6 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 11

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ı ea e e DA L 6 - 4- 036 TAN R A DY O Filistin radyosu başladı 30 Mart, pazartesi akşamı yapısı- ha bir senedenberi devam edilmekte olan Kudüsün Hayfa şehrindeki rad- yo postası ilk emisyonlarına başla- mıştır. Hayfa radyosu şimdilik günde beş saat çalışıyor. Neşriyat saatleri ak- şam üzerleri saât 10,30 ilâ 22,30 ara- sındadır. 4 Program üç dil ve üç ayrı musiki repertuarı ile hazırlanmaktadır. İki &piker stüdyo — işlerini müştereken yapmaktadırlar. Her emisyon-başlan gıcımda yapılacak neşriyat evvelâ in- gilizce, sonra arabca, nihayetfe de ibranice olarak anons edilir. Neşriyat da böyle üçe ayrılmıştır. Programı kısmen garp müsikisi, kıs- men de Arab ve İbrani musikisi işgal etmektedir. Programın iki saate ya,; km bir zamanını yabancı postalardan yapılan nakiller işgal ediyor. Garp musiki kısmı Hayfa radyosu- nun hususi oda musikisi kuartöru ta: rafından idare edilmektedir. Arab ve şark musikisi de oldukça zengindir. Hayfa radyosu İngilterenin en ta- nmmış telsiz firması olan “Marco- nys's Vireless Telegraf Company Lld.., müessesesi tarafından bir se- neden az bir müddet zarfında hazır- lanmıştır. Anten küdreti ayni Kahi- re radyosu gibi 20 kilovat anten e- nerjisindedir. Aramızda deniz bulun- duğu için Hayfa radyosunu da Mısır kadar iyi işidebiliyoruz. Tekniğin son yeniliklerinin tatbik edilmiş olduğu bu gönderici postanın dalga uzunlu- ğu 449 metre, frekansı 668 kilohertz tir. Ayni dalga ve frekans İngiltere- nin “North Rejional,, postası tarafın- dan da işgal edilmekte ise de İngil- terenin şimalindeki bu postanın taci- zatı hissedilmiyecek derecede aıdır, Bu tacizat ancak orta Avrupa ve, şi- mâl Mmemleketleriniden tamamiyle kendini göstermektedir. aa Karakteristik cihet şudpr ki bir- kaç akşam yaptığımız tetkik alımla- rımdan, Kudüs Radyosu'programınm gayet mütenevvi ve can sıkmıyacak bir şekilde tanzim edümgş olmîısıdır. Program şen ve eğlenceli _olqugu ka- dar çok istifadeli ve zengindir. Nakil tertibatının mükemel oldu- ğunu şuradan anlıyoruz kı,. L.on.dra programı nakledilirken ayni neşnya— tı Londra kısa .. üze- rinden dinlediğimizden ikisi arasımda hiçbir. fark görmüyoruz. îlayfa radyosunun Türkiyede ğe e- peyce dinleyici kazanacağma şüphe NİTAİSÜRE T. M. BLEDA Kuin Meri vapurunda radyo tesisatı Bu ay içinde Amerikaya ilk seferi- ni yapacak olan 80,000 tonluk dünya nın en büyük vapuru Kuin Merinin içerisinde emsali görülmemiş bir Tad- yo ve telsiz muhabere telefonu tesi- Batı mevcuttur. Birinci ve ikinci mevki kamarala- rının her birinde mükemmel birer a- lıcı radyo makinesi vardır. Vapürda muhtelif . istikametlere doğru müteveccih dokuz anten var- dır. Bu antenlerle bütün makinelerin kısa dalgalı kısımları yolculara dün- yanm bütün kısa dalgalı istasyonları- nı dinletmektedir. Vapurda seyahat edenler karaaa, bulunan tanıdıklarile telefon*muha - beresinde bulunabilmeleri için husust muhabere postaları tesis edilmiştir. Çek abonelerinin durumu 1935 genesinin son ayında Çek rşd_- yo abonelerinin sayısı 827.000 - idi. Sön üç ay içinde bu'nüktar 851,562 yi bulmuştur. Bu telefonlar ayni zamanda Löndra- nın şehir telefon tesisatiyle kombine- dir. Vapurun ayrıca bir gönderici pos- tası da vardır. Bu istasyon vapurun içersindeki radyoların istifadesi için kurulmuş değildir. Bilâkis karadaki radyo — sahipleri bu seyyar postadan emisyon dinliye- bilecekler ve kocaman bir şehir hal- kadar Ve di en dır, Her Hafta Bir Öğüt "Lüksemburg effekt" nedir? Yüukarda ismini yazdığımız hadise- ye buismin — verilmesi, hadiseye ilk defa “üksemburg radyosunun sebebi- yet vermiş olması yüzündendir. Bu- nunsne olduğunu bilmiyenler az de- Bir istasyonu dinledikten sonra is- tirahat esnaşında bu postaya başka bir -istasyonun karıştığını işitiriz. Fakat bu duyduğumuz yabancı yer komşu dalgalarda neşriyat yapan is- tasyonlardan biri değildir. Bir de her istasyonun armonisi vardır. Meselâ İstanbul yakın olduğu için bu posta- nın orta dalgalarda neşrettiği armo- niyi işitiriz. “Lüksemburg effekt ile bu hadisenin 'de hiçbir alâkası yök- tur. Radyo tekniği lügaitne yeni gi- ren bu kelime Lüksemburg radyosu- nun vücuda getirdiğinden sonradır. Bir gün örta dalgalâarda - Lüksem- bürg o vakit 1200 metre dalga uzun- luğü üzerinden heşriyat yapmakta idi. O güne kadar tesadüf edilmeyen bu hadiseyi doğrudan doğruya Lük- semburg radyosunun sebebiyet ver - diği zannedilmiştir. Brüksel dalga kontrol bürosuna vaziyet bildirilmiş- tir. Brüksel işi incelemiş ve neticede Lüksemburgun daima ayni dalga ü- zerinden çalıştığı anlaşılmıştır. Bir müddet sonra teknisyenler ayni ha- '|disenin diğer bazı kuvvetli istasyon- larda da vukua geldiğini hayretle görmüşlerdir. Nihayet .sabit olmuş- tur ki pek kuvvetli “istasyonlar ha- vaj cereyanlarla elektrik dalgalarımın karışmasmdan muhtelif dalğa uzun- luklarında ve anormal armoniler neş- rederek doğru dürüst çalışan bir is- tasyona karışmaktadır. Fakat bugün kü halde Lüksemburg effekti gayet az ve şikâyet edilmiyecek bir vaziyet te bulunduğundan fen âlemi buna mâni olmak için bir çare düşünmüş bile değildir. Hâdise en çok beş, on saniye gibi kısa bir müddet devam etmekte ve gene kaybolmaktadır. İlerde gönderici postalarım enerji - leri 1000 vea daha fazla kilovat an- mek icap edecektir. Dünya dağcılık sporları merakılla- rı ile birlikte birçok kimseler Everes- tin tepesine erişmeğe çalışan Ruttle- dge kafilesinin akıbetini endişe ile bekliyor. Bundan on iki sene | evvel 924 meşhur dağ tırmanıcısı MMarton 8570 metroya kadar yükselmişti. On- dan sonra arkadaşı 8600 metro yük- seknikLe goöorünaü, Takat Dir Güna gö- ri gelmedi. Everest tepesi 8840 metre yüksekliktedir. Bakalım geri “kalan | 4 ğurarak on nefes almak mecburi- 240 metreyi Ruttledge kafilesi tırma | / / ( Gi, Yapılan tahminlere göre nabilecek mi? : Bu yükseklikte hava müthiş su- bu 300 metroyu tırmanmak 16 saat rette soğuk olduğu gibi teneffüs et- | sürecektir. Müşkülâtı siz varın düşü- mesi gayet güçtür. Her adımda dağ- | nün. baiyi z öze n a a İ S l T. Rüştü Aras diyor ki: Belgrad, 6 (A.A.) — Avala Ajan- sı bildiriyor: Türkiye Dış işleri Baka nı Dr. Tevfik Rüştü Aras dün sabah naip Prens Pol tarafından kabul edil- dikten sonra Başbakan Stoyadinoviç in şerefine verdiği öğle ziyafetinde bulunmuş müteakıben doktor Stoya- dinoviç ile yeni bir görüşme yapmış- tir. Bu görüşmenin sonunda Dr. Tev- fik Rüştü Aras Avala Ajansı muhar- rirlerinden birisini kabul lütfunda bu lunarak kendisine bilhassa demiştir ki : — Belgraddaki dostlarım arasında daima ayni zevk ile bulunuyorum. Stoyadinoviç ile umumiyet itibariyle Balkan antantını ve bilhassa iki mem leketi alâkadar eyliyen ve günün bü- yük Avrupa meselelerine temas eden işler hakkında fikir teati etmek be - nim için her defasında mesut bir hâ- disedir. Bu hususta ancak şunu tek- rar edebilirim ki, bu fikir teatileri dü şüncelerimiz arasındaki mutlak bera breliği bir kere daha teyit etmiştir. Bu bizim için hiç bir sürpriz teşkil et Mmez.,, Avusturyanın son hareketi hakkın daki bir suale Dr. Tevfik Rüştü A- ras şu cevabı vermiştir: — Küçük Antant bu meselede bir vaziyet almağa salâhiyettardır. Fa - kat kücük antanta müvazi bir birlik teşkil eden Balkan antantı, küçük an tantın faaliyet ve teşebbüslerini en büyük bir sempati ile takip etmekte- dir. Kücük antantın iki azası bizim birliğimize dahildir. Ücüncü azası ise bircok bakımdan müttefiklerimizin müttefikidir.,, Sulh muahedelerinin askeri madde leri bahsinde Bulgaristanın alabilece ği vaziyet hakkındaki suale de Dr. Aras şu tarzda mukabele etmiştir: Bulgaristan ve muahedeler — Doğrudan doğruya alâkadar komşularını daha evvelden haberdar etmeksizin Sofya hükümetinin bu tarzda bir teşebbüste bulunmak niye- tinde olduğunu zannetmiyorum. Çün kü kendilerile dostça komşuluk müna sebetleri idame edinmek istenen kom ysuları, haberdar etmek, en iptidai bey nelmilel nezaket İcahıdir. Bu tarzda hareket, alâkadarım kendi tezini mü- dafaa için göstereceği sebeplerin kuv vetlerinden birşey kaybettirmez. Fa- kat eğer & - iyle olan dostluğ kıymet veriliyorsa bu tarzda hareket bir tarafa hırakılamıyacak bir mec- buriyettir.” Dr. Tevfik Rüştü Aras beyanatını şu suretle bitirmiştir. — Biribirini takip eden hâdiselere rağmen nikbin olmakta devam edi- vorum, Eğer Avrupada sulhü muzaf fer cıkarmağa muvaffak olursak memleketlerimize ve bütün — Avrupa milletlerine en büyük iyiliği yapmış olacağız.,, Türkiye Dış işleri Bakanı dün ak- sşam Türkiye elçiliği tarafından veri- len bir ziyafette bulunmustur, Bu zi vafete Dr. Stovadinovic, Balkan an- tantı memleketleri elcileri ve Yugos- lavva Dıs isleri PRakanlığı vüksek memurları da istirak etmişlerdir. Doktor Tevfik Rüstü Aras bu sa- bah Ankaraya dönmek üzere Belgrat tan hareket etmiştir. Belgradda talebe arasında kanlı kavga Belgrat, 5 (A.A.) — Tp fakültesi- nin önünde milliyetperver ve marksist talebe arasında kavga çıkmış ve bir talebe ölmüştür. Kavgaya sebep marksist talebenin grev için takrir vermiş olmalarıdır. Trakyada elektrik ve su işleri Edirne, 5 (A.A.) — Çorlu'nun su ve elektrik, Tekirdağın su ve Uzun- köprünün elektrik işleri için yüksek makamların muyafakati alınmıştır. Belediye reisleri bu işlerin formalite- si için yakında Ankaraya gidecekler- dir. Göçmenlere verilecek araba ve öküzler Edirne, 5 (A.A.) — Trakyada yer leşen göçmenlere verilmesi kararlaş- tırılan 1,000 araba ile 4 - 5 bin ökü- ,Zün satın almma emri valiliklere ve- rilmiş ve şimdiden hazırlıklara baş- lanmıştır. Müteahhitlere ihale olu - nan pullukların da temmüz ayında âr kası alınmış olacaktır. Komünistlerle anlaştı diye Antivenizelistler Liberal partiyi takbih edecek Venizelosun oğlu dün Kral tarafından kabul edildi, liberallerin idare heyetine girecek Atina, 5 (Tan) — Antivenizelist mahfeller parlâmentonun ilk açıldığı gün ıslahatçı ahali partisi lideri Ral- lis'in parlâmento reisi ve liberal par- tisi lideri Sofulis aleyhine takbih re- yi vereceğini buna diğer bütün Anti- venizelistlerin de iltihak edeceğini söylemektedirler. Bunun sebebi Sofok lisin komünist partisi ile yaptığı itilâf tır. Venizelosun oğlu idare heyetine alınacak Atina, 5 (Tan) — Liberal partisi Paskalyeyi müteakıp bir toplantı ya- pacak partinin hükümete karşı alaca- gı vaziyeti görüşecektir. Kömünistler ile yapılan itilâfname de yeniden tet kik olunacaktır. Bu toplantıda tekrar Sofulisin li - derliği tasdik edilecek ve Venizelosun küçük oğlunun idare heyeti arasına almması kararlaştırılacaktır. Venizelosun oğlu parti umum heye- tinde karar verilmeden idare heyeti- ne girmeğe taraftar görünmemekte - dir. Venizelosun oğlu Kralın nezdinde Atina, 5 (Tan) — Dün kral tarafm dan kabul edilen Venizelosun oğlu So foklis matemlerine iştirakinden dola- yı ailesi namına krala teşekkür ettik ten sonra memleketin siyasi vaziyeti üzerinde konuşmalarda bulunmuştur. İstiklâl şenlikleri Atina, 5 (Tan) — Kral veliahtle birlikte Mesolongide bugün yapıla - cak istiklâl şenliklerinde bulunmak için dün Atinadan hareket etmiştir. Manevralar bugün başlayor Atina, 5 (Tan) — Hayli zamandan beri hazırlıkları yapılmakta olan do- nanma ve tayyare manevralarına ya- rım başlanacaktır. Donanma kuman- danlığının emrine altı tayyareden mürekkep bir filo verilmiştir. Manev ralarda General Metaksas ta buluna- caktır, Liderler konferansı Atina, 5 (A.A.) — Pazartesi günü saat 17 de, hükümet ile siyasi liderler arasında dış siyasa işleri Üzerinde ce reyan etmekte olan konferansa de - vam edilecektir. Sanıldığma göre, bu toplantı sonunda- varılan neticeleri telhis eden bir tebliğ neşrolunacaktır. Ankarada yapılan maç Fenerbahçe Gençlerbirliğini dün sıfıra karşı birle mağlüp etti Takımlar saat 16 da sahaya dizildi- ler, Fener takımında Fikret te yeri- ni almıştı. Hakem bundan evvelki maçı da idare eden Sedat idi. i Maçı dakikası dakikasına takip e- decek yerde umumi surette hülâsa et meyi daha doğru buluyoruz. Çünkü müsabaka yekdiğerine benzeyen muh telif bir kaç safhadan terekküp ettiği için bunları anlatmak heyeti umumi- ye hakkında da vazih bir fikir vere- bilir. Oyun başladıktan itibaren yirmi dakika kadar Fenerin bariz değil, fa- kat mahsüs bir hâkimiyeti altında devam etti. Bu devrede Fener oyun cularının güzel pasları, müsellesleri ortalayışları nazarı dikkati celbedi - yordu. Sarı - lâcivertliler her nedense akınlarını bütün sağ taraftan yaptı- lar, Yeni bir kuvvet olarak aralarma girmiş olan Fikret âdeta bomboş de- nilebilecek bir vaziyette bırakıldı. Bu devrenin neticesi 17 inci dakikada ve yine sağdan yapılan bir hücum esna- sında Niyaziden Naciye ve ondan Esa da giden topu Fener santırhafının cok kuvvetli bir şütü ile ğgole tahvil etme- si oldu. Bu gol oyunda adeta bir: tevaziün husuüle getirdi. Gençler Fener kalesi- ne doğru bilhassa sağ taraftan sıkı akmlar yapmıya başladılar. Onlarda da paslar güzel hücumlar seri idi. San tırhafları İhsan sağ acıkları Selim ve sağ içleri Salâhattin bu esnada çok çalıştılar. Fakat bu akınlar esnasın - da gol vaziyetleri hâsıl olmadı. hattâ devrenin sonuna doğru hâkimiyeti iyi ce ele almış oldukları halde dahi sayı kaydedemediler. Ve birinci haftaym 0-1 Fenerbahçenin lehine bitti. Ikinci devrenin birinci safhası, az devam etmekle beraber Fenerin sıkı hücumları ile başladı. Bu esnada Fik retin de kuvvetli bir iki akını nazarı dikkati celbetti. Gençler bu akınlari atlattıktan sonra yavaş yavaş açıl- maya başladılar. Fener kalesine yap tıklrr sık hücumlar bir aralık oyunu adeta tek kale haline getirdi. Fener takımı yorgun ve bezgin, bu tazyikin altımda ezilmiyor, fakat geniş nefes alacak surette oyunu açmaya da mu vaffak olamıyordu. Gençler bu esnada bir iki gol vaziyeti de kaçırdılar. Ba- zı şütleri yüksekten gitti. Bir kısmı- nr da kaleci Necdet kolaylıkla topla- dı. Bu safha da 20 dakika kadar sür - dükten sonra Fener takımı Esadı mer kez mühacim yerine alarak yeniden taarruza başladı. Bir defasında çok güzel bir pas alan Niyazinin hafları ve bekleri atlatarak kaleye çektiği şiddetli bir şütü kalenin direklerine çarparak geri döndü.Bu hücumların bazısında gol vaziyetleri hâsıl olmak Başı 1 incide la beraber Fener muhacim hattı bun- lardan istifade edemedi. Oyunun cereyan tarzı zaten gol ol - mayacağını gösteriyordu. Bunun için Fenerin sayı arttırmak ve Gençlerin müsavatı temin etmek hususundaki gayretleri neticesiz kalarak maç 0-1 âenerbahçenin galibiyetile neticelen- Dünkü maçtan ve bugünkü Oyun - dan sonra ilk verilecek hüküm şudur ki, Ankarada futbol hissolunacak de- recede terakki etmiştir. Bunu bu mev sim — zarfında — oynadığı — yirmi kadar mâç neticesinde yorulmuş ve kısmen sürantrene bir hale gelmiş olan Fenerbahceye karsı mağlübiyet sayılarının azlığı ile değil,Ankara ta kımlarımızm cıkarabildikleri oyun- larla istidlâl ediyoruz. Filhakika dün olduğu gibi bugün de Gençlerbirli- ği, baştan ta sonuna kadar, çok gü- zel ve teknik bir oyun oynamıstır. Bazı oyuncularının lüzumsuz sertlik- leri bertaraf edilirse, takımda tenkit edilecek pek az bir şey kalır. Fenerbahçeye gelince: yukarda da dediğimiz gibi, takım yorgun bir haldedir. Oyununun içinde arada sı- rada parlayan kıvılcımlar istisna rada parlayan kıvılcımlar istisna e- dilirse diğer hareketleri adeta zorluk la yapılmaktadır. Lik maclarının i- kinci devresine giren ve şampiyona- nn ta başmda giden Fenerbahçenin vaziyeti oldukça mevkiini muhafaza edebilmek için takımında esaslı ta- dilât yapmasına iİntizar olunabilir. İzmirde lik maçları İzmir, 5. (A.LA.)— Lik maçlarma bugün de devam edilmiştir, Maçlar heyecanlı bir devreye erdiğinden sa- hada oldukça kalabalık vardı. İlk maç İzmirspor - Şarkspor arasında yapıldı. İzmirspor hâkim bir oyun- dan sonra maçı 4d-0 kazandı. Bundan sonra karşılaşan Demirs- por - Bornova takımları maçında da Demirspor 2-1 galip gelmiştir. Günün en mühim —ve heyecanlı maçı Altay-Altmordu —arasında idi. İlk devreyi 2-0 galip bitiren Altay ikinci devrenin onuncu dakikasmda da üçüncü golü atarak vaziyeti büs- bütün lehine çevirmişti. Fakat bu son gol Altmorduyu ikaz eder gibi bir oyun oynamaya sevketti ve üst üste Altay kalesine hücum yapmaya başl ve oyun bitmesine beş daki- ka kalmcaya kadar beraberliği kur- maya muvaffak oldu. Bir aralık vi- ne bir Altmordu hücumunda Altay aleyhine penaltı oldu, Bu cezayva iti- raz eden Altaylılar sahadan avrıl- dıar,ve Altınordulular da kâleye to- pu sokarak maçı 4-3 galip bitirdiler, e ee - —-o Ze z Ka Ç GEREİ g ı tseaağ ĞĞÜNÜĞDE N danel n ll — vne T A, Te : SüneeEĞ Zei eei l silülem v

Bu sayıdan diğer sayfalar: