İngiliz sualleri ve Almanya Fransız - Sovyet paktı silâhların tahdit edilmesine mani mi olacak? Times'den Hastalığı dolayısiyle cenubi Alman- yada bulunan Baron Neurath bafta #onunda Berline avdet edecek Ayni tarihteHitler de Berline gelmiş bulunacaktır. Zannedildiğine göre on beş gündür müsveddesi Hitlerin elinde bulunan Almanyanm İngiliz suallerine cevabı hafta nih Londraya gönderilmiş olacaktır. Geçen hafta zarfında nasyonal - sosyalist mahfelleri hiç cevap gi derilmemesi fikrinde gibi gözükü- yorlardı..Hattâ gönderilse bile ceva- bm gayet kısa olması lâzım geldiği- ne işaret ediyorlardı. Maamafih bu hattı hareket seçildiği takdirde İn * gilterede hissedilecek çok fona tesiri Herr Von Ribbentrop Londradan av detinde ce tebarüz ettirmiş oldu- ğu için nasyonal sosyalist mahfelle- ri bu fikirlerinden vazgeçmişlerdir. Yalnız cevabm nasıl olması lâzımgel diği üzerinde münakaşa edilmekte- dir. Bazıları cevabın kısa bazıları ise cevabım teferrilatı ile olmasını doğru buluyorlar. Cevap nasıl olursa olsun Alman- yanın Avrupadaki hali hazır sınırla- rmı kabul edeceği ve bu suretle ga- yelerini tahdid edeceği zannedilmi » | yor. İngilterenin aslen garbi Avru - pa meseleleri ile alâkadar olup Orta Avrupa işlerine ehemmiyet vermedi ği kanmati Almanyanın bu arzusunu uvvetlendirmektedir. Alman mille- tinin Versay muahedesi ile vücuda getirilen Almanya ile ayni olmadığı iddiası son günler Almanyada dur - madan tekerrür edilmektedir. Al - man milleti Almanyanm hali hazır sınırlarından dışarı taşmaktadır. A- vusturya meselesi beynelmilel bir mesele olmayıp Almanya için dahili bir meseledir. Herr Hitlere göre Ver #ay muahedesinin tesbit ettiği hu - dutlar baki kaldıkça ebedi bir sulh temin edilemez. Bundan dol Al manyanm İngiltereye vereci ce vapta Almanya haritinde yaşıyan Alman halkına Almanya ile birleş- mek isteyip istemediklerine dair bir reyiamla müracaat edilmesi teklifi bulunacağı kuvvetle muhtemeldir. Cevapta bu teklif olmasa dahi iler- de yapılacak müzakerelerde ileri sürüleceği şüphesizdir. Alman siyasi mahfelleri gittikçe büyüyen bir şevk 16 bu teklife sarılmaktadırlar, İngilterenin Almanya diğer dev - Tetlerle müsavat hakkma erişmiş bü- Tunduğuna inanıyor mu sualine ve- rilecek cevabın menfi olacağı tah - min ediliyor. “Versey muahedesinin her halkm kendi tabilyeti hakkında karar vermeye mustar olduğu pren- sipine istinat edilerek yapıldığı ileri sürülecek ve Almanyanm bunu tat- bike müsaade edilmediği ortaya atı- lacaktır. Yani Hitler Avusturyada reyiâm arzusunu Versay muahedesi prensiplerine istinat ettirmek İste - mektedir. Cevapta Fransız - Sovyet andlaş- masa dair bir fasıl bulunacağı şüp hesiz addedilmektedir. Çünkü bu paktm Avrupa arsrulusal vaziyetini tamamiyle değiştirmiş olduğuna ina nılmaktadır. hükümetin mevkii iktidara gelmiş bulunması Hitlerin korkularmı ta - hakkuk ettirdiği zihabı çok kuvvet bulmuştur. Malümdur ki, Almanya Reni aske- ri işgal altına karar verdiği zaman Hitler Rayhştagta verdiği bir nu - tukta yakında Almanya hem şark - tan hem de garptan komünist teh- likesine maruz bulunacağını İma et- mişti. Fransız devletinin son cena- hin eline geçmesi Hitlere hak verdi- tiyor addedilmektedir. Fransız - Sov yet paktınm hali hazırda tahdidi teslihatı imkânsız kıldığı ileri sürül- mektedir. Ancak büyük top ve tank- ların tahdid edilerek bu işe başlanı- labileceği ortaya atmaktadır. Ma - amafih Almanyanın büyük toplara ve tanklara malik olmadığı için bu teklifin ne gibi bir sebepten neget ettiğini pek âlâ gösteriyor. Almanya hiçbir suretle umumi bir konferansa iştirake razı olmıyacak- tır. Çünkü Almanya böyle bir konfe- ransa iştirak ettiği takdirde yapa- yalnız kalacağını ve kendi tezini mü- dafaa edecek hiçbir müttefik bulamı yacağını kestirmekte ve diğer dev- İetlerin büyük ekseriyeti karşısın - in diplomatik mağlüb ğ k Bilhassa sosyalist bir | | *inde | Hitler bir teftiş esnasında bir askeri garnizonun hâtıra defterini imzalarken Muallimler ve talebeler için açılacak kamplar Şimdiden büyük rağbet var, Maarif Müdürlüğü yeni üçüncü bir kamp açmak için tetkikler yapıyor Maarif Müdürlüğü tarafından bu sene muallimlerle talebe için açılan kamplara şimdiye kadar görülmemiş derece rağbet vardır. Bunlardan öğ- retmenler kampı, muallimlerin az masrafla tatil günlerini iyi geçirme- lerini ve dinlenmelerini temin için açılmıştır. Muallimler kampı, kadm ve erkek öğretmenler için biri Bü - yükadada diğeri Heybelide olmak üzere İki tanedir. Kampa İştirak eden her müuallimden bir ay için on beş lira ücret alınmaktadır. Bu, sırf ye- mek masfarma karşılık tutulacak öğretmenler yatak levazımın! kendi- leri getireceklerdir. Kamp bu yıl bir ay devam edecek ve günün muay- yen saatlerinde ve bir program dai resinde mütalea, eğlence, deniz ban- yosu, gezinti ve #por gibi şeyler ya- pılacaktır. Kamp, kamp direktörile kampa iştirak edecek muallimler ta- rafından seçilecek bir heyet tarafm- dan idare edilecektir. Kampa iştirak etmek isteyen muallimler sıhhi bir muayeneden geçirilmekte, ondan son- ra kabullerine müteallik diğer mu- ameleler görülmektedir. Her iki kam- pa kırk öğretmen kabul edilmiş ol- masına rağmen gerek Büyükadada- ki, gerek Heybelideki o kampa dahil olmak isteyenlerin çokluğu karşısın- da Maarif idaresi yeni bir kamp da- ba açmayı düşünmektedir. Talebe kampına rağbet Talebe kampına gelince, çocukları- nı kampa vermek isteyen veliler ya bulundukları mektep başmuallimli- Zine, yahut Maarife müracaat eyle- mek mecburiyetindedirler. Kamp bir aylık ücreti muallim kampları gibi bir kişi için 15 liradır. Kampa girecek bütün çocuklar evvelâ ciddi bir muayenei sıhhiyeye tâbi tutula- caklar ve ancak bünyeleri müsait 0- lanlar kabul edileceklerdir. Kamp ha yatı gayet sakin geçecek, talebeye yorucu hiç bir hareket yaptırılmıya- cak ve talebe doktorların daimi su- rette ve siki olarak sihhi mürakabe- bir kısmı güneş ve bir kısmı deniz banyosuna sokulacaktır. Çocukların kampta yatma, kalkma, yeme, içme, oynama, banyo yapma zaman Ve $6- killeri hakkında tamamiyle sihhi e - saslara müstenit bir program tan - zim edilmiştir. Bundan başka kam- pa iştirak edecek çocuklarm bilhas- sa iyi gıda almaları temin edilecek- tir. Talebe kampı için vâki müraca- atlar yüzü çok aşmıştır. Fakat sıh- hi muayenelerin arkası henüz alma- dağı cihetle kamp adedi hakkında daha kat'i bir karar verilmemiştir. Evvelce de yazıldığı gibi muallim kampları 15 Temmuzda ve talebe kampı 1 Temmuzda açılacaktır. Fransız grev Büyük mağazalarda bugün işe başlandı Paris, 22 (TAN) — Dahiliye nazir nm hekemliği sayesinde büyük mağazaların direktörleri ile müstah- demlerinin mürahhasları arasmda tam bir itilâf hasıl olmuş. Bu sabah işe başlamışlardır. Marsilya 22, A. A. — Otuz binden fazla amele, sabah gezetelerinin ve bu meyanda Petit Marsetllais gaze- tesinin davetine icabet ederek bu sa- bah tekrar işe başlamışlardır. Brosens Brüksele döndü Elektrik, Tramvay ve Tünel Şir- ketlerinin işletmelerine ait muhtelif meseleleri tetkik etmek Üzere İstan- bula gelmiş olan, bu şirketlerin idare meclisleri azasından Brosens, Semp- MM ÖĞÜNLERİ Şimalden” Cenuba doğru Fırtınalı, yağmurlu gecelerde rahat uyuyamıyorsanız yatağmızın istika - İmetine dikkat ediniz. oJaponyadan İti şimalden cenuba doğru değilse cin- ler öfkelenirler insanı hem rahatsız ederler, hem de hazar değmesine pek müstait kılarlarmış, Cinlerin öfkelenmesi, şüphesiz, pek eski bir tabirdir. Eskiden insanlar dünyadaki hâdiselerin sebeplerini an- layamaynca hemen o sebepleri cin- lere atfederlerdi. Şimdi cinler artık yok oldularsa da ak istikametinin şimalden çenuba doğru olması yine doğrudur. Çünkü sebebi anlaşılmış- tır. Yatak istikameti şimalden cenuba doğru, yani miknatis istikametinde olunca, baş şimale müteveccih olaca- ından insanım elektrik cereyanları- na karşı ve havadaki her türlü tesir. lere, fırtmaya, rütubete karşı muka- vemeti üçte bir artar. Buda uyku kaçtığı vakit tekrar gelmesini temin eder, Yine Japonların sözüne göre şimal- den cenuba doğru döndürülecek olan karyola değil, döşektir. Bu söz Japon- larm da bizim eskiden yaptığımız gi- bi yer yataklarmda yatmayı tercih iklerini gösterir, İnsan yer yata- ğında yatmayıp ta karyolada yatar- sa cinler belki yine öfkelenirler. On- ların öfkesi bu sefer şöyle izah edile. bilir; Insan toprağa nisbetle ne kadar yükselirse havadaki elektriğin — volt derecesi artar, Her santimetre yük- seklikte bir volt fark vardır. Meselâ 1,70 metre uzunluğunda bulunan bir insan &yakta durduğu zaman ayak larının alt: ile tepesi arasında tam 170 volt fark bulunur. Insanın ayakta iken daha İyi işliyebilmesine, vileu- dundaki beslenme işinin daha iyi yü- rümesine sebep işte bu 170 volt fark- tir. Ayakta uyumak mümkün olmama- sına sebep te yine bu farktır. İnsan oturduğu yerde, arabada, at üzerinde bile alışmış ise, uyuyabilir. Fakat a- yakta uyumaya alışık insan yoktur. Çünkü 170 volt farle uyumaya rişli olamaz. Başla ayaklar arasında volt farkı ne kadar az olursa İnsan o kadar kolay uyur. En büyük farkı temin eden vaziyet yatmak oldüğun- dan en rahat uyku da yatakta olur. Japonların oturdukları evlerin kü- çük, alçak, basık tavanlı ve toprağa yakm olduğunu düşünürseniz, yer ya- tağında niçin daha kolay uyunulaca- ğını da anlarsımız, İnsan yer yatağın- da yatınca daha küçük volta maruz kalacağından daha rahat uyur. Şimdiki apartımanlı binalarm yu- karı katlarında toprağa yakın olmayı aramağa tabii imkân yoktur. Yer ya- tağında yatmak modasi da çoktan İ geçmiştir. Somyeli karyolayı bırakıp İta toprağa biraz daha yaklaşmak için katı yer yatağında yatmak kimseye tavsiye edilemez. Şu halde insan 2- partımanlı evin hangi katında seo katım voltuna alışmak zaruridir. Fakat karyolanın şimalden cenuba doğru kurulmasını temin etmek her- kesin kendi elindedir, Başmı şimale doğru çeviren hava değişmelerinden daha az müteessir olur ve daha rahat sive İher vakit şimalden centiba doğru isti- riniz, Lokman HEKİM Kenan diye imza eden okuyucu - muza — Söylediğiniz bahis bu ya- zılara sığmayacak kadar uzundur. Poliste Altı kişi yedikleri makarnadan zehirlendi Sipahi Ocağı civarmda oturan se kişi pişirip yedikleri peynirli makar- karna muayeneye sevkedilmiştir. Bir sandal kazası lanmişlardır. Etraftan görülerek ye- tişilmiş ve düşenler kurtarılmıştır. Tramvay altında kaldı Kuruçeşmede oturan kömür ame- oğlu Kadir, oradan geçen bir tram- gelen bir habere göre yatağın vaziye- | uyur. Hele çocukları) karyolaları: kamette kurdurmaya ehemmiyet, ve- yis Hasan, Yusuf, Hamit, Sabit, Ra- | kaç metre sürüklenen çocuk başm - mazan ve Süleyman isimlerinde altı | dan ve muhtelif yerlerinden yaralan- nadan zehirlenmişlerdir. Altı arka - | haneye kaldırılmış, vatman hakkın. daş hastahaneye kaldırılmış ve ma-|da tahkikata başlanmıştır. Altınkuma gezmeğe giden avukat | melelik yapan Cideli Nuri çayır ba- Ali ve ailesi sandalla gezerlerken | şında denize girmiştir. Otuz kırk met sandalın devrilmesile denize yuvar » | ve açılan Nuri, geri dönemiyerek bo- lesinden Dursunun dört yaşmdaki| hibi Ahmedin ölümü şüpheli görül- istanbuldan 23.6.9386 HERGUN BIR ROPORTAJ Vaniköyüne bir göç yolculuğu... Önü engin bir denize, arkası ağaçlıklı bir dağa açılan Gözlerim İcadiye tepesine baken yeşil bir dağ tepesine tırmanarak doğmak üzere bulunan güneşi seyre- diyor. Kulaklarımda, üllerin son si, burnumda yaprak yaprak dö - külen bahar güllerinin son kokusu var, Sultanahmetteki dar ve karan- lık ev, bana şimdi bir hapishane hüc- resi kadar sıkıcı geliyor. Önü engin bir denize, arkası, yalçın ve ağaçlıklı | bir dağa açılan bu iki kapılı yalıda, | haziran, bir ilkteşrin ayı gibi serin ve İnenili,. | Vaniköyüme, niçin taşmdığı an- İlatmak uzun sürer. Nasıl taşındgıma gelince, durun #ize onu anlatayım: Suat 14. Sirkeci vapur iskelesi... ve iskeleye yanaşmış bir motör: İşgü - zar motörü! Sabahtanberi, Boğazm ilç dört kö- yüne eşya taşımış. Bizim eşyayı da götürdükten sonra, daha kim bilir, nereleri dolaşacak? Kaplanı, ak sap- K bir karadeniz çocuğu... Hamallar.| motöre bizim eşyayı yüklerken, bir aralık kaptana: — Acaba yağmur var mı havada? diyecek oldum. Hemen kaşlarını çattı: — Allah ile kunturatım yok ki bile yim" Yağdıran'da o, dindiren de... Doğru söze ne denir? Sustum. Fa- kat, bu sefer, kendisi bana sordu: — Hani kâğıdınız nerede? Bir gün evvel ,oşyamın parasız ta- | şmacağına dair, Şirketi Hayriyeden aldığım kâğıdı uzattr — Ha... Tamam.. dedi, sen, on ev eşyası daha ge yelim! Eşyanm hepsi yüklendikten sonra, içine biz de binerek Boğaza doğru a- çıldık. Ne âlâ şey değil mi? Parasız pulsuz, bir göç... Asıl tu- hafı, tok sözlü İşgüzar kaptanı, yol- da birdenbire değişti. Sarki, hiç o ak- si adam değildi. Deniz havası, anla- İştar sinirlerini yatıştırmıştı. Öyle bir yumuşadı, öyle bir tatlılaştı ki o nn yerlerinden tehlikeli suretet yarala- nan çocuk hastahaneye kaldırılmış - tır. Burgaz Adasında bir kaza Beyoğlunda Filibe apartımanında oturan Andon, Dimitri ve arkadaşla- rı Burgaz adasına gezmeğe gitmiş- lerdir. Kırda dolaşırlarken Andon, se kiz metre yükseklikteki bir kayadan aşağıya düşmüş ve oradan geçen Di- mitriye çarpmıştı. Her iii arkadaş ta ağırca yarelandıklarından hasta- haneye kaldırılmışlardır. Bir çocuk tramvay altında kalarak yaralndı Kalamışta, Bağdat caddesinde o- turan Nazminin dört yaşmdaki oğ- lu Feyzi, tramvay hattına düşen to- pu almak Üzere giderken oradan ge- gen bir tramvay arabasının altımda kalmışlır. Tramvay arabasıyla bir - mıştır. Ağır yaralı olan Feyzi hasta- Bir amele boğuldu Büyükdere Tuğla fabrikasmda a- gulmuştur. Cesedi aranmışsa da bu- lunamamıştır. Şüpheli bir ölüm İzmirde ölen Zenip fabrikası sa- düğünden bağırsakları ve midesi çi- yalıda, Haziran, bir ilkteşrin ayı gibi serin ve nem Köyde vapurlarla göç Göç hazırlığı lur şey değil. Eski bir deniz ku olduğunu hissettirecek vaziyetle| larak dümenin başıma geçmişti, trk onunla dereden tepeden konı yoruz. Ben, bir aralık sordum; — Bu sene, Vaniköyüne, bi başka kirncr taşınmadı galiba... bakin Gere emil e — Havalar, yağmurlu gitti de dan.. Sonra ilâve etti: — Ama, korkma, barometro di liyor. Yarm İçin Beykoza üç ev yası götüreceğim. Oradan Paşab: ceye de uğrayacağım... — Kaş senedenberi göç eşyası şiyorsunuz? — Senesini unuttum bile.. biraz sert söyledim ama, sen bakma, Ca tezdirde de ondan. terim ki, bir iş olup bitsin. Mo tam saat birde bağladım iskele Şimdi, bak saate.. Iki buçuk. De kabahat bende değil. Kiğıdında sant bir yazarken, bir buçuk saat ne bekletirsin yim? Haklı itirazlara hiç darılmam Ciyar kaptanm böyle tatlı tatlı ç ması hoşuma gitti. — Olur, böyle şeyi İ yak, bir cıgara! dedim. | Vaniköyüne kadar böyle kom rak geldik. Ben sanıyordum ki törü Vaniköy iskelesi üstüne yi tıracak, eşyaları biribiri üstüne gidecek, Halbuki deniz sığ ol halde epeyce güçlllk çekerek, mı yalmın rıhtımma yanatırmak metini göze aldı. Hattâ, arada, mallara da ya ederek, eşya; kaç dakikanm içinde boşalttı. Ha larr savdığım zaman, cebimdeki rayı şöyle bir yokladım: Bir manda arabası eşya, Si iskelesine kadar bir Hira.. İki liri hamal parası. etti üç... Motöre vermediğim için, demek oluyor, tanbuldan Vaniköyüne kadar *i nakil masrafım iki buçuk liranm| de idi. Tuttuğum yalmın kirasm) Tince, ev sahibi duymasın âma, 8 ucuz: Aylığı 12 buçuk liraya. Bu sene, Boğaziçine taşınmaği kış, Emirgânda oturan bir ari ma borçluyum. Beni dalma “Tag ye teşvik eder dururdu. Bir gün yine sordu: — Ne yaptın, sayfiyeye taş mi? Birtakım masrafları düşüne: — Henüz değil, dedim yalnız düşünüp taşımıyo: Güldü: — Bana kalsa, birinsisini ye ikineisini yap! — Yani? - Yani düşünme, fakat taş Onun dediğini yaptığıma şim, Hele vay arabasmin altinda kalmişlır. Ba- | karılarak İstanbul Adli Trp isleri mü | visman değilim.