Adnan haykırdı: Trablusgarp meselesi kükürt meselesidir! Sofyada çikan Haydan Ermeni gazetesinin 19 ağustos 1914 tarihli nüshasından bir frkra: “Menhus Mogol kavmi Ari kav - minin en temizine saldırdı; dünya, Türk denen musibetten kurtulmalı- dir.” Bu, Noyeveremya (gazetesidir; meşhur Tolstoy'un kızı Ermenilerin Ruslara Türkler aleyhinde ettiği bizmetten çıkan parlak neticeleri sayıyor. Bu, 23 Eylül 914 Deyi Kro- nikl gazetesidir; Ermenilere: (Ye - dinci müttefikimiz) diyor. Hidayet Beyefendi, 28 Temmuz 1914 iki tarihtir: Umumi seferber- Tiğin ilân edildiği tarihtir, bir! Er meni maskesinin Türk polisinin 6- Hidayet birdenbire başka türlü eoştu. Abdülhamit devrinde Allaha söven Hidayet, İttihat ve Terakki dinsiz diye, 10 Temmuzdan sonra, beş vakit namaz kılıyordu. Hüküme- tin Allahsız olduğuna söylendi. Son- ra meşrutiyet devrindeki muharebe- lere geçti. Trablusgarba acıdı. Adnan haykırdı: — Trablus meselesi “kükürt” me- selesidir! Bidayet öfkesinden kudurdu. Çün- kü aralarmda bu mesele me vakit açılsa Adnanm söylediği şeyleri ha- talryordu: “Bosna - Herseği Avusturya aldı Alye Trablusgarbı da Jtalya al mıştı. İkisini de veren Adnan ve ar- kadaşları değildi; Abdülhamitti: Zahirde ikisi de onlarm zamanmda elden çıktığı halde... Bosna - Herse- Zin Avüsturyaya iltihak üzerine Italya Meclisi Meb'usanmda kıya - metler kopmuştu. Meb'uslar, nazır» larm kafalarma hokkalar atmışlar- dı. Fakat İtalya kabinesi soğukkan- hlığnı o birekmayarak © “ Hükü me, mes'uliyetini bi- Myor; bunu bildiğini zamanı gelince filen gösterecektir.” demişti. İşte 'Trablusun almması bu beyanatın *“filen tutulması” idi. Esasen bu Trablusgarp meselesinde birçok 88- bepler vardı. Bir defa Banko di Ro- ma bunda amildi. Sonra da Italya Hariciye Nazırı San Giuliano!.. Bu adam Sicilyalı idi. Hattâ hariciye nazırlığma geşinee neraretteki bü - tin memurları Sicilyalılardan seç mişti, Sicilya kükürt madenlerile maşhurdu. Banko di Roma da bi madenleri işleten bir bankaydı. Trab Husgarpte de kükürt madenleri meb- zul denecek kadar çoktu. Ve Alman- lar bu madenleri işletmeğe kalkışm- €a bu rekabet Banko di Romayı kuşkulandırmıstı; bütün mesele bu- radan çıkmıştı; işin esası hep Ban- Ko di Romaydı!,, Adnan yine bunları söyliyecekti. — Hidayet hatırladığı bu muta- Maları şimdi yine dinlemiş gibi ce- Ialyandı. Ve bütün Trablusgarp, Osmanlı İmparatorluğunun, telgrafı Maltayna bağlı bir sürgün yeriydi. Si- zin Trablusgarp dediğiniz yer bütün Abdülhamit devrinde Mısır ve 'Tu- nus gibi iki mamure arasmda bir milyon kilometroluk bir viraneydi. Biz bu toprak yığınmı 10 Temmuz- dan sonra birkaç senede cennet ya- pamazdık. Yalnız vermiyelim diye uğrunda ölebilirdik. Nitekim cemi- yetin birçok kıymetli zabitleri öle - siye çalıştılar. Ölmedilerse tesadii - fen ölmediler. Hidayet, şimdi 'Trablusgarbı br takmış, Abdülhamidi müdafaa edi - yordu. İsminin etrafında birçok in- ledi, kalktı, gitti. Hidayet gittikten sonra Adnan dahiliye nazırmı telefonda aradı. Adnan — Evet benim. Telefon — ..ss.» Adnan — Canım şu adami niçin #meturmuyorsun? Zehir saçıyor... Adnan — Dün sana mı geldi. Telefon —...... Adnan — Bu sefer de şfiravı dev- let reisliğini mi istedi? Telefon — Adnan — Yine dedin? Be birader, söylenir mi? mi “hafiyesin” insanm yüzüne Adnan — Hakikat, hakikat! Ama her hakiki söylenmez ki kerdeş. Adnan — Anladık; evet (namus- Belediyede Lokantalar için yei kararlar alınıyor Şehrimizdeki lokantalardan bir kıs mmın pis, bir kısmında fiyatlarm pahalı ve bir kısmında da porsiyon- larm gülünç derecede azaldığı bele- diyece tesbit edilmiştir. Bu itibarla Belediye lokantalarda hem temizliği | temin edecek, hem porsiyonlardaki yemek mikdarını çoğaltacaktır. Ay- ni zamanda fiyatlarda tenzilât temi- ni için de tetkikat yapılmaktadır. * Çiçek ve fidan bahçevanları ce- miyetinin teşebbüsü üzerine belediye Beyoğlunda Kartal sokağında bir çi- çek pazar açılmasma karar vermiş- ti. Bu karar mucibince ilk pazar ya- rm açılacak ve badema her hafta per şembe, cuma Ve cumartesi günleri olmak üzere haftada üç gün devam edecektir. Pazarda taze çiçek ve çi- çek saksıları satılacaktır. * 'Taksimden Yukarı taraflardaki gazino ve bahçe sahipleri belediyeye müracaat ederek geçe geç vakte ka- dar tramvay İşlemediğinden dolayı zarar ettiklerinden bahsetmislerdir. Vakıa Tramvay Şirketi belediyenin teşebbiisiy!e gece seferleri ihdas ede ceğini bildirmişse de henüz bunun füli bir semere ve neticesi görülme- miştir. Belediye yeniden teşebbüsler. de bulunacaktır. —. İspanyol ticaret heyeti Dün, Ispanyol ticaret heyeti şehri» mize gelmiştir. Heyetin reisi kapiten Valuvadır. Heyet. bir iki gün sonra Ankaraya giderek, Türkiye « Ispan- ya arasındaki ticaret münasebetlerin genişlemesi etrafmda alükadarlarla suz!); evet: (kerata!) beraberim, Fakat senin sandalyende oturan a- dam herkesten evvel kerataları ida- re edecektir. Telefon —...... Adnan — “Ben böyleyimdir” © lur mu, Gece küçilk klüpte mutlak beklerim; gel, biraz görüşelim. Telefon — Adnan — Hayır, bu gece poker, moker yapmıyacağım. Bu aksam hep seninim. Telefonu kapadı. (Arkası var) Küsuf hâdisesi Sovyet istasyonları © gün izahat verecek Moskova, 16 (A.A) — 25 Sovyet ve 19 ecnebi heyeti, güneşin tam ta - tulmasmı Karadeniz ile Japon denizi arasında 25 muhtelif noktadan 19 ha İsiranda tetkik edeceklerdir. Bu tutu manın görüleceği aşağıdaki beş nokta dan telsiz telefonla malümat verile - cektir. 1 — Belorçenskaya - Şimal Kaf - kasyası- saat 6,30 dan 7,05 e kadar| -güneşin tam tutulması saat 7deo- lacaktır. Rusça ve İngilizce olarak, 2 — Akbulak “Orenburg bölgesin- de- saat 7.05 ten 7.20 ye kadar -tam tutulma saati 7,16 da- Rusça ve İngi lizce olarak, 3 — Kustanal sura) bölgesinde- sa- at 7;20 den 7,32 ye kadar tam tutul ma saat 7,25 da - Rusça ve Ingilizce olarak, 4 — Omsk -batı Siberyası. saat 7,32 den 8 6 kâdar -taf tutulma 738 de - Rusça ve Ingilizce 5 — Kabarovsk -Doğu Siberyası- saat 8,55 ten 9,15 e kadar -tam tutuk fa 9,07 de- yalnız Rusça olarak, Bu beş noktadan yapılacak olan neşriyat Moskovanm aşağıdaki İstas- yonları tarafmdan nakil suretile ve- rilecektir:. RKK. 25.04 metro üzerinden, RKI, 19.76 metro üzerinden, RNE. 24.90 metro üzerinden, RAN. 31.51 metro üzerinden. Komintern istasyonu, 1724 metro üzerinden. Yukarda gösterilen saatler Mosko-| va saatidir ki, Ankara saatinden bir temaslar yapacaktır, saat ileridir. ISTANBUL BELEDİYESİ İLANLARI Kilo 32850 günde 50 kiloya kadar ve haftada ayrıca iki veya üç gün yüzer kilo olmak üzere et muvakkat teminatı 1060 liradır. 180000 günde 500 kiloya kadar birinci nevi ekmek muvak- kat teminatı 1519 liradır. Düşkünler evi için yukarda lâzım olan et ve ekmek 15 Tem. muz 937 tarihine kadar almmak üzere kapalı zarfla ayrıayrı eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme 18. 6. 936 saat 15 de Daimi | Sanat ve fikir mecmuası Varlk'n 15 Encümende yapılacaktır. Şartnameleri Levazım Müdürlüğünde | görülür. İstekliler kanunun tayin ettiği vesika ve hizalarında gösterilen muvakkat teminat makbuz veya mektubile teklif mek- tuplarmı 18. 6. 936 perşembe saat 16 ya kadar Daimi Encüme. ne vermelidir. (3049) D. FAYDA — BİLGİLER 18: 19,15: Karmenden parçalar (plâlk); 20: Halk musikisi (plâk): 2030: Stüdyo or- kestraları; 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Aradolü Ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile - cektir Bükreş 15: Orkestra; 19,15: Konserin devamı; 2 Şark musikisi Cplâk): (1875 M) Oda musiki kaarteti; 22.10: Sarkı lar; (364 M.) 2150: Asker 22,30: Orkestra; 24: Konser nakli, Varşova 20,4 21,30: Hafif Plik; 21,30: Sö: 22: Şopen konseri; 2230: Şark lar; 23,15: Oda musikisi; 23,45: Dans , Prag 18,40: Keman konseri; 20,20: Halk yar. kıları; 20,45: Oflenbah'm “Gürel Helena operası; 22: Orkestra; 23,15: Plâk. Viyana 20: musiki; 20,34 20,30: Koro müsikisi; 21.05: Büyük kon- ser salonundan nakil: (şark » piyano); Haberler; 23,10: Avusturya musikisi; Kuartet konseri. İytoskova Hafif musiki; 19,30: Bir operetin Yabancı dillerle neşriyat. Sinemalar, Tiyatrolar * YILDIZ Mabude). ŞIK : (Paramonat Resmi Geçidi) ve (Sıplak Kadın). TÜRK: (Vonder Bar) ve (Son Uçuş) Saray: (Bozambo ve (Bir aşk gecesi) Sümer: (Düşmanlar peşinde) ve (Ke manlar çalarken) Melek: (Altın Zincir) ve (Gönül oyun ları). İpek: (Hava Kahramanları) ve (Sevgi nin sesi) ALRMDAR : (Hücum Filosu) (Gençlik Arrularn). * USKUDAR HALE : Davetler, Toplantılar Fener Yılmaz Klübü Başkanlığından * 14, 6. 936 tarihinde yapılması gereken yülik genel kongramız ekseriyet olma dığmdan 21. 6 986 pazar günü saat i0da | Klüp merlerinde yapılacağından değerli klüp üyelerinden gelmelerini dilerim. Hastane telefonları 1 (Dans Rüyası) ve (Kırk . . . (Kontinantal). 2693 2017 Haseki kadmlar hastanesi 24553 Zeynep Kimil hastanesi Üsküdar 60179 Kuduz hastanesi Çapa 2142 Beyoğlu Zükür hastanesi 43341 Gülhane hastanesi Gülhane 20510 Haydarpaşa Nümüne hastanesi 60167 Esfal bastanesi Şişti 42426 Bakırköy Akü hastanesi 16.60 Şark Demiryolları Sirkeci 23079 Devlet Demiryolları Haydarpaşa 42145 i İtfaiye Telefonları İstanbal İtfaiyesi Kadıköy itfaiyesi Yeşilköy, Bakırköy, Büyükdere, Üsküdar itfaiyesi 50625 | Beyoğlu itfaiyesi 44640 Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kmalı mn takaları için telefon santralımdaki memura yangın demek kâfidir. Müracaat yerleri Cerrahpaşa hastanesi Gureba hastanesi Yenibahçe | | Deniz yolları acentesi Telefon 42362 l Akay (Kadıköy iskelesi) 43732 Hava tehlikesine karşı korunma Hava Tehlikesine karşı koruma komisyonu, dün Vali muavini Hüdai Karatabanm reisliği altmda toplan- mıştır. Şimdiye kadar yapılan işler gözden geçirilmiş ve zehirli gaz kurs larından iyi neticeler almadığı görül müştür, Dil Cemiyeti merkez bürosu Türk Dili Tetkik Cemiyeti bürosu şehrimize gelmiş ve Dolmabahçe sa- rayındaki dairesine yerleşmiştir. Ce- miyetin umumi kâtibi İbrahim Nec- mi dün geç vakte kadar büroda çalış - Cemiyet, üçüncü dil kurulta- in hazırlıklara başlamıştır. Polonyalı seyyahlar Dün, Polonyadan iki seyyah gru- pü gelmiştir. Bunlardan biri 40 kişi- liktir ve zabitlerden mürekkeptir. Diğeri 130 kişiliktir ve sivillerden ibarettir. Her iki grup belediye erkâ nt tarafından karşılanmıştır. Dört gün şehrimizde kalacak olan seyyah- lar müzelerle şehrimizin diğer tema- şaya değer yerlerini gezeceklerdir. YENİ NEŞRİYAT VARLIK Haziran tarihli 71 inci siye Hasan AK, Abdülhak Sinasi, Hamit Macit, Nahid Sır rı, Vasfi Mahir, Yaşar Nabi, Cevdet Kod ret, Behçet Kemal, Behiç Enver, Salahat tin Ali, Süreyya i ve daha başka imzalar makale, hikâye ve şürleriyle çık mersi Oda musikisi (plâk); 19: Haberler;! yeusilkisi; |: — BIR DARBIMESEL | Bir akşam üstü Karaköydeki ya-| zihanesinden nasilsa erken çikmak imkânını bulan avukat Şefik tünel le Beyoğluna geçmiye karar verdi. Bugün canı evine kadar yürümek, | biraz hava almak istiyordu. Tü den çıkıp ağır ağır yürümeye başla- | yınca etrafından akıp giden kalab: lik onu birdenbire adeta ürküttü. Bir demet renk, koku halinde genç kızlar, kadınlar yanmdan © ekleri- | Din uçları uçuşarak süzülüp geçiyor | lardı. Avukat Şefik hayretle etrafi- na bakmıyor: “ Yarebbim ne kadar çok ve hepsi de ne kadar güzel!.. ” diye, kendi kendine söyleniyordu. | Meselâ şu karşıdan telâşlı adımlarla gelen yeşil yapraklı emprimesi ince | vücudunu nefis bir şekilde sarmış, süzgün bakışir genç kadın bir gül yaprağı kadar taze ağrıyle insanm bakdıkça bakışlarını çekecek kadar! cazip. Onun arkasından yürüyen u- fak tefek genç kiz, geniş hasir sap- kasının altmda görünen şeftali çi- çekleri gibi renkli penbe yanakları, ince narin vücudiyle birdenbire onu unutturacak kadar insanın içini sa- | rıyor, Avukat Şefik günlerdir sabah er. kenden yazıhaneye, geç vakit işten kurtulup evine dönerken dikkat et mediği bu güzelliklere karşı şimdi yeni bir âleme girmiş gibi içinde de- İ rin bir hayret ve hayranlık duyuyor, | yanından geçen kadınlara imrenen | nazarlar atarak yavaş yavaş İlerli- yordu. Fakat birdenbire kendi karı- smı hatırladı. Sapsarı yüzü, daima | üzerine dikilen şüpheli, kıskanç ba- kışlariyle o gözünün önüne gelince kötü bir şey aklma gelmiş gibi du- daklarını buruşturdu ve başını kal- dırmea birdenbire derin bir hayrete düştü. Karşidan karısı geliyordu. Şe| fiki görmüş, kaşları hafif bükülerek | her zamanki gibi asabi yürüyüşüyle | sür'atle ilerlemeye başlamıştı. Şefik ona bakıyordu. Ne tuhaf! karısı ne| kadar değişmiş. Zarif bir şekilde koyduğu küçük hasır şapkadan kri | pırıltılı saçları görünüyor, siyah el- ivaz dölgunea vücudunu gü- çizgilerle meydana çıkarmış. Ga rip şey sanki sabah evde bıraktığı kadın bu değil, basma Sabahlığm- dan geniş vücudu biçimsiz bir yay- vanlıkta görünen, saçları kırçıl bir kızıllıkta birbirine karışmış, yüzü asabiyetle buruşmuş huysuz huy kendisine bağıran karısı birdenbire nasil değişmiş! Fakat kadm yanına yaklaşıp ta: “ Ay... Ben dessana ge liyordum. Boşuna yoruldum işte. ” diye, hırçın hırçm söylenmeye baş- laymca Şefik dertli dertli içini çeke- rek daldığı rüyadan uyandı. Yaptığı tebdili kıyafete, yüzünde boyanın iş- lediği sevimli maskeye rağmen bu o, aksi huysuz kadm ta kendisi, karı- sıydı. O bunları düşünlirken kadın titiz çabuklukla konuşmaya başla-| Peride CELAL — mi mıştı; “Beni iyi dinle, diy: bön bön yüzüme ne bak hemen eve git gece yem, Var, ben de şuradan biraz ötebe Up geleceğim.” daha bir sürü tenbih lerde bulunarak, sür'atle yanmdan rısmdan, #yrtlp Yi meye başlaymca Şefik yine bir çok kadmlar gördü. Bunların hepsi tatlı tebesslimii, zarif inee mahluklardı. Şefik birdenbire yolun ortasmda durmuş, gözleri bü hepsi birbirin- den güzel kadınlara doğru büyük bir şaşkınlıkla açılmıştı. Artık onla- ra hayretten başka bir şey duymu- yordu. O eski hayranlığı, imrenişi hiç kalmamıştı. Çünkü artık çok iyi ziyordu. Bunlar da hep kopyasiydi. Bunlar da biraz ev zaktan kıvrak yürüyüşüne, yolda gelirken etrafa saçtığı *sevimli te- bessüme h inin ayniydi ve he lerine Küçük boya fisi urarak değiş- iş, başka bir kalıba girmiş kurnaz hirbazlartlı. acı acı gülün erek mırıldandı ları da evlerinde görmek isterdim.” sonra hemen bir tehlike mak ister gibi kendine geldi, “Aman benimki bana yetişiyor.” diye, dü şündü. Karısınm çabuk evde bulun masmı söylediğini yarak te- lâşla yürüm a Tam 6 sırada bir el om u tuttu. Dönün- ce arkadaşlarından avukat Nuri ile yüz yüze geldi. Nuri alaycı slayer gü Tüm: k onu süzüyor: “Yahu yol ortasında durmuş ırip ne bakıyorsun iy yordu. Şefik birdenbire boş bulun- du. Biraz evvelki düşüncelerin tesi- rinde kaldığı için yarak cevap verdi: — Kadınlar geçiyor dostum, bir- gok birbirinden güzel, birbirinden rif, tatir tebessümlü, melek yüzlü kadınlar... Onlara bakıyorum. Arkadaşı capkm bir gülümsayişle Onu süzdükten sonra içini çekti — Hakkın var azizim, insan bu se vimli, güzel mahlükları gördükten &onra eve gidince karısı karşısma çatkı yüzü, sitemli sözlerile âdeta bir düşman gibi dikiliyor. Şefik hayretle ona baktı, Arkada» şa: “Fakat onların kocaları da mu hakkak senin karmı gördükleri za» man böyle düşünecekler” demek, bunlarla kendilerininki arasmda hiç bir fark olmadığını anlatmak istedi, Fakat birdenbire karısının asabi s€- ini: “ çabuk evde bulun” diye, ver- diği haşin emri ikin, rak: “ Aman azizim r- lar.” diye, telâşla onun elini sıkıp ayrıldı. Ve yolda şu eski sözlü: “Kom şunun tavuğu bitişik komşusuna kaz görünürmüş.” darbı meselini ha tırlayıp: “ Ne doğru, nedoğru.. ” diye, acracı gülümseyerek başmı salladı. Kadınları çıldırtan in- ce kokular Suardö Pari - Krep döşin - Şa nel - Leylâk -Revdor Nerkis - Menekşe - Beş çiçek - Bin bir çi- çek - Gül - Origan - Kir çiçeği - Zambak- Lâle nevileri çıkmıştır HASAN DEPOSU İstanbul - Ankara - Beyoğlu