6 IT İptidai madde meselesi İngilterenin kendi elindeki toprakları terkedeceği meselesi bir hayaldir Eski ingiliz müstemleke bakanı Almanyadan daha çok italya ve Japonyaya müstemleke vermek taraftarıdır Yazan: İngilterenin eski müstem- leke nazın Ri. Hon. L, 8. AMERY Müstemleke meselesi, günün mese lesidir. Bazı devletler hudutları $ de boğulduklarını söylemekted Bunlardan birisi, şefinin ağ #efesiz bir millet” olduğunu söyledi. Ve sik sık, müstemleke mandalarını | tekrar taksime tabi tutmak Jâzim| geldiği hakkında yazılar okuyoruz M. Lloyd George, Almanyaya eski müstemlekelerinden bir 4 mezse, kamşularile rat yacağını söylemekten Bu güzel sözlerin sakladığı ha katler nedir, şunları bir gözden g relim, O le şudur: | Vesöyetimiz olduğu- muz milletleri bi otoritesi alt mız vardır? Ikincisi de gu: Bu tekliflerin gayri memnun tetlere ih! ne emin: | rasını kaydetmek lüzimdir ki, sosyalist partinin görüşlerini anla- yan M. Greenvood yazdığı bir maka- lede, ilk meseleyi h etmekten ve ona cevap Hatta daha ileri giderek, bugünkü i e evvel yaptığı bir natını hatırlatıp, “müstemleke topraklarının ve milletle: iki bü- yük devlet arasnda m > miyeceğin Prens de ma almış hükümetin ne lar, henüz nkü krala, İngilterenin Ameriks lan borçla- rına mukabil, İngiliz Antil ada larmdan bir kaçını verip bu işi hal etmeği teklif etmişlerdi, ve çkral gu cevabrvermişti. — > İngiltere imparatorluğunüngle bir cüzü satılık değildir. M. Greemwvcod'un bu sözlerden ev- vel bu imparatorluğun kuruluşuğuna dair gülünç idalarda bulunmuş olma. Bına müteeesifim. Bu büyük impsratorloğun, yağma- &i hırsız, ve katiller tarafından ku rulduğunu söylemek Lord Milner, Joseph Chamberlaim gibi adamların #idece ticari menfeatler peşinde koştuklarını ve himayecilik yalnız işçi partisinin verdiğini ima etmek kısaca saçmadır.Jmparatorlu- | ! ğumuzun tarihinde, her tarihte oldu- ğu gibi karanlık sayfalar vardır, fa- kat himayecilik fikri, hiç olmazsa Vi- İber Force, Burke (1) kadar eskidir. Eğer Hint Imparatorluğumuz bu-| kadar kolay kuruldu ise, bunun sebe- lara, maz- adalet ve hürriyeti ver z içindir. Eğer Şark Afrikası imparat, Bu hemen hemen bize ti isek, bunun da sebebi köle ticsre- 5 tinin önline geçmek ığımız ted- birlerdendir. Esasen, müstemleke top raklarının ticaretini ve menbalarmı inkişaf ettirmek arzusile, oralarda oturanlarm yaşama şartını dü- zeltmek gibi (asil bir arzu arasmda hiç bir tenskus yoktur. Mesele silahla fethedilmiş bir müs- temlekeye taalluk etmezde Uluslar kurumu tarafından tevdi edilmiş bir müstemlekeye taalluk ederse, hima- ye ve terbiye etmeği taahhüt ettiğ miz memleketleri vicdan azabı duy- madan terkedebilirmiyiz?, Pek ala biliyorum Ki, mahdanın, Uluslar ku- rumu tarafından bir icad olduğ hakiki sahip Cenevrenin, muciri iste- diği gibi değiştirebileceğini söyledi- ler, Hakikatte, Almanya müstemlekele i Uluslar kurumuna değilfakat Ce prensipleri dahilinde idare et- mek üzere, müttefiklere vermişti. E- ğer bugün, bazı kimselerin bu mese- le üzerinde hakkı kelâmı varsa, bun- lar müttefiklerdir. Bundan şu netice , müstemlekeleri tekrar tevzi ahis olursa, hak ve adalet bakımlarından Japonya ile İtalyanm Almanyaya Yüçhan hakları vardır. Hakikatte, bu toprakların İngiltere tarafından terki bir vehimdir, bir ha rte, 1807. senesinde köle- vermekten © kaçınmadı. | 8 aldir. Ve dünyanın tamamen İnki- şaf etmemiş kısımlarında bülün mi- letler için “ ekonomik müsavat pre tatbiki ” kısacası serbest mü badele istendiği zaman ne demek İs- teniyor? M. Greenocd ile dostların ne dü şündükl, rum. Dü; Ingiliz imparatorluğuna dahil olsun olmasun, malt istiklallerini terket. mek mecbu le kalmalarnı mı istiyorlar? Dünyada kendi kendileri- ni idare elmiyen devletler, yani orta Afrika ile Holandalıların Hindistanı daha şimdiden, muahedelerle olsun, ister onları are eden devletlerin po- itikası itiba serbest mü- badele prensibine tabidirler. nüşkilet buradan çıkmakta dır. Afrika ve Holanda Hindistanm- da serbest mübadele prensibi Al- manyanın ve işlerine ya- ramaz, çünkü ticaret Japonya tara- tmdan elde edilmiştir. Almanya ile Ttalyayz lazım olan, himaye altında bulundurulan piyasa lar, mamul eşyalarını satabii dilerine iptidat madde bilecekler, alım ve satım esaslermı kendileri tesbit edecekleri piyasalar âzımdır.Hiç bir müstakil devlet ser- mübadele perensibini kabul et miyecektir. Çünkü bu perensip onla- ğlı topraklara zararlı olacaktır, zira, bunlar, kendi mamul mallarını ve kendi ihtiyaçlarımı tatmin için hi- maye altımda piyasalar istiyecekler- dir. Bu iddlamı İspat için sadece,metro- olsun, den evvel, İngilterenin Antil Adala esini tatbik eden , Fran- «İteşriki mesai ve faideli pol için tercih sistemini tatbik etme-| sefuletini ve buna mukabil, hi-| Son zamanlarda müstemleke arzularını daha çok izhar eden Almanyanın Reni işgal altına alan askerleri nı söylemem kâfidir. Bugün dünyanm ihtiyacı, o geçen asrın serbest mübadele usulüre dön- mek imkansızlığı ile çarpışmak değil vesaili birbirlerini tamamlıyan mil etler arasında muayyen anlaşmalar. la elde edilen hakiki bir emniyettir. iz, kendi imparatorluğumuz için de a tabi memleket Ve bu, ruhu & malar yapmaktan ise vazgeçm daha iyi olur. Milletler arasında birbirlerine en yade te ,© hakkı veren anlaşmalı rm telekkisi bırakılarak yerlerine ekonomik lizumlara uyan anlaşma- lar yapılmasını te Rusyanm garbinde ölan devletle kendileri ile müstemlekeleri ar: larmda hiç inkişaf etm dası geçmiş serbest mübadele si telekkisi kalkmca fevkalâde inki decek topraklar vardır. Bu devletle rin Otta lerini ve böyle tanzim cih ederim, anlaşmal yoluna girmeleri temenni olunur. Şüphesiz bu günün dünyasınm da ha iyi bir ekonomik organizasyona ihtiyacı vardır. Fakat bunu 19 uncu asrın ekonomik dünyasını yeniden diriltmek veya uluslar kurumuna kullanamıyacağı bir kontrol veya organizasyon selâhiyeti vermekle el- de edemez. Hakikat şudur: siyasiyatta oldu- ğu kadar ekonomik plânda da, ya şartlarma serbest teşriki me prensiplerini uydurmak lüzımdır. ve bunun nasıl yapılacağını bir kere da ha sezen İngiliz camlasındaki millet İler vermiştir. mu temin etisiş olan bir Tkbahar at o koşularının ikincisi dün Ankarada yapılmıştır. Havanın yağmurlu olmasma rağmen yarışlar oldukça kalabalıktı. Belediye ya- rışlara gidenlere kolaylık olmak ü- zere otobüs biletile yarış biletini be- raber alanlara ayrıca bir iskonto daha yapmıştır. Bu haftaki yarışlarda çift bahsi müşterek çok kazançlı olmuştur. Yukarıdaki resimlerde koşuda — . t- MESKİ. "İva olduğunu hemen hemen unuttur- i | gine benzemek istediği gibi kokusu AN MİLLİ İİ SAĞLIK ÖĞÜTLERİ Dİ İİİ | Gül neden güzeldir ? Yeryüzünde bu kadar güzel ve gü- İzel kokulu de, gül nedi en güzel kokulusudur? Hem de niçin rda çıkar? Niçin aşk mev inin müjdecisidir? Bu sualin cevabını bize eski Yu- nanistanin bir efsanesi V yada ilk defa olarak yetişen gül ağa- cr, aşkının muradına eremeden bu dünyadan gitmiş bir genç kızın gö- güzel kokulu olmuş! Güzel ve güzel kokulu olması genç kızı temsil etti- mesine gelince, olduğu için , demey n bu mev gül bu mevsimde yetişmi Şül baharda çıktığı İç şk mevsimi olmüğ.. - jenç kızların göğüslerine gül tak- maları ve koku sürünmeleri hiçbir| ülkede, hiçbir devirde hoş görülme- | miştir. Bunun da sebebini şimdiye | kadar düşünmedini; da #ize anl; ü güzel gül ve güzel koku zaten genç kızın timsali- dir. Bir insanm göğsünde kendi res- i tişıması ne onu güzelleştirir ne e başkalarma hoş görünür. Gül gibi güzel ve onun gibi güzel- lik ifade eden bir çiçeğin hekimliğe yabancı kalmamış olduğunu elbette tahmin edersiniz. Gerçekten de öy - le olmuştur. Gül ağacının tabii nevilerinden bi- rinin kökü, büyük Pasteur kuduz hastalığım kat'i devasını bulmadan çok önce, bu hastalığın ilâcı sayılır- dı. Yeni deve eski ilâcı düşürmüş olsa bile, ayni gül ağacının mey sinden çıkarılan öz eczanelerde bazı hapları yapmak için İşe yarar, hem de sürgünlüğe karşı tesir eder. Gülün yaprağında, gül yağından “-şka, tanen ve asit galik bulundu- ndan gül yaprakları buruşturucu | Jardandır, Yirmi gram gül yap - 1 bir litre su içinde kaynatılarak kaşık kaşık içilirse ishale karşı ilâç olur. Güllü bal yüz gram kırmızı gül yaprakları, altı yüz gram bal, o- lux derece gikol ile karıştırılarak İ yapılır ve-su içersine konularak bo- gaz hastalıklarında gargara ilâcı di- ye kullanılır. Göz ilâçlarınn birço- i da gül suyu içersine karıştırıla- öze damlatılır. Gül ağacma musallat olan bazı büc üzerinde bıraktıkları lekeli yı le vaktiyle idrar söktürmek için kul- lanılırdı. Fakat bir taraftan hekimlikte çı- kan birçok yeni ilâçlar gülün bir de- duğu gibi, bir taraftanda lâvanta fabrikalarının büyük gül bahçelerini tuptan kiralamaları gülün lâvantscı- lıktan başka bir işte kullanılabilme- sine yer bırakmadı. | Tâvantacılıkta, bilirsiniz ki, gül hemen her güzel kokunun, hemen her esansın temelidir. Dudak boy! larmın rengi daima az çok gül ren - da dalma gül kokusudur. Gül suyunu bizden önce tanıyan ve kullanan milletler olmuşsa da, gül yağından bir damlann girdiği bir esans şişesini kokladığınız vakit, bugün dünyanm en parlak ve en be- reketli endüstrisinde gül yağınm e- hemmiyetini ilkönce (anlıyanlarn bizim atalarımız olduğunu hatırlıya- rak koltuklarmızı kabartabilirsiniz. Tokman HEKİM m — — — — — — Ambarlarda gümrük kontrolü Hâziranden itibaren liman idare- | sinin emri altında çalışacak (olan gümrük ambar ve antrepolarınm devir işleri etrafındaki hazırlıklara devam edilmek üzere, bugün Gümrük Başmüdürü Mustafa Nuri- | nin nezdinde ve Liman Umum Mü- dür Muavini Hâmit, Yükleme ve Bo- şeltma Müdürü Zihni, Ambarlar Şe- | fi Hüsamettinin iştirakile bir toplan tı daha yapılacaktır. Bugünkü toplantıda, ambarların | liman idaresi tarafından ne şekilde idare edilebileceği ve ambarlardaki gümrük kontrolunun ne suretle te- min edilebileceği görüşülecektir. Tramvaydan düştü Aristo adlarında 16 yaşlarında bir çocuk Bebekte bindiği tramvaydan olda İnmek isterken yuvarlanarak ımdan yaralanmıştır. Çocuk has- pa —— 19-5-936 MEMLEKET MEKTUPLARI Konya müz esinde uzun bir tetkik gezintisi Karatay medresesinin çini üzerine altınla iş- lenen tavanı çok değerli bir sanat eseridir Karatay medresesinin kaybolm Ikinci Selim camiinin tam arka- sında bir tarafı zilmrüt gibi çiniler na eklenivermiş tek bir minare, ve bunlarm hepsinin içi şimdi Konya müzesi, Kapıdan mermer bir avluya gir - dim,Ortada geniş bir havuzun İçersi tamir ediliyordu. Avlunun dört bir tarafına sıralanmış mermer taşlar, eski tarihin son hatıraları olarak kimi üzeri yazılmış mermer lâ kimi başının kenarı kopmuş bir hay van, bazısı da bir haşlık tarzında, bel ki aralarında birkaç asırlık farklar olmasına rağmen burada o eski seneleri unutarak yan yana dizi mişlerdi. Herbiri bir devri ifade eden bu mermer taşların yüzlerine baktım, bana bir şey ifade etmiyordu. O ci- varda bulunan bir memur da bunun farkına varmış olacak ki, hemen ya- nımda beliriverdi ve sayfalarını ko- laylıkia doldürabilen © ezberlenmiş malümatı sıralamağa başladı. Oy - malı bir kapının sralığından İçeri gi- riyoruz. Ufak bir methal. Eskiden burası tilâvet odası imiş. Camekân - lara dizilmiş kitaplar, duvardaki ya- siler kellemda memur? — Bu gördüğünüz yerde Içuk, Karaman ve Osmanlı devirlerine ait kitap, kuran ve yazılar bulunuyor. Kapakları açılmış kitapların pırıl pırıl yanan minyatür sayfaları göz- leri kamaştırıyordu: — Bu kızım Selçuk devrine, diğe- ri de Karamanlılara aittir. Her ikisi de çok güzel. Bu devir - lerde yapılan minyatürlerde hendesi şekil hâkim, biri ft olmuş renkler çok güzel bir ziynet teşkil ed Aralarında pek fark bula- ye madığım bu minyatürler zaten pek | kolay tefrik edilmez ve ancak ra- kamlardan © anlaşılırmış, “Ortadaki eamekânda yan yana duran bu iki devirden, Osmanlı birdenbire ayırı- vermiş ve yanmdaki camekâna di- zilmiştir. Bu kısımda da minyatürler içinde çiçeklere heves edilmiş ve ken- dine göre bambaşka bir tarzla sls- lenmiş, , Duvarı dolduran levhalar arasın- da oyma bir dolap görünüyor: — Bu müzeyyen, oymalı dolap ve önünde duran yayvan mum masası Selçuk devrine aittir, Masanm yanında duran diğer ar - kadaşları pek ehemmiyetli olmadığı için memur ağzını bile açmıyordu. Methalden uzunez bir avluya girdik, karanlık ve loşluğu kaldırmak için duvar kenarlarından biri iki düğme çevrilerek elektrikler yakıldı ve şim- di bu yırtılan boşlukta bir ben, bir de memur vardı. Sağımız mezarlık, solumuz cami ve semahane. Ortadan ilerliyoruz. Yere serilen kalın halı lardan ayağımızın seslerini hile İşi - temiyoruz. Yalnız memur söylüyor: — Şimdi binanm tam ortasında - yız, üzerimizdeki kubbe, mimar Hay- reddinin. Yanmda bulunan Selçuk devirlerinin kubbelerine bir nazire olsun diye yapılmış. Birçok mermer menşurların biri - birlerine binerek sivrildiği bu güzel sanat eserini insan gördükçe ayrıla- mıyor, baktıkça doyamıyordu. Bu methal hep mimar Hayrettininmiş, duvarlarda kendi sanatını kıymadan saçıp dökmüş. Mengur kubbenin altından sola sa- pıyoruz, semahane, Selimi salit dev- rinden kalma sırma örtüler, beş yüz, altı yüz senelik Türk ve Acem hal lariyle bütün duvarlar süslenmiş, tam karşınızda yükseklere çıkıp Ze rilmiş eski kuşlu bir Anadolu halısı, Yedi yüz sene evvel, memleketimiz- deki işçiliği takdim ediyordu. Müzede mezarlık kısmın en kıy- akta olan müzeyyen çinili tavanı dir. Memur anlatıyor: — Geçen senelerde müzeyi gezen © efsane bunu | ile süslenmiş bir kubbe ve hemen ya” | Vaşington Darülfünunu şark sanatla” İri profesörü M. Rudolfun Konyaya kadar gelişi sirf bu seccade yüzünden olmuştur. Profesör saatlerce bu sec- cadenin önünde durdu, anlamadığım lisanlarla yanındakine bir şeyler söyledi. Ve bu seccadenin dünyada eşi yoktur, dedi. Buna benzeri ve da- ha çok aşağısı eski Avusturya Ma « , İearistan imparatoru Fransun Jozef- İte vardı, ona kırk bin lira tahmin olunduğunu biliyorum. Bu hiçbirisiy, le mukayese edilemez. Mühim £ b bu eseri ölçmeğe kâfi gelmez, de- i. vcadenin yanında eski bir Türk sanatı, bu da bir seccade halinde İ çerçevede, diğer başta da birinciden İpek farklı görmediğim gene bir Isfa- ban seccadesi bulunuyordu. | Mihmandar elindeki anahtarla me- zarlığın sağdan bir kapi yu. sa . çük bir odaya girdi ve anlatmağa de- İ vam etti: — Ortada gördüğünüz tas, hiçbir müzede bulunmıyan İlhanilerden E- İ busait BatmarhanaMusulda 600 hicri senesinde yapılarak gönderil * iştir. Bu tasın şarap İçin kullanıl dığı rivayet edilmektedir. Bir mangal büyüklüğünden aşağı olmıyan bu şarap tasmın etrafı bir- çok madalyon ve yazılarla işlenmiş, İ tepesindeki kulpunu da kuyruğu ko puk, bir kuş teşkil ediyordw.Odanm etrafında eski hint kuruaşları herbi- ri ayrı ayrı asrı gösterir şekilde si- ralanmıslasdı. Ru kadar fazla alâkadar olduğumu İ gören memur, kapıdan çıkarken bi- nanm dışarsından mezarlığa yapış - mış uzunca bir odaya götürdü, bura- sı evvelden ziyaretçiler içinmiş, Or- tadaki masanm Üzerinde renkli bir dekor Üstüne iğilmiş çalışan bir zati takdim etti — Müdirimiz, Ibtiyarcn, güler yüzlü müdir beni çok iyi kabul etti. Ve önünde kendi yaptığı renkli resmi göstererek: — Yakmda harabiyetten bütün bütün kurtulacak olan (Karatay) medresesinin tavanını çiziyorum, BU tavan meşhur (Fredrik Sari) nin en son Konya. namındaki kitabında bile yoktur. İhtimal fazla loş olduğun * dan fotoğrafımı çekememiş. Tavan çini üzerine altmla işlenmiştir. Ve en yüksek bir sanat eserimizdir. De” di. A atikaya aşkından tatil vak” ile ihmal eden müdür, birtakım defterler, kitaplar önüne sıralıyo” ve sayıp döküyord — Küşadınanberi geçen 2807 gü” nümüzde müzemizi seksen beş bin Kİ” si ziyaret etmiş ve bu ziyaretçileri” beş yüz yirmi sekizi erkek, yüz alt” mişı ecnebi kadın teşkil etmiştir. Tekrar gözlüğünü düzelterek ba” ka bir cildi karıştırıyor ve | birçök rakamlar arasımdan: — Kütüphanemizde bu milddet 78 tında 50.090 kişi kitap okudu. ME” cut kitaplarımız 61 fenni sınıfa “Y” rılmıştır. Bunların © 6440 basi 4437 si yazma olmak üzere 10977 dettir. 5 Karanlık basmış, müzeden 80 g kan yalnız mlidür ve be nolmuştu”” Salt hizaya kanl makilik mi otomobil çarptı Anastasya adında biri, Et de tramvaydan indiği sırada * dan gelen bir otomobilin sadem İni kaldığından nir Eriği