e KATE DO NAGY Bu artisti hepimiz tanırız çok yüksek san at kabiliyeti ile herkese kendini o sevdirmiştir. Yukarıda Negy'yi © Şa- hane yollarda ,, görü- yorsunuz. m NORMA ŞERER Sinema yıldızları ara sında güzellik müsa- bakasını kazanan gü- Zel Şerer'in bu sarhoş hali insani sarhoş ede- Sek gibi değil mı? Ja rsanlardı. Bakın 3, Sermişti, Una Çak, adamdı. Bö yle şeylerden anlıyordu. İsi an Kravford | n Kravford'la, Franşo Tone biribirlerine tamamile zıt karakterde | Fakat Hollyvood bunları biribirine yaklaştırdı. ! u macera nasıl oldu. Jan Aravford kendisini artık kitaba | Boş zamanlarında hep okuyordu. İşte o zaman Franşo karşı. | 5 Ona kitap aşkı okumayı öğretti. Çünki Franşo okumuş bir | Nih, m yet evlendiler... Ve küçük Duglas böyle unutuldu. İ Küşük bir Kilisede dua ediyorken Şantözlüğe başladı Gras Mor beyaz perdenin en tatlı li artistlerindendir. Hiçbir artistin mun kadar güzel sesi yoktur. Gras şarkı söylemeğe evvelâ kü- çük bir kilisede başlamış ondan son- ra beyaz perdeye kadar çıkmıştır. Şimdiki güzel artist o zaman küçü- cük bir çocuktu. Kimse onun günün birinde bu kadar meşhur olacağını zannetmezdi. Pakat küçük Gras ya - vaş yavaş büyüdü. Ve nihayet 1918 senesinde konserler vermeğe başladı. Babası ; vag Şantözlük hiç te iyi birşey de- — Ptk fena etti. Bu böyle olacak kız değildi! diyordu... Nihayet, küçük kız annesinden ve babasından ayrıldı. Nev-york'un yo - lunu tuttu. Orada bir kabarede şarkı söylemeğe başladı Gras çok muvaffakıyct kazanmıştı. Her akşam şarkı söyledikten sonra dakikalarca alkışlanıyordu. Fakat bu kâfi değildi. Güzel ve şirin kız opet ya girmek istiyordu. Nihayet istediği oldu, Birçok teşebbüslerden sonra Metropoliten operasına girmeğe mu- vaffak oldu... Daima yeni teşebbüslere | başvur- mak hevesi onu mütemadiyen heye - canlandırıyordu. Film yapmakt., Nihayet o da oldu.. Ve Jenny - Sind filminde sesiyle güzelliği ile, ve san'at kabiliyeti ile ebedileşti. ( Milyonluk Filmler Filmler İçin | Son Çevrilen Büyük Masraf Yapılıyor 1 Halk artık kırık dökük şarkılı çıplak i i o kadın gösteren Ve k, Hollyvood yine eski Tefah| günlerine avdet etmiş gibi gö - rünüyor. Ve yeni filmler için çılgınca masraflar yapıyor... Acaba, bu film endüstrisini | ellerinde tutan adamların zen- ginliğinden mi, rekabet hırsın - dan mı, yoksa daha fazla ka- zanmak için çok masraf etmek prensipinden mi ileri geliyor?. Hayır! Ne bu sebep vardır ne de ötekisi! Mesele şudur: Şimdiye ka- dar sinemayı seven halk, sesli filmler çıktı, çıkalı, birçok pa - | ralar sarfiyle vücude getirilmiş muhteşem filmleri artık göre-| mez olmuştu. Çünkü hep hoppa vodviller operetler çevriliyor, halk bundan zevk alıyor odiye beyaz perde üzerinde oboyuna çıplak kadın teşhir ediliyordu. Orun için Hollyvood'a gü- zel kadınlar hücumu başladı, Amerikanın o esrarengiz o şeh- rine sarışın, esmer, kumral bir- çok genç kızlar doldu. Avrupa- da operet sahnelerinde şöhret temin eden güzel kıvrak artist- ler Amerikaya doğru hicret et- meğe başladılar, Çünkü orada para vardı. Milyonlar vardı. Vü | cüdüne güvenen birçok genç kız beyaz bafıyoların içinde ya- ri çıplak bir şekilde (o kendisini göstererek birakç cümle (| şarkı söyledi mi hemen servet sahibi oluyordu. Fakat artık çıplak kadın gör- mekten ve kırık dökük şarkıla- rı dinlemetken gına (gelmişti, İşte bunun üzerine film endüs- trisini idare edenler, vazıı sah- neler, yine muhteşem filmler" yapmak hevesine düştüler. Bu - nün için sonbaharda Ve kış mev siminde göreceğimiz filmler a - | rasında milyonlar sarfiyle vü-| cude getirilmiş çok muhteşem | eserler vardır. Aşağı koyduğumuz liste bu seneki birçok filmlere nekadar masraf edildiğini göstermeğe kâfidir. Ehli Salip 1,300,000 dolar. İsyan 2,000,000 dolar, İki şehrin Mkâyesi 1,200,000 dolar. Bir yaz gecesinin rüyası 0200000 inler l filmlerden bıktı Kadın yüzbaşı 1,000,000 dö lar, Pompeyi'nin son günleri | 950,000 dolar. Brodvay melodi 1,000,000 do« lar. Bu filmlerin hepsi çevrilmiş- tir. Bunlardan maadâ en aşağısı yarım milyon dolara mal olan bir sürü filmler daha vardır. Son günlerde filmlerde ihti « şam yerine söz ve şarkı hâkim bulunuyordu. Halbuki insanlar sözden ve şarkıdan nekadar hoş lansalar, ihtişam onların yine bir ihtiyacıdır. Bilhassa de Mil- le gibi sahne vazıları bunu dü» şünerek bu gibi ihtişam saçan filmleri bütün milletlerin seve seve alacaklarını hesap etmiş - ler ve keselerinin ağzını açmış» lardır. Nasıl açmasınlar ki mas zi onlara bu hususta iyi bir ders vermiştir, Evamiri Aşere adlı filmin 6 milyon dolar hasılat yaptığını ve buna benzer filmlerin de imal parasını kat kat çıkardığı- nı düşünecek olursak de Mille herhalde tahmininde yanılmı « yacaktır. Üç buçuk milyon do - lar sarfiyle vücüde getirilen Ben Hur filmi bile nihayet sar- folunan parayı çıkardığı gibi kâr da bırakmıştır, Roberta fil mi de bir milyon dolara mal ol- muştur. Şehrimizde gördüğü rağbetten de kolayca anlaşıla - cağı üzere bü gibi filmler her memlekete sevilmektedir. Son zamanlarda musi sözlü ucuz filmler sırf undan çok az rağbet du. İnsanın gözü nihayet sine « mada söz ve musiki kadar de- kor da aramaktadır. Bunun için artık bu noksanı telâfi etmek zamanı gelmiş ve milyon dolar. Ik filmler imaline başlanmış « tır, Yukarıya isimlerini yazdığı - muz filmler herhalde manzara itibariyle harikulâde ovakayii gösterecektir. Pompei'nin son günleri adlı filmde koskoca bir şchir, tâvlar altında kalacaktır. Bunun için de haikakten büyük narava ihtivae vardır