Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
No. 165 Ziya ŞAKİ! Anzavur Bandırmaya gider gitmez derhal telgrafhaneye koşmuştu Yusu Izzet Paşa, şu cevabı vermiş Uı — Hangi kuvvetle mukavemet ede yim, Buradaki kuvvetin, müdafaaya kâfi olmadığını biliyorsunuz. Miralay Kâzım Bey, şu teklifte bu lunmuştu: — O halde, mayetinizdeki zabit ve efradı süratle toplayınız. Balıkesire geliniz, Yusuf Izzet Paşa bu teklifi kabul etmemişti. Bir iki saat sonra, yanına yaverini ve daha birkaç gözde zabiti ile neferini alarak Bandırmadan ha- reket etmiş; evvelâ Karacabeye, ve sonra da; Bursaya gelmişti. Kâzım Bey, Yusuf Izzet Paşadan © menfi cevabı alır almaz; oradaki bu lunan kaymakam Seyfullah beyi ma- kine başına celbetmiş; ona da şu emri vermişti: — Bandırmada bulunan bütün za- bitan ve efratla serian Balıkesire ha- reket ediniz. Gelmiyecek olan zabitan, bizden addedilmiyeceklerdir. Pek yakında, şa kileri tedibe muvaffak olacağımızdan güphe etmeyiniz. Seyfullah Bey, bütün efrat ve za- bitanı süratle toplryarak, derhal Ban dırmayı terketmişti. Biraz sonra da Ahmet Anzavurun halife ordusu, (mü sademesiz bir zafer)le, Bandırmaya girmişti. Ahmet Anzavur Bandırmaya girer î girmez, doğruca telgrafhaneye git miş; Sadrazam Damat Ferit paşayı — bularak bizze ken''isile muhabereye . grişmiş; - tel vasıtasile “aynen şu sözleri mylemıştı — Velini Meini . Menl “ Halife ordusu kumandanı, Ahmet An , zavur kulunuz... Efendimize bizzat tebşir ediyorum. Emriniz mucibi bu- raya geldim. Ve bilâ hâdise, kasaba- — yi işğal ettim. Hamdolsun; artık hü- kümeti saniye ile aramızda hiçbir ha il kal ve mel'un ittihatçılar da . buradan kâmilen kaçmıştır. Bu mu - > aaT İ vaffakıyet bendenizin değil; Halifei zişan efendimizin mahzı şevket ve ke rametleri eseridir. Hâkipayi şahane- lerine âcizane yüzlerini gözlerini sür- düğümü, ve inşalla bir haftaya kadar da, buradan ve Balıkesirden itibaren Bursaya kadar bir tek millici bırak - mıyacağımı zatı şâhanelerine arz bu- yurmanızı istirham eylerim... Ancak; silâh, cephane ve bir miktar daha al- tım para isterim. Hattâ, iki- tayyare gönderilmesini de ayrıca rica ederim.. Velinimet efendim!.. Bir istirhamim daha kaldı. Pasşalık fermanım, henüz gelmedi. Bunun da biran evvel gön- derilmesini istirham ederek mübarek ellerinizden ve ayaklarınızdan öpe - rim. Sadrazam Damat Ferit Paşa; Ha- life ordusu kumandanımı tebrik etmiş, (işbu muvaffakıyati mütevaliyei kah ramananeyi derhal zatı şahaneye arz) edeceğini söylemekle beraber, is tediği şeyleri göndereceğini de vâdey- lemişti. Ahmet Anzavur, Padişah ve Hali- fe Vahidettinin (vekili mutlak)ı ve Sadrazamı Damat Ferit Paşa ile bu suretle muhabere ederken, (Halife or dusu) ismini taşıyan, eşkiya gürühu da kâmilen kasabaya dağılmış; evle- ri ve dükkânları yağmaya başlamış- tı. * Gelelim, (Karamürsel) isyanına... Balıkesir muhitinde, (Yunan — ve Halife orduları) müştereken taarru- za geçer geçmez, hem isyan sahası- nı genişletmek, hem de milli kuvvet- leri muhtelif yerlerde oyalıyarak ti.. Kendisine (Yalova Kralı) unva- nını veren Lâz Ibo, mütarekenin ilk günündenberi o civardaki Ermeni ve Rum köylerinin intikamcı çetelerile birleşmiş, muayyen bir ücret muka- bilinde Ingiliz istihbarat şubesinin emrine girmiş; o havalideki Ittihat- çıları takip ve derdest ettirmek ba- hanesile masum Türk köylülerinin başına bir belâ kesilmişti. Muhit; fesat ve isyana fevkalâde müsaitti. O daracık sahadâ sıkışıp kalan kesif halk; Türk, Rüm, Erme- ni, Lâz, Gürcü, Dagıstanlı milletler- le Rumeliden gelen muhacirlerden mürekkepti. Mütarekeyi müteakıp tehcirden avdet eden müntakim Er- menilerle; Yunan komiteleri tara * findan kâmilen silâhlandırılan Rum köylüleri ise; gerek Türk köylüleri- ne ve bilhassa henüz kuvvetleneme- miş olan Kuvayı Milliyeye - karşı şiddetli bir husumet göstermekte - lerdi. İşte, böyle bir muhitte bütün fe- sat cereyanlarına karışan Lâz İbo gi- bi bir adamın, Istanbuldan bilhassa fesat çıkarmak için gönderilen Çer- kez Kâzım ile birleşmesi; bütün © havaliyi kan ve ateşe boğacak; ve sonra da, Bursa gibi mühim bir Ku- vayı Milliye merkezini şiddetle sar- sacak bir felâket husule getirebilir- di. Nitekim, Çerkez Kâzım Karamür- sele ayak basar basmaz, derhal kuv- vetli bir fesat havası esmişti. Kay- makam, şube reisi, belediye reisi gi- bi resmi unsurlar, alenen muhalefe- te geçmişler; halkı Kuvayı Milliye aleyhine tahrik edecek propaganda - lara, ve Istanbul hükümeti lehine gönüllü toplamağa girişmişlerdi. Karamürsel merkezinden muhite doğru yayılan bu propagandaların esasını. su sözler teskil etmekte idi: — Padişahtan başka, hicrbir kuv- vet tanımayınız. Kuvayı Milliye de- nilen çapulcuların sözlerine inanma- yınız. 'Eğer sizden para, silâh ve a- dam istiyecek olurlarsa, zırnık bile vermeyiniz. Derhal hükümete müra- caat ediniz. Bu sözler; herkesten evvel yaban- c1 unsurları memnun etmişti. Bun - lar, derhal bu propagandaları takvi- ye edecek teşebbüslere girişmişler- di. Bir iki gün zarfında hükümete müteaddit müracaatlerde bulunarak birkaç kişiyi alenen tecziye ettir - mişlerdi. Ve sonra da, güya hükü- mete müzaheret maksadile açıktan açığa silâhla dolaşmak cür'etini gös- termişlerdi. Sölüz, Yeniköy, Çengiler gibi es- kidenberi şakavetle tanınmış olan Ermeni köylerinin çetin ve dik baş- lr komitecileri, Kuvayı Milliye kor- kusu bahanesile köy hudutlarını ve yolları kesmişler, her tarafa silâhlı nöbetçiler dikmişlerdi. Buralarda dolaşan her Türkü, ölüme mahküm etmişlerdi. Iki üç gün zarfında tür- Kü bahanelerle öldürülen Türk köy- lülerinin adedi, sekizi geçmişti. Bu sırada Çerkez Kâzımla Kaza Kaymakamı Boşnak İIsmail Hakkı Beyin teşkilâtı, hemen hemen bit - mek üzere idi. Bu teşkilât biter bit- mez, derhal harekete geçecekler; (Pamucak Derbendi), (Iznik) Rum- ları ve bütün (Orhangazi) Ermeni (intikam çeteleri) ile birleşecekler.. (Gemlik) Rum metrepolidinin “ha- zırladığı kuwetlere iltihak edecek- ler. LArkası var| birfbır_lerine yardımdan menetmek için İznik ve havalisinde de bir ha- reket vücuda getirilmek istenilmişti. Bunun için de bahriye yüzbaşıların- dan Çerkez Kâzım isminde bi r i; — İzmitten başma toplıyabildiği mühtelif unsurlara mensup — 200 kişilik bir kuvvetle, Karamürsele gönderilmişti. Karamürsel, bir fesat ve isyan merkezi yapılmağa müsaitti. Kara- mürsel halkımın munis ve siyasi ce- reyanlardan uzak bulunmasına rağ- men, Hürriyet ve Itilâf Fırkası ile Ingiliz Muhipler * Cemiyeti, burıdı kuvvetli unsurlar elde etmişti... Ka- ' za Kaymakamı Ismail Hakkı, Ahzı- | - asker Şube Reisi Binbaşı Fuat Bey- | lerle Belediye Reisi Rauf ve Avukat Ahmet Efendiler Karamürsel ve ha- valisini Kuvayı Milliye âleyhinde | bir muhalefet Merkezi haline getir- | mişlerdi. Bunlara, Yalovada oturan (Lâz Tbo) isminde biri de inzimam etmiş- KUŞBAKIŞI Yavaş, yavaş Şarka ait bütün fikirlerini Tokatli- yanınm kristal camları — arkasındaki koltuğuna gömülerek veya Beyazıt ca miinin arkasındaki meydanda İstan- bula her gün büyük seyyah gemile- rinin gelmesine dua eden güvercinle- re yem serperek edinen bir garplı ile konuşuyorum. Bu garplıya göre, şarkta güneş bi- le yavaş yavaş doğuyor. İnsanlar mah sus yavaş çevrilen filmlerdeki çamsa- kızı gibi değdiği yere yapışıp oradan zorla ayrılanların hareketleriyle, “ya- vaş, yavaş” uyanıp yavaş yavaş ge- riniyor, esniyorlar. Önca bu gerinip esneme akşamlara kadar sürüyor, vel hasıl bu garplıya göre İstanbul, uy- ku hastalığına tutulıcuş gibi... İstan- bul, sabahtan akşama kadar pinekle- yip duran bir vücutla esnemek için açılıp bir daha kapanmıya üşenen muazzam bir ağız manzarasmı veri- yor. Bu garplı, bana, misa! vermek için, Beyoğlunda. Tat:simden tünele kadar uzanan katran renkli kalabalığı gös- teriyor ve: — Bu kalabalık, diyor yavaş yavaş | von Ooşen'arm bir araya gelme- sinden doğan bir “yavaşlık,, bataklığı na benziyor, bütün adımlar bu ba- taklığa saplanıp — kalıyerlar. Bu kat- ran renkli kütle sabahtan akşama ka- dar bir adım ileri gitmeden olduğu yerde çalkanıyor. Buna benzer bir kalabalığa Londrada rasgelebilirsi- niz. Fakat, yalnız kral veya kraliçe gectiği günler... Bu garplıya Beyoğlunun bızim için bir yol değil, ağaçsız bir nevi park, tavansız bir çeşit salon ve bütün sev- gililerin buluşmak için intihap ettik- leri bir kahve olduğunu, Beyoğlunun şarkla bir güna alâkası olmadığını an latmağa çalıştım, olmadı. Kafasına kheğdus kurun oturan “vavas, vavaş,, telâkkisini hayretinden havaya sıç - ratmak için: “— Siz Ankarava gitt#>'- —'* 3a dim. “— Hayır!” dedi. Ona, Beyazıttaki giüvc j kaç gün yemsiz bırakarak gidip An- karayı görmesini tavsiye ettim. Rad-i DAHMİ Daliste Bir çocuk bisiklet altında kaldı, yaralandı Beyoğlunda Kaşkaval sokağında o- turan Ademm beş yaşındaki çocuğu Şakire, Kavun sokağında oturan Sa- vanın idaresindeki bisiklet - çarpmış ve ağır surette yaralanmasına sebe - biyet vermiştir. Ş-kir hastaneye kal- dırılmış, Sava yakalanmıştır. Döverek bayıltmış Feriköyde Ortanca sokağında otu- ran Sabahattin ile Nişantaşında otu- ran İsmail arasında kız meselesinden kavga çI ştır. Sabahattin, İsmaili döverek bayıltmıştır. Tahkikata de- vam edilmektedir. Bir hamal düşerek öldü Dün sabah köprü üstünde sırtmda yük ile kte olan Tepeb Orta sokakta 25 numaralı apartima- nın kapıcısı Muharrem, ayağı kaya - rak yere düşmüş. hafif surette yara- lanmıştır. Fakat, yaralı bir müddet sonra ölmüştür. Ceset, görülen lü - zum üzerine morga kaldırılarak tah - kikata başlanmıştır. Kayıp çanta bulundu Zeynep isminde bir kadın, Yenica- mi önünden geçerken içinde yüzük, küpe ve 'bir hayli para bulunan çan - tasını kaybetmiştir. Polis memurfları, kısa bir araştırma ile Medet ve İsa İ TANAA ABONE VE İLAN ŞARTLAR! Sigortalı Norma! Türkiye için Dışarı . Üre K lire K Li K * Daylık 189 1486 -- " Mi 4 so L B- 6 8 S0 7 S0 aB Vöğıllık 1700 4 — 28 - Mlân. için İlâncdık Sirketlerine mi acaat edilme'idir Küçük dânlar doğrudan Gdoğruv daremizce almabilir. Köçük üânların $ batırlığı bir deta ik 30 kuruştur. $ satırdan tazlamı içir satır başma $ karuş almır Bir deta fan tazlı icin yekfindan 96 10 kuru ndirilir. Memleket hamems sigzortah abor N inde iki sabıkalıyı yakalamıştır. Çanta, ve içinde bulunanlar noksan sız olarak sahibine teslim edilmiştir. | Suçlu Medet ve Isa, dün birinci sulh || ceza mahkemesinde sorguya çekilmiş lerdir. Suçlular, çantayı yerde bulduk larımı söylemişlerdir. Duruşmalarına zerbest olarak devam edilecektir. DOKTO Kemal N. imre CİLT VE ZÜHREVİ HASTALIKLAR MÜTEHASSISI Adres: Beyoğlu Istiklâl caddesı Rumeli Han No, 16 Hergün öğleden sonra hastala rım! kabul eder. Telefon: 40153 MEMLEKET MANZ ARALARINDAN : Konya Gazi heykeli ve meydanı MEMLEKETLE “TAN, Aydın mıntakasında yeni mahsul vaziyeti çok iyi Aydın, (Tan) — Bu yıl incir ürününün tutumu çok iyidir. Bir hafta- danberi (ilek) erkek incir atma ameliyesi başlamıştır. Havaların hâlâ se- rım ve yağışlı gitmesinden erkek incirler lâyıkile gelişememiştir.Bu yüz- den bu yıl (ilek) piyasası biraz yüksektir. Soön yağmurların zeytin ürününe tesiri pek az olmuştur. Zeytinler ken- disini kurtarmıştır. Ağaçlarda mahsul kendini lâyıkile göstermeğe başla- mıştır. Buğday ve arpa orak ve harmanları sürüyor. Taze arpanın kilesi geçen hafta 45 - 50 kuruşa satılırken bu hafta 7T0 kuruşa kadar yükselmiştir. Buğday da 90 - 95 kuruşa düşmüşken 140 - 155 kuruş olmuştur. Yeni buğ- dayın çıkmaması, eski stoklarım azalması yüzünden Denizlide un piyasa- sı yükselmiş, bu yüzden Aydında da ekmek narhı çıkanlmıştır Iki üç gündür öğleden sonra fırmlarda ekmek bulunamamıştır. Giresun Belediyesinin işleri Giresun, (Tan) — Giresun Belediyesi 936 yılı bütçesinden 34.429 Hirayı şehrin imarma, 21.000 lirayı borç karşılığma, 39.324 lirayı da maaşat kar- şılığına ayırmıştır. 936 yılı çalışma progra.mxna göre; Aydın Halkevinin Germenciğe gezintisi Aydın, (Tan) — Halkevimiz gös- terit kolu, Halkevi evvelki gün Germenciğe giderek (İIkizler) piyesini temsil etmiştir. Bando da halka konser vermiştir. Germencik- liler gerek gösterit koluna ve gerek- se bando talebelerine büyük konuk severlik göstermişlerdir. Germencikte çok kuvvetli bir genç- lik teşekkülü vardır. Kurumun spor kolu, ilimiz spor hayatında günden güne yükseliyor. Nitekim, Aydın Spor Klübü ile son defa yapılan maçta berabere kalmışlardır. Klübün gösterit kolu da sık sık temsiller vererek halkın gösterit ihtiyacını karşılıyor. Şimdi Partinin yardım ve hima- yesile bir de okuma odası kurulu « plân üzerine Fevzipaşa cadd yapılmasına devam edilecek, bu yola istimlâkile beraber 15 - 16 bin lira satfedilecektir. cümhuriyet alanının yanlarındaki binalar istimlâk edi- lecek ve alanın parke ile tefrişi tamamlanacak ve 10.000 lira sarfedilecek- tir. İskelenin yıkılan kısmı tamir edilecek ve yeniden iki helâ daha yap- tırılacak, şehrin birkaç meydanına büyük saatler konacaktır. Elektrik fabrikasıma bir siren konması takarrür etmiştir. Bu sirenin sesi on kilo- metrodan kolaylıkla işitilmiş olacaktır. Sirenin münakâasası bitmiş ve ihalesi yapılmıştır. Halkın bedii zevkini tatmin maksadile bir şehir ban- dosu tesis edilecek, bando belediyenin emri altına olacak ve hergün park- ta çalacaktır. Şehrin en güzel alanına Atatürkün heykeli konacak, bu heykelin çok mükemmel bir şekılde yapılması için belediye hususi muhasebe ile birlik- te çalışacaktır. Simav çağında boğulan çocuk Balıkesir, (Tan) — Kepsüdün Kalburcu köyünden 9 yaşlarında Ahmet ile arkadaşı, köye yarım saat mesafede olan Simav çayma giderek balık “tutmak üzere çaya girmişlerdir. İyi yüzmek bilen Ahmet, gittikçe açılmış ve kendisini akıntıya kaptıra- rak suyun en derin yerlerine kadar sürüklenmiştir. Arkadaşları Ahmedin suya daldığını zannetmişler, epey bekledikleri halde sudan çıkmadığını görünce telâşa düşmüşlerdir. Nihayet, köye gelerek babasma ve köye ha- ber vermişlerdir. Çocuk boğulmuş olarak sudan çıkarılmıştır. Mudanya civarında yeni bir plâj v cude getiriliyor 4 Mudanyadan güzel bir görünüş... Mudanya, (Tan) — Mudanya be- lediyesinin en mühim varidat mem- balarından biri olan iskelenin Iktı - sat Vekâletine geçmesi, uray bütçe ve kadrosunda göze- çarpacak bir tahavvül husule getirecektir. Bu ta- havvül şehrin bayındırlığı etrafında çizilen plânların yeniden incelenme ve düzeltilmesini icap ettirecektir. Mudanya urayının, tasfiyeye — rağ- men, şehrin imarı işlerine verdiği önem ve gösterdiği gayreti tehnk etmek lâzımdır. Belediye, ıeh.rm mühim bir eksi- ğini ve halkin başlıca isteklerinden birisini daha karşılamak üzere ha - rekete geçmiş ve Arnavutköyü de- nilen yerde plâj inşası için hazırlık- yor. Ger ikte bir de lar klü- bü sardır. Partinin himayesinde ça- hşan klüp bu yıl çok muvaffakıyet- Ü sürekler yapmıştır. Giresun belediyesi borcunu ödüyor Giresun, (Tan) — Belediyemizin Berkman elektrik şirketine 36.000 altın dolar borcu - vardır. Geçen yıl bu şirketle de müzakereye baslıyan belediye borcun miktarı 45.000 Türk lirası olarak, fakat derhal ödenmek şartile uyuşulmuş ve beş senede ö- denmek üzere 40.000 lirası Belediye- ler Bankasından istikraz suretile, 5 bin lirası da belediyeden verilmek üzere bu boörç ta itfa edilmiştir. Hava Kurumuna yardım Germencik, (Tan) — Dün Aydın Hava Kurumu başkan ve üyeleri Germenciğe gelerek, kamuna bağlı bütün köy muhtar, Parti ocak ve Hava Kurumu başkanlarile konuş- malar yapmıştır. Yer ürünlerinden Hava Kurumuna teberrü olunan yüz- de 2 işi için her türlü hazırlıklar bi- tirilmiş, teberrüler alımmağa baş - lanmıştır. Kamunumuz Hava Kuru- muna, kurulduğu gündenberi her kamundan fazla yardımda bulun - muş, Germencik adile bir uçak ar - mağan etmiştir. İzmir komisyoncu- larından Muzaffer Keskin kuruma 100 lira ile hava tehlikesini bilen ü- ye yazılmıştır. İstanbul ikinci ticaret mahkemesin den: ” » Serkis Keseryana Merhun olup mah kemece satılmasına karar verilen De- ğirmencilik Türk Anonim Şirketine aid 19000 aid hisse senetleri 30-6-936 tarihine müsadif Salr günü saat 10 da Istanbul kambiyo borsasında sa “ tılacağından talip olanlarm mezkür gün ve saatte hazır bulunmaları ilâf olunur. — (23764) e danya seferini yapan vapurlardâ, bilhassa Kocaelide şirketin ufakte - lara başlamıştır. Burada modern bir plâj kurulacaktır. Mudanyaya vapur işletme işini ü- zerine alan şirketin muntazam ser- visleri Bursa hattâ Istanbul yolcu - larını dahi bir hayli ıevmdımiştlr Saatlerce süren bir kara yol fek tadilât yapması lâzımgeliyor: Meselâ 150 den fazla yolcu almasi- na müsaade edilmiyen bu vııpul"i’ı güverte teşkilâtma biraz ehemmiyet verilmelidir. Mevsimin hararetindel bunalan yolcunun, temiz bir havayâ ihtiyacı olduğu idarece de düşünül- J ğundan hoşlanmıyanlar Yalovadan ziyade Mudanya yolunu tercihe baş- ladıkları görülmektedir. Yalnız, Mu- meli, vapurun güverte aksamına hif olmazsa birkaç sandalye olsun KO nulmalıdır. — Siül aü