5 (.7-988 No. 136 Yazan; MITHAT CEMAL Sesinde, gözlerinde bir yatak odasının havasına dolabilecek şeyler vardı Fakat bir zamankio zalim Mesafe bu gece on larm arasında o derece yoktu ki oto- mobilin hareketindeki ufak bir haye- can ikisinin vücudunu karma karışık bir hale sokabilirdi. Zaten Raşel kaç kere Adnanm kollarma düşmek, kö- lalı göğelinde bayılmak azimirei duy du: Onu bu gece o büyük devlet se- farethanasine sokan adam o derece dayandmaz erkekti: Bu erkeğe kar şı Reşelin sesinde, gözlerinde bir ya- tak odasınm havasma dolahilecek' seyler vardı. Fakat Adnan sevinemi- yordu. Ona bu saadet mukaddemesi kendisinin değil gibi geliyordu. Ted- riçsiz, mazisiz olan bu mahremiyst- ter, Adnanı sevindirmekten ziyade Söşündirüyonda; Kadmı umamıyor- Ayrilmlarken Ragelin iki eli Adna- nn dudaklarmdan ayrılmak isteme- di. Ve Raşel Adnanr yarmki çayma liç defn merar ederek çağırdı. Fakat Adnan mahzundu. Yatakta saat beş çayı Bugün 13 üncü defa gitmeğe ha- srlendiı Raşel'in bu çaylarından Adnan mustariptir. Bu çaylarda Ra- #*İ Viyanalı komisyoncu İle ko- Buştuğu setle, o hususi (o telâffuzla Adnanla görtişmiyordu. Hemen bi- ten tebessiim, içi olmıyan ses: Raşel Adnana karşı bu iki şeydi. NN Vakı'a bu çay toplantıları Hakat Raşel her defasmda Adnanla yeni görüşmüş gibi fazla nazik!. Öiümleler hususiyeisiz, şakalar kısa ve wiithiş terbiyeli Hele Rüşelin gözleri Adnana karşı bu çaylarda o kadar namuslu ki!.. Sonra bu namustan daha acrolan Felime nezketi!... Fakat Adnan bu saat beşte başlı- yan işkencelere gitmemezlik edemi » yordu. İki kişinin arasma mesafele- rin en zalimini sokan bu nezaketlere katlanacak kadar Raşele karşı Ad- man zayıf, Adnan biliyor: Kadınım, her çayı- DA Onu çağırmaktan maksadı her davette değişen misafirlerine, İttihat Ve Terakliinin ehemmiyetli adamı- 2m, evine geldiğini göstermek! « Adnan oraya gitmekle bu vazife- Bini yapıyordu. Ve “vazife,, ip salona, girmesile bitiyor, Raşel beş dakika sonra ondan bıkıyordu. Ve bunu Adnan kor- labalığınm samimi kaynaması için - de ayrı kalan, tek ve tenha bir adam Dün gece sefarethane balosundan dönerken söz verdiği için, Adnan, bü- gün Raşelin çayma yine gidiyor. İki sast bedbaht olmak için, en güzel kıravatını takmıştı. Kapıda çok bekledi. Sinirlendi. Bil- Esmer 86 kapı aralığındaki diliminde büsbütün beyazlaşan Raşel, > | Taksimde Klübü önünden ge çerken, arkadan gelen şoför Hayiğin | idaresindeki 467 numaralı otomobilin sesle | bir halde giderken 1457 numaralı 0- “ İ min bir demirin oksijenini yaparlar» Adnan kendisinin Aksaraydaki kü| çük evini, eski tarih hocalığını bili -; yorlarmış gibi bu kürklere, bu pal - talara garez olurdu. Bugün üstünde hiç kimsenin elbi- sesi durmıyan bu mermer masa ta - hattur dolu mişterek Ooyatak kadar Adnana. rirk göründü. Dünyalsrs sığ miyan sgadet bir evin alt katma #t- fıyordu. Adnan o kadar mas'uttu Ki, papil sarardığını aynasız bir yer Duvardaki panoplielerden sövalye lerin zerhir kabukları delikten gözler- le Adnana ve Raşele bakıyorlar, si - yah rönesans sandıklar bayaz mer - merlerin üstünde gölgeler gibi uzanı- | yorlardı. | Kurunu vüstanin bü loş sahhesin- de beyaz kadın tek bir adımda koştu; terliğinin uzun ökçeleri üstünde du- ran ayaklarınm sarı pembe eri gözlerinde tatuş- tu.Lâcivert penyuvarından çiplak ko Tu uzandı; köğedeki siyah mermer sü | tunun üstüne, tunç heykelin ayak u- cuna kısık sesli bir şey bıraktı. — Servis kapıların anahtarlar! Poliste Mangal yüzünden iki kişi yaralandı Cibalide Zeyrek caddesinde 6 nu- maralı handa oturan Muharrem, dün hanm bahçesinde yemek pişirmek üzere mangal yakmıştır. Mangaldan çikan marsık dumanından müteessir olan ayni handa oturan Veli ve kart- sı Ayşe, kızarak mangalr dökmüşler dir.Bu yüzden çıkan kavgada Veli ek | mek biçağı ile Muharremi ve bu ara ds kendisine çıkışan Ayşeyi de ko- ondan yaralamıştır. Yaralı Muhar- rem ve Ayşe tedavi altına almmiş- tır. Veli yakalanmıştır. Otomebil çarptı Galatada Külhan sokağında otu- ran Kambo, 8 numarali motosikletle sadmesine uğramış, motosiklet par-| çalanmış, Kambo yaralanmıştır. Şo- för Hayik kaçmıştır. Aranmaktadır. Bu da başka türlüsü Cadde Bostanında asfalt yolda 1 - nan bakkaliyesinin önünde arabacı Ferhat beygirlerinin başından çeker tomobil , Ferhat yaralanmış» tır. Şoför kaçmıştır. İki amele ağır yaralı Dün saat on birde İstinyede Dok fabrikasında oksijen kaynağında ça- lşan ameleden Cemal ve Mehmet E- ken tüp patlamış ve ikiside ağır su retie yaralapmıştır. j Parmakları kesildi Beyoğlu Yenişehirde soka ğmda 9 numarada oturan Meatöreli Kadir Usta, dün sabah Kasımpaşada Tbrahimin odun deposunda motörde Dedi. Evde, ikisinden baska kimse yoktu. Mardivanlardan uçtular. Ya- tak odasındaydılar. Yatak odesmm sokak kapısına bu kadar yakm oldu- ğuns Adnan şaştı. Bu hayret içinde Adnan saadetini anlıyamıyordu: An- cak bir felâket bu kadar çabuk gele- bilirdi. Koromandel karyola takımı Ra- gel'in büyük yatak odasmı çizgilerin | en güzeli, yordu. on Ha seydi örtülü laşı Mahracasını bekliyen fil le - hareketsizliğin buruşu! içinde duruyordu. Raşein örtüsü nim açık karyolasından köpüklü dai karyo- vakari. tenler, çürümüş kadar ince ipekler taşıoyrdu. Bembeyaz bir temizliğin odaya ya- yılan baygın kokusu ince bir tül gi- biydi. Bu tüle bir antika bohurdan- dan elektrik kreilermmm saçtığı lâ. vanta kokusu çiçekler işliyordu. Ma- vi bir alevin ucunda gümüş çay ibri- Zi öksürüyordu. Ssessiz bir kararla bu #levi söndürdüler; çay içmiyecek- lerdi. 1940 olimpiyatları nerede yapılacak ? Berlin, 3 (A.A.) — Beynelmilel o- limpiyat komitesi,1940 olimpiystları nm hangi şehirde yapılacağını tayin etmek üzere bu ayın 29 unda topla - nacaktır. Şimdi dört namzet mem » leket vardır; Japonya, İtalya, İngiltere ve Fin - lândiya, Alman olimpiyat komitesi reisi doktor Levald, gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur; İngilterenin namzetliği, hiraz hay- ret uyandırmıştır. Çünkü 1908 olim- piyatları Londrada yapılmıştır. Italyanm namzetliği de böyledir. Çünkü Italyan - Habeş ihtilâfi çıkt ğı zaman namzetliğini koymaktan vazgeçmiş olduğunu bildirmiş idi. 20 Temmuzda almacak olan ka - rar, kat'i olacaktır. Reyler gizli ve - rilecektir. Komitenin 63 âzasmdan 55 i reye iştirak edecektir. ganimeti eg Kot d'Azürde otelciler tekrar işe başladılar Nis, 3 (A.A.)— Kot d'Azür'de © telcilik sanayii ihtilâfı sona ermiştir. Dün, bütün oteller açılmıştır. Ma - mafih, otel sahipleri ile müstahdem- leri. arasındaki müzakereler, devam |” etmektedir. Çünkü ücretler meselesi benliz hal edilmemiştir. Yakmda bir uzlaşma yapılacağı Umit. edilmektedir , odun keserken sağ elini çarka kap- tırmıştır. Kadir ustanın parmakları kesilmiştir. Balkon çöktü Dün sabah Fstihte Hoca Tdris ma- hallesinde Süreemini Hay riyenin yaptırmakla olduğu evin « güncü kat balkonu birdenbire çök- müştür. O serada balkonda çalışmak ta olan usta İbrahim ile amele Ha. san sokağa düşmüşler ve yaralanmış lardır. TAN | (Arkası var) FAYDA — BİLGİLER Bugünkü Program İstanbal 18: Dams musikisi (plâk)); 19: Haber. Ter; 19,15: Muhtelif pliklar: 10.30: Cocuk saati: Hikâyeler; 20: Muhtelif sololar (plâk); 20,30: Stüdyo orkestraları; 21,80: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu Ajantmn İ gazetelere mahsus havadis servisi verile. | cektir. Budapeşte : Salon orkestrası: Zi: Orkestrah eli neşriyat; 23,45: Plâk. kan musikisi); 21,20: Dans musikisi; 22,45: Konser nakli; 73,45: Haberler; 24: Komser nakli. Moskova 18: Şarlnlar (sopran sesle); 20: Muhte- Wif şehirlerden nakiller; 22: Yabancı diller le neşriyat, Prag 20,15: Dalma Gülünüz ağir şen skaç; 21.30; Halk şarkılarından mürekip gözü fi: 2140: Piyes; 22,20: Dvorak senfonisi; | E - meli (elik); neşriyatı. Sinemalar, Tiyatrolar * HALK OPERETİ : Taksim sinde bu akşam naat 51,40 52 TLALİİMİE opereti. Pek yakmda (Rahmet Ef) öpereti. *'TÜRK : ÇTriveli Camberhanesi) ve (Voronzotların Esrarı). * TAN : (Tamgolita) ve (Renkli Peçe) * MELEK: (Fakir Bir Delikanlnm Hü küyesi) ve (Kacak Sevdalder). * İPEK ; (Kiralık Gönül) ve (Masar Romansı). * SÜMER : (Hücum Filosu) ve (Do kunme Kalbime). * YILDIZ : (Hayat Kurbanları) ve (Mi Kinin Şen Saati). * ŞIK : (Gündüz Benim Geze Senin) ve (Sevdalılar Kervanı). 28,30: Sen hafta sona * SARAY * (Altı Karlı Kral) ve (Met ropoliten). * ALEMDAR: (Petersburg Geceleri) ve (Morg Sokağı Cinayeti). * USKUDAR HALE : (Mı ler Mü sesi. Hagi Davetler, Toplantılar ASKERLİK İŞLERİ Usküdur Askerlik Şuba: I — Şuheda k; bul, hilinde oturmakta olan piyade smıfma men sup İhtiyat subaylardan 313 dahil doğumlu lar 1 Ağuston 936 da Piyade kr'asma il thak etmek üzere Usevkedileceklerinden muamleleri yapılmak üzere bu dokuml piyade yarsubaylarm 20 Temmuz 536 gü müne kadar Üsküdar Askerlik Şubesine müracaat etmeleri, — Bu #mıfa mensup birinci maddede doğumları yazılı olanlardan gümrük nu hafaza teşektillerinin kıtalarında üniferma 4 olarak i e gelmeyecekleri gibi sitajmı bitirip terhis edilmiş olanlardan iki seneyi geçmemiş o olanlardı sevkedilmeyeceklerin den bu gibilerin de müracaarlarma İizum olmadığımı ilân olumur. * YENİ BİR KURS Eminönü Halkevinden : Evimiz bir muhası mağa karar vermiştir. Dereleri eltmer eler Galip Bingöl verecektir. Bu kurslar her sinif halkın iktisadi ve ticari her çeşit tespit ve sanat erbabının İşine çok yaraya caktır. 15. 7. 936 Çarşamba günü saat 18 de başlayacak olan kurs İçin her gün talebe kaydedilmektedir. Ders saat ve günleri ile ride tebliğ edileektir. * dereleri kursu aç Hastane telefonlar Haseki kadınlar hastanesi 24588 vep Kümli hastanesi Üzküdas 60179 Kuduz bastanesi Çapa 22143 Beyoğlu Zükür hastanesi 4334) Gülhane hastanesi Gülhsme © 20510 Haydarpaşa Nümune hastanesi 60107 Etfal bastznesi Şişli 42425 Bakırköy Akıl e 16.60 Şark Demiryolları Sirkesi 25079 Devlet Demiryolları 42145 Itfaiye Telefonları ———— İstanbul İrisiyesi 2227 Kadıköy ittaiyesi 80020 Yeşilköy, Bakırköy, Ürlüder Hfaiyesi 40625 Beyoğlu itfaiyesi 44840 Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kalı m yolları acentesi Telelen 42362 Akay (Kadıköy iskelesi) 43732 DOKTOR Kemal N. imre $a | bu kadar neşeli görme Her gün bir Hikâye N iz — Handan kızım.. Genç Kiz kızıl pıritalr örgülerinin bir çember gibi çevrelediği başmı ya- vaşca kaldırıp, zümrüt yesili gözleri #ilzgünleşerek gülümsedi. Kızıl nem. li dudakları hafifçe kımıldadı: — Bir şey mi istediniz babacığım ? Bslkonun kapısmda uzun boylu, kir saçlı adam, kızmın demindenberi hiç başmı kaldırmadan inde uzun par lediği el işine bakarak cevap verdi: — Seni belkonn davet edecektim hava öyle güzel ve sahile vurap kü- çük dâlgacıkların sesi o kadar tağh ki, bu akşam.. İhtiyar adam yorgun bir gülümse me ile elini saçlarımda gezdirdi. 8i- temli bir sesle devam etti:: — Halbuki sen bu son günlerde elindeki işlere öyle bir daldm ki, ar- tık ihtiyar şrkadaşmı bile unutmuş İbisin Genç kız ayağa kalkmıştı. Zümrüt / yeşili gözleri saklayamadığı saadetin neşesile kıvılcımlı idi, Elindeki geniş örtüyü koltuğa serip, babasma işa. ret etti; — Ama bakm babacığım ne kadar gürel!, » Adam bakışlarında hafif bir hay- ret ve şaşkınlık belirerek kızının yü züne bakr kadar onu şti, Annesi ölelidenberi gözleri bulutlu yüzü dal ma solgundu. Halbuki şimdi!.. Belli etmeden içini çekti. Kızmm bu sasdeti nereden bulduğunu bili- yordu. Onun işlediği örtüye bakar - ken duyduğu heyecan biylik bir zevk ve incelikle işlediği mercan dal- larına, pırtltilr küçücük gümüş ışıklı balıklara değildi. O, bütün bunların üzerinde parmakları işlerken sevgi. isini görür gibi oluyor, bir kaç ay sonra bu güzel işlerin kendi küçü- cük yuvasmi süslüyeceğini düşüne- Biraz sonra İkisi de balkonda yan yana duruyor, sahile çekilmiş yel. kenlilerin uöunda yanan kırmızı ışık ları, denize titreyerek dökülen bu a- lev parçalarını seyrediyorlardı. Genç kız parmaklıklara dayanmış. tı. Rüzgür hafif hafif beyaz etekleri. Bİ uçuruyor, kızıl örgüleri ay ışığı - nm altında bir ipek yığını gibi parıl- dıyordu. Rabası kır saçlı başmı pars İ maklıklara dayamış, kızı ile böyle gü zel akşamları se: günlerin artık tiikenmek üzere olduğunu dü- şünüyordu. Bir müddet öylece hiç konuşmadan durdular. Sonra adam yavaşça doğrularak bakışlarmı kizı- na çevirdi ve sordu: — Nişanlın bu akşam yemeğe ge- Myor mu Handan? See kız geniş bir nefes alarak a. — Gelecekti baba, daha vakit var belki bir işi çıkmıştır. Aşağıya inip yazıhanesinin başına | geçince yanıbaşındaki elektrik Piri. zine dokunarak odayı mavi bir ığa boğan lâmbasını yaktı. Kalemini çı- kararak önüne kâğıtlarını aldı. Fa- kat bir türlü yazamıyordu. Kaç gün denberi bu garip hale uğramıştı. Ne zaman bir şey düşlinmek, bir şey bütün düşüncelerini bul nün yakm bir vakitte bir 8s1na ait olarak kendisini RR. ğını, annesinin ölümünden sonra bu ikinei ayrılığa tahammülün güçlüğü nü düşünerek, işte böyle, hele yalnız kaldığı zamanlar buruşuk yanakları nı ıslatan yaşlarla ağlıyordu. Ne za- mandânberi kızının nişanlısına duy» duğu içli sevgi, kendisini âdeta unu- ee genç adama gi de irin at, onda kendisinin de ayıp- ( ladığı bir huysuzluk, garip bir çeke. memezlik yaratmıştı. Damadını bü- | Hin dürüst, iyi ahlâkma, kızmı bir İ çılgın gibi sevmesine rağmen çok beğeniyor, fakat bir türlü sevemiyor | du. Kalemini bırakıp kır saçlarını v0 BABA —- Perde CELAL -— makları sür'atle hareket ederek, iş- | 9 parmaklarile çekişdirerek gözleri ya zihanesinin üzerindeki ampulun ma vi ışığına dalmiş düşünürken birdan- bire telefon çaldı. Yavaşça uzandı. Birsz sonra telefon elinde, boğuk bir sesin anlattığı şeyleri yüzl sarar mış, gözleri şaşkınlıkla btiyümlş din liyordu. Telin öbür ucun- daki adamın sesi pek tok ve sertti İhtiyar adam bir şeyler söylemek istedi. Fakst birdenbire ö- bür taraf telefonu sert bir hareketle “trak” diye, kapamıştı. Koltuğa çö- ker gibi oturarak, eliyle başımı sıkma ya başladı. İnanamıyacağı geliyordu. Bu adam ona neler söylemişti!. “Ar tik benim için kızımız yoktur, bugün den itibaren aramızda hiç bir alâka kalmamıştır.” diye, haykıran daha dün yapılacak düğün proğramı he» yecanla çizen damadı mıydı? Şimdi o Handana ne söyliyecek, hiç beklen miyen bu vak'ayı nasi) anlatacaktı? Birdenbire asabi bir hareketle yerin. | den fırlıyarak, kapıya koştu. Fakat eli kapının topuzunda, omuzları bire anda çökmilş, başı önüne bazin bir bükülüşle eğilmiş durdu. Demin kt zmn © adama alâkasını kıskanır gi“ bi oluyor, büyük azablar içerisinde kıvranıyordu. Fakat şimdi genç ada- mın telefonda hiddetle söylediği şey eri duyduktan sonra bu vak'anın ol- maması, onun Handanı bırakmama» sı için belki canımı vermeye hazırdı. Şimdi yukarıda «l işine güzel başını eğerek, gümüş rengi pırıltılı balıklar mercan dallarma parmaklarının bü- tün maharetini döken, yuvası, sev« gilisi için hazırlanan kızma bunu na sil haber verecekti. Bu kara haberin Handan: ölümden beter bir acıya uğ- ratacağını, yüreğinden vuracağını pek İyi biliyordu. Titreyen parmak» larile yavaşga kapım topuzunu çe- virerek, şaşkm, kararsız bir halde dt şarıya çıktı. Yukarıya çıkmak için merdivenlere doğru yürüdü. Fakat birdenbire hayretle olduğu yerde kal dı. Yukarıda gürültülü ayak sesleri duymuştu. Aşağıya neşeli kahkahs- lar süzülüyor, ayak sesleri yaklaşı" yordu. Merdivenlerden koşarak inen leri gördüğü zaman müthiş bir hay- rete düştü. Bunlardan biri yanmdaki genç sdzmın koluna sokulmuş yüzü saadetten pembeleşerek, gülen Han- dan, öbürü de gözleri ayni saadetle işikli uzun boylu genç bir adam, Han 'danın nişanlısıydı. Onları böyle bire / denbire karşısında gören ihtiyar a- dam bir müddet şaşkınlıktan kurtu. lamadı. Fakat sonra telefondaki yan lışlığı, o erkek sesinin kabalığmı dü- şünerek, çektiği azapların boşuna ol- duğunu, aldandığını anladı ve onla- rm bemen iki koluna geçerek, ikisi. nin de: “baba” diye, biribirlerinin sö zünü tamamlıyan patırtıl: bir neş'ey le konuşmalarına gülümseyerek bak tı. Bu küçük telefon yanlışlığı kafa- smdaki eski kötü düşl'ncelerini bir. denbire kökünden kurutmuş, kizmin nişanlısından ayrılmakla uğrayacağı büyük ıstırabı düşünmek biran için» de kendi küçük kuruntusunu, mana» İsız üzüntüsünü silmişti. Hizmetçinin | “yemek hazır efendim.” diye, seslen» mesi Üzerine üçü de kol kola ilerle. diler. İhtiyar adam şimdiye kadar hiç aklıma getirmediği bir şeyle mes'uttu. Düşünüyordu ki, eskiden koluna asılan bir kişi vardı : Kızt!. Şimdi evlâdı iki olmuştu. Yanmda İ lerliyen kızının kızıl ipek saçir başı, i neş'eyle parlıyan xtmrüt yoşlli göz- leri onun bu saadeti bir başkası İ sin duyduğunu bildiği halde şimdi Jonu hiç kıskandırmıyor, Ihtiyar o» muzlarınn yanmda uzun boyu ile yükselen genç adam eskisi gibi bir düşman olarak değil, kızma saadet getiren onu mesut etmesini bilen kendi varlığından bir İnsan gibi ya- vaş yavaş yüreğinde ikinci bir sevgi yaratıyordu.