13-6:936 » geldi Boksör Melihle bu akşam çarpişa- cak Yugoslav şampiyonu diln geldi. Taksim stadyomunda bu akşam rin- ge çıkacak olan Yugoslav şampiyo- nunun kıymetini orada göreceğiz. Galatasaraylı Melihin Yugoslav şam- piyonunun böyle acele bir maç yap- malarma sebep olan şeyleri okuyu- cularımıza evvelâ anlatalım. Ondan #onra bü maç etrafında ve Türk bok» sörlerinin olimpiyada gidip gitmeme- leri hakkımdaki düşüncelerimiz! kısa» ca bildirelim: Bu acele maç neden yapılıyor ? Berlin Olimpiyadına gidecek Türk &por kafilesine bokm şubesinin de iş- tirak etmesi hakkında son günlerde umumi bir arzu gösterildi. Umumi merkezle Federasyondaki azalar bok sörlerden Olimpiyada gitmeğe lâyik olanların siki bir imtihan geçirme- İerini şart koştu. Gönderilmesi arzu edilenlerin başmda Galatasaraylı Me ih bulunuyordu. Bu İstidatlı gencin ehliyetini döğüşerek isbat. etmesi ar- zu edildiğinden vaktin darlığına ba- kılmıyarak Yugoslav şampiyonu ge- tirtildi. Çünkü Melihin daha iyi ha- zırlanmasi beklenmiş olsaydı, ihti- mal Olimpiyat komitesine gönderile- cek İsim İstesi gecikecekti, İşte bu yüzden Gâlatâsaray'lı böksörün uzun boylu hazırlanmasına imkân hâsıl ©- lamadan döğüşe çıkması mecburiyet halini aldı, Bu akşam Melihiri Yugos- lavia yapacağı maçın neticesini şim» âlden tahmin etmek mümkün değil» dir. Fakat maçın sonu Türk çöcu- Zunum galibiyeti şeklinde çıkarsa Olimpiyada boksun da iştiraki bir ee eki al ekime Marm aksi çıktığı takdirde umümi merke- sin nasıl bir karar alacağı bilinemez. Boks şubesi giderse Berlin Olimpiyadma gidecek her şubenin boks şubesinden namzet göğ terilen Melih kadar acele ve #ıkı bir imtihana mecbur kılmdığını pek bile miyoruz ve görmedik. Diğer şubele- rin ehliyeti şöyle böyle, el yordamile ölçüldüğü bir sırada Olimpiyatta herhangi bir şube kadar netice al- ması beklenen boks şubesinin bu kadar acele bir imtihana tâbi tutul- ması bizleri bilâ ihtiyar düşündürü- yor. Maçın neticesinde daha etraflı yazacağımız bu mevzu bugünlük su cümle ile keserek bü gecenin 40- nunu bekliyoruz: “Eğer bu akşam Melih bu kadar acele hazırlandığı maçı kazanırsa Berlin Olimpiyadına gidecek boksör- ler alınlarınm teri ve yumruklarınm hakkiyle bü seyahete lâyik olmuşlar» dır.,, deriz, Futbolcülerimiz Viyana ve Praga davet edildi Son ecnebi temaslarda muvaffa- kıyetli dereceler alarak hariçte iyi te- Birler birakan Türk futbolei Av- rupanm futbol hâkimiyetini elinde bulunduran Avusturya ve Çekoslo- vakya federasyonları tarafmdan karşılaşmalar yapmak üzere ayrı, ây rı Viyana ve Praga davet edilmişler dir. Temaslarm Türk Mill veya muh (TAN) m Polis Romanı: 6 Kapı M, Vignon Marcellet'nin. boğulan sesinin yalvardığını duyuyordum, Ah bu ses! Sanki hâlâ kulaklarımla çın ! yor! M. Vignon Marcellet: — “Hayır! Hayır! Zehir olmasm! Zehir olmasın?,, diye bağırıyordu! Bütün ağırlığımla gerisinde deh- getli bir sahnenin geçtiği anlaşılan kapalı kapıya dayandığım için, niha- yetbirson feryat, kisa, yü- rekler parçalayıcı bir son iztirap feryadı ve buna karışık olarâk yeni- den kırılan cam sesleri duydum. Bu esnada, Madam Vignon Mar - cellet de, belki de zil seslerinden u- yanarak arkasında bir penivar ile merdivenleri indi, Yugoslavya boks şampiyonu dün bu akşam Melih ile d Bu akşam Yugoslavya şampiyonu ile | telit takımiyle yapılmasmı isteyen Federasyonların bu arzularını Olim- piyat hazırlıkları dolayısile kabul et- mek İmkân: şüpheli görülmektedir. Ancak bu. karşılaşmaların Olimpi- yattan dönüşte yapılması çok muh- temeldir. Polonya basketbol takımı davet edildi Cenevrede yapılan turnuvada Av- rupa basketbol şampiyonluğunu Ka- zanan Polonya takımı, iki müsaba- ka yapmak lzere şehrimize davet e- dilmiştir. Polonyalılar ilk karşılaşma yı İstanbul, ikinci karşılaşmayı Tjir- kiye Mili takımiyle yapacaklardır. Müsabakalarm tarihleri 25 - 28 Ha- ziran olarak tesbit edilmiştir. Federasyon başkanları Ankaraya gift Olimpiyat hazırlıkları dolayısile şehrimizde yapılar son temaslar hak kmda görüşmeler yapmak ve bundan sonraki karşılaşmalar hakkında nok- tal nazarlarını bildirmek üzere Fe derasyonlar etkânmın bir kısmı ev- velki gün, bir kışmi dâ dün akşam genel merkez içlimamda bulunmak üzere Ankaraya gitmişlerdir. Iı arkasında bir cinayet! Kamp salıya başlıyor Sporcular için Kadıköyünde kuru- Michel Herbert - Eügene Wi Madam Marcellet boyuna: — Sezar! dostum! Ne var, ne olu- yor? Cevap ver! Benim! Andreyim! Cevap ver! Ah... diye inliyordu. Kadıncağız söylediklerin! bitireme- di. Taş kesilerek bir kalıp halinde ye- re yuvarlandı, Başı s0fanın döşemesi- ne vurdu. Imdadına koştum. Oda hiz. metçisi Çelestin ile Metrdotel Lavis, uykulu gözlerle yetiştikleri zaman 0- nu kendine getirmeğe çalışıyorduta, Uşakların neye uğradıkları ga- şirmış halde oldukları aşikârdı. Yal- Olimpiyada Türk boksörü gidecek mi? | , guşuyor | Dün şehrimize gelen Yugoslavya boks şampiyonu lacağmı haber verdiğimiz kamp $alı gününden itibaren açılacaktır. Kamp için Fenerbahçe stadı yanmda bulu- nan Kadıköy orta mektebi intihap | edilmiş ve lâzımgelen tesisat vaptı- rılmıştır, Kamp müdürlüğüne spor- | cular arasında Ağabey namiyle ma- | ruf eski bâkemlerden ve veni hakem komitesi azasından Abdullah seçil - hin kaçmasına imkân bırakmamak lâzım olduğunu düşünerek oda hiz- metçisine emir verdim; — Mösyönln oda kapısı. içerden sürmelidir. Çıkın, pencereye gidin ve oradan odaya girin! ve Loris kapıya doğru koştu. Fakat bütün uğraşmalarma rağmen açama» dı. — Burası da... Anahtarla kilitlen- miş” dedi. Bunun üzerine, Madame Viğnon Mareolle ile meşgul olmağa yetişen Les'ya bırakarak, koşa koşa merdi- venlerden çıktım ve biraz sonra, Ma- damın her akşam evin kapısını bizzat kapadıklan sonra gece masasının ü- yerine koyduğu anahtarla döndüm. Kaybedilecek vakit yoktu. Anahta- İkalâya ayal seyi söyleseler: rı çevirdim ve parmağımın ucuyla peronun üstündeki elektrik lâmabası- nm dıvardaki düğmesini çevirdim. E- niz ben şuurumu muhafaza ediyor. dum. Mösyö Vignon Marcellet'nin katili vin bütün cepbesi birden kesif. bir ışıkla aydınlandı. Bu suretle bahçe- nin her tarafı ve bütün köşeleri gö- NOTLAR Ukalâ İlci çim evvel bir okuyucumdan mektup aldım. Benden ukalânın tari-| fini Yapdamı - istiyordu. Mektubum! içinde hakkımda lütufkâr sözler ol - masaydı, böyle bir tarifin yapılması: nı istemek ukalâlığın t& kendisidir di- ye İşin içinden çıkacaktım. Fakat ben de nihayet bir insanım. İltifata Vikayt kalmamak zâfindan küurtula- madım ve işte bu yüzden ukalânın tarifine kalkışmak gibi bir ukalâlık yapıyorum. Hoş, pek güçlük çekecek te deği- lim zannederim, ukalânm tarifini yar | pabilmek için şöyle etrafa bir bak-| mak kâfi, Ukalâ, her şeyden evvel “bilirim,, iddlasımda bulunan insandır. Halbuki bilmez. Ve onun bilmemezliği, âlimin urun çalışma ve okuma senelerinden sonra: -— Okudukça cehlimin nekadar ge- nişlediğini görüyorum. Diyisi gibi bir bilmemezlik değil» dir: Ukalâ, bilmediğini de bilmez. Ukalâda izzetinefis yok enamiyet vardır. Bu enamiyet onu sırasıpa Eö- re gilliinç, sırasma göre zavallı mev- kilere koyar. Ukalâ kendini kutbülâktap zanne- der: Kendisine sorulmadan hiçbir iş görülmez, ne sahada olursa olsun her hangi hir muvaffakıyette, kendisinin bir payı, aslan payı vardır. Çin ve Macinde bir askeri muzaffe- riyet elde edilse, ukalâ: — Pa, benim verdiğim plânlar sa- yesinde oldu, Der. Edison onun buluşlarını asırıp istismar etmistir, sosyal bütün hare- ketler onun eseridir ve şayet bunlar menfi neticeler verirse: — Vaktile söylediklerimi dinleme- diler ki... Diye çırpınır. Şayani dikkattir, kadın ukalâlara| ukalâ denmez, isterik denir, ve bu! hastalığı süflü bir uzvunun İyi çalış - mamasma atfedilir. Ukalâda iyi ça- Iısmıyan uzuy kafadır. Bernard Shav'a dünyada iki bü - yük muharrir olduğunu söylemişler: | — Öteki kim? Diye sormus. Ru nüktedanlıktır. U- — Hayır, der, olamaz. Ben bir tek kişi tanıyorum. * N Fikret ADİL ————— e» e Temiz bir #por mazisi olan da dürüstlüğiyle | mih, Faruk ve Adilin min eden Abdullahi kamp muüdürü | yapmakla Olimpiyat komitesi büyük bir isabet göstermiştir. | Galatasaray - Fenerbahçe | atletleri bugün karşılaşıyor Bugün, Kadıköy stadmda Galate- saray - Fenerbahçe kulüpleri tarafın | dan atletizm müsabakası yapılacak - ır. Sâst 15 de başlayacak olan mü- sabakaların programı şöyle tertip e- dilmiştir: Saat 15 de 100 serbest, 110 mania ve yüksek atlama, 1515) de gülle, 15,25 de 5000 metre muke-| vemet, 15,35 de uzun atlama, 15,55 de 400 sür'at, 18 da disk, 1500 met-| re, 16,10 da 200 slirat, sırıkla yüksek | atlama, 1630 cirit, 17dede Isveç bayrak yarışı. Müsabakalar federas- yonun son kursunu gören hakemler | tarafından idare edilecektir. | Bakırköyünde yeni bir saha TA N anma a a e Olimpiyat a hazırlığı Kampa seçilen sporcular hakkında düş m Futbol federsyonunun. olimpiyat kampma seçtiği sporcular hakkında âlişündüklerimizin bir kısmmı dün yazmıştık. Bugün de bir kısmını yaz- mağâ devam ediyoruz: HAKKI Bu futboleü, kafa vuruşlarındeki düzgüşğüğü ve paslarmdaki fayda - sile İzmir - F. Vienna maçında mu - vaffak oldu, Fakat ondan sonraki maçlarda, göze çarpar derecede aksa- mamaâkia beraber, ilk maçındaki ka -| dar da göze çarpmadı, Ihtimal ki, bu, üst üste maçlar çıkarmağa alışık ve hazirlıklı bulunmamasından ileri gel- miştir. Bir buçuk aylık kamp hayalin dan ve çalışmasından sonra bu fut - böleil ile, Lütfinin, merkez muay yerini istenildiği kadar duldurmaj kabiliyetli bir hale gelecekleri ümit edlebil Merkez muavinden bahsederken he- men ilâve edelim ki, ku' Ji bir Türk takımı teşkiline şimdilik en büyük s1 kmtı merkez muavin ve merkez mü - hacim bulmaktır. SEMİH Nitekim bu sıkıntı takdir edilmiş olacak ki, Ankara mul nde mer- kez muavin oynamış olan Semih de kampa almanlar arasına girmiştir. Kendi arkadaşları arasında bir de - receye kadar muvaffak olan Semihin kuvvetli olması istenilen birtakim için de -meğer ki, bir bucuk ay içinde ha- rikülâde bir değişiklik olsun. fazla mu vaffak olacağını zannetmiyoruz. SEÇİLMİYENLER Ortada dönen sözlerden bazı kim - gelerin Esad, bazılarının da Rıza - nm ayrılmamış olmasın: doğru bul - madıklarını anlıyoruz. Bu suretle dü- şinenler belki, muavinler arasında Se bulunmasını Fakat böyle dilşünrmerek Bir kere bunlardan ikisi yan muavin olarak ayrılmışlardır, sonra da Esat futbolü birçoğunda iyi anlamış ol » makla beraber. olimpiyat - turnuvası gibi, devamlı maçlarda merkez mua- vin aynamağa bay ve vücuter müsa- iL görülmemiştir. Rızaya gelince, ken takımının son maçlarmda muvaf - ak olan bu oyuncunun, belki de ide ansızlık veya ârizi bir sebeple, de- neme maçlarında iyi oyniyamadığı » pi kabul etmek lâzımdır. Bununla beraber bir buçuk ay s0- nunda ve arada yapılacak tecrübe - lerle, yukarıda söylediğimiz gibi dol - durulması hayli güç olan merkez mu- avin yerine, dışarda kalmışlar da bu- tunsa, en lâyik olanların getirileceği» ne şüphe edilemez. CEVAT Yan hafları içinde en bilgililerin -| den biri olan Cevadın noksanı, teli fisi | kabil olan idmansızlıktır. Formünün en iyi noktasına yükselmiş bir Cevat Türk takımının en iyi yan haflarm - dan biridir, M. REŞAT Hilcuma yardım k lan Reşat besleyici ve hesaplı pasları ie takımm hülcumuzda en faydalı bir oyuncudur. Bu faydast, daha çalış- makie ortadan kalkabilecek a - gırlığını hücum sırasında telâfi et - mektedir. Fakat diğer taraftan bu m Bakirköy İstiklâl İdman YUrdU| emma Başkanlığından: 16-6-.38 Pazar günü saat 13de İstiklâl alanım açılma töreni yapi» |* lacaktır, Bütün üyelerin teşrifleri ri- ca olunur. 1 — İstiklâl marşı ve açılma töre- rünmeğe başladı. Çalışma odasmın penceresine koş- tum. Pericere, erdina kadar açtktı. Odanin içinde Mösyö Marcellet'yi| den cansız bir halde diyana serilmiş Ve! üzere bana yardı Celestin bir kaç kelime murılandı!i idlek BAU devrilmiş buldum. nu . 2 — Geçit resimi, 3 — Atletizm müsabakaları, 4 — Güreş, 5 — Kürtuluş - Tstiklâl birinci ta- kım futbol maçtı, ve, gitti, Bunun üzerine madamın hizmetçisi Lea'ya ofisten doktor Miraille'e tele- fon e i rica ettim Ve Julietle'- saluna götürmek etmesini istedim. rm bulunduğu Keridonü'da yere| . Ancak bunları yapmadan evvel ka» tilin kaçmaması için Cochinel Celes- işte o zaman bu odada ne müthiş) tini çalışma odasının açık penceresi bir şeyin geçmiş olduğunu daha İyi | önline nöbetçi Koydum ve doktorla anladım. polis gelinciye kadar oradan kımılda» Beni takip eden Louis de, aynı deh- | mamasını da kendisine tenbih ettim. şeti duyuyordu. Çünkü şaşırmıştı, hiç bir şey söylemeden geri döndü. Istemiye istemiyo banaa itaat etti ve gösterdiğim yere gitti,Uşak, efen- Fakat, polise haber vermek lâzmi-| disinin katilini görmek korkusu İle, di. U; — Celest dim. Celestin'in yüzü sapsari olmuş, korkudan dişleri birbirine vuruyordu. Cochinel'in en küçük bir yardımda arkasını pencereye çevirerek bekliyor | 877 ve bacakları titriyordu. İşte komiser ,, karakola koş! des) efendi, bildiklerim bundan ibaret... —5— Suzanne Blüm ilâve etti: 3örüyorsunuz ya, Bay komiser; bulunacak halde olmadığını görünce, | ölüm âni olmamıştır! Metrdotel kendiliğinden arzı hizmet etti ve: — Ben giderim Matmazel! dedi. Hastabakıcının hâdiseyi anlattığı sıralarda gelmiş olan Dr. Miraille sö- ze karışarak: İ ymeti yüksek ©- ündüklerimiz ündüklerimi gırtığı, müğafaada hücumda olduğu kadar kıvraklık göstermesine enge teşkil etmektedir. Kamp idmanlarila daha fazia bir süples kazanacağına üphe olmıyan Reşat müdafaa kabiliye tini de arttırırer er muvafık bir yan muavindir, IBRAHİM Bu futboleli de, M. Reşat gibi, da- ha fazla hücumcu bir müavindir. Pas ları M. Reşatınkiler kadar hesapli: ol- masa bile, kendisinin Reşattan seri ve müteharrik olması onu kuvvetli bir takıma girecek yan muavinler sr- râsına koymaktadır. FARUK Fena bir oyuncu olmamakla bera - ber Cevat, M. Reşat Ve İbrahimle ay» ni dereceye çıkarılamaz. Bu itibarla bunun ayrılıp Kadrinin dışarıda bıra" kılması tuhaf görülebilir. Fakat fede râsyonun tebliğinden anlaşılıyor ki, her mevki için ikişer oyuncu ayrılma» sr düşüntülmüş ve gözönünde bulu « nanlardan Adli almirken bulunmıyan- lardan da ilk olarak Faruk hatıra gel miştir. ADIL Kendisini çok az gördük. Yaptığı üç maçta hayal meyal hatırladığımız için fazla bir mütalen yürütememek zaruretihdeyiz. Düşüncemizi bir bu « çuk ay sonraya bırakıy i MUAVIN KADROSU ş Öyle zannediyoruz ki, bir buçuk ay içinde bir değişiklik olmazsa,olim piyat takımının muavin kadrosmnu Lütfi, Hakkı, Cevat, Mi. Reat, Ibrahim teşkil edecektir. YARIN Yarmki yazımızı mühacimlere has- | redeceğiz. Sadun 6, SAVCI | Garsonlar Cemiyeti | bir toplantı yapıyor ! Garsonlar cemiyeti, salı günü Be- yoğlunda Bursa sokağmda müsiki sa- natkârları cemiyeti salonunda topla» nacaktır. Bu toplantıda, görüşülecek işler arasında müşteriden alnan yüz de garson bahşişi meselesi de vardır. Lokanta ve gazino patronları yi on bahşişin ancak yüzde beşini gar“ sonlara vermektedir. Toplantıda, bu paranın tamamile garsonların hakkı olduğu görüşüldükten sonra, yüzde beşin kesilmemesi için hükümet nez dinde teşebbüsat yapılmasına karar verilecektir, Bundan başka, cemiyet idare heyeti garson mektebi açmak için yaptığı projeyi, umumi heyete okuyacâktır, bu projeye göre, garson mektebi ki sene olacak, ve burada tahsil görmi- yek gârsonlara, garsonluk yaptırılma masi temin edilecektir. Ev kirası yüzünden Dün gece Fatihte Imrahor cadde- sinde tramvây durak yerinde Hâsanın kahvesi önünde berber Muhittin ile kardeşi Ahmet ev kirası( yüzünden kavga etmişlerdir. Ahmet, Muhitti » hi makasla yaralamıştır. , dedi, sf feğersiniz! Mücadele, katil, M. Vig- non de Marcellet'ye zehiri içirinceyo kadar devam etmiştir. Fakat bir ke- re zehir içirtilir içirtilmez, ölüm âni olmuştur. M. Martet başmi sallıyarak: — Ben de bu fikirdeyim! dedi. Suzanne Blum teferrüat üzerinde durmıyarak şunu sordu; — Fakat... Ya katil? Komiser sordu; — Ne demek İstiyorsunuz — Katil... Tevkiz... edilmiş midir? — Daha hayır. Fakat yakslayaca- — Demek çalışma odasmda sekli ZİN — Hayır, çalışma odasında değil — Lâboratuvarda ? — Orada da yoktu: Halbuki orada olması icap ederdi. Çünkü açık pen- cereden: büşka çıkılabilecek hiç bir yer yoktu. (Arkası var)