20 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L BT N ae çe TAN Kİ ha —— EKONOMİi Pamuk piyasası Egede pamuk üzerine hararetli işler oldu Ege mıntakası pamuk piyasası sön hafta içinde oldukça hararetlen- miş ve fiyatlar yeniden yükselmek- tedir. İlgililerin Almanyadan aldık- ları haberler memnuniyet vericidir. Bu itibarla piyasa sağlam telâkki e- dilmekte ve fiyatların yükseleceği kuvvetle umulmaktadır. Son fiyat - lar: Perse birinci 41,75 kuruştur. Mersin mıntakasında son hafta içinde bazı pamuk cinsleri üzerinde hafif fiyat yükselişleri kaydedilmiş- tir. Adana borsasında yapılan muame- leler geçen hafta ve geçen yıla naza- ra ndaha fazldır. Mımtakadaki son fiyatlar aşağıya yazılmıştır: Adana Borsasışda: İane I. 33 -36 Parlak 33,5 Temiz 3i Ceyhan piyasasında: İane 35 Yerli - - 32 Tarsus piyasasında: İane 42 Mısır, pamuk piyasası son hafta içinde hararetlenmeğe başlamıştır. Dahilde Iskenderiyeye nisbeten faz- la mal gelmesine rağmen hazır mal üzerine yapırlan muamelelerin art - ması fiyatları da yükseltmiştir. Amerikan pamukları piyasaların - da son hafta içinde bazı yükselmeler görülmüş ve »bunun neticesi olarak fiyatlar, Nev-Yorkta 8 den 16 pun- toya, Liverpool'de ise 7 den 12 pun- toya çıkmıştır. Amerikadan gelen ticari haberler- den anlaşıldığına göre Birleşik A- merika Devletlerinin garp bölgele- rinde yağmurlar ve suhunet, mahsul için son derece muvafık olarak de- vam etmekte ise de havaların evvel- ce haddinden fazla soğuk olması yü- zünden yeni mahsulün idraki biraz (daha gecikecektir. Üzüm ve incir pıyasası Ege mıntakası, İzmir üzüm piyasa- sı son günlerde sağlamlaşmağa doğ- ru meyletmeğe başlamıştır. Almanya da stokların hayli azaldığı ve orta Avrupadan gelen taleplerin — müsait olduğu bu duruma sebep gösterilmek- tedir. Son hafta fiatları ise aşağıda gösterilmiştir: No. Son hafta T 7,50-7,15 8 8-8,25 9 8,50-8,75 10 11,50 Bu yıl mevsim başlangıcından 3,6. 936 akşamma kadar İzmir borsasın- da satılan üzüm miktarı 73,260,257 kilodur. Son hafta içinde Hamburg piyasa- sında hazır mallar üzerinden mua- meleler normal derecede bulunmuş- tur. Kuvvetli tahminlere göre, halen Hamburgta 1935 rekolteslnden Mövi - cut 190.000 dık d de olup bunun 150.000 sındxgı Türk 20.000 sandığı Yunan - Kandiye ve 20.000 sandığı da İran mahsulüdür. Ilgililerden bazıları bu stokların an- cak yeni mahsule kadar olan zaman zarfındaki ihtiyaca kifayet edebilece- ği mütaleasındadır. Yeni mahsul üzerinden mühimce miktarlarda satışlar olduğu ve bu - nun neticesi olarak piyasanın kuv - vetlendiği haber verilmektedir. Geçen haftaya nazaran yeni mahsul fiatları yükselmiştir. Eski mahsul üzümler için son hafta içinde İzmir ihracatçı- larmın 100 kilo başına cif Hamburg istedikleri fiat şunlardır: No.T Extrissima Karaburun 13,00 Türk lirası, No 8 Kirup Karaburun talel. son günlerde sağlamlaştı Ege mıntakası piyasası 12450 Türk lirası, No. 9 Auslese 14,00 T'ürk lirası, No 10 Nec plus ultra 16 Türk lirası, No 11 Exelsior 18,00 T. Hrası. İmcir Ege mmtakasımda stoklar tama- mien tükenmiştir. Bunun neticesi ola- rak bittabi muameleler de durmuş - tur. Hamburgda ithalâtçılar elinde bir mül:tar daha stok bulunduğu bildiril- mejktedir. Bununla beraber ilgililerin çoğu mevcut stoklarım yeni mahsul pizpasası üzerine herhangi gayri mü- sait tesirler yapması ihtimâal dahilin- deugörmemektedirler. Maliyet fiyatları #Sunayi maddelerinin maliyet ve sa- tış fiatlerinin kontrolu hakkındaki kamıın, ticaret odasma tebliğ edilmiş tir. 'Bu kanunun hükümlerini tatbik etmiek için oda hazırlıklara başlamış tır. Bu işle uğraşmak için ayrıca bir konmisyon teşkil edilecektir. Komis - yon, sanayi mamulâtının satış fiatle- rini *fabrikalardan soracaktır. Ektsndan başka fabrikaların mali - yet ıfiatleri de tahkik edilecektir. Yumurta ihracatı Yimurta ihracatındaki hararet de- vam setmektedir. Dün İspanyaya, bir Ispanmyol vapurile 3500 sandık yumur ta ikm'aç edilmiştir. BORSA Fotoğraf Tahlilleri Fotoğraflarınızı bize gönderiniz, karakte- rinizi size söyliyelim! Kuvvetli bir iradeye sahiptir. Ar- ( zularının yapılma- sını ister, çalışkan dır. Fazla kızdır- maya gelmez, ar- —— ——- ——— — Sarıyerden A. S. imzasile : Bir aile efradı gibi her zaman be- raber vakit geçirdiğimiz bir aile kı- F; Jle bir aylık bir aşk neticesi uğ- kad ına kar - şı çok sadıktır, İ- yi bir aile Teisi olabilir. Kuyvet - li bir muhayyilesi vardır. Büyük bir eser — yapacak - Tevfik Usluer - tir. * Zeki ve müdekkiktir. Temizliği sever, bilhassa vazifesinde azami dikkat — gösterir, iyi bir fabrikatö olmak istidadı vardır. Ayrıca gü zel sanatlara kar- şı sevgisi ve bir o kadar da isti - dadı vardır. Bir az muhafazakâr - dır. Ani karar - lardan — hoşlan - maz. Teemmül sa hibidir. Erman * Zekidir, kendini en korkunç teh- likelere atabilir. Çalışkandır. İn - sanları ikna ede- bilecek — kudreti vardır. İyi bir si- nema artisti ola - bilir. Ayrıca riya- ziye — kabiliye - ti — kuvvetlidir . Dost — meclisle - rini sever. Musiki- ye kabiliyeti var- diır. Birdenbire İspiro Delioğlu zengin olacaktır. » Çok hassastır. Ticaret işlerini se- ver. Bahçeye çok meraklıdır. Güzel söz söyleme ka - ğ ğ biliyeti vafdır. Ma” r üskülâtı izah edecegım Evmnze gmp çıkan ve haitâ aile eğ- lerinde gayet i hatta bir kardeş gibi geçen zamanlarımız bundan on beş gün evvel, hatta bir aydan beri değişti, kizda bazı gayri tabii haller, bana karşı utangaç ve —— ——— — SeVİŞM%leY İenve, Üç sene bekliyeyim mi ? 20-6-9838608 —— r laştırsınlar diye. Fakat annem hiç beklemediğimiz bir teklif karşısın- da kalınca şaşırıyor. Bizim vaziye- timiz fenadır, eğer 200 lira ağırlık verirseniz, kızımızı — veririz, diyor- lar. Bu #2amanda ağırlık kimde var rica ederim? Annem israr karşısın- da ağırlık veremiyeceğimizi ve on- lardan bir şey de istemediğimizi, yalnız ufak bir ihtiyaçlarını karşıla- mak u*ere 50 lıra kadar bir yardım sıkılma halleri var. Beni şüpheye dü şürdü, bir mektup yazıp fikrini an- lamak istedi Cevap, müsbet bir şekilde verildi. Üçüncü ktub u öylemiş. Onlar da kabul etmemışler. Bittabi biz de on- ların istediğini veremiyeceğimizden okurken valdesi ele geçiriyor. Sami- mi olduğumuz için bana getirip okut mak istedi, ben de açık olarak mek- tubun tarafımdan yazıldığını ve sev diğimi, sevgımin alay tarzmdn oZ— mayıp, di Ö; Akşam ailece tnplandı Ben fıkrımı açık olarak anlattım, sevdiğini tek- rar ederek müsaadesini istedim. An- nesi buna “pek âlâ senden daha i- yisine mi vereceğim,, diyerek kabul etti. Tabii benim fikrim şimdi de- ğil. Yine hiç olmazsa 3 sene kadar beklemek, vaziyetimi düzeltmek lâ- zım olduğunu da söyledim kabul e- dildi. Fakat bir kaç gün — sonra bu üç seneyi bekleyemeyeceğini ve bu i- şin bir seneye kadar olmasını istedi. Ben de mesut bir aile Yyuvası kur- mamız, için bu kadarlık bir zamana ihtiyaç olduğunu tekrarladım ve bu yüzden ar da bazı kalbimizi ren- cide edecek sözler sarfedildi. Ve ne- tice bu şekilde kaldı. Yalnız kızın beni çok sevdiği ve gece gündüz uy- kularını terk ettiği, yemeyip içme- diğini de ilâve ediyorlar, fakat ben kız da bu kadar derin bir aşk oldu- ğuna dair bir emmare görmüyorum. Biz biribirimizi görmüyoruz. Ailele- rimiz görüşüyorlar. Sizden çok rica ederim, bu husustaki düşüncelerini bu işten çtik. Bizden sonra kı- 21 başka birisi istiyor. Yalnız bu zat taşrada olduğundan ailesi söz kesil- meden, araya vasıtalar koyarak bu işin bitirilmesini Tica ettiler. Fakat ağırlıktan yine — vazgeçmedi- ler. Mesele de öylece kaldı. Bir gün hiç tanımadığım bir kadın gelip fi- lan yerde yine tanımadığım bir ka- dının ismini veriyor ve beni muhak- kak beklediğini, onu gidip görmemi söylüyor. Mesai saatıma tesadüf e- den bu daveti yerine getiremiyecek- tim, çünki randevu verilen yer ça- lıştığım yerden gidip gelme bir saat tan fazla tutardı. Zaten — böyle lnr kadın da dum. T! ğım için de gitmedim. Eğer pek mü- him ise onun beni gelip — görmesini söyledim. O da gelmedi. Meğer son- radan anladım ki beni bekleyen ve görüşmek istayen talip olduğum kız miş. Bunu öğrendiğim zaman da kız diğer talip olan gence ağırlıksız ve- rilmiş. Hatta nişanları bile olmuş. O zamandan beri iki ay geçtiği halde geçen gün yine bir haber gel- di, Kız soruyormuş ve verildiği yer- den memnun değilmiş. Eğer benim kendisini hâlâ almak fikrim varsa bil dirmemi, gizliden bildiriyor ve ben- den haber bekliyor. Ben hâlâ cevap vermedim ne yapay ini- zi çok açık, ve doğru sözlerinizle der dime ortak olmanızı derin saygıla- rımla candan dilerim. | Sizin vziyetinizde "dert” sayılacak Bu vaziyet karsısında — nasıl ha- reket edeceğimi bilmiyorum. Vic- danım da onu nişanlısından ayırma- ğa müsaade etmiyor. Halbuki © be- ahsule ai İ GEREL AA AM Ç A ğ BReReiüei Befayi y - $ İ a * vaziyeti- | , ; Trrr Te ereâln :;'ık e ait taxl:ımâîıne:mtıînhâıı 19 HAZİRAN COLIMA Ş;ı:al;r; l::tşî;'?!î)iı p hîr_şe? yokmm?susî ve mali vmyeşı ni sevdiği gibi bende 'onu aym sev- kay;e değerçş:iîldeğişikllk olmıyaca- | Paralar Eslitam aile reisidir, Seya- nizi bilmediğimiz gibi yaşmızı da bil- | 4i ile seviyorum. Ve birleşirsek me- ğı bildirilmektedir. Ki Üt Ka ü hati sever. Bazan Miyoruz ki size kat'i bir şey söyliye- | S ; bir yuva da kuracağıma kantim. Te Sa Tei artaatda. Khi L $ î ınkzı- ) :ü. Bâ.n—o bedbin görünür. lim. Fakat, sizin doğru ve mantıki dü- | Yalnız nişanlısından ayırmağa vic- ren aktedilen * ticaret mukavelesile Sterlin 633,— 633,— Hamiline 9,90 Buna rağmen ira- şündüğünüzü zannediyorum. Bununla | danım bir türlü razı olmuyor... kas suretile Brezilya- eei iğlren 126,— Ân sidolu 95 a 24,y0 —| desi her şeyden beraber, meselenin hallini kendi aile-| Şimdi ben ne yapayım? Beni bu MKB YENİN Cü e Sç| O 20 Franam e. — 16878 | 166 ei AM -4050 | üstün olarak onu ! d hususta lütfen — tenvir edermisiniz da.n pamuk alması, Amerikan pamuk 20 Belçika frangı 80,/— 84 — Sirbü:thayriye 16,50 ee bi merlar nize bırakmız. Onlar, sizi ve kızı da ( *? t salâh bulacağını ümit 20 Drahmi Z— 23,50 Tra tavay 19/10 tabif hayata sev- tanıdıkları için, sizin en ziyade lehini- Tica ederim ne yolda hareket ede- ettı hâdiselerden maduttur. 20 İsviçre fr. B20,— Bornnonti Nektar 9,20 keder. Edebi kabi - ; .| yim? ren $ 20 Çek kuron 90,— Ter kos 12,50 T ze ve vaziyete uygun şekli bulurlar, si| " Mademki K Z k liyetleri — vardır. kızı seviyorsunuz ve o da Hint pamukları rekoltesi evvelâ | — 20 Ley 16— Asir m Çimento Kupon kesik — 9,35 el Ural ze de bildirirler. Böylece hem mantı- | sizi sevi İ yağmursuzluk, sonra da haddinden | — 20 Dinar S2— |» Merfcez Bankası çörs | Pirinci « dercasir gt Prb e d yi sizi seviyor, derhal kendisine herhan- eei . ee sizi Liret vesikalı 195,— Osn'tanlı Bankası Ç yt de roller oyniyabilir. ki bir iş görmüş, hem de ailenizi mem- | gi bir vasıtayla müracaat ederek o- fazla mevsimsiz yağmurlar yüzün Plorin Üü Şarlç Merkez Be E 4 d den pek fazla sarsılmıştır. Tekmil Avusturya şilin Zd SER SYA ERAR a * nun etmiş olursunuz. nunla bir mülâkatta bulununuz. Bu rekoltenin 5.679.000 balya tutacağı Mark 8— (İstikrazlar Kendinden memnun, hayatmdan, | * * görüşmede anneniz de bulunursa iyi bildirilmektedir. ; Çein Foti TEŞERFEEN muhitinden memnun tir karakter. Ağırlık i i olur. Hattâ yalnız anneniz görüşür- f : Leva” 23X D amtikar 21,07.50 Mes'uliyetsiz işler - gırlık istemişler se daha iyidir. önt KESRİYAT Yen h Hd dar iğdA de muvaffak olabi-| — İZmirden H. K. R. imzasile : Anladığımıza göre, ailesi bu — kızı, Y Ş tAııvec kuronu 9;;.—- İstik razır dahili y şilet dir. Cemiyetin muh| — Yaşım 27, tahsilim ortadır. Ser- | kendilerine bir nevi gelir vasıtası yap- â B.nuk'ı“ 246.— Pesmi A. B. C, 9S telif tezahürlerine| best meslek sahibiyim. Bir aile ge- |mak istemiştir. Bunu, hiçbir ebevey- Agaç Sıva: 4Erzurum T 97— ; indirecek k TÜ aç F s " ç ekler , Ç Dt 97— karşı lâkayıttır. E-| çi cdlar kazamymum_. Ai- |nin yapm&şa 'hakkı .yoktur. Vicdan Sanat ve fikir (Ağ"fğğ ğer bunu büyük bir| lemin Muvafakatiyle tanımad azabı gelince, söylediğini- 12 inci sayısı çıkmışurBu BAYI e Paris üzerine ız03 (Mesitr tahvilleri hakikate ermişli -| bir ailenin kızına evlenmek üzere ta- | ze göre kız, evvelâ, nişanlısını görme- cip Fazıl Kısakürek'in (ahlâkımız) tg:!i::iı üzerine 633.50 Zei ğinden — yapıyorsa| lip oldum. Kızın ailesi cap eden tah- | miştir. Sonra, görmüş bile olsa iste- m?.kalîî bilhassa dikkat ve alâkayı | — Dolar 0'"':;:33 Dod Ft Başıni ö çok küvvyetli bir| kikatı yaptı ve münasip buldukları- | miyor, sizi istiyor. Bunda fazla has- Bü ayrıca Ne- Belga' 4,68,88 1911 IN 88— 89— şahsiyet demektir, | nt söylediler. Yalnız nişan olmadan |sas olacak bir vaziyet olmadığı gibi, cip Fazıl ve Feridu_n Fı.zdm birer şii- Cenevre z:ğ.î_—'ı_ , Dostlarma karşı ktzğ_ tamımadığım için görmek tekli- | sizin hareketiniz bir ihkakı hak ola - ri ve Abdülhak Şinasi Hisar, Bedri | — Şofia Çkyem Tahvilât / müsamaha - fini yaptım. Onlar da bu teklifimizi | caktır. Bu kızla yukarda söylediğimiz Rahmi Eyüpoğlu,Asaf Halet Çelebi, T eç kârdır. Halük| doğru buldukları için göstermeyi va | şartlarlı bir görü beyin Çekoslovak 19,11,68 K P vi u ü Â ukları için gı y şartlarla son bir görüşme yapınız. Ve Selmin Tevfik, Sılih Zeki, Cevdet Avusturya 4.1]!.;: îî“ î"'ı ğ 10,70 Ali Ruça tabiatlidir. Hare - dettıl_er. Biribirimizi gördük ve be-|eğer şifahen de anlaşırsanız der- kudret, Ayetullah, Miraç ve Şerif Hu- H::: üeü Pa a ”“ ği ağg ketleri insiyakma bağlıdır. Yorulmak ğendik. Kız güzeldi Deyhal i,|hal evl Size saadetler temenni lüsinin makale ve tetkikleri vardır. İspanya pezeta 5,80,80 Ana dolu Mümessili 5155 — | istemez. Kolay muvaffakıyetler arar. | evlerine gönderdim. Nişanı karar- |ederiz. pan, ,3 NLN REKTE LOT AA TTT TTT GST TT TTTT A SO T SD LALTEME TTTT LA ÜTÜ R TT GKL KEL ADT D GNT TTTT N TT G TT TTTT No. 58 Bu meseleyi dostça ona anlatacak-|kenderityenin en büyük hanlarından | ğil. Birkaç kereler Kongo ve Çad gö- | dım önümüzdeki leşin çirkin kokusu| — Şu sırada bir tehlike de arkadan, tım, Fakat şimdi sırası değildi. Onun | beş onuma sahip olan bir mirasyedi. — |lü taraflarında hattâ Hindistanda av- | burnumuzu kırıyor. Fakat buna ta- | yandan bir yılan hü uğı'ımak. A d ı H için lâkırdı değiştirmeyi tercih ettim:| — Pren:slik tarafı pek zayıf olmakla | cılık etmiş enternasyonal avcılar. At- | hammül etmek lâzım. Çünkü aslan bu | gu takdirde bütün plânlarımız alt üst i emle avva — Her halde bir şeyler yapmak lâ- | beraber: parasının azameti bu şata-|tığını vurur ve bilhassa aslan avla - | kokuya gelecek, p Bürhan CAHID İyi bir muhit bulunamadığını söylü- yordu. Yetişmiş kızları olan bir a- nanın duyacağı bütün endişeleri o - nun gözlerinde okudum. * O bunu söylerken direktör: — Dostumuz Kâmıran artık sizi galnız bırakmaz, dedi. Samimi dost- lara kapımız her zaman açıktır. Hürmetle eğildim. Bir aralık Mösyö D&clozier bana dönerek: — Nasıl, dedi, hâlâ otelde misin? Bu suali zaten bekliyordum. — Evet, dedim. Fakat niyetim ar- tık bir apartman tutmak. Otel ha - nekadar var. Ev gibi olmaz tabil. Biz ilk gel- diğimiz zaman bir ay kadar otelde kaldık. Nekadar rahatsız olduk,. — Hem masraflıdır da, dedi direk- tör. Apartıman tutarsanız iyi edersi- Biz. zım. Siz ne zaman döneceksiniz? — Yarm istirahat edeceğim,. Öbür gün sabah treniyle gidiyorum. Bu hürmet edilecek aile babasmın mazbut ve sakin hayatmda ne tatlı bir sükünet ve emniyet var. Mery'nin klüpte beni beklediğini kdüşünmeseydim bu sevimli yuvanmım gittikçe derinleşen, tatlılaşan samimi havasını bırakmıyacağım. Saat on bire doğru izin istedim. Hepsi 'beni kapıya kadar getirdiler. Madam Doklozye tekrar tekrar kendilerini ziyaret etmemi söyledi. Onları gözle görülen coşkun saadet- lerinde bırakarak bir taksiye atladım. İçimde tadımna doyulmamış bir zevkin heyecanı var, * Mery'yi kalabalık bir tanıdıklar grupu arasında buldum.. AÂvrupa seyahatinden yemi gelen prehs Hasanm bir aslan avı hikâye- sini dinliyorlar. Prens Hasan Mısırın pamuk çift- fatlı lâ kabı ona az bile gördürüyor. , Zatern buras prensler diyarı.. O ka- dar bol prens var ki! Hepsinin taçlı, marka'lı cigaraları, zarfları hattâ oto- mobilleri var. Preris Hasan ben geldiğim zaman cenu'bi 'Sudan hikâyesini şöyle anlatı- yordu: — Alslan avcılığı bir muharebeden daha tehlikelidir. Bu vahşi hayvan en müthişksilâhlara yelesi kabararak hü- cum erler. Onun için de tehlikesi faz- ladır. Ateş etmek için saklandığınız pusuyu! sezdiği anda onu tutacak bir kuvvet "yoktur. Bütün hırsı ile saldırır ve sizi kımıldamanıza bile fırsat ver- meden 'parça parça eder. Kadımlar prensin hikâyesini hay - retle, takdirle, dehşetle dinliyor, er- kekler soruyorlar: — Siz hiç tehlike geçirdiniz mi? — Müthiş! Hele bu son seferde ge- çirdiğim tehlikeden nasıl kurtulduğu ma hâlâ şaşıyorum. Yanırmmda iki avcı daha vardı. Bun- liklerinden sekizine ve Kahire ile İs- lar öyletbildiğiniz bildirem avcıstde- rında tecrübeli. Uç kişi gündüzden hazırlanan oba- ya gün batarken girdik. Oba; aslan yataklarma yakm ve bilhassa parçalanıp kokutulmuş bir ö- küz veyahut beygirin leşine yakm, hemen hemen yirmi metre yakında, dallar, yapraklar, otlarla kapatılmış bir yerdir. Biz böyle- mükemmel bir oba yaptık, içine yerleştik. ” Gündüzden silâhlarımızı yirmi met- ro ilerdeki leşin merkezini ateş altma alacak şekilde tesbit ettik. Bu şekilde yırtıcı sahralar kralmı tepelemek im- kânı vardı. Akşam karanlığı ile beraber Üüç avcı ve iki yerli hizmetçi obaya yer- leştik. Sahrada gece ne müthiş, ne kor - kunç oluyor. Ortalık karardıkça vahşi hayvanlar yuvalarmdan,yataklarından çıkmağa başlıyorlar. Herbirinln kendine göre bir acı haykırışı var. Obaya yerleştik. Thtiyat silâhları- mız da dolu olarak hazırtız. Yirmi a- Midemiz bulanıyor, arasıra yanımı- za aldığımız rom sişesinden yudum yudum içiyoruz. Çıt yok. Aslan o kadar hassastır ki, yirmi adım ilerdeki leş kokusunun arkasın- da insan kokusunu bile sezebilir. Cigarasızlıktan sıkılıyoruz. Fakat ateş yakmak yok. Bizi korkutan baş- ka bir şey daha var. Aslan için koyduğumuz leşin ondan | yo! evvel başka bir hayvan tarafından ye- nilmesi, ; Bu takdirde ne yapacaktık. Onu vursak silâh sesi belki de pek uzakta olmıyan aslanı ürkütecek. Vaşhi hayvanlar biribirlerinin sesi- ne ve kokularma o kadar alışıktırlar _ki, sahrada hırîugngi bir yabancı ko- Kırınlık çöktükçe ıa.hra.nm deh- geti arttı. Korkunç ulumalar, böğürtüler ve yakmımızdan geçen iri yılanların dal- ları,çalıları ezmelerinden duyulan ça tırtılar. olabilir. Yanımızdaki iki yerli aver ayni za- manda bizi muhafaza edecekler, On- lar gayet mükemmel bıçak kullanı- yorlar,. Keskin, geniş yüzlü uzun bı- çaklariyle en büyük yılanlara karsşı koyarlar. Bekliyoruz. Sesler gittikçe artıyor, yakınlaşı- r. Fakat aslan sesi ;o! daha! Aynl vaziyette dürmak ne zahmet- li şey. Olduğumuz çalı çırpı ile k“ıh. Yalnız leşin ol- duğu tarafta blnu'*mıl deliği gibi pencereler var. Karanlıkta aslanm geldiğini görmek de kolay değili fa- kat onun parlıyan M görme- mek kabil mi? M Yarım saat, bi rsaat, iki saat. Leş kokusuna dayanmak imkânı yok. Bu kadar tehlikenin üstüne bir de bu leş kokusunu — cekmek (Arkası v0:)

Bu sayıdan diğer sayfalar: