konomi - Pi Ormanları kurtarmalıyız Ormanlar memleket iklimini muhafaza eden servetlerdir Ziraat Vekâletinin Ankarâ Ziraat|den ileri geliyor? Bunun sebeplerini Enstitüleri için Almanyadan iki pro-|uzun uzadıya araştıran mütehassıs- fesör getireceği yazılmıştı. Öğrendi- |lar, şu nokta üzerinde tevakkuf eder- | im ey profesörlerin Ziraat Ve-İler, Ormancılık hakkındaki fi-| “Türkiyede mahrukat ihtiyacı o- kirlerinden istifade edilecektir. Gele | dundan ve ağaç kömüründen ilinin *ek profesörler, evvelce ormancılık edildiği müddetçe ormanları balta - mütehassısı doktor Benard tarafın-!dan kurtarmak pek müşkül bir iştir, dan hazırlanan orman kanunu lâyi-| Her şoyden evvel, mahrukat sistemi. hasını da tetkik edeceklerdir. ni değiştirmek lâzımdır. Bunun için 3 Doktor Bernard bu lâyihaya bağlıİde ne yapmalı? larak raporunda Türkiye ormancı. Geçenlerde ikinci yallık endüs- uğınm kurtuluş yollarmı da İzah et-|tri plânmdan ak inyik mektedir. Doktorun izahma göre her | kömürlerinin istismar edileceğini yaz #eyden evvel omanları muhafaza ©t-| mıştık. Yapılan tetkikler giletermiş- mek fikri, her zaman ileriye sürülen | ir ki, Anadolunun ekseri yerlerinde umumi bir fikir değildir. linyit kömürü vardır. Böyle olduğu Doktor Bernard, raporunda Or-| halde, toprağım altnda bu servet manların bakımsızlığı neticesi olarak | islenmez bir vaziyette yatarken, çi! Anadoluda bir iklim tahavvülü 0'8-| vardaki ormanlar yakılmaktadır. çorum amme ota dB ga mm db VR bu raporu nitekim ormanlara bakı-| ”" madığı için Orta Anadoluda iklim ta. | hamamın, senede bir orman yaktığı. nJ söylemektedir. Bu sözde hiçte havvülü alâmetleri başgöstermiştir. la mübalâğa yoktur. Odun ve ağaç kö- Profesör Pitar da “Anadolu,, ismin- deki bir eserinde bu meseleden bah-| mürü yakmak yolunda devam eder. sederken, yağmursuzluk yüzünden | sek, orman sahasınm günün birinde! pek azaldığını göreceğiz, Her şeyden todrigl bir surette nehir sularının a- zaldığından bahsetmektedir. Bugün / evvel sobalarımızda kömür yakmak usulünü öğrenmeliyiz. Nitekim bi bu hâdiselere sebep olarak orman rinei beş senelik plân mucibince, tahribatı ileri sürülmektedir. Böyle! bir tehlikeli vaziyete meydan verme-! Zonguldakta kurulan Sömikok Fab- mek, yani zirasti tehdit edecek bİr)rikanı bu hizmeti ifa etmektedir. iklim tahavvülüne karşı koymak İ-| Türkiyede bu gibi fabrikalarm faali gerin gaye Ve gen ter ti genişler, sobalarımızda kömür za edilmesi şarttır. Yan or Ber. m eek ia ila eşi a, İn tahribatının Gün » gindeki maksadı, kuraklık hâdiseleri- | ve ef? Muna iğ erir ne meydan vermemek için muhtelir) Yukarla yazdığımız gibi, Bayit | mmtakalarda ormanlara el dokun.|mürlerini briket haline getirip durmamak lâzımdır. Bu ormanlar, |4obalarımızda ovakahiliri. o Hası Türkiye iklimini muhafaza eden bi-| odun yerine kömürü yakmak usu- lü tatbik edilirse, orman tahribatım- rer servettir. Bütün bunlara rağmen. “Anadoluda bir orman tahribatı oldu-|daki en mühim bir rüknü ortadan kaldırmış oluruz. ğunu itiraf etmek İcap eder. Bu ne- Zeytinyağları İtalyada Altın mevcudu ve Fiatler yükseldi ihracat durdu para vaziyeti Piyasada ihracat! alyan Bankası Direktörü Azzali- bi dün banka hissedarlarınm senelik toplantısında benkanm faaliyetini anlatmıştır. Resmi rapora göre 1935 menesi sonunda benkanm altın mevcudu| İdolayı tamamen durmuştur. Bon fi- Iç piyasalarda — Istanbul zeytin- yağı fiyatlarında değişiklik yoktur. Ihracat #iyatlarm yüksekliğinden yatlar şöyledir: Ehstra 54, birinci 43, sabunluk 38 3.027.200.000 liret, hariçten slacağı| 867.400.000, tedavülde bulünan kâ- ğtparanın yeküunu da 15,457,000,000 liret idi. 1036 senesi martının 20 sinde te- davülde bulunan kâğıt para yekünü 14,490 000,000 rete düşmüş bulunu- yordu ki, bir milyar liretlik bir te- nezzül vardır. Fakat altın mevcudu- | nun mezkür 20 Mart 1986 tarihinde nekadar olduğu ve halktan toplanan altmın da ne miktara baliğ olduğu hakkımda hiçbir malümat verilme- mektedir, Hakkında kat'iyyen malü- mat verilmiyen 1936 senesinin ilk üç ayı hariç olmak Üzere 1935 senesi sonuna kadar verilen resmi rakamlja- ra bakılırsa ve 1934 senesi sonu İle kuruştur. | Ege mintakasmda (o zeytinyağı fi-| yatları yeniden yükselmiştir. Fiy: ların yüksekliği yüzünden ihraost durmuştur. Muameleler debili sarfi- yat içindir. Stokların azlığından fi- yatların bir miktar daha yükseleceği igilileree ümit edilmektedir. PFiyat- lar: 5 asitli yağların kilosu 43, ye- mekliklerin ise asidine göre 45 » 48 kuruştur. —— mukayese edilirse geçen sene İçinde Italyan Bankasının altm mevcudu 2.184.000.000 liret azaldığı halde te- davülde bulunan kâğıt para mevcudu ise bilâkis 2.311.900.000 ilret artmış- tır. No. 99 atmı kendi arzusu ile TAN vasa - Borsa Yumurtalar BORSA. PİYASA 1 NISAN ÇARŞAMBA .jz: durgun gidiyor “Istanbul yumurta piyasası İhraç bakımından durgupdur. By durgun- luğa, gerek Almanya ve gürekse İs- panyadan gelen talep fiyatlarınm dü- şük oluşu sebep olmaktadır, Son fi- yat, çift yarım sandık 18 liradır. Eğe mıntakasmda havaların iyi gitmesi üzerine piyasaya çok miktar- da taze yumurta gelmeğe başlamış ve bundan dolayı fiyatlar düşmliş- tür. 100 tane taze yumurta halen 120 kuruş fiyatla satılmaktadır, Ma- amafih bu fiyat ta gevşek görülmek- tedir. Piyasada bayat ve ilâçlı mal kalmamıştır. 7 Samsun mmtakasında yumurta fi- yatları düşmüştür. Samsun borsa- sında büyük sandıklar 16 liradan muamele görmüştür. Dış piyasalarda — Alman piyasa- larına gittikçe daha ziyade yerli ma- ii arzolunduğu ve fakat istihlâkâtm da artmakta olduğu bildirilmektedir. Büyük şehirlerde az çok yumurta noksanlığı hissedildiği Yyazılmakta- dır. Yabancı yumurtaların en giyede Danlmarkadan ithal edildiği ve 'Tür. kiyenin son üç aya âit ithalât kon- tenjanımdan yalnış üçte bir nisbetin- de istifade edilebildiği haber veril mektedir . Ege mıntakasında (£stem. Pamuk fiatlerinde yükseklik var İç piyasalarda: — İstanbul pa- muk piyasasmda yazılmağa değer bir yenilik olduğu bildirilmemiştir. Ege mmtakasnda Almanyadan müaalt taleplerin gelmesi Üzerine pamuk fiyatlarında yükseklik kayde- dilmiştir. Ihracatçılar piyasadır Wa. raretli mubayaatta bulunmaktadir. lar, Muamele gören pamukların son fiyatları şu suretledir; Prese birinci, kilosu 41 - 42,25 prese ilinci, kilosu 30 - 40 kürüştur, Mersin mıntakasında son hafta Içinde pamuk Üzerine muameleler çok fazla olmuştur. Yalnız ikinci ia- ne pamuğunun fiyatı yükselmiştir. Son hafta içinde muhtelif borsa- larda muamele gören pamuklar! son fiyat durumu şu süretledir: Son hafta içinde muhtelif barsa- larda muamele gören pamuklarn gon fiyat durumu şu suretledir: Adana borsasında: Para Borsası 20 Fransız frangı iüA— 20 Belçika frangı $0— 20 Drakmi 20 İsviçre fr. 20 Çek Kuron 20 Ley 20 Dinar Liret Avusturya May ge Zioti Pengo Leva Yen İsveç kuronu Banknot kler Paris Üzerine İagiliz Üzerine 023,50 0,1960 10.0$ 420— 3,44,38 6423.50 1719 1921 42443 108,24 Merkez Bankası Osmanlı Bankası Şark Merkez Eczanesi İstikrazlar Türk Borcu 1 “ . , sükram dabili Ergani A. B. . Sıvas Erzurum 1 Kupon kesik 55— b n Sim Mısır Tahvilleri 1886 4 —— 1903 1 80, 1911 TI KeKesik 83. Tahvilât 23,50 2240 210 9.— #94 91.59 50 S0 4450 1025 4230 43.50 48,80 Röhtam Anadolu 1 ve TI Kupon kesik Anadolu Mümessil ————— X pir Iğdır pamukları fiyatı 49 kuruş- ur, Dış piyasalarda — İskenderiye ps- muk piyasası durgunca geçmiştir. Satışlar nisbeten az olmuştur. Dur. gunluk bilhassa hazır mallar üzerin- de görülmüştür. Bunun İtalyan flâ- törlerinin mubayaalarmı çok azalt- mış olmalarından ileri geldiği bildi- rilmektedir. Bu durgunluk neticesi Tane 1. Jane 1, Kapı malı Piyasa parlağı 84,75-85 Mersin borsasında ; İane 1 40 Kapı malı Le Kars mıntakası pamuk piyasasın- da esaslı bir değişiklik görülmemiş | Yok, ben merhametin alçalttığı .. ve edilmektedir. (se, göğsünden o büyük yükü atmış istemiyordu, uzak- ; bugün ayrı yaşıyamıyacağını anladığı için dönüyor... Sara'nm bu işlerde bir sözü olmıyacak mı idi? Rüzgürda hir yaprak, dalgalarda bir sandal gibi, cereyan naşıl İsterse, © tarafa sürüklenip gidecek mi idi7 Buna kim; “Evet!” diyebilirdi! Bir kere Ziya yüzünden kan ağlamıştı, bir kere de kendi yüzünden üzüntü çeksin... Kendi haystma, Ziya ka- dar, olsun, karışmak hakkı idi! “Ziya üzüleekmiş, kahrolacak- miş... Ne olur? Beni yüzüstü bırak- tığı zaman ben üzülmedim, kahrol- madım mi?.. Kaldı ki bana en büyük hakareti yaptığı gün ben ağlıyor- dum, o gülüyordu; şimdi bem hen ağlıyacağım, hem 0... İçimizde gi- len yok! Şüphesiz, benim hareketim, onun dünkü hareketinden daha asil olacak! Sonra o ıştıraba benden daha çok katlanabilir. Bense kadınım, hem azabi iki kere çekiyo- rum!” Bazı da, böyle bir hamle ile, İki haystm birden çökeceğini düşündük- ge titriyor, kararlarında yanılmaktan korkuyordu: “Yoksa, © me yapar- sa ben baş mı eğedeğim? Dün İste- medi, pek âlâ... Bugün istiyor, oda a m > v Yıldız Yağmuru Faruk Nafiz ÇAMLIBEL Her nekadar Sara, onun, ne düne, ne yarma sit bir bahse girişmesini hoş görecek bir yüz takmmıyor, sohbetin yolunu zeki bir iradeyle bu tehlikeli mmtakadan © uzaklaştırı yordu, fakat ergeg bu bahis kendili- ğinden açılacaktı. O zaman ne yap- malı idi? ? Sara, bunu düşünür, çare arar- ken, aklma hep Ziya'nm yaptıkları geliyordu: O nasıl kendisini bir em- ri vaki önünde bulundurmuşsa, $e-| rada, o şekilde hareket hakkına melikti. Hiçbir şey yapamazsa, Bi- hayet, Ziya'nın yaptığını taklit ede- mez miydi? işi geçen seneki ev- lenme hâdisesile, Sara'yı en umma- dığı bir manzara karşısma getirmiş- ti. Şimdi yine Sara'nm hesabında olmıyan ikinci bir hal meydan alı- yordu: Ziya, Belkis'ten ayrılacak, Bara'ya sahip olmak vaziyetini ken- diliğinden hazırlıyacaktı... Birincisi- ni düşünüp taşınarak yaptığı ve ikincisinde hiçbir ihtiyari maksat olmadığı halde, ikisi de birbirinin ayni idi. Demek, Ziya, Sara'am bü- du, O, yedi gün siren bir yangın için- bugünkü as kere yerinden kımıldamaksızm olacaktı. Onlar Saraya haber verecek ler, Ziya gelmiyeceği, gelemiyeceği için onun gelmesini söylerlerdi. Tam yedi gün, hatırası bir nöbet halinde, arasıra canlandığı sırada, ancak bu- nu düşündü ve bir türlü söyliyemedi, ve bu ağır ıstırap onun göğsünde bir hafta em kurarak oturdu. Haya- ia ikinci Közlerini açtığı zaman: terinde — Sarayı bekletmek için hastalık bu bir haftayı gözlerinden geçirmek | değil, ölüm bile kâfi bir özür değil istedikçe, kıpkırmızı, her yanımdan a» | dir! teşler tilten bir manzara canlanıyor-| Diye set çıkarmadan haykırdı. Ah- mede, İlik sözlü, kaç gündenberi yattı- mı sormak oldu. Bir hafta olduğunu öğrenince: “Demek bir hafta beni bekledi... Ben onu nasıl bir hafta bek- letirim ?,, dedi, ve bu bir haftanm a- xabi yanında hastalığı adeta çocuk- «a bir sebep gibi onu utandırdı. Bir âz dermanı olsa Ahmedi tokatlıya- cak: “Naarl onun beklediğini düşün- medin? Niçin ona hasta olduğumu haber vermedin ?,, diye odamdan ko vacaktı. Fakat ancak bir cümlelik ta- kati kalmıştı, onu da boşuna sarfet- memek için: — Telefon... Saraya telefon.. Has- tayım, gelemedim! Dedi, ve tekrar gözlerini ölümle olamam... Bu, elimde de- Bir yanda Ziya, yedi gün süren bir eehennem hayatından, bir türlü hatırlamıyordu, Hayat def. boş bir yaprak halinde duran Yalnız bir yüz görüyor, bir sey düşünüyordu: Sara, ve Saraya verdi- ği Wiz. Basındaki ates, bunları bir türlü yakamıyor, unutturamıyordu. haztrlandığımı, Saraya gitmek için vola çıktığı görür gibi oldu, Akim- dan: “Onu bekletmiyeyim, © bekle- mek isin yaratılmış bir kadm değil dir!,, diye kae kere gecirdi. Fakat 0- nun bu arzusuna vileudu değil, dudak ları bile itnet etmek hilmivordu. Bu- nu birine sövlese, vanıbasmda mahı. n1 savan ve hararetini vokliven has- İn bakterva ve hastanenin fcinde tek hir dost ethi dolasan Ahmede sövle- Çalışan bir kadı Termin 5 E, imzasile; çi müsssesede dol bir maaş- la çalışıyorum ve b a başka bir milesseşede çalışan genç bir kızla sevişiyorutm. Onur da ma aşı dulguncadır, Fakat ayrı ayrı da- irelerda çalıştığımız için düşünüyo rum, Acaba böyle çalışan bir kızla ve çalışmasına devam ettiği takdir. de evlenip mas'ut olmak mümkin müdürp” Bu biraz da erkeğin zihniyetine ve mizacma, bakar. Bununla beraber kadınm evlendikten sonra çalısıp çalışmaması, kadını iş hayatına biz» den çok evvel sokanlar arasında da hâlâ halledilmemiş bir meseledir. Ekseriyet, hem maddi, hem manevi sebepler doluyısile kadının evlendik- ten Sonra evi dışında çalışması muhaliftir, Maddi sebep: Kadm evi- nin dışında çalışarak evini başkası- na birakiyor; bu yüzden evinin kay» bı, onun kazancından fazladır; ma- nevi sebep: Erkek karısının, büyük bir kısım hayatını başkalarımın ya» haklıdır. Bu yüzden aile kuv» vetini kaybeder, “EET ça Mer bunlardır. Tirebolulu muza vereceğimiz cevap gü- dur: Mademki maaşınız dolgundur ve birev geçindirmeğe müsalttir; karmız yalnış evinde çalışmalıdır. » Hırpalanan sevgili Amasyadan D. G. imzesile; “Bundan bir sene evvel o kadar masumane sevişiyor, biribirimisi öy- le ümltler veri yorduk ki, müstakbel yuvamızın saadetini, hisae- diyorduk, Fakat bu tatlı hulyamı- sm kara çaları peyda oldu, Ebe- nakledildi. açıldı. Benim ifşaatım neticesi olg- rak bu hırpalanmağa marus kaldı ğini paran en in im Eğİ vi . Ne ye m payım? Bu işe başkalarının sebep olduğumu büliyorum; bunu nasıl an- latayım?” nında geçirmesini iştemez ve bunğa | nla evlenilir mi? bw sefer de o reddetti ve başkalari- le görüşmeğe başladı. Buna karşı ben de onun arkadaşlarından birisi ile tanışmak teşebbüsünde bulun- dum, Bu teşebhüsüme heilş cevap almadım. Fakat düşünüyorum: aca- ba bu teşebbüsüm nasil bir netice verir?” * Bir genç kizt arkadaşı ile tahrik etmek tehlikelidir. Bu tahrik onu bir müddet için gize çevirebilir, fa- kat arkadaşı ile sevişmeğe teşebbü- sünüz yüzünden size o derece derin bir kin bağlıyacaktır ki, bir müddet sonra intikam almasından korkunuz. Sizin için böyle tehlikeli bir mace- raya lüzum da yok. Mazeretinizi söylemelisiniz. Onu ne derece sev- mekte olduğunuzu, unutamadığını- u, sizi tahrik etmek için olduğuna süphe etmediğiniz yeni dostlarla te- maşrıdan duyduğunuz ezayı anlatı- nız. Bı sözler her geyden müesşir- dir. » Birsi tatlı söylüyor, fakat | ben susanı seviyorum!.. | Ayazpaşadan Sevin imzasile: “ “İ9 yaşımdamm. Karşımda #ki genç var. Birisi son derece seki, ça- lışkan, muktedir ve oldukça dolgun maaş alan bir memurdur. Beni &y- İlardamberi çok inçe ve aarif nükte- İlerle oyalıyor; aşkını gözlerile ve imalarile tekrar edip duruyor. Ne yapayım ki, ben çocukluğumdanberi tanıdığım yüksek bir ailenin oğlunu seviyorum. Bu genç hiçbir işte de- gildir. Tahsili de çok basittir; ko- muşmasını da bilmez, Ama son dere- ce zarif ve sporcu olduğu için beni gün geçtikçe cezbediyor. Benim ima- lanma, kendisile başbaşa kalmak, beraber gezmek tekliflerime karşı daima lâkayt duruyor. Ne yapa- yım?” Bu Karmen'in aşkına benziyor; o da sizin gibi tatlı söyliyeni değil, aldandı. Sizin Adamı sevmek seneler süremez. Pek yakında bu ço- olarak stokların çoğalmış olduğu ilğ- | ileri bahane olabilir. Kendisine ev- lenimeğe ve her ayrılığı silip atmağa hazir olduğunuzu temin ederseniz barışmanız güç olmaz. » Arkadaşiyle tahrik Edirneden Çekiç imzasile: “Altı ay eveel bir genç kızla ve- viştim. Bir gün beni se» re davet etti, İmtikanlarım olduğu için bu davete gidemedim. Ondan sonra ben bir gün onu davet ettim, bayat arasmdaki bir uykuya çevirdi, Sara geldikten sonra bütün geçmiş ıstırapları birden unuttu, zaten neyi hatırlıyordu? Onun öleceğini, ölüm tehdidi altmda olduğunu bilmiyen, duymayan bir kendisi idi, ve hasta bakıcı kadın bile bu yabancıdan da. ha fazla telâş etmedi. Ziyaya, bu bir baftalık fasıla, hayat defterinin ıstı- rapla saadet gibi iki zıt fiili arasmda boşluk halinde , Hastalık, sanki, iki büyük dünyayı biribirinden a rdu, Doğan bir çocuğun, ölen ir ihtiyarm nasıl bıraktıkları âlom hakkında bir fikirleri yoksa o da ben- jin dünden ayırmış, yarına bağla - mıştı, Şimdi, Sara geldikçe, Ziyanm yeni dünyasma yeni bir şiir ekleniyor. Aş- kın ve ümidin bu şiirler, gitgide bir kitep olacak. Bu dünya, ilkönce, güzel bir odada başladı. Zi- kendini, Saray'a bu güzel odada başa buldu, ve onu doya doya sey retti. Bu oda, bir gün sonra, yeşil hir yuva şekline girdi, ve daha sonra yu- Yanım bahçesi bir orman oldu, onları herkesten gizledi. Gül, bülbül, Ziya- nm maddi âleminde bugüne kaar yer tutmıyan bütün hu küçük şeyler, ar- tık, onun gözünde ölçülemez bir kıy- metti. Çardaklar, havuzlar, heykeller. yere gi bana den beni aldırtarak benimle evlane- ceğini söylemişti. Mektupları çok seyrek geliyor. Beni de burada bir başka genç istiyor. Acnba ne yapa yim?” Sizi istiyen genci sevebilecekseniz ve onunla izdivacmız İyi bir izdivaç olacaksa bunu dört aylık sevgiye ve meçhul bir istikbale tercih ediniz. Ziya, köşkünü, bahçesini, süslemekle bitiremiyordu, Nihayet bu köşkte, bu bahçede sarı, kumral iki çocuk gör- dü, kendi çocuklarını, Sara ile Ziya- nım çocuklarını... Ziya, ilk çocuğunun erkek olmasını İstiyordu. O, Ziyanın bahtiyar bir günde bitecek olan ha- yatını yeni başta devam ettirecek, babası gibi gezecek, eğlenecek ve 80- nunda sevdiği kadınla birleşeçekti. Ve bu evlenmeden doğan çocuk da IZiyanın benliğini nesilden nesle yaşat mış olacaktı. İkinci çocuğu, erkek ol- sun, kız olsun, Zarer yoktu. Elyerir 'ki çocuklar ikiden eksik ve ziyade ol- 'masm... Ah, bir kere bu hastaneden çıksa! Ona kederin her çeşidini tat- tıran altı ayı çoktan unutmuştu, fa- kat bu yerde daha nekadar kalacak- tu? Ziya, her gün daha sağlamlaşan bu hayal binaya bin türlü gü- zellikler okoyar, onu eşsiz bir #lem haline getirirken bir sabah, hiç İstemediği bir tesadüf ol- du. Sara, ona her günkü ziyaretini yapmaya gelmişti, konuşuyorlardı, e m kapımın aralığından gö- — Bir dostunuz gelmiş, sizinle ko- muşmak istiyormuş... Mühim biriş çin... TArkam varl