Yunan basketbolcuları bugün, Alman güreş takımı da yarın şehrimize geliyor Alman güreşçileri ile ik karşılaşma yarın gece Taksim stadyonunda yapılacaktır Mint güreş takımımızın Fenlandi- ya temaslarında sonra yapacağı İ- kinei karşılaşma için davet edilen Alman güreşçileri, yarın sabah kon- vansiyonel ile şehrimize gelecekler - Gır. Takim, yedisi güreşçi ve birisi! de idareci olmak üzere sekiz kişilik bir kafile halindedir. İçlerinde bil - hassa ağır siklette Çoban Mehmedin rakibi Fogedes gibi muhtelif şampi- yonalarda milletini temsil etmis tek- nik ve çok acı bir kuvvet sahibi gü- reşçiler bulunan Almanlarla yapıla» cak bu temaslar her bakımdan alâ- ka uyandıracak mahiyette olduğun- dan çok heyecanlı olacağı tabii gö- | rülmektedir. Haber aldığımıza göre, güreşçilerimizin Olimpiyatlar için yapacakları hazırlıkların geciktiğini ileri süren Antrenör Pellinen, en kuv vetli elemanlarımızm bir an evvel kendi hususi yetiştirme rejimine bi- rakılmasmı İstemistir. Bu vaziyet karşısmda Almanlaria yapılacak kar | şılaşmaların en mühimmi ilk akşam- ları olacak ve en kuvvetli ekipimiz birinci ve ikinci temasta çıkarılacak- tır. Misafir takımla 25 - 28 ve 29 Ha- ziranda olmak üzere Üç temas yapı Jacaktır. Ayrıca bu müsabakalardan slmacak neticelere göre, dördüncü bir karsılaşma yapılmak ihtimali! vardır. Bunun tarihi sonra ilân edile tektir. Karşılaşmalar, Taksim stad. yomunda gece saat 20,30 da yapıla cak ve güreşler serbest, greko-ro- men tarzında olacaktır. Yunan basketbol takımı geliyor Şehrimizde Iki müsabaka yapacak olan Yunan basketbol takımı, bugün Romanya vapurile şehrimize gelec: NR” ulusa Türk-Yunan milif takımla, arasında yapılacak, ikinci karşılaşma cuma ak gamı İstanbul-Atina muhtelit basket bol takımları arasında olacaktır. 4 aydanberi ciddi bir çalışma devresi geçiren basketboletilerimiz Yunan temaslarından sonra son bir ehliyet imtihanı olmak Üzere Avrupa basket bol şampiyonu olan Polonya milli takımını şehrimize davet etmişlerdir. Her iki karşılaşmada alacakları ne- ticeler gözönünde tutularak bu şu- bede olompiyatlara iştirak edip etmi yeceğimiz takarrir edecektir. Yunan maçlarmı idare etmek Üze- reşehrimiz Amerikan koleji muallim lerinden Nodolski'ye müracaat edil - miştir. Müsabakalar Beyoğlu Halke- vi salonlarında ve Saat 21 de başla- Bacaktır. tir yea öndereceğiz En çetin imtihanı boksörlerimiz geçirecek Memnuniyetle haber aldığımıza gö- re, Berlin Olimpiyadma boksörlerin de iştirakleri esas itibarile muvafık görülmüştür. Bu haberi, bir zaman. lar çok ilerlemiş, muhtelif milletlerin filo şampiyonlarma karşi galebeler elde etmiş olün boks şubemiz namına (TAN) m Polis Romanı: 14 Kapı Leprince arkadaşmı göstererek; — Bunu, dedi, size Choguet anla- tacak, Chaguet iri yarı, bulduk suratlı birisi idi. Elinde şapkasını çevirerek, gekingen ve acemi bir sesle anlattı: — Maktulün kasasında bulunan küçük not defterini tetkik ettim. Pa ralarmı yatırdığı bankaların ismini bü defterden öğrendik. Fakat defte- rih son sayfasında birtakım rakam- lap vardı. O rakamları kopye ettim. Müstantik dosyadan defteri çıkar- dı ve son sayfayı açarak baktı. Bu- rada şunlar yazılı idi: 935 G 116 299 N 352 arkasında bir cinayet! SOHONLEBEN ! sevinçle karşıladık, Boksör Melihin Yugoslav şampiyo- nuna karşi galebesi neticesi - olarak boksörlerimiz arasmdan ehliyetini isbat edeceklerden mürekkep bir ta- kımın Berline gönderilebileceği kana- ati Olimpiyat Komitesi ve başta neral Ali Hikmet Ayerdeme de yer. leşmiştir. * Yalnız bu kanaatin daha ziyade kuvvetlenmesi için Melih gibi diğerlerinin de hakiki ve ciddi imti. hanlar geçirmeleri tekarrür etmiştir, General Ali Hikmet Ayerdem Eşref Şefikten bu hususta izahat almiş ve seçilecek boks takımımın Balkanlar- daki rakiplerine faik oldukları gös- termeleri şartile dört heş çiftin Ber- line gönderilmesinin faydalı olacağını bildirmiştir. Şu yukarıdaki mal(mattan da an: laşılıyor ki, Olimpiyada gitmek ehli- yetini isbat için boksörlerimiz ciddi bir imtihan geçirmek mecburiyetin- derdirler, Bu imtihanın Türkiyede yapılması imkânları başka milletlerin takım halinde çalışmaları dolayısile Miehel Herbert - Eugene Wyi 155 K 468 542 P 128 813 V 635 721 E ST 354 J.281 Ve böylece liste uzayıp gidiyordu. Müstantik bunlardan birşey arlama dığını gösterir bir eda ile: — Ne demek istiyor bu rakâmlar? Mânası ne? Diye sordu. Chopel: — Münası yok. dedi, Çünkü bun - lar sadece birer numaradır. — Ne numarası. — Evrakı nakdiye numarası. Çün “ALLMER Ankarada Halkevi tarafından tertip edilen Şilt müsabakasında birin. ciliği kazanan Gençler Birliğine, ewvelki gün mıntaka rei ka. tarafından A. VOGEDES GUDEMEİST müşkül olduğundan imtihanın hariç- te yapılması düşünülmektedir. Buradan hazırlanacak bir takımın otuz sıra rakam var, M.Vignon Mar cellet de otuz bin frank aldığına gö- re bu rakamlarm her birisi binlik bir evrakı nakdiyenin seri ve numarası- nı gösteriyor. Müstantik bit an düştndü. Bir tür lü, Leprince ile #rkadaşının fikrini kabul etmek istemiyordu. Nihayet: — Haydi, dedi, bunu kabul ede - im. Yanl Mösyö Vignon Marcellet otuz bin frangin numaralarını aldı- ğını kabul edelim, Fakut bu, para nm cinayet olduğu zaman kasada ol duğunu isbat etmez ki, bana bunu isbat ediniz. Leprinee mildahale etti, — 15512 Yüzüm yok ki! — Neden? — Çünkü henüz bilmediğimiz se - beplerden dolayı Mösyö Vignon - Marcellet bu parayı derhal birisine verecek olsa İdi, ne diye numaraları kü ilk ilç rakam evrakı nakdiyenin ni kaydetmek zahmetine girsin. Her NOTLAR Hayali Hâm Acaha bir gün gelip de dünya dev. letleri birbirlerine rekabet etmekten vazgeçerek birbirlerini alt etmek için, yapıcı vaadlerine rağmen haddi za» tinde birer “zabıta manla” dan başka bir şey olmıyan rejimlerinin program- larma bütün beşeriyet için müttefi- kan bir mecburi tatil maddesi koya- İ caklar mı? Mechuri hizmet, çalışma olduğu halde niçin bir de mecburi tatil, isti rahat olmasın? Bütün bir sene, şehirlerin gürül tülü, mağşuş, yorucu havası içinde yazıhanelerde, fabrikalarda, dükkân- larda çalışan insanların elbet dinlen- meğe, taze hava ve bol güneşe ihti - yaçları vardır. Bu ihtiyacı tatmin edenler yok mü? Var. Fakat bu tatmin, tıpkı soğuk su içmeyi bir frigidaire almak sure- tile tatmine pek benziyor. Insan vücudunu bir akümülâtöre benzetirler, mülâtör cereyan vere vere boşalır, onun tekrar çalışması için yeniden elektrikle doldurulursa, insan da enerji vere vere yıpranır, yeniden zin- de olabilmesi için bol gün havaya, dinlenmeğe ihtiyacı vardır, Tik bakışta, insanları çalıştıranlara nların hayatlarını tanzim eden te- gekkillere, mecburi istirahat kanu nu, her sene muayyen bir devre için- de, çalışan kafa ve kolların eksilece- ği ve bundan dünya nizamın bozular cağı gibi bir his verebilir. Hayır, Mu- ayyen bir müddet dinlenip yeni enerji iddihar etmiş dinç bir İnsanım durmadan çalışan yıpranmış bir in sanmkinden elbet fazladır. Küçükken, babamm tıraş oluşunu hayran hayran ve “acaba benim sa- kalım ne zaman çıkacak ?,, diye biraz da hasretle seyrederdim. İçinde yedi ustura olan bir kutusu, her usturanm. üzerinde işaretler vardır, Mergün birisile tıraş olurdu. Bir gin sor- dum: — Niçin hergün ayrı ustura > tıraş oluyorsunuz. — Otekiler dinlensin diye. — A... Demir dinlenir mi hiç? Kabam güldü. Bunun demir de; çelik olduğunu söyledikten sonra: — Eibet, dedi, dinlenirler. Iosanların usturadan farkları mı var?. Fikret ADİL İ Yuzoslavyaya giderek, İ halkı ve Yuguslar hak apmaları düşünülüyor. cularımız tabii bilirler ki, uzağa seyahat eden spor kafileleri kendi hudutlar: dahi- lindeki kolaylıktan, ahali ve hakem- lerin alışkanlıklarından mahrum ka- İlacaklardır. Bütün bu müşküllere | rağmen boks takımımızın hariçt | bancı hakemler ve yabancı seyi önünde rpişmalari ve neticede © İ müşte imlihaddün muvaffakiyetle İ çıktıkları takdirde Olimpiyada git - İn mek hakkmı kazanmağa çalışacaklar. dır. Hariçte yapılacak imtihan için idmanlar Galatasaray klübünde bağ- uyacaktır. İkinci sınıf bisiklet yarışları S, K. Istanbul Bölgesi Bisiklet | Ajanlığından: 1 — 28/8/1936 pazar günü saat 11,30 da ikinci smif bisikletçiler için Yugoslavya eri önünde İST kilametrelik bir yarış tertip edil- miştir. 2 — Yarış yolu Mecidiyeköyü ile Istinye - Büyükdere - cidiyeköyü - Hacı Osman Tepesi « Me- cidiyeköyüdür. 3 — Yarışçıların saat 7,30 dan ev: serisini, sonrakiler numarasını gös- | halde, bu parayı yanında saklıyacak teriyor. Bundan başka, böylece tam |idi ve kaybetmekten ve ya çalmak - tan korkuyordu de numaraları al- dı. Bu tedbirde, paranın, cinayet ek- şamı, kasada olduğunu isbat edecek mahiyette değil midir? Bundan dola- İyi, cinayetin sirket yüzünden oldu ğunu tasavvur ettik ve katil, bu pa- rayı kasadan çalmış Doktor Pierre ayi — Bence bu tahmin doğrudur. Fa kat sizi fazla meşgul etmiyeyim. Gi- diyorum. Diyerek elini müstantiğe uzattı ve ilâve etti: — Demin, bu cinayette her şeyin adliyeye yardım ettiğini söylemekte haklı imissiniz. Görüyorsunuz ki, bu sefer de, not defterindeki numa- ralar sayesinde otuz bin frangın nu- maralarını öğrendiniz. Katil bu para yı bozdurmak istediği zaman kolay- er elde edebileceksiniz. Bir defa onu ele geçirdikten sonra inkâr bile et - #e, mevcut parmak izleri sayesinde teşhis kolaydır. Doğru. Nasıl bir akti-! İçük antant devletlerinin biribirleri - “İten şüpheli ve müphem bir mahiyet Tarabya - Me- | 4 temmuz cumartesi gününe bırakıl. Çete muharebeleri Habeşistan işgali henüz tamamlanmadı Roma, 22 (A.A.) — Salâhiyettar mahafil, Habeşistanda çete muhare- belerinin devam etmekte olduğuna dair olan haberleri tekzip etmekle- dir, İşgal edilmiş olan o mintakalarda sükün hüküm sürmektedir. Bununla beraber ayni mahafil, resmi tebliğlerin, Italyan tayyarele- rinin bütün memleketi kontrol etmiş olmalarına rağmen Habeşistanın ta- mamile fethedilmiş olduğunu iddin etmemiş bulunduğunu hatırlatmak - ta ve işgalin yavaş yavaş ikmal edi-| leceğini ilâve eylemektedir. Küçük Antant Bir Polonya gazetesi anlaşamıyacaklarını iddia etmektedir Varşova, 22 (A.A. )— Küçük An- tantm son görüşmelerin! mevzuubah seden Eden yarı resmi “İnformation- politigue Polonaise” gazetesinin ka- haatine göre, bu beynelmilel grupun | tesadüf ettiği müşkülâtın başlıca se- bebi bundan Üç sene evvel fazla geniş bir hareket programı çizmiş olmasın dan İleri gelmektedir. Bu gazete diyor ki: “Teşekkülü sırasında küçük an - lant, umumi harp tehlikesine karşı bir korunma ittifakı idi. 1933 Cenev re konferansı bu ittifakı, Üç devlet- lik bir blok haline getirmiştir. Bu blo kun maksat ve hareket tarzı gerek harp ve gerek sulh halinde birdir. Halbuki, Küçük Antanta mensup her memleket ayrı ayrı meselelerde alâ- kadar bulunmaktadır. Bu itibarla kü ne karşı olan şimdiki taahhütleri bü yük kayıtlarla çevrilmiş olup nisbe - taşımaktadırlar. Avusturya problemi gibi bu tiç devleti en fazla alâkadar eden bir problem bile, Küçük Antant devletleri tarafımdan tek taraflı bir şekilde tetkik edilmemekte ve bu problemin halli, bu devletlerin her birinin menfaatlerini başka şekiller- re müteessir etmektedir. Küçük An- tant devletlerinin ihtiyaç ve vazife- İerinin tetkiki göstermektedir ki, bu devletlerin noktal nazarlarının Üç se ne evvel tesbit edilmiş olah daire i- çinde toplanması pek kolay bir şey olmıyacaktır. llo teklifi -meselesi rukat Hasan Fehmi ile Avukat Fuat Sedat ve Avukat Hikmet Münl arasında cereyan eden düello hâdise- si, etrafında İstanbul Cümhuriyet | Müddelumumisi Hikmet bir muhar- mize şunları söylemiştir: Hukuk #lmini bilen bir adami, kanunun cevaz vermediği bir teklir- te bulunamaz. Böyle bir teklifin vu- kuunu dair elimizde birsey yoktur. Binaenaleyh dilello teklifinin mev- cut olmadığı kanaatindeyiz. , e a a vel yarış yerinde bulunmaları lâzım. dır. Deniz Bayramı Galatasdray klübünün 27 hariran- da yapılması mükarrer bulunan de- niz bayramı bazı sebepler dolayisile mıştır. Doktor, müstantiğin elini sıkıp çek Jdi 5 Yunanistanda Kral, Başvekille Selâniğe avdet etti Atina, 22 (Tan) — Kral, berabe- rinde Başvekli Metaksas olduğu hal- de, dün Selânikten Kılinişe giderek şehrin Bulgar istilâşmdan kurtuluşu- nun yıldönümü şenliklerinde bulun- muşlardır.Kral, akşam yine Selâniğe dönmüştür. Avdette Başvekil mu- hafızlarınm bindiği otomobil devrile- rek içinde bulunanlardan üç kişi ya» ralanmıştır. Balkanlarda çok şiddetli seller oldu Bulgaristanda 52 kişi selden ve yıldırımdan öldü Berlin, 22 (Tan) — Balkanlarda ve bilhassa Bulgaristanda müthiş yağmurlar hüküm sürmekte ve sel ler yürümektedir. Bulgarlstanın muhtelif yerlerinde düşen yıldırımlardan ölenlerin ve seller içinde boğulanlarm adedi 52 dir. Londrada seller Londra, 22 (Tan) Londrada müthiş yağmurlar yağmış ve gök gürlemeleri olmuştur. Yağmur 80- kakaklarda sel halinde yürümeye başlamış ve bir çok yerlerde seyrü- sefere mani olmuştur. Sarıyer - Taksim otobüs servi Sariyerle Yenimahalle arasmda işleyen otobüslerin hareket ve varış saatleri hakkında birçok itirazlar ya pılmış, İşe Sarıyer kaymakamlığı el- koymuştu.Halkm Istirahatini,otobüs sahiplerinin de menfaatini göze- terek, yaz mevsimi müddetince de - vam etmek Üzere yeni bir tarife ha- zırlanmıştır. Aralarında mesafe 26 kilometre olan Yenimahalle - Taksim yolunu her otobüs bir saat on daki- kada ka eye mecbur tutulmüş- tur, Ayrica yol üzerinde yeniden 48 durak ihdas edilmiştir. Bundan sohra inme ve binme yalnız durak- larda olacak ve yolun diğer kısım- ları üzerinde otobüs durdurı yolcu alınmiyacaktır. Yenimahalle - Taksim yolunda şimdilik 20 otobü- sün işletilmesi muvafık görülmüş- tür, Kıt'a üzerinde her gün 44 sefer yapılacaktır. Sarıyer kaymakamlığı. nım aldığı tedbirlere göre, ücretlerde de değişiklik yapılmış ve her vapur iskelesi arası 6 kuruşa indiri! il Yeni tarifede muayyen saatte kan otobüsten sonra siraya giren 0- tobüsün iki sefer arasmdaki zama - nın yarısından evyel olduğu takrlirde hareket etmesi sart konulmuştur. Otobüslere beş kilodan fazla esya ko Bulamıyacaktır. Servislerin kontro » Tü için belediye tarafmdan üç me - | mur bulundurulmaktadır. Bunlardan ikisi her iki nihayet durakta biri de yol ortasında durmaktadır. Otobüs yarı yolda İken dolarsa arkasından Ikinol bir otobüs kaldirilmasi işiyle hat ortasında çalışan memur meş « gul olacaktır. Akayın vapurları Akay idaresinin yeni sipariş edece ği vapurlar etrafında tetkikler de * vam etmektedir. Bu vapurların, pacağı servislere göre, malik olma» ları âzımgelen evsaf müdürler en- cümeni tarafımdan tesbit edilmekte- dir. üğünüz gibi değil, çünkü bu takdir tıktan sonra müstantik Leprince'e'de her şey meydana çıkacak derce- döndü ve, sert bir tavırla: — Parmak izi dedi de aklıma gel- di, muammanım anahtarın; burada &- ramak lâzım. — Ben aksini iddia etmedim. — Öyle ama, tahkikatın bidaye - tinde, Mösyü Brossard'ın parmak iz- lerinden aldığı neticeleri münakaşa etmediniz mi? — Affedersiniz efendim. Ben sa - dece, parmak izlerinin bazı tahminle rin aksini iddia edebileceklerini söy- ledim. — Hangi tahminlerin? Benimkile- rin mi, başkalarınkilerin mi? — Bana kalırsa, katilin açık ka- de sarih olurdu. — Demek katilin pencereden girip çıkmadığını iddim ediyorsunuz? — Ben böyle bir şey demedim. — O halde izah ediniz? — Hay hay. Katilin penesreden gi rebilmiş olmamatmı inkâr etmiyo « rum, Halbuki kansatimce büna hiç te ihtiyacı yoktu. — Peki ama madem ki, evin kapı. st Kapalı idi ve anahtarı bulmak için evin üst katına çıkmak lâzımdı. Ka- tl... Leprince, bunları söylerken, müs- tantiğin gittikçe sesini yükselttiğini lan pencereden girip çıktığını zannet inek doğru değildir. Bu açik pencere tahkikatta çok müessir oluyor. — Bana kalırsa... Bana kalırsa di| yorsunliz. Halhuki bence, katil baş ka türlü hareket edememişi — Böyle düşünmek sizin hakkınız dır. Hem ne yazık ki, mesele düşün- ve hiddetten titrediğini farketmiyor gibi, sükünetle dinliyordu, çünkü o- nun sözünü keserek : — Efendim, dedi, katil pencereden girebilmiştir. Evet, girebilmiştir. Pa- kat en basit bir düşünce gösterir ki, ayni yoldan çıkamamıştır. (Arkası var)