«—— :0 G ELiLER SiZiN T Manisada Muradiye Camiinin Geçirdiği Felâket! Ya Müsellim Camii Minaresinin Yıkılmasına Ne Buyurulur ? Bunların Cevabını Kim Verecek ? (Türk ulusu bir Türk anıtını bir gözbebeği gibi koruyanla. rın ulusudur. Manisada Mura- diye Camiinin başından geçen felâket memleketin her tarafın- da büyük bir sinirlilikle karşı lanmıştır. Konyadan, Ankara- böyle bir hatalı harekette bu- lunmuş olup olmadığını” sor- maktadılar. Bu vatandaşlara verilecek en kestirme cevap Manisadan H. Yılmaz imzasile aldığımız şu yazıyı sunmak ölacaktır sanıyoruz. Ve H. Yıl- mazın gönderdiği Şazıyı aynen neşrediyoruz:) Gazetenizin 2 Ağustos 935 tarihli ve 102/3405 numaralı nüshasındaki (Muradiye Camii faciası) unvanlı başmakaleyi okudum. Asar: atika ve mefisenin mubafazası bir memleket meselesi olmak dolayısile gösterilen alâkaya teşekkür ederek bu işe ait üç fotoğraf ile birkaç noktanın tav- zihi için keyfiyeti arzetmeyi bir va- zife telâkki ettim. Fotoğraf 1 — Camiin garp cihe- tinden kesilmiş olan bağlantı demir- lerinin binada kalan dört ucunu gös- termektedir. Fotoğraf: 2 — Müteahhit tarafın- dan kesilip şuraya buraya atılan ve birçoğu kaybolan demirlerden Mani- sa Evkaf müdürünün toplatıp saklat- tiğr kısma aittir. Fotoğraf: 3 — Bağlantısr kesilmi- yen yerde demirlerin yekdİğerine na- wi raptolunduğunu (göstermektedir. (Kücük kubbelerim korniş taşları bozularak üzeri kurşunla kapatılmış- tr.) Şu sebeplerden dolayı hadisenin Mmes'ulü evkaftır ve İstanbul fen he- yetidir. 1 — Camiin tamiri için keşfi ya- pılırken (camiin asarı atika ve nefi- seden olması hasebile) yapılacak yer- lerin tafsilât ve tatbikat resimleri alınmış mıdır? İş münakasaya kon- muş mudur? 2 — Mukavele İstanbul evkafınca şartname ve keşifnamesi fen heye- tince yapıldığı ve tamiratın muraka- besi tekeffül edildiği ve müteahhidin mimar. mühendis gibi fen* adamı bu- lundurulması şart konulduğu halde neden tatbik edilmemiştir. 3 — Mukavelede müteahhit her. i bir ciheti noksan yapar veya mukavele hilâfına hareket ederse mü- tcabhidin birinci haftada 75 ikinci haftada $0 lira ceza ve zarar verec&- ği ve teminat akçesinin irat kayde- dileceği ve işin namına yapılacağı yazılıdır, niçin tatbik edilmemiştir. 4 — Bir sene kadar süren tamirat esnasında evkaf mimar veya mühen- dislerinden birisi müteahhitle bera- ber üç defa Manisaya gelmiştir. Ne müteahhit ve ne de mimar Manisada bulunmağa lüzum hissetmemişlerdir. Tamiratı üçüncü dördüncü derecede işçiler o yapmıştır. Mütcahhidin bu kadar ihmal ve likaydane bareketle- rine sebebiyet ve cür'et veren kim- lerdir. $ — İstanbul evkaf müdürlüğü Manisa evkaf müdürlüğüne bu mu- kavelename ve şartnameyi niçin gön- dermemiş. Müteahhitle yapılan mu- kavelenamenin tatbikını İstemek icap ederken Manisa evkaf müdürüne müteahhide yardım etmesini yazması nasıl tevil edilebilir? 6 — 29-5-935 tarihli Zaman gaze tesinde bu tamirattan bahsolunduğu ve halk arasında dedikodu başladığı cihetle Manisa evkaf müdürü işi umum müdürlüğe yazarak tetkik edilmesini istediği ve Manisa vilâye. ti de umum.müdürlüğe müracaatla mütcahhide para verilmemesini ve rinden ele geçirilebilem-i. leri... Geriye kalanlar acaba kimlere satılmıştır? * vilâyet dahilinde tamir ettirilen as2- | f: atikanın tahribine müsaade edemi- yeceğini yazmasına rağmen İstanbul | müdürlüğü müteahhide paranın ta-| mamını ve hatta pey akçesini verme- sine ve işde istical göstermesine ev- | kaf müdürlüğünün ve vilâyetin tah- riratının nazarı dikkate alınmaması- na sebep nedir? 7 — Bu tamirat havalensmesi Ma- Kesilmemiş bir bağlantı demirinin görünüşü nisaya verilmiş olmasına göre istih- kak raporlarının oraya verilmesi ve lüzumu tediyenin o tahakkukundan sonra müteahhide verilecek paranın İstanbul evkafına bildirilmesi mu- hasebe kanunları icabından iken bu muamele yapılmadan İstanbul evkaf müdürlüğü Manisaya irsalât kayde- derek bu parayı müteahhide vermek» te niçin acele etmiş ve bu merasime riayet etmemiştir? 3 — Müteahbit Muradiye camiini tamir edeyim derken eski şeklini ve râsanetini bozduğu gibi taş tedarik etmek için evkaf mimarmn emrile camiin halâsını sökmüş ve Müsel- lim camiinin minaresini yıkmıştır. Bir abideyi tamir ederken diğerinin tahribine müsaade edilmesinin saiki nedir? 9 — Müteahhit ve mimar Muradi- ye camii işini Manisa © Evkaf müdürü kurcalamaktadır; onu bura- dan atacağız diye şayia çıkarmaları ve hakikaten bir müddet sonra müdü- rün Tokada gönderilmesi ve Manisa İ valisinin zate mahsus kaydile vakıf- lar umum müdürlüğüne yazmış oldu- ğu bir tahriratta mukavelename alh- kârının ve kavanini mevzuanm tat- bik: ve bir abidenin hüsnühalde mu halazasma dikkat ve itina herhangi bir memurun tebdili için sebep ola- muyâçağını ve bilâkis takdir ile taltifi icap edeceğini serdederek mü- dörün ipkasını istemesi hususunun kabul olunmaması işin ehemmiyetini arttırmakta olduğu gibi senelerden- beri ayni müteahhit tarafından ay- Bİ mimar ve müteahhidin murakabe- sile yapılan yüz binlerce liralık işle- rin de tekrar muayene ve kontrol edilerek şartnamelerine muvafık olup olmadığının tetkiki lâzrm olduğu ka- msatini vermektedir. Nitekim Mur diye camiinin tamiratına ait muka- vele sağlam ve kâli olduğu halde tatbik edilmemiştir. İşin takibi bir memleket meselesidir. Yeni vakıflar umum müdürünün bu işler hakkında fikirlerinin neden ibaret olduğunu efkârı umumiyenin öğrenmekte hakkı olamaz mı? Gazetelerin bu işe alt neşriyatla. rına bir cevap verilmesi icap etmez (İzmirde çıkan Kültür mecmu- asnın son sayısında Doktor Ne cati Kip imzalı ve İstanbul - Has- tane adir bir vazı okuduk. Banda incelenen mühim meseleler ara- sında birini bütün Türk şehirleri uraylarının çi sunmak doğ» ru olacak. İrmirli doktor diyor ki:) Uçüncü büyük problem; şehrin fe- ci pisliğidir. Koskoca Istanbulda halk için bir tek sıhhi yıkanma yeri yok» tur. Eski hamamlar hem çok pahalı, hem cok gayri shhidir. Onlar da hergün bir tanesi yıkılarak, bir tane- si kapanarak azalıyor. Azami beş ku- ruşla halkın bol bol yıkanacağı genel hamamlara şiddetle ihtiyaç vardır. (Hastalığın yarı pislikten gelir) sözünü hamam kapılarına, daha evvel İ nu işletme imtiyazmı almış ve Mr k i Bir Münevvere Söz Veriyoruz! AN iCiN | Alaşehrin Sarıkız Maden Suyu | Uzun lâfın kısası, Alaşehrin kıymetini biz bir türlü bilemi- İ yoruz. Bu lâkaydimizin daha nekadar süreceğini * kestirmek te bir hayli zor. Alaşehir, Ege adalarındaki ve Yunanistandaki birçok in- sanlarm ziyaret etmek hasreti- le cayır cayır yandıkları bir yer- dir, Zira çok eski zamanlardan- beri buranm maden suyu ve kaplıcası, bir başka maden su- yunun ve kaplıcanın boy ölçü- şemediği bir şöhrete sahiptir. Şarki Roma, Bizans ve Os- manlı devirlerinde (Alaşehir - Filâdelfiya) daima zengin, dai- ma neş'eli ve sağlam insanların yaşadıkları yer olmuştur. Ala- şehrin kıymet ve manasını unu- tarak elinde tutan tek nesil bi- ziz, Umumi Harpten evvel Paşu- la Kardeşler adında bir Rum firması Alaşehrin Sarıkız suyu- bu yüzden yüz binlerle altın ka- zanmıştır. Sarıkız suyu (Filâ- delfiya suyu) etiketile dünya- nm en mükellef sofralarında Vişi sularile boy ölçüşmüş ve nihayet ingiltere Kralı Yedin- ci Edvard'ın ve Mısır sarayile Fransız Cumurbaşkanı Falyer'in Alman İmparatoru İkinci Vilk helm'in ve çarın sofralarında kullanılan biricik su haline yi selmişti, , Umumi Harbe gelinciye kâ- dar Alaşehir kaplıcası tıklım | taklım dolar ve buraya gelenler i Alaşehrin meşhur Kale rakısı- nr Sarıkız suyuna katarak kana kana içerlerdi. Alaşehrin yanması bir ba- kımdan iyi olmuştu. Zira eski şehiridemiryohundan uzaklarda kürülmuş bulunuyordu. Fakat | ne yazık ki Alaşehri tekrar ya- parken yine eski hatayı tekrar ettik. Onu şimendiferin yanı- başında kuracağımıza yine eski yerinde bulundurduk. Bunu geçelim, Fakat kaplı casını, Sarıkız suyunu büsbütün unuttuk. Bunun en büyük mes- uliyeti hiç şüphesiz Kızılayın - dır. Bir kanün ile maden süları- nı işletme hakkını alan Kızılay Sarıkız suyunun kıymetini bile- mediği için bütün çalışmasını diğer maden sularımıza hasret- (miştir. Kızılayın maden suyu işlet- resinde harikulâde muvaffaki- yet gösterdiğini biliyoruz. Fa- kat eğer Kızılay Sarıkız ile de bir parça uğraşmış olsaydı, di- ğer maden sularından daha çok kazanacaktı ve Alaşehir beledi- yesi büyük bir servet kaynağına ulaşmış olacaktı. Sarıkızı diriltmek, Filâdelli - yayı diriltmek olacaktır. Bu ise adaları ve Yunanistanı Alaşehre taşımak ve dünya sa- rayları Susuz kalmaktan kur- tarmak demektir. — N. N. mi? (Sorulan sorulara alâkadar dev- let bölümlerinin başmda bulunan- lar tarafından verilecek cevapları bekliyoruz.) İ şarbaylık kapısma asmalıdır. Yıkan- Li temizlik maddeleri de pahalı- dır. Büyük şehirlerde su tesisatı pa- halı, şehir suları düzensiz, az, hele sabun bir lüks tuvalet eşyası gibi pa- halıdır. Zeytinyağı i olan İzmirde sabunun kilosu bakkallarda 25 kuruşa satılıyor. Ve aşağı yukarı bir kile #abun bir amele gündeliğine tekabül ediyor. da sayılması lâzimgelen depo hasta- neleri gibi negatif sağlık kurullarım- dan evvel hygifnigue ve pozetif sağ- ik ve korunma kurulları lâzımdır bi- ze. Doktor Necati Kip'in sabunun pa- halılığından bahsederken ele aldığı esaslar üzerinde dikkatle durmak, dü- Şarap 8.9.935 2 Sevgisi Bizde halk ekşice şarapları sevmiyor İnhisar Idaresinin En çok Sattığı Şaraplar Dömi-Sek Şaraplardır Yeşil Hilâlcilerden . sayılmam a- ma, İspirtolu içkilere karşı, kendi- mi kapıp koyuvermiş te değilim. Arada göyle birkaç kadeh attığım olur, Geçende, Ajans bir haber verdi: Fransanın Botdo şehrinde şarap se- ven hekimler bir toplantı yapmış- lar ve şarabın belsoğukluğu teda visinde önemli bir rolü olduğunu ortaya atmışlar. Şarap seven dok- torlârı ben kendi saymadığım için şarabın herhangi bir hastalığın tedavisinde yararlığı dokunacağına'da pek inananlardan değilim, Yalnız bu münasebetle şarabın içilenler içinde en az zararı doku- manlardan biri olduğunu hatırla - dım ve kendi kendime sordum: — Bizde şarap, niçin az içiliyor? Bu az zararlı içkiyi, bol ispirtolu rakının yerine koymak mümkün de- gil midir? Konuştuğum şarapçılardan bir şarap fabrikası sahibi bana şunları söyledi : or? Bana kalsa, sularımız iyidir de ondan!,, Buz gibi, kaynak sula- rimiz dururken, şarapla bararet söndürmek kimin aklına gelir. Siz de bilirsiniz ya... Bir Fransız, “su- sadım!,. dediği zaman şarap istemiş olur. Çünkü Fransada, susuzluk an cak şarapla geçiştirilebilir. Bundan başka, şarabın halk arası- ha yayılmasına “kör taassup, başlı ca mânidi, Yakın zamanlara kadar şarap içene “kâfir” gözile bakıldığı- nı unutmiyalım. Hiç unutmâm: Bufidan yirmi, yirmi beş yıl önce, Müreftede Salih isminde bir bağet vardı. Adma “Gâ- vur Salih,, derlerdi, Bu adamcağız memleketimizde şarap fabrikası a- şan ilk müslümandı. O devre gelinceye kadar şarapçı lık, tamamile hiriatiyanların elinde idi, Bir Müslümanın şarap çıkarması, şarap tiçareti yaparak geçinmesi © kadar dinsizçe bir işti ki, “Gâvur Salik,, Mürefteliler (tarafından â- deta afaroz edilfhişti. Aradan böyle yıllar geçti. Givur Salih ibtiyarladı, ve hastalanıp ya- talak oldu. Onun biraz güçlükle can verdiğini görenler: İşte, dediler, şarapçılık yapmanın sonu budur! Kimbilir, yarın ahrette daha ne kadar azap çekeceki. Bir zamanlar hocalar, “şarap do- kunan yeri kesmek lâzrmi,, derler, “şarabın töbe,,si makbul olmadığını söylerlerdi. Şarap içtikten 40 gün sonra ölen Müslümanın dinsiz gittiğine itikat edenler vardı, * Şimdi ise, buna inananlar kalma- dı. Rakı İle arap arasında, yalnız bir “derece,. farkı olduğunu herkes biliyor, Biliyor ama, yine şaraptan #iya- de rakıya el atıyor. Meyhaneleri do- laşın, göreceksiniz ki yüzde doksan beşi rakı içer. Şarap İçenler, par- makla sayılacak kadar azdır. Bunun- la beraber, eskisine bakılırsa, şarap sarfiyatı yine epeyce çoğaldı. — Memleketimizde en çok şarap içenler nerededir? — En çok şarap çeken yerimiz İz- şünmek ve bu sağlık işine ön plânda Ölüm ve ahret müesseseleri sırasın- bir ver vermek bizim de hedefimizdir. mittir, Bu yıl, İzmitte, epeyce şarap gönderdik. payıma “bitara$, | Bizde şarap, niçin mi ar içi | — Şaraplık üzüm, hangi bağlardf yetişir? — Şimdiki halde: Türkiyede ş* rap yapılan başlıca bağlar, Mürefte dedir. Yalnız Mürefte bağlarında” 2,500,000 kilo şayap çıkar. Mürefteden sönra, Tekirdağ ge” lir. Buradaki şarap istihsalâtı 69 (800.000) kilodur. > Marmarada Paşalimanı, (300.000) kilo, Bozcaada (600.000) kilo şarsf yetiştirir. Bundan başka, dağımık olarak Te” katta, Ayıntapta, İzmirde şaraplıf üzüm çıkar, Şaraplık üzümlerin en iyisi, Karr” lâhna dediğimiz tiptir. Yapıncaktâf da, güzel beyaz şarap çıkar. Bu tip üzümlerin 100 kilosundan 70 ki” lo şarap alınabilir. Yalnız şu var ki, memleketimizde çıkan 3,5 milyon kilo şarabın, bep” si satılamıyor. Bunların bir kismi nı soma yapmağa mecbur oluyoru# Fakat İnhisar idaresi, bu soms rı, şarapçılardan o kadar ucuza X İiyor ki - yüz derecelik soma 20 ke” ruşa - şarap yapıcıları bundan vaz geçmişlerdir. Birçokları, soma yapmaktansa $8“ râpları dökmeği tercih ediyorlar. Halbuki, İnhisar idaresi, az ra kanarak, soma imalini teşvik ©” miş olsaydı, bu yıl yalnız Mürefi# ye on binlerce lira girecekti... Şarapçı, burada biraz durdu, bif cıgara yaktı ve gülümsiyerek sö ne devam etti; Ji — Şarap mevsimine iyi giriyo ruz. Bağ bozumu hazırlıkları başi#” dı. Bu sene, şaraplık üzüm fiyati" rının düşmiyeceğini umuyoruz İnhisar idaresinin o Müreftede 700 bin kilo şaraplık Üzüm alacağ”” öğrendik. Üzüm mahsulü, olduk bereketlidir. Bu bereketli üzümü? şarabı da bereketli olacaktır halde... — En çok hangi tip şaraplar * tilıyor? — Yarım sek dediğimiz tip. ne ni ne ekşi, ne tatlı şaraplar... G tatlı Malaga, ve oldukça ekşi e dok tertibi şaraplar, pek rağbet gö” müyor. Piyasada satılanlar, daha giyaff Salâhaddin GÜNGÖR Bordo tak'idi saraplardır... l VAN İ| Gündelik Siyasal Gazet* 319 İ TELEFON ( Kiz. İ TELGRAF: “TAN, ,Istanb»' İ ABONE | Türkiye için Daşarı* ! Lira K. Lira K İ Bir dylk 139; 55 | 3 . — > 4 “ 1s > 1 yle u— ”— ILAN alay racaat ir. Küçük ilânlar doğrudan doğU” daremizce alınabilir Kücük İlânları $ sattığı tr delal 30 kurusrur $ satırdan Fazlası İCİN ay tar başına $ kurus alımı Bir defni, fazla için vekündan “410 kuruş indi" ——— VERA .— ecem