Tan 13 Haziran 1936 sayfa 3 | Gaste Arşivi

13 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

13 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

U bi S üeü AAA AAA "e 4 Wre> — a M F KON LA . Y SNRR VNGN VA w . DNSK W e & ğ | ——— ——— 13 -6 - 9386 SON HABER Filistinde Arap çeteleri boyuna hâdise çıkarıyorlar Çeteler askeri kuv- vetlere karşı mukavemet ediyor Kudüs, 12 (A.A.) — — Vaziyette salâh hâsıl elmuş değildir. Arap rü- esası, itilâfa yanaşmamakta ısrar et- mektedirler. Münferit suikastlerden sonra Araplar, çete halinde taarruz- lara kalkışmışlardır. Ancak bu taar- ruzlarda muvaffakryet elde edileme- miştir. Bu taarruzlar, Yahudilerin sakin oldukları yerleri himaye eden Karakollara karşı yapılmıştır. Arap getelerinin silâhları, fişekleri mükem meldir ve askeri kuvvetlere karşı cid gi bir mukavemet göstermektedirler. Telgraf hâtları, yine kesilmiştir. Şe- Fia vadisinde hinlerce ağaç tahrip edilmiştir. " Arap zimamdarları, grevin devam edeceğini bildirmişlerdir. Mağazala - rm açılmasmı mecburi kılan bir ka- rar neşredilmiş olmasma rağmen mağazalar, kapalı bulunmaktadır. Katolik Arapların Vatikanın ve pro- testan Araplarm da Canterbury baş- peskoposunun bu işe müdahale et- mesi temennisinde bulunmuş olduk- ları söylenmektedir. Deniz Klübüne bomba Kudüs, 12 (A.A.) — Hayfa deniz kulübüne bir bomba atılmıştır. Zi - 'yan, yalnız maddi ve cüz'idir. Evvel- ki gece Akkâ polis merkezine de bir bomba atılmıştır. Bir Arap heyeti Londraya gidiyor Kudüs, 12 (A.A.) — Bir Arap he- yeti, Londraya gitmek üzere bura - dan hareket etmiştir. Heyetin vazi- fesi, İngilterede Arap davası lehinde bir propaganda mücadelesine giriş - mektir. Polis şef muavini vuruldu Kudüs, 12 (A.A.) — Siyonist po- Hs şef muavini göğsünden bir kurşun ile vurulmuştur. Bu haber İngiliz mâh fellerinde edrin bir intiba hâsıl etmiş- tir. Treni yoldan çıkarmağa teşebbüs eftiler Kudüs, 12 (A,A.) — Haber veril- diğine göre askert kontrolün daha ko laylıkla yapılması için memleket dört mıntakaya ayrılmıştır. Arap bozgun- cuları şimdi bilhassa nakil vasrtâla - rını tâhrip etmeye çalışmaktadırlar, RBozguncuların iki noktada treni yol- dahn çıkarmaya teşebbüs ettikleri hâ- ber verilmektedir. Bundan başka bir köprü tamamiyle yıkılmış, bir diğeri kısmen tahrip edilmiş ve bazı yollar da tahrip edilmiştir. Amerikada cümhurreisi seçimi hazırlıkları Clevland, 12 (AA.) Landon, Cümhuriyetçiler partisi nümma rei - gicümhur namzedi tayin edilmiştir. Landon, kendisinin Reisşicümhur namzedi tayin edilmiş olduğunu ha - ber almca demiştir ki: Cümhuriyetçi Partinin şimdiye ka- dar görmemiş olduğu bir mücadele yapacağım. Parti Grupu Ankara, 12 (Tan) — Halk Partisi grubu bu sabah li de toplanmıştır. rŞehinişa hen Atatürke bir mektubu Bulgar,Leh elçileri Atatürke itimatna- melerini takdim ettiler Ankara, 12 (A.A.) — Polon- ya Büyük Elçisi Michel Sokol- nleki saat 16 da, Bulgaristan El- çisi Teodor Hristof ta saat 17 de Çankayaya giderek Cümhurrei- sİ Atatürke itimatnamelerini tak dim etmişlerdir. Atatürk saat 18 de de İran Büyük Elçisi Halil Fahimiyi hu- susi olarak kabul etmiştir. İ İran Büyük Elçisi Cümhurrei- | sine S. M. İran Şehinşahınm el | yazısı ile bir mektubunu vermiş- ı tir. | 5e e Mısıra gönderilen askerler Cebelüttarik, 12 (A.A.) — Gordon Highlanders alaymm ikinci taburu bugün Repülse harp kruvazörü ile Mısıra müteveccihen hareket edecek v Serbest döviz cetvelleri Ankara, 12 (Tan) — 1936 yılı mü- vazenei umumiye kanunu mucibin - ce hazırlanması icap eden serbest dö- viz cetvelleri bugünlerde Bakanlar Heyetinde görüşülerek tatbik mevki- İngilterede Eski müstemlekât nazırı İstifa ederken Avam Kamarasında kendini zaptedemedi gözleri yaşla doldu Londra, 12 (A.A.) — Eski müs - temlekât. nazırı Tomas'n Avam Ka- marasmdaki son nutku, ancak birkaç dakika devam etmiştir. Tomas, tek - rar yerine oturduğu zaman gözleri yaşla dolmuştur. Mumaileyh, evvelâ kendisine istifa || etmek tavsiyesinde bulunanların söz- lerini dinlemekten imtina etmiş ve şu sözleri söylemiştir: Şimdi hemen istifa etmeğe karar verdim. Pek ziyade heyecan içinde bulunan Tomas, bir müddet oturduktan sonra ayağa kalktığı zaman salonda fevka- lâde ağır adımlarla meclisin ortasma gelmiş, reisin önünde hafif bir boyun kırdıktan sonra Avam Kamarasmı hir daha gelmemek üzere terketmiştir. Sir Alfred Butt'un da istifa etmiş olduğu Kamaraya bildirildikten sonra Baldvin, ayağa kalkmıştır. Başvekil, tahkikat mahkemesinin faaliyeti hak kında izahat vermiş ve demiştir ki: — Şimdi temaşa etmiş olduğumuz manzara, Avam Kamarasınm şahit ol muş olduğu manzaraların en elimidir. Baâldvin bundan sonra Tomasın ka binede bulunduğu sırada ifa etmiş ol- duğu hizmetlerden sitayisşle bahset - ine konulacaktır. miştir . Fransız amelesinin istediği oldu 40 saatlik Grev bazı yerlerde gevşedi bazı yerlerde şiddetlendi Paris, 12 (Tan) — Mebusan Mec- lisi, toplanmış, 40 saatlik hafta ka- nünunun müzakeresine başlamıştır. Meclisg, yedi saat devam eden celse- sinde hükümet tarafmdan tevdi edil- miş olâan beş kanundan dördünü it- tifakla kabul etmiştir. Bunlar, ame- le için ücretli tatil günleri ihdası, es- ki muhariplerden vergi almmaması, devlet memurlarmnın bazı vergilerden istisnası, ve patronlarla ameleler a- rasımda köllektif mukaveleler vücu- de getirilmesi hakkmdaki projeler- dir. Ücretli tatil meselesine' ait ka- nun lâyihasr görüsşülürken sağ cenah mebuslarından İnards, hükümetin kanun tatbikatmmı ehemmiyetle temin edemiyeceğine göre, kabul edilecek olan bu nevi lâyihalarm faydasız ol- duğunu söylemiş, Blum kendisine şu cevabı vermiştir: “— Geçen gün, Meclisten hüktime tin iş sahasmdaki ihtilâfları hallet- mek için kuvvete müracaat etmesi lâzmmigeleceği mütalsasmda olup ol- madiğını sördüm. Acaba Meclis, za- bıtayı, ve sönra bütün orduyu kul- lanmak suretile kanlı hâdiselere mi sebebiyet verilmesini istiyor? Biz, bnum; :!“T;:mmmıımyom Rölü- Tn iz uz l olacaktır. Huknmağ bvl'ıh yiin kendisine hâk vereceğini ümit eti 'Toplantı bir saat devam etmiştir. Meclis, bütün Fransız amelesinin İ ismet Paşa Kız Enstitüsünde yarın bir moda ve elişi sergisi açılacaktır. Dört gün sürecek olan bu sergide, talebenin bir sene içinde yaptığı işler teşhir edilmektedir. Yukarıki resim, sergiden bir köşeyi gösteriyor 4 F iş ücretli tatil kabul edildi her sene tatil yapmalarma ve bu ta- til müddetine ait ücretlerin kendile- rine verilmesine dair öolan lâyihayı 1 reye karşı 563 reyle kabul etmiş- tir. Kanun, hemen Ayan meclisine sevkolunmuştur. Kırk saatlik hafta mesâisi hakkındaki kanunun müzake resi sirasmda eski Maliye Nazırı Paul Beynâaud şiddetle bu kanun a- leyhinde bulunmuş ve bu projenin para meselesi için bir felâket olaca- ğmr, Fransanm harici ticaretini fel- ce uğratatcağını söylemiştir. Blum cevaben, frank krymetinin müteessir olmryacağını ve ticaret maddelerinin dâha ziyade canlanacağmı ifade ede- rek eldeki kanunlarm müstacelen kabulünden dolayı Meclise açık te - şekkürlerini bildirmiştir. Ayan mec- lisi, ayni kanunları müzakere etmek için buğün sâat on beşte bir toplantı yapacaktır. Grev vaziyeti Paris, 12 (Tan) — Paris mmtaka- sında işe bâaşlâyân amelenin mikda- rı gittikçe artmaktâadır. Kiırk sekiz Baât içinde 200 bin grevei amele tek- rar işe başlamıştir. Alman muhtelif haberler, Villatoublay tayyare fabri kalarmdaki işçilerin işleri başmda öl duğunu, Pas de Calâis kömür mad. TAN EDEBİYAT öğüş horozu ve Babıâ —İm (Değerli yazrermız Necip Fazıl KI- SAKÜREK'in “Döğüş horozu ve Ba- biâli tipi” adlı güzel yazısmm horoz döğüşünü anlata> birinci kısmmı, bü- yük zevkle okuyacaklarından emin o- larak, karilerimize sunuyoruz; yazı- nn ikinci kısmmı yarım neşredece- Biz.) Bir gün, Ankarada bir dostum beni kolumdan tutarak zorla bir ho- roz döğüşüne götürdü. Dünyada ne- ler vardır ki, onları o vakte kadar görmediğimiz için bize verecekleri a- lâkaları evvelâ inkâr eder ve sonra, her hangi bir zaruret veya münase- betle görünce, ne kadar güzel ve yeni bir şey karşısmda olduğumuzu anla- rız. Bu höroz döğüşü de, o vakte ka- dar içimde misaline kavuşamadan ya- tan bir sezişin birden bire elime anah- tarmı verdi. Ufak bir meydanda, horoz döğü- gü merakınım, husust bir külhanbeyi kisvesi altında topladığı bir cemaat vardı. Herkes yere cömelmiş döğüşü bekliyordu. Arada bir, meydana bir horöz çıkartılryor, horoz kendisine hayranlıkla bakanlar arasımnda göyle bir dolaştırılıyor, sonra kümesine ka- patılıyor, yenisi çıkartılryordu. Dö- ğüşten evvel yaprlan hu merasim, bir- birile döğüşecek horozları seçmek ve seyirciler arasmdaki kumarı canlan- dırmak içindi. Fakat Allahım... Bu horozlar ne garip şeylerdi! Ben esasen horoz sevmem. O bana kahramanlık tavrı takman bir sahte vakar halinde görünür. Tabiat sanki onda, bayağı şatafatlar ve saltanat- larm ne kadar âdi duracağma dair bir misal hazırlamıştır. Tavukları içinde dik başile gezişi, tırnaklarile kanadımı ut çalar gibi sıyırrp çalrmlar satışı, sabah ezanmda herkesten ev- vel uyandığımı birkaç bin kere haykı- rışı, bence tam bir sahte vakarm te- zahürleridir. Nitekim kendisinden bi- raz daha kuvvetli bir horoz görünür görünmez, veya önünden bir insan, | yahut bir çöp arabasi geçer geçmez tavuklardan evvel telâşlanışı yayga- rayı basışı ve dev adımlariyle kaçışı, emin anlardaki yalancı çalımma uy- gun değil midir? Bunlar her gün, her yerde rasladığımız tabii horozlar... Fakat döğüş horozu, âdi horozdaki bu karakterin, her şeyi keyif ve men- faatlerine göre istismar eden ellerde, tam bir sisteme sokulmuş şaheserini temsil ediyordu. Dediğim gibi, döğüş horozu olarak ilk defa gördüğüm bu hayvanlar ne garip şeylerdi! Her birinin göğsünde, kel kafalardaki boşluklar gibi, deri- lerinin kırmızı çıplaklığımı — arzeden yoluntular vardı. Kiminin bir gözü akmış, kiminin gagası kırılmış, kimi- nin bir mahmuzu, kiminin bir kanadı köpuk... Horozun kibrit kutusu ka- dar suratmda bir güzellik var mıdır bilmem ama, tabit hörozlara nazaran döğüş horozlarınm yüzlerinde, eli bay raklı bir Kasımpaşa cadısmm çirkin- liği ve yırtıklığı vardı. Dostuma sor- düm : — Neye bunlarm göğüsleri tüy- süz? Kel kafalar gibi böş? — Sâahipleri bunlara her gün idman yaptırır. Yüksek bir duvara bir iş- kembe asar. Günlerce horözu aç bı- raktıktan sonra, gagalasm diye iş- kembenin önüne bırakır. Horoz iş- kembeye atılırken her defasmda göğsü duvara çarpa çarpa tüysüz kalır, sandaler eli gibi pişer, nasır bağlar. Böylece horoz, rakibinin dar- belerine mukavemet edebilecek bir hâle gelir. li tipi — Ya bu düşmüş gagalar, kopmuş mahmuzlar, çıkmış gözler? — Onlar da bu zamana kadar yaptıkları kavgalardan aldıkları ya- ralar ve hatıralardır. Döğüş başladı. Aynı biçim ve çir- kinlikte iki horoz karşılaştı.Boyunla rındaki tek tük tüylerini kabartıp bi- ribirinin üzerine atıldılar. Bir iki da- kika geçmemişti ki ikisinin de yüzü kan içinde kaldı. Seyircilerden biri bağırıyordu: — Yaşa be Çil horozum! Bir to- kat daha, bir tokat daha! Ben horozları gagalariyle döğüşür sanırdım. Meğer bu ikinci bir silâh- mış. Asıl kuvvetli silâh ayakları ile biribirlerine attıkları tekmelermiş. Erbabı bu . tekmelere tokat diyor. Tokat yiyen horozun taraftarı ise şöyle haykırıyordu : — Sen de ona aşket! Sen de ona patlat! Yaşa,bir daha. Göreyim seni Telli Turna, bir daha, bir daha! Halbuki Çil horoz da, Telli Turna da, aynı saadet veya felâkete namzet hakikatte aynı hırpalanışın sefaleti içinde, nöbetle biribirlerine tokatları yağdırryorlar ve ikisi de kan ve prhtı- ya bulanmış,her an biraz daha kesi lerek sahiplerini memnun etmeye ça- lışryorlardı. Nihayet Çil horoz mu, Telli Turna mı, hangisi hilmiyorum, birdenbire kümes istikametinde, her halde ihtiyat olarak alıkoyduğu bir kuvvetin yardımiyle kaçrverdi ve dö- ğgüş bitti.. Meydanda kalan Telli Turna veya Çil horoz, suratmım delik deşik halile, gözlerinin kenarından sarkmış kanlı deri parçalariyle, bir başka döğüşte aynı şeyin başma ge- lebileceğinden habersiz, müstekreh bir sesle bir iki kere öttü. Kendisine âşık sahibinin kolları arasında zafer meydanımı terketti. Kaybeden kumar- bazlar mahzun mahzun ellerini ceple- rin götürürken başka bir taraftarın sesi duyuluyordu: — Ah şu bizim horoz yok mu? Ak- şamları onu karşımıza alıp sahihiyle beraber rakı içmek o kadar hoşumu za gider ki!... Necip Fazıl KISAKÜREK Çiııde harp İlkmüsademelerin dün başladığı bildiriliyor Şanghay, 12 (A.A.) — Kwangsf’- nin Şanghaydaki mümeessili, Kwang- si kuvvetlerinin Nankin kuvvetleri ile müsademe etmiş olduklarını bil- diren bir telgraf almıştır. Muhasamat başladı Hankov, 12 (A.A.) — Bir Çin mem bama göre Henchov'un cenubunda muhasemat başlamıştır. Hükümet kuvvetlerinin Letyang'ı işgal etmiş oldukları söylenmektedir. Cenup kuvvetlerinin de Leiyang ile Chan- chov arasına çekilmiş oldukları riva- yet edilmektedir. Küçük Haberler iı * Ankara, 12 (Tan) — Finans Ba- kanlığı, efrat maaşlarından hava kuv vetlerine yardım vergisi kesilmemesi ni karalaştırmış ve alâkadarlara bil- dirmiştir. * Ankara, 12 (Tan)—İç bakanlıkça plâjlarda vukua gelen kâzaları men için tatbiki icap eden tedbirlere dair bir talimatname hazırlanmıştır. lerinde günlük mutat çal tamamen avdet ettiğini bildirmekte- dir, Büğün saât 18 de Paris madeni eğya amelesi deleğasyönu, evvelce târafından kabul edilmis olan ücret bâremi projesini mesai :ıkmbü;'nk Mur u.mAmele toplana - nümayiş yapmışlar- dir. Nümayişte söndika ğunhhu- ları, sükünet tavsiyesinde bulunmuş lardir. Grevciler, bulvarlardan geçe- rek mesâi bürosuna gitmişlerdir. O- rada hiç bir hâdise olmamıştır. Ame le birlikleri, grev halinde bulunan fabrikalarda tezgâh, atelye, büro ve mağazalardâ umumi mesai könfede- rasyonu ile sendikalar birliği ve mes leki sendika namma söz söylemeğa yalnız vekâletnameyi hâmil arkadaş larin salâhiyetli olduğunu tasrih et- mektedirler. Bunu anlatmak için bir tebliğ neşredilmiştir. Bu tebliğde iti- lâf hâsıl olâan müecsseselerde patrön- l;.rınu;ıâıe&!;:ul;ıilkuns riayet ettikle- müddet erin hari - lâcak tahriklere CY devam etmeleri lüzumu bildirilmiş - tir. Pariste bütün kâahvehane, lokan- ta ve öteller bu sabah açılmiştir. lerde bulunmuştur. Ölçü ve tartı aletlerinin muavenesi Ülçülerin muayenesi yapılırken Ölçüler baş müfettişliği, ölgü ve tartı aletlerinin senelik müayenelerine devam etmektedir. Bu iş için gehir dört mmtakaya ayrılmıştır. Umumi köntrol, iki buçuk ay kadar devam edecektir. Ölgüler baş müfettişi Şida; dün şehrin muhtelif mmtakalarmdaki muâyene gruplarını gezerek teftiş- FELEK Vapuralrın sür'ati Verilen bir karara göre artık saat- te 10 milden ağır giden vapurları kad rodan çıkaraceXilarmış. Bu çabukluk meselesi sade vapurlara değil hepi - mize tatbik edilse devairde birçok a- ğir çalış kızağa - çekilir, halk ta bugün gidip yarm gelmekten kurtulurdu. Gerçi bu mülâhazalarım: “Erişir menzili maksuduna aheste gi den,. “Tiz reftar olanım payine damen do laşır,. hikmetine aykırıdır ama bu beyit söylenelidenberi etek denilen şey or- tadan kalkmıştır. Bir kısmı eteğin çe- kilmesini dünyadaki çirkeflerin sıç - ramasına hamlediyor; bir kısmı da öpüle öpüle aşınmış olmasma. Bun - lardan hangisi âmil olursa olsun bu- gün et ş k etek kal: d gından hızlı gitmede bir tehlike yok- tur. Yalnız hüner hızlı gidilecek yolu intihap edebilmektedir. İ Evet! Vapurların 10 milden ağır gidenini seferden alıkoyacaklarmış. Halbuki bu tarzda aheste yürüyen bir hayli teknemiz var. Şimdi bu ka- dar emektar tekneleri ağırlaştı diye iskartaya çıkarmak revayi hak mı- O halde ne yapalım? Yapılacak üç şey var: 1 — Vapurlarm süratini artırmak; Buna bugünkü fen imkân bulamıyor. İnsanlara tatbik edilen gençlik asşısı henüz tekneler üzerinde müsbet bir fayda gösteremiyor. 2 — Deniz mesafelerini kısaltmak; Bu da birtakım beynelmilel coğra- fi hâdiseler çıkmasına sebep olabilir; ona da mahal yok.. Olsa olsa mili kısaltmak hatıra ge- lir ki, en kolay ve doğrusu da budur. Bir mütehassıslar komisyonu top- lanrp 1600 küsur metro olan bir mili 1000 metro addederler, bizim emek - tar vapurların sürat? de saatte on mile çıkar. Yalnız burada dikkat edi- lecek şey şudur; Harita mesafelerini tashih etmek... $Şimdi bana: — Böyle şey olur mu?.. Diyecek - siniz? Ben de size: Bektaşinin: — Ben kıldım oldu.. Dediği gibi: — Ben yaptım oldu. Dersem ne di- yebilirsiniz? B. FELEK Halk Partisinde Dün tetkik edilen mühim meseleler Ankara, 12 (A.A.) — C H. Partisi Kamutay grupu idare heyeti başkan- dan: C. H. Partisi Kamutay grupu buü « gün öğleden evvel Dr. Cemal Tunca - nn başkanlığında toplandı. 1 — Başbakan İsmet İnönü Boğaz- lar könferansınım 22 haziranda Mon- trö şehrinde toplanacağını Partiye bildirmiştir. 2 — Dağınık köylerin bir araya ge tirilmesi ve göçebelerin topraklandı- rılması hakkında Antalya saylavı Ra- sih Kaplan ve Yozgât saylavı Ahmet Sungurun verdikleri sual takririne ic işleri bakanı Şükrü Kaya, Partinin ana iş olarak güttüğü köylünün top raklandırılması meselesinin grup tara fimdan seçilmiş olan hususi bir encü- mende ehemmiyetle tetkik edilmekte olduğunu ve köylünün topraklandırıl- ması meselesinin önümüzdeki yıl hal- lolunacağını ümit ettiğini ve sual sa- hiplerinin ileri sürdükleri esbabı mu- cibeyi hükümetin hassasiyetle gözü - nünde tuttuğunu bildirmiş ve bu iza- hat grupça muvafık görülmüştür. 38 — Buğdayı koruma vı geçen sene ne miktar tahsilât yapıl- dığı ve bunun için ne miktar masraf edildiği hakkmda Kütahya saylavı Mehmet Somer tarafından verilen su- al tâkriri üzerine Finans Bakanı Fuat Ağralı buğdayı köruma vergisinin 1934 senesi varidatı 6.2ö3.000 Ve masrafı 457.000 lira olduğunu ve va- tidatla masrafm bu mukayesesi ne - ticesinde cibayet masrafınm yüzde 7,82 den ibaret olduğunu ve blâhara mühim bir kısım halkm bu vergiden istisnaiyetini temin eden 2643 numa- ralr kanuna tevfikan 1935 senesinde yaprlan tahsilâtta bu verginin nisan 1936 nihayetine kadar 11 aylık hâsı- latı 5.902.000 ve ayni müddet zarfm- da masrafı da 810.000 lira olduğunu ve bu varidat ve mağraf rakamları - nm mükayesesi neticesinde bu sene- nin cibayet masrafr yüzde 5.8 hulun- duğunu beyan etmiş ve bu izahat grüp ça muvafık görülmüstür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: