22 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* 4 4 Â -| Â 4 * : J ) İngiltere İcap eder ve Cenevre karar verirse askeri tedbirler de alacaktır (Başı 1 incide| Vermiş ve şunu ilâve etmiştir: — Ancak İngiltere ferdi bir hare- kete teşebbüs etmiyecektir. İngiltere Uluslar Kurumunun kollektif politi- kası dahilindedir. Ancak Uluslar Ku- rumu bir karar verdiği takdirde İn- giltere bu karar mucibince hareket edecektir. Bundan sonra Baldvin Mı- sırla yapılan müzakereleri anlatmış ve bunun dostane bir şekilde inkişaf ettiğini söylemiştir. Eden demiştir ki : — Aramızdaki dostluk o kadar kuvvetlidir ki Mısıra yapılacak bir tecavüzü Büyük Britanya hükümeti kendisine yapılmış telâkki edecek ve bunu defetmek için bütün kuvvetile karsı koyacaktır. Süveyş kanalının müştereken mu- hafazası için de Mısır hükümetile &ıkı müzakerelerde bulunmaktayız. Baldvinin bu sözleri hararetle al- kışlanmıştır. İtalya Mısır ve Sudanı kolaylıkla zaptedebilecek Kahire, 21 (A.A.) — Vehip Paşa, Kudüse giderek İmparator Haile Se- lasiyeye mülâki olmak üzere Mısırı terketmiştir. k Hareketinden evvel Vehip Paşa Röyter muhabirine, bir çok Habeş kabilelerinin İtalyan hâkimiyetini ka bulden istinkâf etmekte olduklarmı bildirmiş ve ayrıca şu beyanatta bu- lunmuştur: “Habeşistanın ilhakı, büyük Bri- tanya İmparatorluğu için muazzam bir tehlike yaratmıştır. Birkaç sene- ye kadar tlalyanın elinde cesür ve disiplinli bir buçuk milyon kişilik bir ordu mevcut bulunacak ve İtalya bu ordu ile Sudan ve Mısırı fazla müşkülâta maruz kalmaksızın zapte debilecektir. Yunanistanın harp teçhizatı Atina, 21 (Tan) — Yunanistanın harp techizatı meselesine dair Baş - bakan Metaksas gazetecilere beyanat ta bulunmuş ve geleçek ay içinde dört muhrip ile birçok yeni tayyarelerin sipariş edilmesi işinin kat'i olarak hneticelendirileceği söylemiştir. Bir muhtar keçileri ile yandı Zonguldak, (Tan) — Kozlu nahi- yesine bağlı Kargalar köyü muhtarı Recebin evinde yangın çıkmış, muh- tar Receple 43 keçi yanmıştır. ana süje veya objeden uzaklaşarak ondan ayrılması manalarıdır. Bu i- kinci mananım tatbikatmı bundan önce “menfi anlamlar” hakkındaki yazılarımızda göstermiştik. (Z) konsonunun doğrudan doğru- ya yarattığı ek - zamir (iz) dir ki- bundan önceki yazılarımızda izah ettiğimiz gibi - aslında — (imiz) den değişmedir ve (k — z) formü- lüyle (ik) şeklini de alır. (Z) konsonunun (im), (in), (sin ek - zamirlerine katışmasiyle, bu ek zamirlerin medlülleri genişliyerek birer şahıs yerine bir çok şahıslar brden ifade eder ki işte (imiz, iniz, siniz) ek - zamirleri de bu yolda ku- rulmuşlardır. Bunlardan (imiz): (m) ve (z) e- lemanlarının birleşmesiyle doğmuş - tur ki (biz) şahıs zamirinin aynıdır. (İniz); (n) ve (z) elemanlarmdan, (siniz) ise (n), (s) ve (z) elemanla- rından mürekkeptir ve her ikisi de (siz) şahıs zamirinden doğmuştur. 6. — En geniş olan ve (L) ile i- şaret edilen son daire gayet umumi, &ngin, şamil, belirsiz bir sahadır ki (0l) şeklindeki (0) şahıs zamirinin mensup olduğu en geniş ve en uzak mıntakayı gösterir. Fransızcadaki (D, (elle), (lui), de bu sahaya mensuptur. Bu daireyi işaret eden (1) elema- nı (m) ile birleşerek (lim) ek - za- Bu izahlarla “Türk Analitik gra- meri” nin “zamirler” bahsi “Güneş » Dil” teorisi metodlariyle aydınlan- mış oluyor demektir. L N. DİLMEN (İ) Farsçada meselâ (kalemeş) “onun kalemi,, demektir ki buradaki (ş) elemanı bir (ğ) den d dir. “Onlar,, olan (işan) da da böyledir. “Siz,, manâsma oaln (üş 4- üm - ağ — Şüma) da ise (4) elemanı doğrudan doğruya bizim (4) elemanıdır. (Siniz) ile (şüma) tam biribi- rinin naziri iki kurulüş gösterir. Adisababada İngiliz ve Fransız muhafız askerleri (Başı 1 incide) talyan talebinin resmi surette yapı! mış kat'i bir teşebbüs olmayıp daha ziyade bir teklif mahiyetinde oldu- duğunu beyan etmektedir. Bu talep daha evvelce üç defa red dedilmiştir. 1 — Mareşal Badoglio, geçenlerde Barton ile görüştüğü sırada böyle bir talepte bulunmuştur. 2 — Suvich, Sir Erice Drummond nezdinde bu talebi tekrar etmiştir. 3 — Grandi tarafından İngiliz Ha- riciye nezaretine bu yolda bir müra- caat yapılmıştır. Tahmin edildiğine göre, Londra hü kümet, bu talebi şimdilik is'af etmi yecek ve sih müfrezesi daha bir müd det Adisababada kalacaktır. Edenin bugün öğleden sonra A - vam kamarasında bu mesele hakkın da beyanatta bulunması muhtemel- dir. İngiliz Kızılhaçı dönüyor Adisababa. 21 (A.A.) — İngiliz Kı zılhaç azasr dün trenle Cibutiye ha reket etmişlerdir. Belçika Kralı Londraya gitti (Başı 1 incide) de dolaşan bir takım şayialara göre Grandiye İtalyanım habeşistanın öte sinde gözü olmadığına dair İngilte- re hükümetine izahat ve teminat ver mesi suretinde talimat gönderilmiş- tir. İtalyan sefareti, bu şayiaları te- yit etmemektedir.. Maamafih Lon- dranm siyasi mahafili İtalyanın şim- diki gerginliğe nihayet vermek için böyle bir hattı hareket kabul edece- ğini beyan etmektedir. Ayni siyasi mahafil, vaziyetin in- kişaflarını büyük bir alâka ile takip etmektedir. Londra, 21. (A.A.) — Eden bu- gün durum hakkında Krala izahat vermiştir. Hitlerle yapılacak müzakere tacil olunacak Londra, 21 (A.A.) — Öğrenildiği- ne göre Eden İngilterenin Berlin se firi Sir Phipps'e Hitler ile müzakera tr tacil etmesi için talimat gönder - miştir. Bundan maksat, Libyadaki askerlerini geri çekeceğini bildirmiş olan İtalya ile yapılacak müzakere- lerde İngilterenin serbest kalmasını temin etmektir. Kabine niçin henüz kat'i karar almadı ? Londra, 21 (A.A.) — Siyasi mü- şahitler, kabinenin harici siyaset me seleleri bahsinde süküt etmesinin aşağıdaki sebeplerden neşet etmiş ol duğunu söylemektedirler. 1 — Dominyonlar, zecri tedbirler hakkındaki noktai nazarlarını henüz vazih surette bildirmiş değildirler. 2 — Blum kabinesi, Fransada he- nüz iş başma gelmemiştir. 38 — Almanya, henüz İngiliz sual- na İ cevap ver işti Küçük Antant Bükreşte toplanıyor (Başı 1 incide) Yugoslav erkâni harbiyelerine men - sup ı hakl da verilen haber nazarı dikkate alı - nırsa bu toplantınm ehemmiyeti daha çok tebarüz edebilir. K | bi DA YA el in Jal, A Avusturyanın istiklâli, Habsburgların tekrar tahta çıkmaları ihtimali, Arna vutluğun vaziyeti bulunmaktadır. Tu- na havzasını alâkadar eden bütün me seleler üzerinde ehemmiyetle durula- cağı şüphesizdir. Hitlerin İngiltere tarafından soru- lan suallere o zamana kadar ce vermiş olması ihtimal dahilinde gö - rüldüğünden Bükreş toplantısı daha şayanı dikkat bir mahiyet arzedecek- (leur) zamirleri | tir. DOKTOR Kemal N. imre CİLT VE ZÜHREVİ HASTALIKLAR MÜTEHASSISI Adres: Beyoğlu Istiklâl caddesi Rumeli Han No, 16 Hergün öğleden sonra hastala- rını kabül eder. Telefon: 40153 İtalyada p Kral Emanüelin taç giyme toreni Romada yapılacak Berlin, 21 (Tan) — Romadan alı- nan haberlere nazaran, İtalyan kra- İmımmn imparatorluk tacı koma mera- simi pek yakında yapılacaktır. An - cak bu merasim Papa tarafından de- gil, Roma baş piskoposu riyaseti al- tında yapılacaktır. Cenupta istikşaflar Adisababa, 21 (A.A.) — Tayyare filoları, Habeşistanm cenup kısmın- daki vasi mıntakalarda istikşaf uçuş ları yapmışlardır. Tayyareler, ahali- nin sükün içinde işleri, güçleri ile meşgul bulunmakta olduklarını gör- müşlerdir. Tayyareler, imparatorluk hududu- nun müntehasma kadar ilerlemiş ol duklarından vaziyetin her tarafta normalleşmiş olduğunu görebilmiş - lerdir. İtalyanlar ilerliyorlar Adisababa, 21 (A.A.) — İtalyan- lar Debra Marcos'a girmişlerdir. İtal yanlar bu suretle Godjam eyaletini kontrolları altında bulundurabile - cek bir vaziyete gelmişlerdir İngiliz küçük zabiti nasıl kayboldu Londra, 21 (A.A.) — İngiltere - nin Adisababa elçisi Barton, gönder- miş olduğu bir raporda İtalyanlar ta rafından Habeşistanda tevkif edil - miş olan İngiliz tebaasından Bonne- rin esrarengiz birtakım ahval ve şerait altında ortadan kaybolmuş ol duğuna dair malümat vermektedir. Habeş Kızılhaçı azasından olan Bonner, Adisababada — bulunmayan kuduz seromunu tedarik etmek için Adene gitmek üzere 13 Mayıs tari- hinde Adisababadan ayrılmıştır. Bon nerin kuduz bir köpek tarafından ısırılmış ve yapılması lâzım gelen tedaviyi Habeşistanda — yaptırmağa imkân bulamamış olduğu biliniyor - du. Bonner, Diredaoua'da trenden İn- miş ve istasyona gelen İngiliz kon- solosu ile görüşmüştür. Tren, muma ileyhi almadan hareket etmiştir. Bu nun üzerine konsolos, İtalyan me * müurları nezdinde teşebbüste bulu - narak Bonnerin bir an evvel Cibuti- ye gitmesinin temin edilmesini iste miş, fakat İtalyanlar Bonnerin Ha- beş kıtaatına mensup olduğunu ve bu sebepten dolayı mevkuf tutulması lâ zımgeldiğini beyan ederek bu talebi reddetmişlerdir. Italyanların bu hareketleri karşı- sında konsolos, Harrara gitmiş ve 0- radan Diredaou'daki Italyan memur- larıma bir mektup yazarak Bonner hakkında ne gibi bir muamele yapıl- mak istenildiğini sormuştur. İtalyan memurları Bonner'in hiç bir iz bı- rakmaksızm ortadan kaybolduğunu bildirmişlerdir. Negüsün seyahati (Başı 1 incide| evvel Avrupaya hareket etmesi muh temel değildir. Müstakil Habeşistan hükümetiyle irtibat temin edildi Londra, 21 (A.A.) — Times gaze- tesi, Habeş elçisi Martin'in bir mek- tubunu neşretmektedir. Mumaileyh bu mektubunda henüz İtalyaynlar tarafından işgal erilmemiş olan Ha- beşistanın garp kısmında bulunan “niyabet hükümetine” yardım edil - mesini istemektedir. Bu hükümetin merkezinin nerede olduğu, kimlerden müteşekkil bulun duğu hakkımda her ne olursa olsun bir şey söylemek bu an için isabet- siz bir hareket olur. Zira bu kabil haberler, mücavir mıntakaların tay- yareler tarafından bombardıman e- dilmesini, gazlerle zehirlenmesini ve Vap | niyabet hükümeti ile münasebetler- de bulunmakta olmalarından şüphe edilen bütün Habeş esirlerinin idam edilmesini intaç eder. Binaenaleyh Habeş hükümetinin kendi hukuki sta tüsünü isbat etmek için imparatorun vesatetinden başka bir çareye baş - vurmasını istemek doğru olamaz. Adisababanın askeri işgali ile bera- ber memlekette hüküm sürmeğe baş lamış tethiş hareketinden dolayı ce nuba doğru kaçan binlerce Habeş mültecisine sıhhi imdatta ve her tür lü yardımda bulunmakla meşgul o - lan bu hükümet ile halihazırda mu- haberat teessüs etmiş bulunmakta- dır. İmparator Kembriç Üniversitesi birliği âzası Londra, 21 (A.A.) — Kembriç üni TA 'SAĞLIK ASLİ —a ÖĞÜTLERİ Ne kadar su içmeli ? Bir insan hiç çalışmadan durduğu vakit günde iki litreden fazla, çalış- tığı vakit te günde iki buçuk litre - den fazla su çıkarır. Ancak vücut- tan çıkan suyun altıda biri vücutta- ki yağların ve şekerlerin erimesin - den hâsıl olduğu için, her gün içil- mesi lüzumlu olan suyun miktarı çı- kan suyun altıda beşi kadar olması yetişir. : Şu halde çalışmıyan bir insan için her gün bir litre ile üçte iki litre, çalışan için de iki litre su lüzumlu demektir. 4 Bundan fazla su içilince insan fazla terler, derisinde sıcaklığı biraz artar, fazla suyu çıkarmıya çalışır. Fakat ayni zamanda — hele su ye- meklerden başka vakitlerde içilir - se — vücuttaki azotlu maddelerin tabit olarak erimelerine engel olur, insana şişmanlık getirir. Bunun için- dir ki, şişmanlık istiyen zayıflara ye- meklerden başka vakitlerde su İçi- rirler. Su lüzümundan az içilirse vücut- taki yağlar az çok çabuk olarak e- rir. Onun için zayıflamak istiyen şiş- manlara da az su içirirler, hem de yağların erimesini kolaylaştırmak i- çin mahsus usullerle teri ve idrarı da arttırırlar. Bu usul zayıflamak için iyi bir şey gibi görünürse de bazı defa mühim sakatlıklar hâsıl ede - bilir: Kan susuz kalır, idrar azalır veya büsbütün kesilir, bacaklara şid detli sancılar gelir, kalp yorulur. İn- san vücudundaki suyun onda birini böyle çabuk bir surette kaybedince hasta olur, beşte birini kaybedince de artık yaşamak mümkün olamaz. Her gün lüzumlu olan iki litre su- yun hepsini yemeklerde içmek doğru olmaz. Çünkü o vakit hazım güçle- şir. Doğrusu, iki büyük yemekte iki- şer bardak, yani dört yüz, nihayet beş yüz gram içmektir. Hazmı bozuk olanların yalnız bir bardak su içme- leri, kanlarında üre çoğalmıya baş- lıyanlarm da üç bardak içmeleri iyi olur. Üst tarafı yemek vakitlerinden başka vakitlerde içilir. Fakat hazmi bozuk olanlar yemekten üç saat son- ra, kanlarını temizlemeğe ihtiyaçla- tı olanlar da yemek vakitlerinden bir iki saat Öönce içerler. Bu suretle, haz- mı bozuk olanlar fazla suyla hazım- larımı bir kat daha bozmamış, öteki- ler de hazım borusu istirahat ha- lindeyken su içmiş olurlar. İçilecek suyun sıcaklığı da ehem- miyetle düşünülecek — şeydir. Buzlu su mideye kan hücum ettirir, hazmı geciktirir, büsbütün durdurabilir de. On derecede su hem taze, hem içme- si keyifli olur. Midesi bozuk olmıyan lar için en münasibi on derecede o- lan sudur. Midesi bozuk olanlara gelince, onlara otuzla, otuz sekiz derece arasında ılık su lâzımdır. İlık su hazmı kolaylaştırır, gazleri azal- tır, barsakları düzeltir. Bu kadar sıcaklığın hazmı kolaylaştırmasının sebebi pek iyi bilinemezse de netice- nin pek iyi olduğu malümdur. Ancak yalnız su rlık olunca içilemez, insanı tiksindirir.. Onun için midesi bozuk olanlara, su yerine ihlamur, papatya, nane, a- daçayı içmeyi tavsiye ederler. Ihla- mur içersine biraz da limon veya portakal yaprağı karıştırılarak ye- meklerden iki üç saat sonra içilince midesi bozuk sinirliler için nefis ve faydalı bir içki olur. Papatyanm ha- zım üzerine ayrıca faydası vardır. Bazıları kekik suyunu severler. Tu- runç suyunu sevenler de vardır. Yaz mevsimi yaklaşırken, böyle sıcak içilecek şeyleri söylediğime gülmeyiniz. Bunların yazın faydala- rı daha çok olur. Çünkü insan soğuk su içtikçe daha içeceği gelir. Halbu- ki sıcak su içilince susuzluk daha çabuk teskin edilir. Lokman HEKİM İngiliz - Rus deniz müzakereleri Londra, 21 (A.A.) — İngiliz-Rus deniz müzakerelerine dün . hariciye nezaretinde İngiliz âmiralliğini tem- sil eden bahriye yarbayi Graigie ile Sovyet ateşenavali Tehikounsky ara- sında başlanılmıştır. Murahhaslar, geniş mikyasta nok- tai nazar tealilerinde bulunmuşlar - dır. Bu müzakerelere bugünlerde, de- vam olunacaktır . versitesi imparator Haile Selâsiyeyi Kembriç birliği azalığına seçmiştir. Bu sıfatla imparator, üniversite top- lantı ve müzakerelerine iştirak ede- bilecektir. 22-5-9386 ——— HERGUN BiR ROPORTAJ için tedbir Buz sıkıntısı çekmemek alınmalıdır ! Buzcu, buz satıcılığının zararlı taraflarını sayıp döküyor, günde enaşağı üç dört kalıp buzun su olup eridiğini söylüyordu Şehirde buz Mevsim girdi gireli ilk defa ola - g'ak_. ancak, dün, soğuk bir şey içmek ihtiyacmı duydum ve bu ihtiyaç, ak- şama doğru, eve dönüşte, beni bir buzcu dükkânma sürükledi. Niyetim iki kilo kadar buz almaktı. Yazın gir- diğini hatırlamak itibarile, evdekiler için, bu yarım kalıp buz, hoş bir süp- riz olacaktı. Turfanda bir yemiş gibi, parmağıma takıp götüreceğim bu nesneyi, Meğerse dehşetli özlemişim. Buzcu çok nazlı bir eda ile, istemi- ye istemiye çırağına seslendi: — Baya, iki kilo buz tart!.. Buzun tartı ile satılması, hoş bir şey... Malüm ya, mübarek durduğu yerde şıpır şıpır terler. Teraziden çıkarıp bir daha tarta- cak olsalar, bir kilo buzdan, hiç ol - mazsa elli gram eksilir. Herneyse, bu zu tarttılar, ortasından, sicimle bağ- layıp elimize verdiler. Sularını: akı- ta akıta dışarıya çıkarken, buz satı- cısı ile ayak üzeri birkaç kelime ko- nuşmak aklıma geldi. Sordum: — Yarımn, sıcaklar çoğalınca da, bu- zun kilosunu yüz paradan verecek mi siniz? Manalı manalı gülümsedi: O- rasını, iş bilir.. Demek istiyor gibi idi. Gazetede gözüme ilişen bir ilândan bahis aştım: — Buz satışı için belediyece karar- lar almmıştı. Yeniden elli yedi depo açılacaktı? Baş satrcı, şartnamıeye Ti ayet etmezse, belediye mukaveleyi feshedecekti? Sizin bunlardan habe - riniz var mı? Baştan savma bir cevap verdi: — Haberimiz var, elbette... — Haberiniz var amma, geçen se- ne, İstanbulun köylerinde, buzun ki- losu on kuruşa kadar satıldı. Bundan da haberiniz var mı?.. Ben, kendi payıma, bir akşam, has ta çocuğum için üç kilo buza, yirmi kuruş vermiştim. Inşallah, bu sene böyle insafsızlıklar yapmazsınız... Buzcu bu sözlerimi, buz üstene yaz dığını gösteren hareketlerle beni din- liyordu. Fakat bu arada. düşündüm: Halka ucuz buz dağıtmak vazifesi- ni bu küçük satıcılardan bekliyeme- yiz. Şartnameye riayet edifip edilme- diğini, ancak, belediye kendi vasıta- larile devamlı surette kontrol edebi- lir. Yoksa, geçen sene, olduğu gibi, bu sene de buzun kilosu beş kuruşa nakliyatı kadar çıkacağına hiç şüphe etmiye « lim... Ben, kafamın içinde bunları geçi- rirken, bir müşteri içeriye girdi. O da benim gibi buz almağa gelmişti. Terazinin başında durdu. Buzun ek- sik tartılmaması için bütün dikkati- ni gözlerinde toplamıştı. Buz tartıldıktan sonra, teraziye de inanmadı da eliyle kucaklıyarak ka- rarlamadan kendince bir daha tarttı- Fakat, o zamana kadar ayakları - nın dibinde küçük bir göl hâsıl oldu« ğunun farkında değildi. Ben tekrar, buzcu ile konuşmağa başladım. O, durmadan — anlatıyor, buz satıcılığının zararlı taraflarıni sayıp döküyor, günde en aşağı üç dört kalıp buzun su olup eridiğini süölüyordu. Onun bu söylenişlerine ben de cevapsız bırakmadım: — Belki haklısınız. Fakat biz, her halde buzculardan daha haklıyız!.. Dedim, aradığımız zaman buz vermi- yorsunuz. Bizi zorda kalmış görünce buzun kilosunu beş kuruşa — kadar yutturuyorsunuz! Sesini çıkarmadı amma, Fakat, bu işte zararlı çıkan yine bei oldum. Çünkü, iki kiloluk buz kalr bından ancak varısı elimde kalmışli. Buzcu ile âaramızda geçen soğuk lâflardan sonra, bütün İstanbullular namına belediyemizden hararetli bir ricada bulunacağım: Bu sene, buz satışlarını ciddi, çok ciddi bir kontroldan geçirsin. Yeni* den açılan, eskiden kalmış olan bü- tün depolarda, halka yüz — paradan fazla satılmasıma meydan vermesill. Ihtikâr yapan satıcıları şiddetli ce“ zalara çarptırsın. Bu tedbirler alma* cak olursa, bu yıl; umarım ki, buz- suz kalmayız ve yaz ortasında, bif damla soğuk suyun hasretile cayif cayır yanmayız! Salâhaddin GÜNGÜR Dr. Hafız Cemal DAHİLİYE MÜTEHASSISI Pazardan başka günlerde (2.3' dan 6) ya İstanbul Divanyolu (104) yeni numaralı hususi kabinesinde hâf talara bakar. Salı, Cumartesi sa (9,30 — 12) saatleri hakiki fıkaray4 mahsustur. Herkesin haline göre mü” amele olunur. Muayenehane ve ev t6* lefonu 22398, Kışlık telefon 21044. ee Hüseyin, karısı mükâfat verilmiştir. Kalburcu oğlu On altı yıl içinde sekiz çocuk sahibi olan bir aile * ve çocukları Antalya, (Tan) — Çocuk Esirgeme Kurumu il içinde açtığı mwı_’wt da en az zamanda en çok çocuk yetiştiren aileleri araştırmıştır. Bıw“vb talipler arasından Kalburcu oğlu Hüseyin ailesi, müsabakayı kazanmıs. . spor meydanında toplanan halk ve mektepliler önünde kendilerine 25 Hüseyin eşi Ummühan ile birlikt? L 16 sene içinde sekiz çocuk yetiştirmişlerdir. ' içerlodi. .

Bu sayıdan diğer sayfalar: