22 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

k EKONOMİ TAN — BORSA - PİYASA PİYASA VAZİYETİ Ticaret borsasında buğday fiyat- ları üzerine yeni bir tahavvül yok- tur. Dün de yazdığımız gibi Polatlı yumuşak buğdayları 6 kuruş 10 pa- ra üzerinde muamele görmektedir. Son günlerde en ziyade Polatlıdan ve Konyadan mal gelmektedir. Trak ya sert buğdaylarının stokları azal- mıştır. Tiftik üzerine son günlerde Çekoslovakyadan da talepler başla- mıştır. En ziyade oğlak mallar satıl- maktadır. Bunların kilosu 98 kuruşa kadar yükselmiştir. Zeytinyağ fiyat- larmdaki durgunluk devam etmek - tedir. Henüz yeni sene rekoltesi hak- kında kat'i bir malülmat elde edile- memiştir. Bazı tacirlerin mahsulün az olacağına dair ortaya çıkardıkları şayialar ciddi telâkki edilmemekte- dir. Fakat böyle olmakla beraber zeytinyağı fiyatları bu şayiaların te- Birile yükselmektedir. Tereyağı fi- yatları ucuzlamaktadır. Trabzon mal larınımn kilosu toptan olarak T0 ku- ruşa kadar düşmüştür. Kars yağla- rı henüz piyasaya gelmemiştir. Pey- nir fiyatlarmda da ucuzluk başlamış tır. Trakyanın yağlı peynirleri pera- kende olarak 30 kuruşa kadar satıl- maktadır. Son günlerde buzhaneler- deki eski mallar piyasaya verilmek- tedir. Bu peynirler, Balıkpazarı ve civarmdaki çarşılarda kilosu 20 ku- ruşa kadar satılmaktadır. Kambiyo borsasında Kambiyo borsasında Ünitürk fi- 'yatları düşmektedir. Dün Paris bor- sasından Ünitürk üzerine 223 frank fiyat gelmiştir. Halbuki birkaç gün evvel Ünitürk fiyatları 240 franktı. Fiyatların düşmesindeki sebep, Tür- kiye - Fransa arasmdaki istikraz şayialarından ileri geldiği söylenmek tedir. Yerli esham ve tahvilât üzeri- ne ehemmiyetli denecek derecede bir fiyat tahavvülü yoktur. Yerli tah villerden en ziyade Cümhuriyet Mer kez Bankası tahvilleri, çimento şir- ketinin hisseleri çok satılmaktadır. İzmirde Türkofis yeni binaya taşındı a İzmir, (Tan) — Türkofis şehrimiz Şubesi pasaport iskelesi karşısında büyük ve yeni bir binaya nakletme- ğe ve bu binanın alt katında Eğe ü- rünleri için mükemmel 'bir meşher açmağa karar vermiştir. Peynir fiatleri İstanbul peynir piyasasında nor- mal vakit muamelelerden başka kay da değer bir faaliyet yoktur. Beyaz yağlı peynirlerin kilosu 19, yarım yağlıların 18 kuruştur. Kendir elyafı: Samsun mıntakasında vaki ihtiyaç karşısında taleplerin çoğalması üze- rine fiatlarda yükselme meyli görül- müştür. Fiatlar Kastamonu malları- nın 25 - 29, Fatsanın 18 - 24 kuruş- tur. Keten tohumu: İstanbul piyasasında gevşeklik de- vam etmektedir. Ancak fiatlar sevi- yelerini muhafaza etmektedirler. Son fiat 9,25 - 9,37 kuruştur. Samisunda piyasa normaldir. Fi- atlar 7-8 kuruştur. Bu seneki mahsul tahminleri Ziraat Vekâletinin muntazam raporlar neşretmesi isteniyor Bu sene buğday mahsulü ne kadar olacaktır? Şimdiden bunu tahmin et meğe imkân yoktur. Her sene oldu- ğu gibi bu mevsim de rekolteler ta- mamile anlaşılamadığı için piyasa tereddüt devresi geçirmektedir. Ma- amafih böyle bir tereddüt devresi, spekülâsyon yapan tacirler için en müsait bir devre de sayılabilir. Ne- tekim bir hafta içinde, buğday piya- sasında bu gibi hareketlere tesadüf edilmiştir. Ellerinde stok bulunan bazı buğday tacirleri, yeni sene mah sulünün az olacağını iddia ederek fi- yatları ârttırmağa çalışmışlardır. Fakat bu arttırma teşebbüsü bir iki gün devam etmiş, neticede fiyatlar daha ziyade yükselememiştir. Zeytinyağı piyasasında ayni vazi- yet vardır. Bir kısım tacirler bu se- ne mahsulün az olacağını iddia et- mişlerdir. Hattâ bu iddialarını tev- sik için, Ayvalık taraflarında zeytin ağaçlarının fırtmadan harap oldu- ğunu ileri sürmüşlerdir. Bütün bu haberler, piyasada fiyat arttırmak isteyen tacirlerin işine yaramıştır. Edirnede zirat mahsuller hakkım- da ciddi bir surette malümat veren bir istihbarat bürosu olmadığı için tacirler istediği gibi, kendi menfaat- lerine göre, mahsulün az veya çok ol duğuna dair şaylalar çıkarmakta- dırlar. Bu şayialar piyasada fiyatla- rın inip çıkmasına sebebiyet vermek- tedir. Maamafih bundan bir kısım tacirler de şikâyet etmektedir. Ken- disi ile görüştüğümüz bir zahire ta- ciri diyor ki: — Ziraat Vekâleti zirai vaziyet hakkında arasıra raporlar neşretme- lidir. Bu raporlarda, havaların tesi- rile mahsulün nasıl bir vaziyet ge- çirdiğini anlamak kabildir. Bundan başka mahsul idrak edildikten son- ra Ziraat Vekâleti rekolteler neşret- melidir. Netekim diğer ecnebi mem- leketler de böyledir. Bu sene ne ka- dar buğday çıkacak?. Şimdilik bunu anlamak mümkün değildir. Çünkü mahsul idrak edilmemiştir. Fakat mahsul idrak edilse bile, bunu kat'i olarak anlamak mümkün değildir. Her ticarethane, kendi ticari menfa- atlerine göre, rekolte hakkında or- taya bir şayia çıkarmaktadır. Hâsılı rekolte hakkında ortaya biribirini tutmayan rakamlar çıkar. Bunlardan hangisi doğrudur? Ziraat Vekâleti bizi bu tereddütten kurtarmak için tebliğler neşretmelidir. Aksi takdir- de, rekolte kat'i bir surette ilân edil- mezse, piyasada spekülâsyonların ö- nüne geçmek mümkün olamadığı gi- bi, fiyatlarda da istikrar hâsıl ola- maz, Tütün satışları devam ediyor İstanbul mımmtakasında tütün satış- ları hararetle devam etmektedir. Fi- atlar müsaittir. Ege mıntakasında tütün piyasa - sında ihracata devam olunmakta- dır. Samsun mıntakasında tütün satış- ları günden güne hararetlenmekte ve fiatlar talep— nispetinde ' artmakta- dır. Fiatların yükselişi, ziraat ban « kasınm ekiciye vermekte olduğu krediyi çoğaltmasından ve “Tütün Limited” in teşekkülü dolayısiyle pi- yasaya yeni bir alrer çıkmasıma ihti- mal verildiğinden ileri geldiği bildi - rilmektedir. Yumurta fiatleri yüksekliğini muhafaza ediyor Dahilden İstanbula geçen yıllara nazaran az mal gelmekte ve bu yüz- den fiatlar yüksek bulunmaktadır. Hafta içinde kalkacak vapurla İs- panyaya 6849 küçük sandık yumur- ta ihraç edileceği bildirilmektedir. İspanya fiatları 350 - 360 frank- tır. Son günlerde Almanyadan da ta- lepler gelmeğe başlamış ve 54 mark üzerinden 400 sandık mal satılmıştır. Büyük sandık — taze yumurtala- rın İstanbuldaki son fiatı 19 liradır.. Samsun mıntakasında yumurta pi yasası durgundur. İstihsalât geçen yıla nazaran azdır. Piyasaya getiri - Amerikada üzüm rekoltesi zarar gördü İzmir, (Tan) — Türkofis Amerika şubesinden şehrimiz şubesine gelen bir haberde nisan içinde Amerikanm bütün eyaletlerinde yağan şiddetli doludan üzüm rekoltesinin yüzde 20 ve bazı yerlerde de yüzde altmış nis- betinde zarara uğradığı bildirilmiş - tir, Balmumu fiatleri sekliğini muhafaza etmektedir. En ziyade iş Bulgaristan üzerine yapıl - maktadır. Almanyaya mal satılama- maktadır. Stoklar çok azdır. Fiatlar 90 kuruştur. İzmirden bildirildiğine göre Almanya siparişlerini arttırmış ve fiatlar yükselmiştir. Almanlar geçen haftanın cif 93 kuruşuna mu- kabil son hafta içinde 95 kuruş ver- mişlerdir. Stoklarm azlığı bu talep- ler karşısında piyasayı sağlamlaş - tırmıştır. Fiatlar 89 kuruştur. Ziraf kredi kooperatifi Keçiburlu, (Tan) — On numaralı zirai kredi kooperatifi yıllık toplan- tısını Gençler birliği salonunda yap- mıştır. Toplantıda hesaplar tetkik olunmuş, yeni idare heyeti seçilerek 1935 yılı kârmın ortaklara dağıtılma sına karar verilmiştir. len malların ekserisi kirli olduğun- dan ihraca müsait bulunmamakta- dır. Fiatlar Samsunda Çarşamba mallarının tam sandığı 14, dahil ma- lımın tam sandığı ise 14,5 - 15 lira- dır. İstanbul balmumu piyasası yük- | 21 MAYIS PERŞEMBE Para Borsası Alış Satış — Sterlin 622,— 626.— Dolar 0,79,20 20 Fransız frangı 163,— 166,— 20 Belçika frangı 80,— 84,— 20 Drahmi 20 23 20 İsviçre İr. S8i2.— 820,— 20 Çek kuron S4— 88.— 20 Ley 14,50 14,50 20 Dinar 48,— 5S2.— Liret vesikalı 190,— 196.— Florin 82.50 84— Avusturya çilin — 22,— Z— Mark 28,— 32,— Zloti 2l— Zd Pengo 22.— 24— Leva 22,50 24,50 Yen 30,— aai İsveç kuronu S0,— 33,— Altm 965 — 967.— Banknot 241 — 243,— Çekler Paris üzerine 12 03,50 İngiliz üzerine 627,25 Dolar 0,79x20 Liret 10,09,45 Belga 4,68,! Cenevre 2,45,14 Leva 63,81,30 Florin 1,17,27 Çekoslovak 19,12,40 Avusturya 4,21,64 Mark 1,96,83 İsveç kuronu 3,09,20 İspanya pezeta 5,80,86 Esham İş Bankası Mü. 87,50 Kİ » N. 9.90 ı L Hamiline 9.90 Anadolu 9, 60 23,70 ” 95100 39,70 Sirketihayriye 15.— Tramvay 19,50 Bomonti Nektar 7,75 Terkos 12,40 Aslan Çimento 10,50 Merkez Bankası 66,25 Osmanlı Bankası 26,— Şark Merkez Eczanesi 445 İstikrazlar Türk Borcu I Kupon kesik — 21,80 ” ” I ”» ” 20,75 "” ” y S » 20,85 İstikrazı dahili Kupon kesik 95,— Ergani A. B. C. 95,— Sıvas Erzurum IT Kupon kesik — 96,25 " " 96,25 Mısır Tahvilleri 1886 1 —— -— 1903 II K. kesik 88,50 89,50 1911 Kİ K. kesik 83.50. 84,50 Tahvilât Müdd eee Rıhtiım 0,35 Anadolu I ve TI Kupon kesik 43,60 ” HI 47,50 Anadolu Mümessil Si,— İstanbul deri piyasası sakindir İstanbul deri piyasası sakindir. Bu madde piyasasının inkişafı Al- manya ile yapılmakta olan müzake- relerin neticesine bağlı olduğu haber verilmektedir. İzmir deri piyasası normal du- rumdadır. Kuzu derileri fiatları yük- sek olduğundan Almanya ile iş ya- pılamamaktadır. Koyun derileri es - ki mevkiini muhafaza etmektedir. Oğlak derisi mevsimi de başlamak üzeredir. Bu deriler üzerine hariç- ten henüz sipariş alınmamıştır. Mersin mıntakası deri piyasası is- teklidir. Dış ülkelerden talepler de- vam etmektedir. Piyasa ve fiatlar şimdilik sağlam görülmektedir, Mer- sinde koyun derisinin kilosu 40 - 50, keçi derisinin tanesi 50 kuruştur. No, 80 Âdemle Havva ,Bürhan CAHİD — Mükemmel! Direksiyona sarılan eldiven içinde ki küçük elleri sakırga gibi yapış- mışlar, marş gürültüsü, motörün ça- elışması ve .. 4 Gidiyoruz. Dayanamadım ökseye yapışmış bir serçeye benziyen direksiyondaki elini öptüm. — Sen bir meleksin Hayal! — Şimdilik şoförüm ama! — Tenha sokaklardan arı gibi dola- ruz. — Ya öteki otomobiller. — Onlar bizi gideceğimiz yerde bekliyecekler! Anladım. Beni inandırmak böyle bir gezinti uydurmuştu. her zamanki gibi başbaşa idik. Bu sevimli kafanın içi akıl dolu vesselâm, Fransa, Belçtika ve Almanya hu- dutları arasındaki bu küçük Lük- semburg dünyanın belki İsviçreden daha mes'ut memleketi. Büyük Harpte Alman silindiri buraları da için Biz ezmiş .Fakat bu sam yeli birkaç yıl lık saadeti felce uğratmakla kalmış. Belçika kadar zedelenmiş değildir. buyük Harpte ilk Alman obüslerine gögüs geren Li&ge hâlâ acılarını unutamıyor. Ağır güllelerin açtıkla- ri çukurlarda hâlâ ot bitmiyor. Fa- kat Lüksemburg öyle değil, Ateş- ten ve ıstıraptan eser kalmamış. Bu- rası sanki çok zengin bir zevk sahi- binin hususi malikânesi gibi. Ormanlarında bile her ağaç husu- si bir itina görmüş. Civarda yaşı- .yanların gözlerinde endişe bulutları yok. Belçikalılar hâlâ 1914 fırtına- sının dehşetini unutamamışlar. Yolda birçok otomobiller gördük ki, ayni istikamete gidiyorlar. Uzak, fakat yol o kadar düz ki mesafeler kilometro saatinin yelkovanı içinde eriyip gidiyor. Hayal bu seyahati önceden etüt etmiş. Geçeceği yolları, varacağı noktayı biliyor. Bazı yerler var ki göz alabildiğine görüyor. Buralarda tam gaz gidi- yoruz. Kontöre bakıyorum. Yüz o- tuz, hattâ yüz kırkı buluyor, Ce- hennemi sür'at. Fakat tehlike yok. Anlaşılıyor ki Hayal direksiyon öğ- renmek sürprizi için çok iyi ha- zırlanmış. ieda ada Tam öğle vakti nehir kıyısında ve orman eteğindeki kır gazinosuna geldik. Hayalin elinde kalın ciltli Turing Klüp haritası burası için Beau rivage diyor. Turistlerin isti- rahat yerleri imiş. Bizden önce gelmiş birçok otomo- biller sıra ile dizilmişler. Kurşuni dağlar arasında mavi bir su hafif şırıltılarla akıyor. Kalın gövdeli yük- sek ağaçlar altında yüzlerce masa! Hayal ustalıklı bir manevra ile o- tomobili hizaya çekti. Koşup gelen garson alışkın bir hareketle arkada duran sepetimizi aldı. Suya yakın bir ağaç altındaki ma- sayı intihap ettik. Çıt yok. Buraya gelenlerin hafta- nm bir gününü sükün içinde geçir- mek istiyen iş adamları oldukları belli. Gazinoda yemek te var. Mütemadiyen otomobil geliyor. Çoğunu tanıyoruz. — Köprüye varmadan geçtiğimiz otomobil. — Köyde lâstiği patlıyan otomo- bil. — Bizimle yarış etmeğe kalkan küçük Renaut. Hayal nihayet bu sürprizi nasıl hazırladığını yemekte anlattı. Ba - bası ona düğün hediyesi olarak beş bin lira vermiş. Bununla ne isterse onu alabileceğini söylemiş. Burada otomobilin nekadar zevkli bir şey olduğunu gördüğü için bu şık ve kuvvetli Amerikan otomobilini al- mış, Acente direksiyon öğretmeği de taahhüt ettiği için bir ay içinde muvaffak olmuş. Dedim ki: — Korkulu kadınsın. Böyle gizli plânları çevirmek herkesin harcı değil! '— Olabilir. Fakat bu kabiliyeti her halde fena arzular için kullan- mıyacağımdan şüphe etmezsin değil mi? — Nasıl düşünebilirim ? Garson mütemadiyen bira taşıyor. mış ki, taze birasını içmek için her taraftan buraya gelirlermiş. Haki- katen nefis bir şey. Her masanın etrafında uzanmak için rahat piliyanlar koymuşlar. Ye- meğini bitiren kendini bunlara bı- rakıyor. Tam dinlenecek bir yer. Hayale nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Beni sevindirdiğine memnun — Rahat ettin mi, yorulmadın Segîîılîxe ler Onunla evlenmek istiyorum Kadıköyünden K. L. M. imzasile: “Iki senedir, karısından ayrılmış bir adamlı ü betteyim. Onun- y ceslar Üai B ilevtirmeli, yani evlenmek istiyorum, Fakat o, ilk karısı yüzünden izdivaçtan pek korkuyor, ona nasıl açılayım?” Bu adama karşı eskisind 22 - 5- 9386 ——— bul ederse tereddüt etmeden evleni: nizZ ; * Kıskanç bir kadın Şişliden Muztarip imzasile: ; “Üç senedir evliyim, kocamı çok şefkatli hareket ediniz. Ve sırası düştükçe her kadının bir olmadığı- nı söyleyiniz. Fakat kat'iyyen eski karısının aleyhinde olsun, lehinde olsun bir iddiada bulunmayınız. Eğer size karşı samimi ise elbet ona kar- şı gösterdiğiniz fedakârlığı anlıya - caktır. Bir erkeğin aşk kadar, şef- kate, ihtimama ihtiyacı vardır. Ona biraz da anne gibi hareket ediniz, is- tediklerinizi ancak bu suretle ona yaptırabilirsiniz. * Nişan ve evlenme yüzükleri hangi parmağa takılır ? Trabzondan K. S. Esen imzasile: “Basitliğine rTağmen uzun — 20- mandanberi arkadaşlarla aramızda münakaşayı mucip olan bir mesele için nihayet sizi rahatsiz etmek mec- buriyetinde kaldık: Nişan yüzüğü nişanlılık esnasında hangi ele, evli- likte hangi ele takılır? Bu müşkülü- müzü hal için cevabınızı saygılarım- la dilerim.” Bu hususta kat'i bir şey söylemek imkânı yoktur. Çünkü bazı memle- ketlerde, meselâ Almanyada nişan yüzüğü sol ele, evlilik yüzüğü sağ ele takılır. Bazı memleketlerde de, meselâ Fransada nişan yüzüğü sağ ele, evlilik yüzüğü sol ele takılır. Bizde umumiyetle bu sonuncu usul kullanılıyor. » Kocam kaçtı Istanbuldan M, C. imzasile: “On senedir evliyim. Dört çocu- ğum var. Bir sene evvel kocam be- ni bırakıp. kaçtı. Otuz iki yaşında- yım. Otuz beş yaşında bir adamla tanıştık, seviştik. Benimle evlen - mek arzusunu gösteriyor. Fakat ben çocuklarım yüzünden tereddüt edi - yorum. Hem, henüz, okcamla Tes- men ayrılmış değilim. Ne yapa- yım?” Dört çocuklu bir kadına, kocası kendisini bırakıp kaçmış ol iyorum. O da beni seviyor. Arü- mızda hiçbir. anlaşamamazlık yok. Yalnız, arkadaşlarımdan birisi — ile, bir gün, fazla samimi oldukların! gördüm. Ve bunu kendisine söyle- — dim. O, hiçbir şey olmadığını, sd- 1 dece bir ahbap gibi görüştüklerini — söyledi. Fakat ne zaman o arkada- şım eve gelse ben ayni “şeyi” his- sediyorum. Arkadaşım da sanki bu- nu anlamış gibi benimle eğlenirce- sine kocama karşı fazla mültefit gö-< rünüyor. Ne yapayım?” Bize kalırsa, sevmiş olduğunuz kocanızı kıskanıyorsunuz ve her kıs- — kanç olanlar gibi, meseleyi büyütü- yorsunuz. Küçük bir şüphe, bir hiS yüzünden hayatmızı zehirlemeyiniz. — Mantıki olunuz, iyi anlaşmış iki ki- şinin kurduğu bir yuvayı, kendi yu- — vanızı, daimi ve lüzumsuz endişeler J le bozmak tehlikesine sevketmeyiniz. Bu endişeler münakaşalara sebep 0- — lur ve münakaşa olan bir yuvada sa- adet duramaz. * Seviyorum ve korkuyorum Ortaköyden Suzan imzasile: $ i “İki senedir sevdiğim bir genç ilt yaşıyorum. O ne derse derhal yapır — yorum. Yakında evleneceğiz. Fakat bazan benden öyle şeyler istiyor ki, | sinirleniyorum ve aramızda münd- | kaşalar oluyor. Yavaş yavaş bu mü- nakaşaların beni ondan soğutacağır — na liyorum. Ne yapayım?” — Hakkınız var. Fakat ne çare? Sev- diğiniz genci evvelâ öyle alıştırmış” sınız. Ve mademki seviyorsunuz: bir müddet ; daha, eskisşi gibi sabırlir olunuz. Sonra,;yavaş yavaş, onu:is” tediğiniz yola getirebilirsiniz. Yal <— nız, her şeyden evvel sabır gerek. * Bir çiçek, iki böcek Ayazpaşadan I. I. i ile: ) “Yirmi sekiz yaşındayım. Dulume Biraz servetim var. Tanıdığım kim- seler arasında çok samimi iki dost rağmen, talâk davası açıp başka bi- risile evlenmeği tavsiye etmek güç bir iştir. Çünkü, sizinle evlenmek istiyen adam için oçcuklarınız bir yük olabilir. ve çocuklarınız, yeni babalarını sevmiyebilirler, arada an- laşamamazlıklar çıkar. Ve - sonra, bir gün eski kocanız için, çocukları- nı büsbütün tanımamak üzere eline bir silâh vermiş olursunuz. Fakat sizin de saadete hakkınız var. Otuz iki yaşında bir adın, olgun bir ak- din demektir. Kendini münhasıran çocuklarıma vermesi, hayattan çe- kilmesi, onu inkâr etmesi demektir. Her şeyden evvel yapılacak şey, bu noktalar üzerinde sizi seven ve Si- zinle evlenmek istiyen adamla açık görüşünüz, onun fikrini alınız. Eğer gocuklarınıza da babalık etmeği ka- ya? Ellerini tutuyorum. — Evlendiğine iyi ettin mi? — Beni kurtardın Hayal. — Mes'ut musun? — Çok! — Sözünde duracaksm değil mi? — Ölünciye kadar. — Gururumu incitmiyeceksin! — Hiçbir zaman. * Bugün insan için duyulabilecek saadetlerin en lezzetlisini duydum. Hayal beni bu cennet âleminde bir Havva gibi yaşattı. Gece yarısına doğru Brüksele sarhoş döndük. Hayal dönüşte çok dikkatli idi. Eve pek uzak olmıyan garaja oto- mobili bıraktığı zaman: Hayal öyle bir kadm ki, erkeğe daima başka şekilde görünen, evinin havasını daima değiştiren ve erke- ğin erkek ruhundaki değişiklik hır- sını kollayan bir kadın. Bundan başka öyle bir gözle görülmez, his- sedilmez bir otoritesi var ki insan elinde olmıyarak ona itaat ediyor. * Artık vaktimiz tatbikatta, maden- lerde geçiyor. Bu mesleğe hâlâ olan iki genç var. Bu iki genç band — karşı alâkadar görünüyorlar. İtiraf — edeyim ki, ben de lâkayt değilimi <at bana daha yakın olarak bulr — duğum genç, arkadaş beni fazlü — sevdiğini görerek onun aşkına hüf” — met ediyor, yerini ona bırakmak i$” — tiyor. Şaşırdım, kaldım. Ne suretlö harekel edeyim? Tercih ettiğim gel ce bunu nasıl anlatayım ?” y Bizce bu iki arkadaşı kendi halle* rine bırakıp onlardan uzaklaşıni” Hiçk'-isine ümit vermeyiniz, biribir” lerine karşı bu kadar fedakâr iki vee n F F EELELE LO EEEEE LT ETTESEZE A — — * — A wi v0 H0 D VA D ae lei v 00 erb ni bozmayınız. Tereddüt içinde Pi lunduğunuza göre, sizin alâkanız © sa olsa bir hevestir. Hakiki bir 88 arayınız, hevesi bırakınız. Z Ğ adamakıllı ısmamadım. Fakat H:; | yalin kontrolü beni çalıştırıyor.. — ” benim karım değil, sanki bir mağ” rımı, kitaplarımı karıştırıyor: 4 Istemiye istemiye maden mühet” disi oluyorum. Fakat mektebin gir rektörü bana: ; “ caksın! diyor, Anlıyorsun, biliyof * — san, fakat çalışmak ist-miyorsul. bit Madencilik belki de sevimsiz he meslek değil. Fakat çok ince saplar hoşuma gitmiyor. HeveS"! daha ziyade işin rahat taraizg:n Direktörün dediği gibi bu İsl g anlıyorum ama. ocaklara girip Hâ vyar sız ,Tutubetli, karanlık yerle pi kit geçirmek istemiyorum. Hele | zar günleri Hayalle cennet gibi ğî. J lerde gezdikten sonra otuz, kn:,um' # ro yerin dibine inmek hiç hoSte gitmiyor. Bir tatilde Ereğliye babamla gitmiştik. Bizim ırkadaşın nadir bulunur dostluklar” | rif müfettişi. Her gelişimde notla” l â — Sen mükemmel bir idareci 9187 | kuvvetli bir. ocağımız var. Ki yıl müddetle babam bir grupâ tmer lamış. O zaman kunturatın bi ei sine üç yıl kaldı, diyordu. Kentt bıtınce niyeti ocağı bana işlet! ; Bakalım ne olacak!

Bu sayıdan diğer sayfalar: