| TAN İNOTLAT2) 1940 Harbi -:—: Bilmiyorum (kim, “Bir camlanm Çeviren: Nuri Mahmut —— x.1-86 Olacak şeyler Yazan: Aleksandr Kerenski No2 Tercüme eden: M. Râsim ÖZGEN İmparatoriçe müstesna teveccühle muamele etmeğe başlamıştı Kabahat kimde? Bunu da araştıracağız. kültür derecesi, gazete ve mecmua- larmdaki tashih hataları ile ölçülür, demiş. Bu kadar ilersine varmamak- la beraber, bir camianın dikkat de recesinin tashih hataları ile ölçülebi- leceğine kat'iyetle hükmedebiliriz. Va- kıâ dikkat hususi bir şuur demektir ve kültürlü, medeni bir adam da bu) Suura sahiptir. Bu bakımdan, ismini) bilmediğim o kimsenin & yukardaki Yazan: H. G. Welis —31— Fakat o gitmezse gelmediğini gören arkadaşları bi-çok di; çünkü Rasputinin saraydaki mev cudiyetine aleyhtar bulunuşuma gü- cenmişti.,, Kokovtsov, ile, o sıralarda, » Birçok seneler Maliye Nazırlığı e- valde Imparatori den ve Stolipinin katlinden sonra, Pekala — Bu,kadın olmasa, halim harap iye düşündü ve sonra yüksek şes- — Basrada mı dedin, diye sordu. | — Evet, Basra Merkez karargh - ları! Bu şehrin nerede olduğunu bil- Miyor musun ? Cabal, lâfa karışma sırası geldi- Bini anladı: — Evet, madam beni siki bir is- geçiriyordu. Fakat haki- Kat şu ki, Basrada tayyareler gece Bündüz arılarm kovandan yüksel- dkleri gibi yükseliyorlar. Burada ne olsa, beis yok! Sizi yakalı- Yacaklar, Müttehit tayyarecilerin | uğu dünyada «ize, sizin gibile- m” yok. Dinle! Geldiklerini işitir- Derebeyi bir an için bozulur gibi Bldu. Fakat kendini topliyarak,| Bülmek istedi: — Kılımıza bile ilişemezler, dedi. Roksana ısrarla: — Bu iş palavra kaldırmaz Ru- Strong. Söylediği hakikattir. — Söyledikleri biğften ibaret! — Sana tayyareciyi bırak gitsin, . Onlarla sulh ol! | — Demek, istiklâlimizi feda et- Mek istiyorsun! — Fakat o gitmezse başkaları, Mrkadaşları birçok tayyareler ge- lecek? O elimizde rehin gibi kalacak. Pena bir harekete kalkıştıkları tak- “inde elimizdeki arkadaşları öbür Yaya kavuşacak. Haydi, gel ca- > bu diplomatik işlerine nihayet iz kapıyı açarak İşaret etti. ma bir şey söyliyecek oldu, fa- Sesini çıkarmadan sert sert de- beyine bakarak çıkıp gitti. ıyı Kapattı Ve Vela yaklaştır. >— Roksana'nm sana meler söyle ğini bilmiyorum, diye söze başladı. ek te İstemem. Esasen onun ettiği kadar ona bağlı değilim. Bite, artık. Arzularınm biter tü- kir tarafı yok ki, Evet, bıktım. Akat ben aptal değilim. Seninle be- a sulh olmamıza imkân yok. Hiç heçıuhan. Ya sizin âleminiz, yada a #lemim, Fakat benim âlemim kalacak. Yoksa onun için savas kak öleceğim. Binlerce, milyon- tayyare de olsa sen elimde re- Bordor, Anlıyor musun? Arkadaşın | Yamayı va bundan sonra sensiz ça- ip mecbur olacak. Hem de gâ- Beleceğinden o kadar emin olma. vay oturmana ve düşlinmene de- Bata? “dünya - üzerinde - ka- » mteri gün Harding İâboratuvarı- Yatakla beraber gelmiş, hummalı İsaliyete girişmişti. Her zaman- kizı Meri ona yardım ediyor. teğirlerbire içeri Roksana girince de şaşırdılar. Sabah karanlı » bu kadınım burada işi neydi? Belen doktorla kızını selâmla- sonra Meri'ye yaklaştı ve eli- , mi “ iç Merak etmeyin, sizinle hasbi- Seldim, dedi. edine işine devama koyuldu. ki teasafirle konuşmak için elinde- R ibe şişelerini yere koydu. sana anlatmağa başladı: Bizi sade derebeyinin gazabın. | O meçhul diyarlarda Alimler tayyareler yapıyorlardı. nuz? Siz etten ve kemikten misiniz? — Babam ve kocam kadar! Sesinde keskin bir istihfafla Rok- sana İlâve etti: — Erkekler! İnce somurtkan Cabal'i düşündükçe bu yeni Âlemin tahakkuk edeceğine inanacağım g6- ilyor. Fakat sonra imkânı olmadığı» ar düşünüyorum. Hayır olamaz. Bu bir hayaldir. Hayır, bu âlem tahak. kuk etmiyecek. Sadece hakimiyet başkalarmın eline geçecek. Yeni harpler olacak! Mücadele devam edecek! — Yanılıyorsunuz. Harp tarihe karışacak. Sulh ebedi olacak. Ha- kiki medeniyet bunu icap ettirir. Ha- yal olan bu yaşadığımız âlem, kâbus | olan budur. İşte geçecek olan o bu- dur, Hakikat medeniyettir. Roksana burçin hirçin tepinerek, sanki fena bir düşünceden kurtul - mak İstercesine: — Hayır, hakikat bu âlem! Meri Roksana'nm bu cevabı üzeri- ne doğruldu: — Harp ve daimi mücadelenin tayyarelerle İym! Hayır. Sizi hakikatlerin yüzü- — umumi. sefâletin — biribirine düşman dünyanm hakiki âlemi tem. sil ettiğine hakikaten İnanıyor mu- sunuz? Bunun ebediyen böyle devam | İşam! gelecekler meçhul büyük makinelerle var mı? edebileceğine kanaati; Dedi, Roksana cevap vermekte gecik - medi, İki gündenberi ona uyku uyut- muıyan fikirleri döküyordu. — Siz imkân: olmıyan bir şey İs- tiyorsunuz. Güzel, fakat İmkânsız! Erkek ve kadından verebileceklerin- den daha fazla şeyler istiyorsunuz. İnsanlar böyle bir âlemi vücuda ge- tirmek için uğraşmıyacaklar. Onlar- dan gayritabil şeyler yapmasını ar zuluyorsunuz. Biz, ne İstiyoruz? Biz kadınlar. Bilgi, medeniyet mi, beşe- riyetin iyiliğini mi? Hayır. Bunlar palavra. Biz ihtişam, servet istiyo - ruz. Bütün arzularımızın tatmin o- lunmasın: diliyoruz. Ben sevilmek, arzu edilmek ihtişamın» istiyorum. Güzel, muhteşem görünmek istiyo - rum. Siz de bundan başka bir şey İstiyor musunuz? Başınızı sallama - ne bakmağa alışmamışsınız. Ben er- kekleri bilirim, Her erkek âyni şeyi ister. İhtişam! Şöhret. Bir nevi ihti- Sevilmek ihtişamı. Nekadar iyi biliyorum! Bu en düşkün olduk- ları şeydir. (Arkası var) | Mekteplerde sene sonu gezintileri Ders kesiminin sonu olmak milnasebetiyle Heğbeliada orta mektep ta- ebesi, evvelki gün Çam limanma giderek bir gezinti yapmıştır. Burada ta- lebe tarafından muhtelif eğlenceler tertip edilmiş ve güzel bir gün geçi- rilmiştir. Yukarki resim, talebeden bir grupu gösteriyor. sözleri de haklı olabilir, Bütün bu ülimane!!.. lâfları et- mekten maksadım, bizde çıkan bazı "iddialı mecmuslarda gördüğüm tas- hih hatalarının çokluğundandır. He men hepsi az satılan bu mecmuala rm, her halde ( iddialarma uymak için olsa gerek: — Kari okumuyor ki efendim! Diye kendi fikir terkiplerindeki hataları bir tarafa bırakalım, tashih hatalarımı affettirmek istiyen bir id- diaları var. Bir tashih hatası, yazın muhar- ririne olduğu kadar o yazıyı okuya- na da azap ve nihayet usanç verir, Evvelki gün, tashih hatası kur- İbanlarından çok takdir ettiğim bir muharrir: — Bundan sonra, dedi, eğer yazı yazarsam İmzamm yanma mürettip ve musahhihin de imzalarını ilâve edeceğim. Çünkü yazıyı âdeta müş- tereken yazıyoruz. Tuhaf değil mi, bu muharririn ya- zıları mevcut mecmunalar İçinde en |az tashih hatası ile çıkmağı özliyen İve iyi bir işin ancak tashih hatasız bir mecmuada görülebileceği şuuru- nu taşıyan titiz bir mecmüada çık- maktadır. Fikret ADİL Belçikada Âyan ve Meb'usan seçiminin neticeleri Brük&el, 25 (A:A.) — Dünbütün milekette mehusan ve âyan mec- islerinin umumi intihabatı yapılmış tir. Her hangi bir hâdise vukuuna denilen yeni partinin muvaffakryeti olmuş ve bu muvaffakıyet, hattâ bu parti mensuplarının ümitlerini fev kine çıkmıştır. Faşism temayülleri. besliyen “Rex" partisi, bilhassa res- mi katolik partisinden ayrılmış olan katoliklerden mürekkeptir. Malüm olan son neticelere göre yeni meclisin vaziyeti şudur: Katolikler, 63, Sosyalistler 70, Li- beraller 23, Rex Partisi 21. “Cepheciler” veya “Fizman milli- yetperverler” 16, komünistler 9. En ziyade azalık kaybedenler, ka- toliklerdir. Bunlar on altı mebüslük kaybetmişlerdir. Sosyalistler, ancak Üç azalık kaybetmişler, komünistler altı azalık kazanmışlar, liberaller de bir azalık kaybetmişlerdir. Bu neticeler, Belçikanm üç an'ane vi partisi olan katolik, sosyalist ve liberal partilerini kendi etrafında topliyan Van Zeeland'ın vaziyetini tehlikeye sokmaktadır. Yunanistanda Venizelos aleyhtarı partilerin birleşmesi 1911 senesi eylülünde Başvekâlete ge çen V. N. Kokovtsov, 1914 senesi kâ- Dunusanisinin 29 unda birdenbire az- ledildi. Bu zatin hatıratından şu fık- rayı alıyorum: “ Valde Imparatoriçe, azlimin sebebini merak etmiş; beni çağırttı. Verdiğim izahatı dikkatle dinledi. Bir şey söylemeden uzun dü- şünceye daldı; sonra ağlamıya başla- dı ve bana: Sizin namuslu bir adam olduğunuzu, oğluma karşı hiçbir fe na fikir beslemediğinizi biliyorum. Bunun İçin, size istikbalden çok en- dişe ettiğimi söyliyebilim. Gelinim Imparatoriçe Aleksandra beni sevmi- yor ve mevkiimin bana bahşettiği im- tiyazatı, kıskanç bir dikkatle, muhs faza edişimden şüpheleniyor. Bilmi. yor ki, bütün düşüncem. oğlumun adetidir. Halbuki, felâkete strük diğimizi görüyorum. İmparator, a- yaklarma çelme tskmrya savaşan da- laverelere gözlerini kapamış, yalnız, müdahinlerin sözlerine inanıyor. Ar- tık, serbest bulunuyorsunuz! İmpa- ratora, niçin, düşündüklerinizi oldu. ğu gibi, söylemiyorsunuz? Ve onu, vakit geçmeden, irşat etmiyorsunuz? dedi... Görüyorsunuz ya! Valde Impara - toriçe.. Harpten evvel, saltanatın, en parlak devrini yaşadığı bir zaman- da “felâkete slirüklendiğimizi görü- yorum.,, diyor, O, sabık başvekilin ö- nünde ne için ağlıyordu? Kokovts- tov, ne gibi şeylerden bahsetmişti? Işin içyüzünü bilmiyenleri şaşırtan bu sözlerin alt tarafı şöyle devam ©- diyor: “Ben, bir defa daha, uzun uzadıya bir şey yapamıyacağımı.. beni kimse- nin dinlemiyeceğini. Ne söylesem ba- na kimsenin inanmıyacağını.. 1912 s6- nesi şubatmm ortasmdanberi, genç Imparatoriçenin beni, kendi düşmanı addettiğini ve bu yüzden haber vere- seğim şeylere ehemmiyet bile vermi- veceğini... hattâ İmnaratoriçerin beni kabul edeceğini şüpheli bile bulduğu- mu anlattım... “Genç İmparatorice,'nin husumeti imparatorluk başvekilinin resmi va xifesine ne suretle müessir olabilivor. du? İmparatorun zevcesi, bir başve- kili, ne sıfatla, bir düşman telâkki e- iebiliyordu? 1912 senesi şubatında ne gibi mühim hâdiseler cerevan et mişti ki, Valda İmparatoriçenin, tâ 1914 senesinde talep ettiği mülâkatm bile reldini intse edebilmisti? Bütün sır.. Bütün muamma!.. de- gil mi?, Yine Kokovtaofu dinliyelim: “Stolipinin katlinden ve benim başvekâlete geçişimden iki ay son- ra, matbuatta ve Duma meclisinde, Rasputin aleyhinde şiddetli müna- kaşalar başladı. İmparator, bu hal- den çok müteessir oldu; fakat bana karşı, yine, lütufkâr davranıyor, hiç bir hoşnutsuzluk eşeri göstermiyor- du. Yalnız. Matbuatm hareketini aykırı bulduğunu ve buna nihayet vermek çarelerini uzun uzadıya dü şündilğünü söylemekle iktifa etti. Imparatoriçe de, soğukluk gös termedi. Bilâkis, bana, daha müs tesna tevecelihlerle muamele ediyor. du. Fakat Rasputinin, 15 Şubat 191? tarihinde, beni gelip ziyaret etme sinden ve bunu müteakıp İmparato- ra verdiğim rapordan sonra her şey, birden bire, değisti. Bu andan itiba- ren iktidar mevkiindeki vaziyetim gücçleşti. İmparator, iki sene daha. bana karşı zehiri bir teveccüh gös- terdi. Fakat İmparatoriçe, konuştuğu şeyleri de şöyle anlatıyor: “13 Şubat günü, bir buçuk saat devam eden mükâlememizin zeminj- ni Rasputin teşkil etti Sorduğu su- allere açık, sarih cevap verdim. Hiç bir şey gizlemeden.. Saltanat hane- danının hususi hayatına karşı umu- mi efkârda husule gelen intibaların srzettiği tehlikeyi saklamadan an- lattım. Milletin her tabakası ai smda, cemiyetin her smıf: içinde dö- nen nihayetsiz dedikoduları, iftira. ları en mahrem noktalarına okadar söyledim. Valde İmparatoriçe, acı scı ağladı ve Çara söyliyeceğini va- detti, Fakat şu sözleri de ilâve etti, Bedbaht gelinim.. Kendisine ve ha- nodana felâket getirmekte olduğu- na kani olamaz... O, bazı eşhasın kudsiyetine o kadar kuvvetli bir iy. manla inanıyor, ki. Onu, hiç birimiz, kanaatinden ayırmaya çare bulsma- yız.,, İkinel Nikola.. Rasputinin, Çarm yeğeni Gran - dük Dimitrinin yardı» mı ile Prens Feliks Yusupov Otara- fından okatlinden O (Kânunuevvel 1916) iki ay sonra, kendi hesabma ve oğlu namına imparatorluktan fe- rabat etti. Rasputin, öldürüleceğins kanaat getirdiği için, Çar ile Çariçe- ye, ölümünden altı ay sonra da, ken- dilerinin tahtmdan mahrum kalas caklarmı haber vermişti. Mukadde- rat kâhinin tayin ettiği müddeti bek lemedi; hâdise, daha evvel, meydana geldi. Çar ailesini, Katerinburga kadar, sadakatle takip eden ve çareviç A» leki vasıysi olan P. Jilyar, hatı- ratmda, Rasputin hakkında şu mü- taleayı serdediyor: İ “Bu adamım meş'um nüfuzu, ken- disinde selâmetlerini tevehhüm e- denileri, ölüme sevkeden başlıca sö- beptir.., 12 Mart 1917 de patlıyan Rus ih- tilâlinin âmilleri çoktur ve muğlâk- İt; fakat bir kelimede, bütün bu â- milleri toplıyabiliriz: Harp... bu müt- hiş harbin tesirini, bugün bile, Av- rupayı sarsan hâdiselerde Amil gö- rüyoruz. Bu cida! arasında, Rusya- nm da tarihi bir sarsıntı geçirme- mesine imkân tasavvur olunamazdı. Buraya kadar işaret ettiğim me- #eleleri çait oldukları fasıllarda mü- nakaşa ettiğim için çonları, burada, mevzuubahs etmek istemiyorum. Yalnız şunu söyliyeyim ki, çar afle- sinin feci akibetini, ne Rus tarihi- nin seyri, ne de harp ilcantı zaruri bir şekilde icap ettirmiyordu. “Rus İhtilâli” İsmindeki kitabımda, bu meseleye temas ettim ve harp ilânı- nın, milletle mutlakıyet arasında, fa- yetli bir rabıta yaratmak gibi bir mucize meydana getirmeğe imkân verdiğini anlattım. Hanedanm pres- tiği, Rusyada, hiçbir vakit hakiki bir şekilde, halka kadar İnmemisti: yal- Diz bir an'ane mahiyetinde tecelli ediyordu. Bunun için, en ateşli mut- l lakıyet otaraftarlarmın o bile Rus hükümdarlarna karşı — mese ü İngilizlerin Okrallarmı sev- dikleri şekilde — büyük bir muhab- betle mütehassis olmadıklarını gö- venler, asla, şaşmıyorlardı.. Böyle İken, talih, fena sevilen bu bhâneda- na, yalnız asırlarm tahmil ettiği ağır yükü ödemek fırsatını değil. dümdüz giden milli inkişafm seyrini takip ederek, uzun seneler için, Ro- manof saraymı, sağlam bir şekilde, eyi kurtarmak İste- Fakat ayni zamanda si. Raspu- tinle görlişmemizi Çara bildirdiğim günden itibaren, vaziyetini değiştir. | iTTiHADI MiLLi TÜRK SIGORTA ŞiRKETİNDEN: kurmak imkânını da verdi. (Arkası var) bu tayyareci Cabal hakkında | mek istiyorum. Bu bahsettik- Yeni dünya nedir? Ne yapmak Mzşlr “Siz Cabal'i anlıyor musu- | Ne türlü bir adam? Etten ve | ineten bir adam mı?Bir türlü Atina, 25 (Tan) — Dört AntiVe- Bizelist partinin birleşmesi hakkında .) ki faaliyetlere dtin de devam edilmiş | tir. Dün akşam Ahali Partisinin Par lâmento grupu toplanarak bu mese- leyl konuşmuş ve Merkez umum he | yetinde partilerin birleşmesi mesele- <p lâka ile cevap verdi: sini müzakere etmek üzere üç mü- İM çal büyük bir adamdır. Ba- messil seçilmesine karar vermiştir. BiR İZAH araça Senelerce evvelden tanıyor. Gazetelerin o istihbaratma göre | 19 kan, hayran! (slahatçı Ahali partisi lideri Rallis| “ FÖNİKS DO VİYEN * sigorta şirketinin iflâsı neticesinde hali ac- Bip kadar N o — iyi dal- Sirleşmeye taraftar ise de diğer iki | s düştüğü ve tasfiye ediledeği gazetelerde bildirilen “ TÜRKİYE MİLLİ ” Magi adam ki — fakat ayni za nartinin liderleri Teodokis ile Koca | ç > “ ş ti VOk “ alliee uyandırıcı: Onun ele e > | sigorta şirketlmrin adı, bazı gaveteler başlığında sırf “MİLLİ Sigorta Yir. manis eski Ahali partisine girmeğ: iaddeteektekirin keti” olarak kaydedilmiş olmakla, müşabeheti dolayısile Şirketimizin mevzuubahs edildiği zannı bazı kimseler nezdinde uyandığı öğrenik miştir. Matbuatta sözü geçen “FÖNİKS DÖ VİYEN” ve “TÜRKİYE MİLLP” sigorta girketlerile şirketimizin hiçbir alâkası olmadığı saym müsterile- rimize bildirilir, Aşık olurlar mı? türlü bir Üzerinde aşk, her halde! Pl Alem tayyareleri, asa- amı ile tahakkuk edecek K zi NS adlara ne olacak? dün şehrimize gelmiştir. Seyyahlar, şehrin muhtelif yerlerini gezmiş VİN Erkekler gibi çalışacağız. ler, tarihi abideleri görmüşler, tetkik etmişlerdir. Jürist ve avukatlar İs- Svlediğnize inanıyor musu - | tanbulda bazı etütler de yapacaklardır. Seyyahlar müze yi geziyorlar. Alman avukatlarından ve jlüristlerinden mürekkep 21 Kişilik bir kafile İngiltere - Mısır müzakeratı başladı Kahire, 25. (A.A.) — İngilizlerle Mısırlılar arasndaki müzakerelere tekrar başlanmıştır. £ Yalatada, Ünyon hanmda kâin İTTİHADI MİLLİ TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ .