10 YAZAN Bedri li Ve Anadolu Kavağı m > Ortadi vaz Bönzei ey Yok Ama Aşadalılluğulnü Diyecek Yok. Şu Evlere Bakın Mis Gibi, Bir Amasya Elması Gibi Anadolu Kokuyor , b Ben haliç vapurlarını nerelere ben- £ retmedim: Kara bir mekik yapıp Eyüple Köprü arasında işletim, ba» na dünyanın en ağır, en ağdalı kas- vetini dokudular. Bodur bir örümcek oldular ve Haliç sularını elle tutul: | mıyan, gözle görülmiyen, fakat içini- ze haberiniz o'madan çullanan bir si- kıntı örmeğe kalktılar. o Onları son günlerde dünyalarına küsmüş fazla kara hadımağalarına benzetirken Ka- diköy ve Ada vapurlarile Boğazınki- İcr bana herzaman şu iki hissi verdi- ler. Ada vapurlarının ağırbaşlı, be- yaz dik yakalı gömleği her zaman ko- "bir halleri vardı. Ken " Bacalarınm a sarı veya bir par- olmasını dilediğim arına gelince ben onla- tı her zaman ufak tefek, fakat çok iş- | küzar, açıkgöz iş adamlarına benzet- tim. Bu açıkgöz vapurlardan bir ta- nesi beni bir gün Köprüden Anadolu- kavağma üç saatte götürmeğe kalktı. Kavağa geldiğimiz zaman canım çi- narları kavak sanacak kadar ortalık krarmıştı. O gün Kavağı dünya gö- zü ile gör nasip olamamış. Bo ğazdan, Boğaz vapurlarından ve ü k kamaralarının birinde gırtlağımı- za sarılan sıcaktan nefret ederek, yi- ne bir o kadar zaman zarfında,bitkin, Köprüye kavuşmuştuk. — Bir daha Kavağa gitmek mi?.. | Töbeler olsun! diyorduk. . Fakat geçen gün, nasıl oldu bileis | yorum yine ayni vapurlardan bir bizi Köprüden kaptığı gil — Ver elini Anadolukavağı di ve açgözlü bir çocuk gibi Sağa s0- | la bakmadan bir buçuk saatten az! dar müazzam bir ağaç gövdesinin ucuna takılmış ufacık bit bakraci ve kuyuyu göstererek: — Ortalıkta kavağa benzer bir şey İ yok ama “Anadolu” luğuna da diye- cek yok; şu kuyuya, kuyudan su çe- ken Tanık yüzlü delikanlıya ve etraf. taki ufacık renkli evlere bak, mis gi- bi, bir Amasya elması gibi “Anadolu” kokuyor. Karşımızda koyu renkli fundalık. Tarla örtülü bir dağ vardı ve bu dağa tırmanan çapkın keşiyolları vardı. Ayaklarımızın altında bir kedi gibi dolaşan denizden usanmıştık. Hepi- mizin içinde yaman bir dağ rüzgârı esiyordu. Hepimiz. nar kabuğu ren- ginde dağ yollarına, kara gözlü bö- Zürtlen dikenlerine susamıştık, Bize Kavağın on on beş dâkika üstünde bir kahve tarif ettiler. Nar k4buğu rengindeki yola düzüldük, Bizi ya- macın başındaki kale harabesine gö- türen yolda istediğimiz kadar böğürt- len ve yamacın en güzel yerini çat- daklarla süsliyen kahvede istediğimiz kadar dağ rüzgür bulduk. Bu kahve- de İstanbul kahvecilerinin darmarla - rında mühim bir miktarda san'atkâr kanı dolaştığma İyice kanaae getir- miştim. İstanbulda kahve olan yer- İere dikkat edin. muhakkak karşıla- rında cana yakın bir mâhzara vardır. Onlar kahvelerini kurarlarken serma- yelerinin yarısını bu güzel manzara teşkil eder. Anadolukavağının sırtla- rında kahve kuran, yüzü her. zaman gülen, adamın sermayesinin yarısı de gil de hepsi bu manzara öisa gerek. Kahve sahibi cari bir adamdı, Dağ rüzgârından kana kana hissesini al- mış renkli ve her zaman gülen Boğaz vapurunda bir yolcu bir zaman zarfında Anadolukavağına.| götürdü. Güneşi İstanbulda bıraktı- ğımız yerde bulduran bu sür'at ve! sağa sola uğramadan gidiş bize geçen haftaki töbeleri ve nefretleri çoktan unutturmuştu. Zaten o gün Boğazm bütün güzelliği de üstünde idi veya- | but biz o gün köbriclerini değil de| yalnız sakız kadar beyaz yahılarını, obur bir sefertası şişkinliğile yayılan uydurma apartmanlarını değil de is lak #ari bir gün kadar gönül açan “modern” yapılarını görüyorduk. Bazan denizleşmeğe yeltenen Bo. Baz her şeyden evvel bir nehire ben- tıyor, uslu uslu aktyor- Vapur Kavak iskelesine yanaşma» dan ben beyhude yere bir tek veya bir sıra kavak aradım. Kavağın ula- cık iskelesini iri yapraklarile nerede ise denize değecekmiş kadar eğilen yaşlı olgun çarlar çerçeveliyordu. Boğazım hiçbir köşesinde ağaçlari bu kadar denize yakın, bu kadar denize dost görmedim, İskele etrafındaki kahveler ve dükkâncıklar hepsi bu iri çınarların yemyeşil göl, si gınmışlardı. Bu gölge bir iki şaatli. gine kiralanmamıştı, Sadık bir kilim gibi bütün bir gün ağaçların altma seriliyor ve bu koyu yeşil gölge deniz kokuyordu. Deniz Üstündeki ufacık bir kahve. | £c oturdük. Bir arkadaş iskelenin bir | parça arkasındaki bir gerci direği ka- vin sikmek yüzü vardı. Ona kahvenin tatil güt- lerinde kalabalık olup olmadığını sor- duk: — Pazar günü gelseydiniz Bir tek boş iskemlemiz yoktu. Genç delikan- Wlar ve bayanlar ekseriya bir gramo- fon getirip burada dans ederler, Kah- velerinizi için de size kaleyi gezdire- yim. Asıl Boğazı ve Karadenizi org- dan göreceksiniz. . Başımızın üstündeki aşmadan arzu dolu üzüm salkımları sarkıyordu. Dehşetli bir surette susamış bir arka- daş kahve sahibine dönerek: — Ah Bay Tevfik, dedi. Kahvene, gardağına, salıncağına, çüleryüzüne diyecek yok. Yalnız bir frigiderin eksik. Bir büz kutusu, bir bardak buzlu su burada vallahi.can değer. Herkes içer ve size dua ederdi. Bay Tevfik güldü: — Ftigiderin alâsı var, dedi. Ve bize Üstü güzelde kapanmış sarnıcın dan sırtı buz kesmiş bir sürahi çıkar” dı. Arkadaş neredeyse kahvecinin boynuna sarılacaktı. . Kahvenin en güzel eğlencesi salın. Caktı. Çardağı altından bir saniye- cik bile olsun karşr yeşil dağlara ve bir gümüş kakma gibi yeşil dağların arasına uzayan Boğaza doğru hava- lanmak, kanat açmak tadını veriyor- du, . Bay Teyfik bizi eski kalese gölür- em a SY AE ŞE irk bir | zim | İ işini görürdü. Burada, gilip Açıkgöz Boğaz vaparlarından biri dü. Yolda ona köşeyi gezmeğe sorduk: — Geçen'sene buralara iyi bir sey- yah akını oldu, dedi. Bilhassa Kale civarına ve benim orada otiıyan 6ş6- ğime bayılıyorlardı. Kalerin, zmn resimlerini çekr eşeğin fotoğrafımı alıyorla Sonradan bana memleketlerinden gönderdikleri, gazötelerin Birinin baş | #ahifesinde ne görsem" Beğenirsini, Bizim Çakır xweşhür “öldü şanslı çıktı kâfir! Li Eski kalenin önünde bizi dünyanın en güzel bir silrprizi bekliyordu. Bu kaleyi kuranlar bizim kahvecilerden aşağıya kalmamış Boğazın en can alı cı yerine bu önemli kaleyi kurmuş- lardr. Bu kalenin ne işe yaradığını Tan'ın tarih diksiyoneri Nizamettin Nazif'e sordum; — Ceneviz'lerden seyyahlar bu “güzel geliyorlar. mı diye Boğa- geçen den evvel bi: | | rüagür dan pervası | fi kalmadır, dedi. | Bizim Anadolu ve Rumeli hisarlarının teki den “mürutiye” alırlardı. Bu Ceneviz uğuldıyan ve şarkı söylemek hissini aşılıyan rüzgürlarına hâlâ | taşları var. Bu kalenin önündeki ge: | meydanın dört köşe bembeyaz, işecek taşından korkusu, ne esen olan sağlam bir otele hasreti var. Bu bembeyaz otelin bine. yakım odası ol- sun istiyorum, Bu odaların her pen- cerez Boğa gümüşi bir par. ça; yömyâşil'bir sırt'olâtak; Cebinde tol; beş lirakt olan bir adam bir ay ade görmek dünyanın lduğuna yaşlı gözlerle bu yerde şehirde cıgara ağızlığına dönen ciğerlerini ve kayacak ve ay sonu portakal renkli bir otobiis bu mes'ut insanları Kavak iskelesine götürecek. Bu nevi hayal nazlar: “İspanyada şato ku tabir ederler. Ben şimdilik insana yüksek sesle dağ mak!” Anadolukavağında bin odalı bir otel. | cikle avunuyorüum. Bedri RAHMİ Boğaz ve Kavak sırtlarında kurulmasını istediğim dört köşe otel Tapu ve kadastro umum müdür- lüğünden: Seyhan Vilâyeti Merkezinin Kadastrosuna başlanıla- cağı ilân olunur, (2392) (5201) İktisat Vekâleti: İç Ticaret Umum Müdürlüğünden: 30 İkinci, Teşrin 1330 tarihli kanun hükümleri dairesinde tescil edilmiş ölari ecnebi Şirketlerinden İtalya tâbbiyetli (Offiçine Galileo Atölyeleri. Offiçine Galileo) Anonim keti bu kere müracaatla Türkiyedeki faali. yetine nihayet verdiğini bildirmiş ve lizimgelen kâğıtları vermiştir. Bu şirketle alâkası olanların Galata'da Asikürazioni“Jenerali tum” ikinci defa ilân olunur. Avukat Biliotti'ye müracaatları Yanında * .— kalesinin kulaklarda geren sağlam || dört köşe ve | 5-9.935 Liman işleri Genel Direktörlüğünden: Rıhtım üzerindeki demir parmaklıklar için 209 metre tülünde tel kafes ve 612 metre tulünde köşebend açık eksiltme suretile alınacakdır. Şartname ahkâmı daire sinde şeraiti lâzimeyi haiz olub teminatı matlübeyi gös“ terenler pazarlıkla eksiltmeye gireceklerdir. I — İhale 10 Eylül 935 salı günü sabahı saat 11 de Liman Hanında Umurü Müdürlük Makamında topla* nacak Müdürler Encümeninde yapılacakdır. 2 — Eksiltmeye iştirâk edecekler yüzde 10 nisbetin* de teminat akçesini vezneye yatıracak veya bu mikdar* da bir meblâğı havi hükümetçe teminatları alınan ban kaların birinden veya borsada mukayyet rayiç ve mahi yet itibarile kabul edilen esham olarak: Genel Direk- tölük veznesine yatıracaklardır. (5312) Liman işleri Genel Direktörlüğünden: İdaremiz merakibi için pazarlıkla 4565 metre mu rabbar örtülük muşamba almacakdır. Şartname ahkâm dairesinde şeraiti lâzımeyi haiz olub teminatı matlube yi gösterenler pazarlıkla eksiltmeğe gireceklerdir. 1 — İhale 10 Eylül 935 salı günü sabahı saat onda Liman Hanında Umum Müdürlük makamında toplana' cak Müdürler Encümeninde yapılacakdır. 2 — Bu muşambalarım muhammen bedeli 5000 Jira olub eksiltmeğe girecekler ihale gününden bir gün ev vel yüzde 7,5 mikdarmdaki teminatı muvakkate akça” sını veya bu mikdarda bir meblâğı havi Hükümetçe t€& minatları alınan bankaların birinden veya borsada mu“ kayyet rayiç ve mahiyet itibarile kabul edilen eshami © larak genel Direktörlük veznesine yatıracaklardır. 3 — Teminatı muvakkate mukavelenamenin tanzimi sırasında yüzde 10 na iblâğ edilecektir. (5309) ağ ya ihtira ilânı irtonun taktiri için usül İ hakkında istihsal olunan 25-12-1955 ünlemeç ve 1694 sayrİı ihtira be.” buna ait ayni günlemecii ilâve tasdiknamesi bu. defi iile konmak üzere aheri devrüferağ veya icar edileceğindif talip olanların Galata'da, İktişat bö” nında, Robert Ferri'ye müracaatiaff ilân olunur. EE - ——e |IMemur aranıyorl! Almanca, Fransizca ve ösülü | İİ mubabereye aşina bir memura İl ihtiyacımız. vardır. Taliplerin Sirkeci Antalya Nakliyatı Umumiye! Yann Şirketine müracaatları İstanbul dördüncü icra memurlu- İ undan: Bir borçtan dolayı merbun olup | paraya çevrilmesine karar verilen || &v eşyası 9-9035 pazartesi saat 9 da || Beyoğlu Pasgaltıda Şehit Muhtar | | Bey caddesi 23 No. da birinci açık | arttırma suretile paraya çevrilecek» | tir, | | İsteklilerin o gün, gösterilen sar | atte mahallinde bulunacak memura 35/294 dosya No. sile müracaatınız ilân olunur. (14213) ——— | İstanbul yedinci icra memürlüğun dan: Bir borçtan dolayr mahcuz olup ta paraya esine karar veri - le her türlü ev eşyaları 10-9-935 sar lı günü #nat 13 ten 14 de kadar Be- şiktas İhlamur caddeşinde 44 numar Bab gide iğtinci açık artırma İle saylacağı ve taliblerin satışın mas | hallinde bulunacak mernüra mlirâca» atları ilân olunur. (14211), Hayat Sigortalarında a Değerli. Bir Yenilik Bundan böyle, en büyük felâket olan ölüm ve malüliyeti” - acılarından çoluğunuzu, çocuğunuzu, kendinizi ve yakinlerini: Malüliyeti de Temin Eden Senelik Te mettülü Tam Muhtelit Sigorta ile koruyabilirsiniz.. Bu sigortayı memleketimizde yegâne tatbif eden : ANADOLU ANONIM Türk Sigorta Şirketi is Ademi iktidar Bel gevşekliğine HORMOBİN | Tafsilât: Galeta posta kutus“ 1255 & Smmm amaaan mama İHTİRA İLÂNI “ Debagat için seyyar cevelân teshin cihazı” hakkında istihsal o” nin 29-12-1931 günlemeç ve 330 sayılı ihtira beratı bu defa mm fiile konmak üzre ahere devrüferiğ veya icar edileceğinden talip olani” rın Galata'da, Robert OFerri'ye gacaştları i ilân Jân olunur... Ö yaptığı bu yeni nevi ile hayat sigortalarında milhim bir inkılâp yı Çünki bü sigorta ile : Ölüm ve malâliyet temin olunur — her sene nakdi temettü verili ““ velat halinde müemmen meblâğ derhal ödenir — mukavelenamenin bi'”” wunda sigörtak hâyâtta bülunurse ve malüliyete uğramamış ise MÜ ? en meblâğ 94 10 fazlasiyle tediye olunuz — muvakkat ve daimi malül?" müddetince ücret alınmaz — daimi malüliyet halinde müemmen seblâ 9ç 10 u senelik irat olarak verilir ve vefatta ve ya mukavelenamenin ve mında mücmmen meblâğ yene tamamen ödenir. Diğerlerinden çok üstün faideleri olan bu sigortani”? yaptırmak üzere şu adreslere müracaat edini” Anadolu Sigorta Şirket | Muamelât merkezi : İstanbul, 4 Üncü Vakıf han. Telef.: 2053” Umumi acentalığı : Galata, Ünvon han. Telefon: 44BRR