> TAN HABEŞ IŞiNDE Cenevrede Fransız Görüşü NöyrZurhar Dord Sesil bugünlerde, talya - Habeşistan anlaşmazlığının gerek Fransa ve gerekse Büyük Britanya- nın durumlarını neden ters istika - mete çevirdiği meselesini inceden inceye ataştırdı. İngilterede, © Ulus- Jar Sosyetesini müdafaa edenlerin eh ileri gelenlerinden olan Lord Se sil, Fransanın, Cenevrede, ilik önce karşılıklı yardım plânı yapılmak ve ondan sonra da uluslar sosyetesinin eksik olan kuvvetini güven altina tan: | MAKDONALD 1924 de Cenevre protoko Junu ileri sürdüğü devri hatırlatır, ken “Büyük Brintanya tarafından | © saman yapılmış zlatın, böyle bir birge hareketi gözönünde tutan, plânları sonuçsuz bırakmış olduğu- nu az çok anlatmış oluyor. Uluslar sosyetesi paktının (zayıf olduğunu bildiğimiz içindir ki, onu eskidenberi bu gibi andlaşma 4 darla kuvvetlendirmeğe başlamış - *ik. Tleri sürdüğümüz” projelerin Teddedilmesi Üzerine, uluslar 808 4 yetesi de dermansiz bir hale 90 - kulmuş oldu. O günlerdenberi bu dermansızlık gerek Almanyaya, ge- rekse Japonyaya karşı, apaçık, ken dini gösterdi. "Emrivaki,, karşısın- da boyun eğmiş olan ilk büyük dev- | det, Büyük Britanya olmuştur. Sas dakatsirlik göstermiş olan Alman- le deniz silâhlanma meselesini iden gizliye görüşerek kotara « İmek için, Büyük Britanya, yal « nız uluslar sosyetesini değil, bütün dünyanın bu messledeki düşüncesi ni de hiçe saydı. Şu halde bugün bu hareketi sermiş olan İtalyanın bun dân örnek almak istemesine Büyük Britanya ne hakla şaşıyor? İtalya'nın Habeşistan hakkındaki düşünceleri, Avrupa için, herhalde Almanyanın yeniden silâhlarması &adar tehlikeli değildir. Korunma - sına kefil olduğu andlaşmaları bo“ zanları uluslar sosyetesi cezalandır- şnazsa, İtalyanın Afrikadaki güven liğini sağlamak yolunda alımması «| nın lüzumlu gördüğü tedbirleri bos asacak, onları tesirsiz bırakacak kuv« veti nerede bulacaktır? Habeşistan uluslar sosyetesinde üyedir. Çin de bu sosyeteye alın mıştır. Yalnız o kadar değil, Çin, luslar sosyetesinin hükümeti de 4 mek olan konseye bile girmişti. Hal buki Çin, Japon saldırımı karşısin- da, Uluslar sosyetesinde, kendine sağlam bir destek bulamadı. Büyük Britanya, Uluslar sosyetesi paktı - nın 16 mer maddesinin Japonyaya tatbik edilmesi için Çinin yanını tutarak silâha sarılmak gibi bir tek- Tifte bulundu mu? Asya için izin verilen bir şey, ne den Afrikada yasak oluyor? Yoksa, Hindistana giden yol buralar; almak içi No. 51 Abanoz Bilezik RENE CHAMBE Jaymca yavaş yâvaş, daha iyi ken- dime geldim. Dağların ve ormanla zın azametli süküneti işinde, ben o- Tacıklarda: yapayalaız kalmiştim. Garp ufkunda ve pek alçakta işık #z ince bir ay hilâli.. Sekiz. gün sonra Ardennes cephesinde ilk keşfe çıktığım zaman, yolumu aydınlatan ayni ayı, O zaman'bilmiyerek, anlamıyarak düşünmiyerek ayağa kalktım. Çan- tamr aldım ve yolu gerisin geri İn- meğe başladım. Sarboşlar gibi bir sağa, bir sola sallanarak, ayaklarım arasıra taşlara çarparak Saint Mar- tin'e doğru gidiyordum. Bir şey görmüyordum, Bir şey (işitmiyor- , Etrafımda genişbir boşluk vardı. Kalbim, göğsümün içinde uzaklardan duyulan küçücük bir çınğrağa benziyordu. Zayıf bir ses- İe çağırdım: . — Maryse, Maryse, Maryse! Ssint Martin'e İndiğim zaman, birden içimde vazife hissi uyandı. Alaydaki silâh arkadaşlarımın çeh- geleri kafamda canlandı, yakınmdan geçiyor da, ondan in? Yahut, İtalyanların © Taana gölü ile Nil kaynaklarını ellerine geçirmek niyetile hareket etmekte oldukları» at düşünen © İngilizler. bulunduğu işin mi? ve yahut, son günlerde bir Ingiliz generalinin Londra gazete» lerinden birinde yazdığı bir yazıda değil gibi, Italyanların - Mısır ve Sudın üzerinden geçerek Trablus - tan tâ Şap denizine kadar. varacak olan bir sömürge devleti kurmak fikrinde olduklarından dolayı mı? Eğer bu düşüncelerin esası olm. olsaydı, hiç şüphe vok ki, Büy Britanyamın asığları da doğrudan doğruya tehdit edilmiş olurdu. Bü - yük Britanya, kendi güvenliği me - #elesini ortaya apaçık atacak yerde, uluslar sosyetesinin prensiplerini ortaya atarak suları bulandırmakta- dır. Halbuki onun asıl menfaatleri bu suların, imkân nisbetinde durulma- sındadır. Belkide biz Fran kendi kendimizi aldatıyoruz ; su kanaatteyiz ki, eğer bu işler daha önceleri ve daha açıl olarak ortaya atılmış olsaydı, tehdit edici bir hal almış olan İniltere - Italya anlaş « | mazlığının deği!, Italya ile Habe « şistan arasındaki harbin bile önüne geçilmiş olurdu. Kendimiz» sitem edecek bir tarafımız varsı, o de, görüşmeleri çok yavaş yapmış ve Britanyanın elçilerine, İtalyaya kar şt yapmış oldukları psikolojik yan İışiıkları İyice anlatmamış olmamız- dir. Bununla beraber, Eden Musso- liniye yapmak istediği teklifleri Dış Bakanımızdan gizlediği zaman dost ça danışmaları da pek kolağlaştır - mış olmamıştı... Bu anlaşmazlığın, yapılacak yer - de srnırlandırılmasının — eskiden Akdeniz Hakimiyeti Için Ingil- terenin Maltada Aldığı Tedbirler İngiliz. donanmasının son Fölkişar Beobahter © gezerekinin | 50 Ağustos târihiyle Lomdradan bil- diriliyor: Ingiliz hükümeti, Maltaya harp si ve topları taşımak için "Beeirofon., yolcu kiralamıştır. Bu vapur, Portsmüt'de asker ve harp malzeme si yüklendikten sonra hemen hare- ket edecektir. HİTLER olduğu gibi bugün de — bu işin düzelmesi için tek çare olduğu kana atindeyiz; Fransız hükümet şefinin bu usulde ısrar edişi, yalnız İtalyan dostluğuna büyük bir değer verdi. ği için değil, uluslar sosyetesinin bu anlaşmazlığı ele alarak birçok uğ raşacağı, fakat düzelmesi için bir şey yapmıyacağı kanaatinden ileri geliyor. Italya, altmış üyeli öyle bir hak yerine veriliyor ki, bu hak yerinin çoğunluğu köndisine karşıdır, fakat vereceği hükmi kendisi yerine ge - tiremez. Şu hâlde, karar tetbik edil miyerek bütün dünya lüzumsuz biz heyecan içinde bırakılacak ve do layısile uluslar sosyetesinin ge: kalmış olan bir parçacık şerefi de si linip süprülecek, yahut cezanm tat bikini üzerine almağa hazır bir dev let ortaya Şıkarsa işin soravı ona yüklenecek ve böylece Afrika seferi bir Avrupa harbra çevrilmiş olacak Hanri de Jouve: Fontainbleau! Tam seferberliğe girmiş bir alay! Neferlerim, atla- rım! Acaba vaktinde yetişebilecek miydim? Saatler durmadan geçip gi- diyordu. Adeta körktum. O korku ile evlerin kapalı pan- curlarına yurmağa başladım. Işıklar yandı, pencereler açıldı. Deliler gi bi: — Bir otomobil, diyordum. bana hemen bir otomobil lâzım. Çabuk o- lunuz, seferberlik var. Uykudan kalkan sesler evden eve süsller sordular, cevaplar verdiler. — Ne? — Ne diyor? — Burada otomobil ne gezer? Nibayet bir tanesi: — Var, var, dedi, - sağdaki par- maklıkir ilk kapıyı çalınız. Dokto- run köşküdür orasr.. Onun bir oto- mobili vaz. Belki size bir şeyler ya- pabilir. Hemen parmaklıklı kapıya koş- tum. Pembe defneler, yüksek ağaç- lar. Kapıdaki bakır plâkayı okudum: Doktor Jodel. Hanımellerinin arasına — karışmış olan çıngırağım halkasmı buldum, bütün kuvvetimle çektim, çektim. Tesadüf, karşıma iyilik yapmak- tan hoşlanır, zeki, vatansever biri- «ni çıkardı. Kendisine dört beş ke- lime ile vaziyetimi anlattım. Alay kumandanmdan aldığım | telgraf gösterdim. Habe dığına göre, bu sücl ta- ıt işleri asıl büyük partisine Savthemten limanından Maitaya git | mek Üzere salı günü yola çıkacak o- lan sülel taşıt vapuru Noyraliya ge - misi ile başlanacaktır. Britanya hükümetinin vapur kira lamağa kalleması ve dolayısile de - niz yollarına Vetisecdk “kadar #lde vapür bulunmaması Londrayı velve- leye vermiştir. Bu taşıt İşleri dola- yısile Deyli Telgraf gazetesi şun- ları yazmaktadır: "Asker taştmak maksadı ile harp dairesi tarafından kiralanmış olan 9000 tonluk O Belerofon vapuruna Mâltaya gitmek üzere Portsmut li- zanında, top ve daha başka majze- me yüklenmektedir. Bu işlerle de - niz yaya kuvvetleri ve topgu kıta - lârı uğraşmakta, kamyonlar dizi ha- Tinde şehirden geçerek vapura harp mâlzemesi taşımaktadırlar, Britanya hükümeti, Maltaya yap- tığı bu asker ve harp malzemesi ta - şıtından başka, ayrıca, çok daha ge- niş ölçüde süel tedbir almakta oldu- ğu anlaşılıyor. Leon Solent ve Gosmort'daki de niz uçak istasyonlarında artık hiç kimseye izin verilmemektedir. Kura- gets uçak gemisi, bütün uçaklarını güvertesine alarak harekete hazır bir balde beklemek emrini almış - tır. Bu gemide de artık hiçbir izin verilmemektedir. Lee on Solent Gos port istasyonları ile Kuragens gemi- si anayurdun savgasına verilmişler- di. Deyli Telgraf aytarının verdiği habere bakılı 'Turi — Pek âlâ, dedi, Paris treni Nis ten 3,40 ta hareket eder. Eğer tali- imiz varsa yetişiriz. Ben sizi götü- receğim. İki kişilik eski bir Peugeot oto- mobili! Hemen atladık. Otomobil verebileceği süratin azamisi ile yol alıyordu. Bir saat içinde dağ yolla rmdan sarstla sarsıla bizi Nisten ayıran elli Okilometroyu kat'ettik. Trene yetişmiştim. Aman ne ka- labalıktı bu tren! Heyecanları ve şaskinlıkları yü lerinden ve hareketlerinden belli birçok insanlar Parise gidiyorlar» dı, Vagonda bir köşe bulabildim. Bütün yol boyunca kalem elimde, blok dizimde vereceğim raporu ya- zıyotdum. Bu raporun ne tesir hâ- sil ettiğini de biliyorsunuz. Doktor Jodel'e gelince, onun al- tmct gün hareket ettiğini haber al- dım; fakat bir daha kendisini gör“ medim, Yalnız bir gün Illüstration- un “Altın kitab, ında resmini gö- rünce, hemen âltındaki yazıyı oku- dum: “Jodel Henry Amede, en tehlike- Wi vazifelere tereddütsüz giden dok- tor, Belçikada, kesif bir bombardı- man altında, yaralıların taşınması. ve Kurage- | na bakarken ve ilk sargılırile üğra- şıtken, 3 ikinci teşrin 1914 te başı- na isabet eden bir şrapnelden mak- tul düşmüştür.,, manevralarda alınmış resimlerinden Ws gemileri normal yüklerinden baş ka (biri 33 öbürü 48 uçak) güverte- lerine ayrica uçak yüklemişlerdir. ! Otomobil rekoru Bonneville, 7. A.A; — İngiliz oto- mobil koşucusu Eystam saatte vasa- ti 167.09 mil sür'at yaparak, 10 mil- | lik bir alan üzerinde dünya sür'at rekorunu kırmıştır. Bundan evvelki rekor 164,08 mil, olup, Yeni Zelanda'da Ninety-Mile- Beash'da, Smith tarafından tesis e- dilmişti. Bombalar boşaltılırken Simla, TA.A — Bir ta den oyMDAlAL, Doğa MMA A Ci Hu Üdkd4 idi) biri patlamıştır. Üçü İngiliz o askeri üzre sekiz kişi ölmüş ve 6 si giliz olmak lizre 30 kişi yaralan- mıştır. İki uçak tamamile harap ol muştur. Paris - Cezayir uçuşu Lebourget, T.A.A. — Uçman Mer- mos bugün Paris-Cezayir ve dönüş uçuşunu yapmıştır. e Cerayirde saat 11,50 den 12,13 e kadar kalmak ve 2940 kilometrelik bu yolu saatte vasati 324 kilometre 300 metre sü- ratle almıştır. Amerikada Almanlara karş! yapılan nümayiş Nevyork, 7.A.A. — Reüter ajan- sının bildirdiğine göre, Bremen adlı Alman gemisinin hareketi esnasında vukua. gelen kargaşalıklardan suçlu olan beş kişi beraat etmiştir. Suç- lulardan altıncısı, adam © yaralamak ve yasak silâh taşmak suçlarından dolayı hesap verecektir. Hâkim Brdsky, celse esnasında, şiddetli tabirler kullanmak suretiyle Hitler rejimi aleyhinde sözler söyle- Hep böyle münevver, anlayışlı, d duygulu bir şulu o insanlar birer birer düşüp Bidiyorlar, Eğer bu katliâm daha iki yıl böylesine devam eder- se, münevverlerden ve yurd duygu lu insanlardan ortada .kimscikler kalmıyacak. Harp bitince geride, kıymetli vü- cutlarmı ölümden esirgiyen birta- kım alçaklardan, muhtekirlezden, İrrsat düşkünlerinden, hodbinlerden baskalarmı göremiyeceksiniz. Bütün © genç, hamleli, canlı kan- fi, asil vatan çocuklarının çoğu kurşundan, öbüsten, . şrspnelden, süngüder geçmiş o'acaklar.. il ğG ni — İşte size bütün başımdan ge- | genleri anlattım. Artık söyliyecek | öaşka şeyim yok. Mülâzim De Soliers'nin sesinde bir tereddüt vardı. Söyliyecek baş- ka şeyim yok, diyordu ama, daha söyliyecek başka şeyleri olduğu se- siliyordu. Yüzbaşı de la Fouğgus ayağa kall- t. Elini Be Soliers'nin omuzuna koydu: — Var, dedi, senin bize söyliye- ceğin daha başka şeylerin var. Ni- gin tereddüt ediyorsun? Bizden mi, €n emniyetli arkadaşlarından Om; &skinivorsun? Habeş anlaşmazlığı Ve Papalık Frankfurter Saytung” gszetesine Romadın yazılıyor: Bir yandan Bozen'de öbür yandan Paris'te bakanlar töplanarak görü- şürlerkeri, Papa da, Rormada taplar- miş olan katolik hasta bakıcı kad ların kongresinde bir söylev rek, sömürge harbr bile olsa, har Jânetle karşıladığını söylemistir. Papa, bu söylevinde doğrudan do; ruya Habeşistan meselesine dokuna rak demiştir ki: ” — Italya dışımda, İtalyanın bir istilâ harbi yapmak istediği söy! niyor. Italyada İse, Habeşlilerin s:- nır saldırışlarına, tehditlerine *ars sık kovmak lâzım reldiği coğalmakta olan nüfusa yer bulmak zoru olduğu iddia ediliyor. Bunlar, yayılmak ve büyümek için bir hak diye kabul edilmis bile olsa, zorluklarına harp la-değil, başka çarelerle ortadan kal dırılması gerektir. Belki de yapılma 81, söylendiği kadar kolay bir iş de. gildir, herhalde bunun imkânsız bir şey olmadığını sanıyoruz. Bize öyle geliyor ki, yayılmak ihtiyacı bir ha- kikat diye, hesaba gerçekten katıl «nış bile olsa, savga hakkının da kendine göre bir sınırı vardır. E - ğer savga denilen şeyin bir suç ol- maması isteniliyorsa, herkesin had: dini bilmesi lâzımdır. —— e ——— italyada toplanan Eski muharipler Roma, 7.A.A. — İtalyan, Belçika, Portekiz, Fransız, İngiliz, Leh, Ak man ve Çekoslovakyalr © eski muha- ripler, Romada toplanarak dün “İm- NN #-g.sis ünya Gazetelerine Göre Hâdiseler ingilterenin isteği Ve Avusturyalılar . Yarı resmi | Reichpost “İngiltere ne istiyor?” başlığı SR da yazdığı bir yazıda, Ingiltere sanki yeni bir Trafalgar hödü€” ihtimalini hesap eder gi. ii deki müdafaa tedbirlerinden İzi setmekte ve İngiltere, Cenevre Pİ, te ahkâm: hakkında, pek çok 8 yumuşak davranmış olduğu if şimdi aldığı durumun, sadece PN atfettiği önemden ileri geldiği farzedilemiyeceğini söylemektedir. Reichpost, Algosaras'ın Fi ile Almanya anlaşmazlığı barış 95, be e ööğmelinkiş ölmem g5 pe ile Londra arasındaki görüşmeli” de, eğer varsa, İngilterenin endifi. leri öylece teskin edeceğini sâY- mekte ve şayet, İngiltere, kendi pir ci tebnan üzerinde akisler hü geleceğinden endişe ediyorsa, sömürge sisteminin pak zayıf Gil una delâlet eder demektedir. En nihayet, Reichpost, bazı İSE. liz politikacılarının “bugünkü B'” tanya imparatorluğu ile doi olan Roma imparatorluğu” arasi” da önüne geçilmiyecek bir çarf” ma ihtimalini gözönüne getirip E* tirmediklerini sorarak sözünü # le bitirmektedir; “Kudretli ve itidalli Ingilte| muvakkat bir durumun güçlük!” nin, ölcüsüz ihtilâtlar doğurma" herhalde meydan vermiyacekti”” paratorluk yolu” nda halkin heyeti İr alkışları ararında bir geçit (© yaptıktan sonra, İtalyan bellisiz #” ker anıdını selâmlamışlardır. — Deniz mayom hâlâ gelmedi... — Hayır canım, fakat sana bir mektup var... Mayom Dişarda 'silâh sesleri durmuş gi- biydi. Arada bir, uzaktan uzağa kı- sa geçen bir iki mitralyoz tak, tak, takı! Tek tük silâh sesleri, 0 ka- dar, De la Fougue ısrar etti: —:Haydi canım, saklama, dedi. Şu macerayı anlatmağa baslama- dan evvel, bizden mühim bir şey sormak istediğini söylemiştin, unut- tun mu? De Soliers sarardı ve ba;mı iğdi. Fakat birden “doğrulara, önün- deki likör kadeblerini itti, — Evet, dedi, söyliyeceğim mü him bir şey daha var. Müthiş bir şey daha var. Bakınız, bakmız! Cebinden buruşmuş bir kâğıt çı- kararak, masanm üzerine attı, Son- ra kâğıdı ışığın altma sürerek, yay- d. Üç zabit iğildiler ve okudular: 16 Mayıs 1.15 “Mülâzim De Solicrs, harp başlı yalıdenberi hep #izi arıyorum. Bugün bir esirden karşımızdaki siperde olduğunuzu öğrendim. Size söyliyeceğim çok mühim şeyler var, Söz verdim, yemin ettim, mut- laka sizinle konuşmak istiyorum. Bu gece, tehlikesiz, siperleri ge- çebilir miyim? Ve nereden geçebili- rim? Size kadar geleceğim. Cevabınızı, siperlerin en yakın tarafından, kabukları soyulmuş ka- vak ağacınm bulunduğu yerden bir mun içindedi taşa sararak bizim siperlere se Hangi kavak ağacı olduğunu siniz. gi” Bütün gece orada bekliyeceğ Ondan sonra artık ber şey Dari olacaktır. Kim olduğumu hatır)” Biz, 5 Layifef De la Fougve elini alama &Ö) dü, Sesi ağırlaştı, hayretten d€ türlü kendini alam.yordu:. gf — Vaaay, dedi, işte bu olurig değiM Soliers, sen bu mektub” zaman aldm? yet — Dün akşam, güneş bati Ön siperlerde ( dolaşıyordu” betçi neferi birden bağırdı: . yg Aman dikkat! Yere yat j tim, bomba attılar. ; si Hakikaten bizim siperlere siyah bir şeyin atıldığını görmüs Fakat hiçbir patlayış olmad” betçiye: A — Budala, dedim, herifler ef le alay ediyorlar, Ama #9 daima müteyakkız ol! : sefi geri döndüm, b. atılan siyah İyr aradım. Buldum. Etrafına rılmış bir taş parçası. Akşamı. çö en karanlığında, kâğıdın Ül adımr, kendi adımı, kurşun X yes e rütbeme kadar yazılmış Kü” görmiyeyim mi? Patlayış olmayınca, merak rarkası Vİ