eman 20-6-936 ' Uludağda, memlekette ve dünyada İstanbulda küsuf İstanbul dün sabah şimdiye kadar görülmemiş derec Beyoğlunda bir bekçi| başladığını bir o şişel| rakıyı ağzına döktü Sabahlamak âdeti em Bey Tu caddesini: me doğru ol gin tam karşıdan ekibim v rını bir dev projektör gibi cad dar koridoruna aksettire ler. Bu, dün sabah ta k simden doğru, aşağı iki kollu inerek sokakları süpüren çöpcülerin kaldır dıkları tozlar, güneşin daha küsufa uğramadan doğmuş olan güneşin huzmeleri altında pırıldıyorlardı. Tek tük çingene kadınları, sırtlarmda bi rer küfe, kapı önlerinde çöp tenele- lerini kargalar gibi karıştırıyorlar ve karmcalar kolordu halinde uçu - yorlar.. Birdenbire, sanki büyük bir filmin muayyen bir sahnesi alınmış ta “sunlight,, denilen muazza; jektörler sönüyormus gibi, güne: Beyoğlu koridorunu dolduran ziyası söndü. Ağacamii köşebaşında grup halin de toplanmış olan şoförler, ellerinde birer isli cam, güneşe bakıyorlar. — Başladı mı? Diye koşan bir genç, elinde tuttu- ğu bir... rakı şişesini ağzma daya- yarak, gözleri şimali şarki cihetinden dairesi kararmağa başlamış olan gü- neşe dikili, bütün mânasile lâkır lâ- kır içti, ve o esnada, gökyüzünden acı feryatlar duyuldu. Bunlar, gü - nün bu kadar çabuk bittiğine hayret eden kargaların istiğrakları idi Şimdi artık, güneş, önüne gelen Byın küresinin, manzarasını kapa - ması yüzünden hilâlleşiyordu. İsli cam parçalarına da | tı. Bulutlar, güneşin meleri halinde geçiyordu ve küsuf, çıplak gözle tamamen takip edili, du. Taksim meydanmda günün bu sa- sti için âdeta kalabalık denebilecek kadar insan vard. Güneş tu - tulmasıyla beraber oldukça hissadilir bir soğuk ta çıkmıştı, Bu- nün için, me nda caddede görülen ve yazlık elbiselerile çıkmış birçok kadınlar, yanlarındakilere melim,, demeğe baslamışlardı. İlk tramva ikinci mevki ve dolu olarak gelm küsufun duyunca güneş dairesinin üzerinde nu ber tarafından hilâ| inde gösterdikten sonra, sanki İstanbul - Yular için onu tamamen kapayama - mış olmaktan müteessir, kayıp git - mişti, ve güneşin bol ziyası, çöpçü- lerin kaldırdıkları, ve küsufu, hava- da, ağzı açik seyredenlerin yutmak- la bitiremedikleri tozları zerre zerre | tekrar parlatmağa başlamıştı. ! Kargalar, ikinci bir gin olmuş gi- | bi, bir saatte iki gün ibtiyarlamış o- | larak tekrar meçhul istikametlere uç | tular. yordu: Her, İ neş, yine kararmaya başladığı ta - ede erken uyandı Çamlıca yolları bile sabahleyin adam al-| mıyordu. Her taraf müthiş (kalabalıktı. Güneş tutulma hidisesi, son gü stanbulun en çok konuşul mevzuu olmustu. Vapurda, tramvay- benzeyen mükâlemeler kulağa çarpı- P da, trende, sokakta biribirine çok — Güneş tutulacakmış.. Yazık.. Çok erken Hep uykudayız, göremiyeceğ Göremiyeceğini zanneden eks yet, tahmininde aldanıyordu. Filhaki ka İstanbul, dün sabah, şimdiye ka- dar görülmemiş deretede erken uyan dı ve halkın belki yarısından fazlası güneşin tutulmasını seyretti. Güne - şin tutulmasmı seyir için hazırlık- ha geceden başlamıştı. Herkes. yi daha iyi görebileceği yeri daha geceden tayin etmiş bulunu - yordu. Merakmt evinin penceresin den tatmin etm kâfi bulanlar ol- duğu gibi, y k ve muvafık bir semt İntihap derek oldukça uzun | yolculuklara da katlananlara tesa - düf ediliyordu.Güneş yarım saat son ra yeniden kaybolmak üzere doğdu- ğu vakit Istanbullularm çoğunu kıs- men ayakla,kısmen sokakta buldu Geniş meydanlara giden caddeler bu saytle tesadüf edilmemiş derecede kalaba Bilhassa günün bu vak- tinde en tenha bulunan Çamlıca, dün sabah en kalabalık y luyor. ani» | liyö köylerinden arab: la gelen bir kalabalık, küsufu daha iyi görmek için, şehrin bu en yüksek noktasm- da toplanmıştı, Güneş tam 4,24 de| doğdu. Hava pek az bulutluydu. Göz enüz bütün kliğin! kazanı mayan güneşe dikilmiş, herkes kü * suf hüdisesinini beşisinasini( bekliyor du. Saat beşe 45 sâniye var. Küsuf başlamıştır. Fakat bunu henüz his- setmek kabil değil Herkes küçük mikyasta bir rasat meraklısı olmuş, Güneşi vapur du manı gözlükle tetkik edenden tutu- nuz da, irili ufaklı dürbünlerle vazi yeti tesbite uğrasanlara kadar her kö- du edilecek derece- r. Pencerelerde bi- arına çıkan merak caddelerde kümeler teşkil eden isler, bütün bir dikkatle hâ yrediyorlar. Leke büyüdü, , Dakikalar geçtikçe havanm ssedilir derecede karardığı görülü- yor. Suat 5,54,07. Evvelâ hilâl sekline giren güneş şimdi kırmızı bir çizgi hslinde, Hava, kuvvetli bir mehtap- la aydınlanmış gibi. gi de kararmaya baslı da kaybolacağa benziyor. Fakat gü- Bu leke gözle takip hlar Güneş tutulduğu sırada Beyazıt hulesin den karanlıklar içine bürünen İstanbula bir bakış Rasathane Müdürü neticeden memnun Küsuf hâdisesi bütün teferrudfile Uludağda tesbit edildi (Sureti mahsusada Uludağa gönderdiğimiz muaharrirlerimizden birinden) Kümuf hâdisesi akebinde, rasatane | sariiyede başlamış, müdürü, Pa' ni, Uludağda, kendi adi: n' tepede buldum. Bana şunlârı söyl di — Tallimize, hava son derece mü- , evvelâ kızıl bir çizgi halinde e başladı. Bu çizgi dakika Biraz evvel Güneşin yavaş yavaş | kayboluşunu, garip ve izah edilmez bir merakla takip edenlerin yüzün- de, şimdi yine a maz bir sevi: cin aydınlığı parlıyor. Sanki kaybol- | ren eski bir dost e, Bilâl şeklini al ra karanlıklar, lekeler silin » bütün azametile yeniden par- lamağa başladı. Sant 6,58,57. Küsuf tamamen bitmiştir, Caddelerden evlere akın başladı. Açık pöncerelerin önünde biruz ev velki kalabalıklara tesadilf edilmi - yor. İstanbullular, çal lamasma in disenin dedikodusunu Yapıyorlar. baş hâ- 70 saniye: kağ külli vaziyeti devam eti yediye doğru da h duğumuz 2100 ra başlangıca her türlü teferrüatile İm sonun tesbite muvaffak olduk Neticeden memleketimizde tetkik etm a kadar Küsufu e gelen memnunum, Romanya rasatanesi Donis'i de Yüksek mıntakalaı'da, ha - | Jektaşım Jetmiştim. vanın rasat için müsait ileri sürerek küsufu İnebol'nda, tet kik etmeğe gitti Fakat ben, Uludağı, bet ettiğimi şimdi anliyorum Romen rasat heyetinin aletleri mü kemmeldi. Bu beraber, küsufu, İbizim kadar iyi takip edebilrniş olma- larını şüpheli bulurum. Bizira nok; tarafımız, işe yarıyacak rüah fotoğraflar çekementiş olm: irmızdır. Vakıâ, küçük bir makin: İ Bununla, küsuf esnasm resim âldık.Fakat bunlardan tam bir | netice elde edemiyeceğiz. Küsufu İne- boluda tetkik eden Romen #asat he- yet elli bin lira kıymetinde mü - bir fotoğraf aleti var, inde güzel resirhler çek- kemmel tahmin ediyorum. İğasatane esin tutulmasır gelen Fransız Hava, her nevi rasat icrasma çok müsaitti. Küsufun pek az yerler- İde Uludağdan daha vazıh o olarak görüldüğünü iddia edebil . Bilhas- sa; ondülâsyon hüdiselerini müken İmel surette tesbite muvaffak olduk.,, | Uludağa çıkanların arasmda, 10 - toğrafı olar birkaç kişi vardı. Bun - lar, küsuf esnasında durmadan fo - toğraf çekiyorlardı. Ben de bu arada Fatinin birkaç poz resmini aldım. Üs tat, hödisenin tesbiti akebinde, gün- lerce süren uykusuzluğun acısını çi - karmak üzere, istirahate çekilmiştir. Kendisi, bazı rasatlarda bulunmak üzere, daha birkaç gün Uludağda ka- lacaktır, — Kemal AİR A İİ İş Kanununun mabadi ile çocuk sayfamızı yazımı- —— mabirlumdem kii müdürti mes -| Uludaş;ja davet | ol:madığını | —ay | Uludağda 2,100 rakımlı Fatin tepeden gi seçmekte isa |