4 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

4 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Büyük Önderimiz Atatürkün vecizelerinden : Muharebede yağan mermi yağmuru, ©o yağmurdan ürkmiyenleri ürkenlerden daha az ıslatır. 1914 Resimli hikâye: ——— Dilencinin kurnazlığı ( 8 -— ABaxan Ayşe sabahtan kalkmıştı. Şır gün evvel kocasının pazardan ge tirdiği patlıcanları oyarak dolma yaptı. Dolma okadar etüsat > ki, zeytinyağı patlıcanlarm Üzerin « de parıl, parıl Pati y ci Her halde bu patlıcan dolmasının anıma bir de vişne tatlısı yapmak IMdI. Vişneleri temizledi. Güzel he tatlısı da yaptı. Artık, öğle olmuştu. Kocası işten bir viş- gikar çıkmaz eve yemeğe gelecekti. 1.. '_ Çü Si rayım, Allah sana çok ömürler ver- sin!.. diye yalvarmağa başladı. Ba- yan Ayşe cevabını verdi: — Küçük yaşta dilencilik etmeğe utanmıyor musun! haydi oradz_ın!.. “Cin kovulduktan sonra evin ar- kasına doğru yollandı. Bahçe ve mut fak kapisı açıktı. Kapmım önünde bir bahçe çapası ve bahçeden çıka- rılmış büyük pancarlar düuruyordu, “Cin,, evvelce hazırladığı plânı tat- bika başladı. Büyük pancarlardan birisini çapanın taraklarından biri- Sofrayı hazırladı. Elini yüzünü te- mizledi. Yukarı çıktı. Bayan Ayşe ve kocası o sene say- 4 fiyeye gitmişlerdi. Yeşilköyde bir köşkte oturuyorlardı. Pençerenin ö- nüne kurulan Ayşe kocasını bekle- | meğe başladı. Kocası şimendiferle yemeğe gelecekti. ! Mman_bir parça geçti. Sokakta Eüye NCi çmp_lş peyda oldu._Ayşe İ yeni geldiği için bu çocuğu ta- ;lllım;!,yordu.. Hşlbuki, Yeşilköylüler Yaramaz dilenci çocuğunu tanır- nin ucuna astı. Evvelce hazırladığı boya ile pancarın yüzünü hortlağa A Denze koydu. Daha sonra, çapaya - bir de eski ceket giydirdi. Ortaya tam bir hortlak gelmişti. Bu hale kendisi de gülüyordu. Nihayet, çapanın sapından tuttu. Usullacık yukarı çıktı. Bayan Ayşe nin oturduğu odanın kapısından hort lağı göstererek, hortlak gibi zıpla- mağa başladı. Bayan Ayşe bü hali görünce kaçtı lardı. Ismi (Cin) idi. ,, Cin köyün yabancısı olan Bayan Ayseye bir kurnazlık yapacaktı. Za- fen sabahtan beri bakkal faresi gibi #vin etrafında dolaşıyordu. Karnı o T acıkmıştı ki; patlıcan dolma- Bını İçi kavrulurken kokusundan bay Bmlıklar geçiriyordu. Bayan Ayşenin, her işi bitirip pen gerenin önüne geçerek kocasını bek lediğinin farkma varan “Cin,, hemen Pençerenin önüne geldi. Elini açarak — Kırk para ver, karnımı doyu- Odadan mutfağa, mutfaktan' tavan arasına kaçarak korkusundan oldu- ğu yerde bayılıp kaldı. ; “Cin,, işini bitirdikten sonra sof- ranın başına geldi. Patlıcan dolma- larını yuttu. Vişne tatlısını da mi- desine indirdi. Bir bardak ta su içtik ten sonra, Hortlağı kapının önüne dikti. Ve aylardan beri hasretini çek tiği güzel bir yemek yedikten sonra kemali azametle kapıdan çıktı. Ve bir sportmen gibi yürüyerek ortadan kaybolup gitti. — M. S. KARAYEL |— FAYDALI BiLGİLER | İngilterede kömür bitiyor | Ingiltere Nafıa ve iktisat vekâlet leri bu günlerde pek büyük bir telâş içindedirler. Çünkü; son yapılan he- Baplara nazaran iki yüz sene sonra Ingilteredeki kömür madenleri bite- |-eekmiş.. O vakit sıkmtıya düşmemek Için hükümet şimdiden yeni kömür | madenleri aratmağa başlamıştır. - Slaham civarında deniz kenarmda yeni kömür madenleri bulunmuştur. * Bu maden denizin altında devam et- | tiği için Bahrimuhitin altma tünel î ler açılmıştır. Fakat kayaların altın- dan sular sızıp madeni doldurmama- Bt için de denizdeki sularım alt taba- kalarmı dondurmuşlardır. Slaham madenleri denizin altında bulunan ilk kömür madenidir. Kutpa en yakın fabrika Dünya yavaş ' yavaş insanlara dar geliyor.. İnsanlar şimendiferleri en kuru ve susuz çöllere kadar uzatıyor Monblan dağının tepesine asansör yapıyor. Buzlar ortasında kömür madeni aranıyor. Danimarka hükümeti her vakit kıt lık tehlikesinde bulunan eskimoların işsiz kalmamaları için Groenland ci- varında Helsenberg kasabasında bir balık yağı fabrikası yaptırmıştır. Bu fabrika sayesinde Eskimolular iş bül maktadırlar. Eskimolular avladıkla- rı balıkları bu fabrikaya satmakta- dırlar, ti. Pancarm üstüne bir şapka | Şiir: — DENİZ Şu denizin dudağı Sıralanmış yalılar, O masmavi kucağı Dolaşır sevdalılar, * Başlarsa yazla sıcak Deniz olur bir ana, Alarak yıkayacak O serin aguşuna, * O zaman sevinenler En fazla çocuklardır. Onunla eğlenenler Belki yalnız onlardır. ** Birinci: Eminönü Halkevi spor ko lunda kayıtlı Maçka Muradiye Şair sokak numara 45 te Müşerref. Beş lira, . İkinci: Fatih Atpazarı berber Fa ik iki buçuk lira. » Uçüncü: Yalvaş Bektaş oğlu Mus- tafa mürekkepli kalem, Muhtelif hediye kazananlar: Davutpaşa yirmi beşinci mektep beşinci sınıf 105 numaralı Şükran. Düzce Yalçın Sayar. Fener İncebel caddesi 22 numara Salâhattin, Üskü dar Sultan tepe büyük yokuş numa- ra 5 Neriman Karaduman, Eskişe - hir Uçku fabrikası 290 numara Ali Reşat Güler, Galata Getronagon lise si talebesinden numara 535 Ohanes Şişli Tokalı oğlu sokak Anadolu apar tiıman numara 35 M. İlhan, Ankara ziraat bankası müsteşarı Bay Atıf kızı Emel, Kula ağır ceza âzası Bay Avni Atap kızı Atap, Tav- şanlı bakkal Emin yeğeni Mehmet, Kasımpaşa camiikebir Tabakhane yokuşu numara 3 Abdurrahman. (Devamı gelecek haftaya) Haziran müsabakamızda kazananlar Korsikada elle nasıl balık tutulur? Korsika haydutları dünyaca meş- hurdurlar ve cihan efkârı umüumiyesi bu adayı haydutlar yata- ği olarak tanır. Fakat Korsikanın başka bir enteresan tarafı vardır ki bunu herkes bilmez. Bu, balıkçılar- dır. Fakat denizde avlanan balıkçılar zannetmeyin, Hayır, Korsika bir a - kar sular, ufak şelâleler memleketi- dir. Korsika balıkçıları buralarda av- lanırlar. Onlarmn oltaları elleri, yem- leri gözleridir. Gözlerini dört açmış- lardır. Bir balık geçerken yıldırım süratile elini suya daldırır ve balığı yakalarlar.Şelâlelerde balıkçı elle bir şey yapamayacağı için bir degnek alır, Balık yukardan aşağı düşerken değnekle vurur ve balığı sersemle- tip düşünce kapar, Pek kolay bir iş değil, hem de bir çuval sabra ihtiyaç gösterir. 1— Bir harf 2 — Bir hayvan ismi 3 — Fena ve ıztıraplı bir şey 4 — Geceyi aydınlatır 5 — Hiç 6 — Hayatımızla alâkası olan bir şey 7T — Sekize yardımcı bir harf yu- kardan aşağı 8 — Bir hayvan ismi 9.— Altıya yardımcı bir harf 10 — Hiç 11 — Üçe yardımcı bir harf yukar- dan aşağı 12 — Üçe yardımcı bir harf yukar dan aşağı 13 — Yukardan aşağı sekize yar- dımcı bir harf ve bir renk ismi 14 — Bir şeyi toprağa saplamak. Temmuz müsabakamız ' 15 — Bir insan rengi 16 — Bir harf 17 —On beşe yardımcı bir harf 18 — Aydınlık veren bir madde 19 — On beşe yardımcı bir harf Müşsabakamızın müddeti dört haf fadır. Yani bir Ağustosa kadardır. Müsabaka gönderen okuyucularımız resimlerini gönderirlerse gazetemiz - de neşredeceğiz. Müsabakalatımızı kâğıt üzerine yapmaymız, müsabaka resmi üzerine doldurup yollayınız. Hediyelerimiz Birinciye: Bir pijama İkinciye: Bir ayakkabı Uçüncüye: Bir roman Üçüncüden yüzüncüye kıdar muh telif hediyeler. Bir köy ahalisi sıçanlardan bizar olmuştu. Ne diker yetiştirirlerse sı- çanlar taşıyordu. Hele, kışın ambar- larda ve tavan aralarında ne kadar kışlık zahire varsa durmadan taşı- yorlardı. Köylü sıçanlardan kurtulmak için köyü terk ederek saatlerce uzak bir yere naklettiler. e) YA veriş kesildi. Ihtiyar gıçan şüphelen- meğe başladı. Koltuğuna oturup de- liklerden gelen ve çuvalların dibini delip zahire âşıran arkadaşlarını bek lemeğe başladı. Gece gündüz bekle- yordu. Tahammül edilemez bir hale geldi. . Nihayet; bir gün ihtiyar sıçan top attı. Dükkânmdan köye çıkıp do Köyün etrafı nehirle çevrilmiş ol- duğundan sıçanlar çalacak bir şey bulamadılar. Nihayet, hırsızlığı brra- kıp adam olmağa mecbur oldular; Terk edilen köyün evlerine yerleş- diler, çalışmağa başladılar. İçlerin- | den ihtiyar bir sıçan bakkal oldu. Namuskârane alış veriş etmeğe baş- ladılar. Aradan bir ay kadar geçti. Alış laştı. Ortalıkta kimseyi göremedi. Meğer, arkadaşları nehrin suları çe- kildiği zaman bir geçit bulup karşı- ya geçmişler ve köyü terkedenlerin yeni köyüne dağılmışlar ve zavallıyı yalnız ve sular arasında bırakmışlar dı. İhtiyar sıçan sularla çevrilmiş ka- panin içinde günlerce bekliyerek âç- lıktan öldü. Hiç huylu huyundan vaz geçer mi? | GARİiİP ŞEYLER Malta adasının idare merkezi olan Valet de eskiden idam olunan mah- kümların ruhuna dua okutma cemi- yeti namında bir cemiyet vardı. Ce- miyet azaları, bir adam idam oluna- cağı vakit derhal iane toplarlardı. Sonra, bu para ile asılanın ruhuna kilisede ayin yaptırırlardı. Bu cemi- yetin kırk azası vardı. Birisi ölünce yerine müracaat listesine bakılır, Ce miyete girmek isteyenlerden hangisi daha münasip ise o seçilirdi. Fakat, senelerden beri buraya girmek için kimse müracaat etmedi. ve se banyo yaparlardı. Evvelki sene bir Amerika heyeti bu eski hamamları ziyaret etmiş bun ların henüz bir işe yarar bir - hâlde olduğunu görünce iki yüz bin dolar sarfile bu hamamları tamir ettirmiş ve ahaliye açmiştir. Şimdi bu hamam larda 'yıkanmak için dünyanın dört bir köşesinden meraklı seyyahlar gel mekte ve bu yüzden hamamlar yüz binlerce dolar kâr bırakmaktadır. * Dünya makinelerinin miktarı: dak nelerden beri de Maltada; evvelce ol- duğu gibi idam edilenler de azalmış- tı. Cemiyetin azası bugün dörde in- miştir. Ve bu dört aza da çok ihtiyar dırlar. Bu azalar geçenlerde bir ara- ya gelerek cemiyeti lâğvetmişlerdir. Romalıların 'rdaığsi zamanında F'i- listinde Romalılar taştan büyük de- niz hamamları yaptırmışlardı. Bu ha mamlarda banyolar, kurunacak. yer- ler, ayrıca denizden çıktıktan sonra baş yıkamak için tatlı su duşları var dı. Roma konsolları bu hamamlarda tilo keşfedileli henüz elli sene oluyor Fakat bu yarım asır zarfında makine o kadar taammüm etti ki, şimdi her- kes el yazisi yerine makine kullanı- yor. Bu sene Amerikada ilk mektep lere daktilo makinesi verilmiştir. Ta lebeler El yazısını öğrenir öğrenmez daktilo belleyeceklerdir. Acaba dün- yada kaç daktilo makinesi var. Al- man mecmualarından birisi bunu me rak etmiş tetkikat yapmış ve dünya- da “50,000,000,, daktilo makinesi ol- duğunu bulmuştur. Bu elli milyonun kırk beş milyonu Amerikada beş mil yonu ise bütün dünyada imiş... KIRGI Yalnız Asyada milyonlarca - Türk vardır. Mançular, Mongollar, Yakut- lar, Şarki ve Garbi Türkistanlılar, Belh ve havalisi, Kazanlılar, Kırım- llar, Azeriler, Kafkaslılar ilâh... Bu milyonlarca Türk içinde Ural dağları silsilesinde yaşayan Türkle- rin ismine Kırgız derler, Bu Türkle- rin âdetleri ve giyimleri çok yerin- dedir. Hele, çadırları bir saray kadar güzeldir. İşlemelidir. Ural dağlarının sert rüzgârlarma karşı kalm keçi kılmdan yapılmış çadırlarile muka- vemet ederler. Kışın karlı dağlarda, | yazın yaylalarda bu çadırlarda ya - tarlar. Kırgızlar kısrak sütü içerler. Kısrak sütünün ismine türkçe kımız derler. Bu süt vereme karşı devadır. Kırgızların içkisi ktmizdır. Misafirle rine bu sütten ikram ederler, Resim- ZLAR Çadırmın önünde. öküz arabasile duruyor. Kırgızlar. fevkalâde güzel dirler. Temizliklerile şöhret almışlar dır. Cesaretleri, bahadırlıkları nieş- de gördüğünüz bir kırgız köylüsüdür | huru Alemdir

Bu sayıdan diğer sayfalar: