sa 10 Em (Başı 7 ineide) bir hassasiyetle korunduğunu anlata rak Finans Bakanma teşekkür etti ve dedi ki: “— İşte anlıyoruz ki, hükümeti - miz bu işlerde lâzrmgelen ehemmiye ti vermiş ve bütün kararlarını anlat- mıştır. Zaten memleketin her tara- fında görülen büyük eserler, yapılan ve yapılmakta olan işler, İsmet İnö- nünün bu İşi ve vazifeyi nasıl kavra dığını ve nasıl müvaffakıyetle başar dığmı göstermektedir. Bizim de ya- pacağımız İş, büyüklerin gittikleri yollarda yürümek ve onlara azçok a- yak uydurmaktır. Cümhuriyet hükümetinin en bü « yük vasıflarmdan birinin başladığı isi tamamlamak olduğuna işaret e - den Hüsnü Kitapçı, umumi prensi. bin dışında kalan bir iki şeyin üzün tül verdiğini, meselâ fasılları arasma konan ve memlekete sokulacak şeke re ait olan rakamm mantıksız bulun duğunu, çünkü fabrikalarımızm ihti yacı karşılayacak kadar şeker çıkar dığını, geçen sene şeker getirtilmesi için karar verilmesine sebep, bütçe- nin tanziminden sonra şeker fiyatla- rinin ucuzlatılması olduğunu, yalnız bu şeker ithalinin devam ettirilme - mesi lâzımgeldiğini ve açılan fabri- kalarm memleket içinde yaratacak» ları hayat ve hareketin, gümrük fe- Gakârlıklarmı tabif kılacaklarını, şe- ker endüstrisi sayesinde de memle- | 'kette verimli ziraatin başladığını, is-, tihsal ucuzladıkça istihlâkin de art- | miş olduğundan fabrikaları durdura | rak değil, yeni fabrikalar açarak işi| önlemek lâzımgeldiğini söyledi. Devlet Denizyollarının Mısır sefer- lerini kesmesini doğru bulmadığını söyliyerek ziyan da etmiş olsa, baş- lanmış bir iş olması, kardeş bir mem İeketle ekonomi birliği temin etmesi bakımından da faydalı olan bu işe devam edilmesini söyledi. Hüsnü Kitapçıdan sonra Zirast Vekâleti bütçesine verilen paranm doğrudan doğruya köylü ile alâkalı işlere harcanmasını teklif eden Hüs nü Kitapçı, herşeyden evvel silo ve depo yapılmasının lâzımgeldiğini ve gerive kalan parayı da muntazam bir şekilde ve toplu olarak su işine har- camak icap ettiğini, bunun için Ba- ymdırlık, Ziraat ve Sıhhat Milkantık- ları bütçelerine konulan paranmıyer leştirilerek bu işe harcanmasıniğigok faydalı olacağını anlattı. Nüfusumü zun artması bakımından fazla çocuk Tu ailelere vergi muafiyetinin veril- mesinin yerinde bir iş olacağımı, ka- zalardaki doktorlar meselesinin hel- ledilmesini, tasarruf hesaplarmda biriken parada olduğu «ibi, birikti- Trenlerin de sayısının artmasmın te- tr ki: arzu ettiğimiz seviveye gelebilmesi için 200 milyonun dahi kâfi gelmiye ceğini arzetmiştim. Bunun için baş- ka membalar aramalıdır. Dahil ve ha |tavsiye ettiler, rieten zirai ve iktisadi teşebbüsleri- mizi vaptıracak muhataplar aramalı- yız, Bence istikrazdan korkmak doğ ru değildir, Ancak bu istikraz Baym | dırlık islerine tahsis edilmek şartile hayırlı olur, (Ankara) söz almış ve müzakere u- sulüne temas ederek; sözü söyler ve hangi vekili isterse is-| tediği gibi tenkit eder. Cevap vermek bakkı doğrudan doğruya vekile ait- tir. Simdi herseyi btrakıp biribirimizi tenkit mi edeceğiz? Yoksa bütceyi mi tenkit edeceğiz? Doğru pörmüye rum yapılan muameleyi. , demiş ve ulkışlanmıştır. Maliye Vekilinin cevabı kında son sözü Maliye Vekili Fuat Ağralı ileriye sürülen mütalealara karşı şu izahatı vermiştir: kitleri içerisinden bendenizi alâkadar «den kısımları toplamaya çalışıyo - N Köres- orman teleri hakkıfda, sulara taallük &den kısımlar hakkmda tabii alâkadar ve kil arkadaşlarım cevap vereceklerdir En ziyade bendenizi alâkadar eden nokta, Türkerin söylediği sözlerdir. Ona cevap vermek mecburiyetinde - yim, mun sözleri, oldukça cevap teşkil et- TAN m ———————m. —— — 6 5. —— > Güneş -Dil ütce müzakeresi üralık bir tasarruf temin etmiş ol - |nispet edilmesi zaruridir. Fakat bu masını şilkranla kaydederek demiş | nisbet iki para arasmdaki nispet - tir. Bu nispet Türk parasını filân — Kürsüye gelmem bir arkadaşı: | paranın vasayeti altnda bulundurul- İmar noktasından memleketimizin nı Bundan sonra Yahya Galin Kargı 8 kendi bütçeleri görüşülürken cevap varmeleri karar altına alındı ve büt- Bütçenin heyeti umumiyesi hak - “.— Söz alan arkadaşlarımızın ten a! Biraz evvel, kürsüdeki arkadaşları ve kendi düşünüşlerinden çok ve daha fazla bir hassasiyetle takip etmek - tedir. Ancak açık olarak arzederim ki, Türkiyenin milli Türk parasi ü- zerinde bir taraftan istikrarını tav. geticümhur bütçesi 400.100, muhasebat bütçesi 589.590, Başve - kület bütçesi 1,246,240, Şürayı Dev- let bütçesi 220,900, İstatistik Umum Müdürlüğü bütçesi 312,200 ve diya- bet İşleri relsliği bütçesi de 607,630 lira olarak kabul edildi. menniye değer olduğunu söyledi. Berç Türker'in sözleri Bundan sonra söz alan Berç Tür- ker dünyada harp bulutlarının dolaş tığı bir sırada Millü Müdafaaya veri» | len alâka ve ehemmiyetin takdire hak kazandığını söyledi. Kabine ve bütçede azami tasarrufa riayet husu sunda fikirlerini anlattı. Tediye ve para İşlerini kontrol için salâhiyet Sahibi mütehassıslardan müteşekkil bir âli tetkik heyeti kurulmasını tek Mf eden Türker dedi ki: “— Türk ulusu, sulhü seven mil- letlerin başındadır. Bor - cunu tanıyan, başkasmın ziyanmı İs temiyen bir ulustur. En başta yara- ttet ve kurtarter uluş şefimiz, bükü- metin başmda arstulusal bir şöhreti | olan İsmet İnönü ve memleketin bek çisi kahraman ordumuz durdukça Türk ulusu daima yükselecek, dalma bahtiyar olacaktır, dedi. Ondan sonra söz slan Emin Sazak (Eskişehir) bütçenin denk mi, nok- san mr bir endişemiz kalmadığını, denk bütçe ve günü gününe ödeme- nin İsmet İnönü hükümetinin sarih hakkı olduğunu, bütçenin tahdit ve tahkikindeki tetkiklerinim takdire | değer bulunduğunu, söyleyen Emin Bazak yol işlerinin ağır gittiğini, ve böyle bırakılırsa 50 sene sonra, ya- şadığımız yolun bozulacağmı ve ye. nisine başlanacağını hükümet, de - mir eliyle bu işe sarılırsa üç senede herşeyin hallolunacağını, bunun için de herkesi 15 gün çalıştıracak, İstis nal bir kanun cikarılması muvafık olacağını anlattı, Buğday vergisi Düyunu umumiye ve döviz işleri. seyyah işleri, yüksek tahsil ve ihti sas İşleri Üzerinde temennilerin! söy leyen Emin Sazak buğday vergisi &- zerindeki düşüncelerini anlatarak: — Bir milyon lira buğdayı koru » mak için gayri kâfidir. Bilhassa buğ dayın 5 kuruştan aşağı düşürülme- mesini ehemmiyetle Fica ve arkadaş- larımızın müzaheretini isterim.,, de- di. Emin Arslan (Denizli) Bütçe en- sümeninin bütçede $ küsur milyon kendileri endişeye düşiyor. Vergi mü kellefiyetleri ağırlaşıyor, masraflar çoğalıyor. Müsmir masrafların art- ması lâzımdır. diyor, 936 senesinde fazla görülen masraflarımız, müda- fani milliye, Ziraat ve İktısadi saha- lara verilen masraflardır. Bunlar ta- mamiyle müsmir masraflardır. fay» dalı masraflardır. ediyorlar, anlamıyorum. Muvakkat tazminat, para kime verilir, diyor - lar. Kendileri lütfen kanunu müta - lea ederlerse, muvakkat kimlerin kespi istihkak ettiğini an - larlar, Bu büylik tesisat masrafları nı durduralım diyorlar. Buna, Tur- gut arkadaşım gayet güzel (cevap verdiler. Ben bir şey ilâve etmiyece- ğim. İkinci beş senelik sanayi ve ik- tisat plânmdan bahsederken hesap- lı iş yapalım, dediler. hesapsız mı, iş yaptığımızı izah ettim. bakiyesini iktmat baka - nına bırakıyorum. Yalnız, her halde endişelerine mahal klirsüden açıkça kendilerini temin edebilirim. İstikrazdan elimize para geçmiyor, diyorlar. Belli ki, birinci i- zahatımı dinlemeden evvel hazirlan- mışlar. Çünkü maruzatımdan istik - rar yapılmadığını Ben bir istikraz yapıldı demedim, bir döviz (kredisinden bahsettim. Borçlarımızım yarısını, bizden mal mübayaa etmeleri süretiyle ödiye - ceğiz dedim. İstikraz yoktur. atı teslis etmekten bahsediyorlar Kambi; fransız a ! Tai erknn. 126 inan Sar ia ediyormuş. Acaba fransız da sabit kalacağını maliye vekili ba na temin edebilir mi? diyor. Büyük Millet Meclisi paramızin kanuni Istik- rarını temin ettiği gün bunun para- sınm baska bir para İle nispeti mev- zubahis değildir. dar kuvvetli olan sabit bir parayla mekte idi. Eğer Yahya Galip arkada- şımızm mutlaka vekil, cevap versin şeklindeki sözleri olmasaydı. belki sarfınazar edecektim. Ama vekil ağ- sından olmak üzere bir daha lâzım gelen mütaleaları söylemek isterim: Masraf fasıllarınm artmasmdan Daha ne istiyorlar, neyi tenkit tazminata Hesaplı mı, evvelce olmadığına bu anlıyacaklardı. Turistler için ayrı bir kambiyo fi- Kanuni istikrazlar yapılmcaya ka- mızın mütaleasına iştirak elmemek |masmı İcap ettirmez. Bu kürsüden o ve ona cevap vermek İçindir. Bence | sözlerini kendilerine reddederim. bu memleketin imarı inkişafı 200 - 300 milyon lira ile yapılabilecek bir |nm kıymetinin tayini için ingiliz |i- iş değildir. 500 milyon lira ile 20 se- | rası ele alınarak 10,30 Üzerinden ya- nede azami bir gayretle belki isteni- | pılıyordu. O vakit de Türk parasi len neticeye varabiliriz. Bu itibarla | İngiliz lirasmın vesayeti altnda mı bütçemizin masraf kısımlarında ba. |idi? Hayır, Türk parası İngiliz pa - zı rakamlarm indirilmesi gerek imar | ra: hususunda ve gerekse zirai, iktısadi | faza etti. sahada bumlarm azaltılması ve ted- rici bir sürette yürütülmesi noktai|da ayrılacaktır, Vasayet asla mevzu nazarma asla Iştirak etmem. Bilâkis | bahs değildir. kendileri de itiraf ettiler ki Avrupa ufuklarmda dolaşan karabulutlar her devletten ziyade bizi alâkadar eder. Avrupanın bu karışık zaman- | ranli istemektedirler. larında biz memleketimizi ne kadar imar edersek azami feragat ve gay- retle demir lehlebi haline getirirsek © kadar istifade etmiş oluruz. 831 tarihine kadar Türk paras- düşünce kendi kalitesini muha- Fransız frangı da düşünce, ondan Hattâ şunu arzederim, uzun vade- li taahhütlerde müteahhitler ecnebi parasiyle değil, Türk parasiyle ga - Türk param bütçe ve tediye muvazenesine daya- narak kendi başina en kuvvetli bir para olmak vasfını muhafaza etmek tedir. Ne Fransız frangının, ne de İn « giliz lirasının vesayeti altında de - gildir. (Alkışlar). Paranm © hassasiyetle | takibini Emin olsunlar, ge- ek hükümet, gerek Maliye vekâleti gerekse Merkez Bankası bunu iye etmesi, diğer taraftan turistler İlçin bir kambiyo yapılması teklifini bir türlü anlıyamadım. Bir paranm üzerinde iki kıymet Yapılmasını tavsiye etmek bir tena- us değil midir? Bu tenakus karşı- sında itiraz ederim ki Türkerin fikir lerine iştirak edemiyeceğim.,, Fasılların müzakeresi Bundan sonra vekillerin kendi ve- köletlermi alâkadar eden suallere çe fasıllarının mllzakeresine geçildi. Kamutay bütçesi 2.901.480, Riya- Divanı Kamutay bugünkü toplantısında Idığı bir kararla bütçe müzakeratı- nın devam: müddetince her gün sa- at 14 te toplanacaktır. Necaşinin seyahati Negüsün son resimlerinden biri dradaki Milletler Cemiyetinin hara- vetli taraftarları, Necaşiyi parlak bir surette istikbal etmeğe hazırlanmak tadırlar, Necaşinin Londrada bulunmasının | Italya aleyhinde büylik nümayişler yapılmasma sebebiyet vermesi ihti mal dahilindedir. Tevkif edilip serbest bırakılan İngiliz zabiti Londra, 25 (A.A.) — Habeşistan. daki İngiliz seyyah sıhhiye heyeti - nin müdür muavini Bonnerin İtalyan lar tarafından serbest bırakılmıştı. Kendisinin tevkif edilmesinin hüvi - yet tahkiki işinde yapılan bir yanlış- liktan ileri gelmiş olduğu söylenmek tedir. Bonner, şimdi Cibutide bulun- maktadır ve kuduz bi köpek tara- fmdan ısırüm olduğundan tedavi altındadır. Hatırlardadır ki Bonner, Sol partiler | IBaşı 1 incide) lan ihtiyarlardan biri taşıyordu. Bunları takibân sosyalist ve ko- münist şefleri geliyordu. Bunların arasında bulunan bilhassa B. Blum, hararetle alkışlanmıştır. Arkaların - dan iki partinin mensupları sendika- lar, cümhüriyetçi eski muharipler ve münevverler gelmişlerdir, Paris, 25 (A. A.) — Soeyalistler le komlnistlerin dün “Federler du- varı” nda yapmış oldukları nima - Yiş, saat 21 de sona ermiştir. Bu saatte son alaylar, mezarlığı terket. mişlerdir. Bu sırada da ortalık ka - rarıyor ve bandolar hiç durmadan “enternasyonal” marşını çalıyordu. .Halkçılar cephesi, ile meb'us Dörlot'nun (Okomünist grupları, siyah bayrak taşıyan a - Darşistler ve Troçkinin dördüncü jenternasyonali mensupları arasmda ufak tefek hadiseler o olmuştur. Doriot'nun grupları oMoskovanm Fransız siyasetine mi yorlardı, 'Trogkinin dördüncü enternasyo - Dali mensuplarma asıl komünistler yuha diye bağırmışlar ve Pere La- chalse mezarlığına girmelerine mâ- hi olmuşlardır. Herriof'nun nutku Liyon, 25 (A, A.) — Herriet, bir milyon eski muharibin dahil bulun- duğu Malüller ve eski federal birli. ginin senelik kongresinde bir nutuk | söyliyerek demiştir ki; “Yaşasın sulh demek yaşasın Fransa demektir... Kongre reisi Henri Pichot, fede - ral birliğin partiler haricinde ol - makia beraber, meclisin yeni ekseri- jYetinden ilham alarak “iktidar mev- kini eline aixcak olan hükümetin zâfa kapılmaksızm ve dahili harb ve nifak tahrikçilerine karşı asla mü maşat göstermeksizin hareket etme- si lâzım geleceği mütaleasmda oldu. ğunu ve bunu ilmit etmekte bulun- duğunu, zira bütün memleketin ken- disine müzaheret edeceğini söylemiş- tir, Federal birlik, Fransanm ber ne sahasına olursa olsun kat'iyyen istememekte olduğu faşizm ve Hit- lerizm hulyaları peşinde koşanların boş-nümayişlerime"ninayeT verecek bir cümhuriyketçi zaferi istemekte. dir. Adisababada (Başı 1 incide) ms vermekte olduğu mana, her hü- kümetin, süel ve coğrafi durumu ile 26 karşı durmak mecburiyetinde bu- lunduğu merkezindedir. Bu cevap üzerine Henderson, İtal. yan miltearrız olduğu sabit olun - câ bunun niçin tatbik edilmediğini sormuş ve Eden de Milletler Cemi- yeti konseyinin böyle bir tavsiyede bulunmamış olduğunu söylemiştir. ——————— İtalyan memurlarından kendisinin Cibutiye nakledilmesini istemiş idi. Adisababaya tayyere ile asker naklediliyor Roma, 25 (A.A.) — Adisababa - !dan bildirildiğine göre, dün askeri kıtaatm hava yolu ile nakli tecrübe» leri yapılmıştır. Üç motörlü bir bom bardıman tayyaresi Makalle'den A- disababaya bir Humbereci müfreze- si getirmiştir. Tayyare. ikl şehir ara sımdaki altı yüz kilometrelik yolü iki saatte almıştır. Yakımda bütün mal- zemesi ile beraber bir tabur nakledi. lecektir. Habeşistanın kontrolünü İ süratle temin etmek İçin bütün uzak mmtakalarda askeri mevziler tesisin de hava yolundan istifade edilecek- Jtir. N İtalyanın dumdum kurşunlarından şikâyeti lar, Imparator Çarşambaya Londrada olacak Londra, 25 (Tan) — Habeş im- purile Londraya hereket edecektir. günü Londrava vâsıl olacaktır. üdahalesine düşman olan Doriot'yu takip edi- e Sayı sözü ve anlamıyle ilgili daha birçok kelimeler vardır. (Hisse) ve (Hazz) da bunlardan biridir. (Hisse): bir adama sayılıp verilen Parça demektir. Arap sözlüklerinde Bu kelime, sayı anlamma geldiğini yukarda yazdığım (Hasis) ve aydın- bk anlamında (ahass) sözleriyle ol- duğu gibi saymak anlamında Yakut. ça (ahsa) ve arapça (ihsâ) ile eti - inölojik şekilleri biribirinin ayni o - lan (ihsas) da bir adama hissesini vermek anlammda kökle birleşik gösterilmektedir. Bu üç kelimenin etimolojik tahlili şöyledir: (2) (3) : (ah * as ağ) (ih 1 - ağ) İhsas : (ih “18 - ass ağ) Üçüncü kelimenin üçüncü unsuru olan (as) taki (s) harfi (g) ninde . Burada (s) nin değişmiş olduğunu gösteren bir tanık ta: arap dilinde son iki harfi aynı cinsten o- lan kelimelerdeki son harfin çok ke- ve ni değişmesine uğraması - Yukarda sayı anlamiyle birleşik olarak anlamak, duymak yerinde kullanıldığını gösterdiğim (ihsâs — ihsâ) gibi bunun kural altma alım - mış birçok örnekleri vardır. Azap gramercileri bunu, mahiyetini iyice anlamadıklarından, söylemeyi kolay- laştırmak için yapılan bir ses değiş- mesi sayarlar. Arapçada (Hazz) kelimesi de his- se gibi nasip anlamındadır. Bu kelimenin cemi olarak (ahuzz) ve (ahzi) Sözlerini görüyoruz. A- rapça mükesser cemilerin bir takımı Türkçemizin aynı anlamdaki müfret seklinden başka bir şey değildir. Ke- lmelerimiz arap diline geçerken an- 'amlarmda genellik bulunanlar cemi sayılarak bunlardan ayrıca birde müfret şekli çıkarılmıştır. Müfret diye alınan kelimeler de sonradan a- nalojik bir şekilde cemi sanılan öl - çillere sokulmuştur. Arapçada mü - kesser cemi vezinlerinin bir Kural al- tma almamıyacak kadar çokluğu, bir mesi, kelime cemi iken bunun müf - ret gibi bir veya birkaç daha cemi yapılması, cemilerden bir takımının müfredi nedir, bilinmemesi, ve mü- kesser cemilerin eski devirlerde gü- ney araplarmda kullanılmamış ve bilinmemiş olması bunun en büyük tanıklarındandır. Doğu dil bileinle- kabili telif oldukça, her türlü taarru | ri Bibi batı dilcileri de mükesser cemilerin nereden ve nasıl çıktığını bir türlü anlıyamamışlardır. Araplar yalnız Türkçeden değil, başka dillerden aldıkları kelimele Ü- »erinde de böyle yapmışlardır. Gene 'Türk kökünden olduğu ayrıca ileri- de incelenecek olan ve rumcaya Farsçadan geçmiş sanılan (paradis) kelimesi arapçaya (farâdis) kılığın- da cemi olarak girdikten sonra bun- dan bir de (firdevs) şeklinde müfret sıygasının çıkması, bunun sayılamı- vacak kadar çok örneklerinden biri», dir. Şimdi (Hazz) ım cemi sanılan (a- huzz) ve (ahâzı) sözleriyle sayı ve saymak anlamlarındaki öbür keli - meleri karsılaştıralım: (0 (2) (3) Ahsı : (ah $* 15 -- İğ) Ihsa : (ıh is - ağ) Ahuzz : (ah 4 uz $ uz uğ) Ahâzi : (ah & $ az iğ) Bu dört kelimeyi ören kök ve ek- ler, biribirinin nekadar aynı ise an- lamları da böyledir. (Haz) sözü ilk anlamında İnsana sayılıp verilen hisse, nasip demek iken sonradan mecaz olarak ana kökün aydınlık ve sıcaklık anlamlariyle - zevk ve ne - şe yerinde de kullanılmıştır. Saymak anlamı bir adamım kendi- Londra, 25 (A.A.) — Salâhiyettar | si için yapıldığına göre hisse, çok - mahafil, İngiltere hükümetinin dum | luk, zevk ve heşe anlatan kelimeler dum kurşunlarına müteallik ikinci | yarattığı gibi başkalarma yapılma « İtalyan notasma cevap vermesinin | sında da, tersine olarak, azlık, ek ihtimali olmadığı mütaleanmdadır - | siklik, bitip tükenme ve neşesizlik iler. Esasen bu notadaki ithamlar | bildiren kelimeler de çıkarmıştır. doğrudan doğruya İngiltereyi İstih- | Sözü daha fazla uzatmamak için faf etmektedir, Ayni mahafil, Roma- | bu anlamla ilgili daha bir iki kelime- da İtalya ile İngiltere arasında dip- | nin incelenmesini yeter göreceğim. lomasi sahasında faaliyetler sarfedil | | Arapçaya birçok kök şeklinde gi- mekte olduğuna da Inanmamaktadır | ren ve eksilmek anlamında kullanı lan birteksümek) (36) ve (eksimek) sözü vardır ki bu da sayı ve saymak anlamında gördüğümüz agıs ve ahsı sözlerinden başka değildir. “Ben buna bu kadar para say - paratoru cuma günü Cebelütarike| dım... sözündeki (saymak): sarfet » vâsıl olacak ve pazar gününe kadar |mek ve harcamak yerindedir. Para- orada kaldıktan sonra bir İngiliz va | yı veya herhangi bir şeyi harca - mak: onu yoğaltmak, bitirip tüket- Imparator gelecek hafta çarşamba | mektir. Bunun içindir ki Türkçede (savbamak) (37) (saypamak) (38 vatmanleğer- kelimenin | dört, beş tiirli cemi kılığma girebil- İ Sayı anlamlı kelimeler NI, DE İsraf etmek, bitirmek © dan çıkmıştır. Kırgızcada (zaya) (39) ve Çuvaf ça (saya) (40) birşeyi zayi etmek tüketmek demektir. Arap dilinde d kelimenin doğru söylenen şekli (4 yâ) değil (zayâ) dır. (Saya — zaya) sözleriyle (eks * mek) aynı unsurlardan ibarettir, yi nız İlk iki şekilden ana kökün yer” Bİ tutan ek © düşmüştür. Nami Kİ Türkçede de (ahsa - agıs) gene a0 kök düşerek (say - sa) kılıkların3 şirmiştir saymak gibi (samak) 18 aynr anlamda kullanılan bir kelime dir. (41). Arapça sandığımız (zaya) sözü * nün (ağ -- az) kaynaşmış unsurl8” riyle söylenen şekli olarak bir de (5 zâs) (mazisi azâa) sözü vardır Mİ parayı boş yere sarf ve İstaf etmek demektir. (42) Türkcede de bunum gibi (azit” mak) ve (azikmak) (43) sözleri dö bir şeyi kaybetmek, zayi etmek an” | lamma gelir. Gene arapçada (saya) gibi çe lehçesindeki fonetik şekliyle (say (masisi sâa) söylenişi de vardır kk aynı anlamdadır. Bütün bu kelimelef “Giüneş-Dil,, teorisinin analiz yolu” In İncelenince hepsinin da ayrı lardan birleşmiş ve aynı (anlam bağlı kelimeler oldukları pek açi olarak görülebilir. İlim, bize ns başka başka görünen sayısız haği * seleri | belli kanunlara bni anlatıyorsa büyük teori de ayrı 4“ rı birer kök ve kelime şeklinde k&” muslar dolduran sözlerin biribiriyi? £ bağlılığmı gözlerimizin önünde güneş gibi belirtivermektedir. Naim ONAT (36) Divanü *.Türk, (37) Divanü Türk, (38) Radlof Çağatay lehçesi, (39) Radloi. m (40) Zelatinskiy: Çuvaş sözlükleri gü (41) Divanü Yüyeae 14 “Türie, (42) Lisanülarap GC. 10, $. (43) Pavet de Caürteille, Bağcılık ilerliyor Aydın ve havalisind? yeni bağlar kuruldu Aydın, (Tan) — On yıldır beğii” da büyük ilerleme ve yayılma ver dır. Tarım dairesi Burnuva zi Eenstitüsüne toprak göndererek lil ettirmiş ve uygun Amerikan ma cinsini tayin ettirmiştir. gi Bu çubuklardan geçen yıl 7. d tane getirtilerek dağıtılmış, bu y da bakanlıktan 96.300 tane di tenilmiş ve muvafakat cevabı miştir. İlimizin dağlık kısmmı bağlardan kış sonlarına kadar er ki kesilir, hele Nazillinin Sini köyünde bugün bile üzüm mümkündür, gi İlde arıcılık ta İleri gitmiştir. “4 almağa müsait her türlü çiçek otlarla dolu olan Aydın dağlar ve ovalarında en nefis bal yetisi” ihraç olunur. Yalnız eski ilimizde arıcılığın ya: mesine engel olduğu için resi merkez köylerile ilçelere örnek kovanları dağıtmıştır. BO vanlarm yayılmasile arıcılıkt$ inkişaf başlıyacaktır. 100. na bomba atmışlardır. hudi meclisi, bir tamim Bu tamimde bilhassa imarma çalışan Filistin Yah neşreti çi dile nin sulhperverane niyetlerindi” # işlenilen cinayetler “iyt# pılan katliâmlar protesto a pi” ve Araplarla bir anlaşma 27 iç tunacağı ümidi izhar edilmi A “Hükümet, Doarbion , isminde. yıl? delik Yahudi gazetesini beş #Ü detle tatil etmiştir. Bir İngiliz askeri öldü Londra, 25 (A.A.) — gelen haberlere göre, İngil teri ile Arap nümayisçileri veni çarpışmalar olmuştur” şern hapishanesine bücür! lar ile Heredahden ad8 sskerleri arasmdaki çarp!#” İngiliz askeri ölmüstür sedilmekt Ld ereği Mig vga