may çin 24-906 Ankara, 1, ecnebi memleketle alırım; şimdiye Alman ticaret heyeti yakında geliyor Ankara 1, (Tan) — Polonya Hü. kümeti ile yapılacak ticaret anlaşma. 8: için şehrimizde konuşmalar yapi. maktadır. Mer'iyette olan Türkiye - Almanya ticaret anlaşmasi üzerinde konuşma için Berlindefi bir beyetin Ankaraya gelmek üzere yola çıktığı haber verilmektedir. Komisyoncuların imti- hanları hakkında karar "Ankara 1, (Tan) — Merkezden imtihan #ualleri İstenilmeden (bazı silâyetlerde doğrudan doğruya İmti- hana tâbi tutulan ve karnesi bu su- retle verilen kofbisyoncü, - hiaiyöt memuru ve” tüccar müstahdemleri, bulunduğu meydana çıktığından bu gibilerin yeniden bir imtihana tâbi tutulması ve imtihanda o muvaffak olamıyanların karnelerinin geri alın- ması Gümrükler Bakanlığınca karar. laştırılmıştır. Ankara Belediye Meclisinin toplantısı Ankara 1, (any — Belediye mec- Tisi bugün Nevrat 'Tandoğanm reis Uğinde toplantılarma başladı. Mecli- ge verilen 1936 bütçe projesi tetkik için encümene verildikten sonra ruz namedeki işler görüşüldü. Toplantıya nihayet verilmeden evvel belediye reisi, meclisten yeni zabitai belediye talimatnamesinin bu devrede çıka - rılmasını temenni etti, Bütçe projesinde masraf ve vari-| kizin: dat 1.837.184 lira Üzerinden muvazo- peli olarak bağlanmıştır, 1 Vazife başında ölen Komiser Münürün cenazesi dün merasimle kaldırıldı. 2 — Tütün fabrikasında çalışan işçilerden bir kısmı daha il am PEK MALAR Her ihraç malı için menşe şahadetnamesi alınacak (Tan) — Bundan sonra mal gönderilecek herhangi bir aramızda mevcut anlaşmada menşe şehâdetnamesi asına dair bir hüküm ve bir mecburiyet olsun olmasm, sevkedile- cek ticari mahiyette her mal için bir menşe şehadetnamesi alınması ve kadar menşe şehadetnamesiz olarak gönderilen mallar için de inin tevsiki hususunda ibraz edilecek vesikaların Ekonomi Ba- kanlığmen tetkik ve kabul edilmesi gartile bir defaya mahsus olmak üze- re menşe gehadetnamesi verilmesi Bakanlar Hehetince kararlaşmıştır. İllerini tatbika geçecektir. Kredi kooperatifinde mukavele formülü Afikara 1, (Tan) — Kredi koope- fâtifleri esas mukavelename formülü Bakanlar Heyetince tasdik (edilmiş e Milli İradeden geçmiştir. Ekono- mi Bakanlığı yakında kanun hüküm- Dahili ticaret eşyasının nakli Ankara 1, (Tan) — Memleket da- hilindeki ve bilhassa sahilleri mizdeki eşya nakliyatmın daha #ür- aile yapılabilmesini temin etmek için Ekonomi Bakanlığı bir yerden diğer Zirai satış kooperatifleri ve bir-| bir yere nakledilen dahili ticaret eş Hkleri hakkındaki ana mukavelena- | yasım muayeheye tâbi tutulma me formülü de hazırlanmıştır. Bu-|si hususunun tetkikini Gümrük ve günlerde Başbakanlığa verilecektir. | İnhisarlar Bakanlığından istemiştir. Jimnastik şenliklerinin bu yıl sı kararlaştı ap Jimnastik şenliklerinden bir göri Ankara 1, (Tan) — Bu yıl yapıla- | maktadır. O gün hava yağışlı oldu- cak jimnastik şenlikleri talimatna- | ğu veya sıcak öğleye kadar on san- mesinin birinci maddesi Talim ve Terbiye Heyeti ta dân değişti - rilmiş ve Bakanlık yeni şekli alâka- dariara bildirmiştir. Değişen bu maddenin yeni hükümlerine göre, li- se, muallim mektepleri ve ortamek- teplerle meslek o mekteplerinin jim- mastik şenlikleri her yıl mayısm se- yerlerde şenlikler ertesi pazar güni ne bırakılacaktır. O gün de hava sr caklık derecelerine uygun olmazsa senlikten vazgeçilecektir. Şenlikler- den sonra mektepler tatil edilecek- tir, Şehrimizdeki mektepler talimat- name mucibince kurulan komite! ilk toplantısında tesbit edilen ojim- nastik şenliklerine hazırlınmaktadır- inden sonra gelen pazar günü ya- pılacaktır, Bu yıl bu tarih, 10 Mayısa rastla- komiserin cenaze mi TAN KRONİK Kültür v saglık ün sağlık üzerine faydalı tesirlerini anlamamış yahut iş artık hiç kimse kalmadı ir, Fakat fikir kültürünün be- den sağlığı üzerine tesiri acaba na- sıldır? *, Bu bakımdan herkesin kanaati, be- den kültürü hakkındaki kanaat gibi bir örnek olmasa gerektir. Daha ya- km vakta gelinceye kadar, İstanbul- da bile bazı çocuk babaları: — Çok okumak çocuğu kavurur, Derlerdi. Mekteplerde beden kültü- rüne verilen ehemiymet, bereket ver- sin, bu sözü unutturdu. Fakat fikir trbiyesinin beden terbiyesiyle muva- zeneli olarak yürütüli birakılmca, yalnız fikir terbiye: beden sağlığı üzerine tesiri hak- kında tanıdıklarınızın o mütalealarını sorsanız, fikri çok işletmenin beden sağlığı için pek de iyi bir şey olmı- yacağı tarımda düşünenleri hâlâ çokça bulursunuz sanırım. Vakrâ, birçok ilim adamlarının ek bız ve hastalıklı olmalarına karşı ka- falarını hiç yormıyan kimselerin kar Lı ve canlı oldukları görülünce öyle düşünenlere insanm hemen hak vere- ceği gelir. Halbuki iş biraz tetkik e- dilince fikir hültürünün hiç zararı Jolmıyacağı, bilâkis onu da temin ede ceği meydana çıkar. Ancak bu tetkik için mühim bir şart vardır: Fikir kültürünün beden sağlığı Üzerine tesiri araştırılmadan önce, gerçekten fikir kültürü demek olduğu İyice anlaşılmak lâzımdır. Bu da kolay bir iş olmamakla beraber, — hele kültür sözünün pek ziyade yayıldığı bu sırada — onu anlamağa çalışmak lâzımdır. Filân zatı tanırsınız, ömrünün ya- rısını yalnız hendeseyle uğraşmaya hasretmiştir. Hendesede kendisi için İyabancı hiçbir taraf kalmamış, Fa- İkat hendeseden başka hiçbir ilim şu- besiyle meşgul olmamış, hele hayat ilmini hiç hatırma getirmemiştir. Bu zata şüphesiz, cahil diyemeyiz; derin bir ilim adamıdır, herkesten derin görmeğe lâyıktır. Ancak o za- ta gerçekten kültür sahibi denilebilir mi? Vaktiyle Frenkler arasında kültür sahibi diye eski Yunancaya ve lâtin- | ceye gerçekten vakıf adamlara deni- lirdi. Bundan da maksat, elbette sa- dece yunancanın ve lâtincenin gram- i6rini bilmek değil, eski yunan ve lü- Tiplerinin ve filozoflarmın eser- tigrat derecesinden yukarı çıkmadığı(lerinden — hepeini demieğe imkân - lamıyacağı için — bir haylisini oku- muş ve anlamış adam demekti. Şu tarif bugün için büsbütün mute- ber olamazsa da, zamanımızda ger çekten fikir kültürünün ne demek ol- duğunu anlıyabilmek için bize yol gösterebilir. Eski Yunanlılar ve Lâtinler zama- nmda ilim şimdiki gibi birçok gubele- re ayrılmamış olduğundan onların e- Terini bıraktılar. 3 — Ticaret ve Sanayi Odası dün toplandı. 4 — Olen | dipleri ve filozofları — yahut eserle ri zamanımıza kadar gelmiş olan- lar — ilmin her türlü meseleleriyle meşgul olurlardı ve' onların bilgileri arasında bir muvazene, bir ahenk bu- lunurdu. Bundan dolayı kendileri — yaşadıkları zamana göre 'gercek- ten birer kültür adamları oldukları İ gibi,sonradan — fakat ilmin şimdik İgibi genişlemiş olmadığı zamanlar- da — onların eserlerini okuyup anla- İmak da kültür sahibi diye tanınma- ya yetişirdi. Bugün bize gerçekten fikir kültü rünün manasını anlatacak olan şey de bilgiler arasında muvazene, ahenk bulunmasıdır.Beden terbiyesinde bil- farz, yalnız bir kolunun âdalelerini iş leterek yalnız onları genişletmiş bir kimseye gerçekten beden kültürü yap miş denilemiyeceği gibi, fikrini il min yalnız bir şubesinde işleterek bilgilerini yalnız o şubede genişlet- miş ve başka ilim şubeleriyle meşgul olmamış kimseye de gerçekten kültür sahibi demek güçtür. Vakıâ fikir kültürünün bu türlü anlaşılışma göre, ilmin o kadar ge- nişlemiş olduğu bu zamanda tam bir kültür sahibi adam bulmakta imkân sız denilecek kadar güçtür. Bu tarife göre belki bir Goethe" yahut daha ya kın bir zamanda bir Berthlot'ya tam İkültür sahibi denilebilir. Ancak, fikir kültüründen maksat insanm yaşadığı zamana kadar ilmin | bulunduğu bilgilerin hepsini tamam olarak öğrenmek de değil, bilgiler 2- İ rasında muvazene, ahenk temin et- mektir. “Dünyada. herşey herşeye bağlıdır. ,, derler, (o Bilgiler O rasında muvazene, &henk demek de, sinde bir duygu haline gelmiş dere cede anlamış olmaktır. Bu hakikati anlamış olan kimse il- min yalnız bir şubesinde derinleş mekle beraber yalnız o şubede kala- maz. Bütün ilmin bir olduğunu, başka tabirler, ilim şubelerinden hepsinin biribirlerile münasebetle mu, bilfarz bir hende bir hesap hadisesine, bir tari i- sesine, bir kimya hadisesine bağlı ol- duğunu hisseder. Kendisinin derinleş- tiği ilim şubesindeki bilgilerle başka İşubelerdeki bilgiler arasında muvaze- De, ahenk temin etmeğe çalışır. İk min bulduğu bilgilerin bepsini öğre: memese bile hiçbir bilgiye yabancı ka- lamaz. Bu türlü anlaşılan fikir kültürü beden sağlığına zararlı olmak değil bilâkis faydalıdır. Fikrin sağlamlı; ni temin ettiği gibi beden sağlığını temin eder, Çünkü gerçekten kült insanı kendi kendini de tanım. türür. Kendi kendini taniyan adam bilir ki, tabiat her insana dereceleri önce. den tayin edilmiş, kesilmiş kuvvetler vermiştir, Beden sağlığı bu kuvvetle- rin tam bir müvazene halinde İşleme- leri demektir. Bunu bilen, tanıyan İkimse tabiatin kendisine vermiş oldu ğu kuvvetlerin ölçüsünü de takdir e- der. Kuvvetlerinden hiçbirini fayda- #iz veya lüzumsuz” olarak sarfetme- meği bilir. Sağlığı korumak da böyle olur. Bu sözler yalr»ca nazari sanılma- malıdır. Onların tatbikatta da doğru olduklarina yüksek misaller vardır. Zamanının gerçekten kültür sahibi olan Eflâtun seksen yaşmayken hem öğrenecek ve öğretecek kadar dinç- ti. İpokrat doksan dört yaşında par- lak bir hatipti, Filozof Senek'in şu sözlerini belki başka bir yerdede görmlşelinüzdür: — Kitaplar ihtiyarlığımda benim en sevgili mesguliyetimdir. Hastalık- tan kurtulmam ben kitaplarla filo20- fidân bilirim: Ben hayatımı adeta on- lara borçluyum, Goethe, zamanında her şeyi bilen biiyük şair ve filozof pek ihtiyar bir yaştayken dinç bir halde, hâlâ tabia- tan sırlarını anlamağa çalışırdı. Bü- yük kimyager, fakat insanlığa ait hiçbir bilgiye yabâncı kalmamış o- lan, gerçekten kültür adamı Berthe- ö ya g lot, seksen yaşındayken eşini kaybet: | mek acısından birdenbire öldüğü za- man yine dinç bir halde çalışırdı. Bunlar, geniş kültür sahibi büyük adamların bilgileri sayesinde sağlık- ları koruduklurma misallerdir. Bir de, bir memlekette fikir kültürü iler. lediği vakit memleketin umumi sağlı: #1 üzerindeki tesirine misal; Daha yüz yıl önce, Fransada bir hekim hangi vilâyetlerde ölümün da- ha çok olduğunu İstatistiklerle ara; tırdığı vakit, hangi vilâyette umumi kültür nekadar ilerdeyse ölümün © nispette geride olduğunu bulmuştu. Halbuki o vakit, umumi sağlığı korumaya en büyük hizmeti yapmış olan mikrop ilmi henüz meydana çıkmamaıştı. Demek ki umumi kül- tür sağlığı korumaya yarıyordu. Dr. Galip ATAÇ ilmin gayesi olan, bu hakikati kendi. |? 3 | İFFLEJ ZE Ke Hayal ve hakikat ! Hergün yazı yazarız. Hergün bak- İlava yeseniz bıkursınız değil mi? İHergün yazılarımızı ol mevza- lara hasretmeliyiz. Biraz sıra yazısı yazsak, okuyucudan ve sekreterden ihtarlar alırız. Vakayi bize her zaman mevzu he- diye etmez. Bir mevzuu ya azıdişi söker gibi çekip almak, yahut yara» İrp sonra mütalea etmek mecburiye- tindeyiz.. Bunların içinde muvaffak olmuş olanları da vardır, muvaffak olma» mış olanları da.. Hattâ yazılar var- dır ki okuduktan sonra, Nasrettin Hocanm: — Kar helvasını ben amma, ben de beğenmedim! gibi biz de beğenmeyiz. Bu arada birtakım garip vak'alar hâdis olur. Bunları muharrir olma- dan, hele hergün yazı yazmağa meo- bur olmadan anlamak güçtür. Meselâ bundan bir iki gün evvel yazdığım bir meyhane vak'asını ha- kiki sanıp bana: — Geçmiş olsun icat ettim dediği diyenler olduğu gibi bunun aksine olarak, yazdığım hakiki bir vak'ayı okuyup bam — Amma da uydurmuşsun ler de var.. Ne diyelim! Yazıyı yazar bırala- rr, Herkes kendi ölçüsü, kendi mü- lâhazasile onu tadar, Yemeği herkes kendi ağzile tadar, ahçınm ağzile de- gi! Değil mi yal. Geçenlerde yine böyle bir'yazımda birisinin Kanlıca- yı sevdiğinden basettimdi. Bir oku- yucu “Bu adam kimse ndresini bil- diyen- dirin. Kanlıcada satılık yerim var” diyor. Hizar ettim. Bunun hayal olduğunu söyledim, Tanıdıklarımız az çok alıştılar, Lâkin tarımıyan veya işi derinleştir. mek istemiyenler yazılarımızda gö- zetmediğimiz maksatlar, ve gizleme- manalar buluyorlar. oÇoğa hayali yazılarımın hakikat telâkki ni neden sonra öğreniyorum. Bu, bizde kurilerin mücerret yazı- İlara alışmamış olmalarından ve bi- zimki gibi fanteziye kaçan yazılarda dahi mutlaka bir zabıta vak'ası gibi hakikat aramalarından ileri geliyor, Bunun önüne nasıl geçilir Bunun önüne geçilemez... En ma- nasız ve kıymetsiz yazılarımın çıktı- ğı gün kaç kişiden: — Aşkolsun! diye takdir aldığımı gördükçe okuyucuların, künhüne #ii- fuz edilmez bir muamma olduğunu bir kere daha kabule mecbur oluyo- rm. kestirmesi dediği gibi: İ “Ben ne “azdım? Sen me fehmet- tin? Garip efsanedir” Deyip yolumuza gitmektir. FELEK İmha edilecek tahvil ve kuponlar Ankara 1, (Tan) — Finans Ba. kanlığı Mali Müşavere Encümeni Düyunu Umumiye o mukavelename » sinde sureti muhafaza ve imhasma dair bir kayıt bulunmıyan ve müru- ru zaman müddetince Düyunu Umu- miye Komiserliğinin murakabesi al- tonda meclis nezdinde muhafaza edi- lecek olan amorti edilmiş tahvillerle tediye edilen kuponların müruru 74“ mân müddetinin inkizasnda hazine mümessilleri tarafından Pariste kon- trol edildikten sonra Düyunu Umu - miye Meclisi ile hazine mümessilleri huzurunda imha edilmesine ve imha edilecek tahvil ve kuponların numa- | raları gösterilmek suretile tanzim © İlunacak zabıt varakasının da evrakı İ müspite olarak kabul edilmesine ka rar vermiştir. Mamakta izinsiz inşa edilen binalar | Ankara 1, (Tan) — Ankara beles diyesi hududu dahilinde bulunan Ma» makta sahibi bulunmadıkları arazi üzerinde ve belediyeden müsaade al- madan inşast yaptıranların binaları nm yıktırılmasna karar verilmiştir. Bu mıntâkanm kadastro yapıldık- tan sonra hazineye sit bulunan bu İyerler satılığa çıkarılacaktır. Almanyaya kontenjan İ Ankara 1, (Tan) — Alman Hüküs İ metine gümrük tarifesinin 341 B pozisyonundan 3000, 341 C pozisyo- nundan 15.000, 380 a 2 pozisyomun- dan 500, 528 C pozisyonundan 10.000 335 B 2 pozisyonundan 500, 566 A pozisyonundan 500 Kilo kontenjan verilmesi Bakanlar Heyetince kabul edilmiştir.