22 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

22 Mayıs 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F Ö 22-5- 936 TAN _ğubukı Floberle “Adnanım tleri o çok, bu az çalıştığı — için | 3elerce sürmüştü. Belkisin gü- ş:&l alışrlacak, azalacak, sonra bi- kti. Adnan bu saadeti boşüna İ ıöx.çıediğ'mi bugünkü derste büsbütün Bali “_: bedbahtlığını görmemezlikten klne yordu; sinirlendi. İnsanların '“RŞĞ kendilerine yaptıkları dalka - (P ktan vazgeçti, romanmın neka- |i fena olduğunu birdenbire kabul | “çl; Batırlar çiziyordu. Fakat, biraz iH Dce, yeni ilhamlarına kıyamadı. , Vbîm satırların yerine sahifeler ikaı Kendini çizerken bir müellife, Be rken bir başka müellife benze- | lld:,du' Insanın kendisi olması ne- “, güçtü!.. O, el yazısını bile Ret Im meşhur adamlarınkine ben V trek bu yaşa kadar kaç'defa de- Ki işti. Fakat en çok imzasına ediği &k kuyruğu seviyordu. An- $ h“t::m"m' Mısırda ariyet imza ile | Tuki acağı için üstüne adınım kuy- 1 U klişesini koyamıyacaktı. Mah Vak Oldu. Böyle felâketlere üzüle- Şı::d-" iyi kalpli idi. Üü di Abdülhamidin cülüs şenliği Tomanma yazdığı sahifeleri 0- &) W. Bu faslm adı (Karanlık Ge- idl.'Buuu, (Kızıl Gece) yaptı. h ouIğa dargın dargin baktı, kızi- şüulfısüyoniu. İMdi eserin en güç yerindeydi. donanma gecesini çirkin göster - l Çünkü İstanbul, — yılda ancak 4 M a, bu cülüs ve vilâdet gecele- ki ( aydınlık ve güzeldi. Boğazın i- ) kînfmdan nurun dalları, yaprak- bkı-kxyor, ateşin gonceleri ürperi lık- deniz Canaletto'nun B taplolarma dönüyordu. mğlhavai fişeklerin, bu tutuşan ta , eleklerin altımda — milyonlar- Yo siyah almlariyle somur- ; Tdu. Ancak üç kıt'anım karanlı- hm“a Belkisi daha güzel, daha beyaz z ny“l'. haykırmak istiyor, isyanma ’?YOl'du. Buldu. Geçen cülüs Ytay de Adnan, Hidayetle boğazda Nezgi â gezintisi yapmışlardı. Bu te- r.,_““hü kâğıt gibi yumruğunda bu- Urarak tanınmıyacak hale sok - ta Tomanma koydu: Çatana, roma- Oi Ayık olarak girdi. Adnan verem yeâknürerek kayığa oturdu;; Hi- ve çatanadaki saz takmımı Ha ye almadı; zaten bu kadar ada- Riz yer yoktu. bi Baş eli kyıkçı Anadolunun dertleri- ıh% ; Adnan hıçkırıklarını tuta- Rgı.:; kayık romanm sayfasımda- F; doğru kayıp gidiyordu. :':“— Yüksek sesle okuyunca, bu “*Yni.î beğenmedi; “boş” a “derin” —. Vö Ve | l)şnk“ Satırlar, rüyada bağırmak isti- Pa a amm çıkmıyan sesiydi. Belki- %%tm rıhtımlı yalıda oturduğu bu İ GEMa gecesi, çok mücrim olmalı Çoj Vd anın gözünde, Belkisin böyle (Büzel olması için hü- | n zalim olması lâzımdı. Onun hamja ilden aldığı hüzünle Abdül - ?e kızıyordu; o hınçla romanma Tn giyk Zaziçi denizini Abdülhami- bin Sölgesiyle kararttı; yirmi dokuz Ççamur akıttı. Selimiye ilersindeki İngiliz mezar- İ dı. Kırım harbinden orada etl g_iliz şehitlerini uyandırdı; Mep , €rini mezarlıktaki dört mer - * , Perinin sırtmdaki granit sütun- lü..ğığr:k kaldırdı, Yıldız. saraymı Ğ : |t T aj Bakm, dedi, sizin Türk olmıya- Tn k istediğiniz Türk va- hu ğ d“—!nnma muharebesiz veren whm Türk padişahıdır. “İh“l Coşmuştu. İzmitte yatan A- MEN Mitle yan yana koydu, gele- * ; Te göstererek: at tarı ikisi de tarihin adamı!... ,arihe; 0, cümle kapısından j ğğ'ı,_ .ğ;di“ Servis kapısından gire- bi - Sonra Rumelihisarında , f u':ermer tahtımı kurduğu % Saray adamını teneke a- N"*dı Beçirecekti; sokak kapısı 'q?::leğçi Şefika kapıyı açınca fe- “H“Ğ: L. Bir tek adamın dev- Memleketlerde küçük ev- Bu satırlar, rüyada bağırmak istiyen adamın çıkmayan sesiydi lerin kapısında gece ve polis kor- kunçtur. Kadımn korktu. Felâket eve birdenbire girmesin diye kapıyı açar açmaz kapadı; gösterdiği telâşın ya- rısı kadar koşarak merdivenden çık- tı; Adnanın oda kapısında durdu. Soluktan ibaret bir sesle: — Polisler, imam, muhtar, bekçi.. Kapının önü kıyamet kalabalık! de- di. Sokak kapısı hızlı hızlı vurmağa başladı; Şefika tekrar kapıya koştu. Adnan kendi kendine: “Basıldık!” dedi. Vaziyetin korkunç olduğunu, bir sesin mesafesinden bir yabancı gibi kendine ihtar etmek ve “ihtiyat namı na ne yapacaksan yap!,, demek isti- yordu , (Arkası var) Balkan Kupası maçlarında Bulgar milli takımı Yunanlılara Pazar günü Bükreşte Onef sta- dında büyük merasimle başlanan Balkan kupası maçlarımna dün 25,000 seyirci önünde Bulgar - Yunan mil- K takımları arasında devam edilmiş- tir. Geçen sene hakem yüzünden çı - kan ihtilâf üzerine bu sene beynelmi lel hakem federasyonu tarafından bu maçları idare etmek için gönde- rilen Alman Dr. Bavens'in hakem- liği altında oynanan bu maç bir gol panayırı halinde çok heyecanla de- vam etmiş ve neticede Bulgar milli takımı daha şanslı çıkarak Yunanlı- ları 4 - 5 mağlüp etmeğe muvaffak olmuştur. Pazar günü Romenlere de 5 - 2 ye nilen Yunan milli takımı bu vaziyet karşısında Üüç milletin iştirak ettiği bu maçlarda iki mağlübiyetle üçün- cü olmuştur. 24 Mayıs Pazar günü birer galibiyetle finale kalan Roman ya - Bulgaristan maçı kupanın kim- de kalacağını belli edeceğinden bu karşılaşmanın çok çetin olacağı ve takımların şampiyonluk için bütün gayretlerile oynayacakları şüphesiz görülmektedir. Beşiktaşın hükmen mağlübiyetine karar verildi Evvelki akşam mutat içtimamı yapan İstanbul futbol ajanlığı pazar günü münazaalı bir gol yüzünden tamamlanamıyan Fenerbahçe - Be- şiktaş maçı ihtilâfmı incelemiştir. Sahadan masa başına intikal eden itirazın ilk merhalesi olan futbol a- janlığı, dört saat süren uzun bir iç- timada nihai hükmü veren hakem raporunu tetkik etmiş, ve bu husus- ta beynelmilel futbol kaideleri üze- rindeki sarahati gözönünde tutarak Beşiktaş klübünün vâki itirazını gay ri varit addetmiş ve hakemin gol ka rarımdan sonra oyuna devam etmek istemiyen siyah beyazlıların hükmen mağlübiyetine karar vermiştir. De - veran eden şayialara göre futbol a- janlığının bu kararmı kabul etmiyen Beşiktaşlılar bu hususta Federasyo- na da itiraz edecekler, karar tekrar menfi çıktığı takdirde lik maçların- dan çekileceklerdir. Galatasaraylı Lütfiye müsabaka boykotu verildi Pazar günü yapılan Süleymaniye - 5-4 galip geldi dan dışarı çıkarılmak istenen Gala- tasaray müdafilerinden Lütfiye te- cavüzkâr hareketinden dolayı Fut- bol Ajanlığı tarafından 6 ay müddet le müsabaka boykotu verilmiştir. Galatasaray - Kollej Atletizm müsabakası Yarın yapılıyor Galatasaray atletleri senenin ikin- ci müsabakasını yarin Kollej atletle- rile yapacaklardır. Yapılan program da 100, 200, 400, 800, 1500 metre düğ koşularla 110 manialı ve 2004-1004- 2004-100 metre bayrak yarışı, gülle, disk, cirit atmalarla yüksek, uzun, üç adım, sırıkla yüksek atlama mü- sabakaları vardır. Her sene Mayıs ayı içinde tekrar edilmesine karar verilen bu müsaba kalar saat 15 de Bebekte Kollej sa- hasında yapılacak ve puvan itibarile birinci gelene muazzam bir kupa ve- rilecektir. Bu kupa galip gelen tarafın mü- zesinde gelecek senenin - birincisine verilmek üzere bir sene müddetle duracaktır. İstanbul atletizm bayramı Her sene tekrar edilen İstanbul Atletizm bayramının Sseçmeleri 24 Mayıs pazar günü sabah saat 9,30 da Bebekte kollej sahasında yapıla- caktır. Finali sonra ilân edilecek o- lan bu müsabakalar herkes için ser- best olacaktır. Kollej - Galatasaray İstanbul atle tizm bayramı müsabakalarını kursa devam eden hakem namzetleri idare edecek ve nihai müsabakadan sonra da ehliyetleri verilecektir. İstanbul bölgesi Futbol ajanlığın- dan: Tebliğler Bu haftaki maçlar 23-5-936 Cumartesi yapılacak maç lar : Fener Stadı: Topkapı - Hilâl B takımları saat 15 hakem Şazi Tezcan. Fenerbahçe - Anadolu B takımla- rı saat 16,30 hakem: Şazi Tezcan. Şeref Stadı: İstanbulspor - Eyüp B takrmları saat : 15 hakem: Kadri Celâl. Beşiktaş - Beykoz B takımları sa- at: 16,30 hakem: Samim Talu. Taksim Stadı: Galatasaray maçında hakem tarafın Vefa - Süleymaniye B takşn!an BİLGİLER Bugünkü Program Istanbul 18: Oda musikisi (plâk); 19: Haberler; 19,15: Muhtelif plâklar; 19,30: Zehrili gaz- der bukicm T Kisiya Mimi Postacı taahhütlü bir' mektup ge- tirdi. Büyük bir zarftı. Merakla aç- tım. İçinden bir defter ve bir mek- tup çıktı. Mektup, uzun senelerdir görmediğim, — mektep — arkadaşım Abdülkadirden idi, şunları yazıyor- du: Sana hatıra defterimi gönderiyo - rum. Fevkalâde asabi bir haldeyim, Mazhar tarafından; 20: Halk ikisi; 20,30: Stdyüo orkestraları ve Bayan Ka- rakaş; 21,30: Son haberler. Saat 22 gazetelere cekir, Ankara: den sonra Anadolu Ajansının mahsus havadis servisi verile- 12.30: Plâk yayımı ve ajans haberleri; 19,30: Çocuklara hikâye ve edebiyat; 19,50: Hafif plâk yayımı; 20,10: Ajans ha- berleri; 20,40: Karpiç şehir lokantasından nakil, Kısa Dalgalar Berlin Çalışma saatleri: Saat 10.45 — 14.20 : 1 74 m. ve Si, 45 m. Saat 15.00 — 18.35: 31,88 m. Saat 19 — 23.35; 25, 49 im. ve 49 88 m. Londra Ça.ışma saatleri: 10 — 12.20 1 25,58$ m ve Si, 55 m. Saat 1$ — 1545 * 16, 86 m ve 14, 82 m. Saat 16 — 18 ; Gösterilen postalardan ikisi: 19,82 m. 25, 29 m. ve 31, 55 m. S.at 19,15 — 23,80 : Gösterilen 2 veya C posta. 19, 6t m. 25, 53 m.,, S1, 55 ve 49. 10 m, Sinemalar, Tiyatrolar * TEPEBAŞI ANFİ TIYATROSU : Bu akşam saat 20,30 da (Bit Kavuk Devrildi), tarihi komedi 4 perde. Ya- zan Müsahip zade Celâl. FRANSIZ TİYATROSU ; Saat 21 de Pr. Zati Sungur. Manyatizma, Spiri- tizma, Fakitizm ve İpnotizma numa- raları. Birinci program bir müddet daha devam edecektir. MELEK : (Broadvay Melodi) ve (Monte Kristo). ELHAMRA : (Sevda Gecesi). İPEK : (Klo-Klo) ve (Kaplan Kız). TÜRK : (Kanun Kuvveti) ve (Dede). ÜSKÜDAR HALE : (Mariyetta). SÜMER : (Kızıl Alev) çe (Kadınlar Gölü). ALEMDAR : (Köniksmark) ve (Su- zan Banyoda), (Adalar Şarkısı) ve * MİLLİ : (Sevmek Yasak Mı) ve (Ö- lüm Kasırgası), * HİLAL : (Köniksmark) ve Arslan- lar Adası. * KA)DIKÖY SÜREYYA: (Aşk Bando- su). saat: 15 Hakem: Feridun Kılıç. Galatasaray - Güneş B takımları | saat: 16,30 Hak&m: Saim Turgut. 24-5-1936 Pazar günü yapılacak maçlar: Fener Stadı: Topkapı - Hilâl A takımları saat 16,45 hakem: Sadi Karsan, yan ha- kemleri: Hayri, Tahsin. Şeref Stadı: Alan gözcüsü: Muhtar Oygur. A.Hisar - Beylerbeyi A takımları saat: 10 hakem: İ. M. Apak. Karagümrük - Sumer A takımla- rı saat: 12 Hakem: Halit Galip. İs- tanbulspor - Eyüp A takımları saat 15,15 hakem: Saim Turgut. Yan ha- kemleri: Esat, Şeref. Kasrmpaşa - Doğan A takımları saat 13,30 hakem: Şazi Tezcan. Vefa - Süleymaniye A takımları saat: 17 Hakem: Suphi Batur. Yan hakemleri; Samim Talu, Ba- haeddin Uluöz. Genç takımlar liki Fener Stadında: Saat: 9,30: Güneş - Fenerbahçe. Hakem: Zeki. Saat 10:30: Feneryılmaz - Galata- saray, Hakem: Adil Giray. Saat 11,30: Anadoluhisarı - Altın- ordu. Hakem: Hasan Kâmil, Halkevi turnuvası Eminönü Halkevinden: Evimiz tarafından Karagümrük stadında gayrifedere kulüpler ara - sında yapılmakta olan turnuvanın ikinci hafta maçları 24-3-936 Pazar günü aşağıdaki program dahilinde yapılacaktır: 1 — Müsabakalar komiseri Sami Karayel. 2 — Birinci maç saat 15 de Akm- spor, Altm Hilâl. Hakemi İzzet Apak 3 — İkinci maç saat (16,45) de Aksaray - Sokoni. Hakem: Tİizzet Apak. Not: t Stada giriş fiyatları 10 - 15 kuruş- tur. Maçı olan takımlar Karagümrük stadında soyunacaklar. Saat 13 de Fatih İdman Aris husu- si karşılaşma yapacaktır. Voleybol müsabakaları İstanbul Bölgesi Voleybol Ajanlığından: 23. 5. 936 cumartesi günü Galatasaray lokalinde yapılacak müsabakalar: Beykoz-İstanbulspor saat 16, hakem Lâ tif. Topkapı-Eyüp saat 16,30, hakem Lâtif. Feneryılmaz-Galatasaray saat 17, hakem Ali Rıdvan. Müsabakalara tam ktindı başlanacağından takımlarm gösterilen saat lerde sahada spor kıyafetleriye hazır bü- lunmaları lâzımdır. Arasıra bir şeyler görür gibi oluyo- rum. Bunları anlatmak o kadar güç Onları hatıra defterime yazdım. Biliyorum ki, bunları yalnız sen an- lıyacaksın. Mektepte iken bu bahis etrafında seninle çok konuşmuştuk. Onun için cesaret edip sana yazıyo- rum. Yoksa bu görür gibi olduğum şeylere ait bildiklerimi, yazmağa çalıştıklarımı kendimle beraber me- zara götürürdüm. Zavallı Abdülkadir! Demek has- talığı ilerlemişti. Mektepte bütün çocuklar ona “Deli!” derler ve alay ederlerdi. Yalnız ben sesimi çıkar- mazdım, acırdım, o da, beni, kendi- sini anlıyor sanarak, bana içini dö- ker, nazariyelerini anlatırdı. Böyle- ce, hem teselli duyar, hem de beni kendisine bir nevi tilmiz telâkki ederek iftihar ederdi. Oteki çocuk- larm alayları ona ©o kadar dokun- mazdı. ı Fakat bugün posta ile gönderdiği bu hatıra defterini karıştırırken, itiraf ederim ki sarsıldım. Bunun içinde karmakarışık notlar, bazan günü gününe yazılmış hatıralar, şi- ir parçaları ve bu şiirlerde sık sık tekerrür eden şu mısra vardı: Esiyor başımdan kavak yelleri. Bu defterden bazı parçaları nak- lediyorum: Dünyada insant garip hâdiseler kadar tesiri altında tutan hiçbir şey yoktur. Fakat bazan öyle garip ve fevkalâde hâdiseler ölur ki, insan bunu anlatmağa korkar, çünkü din- liyenler, sizi müstehzi bakışlarla karşılarlar, adeta yalan söylemiş gi- bi sıkılırsınız. Ben bütün hayatımda ruhla vücu- dun ayrı ayrı şeyler olduğuna inan- dım. Küçükken bu kanaatim sadece bir insiyak halinde idi. Biraz aklım başıma gelince, ilk bakışta ehem- miyetsiz görünen bazı gündelik hâ- diseler bana bu husustaki kanaati - min nekadar doğru olduğunu ispat ettiler. Her insanım kendine mahsus bir vücudu olduğu gibi, bir de kendine mahsus bir ruhu vardır. İsterseniz bu ruha, şahsiyet, benlik gibi birta- kım isimler de takabilirsiniz. Bir in- sanım kanı damarlarında artık dön- mez olunca veya kalbi durunca, tıp ona “öldü” diyor. Farzedelim ki bu ölüyü herhangi bir vasıta ile diril- tebildik. Bu insan, yine eski benli- ği, şahsiyeti, ruhu ile yaşıyacaktır. Bu, şüphe götürmez bir hakikattir. Bu, insanın vücudu ile ruhunun “ay- rı” olduğunu, fakat “başka” olma- dığını gösterir. Ayrıdır, çün - kü biri ötekini bırakabiliyor. Başka değildir, çünkü eğer öyle olsaydı, dirilen adam yine eskiden olduğu gibi ayni adam olmaz, mazisini ha- tırlıyamıyan büsbütün başka bir şahsiyet olurdu. Ölüm belki üzerinde münakaşa edilebilir, fazla meçhul bir hâdise olduğu için daha başka bir misal getirebilirim. Bayılmak nedir? Buna biz, daha hususi bir tabirle, “kendini kaybet- mek' 'diyoruz. İnsan büyük bir te- essür, kuvvetli bir darbe ile kendini kaybedebilir. Bir müddet sonra, kendine gelir. Ayni çinsan olur. Eğer ruhla vücut ayrı ayrı şeyler ol- masalardı, bayılmak, kendini kaybet- mek denilen hâdisenin olmaması lâ- zimgelirdi. Fennin, tıbbın anlattığı- na göre, bayılmak, hatıra denilen şeyin muayyen bir müddet için yök olmasıdır. Demek hatıra ile ruh ayni şeydir. x Pazar, 24 Ağustos, saat 11 Pazartesi 26 Ağustos, saat 11 Sabah saat 8 de yatmıştım. Ar- kadaşlarla o saate kadar içmiştim. Tam saat li de kapı çalmdı. Gelen Mesrure idi: — Bu ne uyku, dedi, kalk baka- lım, tembel, , — Ne uykusu mu? Daha demin yattım.. Üç saat uyudum ,uyuma- dım. — Ayol, şimdi akşamım 11i i!.. — Ya, demek 14 saat uyudum. Ey. Kabahat bende değil. Vakıâ saat - ler şimdi 24 oldu amma.. yine eski kadranlar değişmemiş.. Hep taksi- p ço eT FAYDALI Çarz | — Hatırlamamak b Fikret ADİL mat 12 üzerine. Gel Mesrure, Ame- rikaya bir mektup yazalım. 24 üze- rine taksimatlı bir saat kadranı yapmak imtiyazını alalım, milyoner oluruz... — Offf.. Bırak şimdi bunları... Konsere gideceğiz.. Zaten geç bile kaldık. — Peki amma kızım, konser pa- zartesiye, bugün.. Mesrure hayretle, adeta korkarak yüzüme bakıyordu. — Bugün, dedi, pazartesi olduğu- nu bilmiyor musun, yoksa mahsus mu yapıyorsun? Hayret, demek bir gün atlamış- tım. Hayır... Ben dün uyandım. Öylece yatakta kaldım. Tavan bana yeni görünmüştü. Odamda idim. Fakat nerede olduğumu bilmiyordum. Son- ra.. Sonrasımı hatırlıyamıyordum. Her halde, bugün, eski ben olarak uyanıyordum. Gayet karışık, bir rü- ya gibi vuzuhsuz olan yaşadığım, fzLat hatırlıyamadığım o günün hâdiselerini beyhude hatırlamağa çalışıyorum. Nafile. Lâkin düşünü- yorum. Hatırlamamak ne iyi şey! Hergün dünü hatırlamadan fakat hislerimiz mevcut olarak uyanmak. Işte saadet bu. Yataktan kalkıyor- sunuz. Yatağın ne olduğunu bilmi « yorsunuz. Yanmızda bir kadın var, Bu anneniz, yahut kardeşiniz, yahut kızmız. Onu istiyorsunuz, ona malik oluyorsunuz. Çünkü hatırlıyamıyor- sunuz. Memuriyetiniz olduğunu ha- tırlıyamadığınız için çalışmıyorsu « nuz. Yine hatırlamadığımız için ye- mek vakti olduğunü bilmiyoruz ama, ** insiyakımız ve hislerimiz karnımı- zın aç olduğunu bağırıyor. Yemek! Elinize geçen, yahut arayıp buldu- ğunuzu yiyorsunuz. Siz yemek pi- şirmesini hatırlıyor musunuz? Esa- sen buna ne lüzum var? Hatırlamamak, ebedi ve asıl sa- adet budur. * Abdülkadirin defterini acele — ile kapadım, Tereddüt etmeden götürüp sobaya attım. Çünkü ben de onu ha- tırlamamak istiyordum. Fikret ADİL | BULMACAMIZ| p ddi zi Bğme İne| 567801011 Dehezi İi | Dol ÖL0 a W — SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI 1 — Bir Yunan adası (9). 2 — Bir göz rengi (3). Ödünç (4) 3 — Kedinin düşmanı (4). Tavla taşı (3). 4 — Lokman ruhu (4). 5 — Nota (2). Sanat (2). 6 — Geri kalan (5). Üst değil, or- ta değil (3). T — Bir hece (2). Bugünlerde çok ismi geçen bir yunan adası (5). 8 — Hayf (5). 9 — Meyane (3). Yaramaz çocuk (6). 10 — Sanat (2). Telefon dili (3) Bal yapar (3). 11 — Arka (3). Abide (4). DÜNKÜU BULMACAMIZIN HALLI 1 — Asa (3). Si (2). 2 — Si (2). Ulu (3). 3 — Ara (3). Lâ (2). Ga (2). 4 — Re (2). Zarf (4). 5 — Azar (4). Ga (2). Mi (2). 6 — Eğe 3). Lâ (2). T — Dul (3). Le (2). At (2). 8 — Lâz (3). Ifa (3). 9 — Su (2). Ama (3). It (2). 10 — Gri (3). At (2). Bt (2). l11 — Lâf (3). Ata (3). Ta (2).

Bu sayıdan diğer sayfalar: