5 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

5 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 1 TAN Yazan: MIUHAT URMAL Raşel, yatakta tuhaf bir hisle birinin namusunu beğenmek ihtiyacındaydı. Yarım saattan beri av riyen, kollarından sarkan, göğsünde kıvrılıp bükülen rüyaya Adnan inan- mıyordu. Korkuyordu: Mutlaka v- yanacaktı, Uyandıktan sonrada b: saadet tekerrür etmiyecekti; bir rü ya iki kere görülemezdi Yataktaki iki vücudun h değişen şekillerini odıvan fildişinden Bouddhanım üzündeki sayısız buruşuklar kıskanıyordu. mwvardan Moizin iki güzel ve zeki gözü, çelikten İki göz, birdenbire Ad nanm yastıktaki alnına saplandı. Ad nan irkildi. Fakat bu gözlerin biraz aşağısmda büyük Frödâric'in imza - sma benziyen Moizin asabi imzası onun üstünde Raşele kendisini: rısı olduğunu söyliyen yazı Adnan, Moizin minden ürktüğü. ne gülmek istedi; yatağa di emni- yetle sokuldu. Raşelin babası bilâ rütbesinin sr- masma s#akslma kadar batmış, Hi- dayet'in mezadından alınan İcone terçevesinden bakıyordu. o Ra babası miiteahhitti, Abdülhamidin mazırlarından biriyle beraber zengin olmuşlardı. Adnan, resmin ruhani sakalına baktı, Moizin de fotoğraf olduğunu bir kere daha hatırladı, ve kolların - daki rüyayı rahat rahat sıktı. Adnanın, mosmor kollarla sıktığı saadet, bu damar demetlerinin için- | den, yılanm iskeletsiz vicudile dal- galanarak sıyrıldı; saksunya tabağı- nm kapağının aralığından çektiği kestane şekerini v kâğıdındar soyarak yarısını k şlerinin a rasında kırdı; yarısnı Adnanın vak - tinde ağılmıyan toy dudaklarına soria soktu; tabaği kaloriferin ra yatöründeki sent Bövün pazartesi- ler Musahabelerinin 13 bir damla mendili de kilçük masada“ ki Fransa meclisi meb'usan zabıtla rm 13 üncü cildinin üstüne koydu. Adnan bu eve 13 üncü defa geli- yordu, Bu iki kitabın ikisi de 13 tü. Bu 3 tane 13 şenmetti, Adnan kendi kendine “bu rüyayi bir daha gö remiyeceğim” dedi. Zengin olduğu günden beri, OAd- nan, 13 ten -tıpkı Hidayet gibi- kor- kuyordu: Büyük refahların yapma Istıraplara ihtiyacı vardır. Şimdi yastıkta iki can torbast gibi Bi kırmızı baş vardı Adnanm kafası Moizin picamasın- da...Raşelin bası tekrar giydiği lâci- vert penyuvarında... $ göz tavana bakarak 2 ses konu- puyordu. Raşel içine düştüğü vak'anın Üs Hinde görünmek istiyor, saat çırpındığı yatağm şümü kurtulmak için sesine eser arayan sanatkâr gibi lâkırdısına mevzu ari- yordu. Müharebeyi ve Hindenburğu Fransızca anlatmağa başladı: — 911 de seciyesinin istillâli yü - ründen tekaüt edilen Hindenburg. bence, 914 te Tanenberg muharebe - sinde iki yüz bin Rusu Mazür batak» bklarına gömen Hindenburgtan bü- yüktür. Hatırlarsın Ad- nan; Hindenburg (911 ma nevralarında Almanya imparatoru- nu yendi. Manevra bitince erkâni- harbiye heyeti tenkit yapacaktı Kayser bunu beklemedi: atıldı; Hin- Farkmda mr i denburg cevap verdi: Fakat haşmetmaap, Six çoktanberi batak- likta gömülüp kaldınız!” Imparator, bu cevabı hazmedemedi; onu tekaüt etti; bu günahımı örtmek için göğ- üne bir “Siyah Kartal” takarak! Raşel bu yatağın içinde tuhaf bir hisle birinin namusunu beğenmek ihtiyacındaydı; biteviye Hindenbur- gun faziletini takdir ediyordu: — Hindenburg tekatit olduğuna müteessir miydi? Asla! Hattâ Hin- denburg nasıl tekaüt olduğunu oğ - luna slatırken “Bir gün #en de ay- ni vaziyette kalırsan baban gibi çe. ap vermelisin!” dedi. Bu cevabım heyecanile Adnan ve aşel öpüştüler, Hindenburgun seci- yesindeki yüksekliğe, vücudu Adna- nin kollarma sığmıyacak kadar he- yecanla Ragelih gözleri doldu. Fasi- İleti sevmek lüz büsbütün cog- ” İmuştu. Kayseri fransizca beğendi: — Fakat Almanya imparatoru da ne büylük insan ki üç sene evvel ses iyesindeki istiklâle tahammül ede- mediği Hindenburgu Harbi Umumi» İde Şarki Prusya Kumandanlığına getirdi. Dedi. Raşel artık anlatıyordu! “Eğer Şarki Prusya ordüsu Pri ttvita'in kumandasında kalsaydı Al- manlar o cephede çoktan yenilimiş- lerdi. Çünkü Rehen Kampf ve Sam- sonov ordularına karşı Prittvitz fe- na etteydi. Mindesburg gelince Kampl ordusunun önünde bir perde bırak- mış, Samsonov ordusuna yüklen- mişti; ve bu orduyu Tannenberg'te mahvettikten sonra Renen Kampf ordusuna yüklenmiş Ve Mazures ba- taklıklarndaki “büyük © muharebe başlamıştı. Ve Niemen Rus ordusu, iç sene evvel Hindenburgun kendi imparatorunu ördüsile boğduğu be- vazi Renen Bu adamın yerine | )taklıklarda tamamen mahvolmuşt Adnan, Raşeli dudaklarından öpü- yor, susluramıyor, Hindenburgun methinden bir türlü kurtulamıyor - du. Nihayet: — Fakat muharebeyi nekadar İyi biliyorsun Raşel Dedi. Raşel, yataktaki vaka'nın dışarısına çıkabilmişti; Adnan lâ- fında bunu görerek fransizca cevap verdi: Muharebe benim için harita- dır! Harbin-bütün vak'alarını çizgi çizgi haritada takip ederim. Koca- mm bile, harita üzerinde yanlışları n! düzelttiğim olur. Adnan, sebebini anlamıyarak | | cevaba karşı bozuldu. Raşel muha: | rebe dedikodularma gecti: Balkanzuk'ia o hafta Istanbula ge- len Budapeşte orkestrası Tepebaşın- da klâsik eserler çalarken çalgıcılar- dan Çardaş istiyen sultanla eğlendi | — Birde bu Osmanlı hanedanı için müzisiyen derler; tubaf şey! | (Arkası var) Kaçakçılık yüzünden bir kişi ağırca yaralandı Kolcu tarafından atılan silâh kaçakçı güçlükle tutulabi bir kabzımala rastladı, Idi. Kolcular nezaret altında | Dün sabeh saat beş buçukta seb- #e halinin önünde bir yaralanma İ vak'ası olmuştur. Hâdisenin tafsilâ- tı şudur; Kaçak köylü siğarası satan Hay- dar adında biri uzun müddettenberi İ aranmaktadır. Haydar izi üzerin. de yürüyen sivil kolcular, nihayet o» nu sebze halinde görmüşler, cürmü meşhut yapmak için kendisini hemen kısa bir takipten sonra yakalamış - lardır. Haydarın bir köşeye gizlene- rek kaçak sigara sattığı görülmüş - tür. Meydana çıkan kolcular kendi sini götürmek istemişler, fakat gel- mek istemeyince kollarına yapışarak halden çıkarmağa teşebblis etmişler. dir. Haydar, bu sırada kurtularak İ kaçmıştır. Memurlardan biri bu va- ziyet üzerine tabançasma — sarılmış, Haydarın arkasından bir el ateş et- miştir. Sabahin saat beş buçuğu... Halin en kalabalık zamanıdır. Namludan çıkan kurşun Haydara İsabet etme-. iş, o sırada belin kapısmdân giren İ sebze kabzımalı Eyüplü Dimitrinin göğsüne - saplanmıştır.. Göğsünden | tehlikeli surette yaralanan «Dimitri, | bir taksi otomobiline konularak has- taneye kaldırılmıştır. Haydar, tek - rar kaçmasma vakit kalmadan tu-- tulmuş, kolcular da nezaret altma a- hrmıştar. Hâdise etrafında tahkikat devam etmektedir. Sağ bacağından ağır bir surette yaralandı Karaköyden geçerken Misağın ida - resindeki otomobilin sadmesine ma- İruz kâlmiştır. Vartan sağ bacağın * İdan tehlikeli surette yaralandığın - dan hastaneye kaldırılmıştır. Dut ağacından düştü Kireçburnunda oturan 14 yaşların daki Orhan, bahçelerindeki dut ağa” cmdan düşmliş ve tehlikeli surette İ yaralanmıştır. Orhan, hastaneye Kal dırilmıştır. Fazla şarap içmiş Samatya iskelesinden sandala bi - nip açılan Seyfi, Salim ve İbrahim 8- dındaki üç arkadaş şarap içmeğe bas lamışlardır. Iştiği şarabın tesirile bunlardan Ibrahim denize düşmüşse de civardan görülerek yetişilmiş ve kurtarılmıştır, Hasköyde çek feci bir cinayet işlendi Evvelki gece Hasköyde sarhoşluk tir; Hasköy sahillerinde demirli bulu- nan 10 No. Ir motörün gemicisi Has- köylü Ahmet birkaç kadeh rakı içtik ten sonra adamakıllı sarhoş olmuş ve bununla iktifa etmiyerek bir mik- tar dn esrar içmiştir. Geç vakit mo- töre dönen Ahmet, orada tayfalar - dan Mehmetle, Eteme rastlamıştır. Mehmetle Etem, arkadaşlarının. bu vaziyetini görünce söylenmeğe baş- lamışlardır.Çektiği esrar ve içtiği ra Taksim civarmda oturan Vartan, kımın tesirile körkütük olan Ahmet, yüzünden feci bir cinayet işlenmiş. | FAYDA — BİLGİLER Bugünkü Program | İstanbul 30: Muhtelif | musikisi; 18: Taksi: Muhtelif varye' | dplâk) | se plâk heşriyatr ve halk m bahçesinden nakil: 20: Sololar at 22 den İ gazetelere mah | Gektir. sonra Anadolu Ajansının us havadis servisi verile | Budapeste tarozmto musikisi; 21,10 r: 2320: Ope- Haberler (fransızca) 20,50: Piyano « 9,20: Küçük orkestra; devamı; 21: Skeçi 22: Jo Sirmuas'tanı Lehar'a kadar ağı veri. len operet popuris Moskova 18,30: Muhtelif şehirlerden nakiller; 22: Yabancı dillerle neşriyat, konseri, musikisi. Prag 20,95; Askeri handa; Jon Skrup'un (Rastı yodan; 23,5: Dans p Skeç; 21,10 inder) operakı, ştüd Sinemalar, Tiyatrolar Bu skşam saat ; 45 de Taksim bahçesin de UHalime) o opereti. Pek © yakında ihmet Ef.) operet bazhanesi) ve TAN « (Tangolita) ve (Renkli Peçe) MELEK: (Fakir Bir Delikanlmın Hi kiyesi) ve (Kuçak Sevdahler) İPEK : Gönül) ve (Macar lümünden sonra Nec- lâ, Erenköyünde bir köşk satmalıp ta oraya çekildiği vakit, yanındaki köşkün de Ali Nail tarafından işgal edildiğini görünce sevindi Ali Nailin. karısı da çoktan öl İkisi de biribirlerini amamışlardı, o Saçlarıma düşmüş, yüzlerinde buruşuklar be lirmişti. Kolay değil, kırk senedir biribirlerini görmemişlerâi. Şimdi, akşamları, yemekten sonra bul orlar ve sonsuz görüşmeler yapıyorlardı. Ikisi de ayni semtte doğmuşlar, ayni mektepte okumuş lar ve yirmi yaşlarma kadar ayı semtte oturmuşlardı. (Aralarında bir şey olmamıştı. Sadece iki arka“ daş kalmışlardı. Kırk sene sonra buluşunca, ikisi de bunu hatırlamışlar, fakat eski - den olduğu gibi senlibenli konuşa - mıyorlardı. — Ne tuhaf? diyordu Ali Nail, bu kadar sene sonra yine buluştuk. Vakıâ sik sık sizi düşünürdüm. — Ben de sizi unutmamıştım. Ali Nail düşünüyordu. Neclâ, ne- seli, sarı saçlı bir genç kızdı, Kar- sısımdaki yaşlı kadından, bu genç ki 71 hatırlatan, sadece gözleri, neş'esi ve İyi tabiati idi. Ali Nail, onu gö- rünce, eski gençlik ihtiraslarını, fa- aliyetini hatırlıyordu. Ve o akşam, derin bir sessizlik içinde onu seyre- derken, Neclâyı nekadar çılgıncası- na sevdiğini, fakat aşkmı bir türlü iliraf edemediğini ve onun bundan | haberi bile olmadığını hatıriryordu. Ali Nsilin evinde, küçük salonda, karşı karşıya oturuyorlardı. Neclâ, bir örgü ile meşguldü. Ali Nail de SÜME (Hücum Filosu) ve (De kunma Kalbime) YILDIZ : (fis kinin Şen $ Kurbanları) ve (M: SARAY ropoliten). ALEMDAR: (Petersburg Geceleri). ve (Morg Sokağı Cinayeti) USKUDAR HALE : (Mumuyalar Mü CAlkr Karılı Kral) ve (Met 71693 Yemibabce © 23017 La neti 24353 astanesi Üsküdar 40179 Kodu? hastanesi Çapı 72142 Bevnğlo Zükür hastanesi 4334) Gülhane hastanesi Gülhane 20510 Haydarpaşa Nümune hastanesi 60107 Sişli 42426 Bakırkoy Akal hastanesi 1860 İ Sark Demiryolları Sirkeci 23079 Devler Demir yatları Haydarpaşa 42148 İ itfaiye Teletontan 24222 40020 Büyükdere 40025 44640 İ takaları yangın demek ki Müracaat yerleri 42302 43732 Deniz yolları acentesi Tetefon Akay (Kadıköy iskelesi) Çabik sıhhi sardım teşkilân Bu aumaradan imdat otome bili İstenir 44098 Ssalilimmime iyimi bü sözlere mukabil Eteme bir tekme | vurmuştur. Ummadığı bir zamanda) tekme y Elem, o muvazenesini kaybederek denize yuvarlanmış ve motörün bulunduğu yer, bataklık ol- duğu İçin çamurlara saplanarak bö Şulmuştur. Ahmet, bunun Üzerine | kamasıni çekerek Mehmedin üzerine hücum etmiş, onu da omuzundan teh | likeli surette yaralamıştır. Mehme - | din feryadı üzerine civar motördeki- ler vak'a yerine koşuşmuşlardır. Mehmet, ifade veremiyecek dere- cede ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Elinde kamasile yakalanan sarhoş | Ahmet, etrafını saranlara: İ “— Denize atladı. Başka bir şey bilmiyorum,, demiştir. Denizde yapı- lan araştırmalar boşa çıkmışBtemin cesedi bulunamamıştır. Hâdiseye ad- liye ve zâbita elkoymuştür. yiyen İ Yangın çıktı Evvelki gece Beyoğlunda Halis - kâr Gazi caddesinde fotoğrafçı Ar- şivilin dükkânmdan yangın çıkmış- tır. Yangın, mangalın devrilmesi yü- zünden başlamıştır. Dükkân, üzerin- deki evle beraber iki bin raya #i- gortalıdır. Yangında,dükkânm arka taraf kaplamelarile ön birinci kat merdivenleri yanmıştır. Mfaiye yeti gerek yangını söndürmüştür. eline bir kitap almış, dalgın, sahi- felerini çeviriyordu. Askere gidip te döndüğü zaman, Neclânın başka birisile evlendiğini öğrenince ne büyük bir inkisara düşmüştü, Senelerce onun hayali ile muztarip olmuştu. Büyük (bir ıstırap içinde yaşamış, nihayet, bel ki unuturum © ümidile ve ailesinin zorile evlenmişti.: Şimdi düşünü du İşte şu kar- Kırk © sonra şımda duran, saadetime mâni olan / kadın İle tekrar buluştum. Yarabbi, ona nekadar beddualar etmiştim! Kitabın sahifelerini, lâkayt bir el- le çevirirken, Ali Nil, sahife arasmda bir zarf gördü. Bu, açıl mamiş bir zarflı, Bu zarfın Üzerin- de, gençliğinde oturmuş olduğu evin adresi ve kendi ismi vardı. Mürek- kep solmuş, yarı silinmişti. Bir an durdu. Bu yazıyı tanıyordu. Evet. tanımıştı. Ve tanıymca 3z kalsin hayretinden haykıracaktı. Fakat kendini zor tuttu, Neclâ, örgüsüne dalmış, hiçbir şe- yin farkında değildi. Fakat 'Nall, belki görlir ümidile, kalktı, elinde kitap ve kitabın içinde zarf olduğu halde odadan çıktı ve hemen zarfı açarak, kalbi helecan içinde mektu- bu okudu: “Aziz Nail; Bu söyliyeceklerim, beliri bir genç kıza yakışma: lerdir Fakat öyle zannediyorum ki, beni seviyorsun vE bunu söylemeğe cesaret edemi - yorsun. Işte ben sana, bu mekfu » bumla bu cesareti mek istiyo - rum. Şayet, bu hissimde aldandisem bana cevap vermez ve bu mektuptan hiç bahsetmessin. Bu takdirde mek- tubu yırtarsin ve artık bundan bâh- setmezsin. Mektubu doğrudan doğ- rüya vermeğe cesaret edemedim, Balıkesir, (Tan) — İlçemiz orta okulunun bu seneki mezunları yuh» telif şehirlerdeki lise ve muallim mekteplerine gireceklerdir. Tahsile devam edemiyecek olan mezunlar. Akhisar ortamektebini bi BIR YALAN band, okumak için o verdiğin bu kk fabın arasına koyuyorum. 10 Niscan 1896 Neclâ Ali Nall bir an şaşkın ra — Kabil deği i İ Diye mırıldandı. Fakat hakikat buydu. Hayir, rüya * görmüyördü. Demek, Neclâ, onun hislerini anla « miş ve onu teşci etmek istemişti. Ve | demek bir saniyelik dikkatsizlik, bütün bir hayatın saadetini rahve- debilirmiş. Haberi olmadan saadet | ona gelmiş, fakat bir kitabın içinde- ki bir zarfta, kırk sene mahpus kal- mıştı. | OAK Nailin başı döndü. Fakat zihanesine gidip masasına oturdu ve | sararmış kâğtdın altına şu satırları yazdı, Neclâ; | Bugün 12 Hasiran 1936. Bana | yazdığın mektup bugün elime geçti. Fakat seni sevdiğimi şimdi de söy- liyebilirim. Ve şayet çok geç kalma- mışsam, seninle evlenmek isterim. Ve titriyerek içeri girdi, o girince Başını kaldıran Neclânın dizlerine mektubu bıraktı. N dü; mektubu okuyup bitirince, ikisi de ağliyarik kucaklaştılar. İlk kendine gelen Neclâ oldu ve bu sefer ona “Sen” diye hitap ederek dedi ki: — Pek iyi hatırlıyorum. Kitabı sana iade ettikten sonra, bazı kısım- ların pek hoşuma gittiğini, oraları tekrar senin de okumanı söylemiş- tim. Birkaç gün sonra, “Okudun mu?" diye sordum. Sen de kitabi baştan aşağı tekrar okuduğunu söy» ledin ve derhal'başka şeylerden bah- setmeğe başladın. Ben de beni sev- mediğini anlıyarak fevkalâde muz « tarip oldum ve derhal evlendim. Ali Nail: — Ah, deği, bilir. miydim ben, İ Sana kitabı: okudum diye yalan söylemiştim: Bir okuduğum &eyi tekrar okümak âdetim olmadığı için okumamıştım. Diğer taraftan seni de kırmak istemediğim için bu ma | sum yalanı söyledim. Görüyorsun id bu yalanın nekadar cezisını çektim, i Peki şimdi? Cevabıma ne dersin? Neclâ düşlindü, sonra: — Nasıl istersen, dedi, fakat ne- ye yarar? —— ———— —— eş lirasını çalmış Hasan isminde birinin cebinden 5 lira çalıp kaçmaktan suçlu Vehbi, Sultanahmet ikinci sulh ceza mah- kemesine verilmiştir. Vehbi, dün ya- pılan duruşmasında, suçunu inkâr etmiş, hâkim Salâhaddin Demirelli Vehbinin gayri mevkuf muhakeme edilmek Üzere serbest bırakılmasına karar vermiştir. Hrfzıssıhha komisyonu Istanbul hıfzıssıhha komisyonu, dün vali muavini Hüdal Kürstabanm başkanlığında toplanmıştır. Geçen yı Ja ve bu seneye sit raporlar okun - muş, mükayeseler yapılmıştır. Bu s0 ne, geçen seneye nisbetle hastalı rın az olduğu ve umı yetinin iyi olduğu gi Uşak muhteliti galip Uşak, (Tan) — Uşak muhtelit ta- İkimile Kütahya muhteliti arasında yapılan maçı Uşaklılar 3 - 1 kazan- mışlardır. ,dan bir kısmı şimdiden iş hayatma atılmışlardır. Yükarıki resim mek- tebin talim heyetile mezünları bir arada göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: