Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
——— ——— ——— 17.6- 9368 SON HABER Gümrükte Memurlar arasında yeni tayin ve terfiler Şehrimizde ve diğer mw larımızın tahribine sebebiyet ver- dikleri görülmüş, ve buna mâni tayinlerin listesi olmak için evvelce alımmış - ted- birlerin şiddetlendirilmesine ka- Ankara, 16 (Tan) — Kars gümrük var Yekllnieik: direktörü Muzaffer vekâlet emrmeıı- hür di Bm“'_ '.HM., ıuLııı A ş n Kireç ocakları Çok sıkı kontrola tabi tutulacak Ankara, 16 (Tan) — Büyük inşaat merkezlerine civar mahal- lerde kurulan kireç ve tuğla o- caklarmm bazı yerlerde orman- lmarak yerine Rize gümrük rü Galip, Sirkeci gümrük direktörlü- ğüne Kilis gümrük direktörü Neşet, Kilis gümrük direktörlüğüne, umum direktörlük gümrük işleri direktörlü- ğü memurlarından Zekeriya, İstanbul ithalât gümrüğü muayene memurlu - ğuna ayni gümrük kâtiplerinden Ke- nan, Fethiye gümrüğü muayene me- gümrüğü halât gümrüğü muayene memurlu - ğuna ayni gümrük kâtiplerinden Mu- zaffer, gümrükler umum direktörlü - ğü tetkik direktörlüğü memurluğuna İzmir gümrük baş kâ - tiplerinden Muhittin, İstanbul güm - rük baş direktörlüğü memurluğuna tetkik direktörlüğü memurlarımdan Raif, Akça koca gümrüğü idare me - murluğuna ceride gümrüğü idare me muru Fikri, Istanbul ithalât gümrüğü memurluğuna tetkik direktörlüğü me murlarından Osman Nuri tayin edil - mişlerdir. Diğer tayinler Çanakkale b Galata ithalât gümrüğü anbar ve an- trepolar şefi Hayrettin, İzmit gümrü- ğü muayene memurluğuna Fethiye gümrüğü muayene memuru Ekrem, M rdin muayene memurluğuna Kilis eski Mazhar, Urfa muayene memurluğım Iıhhiye güm rüğü muayene memuru Vehap, Zon- guldak anbar memurluğuna Sinop an bar memurluğundan açıkta Esat, Ay- valık gümrüğü manifesto memurluğu na Çanakkale eski manifesto memu - ru Zeki, Ayancık gümrüğü idare me- murluğuna Samsun gümrüğü anbar memuru Şadi, Amııyı gümrüğü ida- rve memurluğuna Bartin kâ- tibi Osman, İstanbul ithalât gümrü - ğü veznedarlığıma ayni an » bar memuru Falih ve İstanbul muha faza baş direktörlüğü vemmnedarı Ali Derviş tayin edilmişlerdir, Norveçle yeni anlaşma Ankara, 16 (Tan) — Hükümetimiz le Norveç hükümeti arasmda yeni bir ticaret ve klering anlaşması aktedil. miştir. Anlaşma (1 sene müddetle mer'i olacaktır. Yeni anlaşma ile es- kisi arasımnda mühim değişiklikler var dır. Anlaşma. bugünlerde gümrüklere tebliğ olunacaktır. Japon talebe teşkilâtı dağıtılıyor Pekin, 16 (AA.) — Japonyanım, kendi aleyhine yapılan nümayişleri etmesi üzerine Hopei ve Şa- har resmi makamları her iki bölge- deki tâlebe teşkilâtının dağıtılması - n emretmişlerdir. Çin 'Toökyo, 16 (A.A.) — Japon basmı, * Şunking demiryolunun ya- - Japon dılı;moıııı ı,:ıığı'ıı Almanya İmparatorluk müstemleke birliği Berlin, 16 (A.A.) — Berlinde bir ları mevcutken bazı kireç ocak- larının ormanların içinde veya kenarında kurulması bunların maden kömüründen ziyade gizli olarak odun yaktıkları kanaati- ni vermiştir. Bu ocaklar sıkı bir kontrola tâbi tutularak fenni tarzda çalışıp çalışmadıkları tes- bit edilecektir. İzinsiz kat'iyat Ankara, 16 (Tan) — Bazı mahkemelerce, devlet ormanm- dan İzinsiz ağaç kat ve ihraç ©- denler için orman nizamnamesi- nin tayin ettiği cezai hükümle- rin yalnız yaş ve yeşil ağaçları kesen ve çıkaranlara aidiyeti ka- buledllerekkumveynnıkodım kesen ve ihraç edenlerin b Telefon Mükâleme ücretinde mühim tenzilat yapıldı Tesis masrafları da ehemmiyetli miktarda indiriliyor Ankara, 16 (Tan) — Posta telgraf ve telefon umum direktörlüğü İstan- bul telefonunda yapılması kararlaştı- rılan tenzilât nisbetlerini tesbit et - miş ve bu hususta hazırladığı karar- name projesini bakanlar heyetine ver miştir. Umum direktörlük, İstanbul telefonu tesisi masraf ve mükâleme ücretlerinde yüzde 50 ye yakm bir tenzilât yapmıştır. Kararname proje sine nazaran İstanbul ciheti telefon tesisi masrafı 35, Beyoğlu ciheti te- lefon tesis masrafı da 40 liraya indi- rilmiştir. Mükâleme bedeli olarak aho nelerden Ankarada olduğu gibi 25 li ra almacaktır. Fazla mükâleme bede- li 5 kuruşa indirilmiş ve umumi yer- lerin mükâleme bedeli 7,5 kuruş ola - rak tesbit edilmiştir . Umum direktörlük şehirler Aarası telefon ücretlerinin bir miktar indi- rilmesi kabil olup olmadığı etrafında tetkikatma devam etmektedir. leri cihetine gidildiği görülmek- tedir. Temyiz mahkemesi üçüncü ce- za dairesi, “kuru ve yanık odu - nun dahi izinsiz olarak devlet ormanından çıkarılmasınm — suç teşkil ettiğini,, bir ilâmla karar- laştırmış olduğundan keyfiyet a- lâkalılara bildirilmiştir. N A Dil Kurumu Genel Sekreterliği İstanbula nakledildi 24 Ağustos Dil Kurultayı için hazırlık yapılıyor İstanbul, 16 (A.A.) — Türk Dil Kurumu Genel Sekreterliğinden: Üçüncü Türk dili kurultayı çalış. maları için kurumun genel sekreter- lik bürosu ile çalışma kollarınm en goğu İstanbula nakledilmiş ve genel gekreterlik bürosu 16 Haziran 1936 da Dolmabahçe sarayında işe başla- mıştır. Kurum sağışnanlığı ile terim ve yayım kolları şimdilik Ankarada- dır. Genel sekreterliğe ve başka kol- lara yazılacak yazılarım bundan son- vra Dolmabahçe sarayına gönderilme Bi gerektir. Bundan önce de herkese bildirildiği üzere üçüncü Türk Dili Kurultayı 24 Ağustos 1986 Pazarte- Si günü saat 14 de Dolmabahçe sara yında açılacaktır. Kurultayda üye Olarak bulunmak, Söz söylemek ve rey vermek hakkı — birinci veya ikintci Kurulttayda — bulunmuş ve yahut kurumun çalışma - kol ve bö- lüklerinde ödev almiş veya kuruma müracaatla üye Yazılmış olan kurum kurumun dayetlilerine Bunların dışmda — kalanlar yalnız dinleyici sıfatiyle kurultayda bulu- nabilirler, Ve Kurultay gâalonunda yer bulunmazsa konuşmaları mera- sim salonundan Tadyo ile dinlerler, Gerek üye ve gerek dinleyici ola- rak kurultaya gelmek isteyenlerin 15 Temmüuz akşamma kadar ad lariyle işlerini ve adreslerini kurum genel sekreterliğine bildirmeleri lâ- zımdır. ve bu bildiriş kurultayın ça lişmasmı nııımlımık için pek ımk H olduğundan Beri bırakılmaması müddeti geçtikten sönra yeniden mü racaat yapılmaması bilhassa rica olu nur, Kurultayda bir tez irat etmek iste- yenler de tezlerini yazılı olarak 15 Temmuz 1936 akşamma kadar ge - nel sekreteliğe göndermeleri lâzım- dır. Kurultay konuşmaları radyo ile yurdun her yerinden de dinlenebile- cektir. Kurultayda konuşulacak iş - lerin sırası ile tezlerin konuları 19Ma yıs 1936 da yapılan ilânda bildiril- Fransada yeniden binlerce amele İşe bıglıdı Jaris, 16 (A.A.) — Paris ve Sen vilâyetinde -henüz 730 bin mele vardır. Dün 202,802 amele işe baslamıştır. Ankara sofları maliyet fiatine Ankara, 16 (A.A.) — Türkiye tif- tik cemiyeti memlekette tiftiğin sü - rümünü ve tiftik mensucat sanayiini teşvik için çok zarif bir tarzda dokut tuğu Ankara sofunu piyasaya çıkar- mış ve maliyet fiatleri üzerinde satı- şa başlamıştır. Bu kumaşlar arasım- da yazlık erkek elbiseleri, kadıtı tay - yörleri, oda döşemeleri perdeleri var- Hayvan cinslerinin sür'atle ıslahı işi Ankara, 16 (Tan) — Ziraat Ba - kanlığı, Trakya ve Anadolu hayvan- larmın mümkün olan sürat ve imkân- la ıslahımı temin ve bu mıntakalarda mevcut aygır depolarındaki aygırla- rm teksir ve tezyidi için Suriye, İrak ve Mısırdan Arap kısrak ve aygırları mübayaasma karar vermiştir. Bir he yet, yakımda bu memleketlere gide - ceklerdir . Yunan Kralına karşı koemünist nümayişi mi? Atina, 16 (Tan) — Kralm Trakya ve Makedonya Seyahati esnasında Komünistler tarafından bazı nüma- yişler hazırlandığı yazılmıştır. Bu hayadisler hükümet tarafından tek- zip edilmiştir. İsviçrede yeni ordu teşkilâtı Bern, 16 (A.A.) —. İsviçre fede. rasyonu askeri başkanı Minger or * dunun yeni teşkıllt! hakkında hükü mete bir proje verecektir. Bu proje mucibince İsviçre ordusu badema, üç kolordudan yani dokuz tümenden teşekkül edecek ve ayrıca üç Alptu- ğu, Üç seri tuğ ve motörlü krtaatı ihtiva eyliyecektir. TAN Ekonomik çalışmalar BAŞI 1 Celâl Bayar evvelâ merinostan bah sederek demiştir ki: Merinos senelerden beri tecrübe edilmektedir. Bursa, Balıkesir, nakkale ve diğer bazı havalide Meri- nos yetiştirilmesine ora iklimlerinin müsait, olduğu tecrübelerle sabit ol- muştur. Fakat bugünkü vaziyet iti- barile merinos miktarı gayri kâfidir. Seneler geçtikçe miktarı arttırılmak suretile muhtaç olduğumuz merinos yünü memleket dahilinde yetiştiril- meğe çalışılacaktır. Muayyen bir program vardır, üzerinde- çalışıyor- lar, Merinosu, yerli yünleri yetişince ye kadar hariçten getirmek niyetin- deyiz. Ve bu maksatla da Bursada merinos fabrikası kuruyoruz. Meri- nos ham madde halinde hariçten ge- tirilecektir. Şimdi merinos ipliği ge- tiriyoruz. Bunun da memleket dahi- linde yapılmasındaki menfaat âşikâr dır. İktısat Vekili bundan sonra çimen to meselesinden bahsetmiş ve bu hu sustaki faaliyetini anlatarak şunları söylemiştir: Elimizde bir projemiz daha var. Demir sanayiini kurduktan sonra demir sanayiinin cürufundan çimen- to istihsalini düşünüyoruz. Cüruf krymetsiz bir madde halindedir. Onu kıymetlendirmek suretile çimento istihsal etmek istiyoruz. Bu da ayrı bir tetkik mev dur ve Haehatti Şekerden beş kuruş daha tenzil imkânları aranıyor IİNCİDE leye kat'i bir karar vereceğiz. Katt, dediğimiz 2aman esas pren- ayrılmız imazı — ifade etmek isterim. Bu işe aermaye ve e- mek veren müesseselerin hakları da düşünülmek lâzımdır. Bu işte aferi- ne ve hatta ekseriyetin alkışlarına kapılmıyacağız. Mutedil, normal ha- reket edeceğiz. Celâl Bayar sanayiin teknik müra kabesinden bahsettikten sonra sözü ecnebi ve emsali yerli mallarıma ge- tirmiş ve demiştir ki: Ecnebi damgalı yerli malları Bir arkadaşımız, “yerli malları ü- zerinde ecnebi damga var mı, yok mu?,, diye sordular. Bu işin komik tarafları vardır, Ve ben bu komik ta rafları söylemek için söz almış bu- lunuyorum. Sümerbank salâhiyettar olmıyan bir damgayı kendi mamulâ- tma koyamaz. Bunu size müdürü de belki kendi ağzından ifade edecektir. İşitiyoruz, bazıt fabrikalara siparişler vaki oluyor. Diyorlar ki, “bizim için yapacağınız kumaşm kenarıma S. C. D. gibi bir marka koyunuz. Bu hiç bir mâna ifade etmez. Bunun etike- ti, patenti yoktur, bunu böyle yapar sanız sizden, meselâ bin metre ku - maş alırız.,, Fabrikalar bunu yapryor © da alıp götürüyor, — mağazasında bu k şları satarken müşteriye Her ikisinin fiatları üzerinde tetki- kat yapılıyor. Sarfedilecek paralar ve mütekabil rantablite hesapları tet kik ediliyor. Fakat vaziyetin cüruf- tan çimento istihsaline daha müsait olduğu anlaşılmaktadır. İkinci beş senelik sanayi programını tesbit ve ilân ederken, teknik noktai nazar - dan, rasyonel çalışma noktai naza- rından bunu da karara bağlayacağız. Celâl Bayar bundan sonra fabri - kaların maliyet fiyatlarından bahset miş, bu fiyatlarm malüm olduğunu, fakat neşredıleımyeceğml bildirdik - ten sonra demi, ki: Maliyet fiatlarında hassasiyetimi- ti tahrik eden diğer bir nokta da eş- ya fiatlarının mübayaa kabiliyetile tev'em olmasıdır. Şeker bize iyi bir fikir vermiştir. ve tecrübe göster- miştir ki, fiat inince yüzde kırk nis- betinde bir istihlâk tezayüdü olmuş- tur. Gelecek sene şekerden beş ku- ruş daha tenzilât imkânını bulursak istihlâk miktarının daha yüksel ği muhakkaktır. Bu surette bir, iki fabrika, daha kumağa muva]fak ve ÇND Pamuklu fiatleri Dün mecliste satış fiatınm kont- rolü hakkımdaki kanun müzakere e- dilirken arzettim, raporda da işaret ediliyor, diğer bir, arkadaşımız, bu temenniyi alrp bize tevcih ediyor, Doğrudur. Pamuklu fiatlarır, bu gün kü satış fiatlarile, her şeyden evvel, milletimizin mübayaa kabiliyetinin fevkindedir. Bugün maalesef köylü- müzün mühim kısmı giyinmeğe muh taçtır. Eğer bir pamukluyu daha u- cuza mal ederek köylüye satabilir- sek köylünün giyinmesini temin et- mekle beraber memleketin — milli e- könomisine büyük hizmet etmiş ola- cağız. İktisat Vekâletinin, Meclise söyle- diğim gibi, sanayi etüt bürosu işin peşindedir. Ipliklere ait olan tetki- kat bitmiştir. Mensucat kısmımma ait olan tetkikatı da iki aya kadar biti- receğimizi ümit ediyoruz. Bu mese- HER GÜN Bir dalgın arkadaşım anlattı: — © gün için işim yoktu. Canım, açık hâavada biraz dolaşmak istedi. Blrı—rhdımıı'l'ıhimedoimyll- rüdük. Az'bucuk atıştırdığımız için ikimiz de neşeli idik. Fransız hasta - nesinin köşesinde, iki adamla kar$ı- laştık. Bunlar, âdeta bize yol vermek istemiyor gibi, önümüze dikilmişlerdi, Arkadaşımım koluna girerek sağa dön düm. Onlar da bizimle birlikte dön- düler. Sola döndüm. Derhal ikisi bire den, sola bir yarım çark çevirdiler. Baktmm, olmryacak, aralarmdan geçe- yim, dedim. Ayni hareketi onlar da yapmca dehgşetli şaşırdım. Bu aralık, ırkıdıımbirkıhkıhıkopudı — Sana ne oluyor kuzum.. Demin - &- dubod,haüpııinn!n,ııtuoıııu. rükleyip duruyorsun!.. Ancak, o zaman, bütün dikkatimi MAAMAAAAA AA AAMAA AAA AAA AAA AA AA AAA AA BİR FIKRA ZS AR/ OA AAA MA /O / A AAA AA AA AA AA AAA AAA AAA A Bir dalgınlık hikâyesi gözlerime toplryarak bakabildim. Bir de ne göreyim. Karşımda, kocaman istedi. |bir endam aynası!.. Meğerse, ayna - daki hayalimizi, yabancı birer adam sayarak, boşuna telâş eder, dururmu. şum, Arkadaşım, artık; makaraları sa lıverdi, katılacak gibi gülüyordu. Ni- hayet bana dedi ki: , — Dostum! Sen sarhoşsun!, — Hayır, diye ısrar ettim, sarhoş değilim. — Sarhoşsun! — Ne ile isbat edersin? Diye sor. dum. Bana, elile hamalm biraz dinlen - mek için yere indirdiği kocaman ay- nayı gösterdi: — İşte isbatı: “Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz!,, Salâhaddin GÜNGÖR “Avrupa malı” diye çıkarıyor. Arkadaşlar, bazı kimseler vardır ki - komik dediğim cihet burasıdır - faraza “şu kumaşın metresi üç lira- dır,, dediğiniz zaman almıyor, “altı lira,, dediğiniz zaman beğeniyor, alı- yor, Altı liralık kumaşı bir adama “altı lira,, dediğiniz zaman beğenmi yor, “on iki lira,, dediğiniz zaman be ğeniyor ve alıyor. mantalite meselesisir. Nasıl izah edi- lir, ben de bilmiyorum. Bundan bhaş- ka dükkânın arkasında karanlık yer lerde saklanan kumaşlar da vardır. Bir meraklı müşteri geldi mi, “kon - tenjandan nasılsa çıkmış, size tavsi- ye edebileceğimiz kumaşlarımız var, e!endlmlz için gayet münasiptir, ar- zu eder misiniz?,, diyorlar, yine bi- zim fabrikalarımızda yaptığımız ma lt önüne döküyorlar ve fazla fiatla ona satıyorlar. Bazı satrcılar bu man taliteden istifade etmek için maale- sef arkadaşımızın dediği gibi yapı- yorlar. Buna mâni mi olmak lâzım- dır, yoksa bu adamlar sakat zihni - yetlerinin cezasını çekmekte devam etsinler mi? Bunu ben de henliz ta- yin etmiş değilim. İkinci saniyi programı İkinci beş senelik sanayi progra- mından malümat istediler. Müsaade ederseniz bunu hükümetle konuştuk tan sonra esaslı olarak ya Meclişi Aliye veyahut münasip görülecek diğer bir şekilde, tafsilâtile arzede - rim. İkinci beş senelik programın a- na hatları tesbit edilmiştir. Mevcut raporlar müsvedde halinded tabolu- nacaktır. Heyeti Vekileye tevzi ede- ceğiz. Arkadaşlarımız ve Başbakan bunlar üzerinde çalıştıktan Sonra bir karara varacağız. Ağralı arkada- şımam himmetile yeni plân için yeni para ayrıldıktan sonra ikinci beş se nelik programm yürüyüşü üzerinde mâni kalmamış olacaktır. İkinci beş senelik sanayi progra - mında ehemmiyet verdiğimiz büyük mesele, madenlerimizin işletilmesidir Bilhassa mayi mahrukata ehemmi- yet veriyoruz, Sentetik benzin mese- lesi, üzerinde durduğumuz büyük bir mevzudur. Bundan sonra kurmakta olduğu - muz demir sanayiinin annekeleri ve bunlara ait fabrikalar gelmektedir. Sivasın değerli mebusu Remzi ar- kadaşıma cevap olarak şunu şöyliye yim ki, biz demir sanayiini tekem - mül ettirmeden makine sanayiine ge çemeyiz. Motorlar, otomobil ve kam- yonlar makine sanayiine müteallik- tir, Bunların metörden maada kısım larmın ehemmiyeti yoktur. Her za - man yapabiliriz. çi Sigorta kanunu Sigorta işinden bahsettiler. Sigor- ta Şümerbankm diğer şirketlere müh taç olmadan kendi işlerini görmesi için satm almmıştır. Bundan bilisti- fade şunu arzetmek isterim ki, sigor tacılık mühim 'bir çehresi vardır. Bu kozmopolit çehresinde memleketin umumi vaziyetini gözönünde tutmak şarttır. Bir senedenberi bunun üze- rinde etüt yapryoruz. Bütün mem- leketlerde sigortacılık hakkımda cari olan kanunları ve nizamnameleri ge- Bu bir moda ve' FELEK .. we İpekböceği Küçüklüğümüzde okumuştuk. Ama neden okuttuklarının farkında ola - mamıştım. İpekböceği, nasıl yetişir. nasıl büyür, nasıl koza yapar. Bütün bunları öğrenmiştik. Hattâ bir aralık merak edip evde ipekböceği bile ye - tiştirmiştim. Mübarek hayvanlar bir hayli dut yaprağı yedikten sonra ko- zalarına çekildiler, biz de onları öte- ye beriye verdiydik.., Şimdi gözüm dünyayı görmiye bi - raz alışınca anladım ki, o zaman bize ipekböceği nasıl yetişir olduğunu öğ- retmelerinin hikmeti varmış.. Bunu yeni yeni öğreniyorum. Bakı- niçin imiş. İpekböceği evvelâ tohum halinde bir güneşli yere konur, Ondan ufacık tırtıl çıkar... Dut yaprağını yemiye başlar... Yedikçe bülyür; yedikçe bü- yür; nihayet parmak gibi olur ve artık kendi kendine bir kabuk hazırla maya başlar, koza yapar. Kozanın i- çinde kalır.. Buna biz (krizalit) deriz. Sonra ölmüş gibi duran bu krizalit günün birinde kozayı yırtar ve ka - natlanıp uçar. Kelebek olur. Bu ke- lebekler de yeni yeni tırtıl. yapmak için yumurtlarlar.. Z da da (i larm çoğu bu şekildedir. Ufacık ele gelmez, göze görünmez kadar bir tohum iken bir güneş hüzmesinin altına düşer; he - men tırtil olur ve düt yapraklarını yemiye başlar... Yedikçe büyür, büyü- dükçe yer. Ve nihayet günün birinde ya dut yaprağı biter, ya ömrü tüke - nir ve krizalit haline gelir.. Öldü sa- nursınız.. Fakat yine tıpkı ipekböceği gibi bir de bakarsınız ki, kanatlan- mış uçuyor... Saşar kalırsmız... Hal- buki bu hal tabiat kanumlarından a « lmmıştır. En parlak ve canlı nümune si ipekböceğidir. Ondan dolayı zin « har bir krizalit'i ölüdür sanmayın, Gün gelir ki, kanatlanır ve zinhar ha- rıl harıl dut yaprağı yiyen bir tırtılı oldum olası öyle devam eder deme « yin. Gün olur ki, kozasının içine ka« panır ve kanatlanmayı bekler.. Bu, böyledir. Yalnız bu istihalelerin hep « sindeki baş şart güneştir. Karanlık- ta kalırsa ipekböceği tohumu tır « tıl olur, ne tırtıl krizalit, ne de kriza« Tit kelebek. B. FELEK Şahtın seyahati Küçük Anlaşma işleriyle alakadar mı? Paris, 16 (A.A.) — Saint Brice, Le Journal gazetesinde yazmış olduğu bir .aakalede küçük itilâf konferansı ile doktor Sehacht'ın seyahati ara- sında. bir alâka görmekte ve “Dok- tor Sehacht, acaba neden dolayı bu seyahate çıktı? Almanya ile Şark devletleri arasındaki ticaret müna- sebetlerinin inkişafını temin etmek için mi?,, sualini sormaktadır. Saint Bric&, bu seyahatin sebhebi daha zi- yade Almanyanın mali vaziyetinin fena olması olduğu mütaleasında bu lunmakta ve şunları ilâve etmekte- dir : Almanya, mal vermek suretiyle tediyatta bulunmak istediğinden borçlar birikmektedir. Alman - Bulgar dostluğu Sofya, 16 (A.A.) — Milli banka direktörü, dün akşam, Sechacht'ın şe refine bir ziyafet vermiş ve bu ziya fette Finans ve Ticaret Nazırlığiyle bazı endüstri ve hususi bankaların mümessilleri hazır bulunmuşlardır. Şaht, ziyafet esnasında bir nutunk söylemiş ve Almanya ile Bulgarista- nım, cihan harbinde müştereken sa- vaştıklarını hatırlatarak, iki milletin bundan böyle de dostça münasebet- lerine devam edecekleri ümidini iz- har eylemiştir. . tirttik, tetkik ediyoruz. Memleket için yapılacak sigorta hakkındaki ka nun lâyihasını önümüzdeki devrede meclise takdim edeceğiz. Ve bu da bankalar kanunu sisteminde bir şey olacaktır. Yani herhangi bir intifa yapıldığı takdirde bizim de onda mil- li hissemiz olacaktır. Kontrolümüz milli menfaatlerimizin icap ettirdiği şekilde kuvvetlendirilecektir. Yoksa işin ucu yabaner memleketlerde ol - duğu takdirde hadiselerin muzır te- giri altında kalarak mutazarrır olma manımn imkânı yoktur. Bu son hadise de bunu göstermiştir.