup olduğu hi gelmiştir. Dünya sampiyonu olan i hemşehrilerini alkışla” mak üzere istasyona kesif bir halk kütlesi toplanmış idi, | Olimpiyatlara iştirak edenlerin İ sayısı İ Berlin, 30 (A.A.) — Olimpiyat o- yunlarinm kayit melesi kapan- mıştır. İştirak edenlerin miktarı, 4503 erkek ile 341 kadındır. En ka | labalık ekip, Alman ekipidir: bu ta- İ kım, 385 erkek ile 45 kadından te- İ rekküp etmektedir. Alman eki İden sonra Amerikan ekipi geliyor İBu takım da 323 erkek ile 44 kadın- İ dan mürekkep bulunmaktadır. Bir Yunan sporcusu Hitlere bir zeytin dalı getirdi Berlin, 30 (A.A.) 1896 sönesin- öe Atinade yapılmış olan birinci o « a piyatlardaki Maraton £ yarışının galibi Spiridon Louys o memleketin- den getirmekte olduğu bir zeytin İdalımı hamil olduğu halde buraya 1 ileyh, bu dalı on bi- acağı gün miştir. Mum rinci olimpiyatların aç ! Hitler'e verece 3 aaa nin yediği sarmısak kokusunu duy - | imdi bütün dünyada ol teşkilât haricinde kalmış, ktandır söndürmüş y lı sporculardan mürek kep ayrı ve müstakil bir Olimpiyat komitesi yapıp bütün bu G sabakalarında son sözü onlara kı mak Olimpiyat işlerini sağl bağlayacak tedbirlerin birinci; bizi gülünç olmaktan kurtarma yö- lunun kestirmesi idi. Bu sefer bu ya- ökine göre | pılamadı. İleride yapılırsa bu iş şim Yukarıki resim, bunlardan birisini | diki gibi şahsi ve amprik olmaktan iyor © İve faal spor teşkilâtı da Olimpi - Üişleri için Tüzumlu üzumsuz mua ter k kurtulur. Y Burhan FELEK ri Berlinde.. ğ İn maldir. İns öğ | rini en adanım Sarmısak #iy: ram karşısmdaki | Tük Almanyıda tetkik seyaWıti yap an Türk muallimleri Belinde Berlin, o (Hususi o Muhabirimiz den) — Bir haftadani wi Almanyada | tetkik seyahati yapan Türk muallim-| maarif müsteşarı birer nı at 8 lerinden mürekkep 69 kişilik grup derek Türk muallimlerini selâmiz Berline gelmişler, Alman muallimleri | rdır, Bu nutuklara Zeki Cemal ile Berlindeki Türkler tarafından bü- | ve p vererek gör- yük merasimle & karşılanmışlardır. | dükleri hüsnü kabulden dolayı teşek. Muallimler, Berlinde müzeleri, mek-| kür etmişlerdir. tepleri, çalışma yuvalarını gezmişler- | Bügün de Türk muallimleri şere- dir. Dün de Berlin belediye dairesin- | fine deki Türk klübünde bir de belediye reisi tarafından münallim- |çay ziyafeti verilmiştir. Ziyafette o- ler şerefine büyük bir resmi kabul |limpiyat münasebetiyle Berlinde bu- ap Kahul resminde bele ve ayenehanesi vardır kadar evvel, Koffman isimli, doktor Miralle'in dostu astası bulunan bir zat o kadar avi bir şekilde öldü i e etti, doktor mahke- 1936 Berlin ak etmek ü olimpiyatlarma işti- uzun münakaşa- rdan sonra Almanyaya gönderilen milli takım ilk maçını pazartesi gü- nü Norveç milli takımı ile yapacak-| Şimdiye kadar olimpiyatlarda hiçbir galibiyet elde edemiyen Türk futbolünün Norveçe karşı muzaffer olmasını candan İstiyoruz. Ancak, 3 ağustosta Berlinde ya- pilacak karşılaşmaya hangi takımın daha büyük bir ümitle (çıkacağını şimdiden kestirmek bir hayli güç - tür. Bu itibarla, maçı “kazanırız ve ya kazanamayız, diye bir kehanet savurmak yersiz olur. Bir maç hak- kmda evvelden mütalea o yürütebi- mek için iki takımın ne şerait altın-| da bulunduklarını, ne tarzda oyna-| dıklarını etraflıca tetkik etmek l&- İ zımgelir. Ve bu takdirde bile yapı -| lacak tahminler neticeyi nihayet © gün sahaya çıkacak olan oyuncula - rın haleti ruhiyelerine bağlı kalmak- tan kurtaramaz. Binaenaleyh buzün elde mevcut İstatistiklerden şöyle ba sit bir istidlâl ile çıkarılan neticeler kat'iyet ifade etmekten çok uzak bu- lunuyorlar Vaziyet böyle olunca, Türk futbo- İlinin hakiki kudretini tam manasi le ortaya koyabilmesi için milli ta mımızın ne şekilde tertip edilme er? şualine cevap vermeye ç i Jean Yışalım. Her millet olimpiy kak şampiyon olmak Böyle beynelmilel temaslı e milletler arasındaki dostink r kuvvetlendirmek, ber mit liyetini dünya sne luğu çerçevesi | dahilinde tasnif etmekten ibarettir. 1924 olimpivatlarında Türk takım fakat Türk futboli- nün İyi bir vaziyette bulunduğunu bütün Avrupaya ispat etmiştir. Bu 6 bir takım gene korku| | mez, tesbit ve #lüp olmuş sefer olimpiyatlara be: (lacak rakiplerle karşı | götürememekle ber ratya bulun- madığımızı da unutmamalıyız | « Bingenalayhı sxilzal /bir oyun çıka- İrarak muvaffak olmak ümidi çok kuvvetlidir. Takım nasıl olmalıdır? | Berline götürülen on dokuz fut. boleivi birer birer tetkikten geçi- rirsek gu neticelere varırız: Kaleci — MiM takım her ne pahasıma olürsa olsun Ciha «| İdin oynatılacağı söyleniyor. Bunun ne dereceye kadar doğru olduğunu maçtan sonra anlıyabileceğiz. Bize| jgöre kalede Avni oynatılmalıdır. Çok ohun yerini | kalesinde | İteerlibesiz olan Cihat, İ dolduramaz. İ Müdafiler — Şimdilik Yaşarla! atmaktan daha doğru! olamaz. Yaşar, Yugos- beklenilen kla beraber, yedek ©- randımanı | larak götürülen Faruktan çok da -| ha sağlamdır. Mil takım kaptanı Için zaten sözümüz yok.. İ ——————— Yanan ileri gelen zevat ile Türk sefa» İ ret erkânı ve talebeler bulunmuşlar. İdır. Muallimler buradaki tetikiklerini İbitirerek Hamburga gitmirlerdir. Alman gazeteleri, Türk muallimle- rinin Almanya seyahati vesilesiyle Türk kültüründen bahsederek kıy- metli makaleler neşretmektedirler. ra, kazaen bir zehirlenme netice: de öldüğünü kaydetmenizi rica ede İrim. İ İ Doktor Miralle'in aleyhinde delil-| l Maç tarıh Milli takım nasıl teşkil edilmelidir? «İJat güze çarpıyı *|besizdir. “ İırsatr verebilmek için topu İ GKüçüksu kupası) 5 em i yaklaştı Muavinler — Cevat, ve Esat gibi en güzide iki oyuncumuz Rerline gö- türülmediği için takımm en zayıf ta- rafı haf hattıdır. Bu hatta bir makine intizamı ile işliyen Mehmet Reşattan başka kim- lerin oynatılacağı meselesinin halli oldukça zordur. Hakkıyı ortada, Ib- rahimi solda oynatıp müdafaada her zaman muvaffakıyetli oyunlar çıkarmış bulunan Lütfiyi takıma al mamak insafsızlık olur. Lütfi pas tevziatı itibariyle mükemmel bir or» ta muavin değilse bile ne İbrahim, ne de Hakkı ondan daha teknik de- Gillerdir. Lütfi, üstelik bunlardan da ha tecrübeli, daha canlı bir oyuncu» dur. Eğer Fikret hücum hattından geriye almır da sol haf oynatılırsa, Mehmet Reşat, Lütfi, Pikret hattı çok kuvvetli bir şekil almış olur, ve Lütfinin pas tevriatındaki noksan - İarını Fikretle Mehmet Reşat olduk» ça telâfi ederler. Hücum hattı — Fikretin geriye a- nasiyle hücum hattı degi ka» tinden hiç şlinhesiz çok kaybe- tir. Fakat, Fikretin arkadan yapacağı vardımlar hilcumlarımızm tesirini çok arttıracaktır. Sonra Pik- retin yerine getirilecek olan Rebii, hücum hattının Fikretten sonra te- e en tehlikeli bir elemanıdır. Ve Rebit de takımdan dışarda kalamaz, Merkez muhacimde Gündüzle Fu- r. Fakat, Gündüz he- nüz mill takımda oynıyabilecek vai ziyette değildir. Çok ağırdır, teerü- arkadaşlarma yer alma ağm sek şahs! oyunculuğu yok mlihim yerini acak bir oyuncu ol - mamakla beraber Fuat (o şütçülük, sahst oyun kabiliyeti, ve fırsatçılık itibariyle Gündüzden bir forma üs - tündür. Sağ açığa ker halde Niyazi konu- ıktır. Bunun için de yazılacak bir gey. yok. İşlerde, Beşiktaş takımını her oyunda, berabet sürlükliyen Hak- kı ile Şeref oynatılmalıdır. Ne Şere- fin yerinde oynayacak başka eleman var, ne de Sadin Hekliew- 'errih e ilecek faikiyeti. Bulâsi Avni, Yaşar, Hüsnü Reşat, Lütfi, Fikre Niyazi, Hakkı, Pi Şekli milli takımı muvaffakiyete götürecek en güzel şekildir. Osman KAVRAK en Şeref, Rebit, Küçüksu kupası maçları por ve Ans - yurdu klüpleri maçları namiyle tertip etmişlerdir. Müsabakalara 2 Ağustos 1936 pe- zar günü Anadoluhisarında Küçüksu sahasmda başlanacaktır. Bir devreli bir Hik maçı şeklinde yapılacak bu müsabakalar neticesinde en fazla puan alan klübe C. H. P .Andoluhi- sarı kamunu başkanı tarafından bir kupa verilecektir. Bu haftaki maçlar şunlardır: Saat 145: A. Hisar . Feneryri - maz genç takımlar, hakem Tahsin. Saat 15.45: Doğanspor - Istanbul Spor (A) takımları hakem Nuri Bo- sut, Saat 1730: A, Hisar » Feneryil - maz (A) Hakem Samim Talu. Feneryılmaz, Doği doluhisarı İdman bir müsubaj Marcellet doktor Miralle'in hastala rından zehirlenerek ölen ikinci has- dır. Diğer taraftan doktor Miralle vaziyeti de, 30,000 franga Kapı arkasında bir cinayet! Buraya kadar size yeni birşey #ÖY- lemiş olmuyorum. Doktorun buray kadar olan vaziyeti, bize tahkikat noktasmdan şayanı dikkat bir nokta ler çoğaldıkça, soğukkanlılığı artı. ihtiyaç gösterecek şekildedir. Fakat yordu. Artık tabii bir şekilde nefes Şimdi de vaka- almıyordu. rinin titremesi geğ-|lara geçelim. İddialar nekadar kuv- migti, Tom Morrov devam etti: vetliyse, vakayi ve hâdisat da o ka- meye verildi. Ölen adamım ailesi de davacı idi, zira, ölen adam bütün| servetini doktora vasiyet İşi Koffman'ın ailesi bu vasiy inayet doktor Mirslle, tahkikat esnasmda, Adiiyeyi tenvir etmek kül İetine asla katlanmamıştır. İstintak hâkimlerine verdiği ifadeyi okuya - cak olursanız adliye memurlarının Büphelerini ne kadar maharetle baş- ka şahıslar üzerine yüklemek istedi - Bini göreceksiniz. Bütün bunların birtakım faraziye. lerden ibaret olduğunu iddia edecek- Biniz, Fakat milsandenizle ben de id- dia edeceğim, ki faraziyeler, cinayet Mmeselelerinin objektif tarafıdır. Şu şartla ki bu objektifler adliyecilere İptidal a4 ve telâkki edilecek deliler tedarik etmis olsunlar. Michel Herbert . Eugene Wyi manik ini İşte ben de faraziyelerden başlıya- rak, katiyetlere varmak için mevcut delilleri tetkik etmek istedim ve iste diğim katiyeti elde ettim. Tom Morrov bu sözlerden sonra parmağiyle Dr. Miralle'yi gösterdi. Doktorun artık söz söyliyecek hali kalmamıştı. Gözleri dalgın bir halde kendini müdafaa etmek veys teslim olmak için Tom Norrov'un serdedece ği delilleri bekliyordu. Tom Morrov: — Doktor Miralle nasıl bir adam- dır?. Müsaadenizle bu adamı size ta- | rutayım. arzetmiyor. Fakat bü doktorun mazisi bambaş | kümsüz olması istiyordu kadır. İşte bu mazi benim için noktal| Doktor ayağa kalkarak haykırdı: hareket olmuştur... — Fakat beraet ettim Doktor Miralle ayağa kalkarak: | Tom Morrom soğukkanlılığını mu- Mazimin, hiçbir alâkası yok! hafaza ederek dedi ki: ve bi... — Şüphesiz, beraet ettiniz. Avu- Doktor kelimeyi bulamadı. “Ama- katmız, sizin mesleki bir hatada bu- tör - polis, hafifçe gülümsiyerek de- |lunmadığınızı, ve hastanın zehirlene- vam etti: rek ölmüş olmasmın, eczacının bir — Biraz ruhiyatla meşgul olan bir hatasından, veya ailesi efradından kimse için Doktor Miralle'in mazisi- birisinin kusurundan olduğunu ispat tetkike değer. Bu doktorun hiçbir ar mahir bir avukattı yerde iyi bir doktor şöhreti yoktur. | Ma kararı hakkında bir Hiçbir şubede ihtisas edinmemistir. | şey söyliyecek değilim. Fakat efen- ve alelâde bir doktordur. Bütün diler, simdilik sadece, doktor Mira). mesleki içinde, şayarı dikkat bir tek stu olan bir adamım, ona, bı Doktor Miralle'in burün Yasmin $0 hüâdisesi olmuştur. Bundan on sene|bütlin servetini vasiyet ettikten son. — Bu kazanın bir neticesi şu oldu Kİ, doktor süratle müşterilerini kay» betti, Koffman'ın kendisine bıraktı. Eı miras, onun iyi bir hayat yaşama- sma müsaade etti, Fakat her şeyin bir sonu vardır. Ve netekim, doktor) tarzı hayatmı değiştirmek mecburi. | yetinde kaldı ve tekrar bir kabine açtı, Fakat eski lüks hayata muka- bil şimdi müşkül bir bayat başgü termişti ve doktor, borçlanmakta, ei eline düşmekte gecikmedi, — | Doktor bu sözlere hiç muk | etmiyordu. Tom Morrov onun sükü- tunu itiraf olarak kabul ederek dedi ki; | — Efendiler. Mösyö Viznon - | dar gerip ve tuhaftır. Cinayet gecesi, cesedin bulunma sından bir kaç dakika sonra, hasta bakıcı doktora telefon ediyordu. Eğer yanılmıyorsam, saat 11,15 idi, Telefonda cevap veren bizzat doktor değil, fakat hizmetçisiydi. Doktor tasdik etti: Evet, O gece nlelâcele bir has- tanın yanma çağrılmıştım. Telefon cevap veren hizmetçim olmuştu. — Tamam, O gece bir hastanm ya nındaydınız, O hastanın nerede otur- duğunu bana söyliyebilir misiniz? — Unuttum... hatırlıyamıyorum. tArkı “.

Bu sayıdan diğer sayfalar: