Zr DİNE Gİ iyi Üzüm Yetiştirenlere Armağan Verilecek Tekirdağ, (Özel aytarrmız bildiriyor) — İnhisarlar genel di- rektörlüğü, en iyi evsafta ve en önce üzüm yetiştirenlere arma - gan vereceğini ilgililere bildirmiştir. Bu armağanlar, bağ bakı - mından işe yarar âletlerden olacaktır. Armağanı vermekten mak sat, bağ bakım çarelerini aramak ve hastalıksız üzüm yetiştir. mektir. Üzüm müstahsilleri, üzümlerinin bu yıl değer fiatla satılaca - ğını umuyorlar. Şarap fabrikasını şarımıza bağlıyan yolun tamiri için yeni tahsisat istenmiştir. Kütahyada Atatürk Bulvarı Kütahya, (Özel aytarımız bildiriyor) — İstasyonla şehir ara- smdaki bulvarın inşaatına yakında başlanacaktır. Zi metre geniş liğinde ve bir kilometre uzunluğunda yapılacak olan bulvarın düzgünlüğüne, sağlamlığına olduğu kadar bol ağ mesine de önem verilecektir. Atatürk adın! taş açlarla süslen- lan bulvar şehir içinde cumuriyet alanma dayanmaktadır. Bu alanın düzel- tilmesi ve ortasına devrim anıdı dikilmesi de projeye konul - muştur, Yalnız, şehrin müstakbel plânı henüz belli olmadığı için bu bü- yük iş plânm yapılmasına bırakılmıştır, Kuyumculuk ilerliyor Diyarıbekir, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Irakı Kara - denize ve şarki Anadoluyu Akdenize bağlıyan yolların üzerinde olması, Diyarıbekirin ticari bakımından önemini arttırmaktadır. Dokuma endüstrisi son iki yıl içerisinde bü; bir inkişaf çağına girmiş, bakırcılık, demircilik, kuyumculuk gibi küçük sanatlar icinde şöhret kazanacak kadar önemleşmiştir. Aydında Orta Tahsil "Aydın, (Özel aytarımız bildiriyor) — Aydın orta okulunun im tihanları bitmiştir. Son sınıfa devam eden 102 talebeden 57 si imtihanda muvaffak olmuşlardır. 26 sı eylül yoklamasında tek - rar imtihana gireceklerdir. İki talebe sınıfta kalmıştır. Bu sonuç, genel bakımdan iyi randman vermiş sayılmaktadır. Afyonda Kaç Kişi Okudu? Afyon, (Özel aytarımız bildiriyor) — Kültür kadrosunda öğ - retmen sayısı geçen yıllara nazaran arttırılmıştır. Millet mektep- lerinde bu yıl 5533 vatandaş okutulmuş, bunların 2800 ine belge verilmiştir. Biçki ve dikiş yurdu ile hapishanede-açılan kurslarda da tedrisat sona ermiş bulunmaktadır. Dikiş Mektebini Bitirenler Kayseri, (Tan) — Buradaki üç biçki yurdu ders yılı bittiği için birer sergi hazırlamışlardır. Aşağıki resim, Bayan Makbulenin dikiş biçki yurdundan bu yıl mezun olanları gösteriyor. No, 66 YOSMA! Etem İzzet BENİCE — Bu aramızda geçen son şüphe ve kıskançlık olgusu kala cak, söz değil mi?., Diye sordu. Doktori — Son, en son. / Dedi, Güneyi — Oooh benim namuslu, ak yüzlü, ak alınlı karıcığım. Diyerek alnından uzun uzun öptü ve önerge etti: — Haydi, seni kucağımda yes mek salonuna kadar götüreyim! , Güney güle güle cevap verdi: — Kalbimi yık ta, sonrada onarmaya çalış | Doktor karısını yatıştırdığına çok memnundu. Sevinç içindey- di. Gözleri, yüzü, sesi, kımılda - nışları, bütün tavırları bu sevin- cini taşırıyordu. Güney de bir- den kapkara bulut tabakaları al- tından kurtulmuş güneş gibi ken | di ışığını, kendi rengini, kendi genliğini almıştı, — Yemek salonuna götüre- ceksin ama, mutbağa inip ye - mekleri de sen ısrtacaksm. Hiz- metçiyi kovdurdun, şimdi de o- nun yapacaklarını yap bakayım., Diyordu. — Peki karıcığım.. Senin için ber türlü özverenliğe hazırım! Diye coşkun bir silkinme yap- tr, karısını kucakladı, ve., Onun güzel vücudünü kollarının ge - nişliğine doldura doldura yatak odasından çıktı! Sofrada Sofradaydılar. Fazıl; — Hınzır hizmetçi!, Diye kendi elile yemekleri hazırlamış, ısıtmış, salataları yapmış getirmişti, Sen, yaptıkla nı bağışlatacak sözlerle Güney'i oyalıyordu. Ve: — Bak karıcığım, şu yemek- lerdeki tad nasıl değişik?, Elim değince başka türlü oldu hepsi!, Diyor, salatayı öğüyordu: — Bu salatayı benden başkası yapamaz, | ! İ nüfus kaydma nazaran 13 yaşında Mia, Yozgatta 13 ilk Okul mezunu! Yozgat, (Tan) — İlimiz merkez ülkokullarından Gazi Paşadan 29, Cümhuriyetten 35, İsmet Paşadan 29, Sakaryadan 37 talebe mezun ol- muştur ki, yekünu 131 dir. Yukarki resim, Gazi Paşa okulunu bitiren ta» lebeleri bir arada gösteriyor. —— Tarsusta hava Faaliyeti Tarsus, (Özel aytarımız bildiri. yor) — Hava tehlikesini bilen üye yazımı hararetle sürmektedir. Her İarak, üye kaydı için yeni kararlar almmaktadır. Bugün, tekrar topla- han para.on bir bin lirayı geçmiştir. i Evlenmelerine izin verildi Kandıra, (Özel aytarımız bildiri- yor) — Köçek Kışla köyünden Ali, | gözüken Safiyenin Ubikrini izale et- miş, hakkındaki (şikâyet üzerine müddeinmumilikçe takibata başlan- mıştır. Yapılan muayene kızın 15 ya- | şında olduğunu göstermiş, evlenme- İerine izin verilmiştir, Külahyada stad yapılıyor | Kütahya, (Özel aytarımız bildiri. yor) — Cümhuriyet alanma d. nacak olan bulvarın yanında yeni stad hazırlanmıştır. Arstulusal ölçü- lere uygun olması için ittifak merke- zinden getirilen plân çerçevesine gö- te hazırlanan bu alanın, toprak tesvi- yeti için halkevi ve mmntaka bütçele- len de tahsisat ayrılmıştır. Saha kında tamamlanacaktır. İKÜÇÜK TELGRAF | İ HABERLERİ | “ Tarsus, (Tan) — Eski Tarsus kütüphanesinin kitapları halk partisi tarafından satınalınmış, 200 ciltlik Tİ yeni bir Kütüphane temin edilmiştir. * Balıkesir, (Tan) — Ziya Gökalp | okulunda açılan büyük ilk okul ser- gisi, çok rağbet görmüş ve binlerce kişi tarafından gezilmiştir. * Çorum, (Tan) — Orta okuldan bu yıl 10 u kız, 33 ü erkek olmak Üzere 43 talebe mezun olmuştur, Ye- ni merunlar şerefine Hallevi tarafın- dan bir çay şöleni (ziyafeti) veril. miştir. Bu şölende parti başkanı bir söylev vermiş, muvaffakıyet dilemiş» tir. Yukarki resim, gençleri bir ara- da gösteriyor. * Çankırı, (Tan) — Gezinti tre- nile gelen gençler birliği Altınordu maçında I - 1 berabere (kaldılar. Mubhtelitle Çankırı spor 1 « 4 yenildi. » Tokat, (Tan) — Turhal köyün- den 8 tütün kaçakçısı Jandarmanın pususuna düşerek yakalanmışlardır. gücenik söylendi: — Sana hiç güvenim yok. Fazıl!, Doktor, durup dururken Gü- neyin yine böyle birden değiş- mesine üzüldü: — Neden?, — Beni hiç sevmiyorsun. Bunu da nereden çıkardın?. — Beni sevsen bu yavtıklar- nı yapmazsın. — Ne yaptım ki?. Konuşmaları sürdü. Güney daha çok gücengin bir ses ve ta- vırla söylüyordu. — Bugün yaptıkların sevgi - sizlikten doğan şeyler, seven adam bunların hiçbirisini yap- mazdı, Doktor, karısını yatıştırmak, yeni bir aytaşmaya fırsat ver - memek için çok aşağıdan alı- yordu: — Sevdiğim için yaptım, İk gisizlik | sevgisizliktir. Seven dı. Suçlu v Mİ Duruşma Nİ bir yerde, 300 liralık pırlanta yüzük, | husa takımı, çimasır ve ev eşyası do- hafta muntazaman toplantılar yapı- | güne bırakıldı. İ larr aramıya başlamış ve çocuğu Düş rıltılı gözleri doktorun AN HAKYERLERİ Posta memurunun Çaldırdığı paralar Bundan birkaç ay evvel, Hayri ie di ayı; tedricen öğemiş- bir parayı iyi iyerek çaldırdığından bir dava açılmıştır. ikinci cezada bakıl. nüdafaasını yaptı. vermek üzere başka dolayı hakkın Dün bu dir 16 besi 15 kâğıt lira çalmaktan suçlu altın duruşması dün ikinci cezada görüldü. Hamdi, dinlenen şa- hitlerden birisi için: — Bu adam, beni evine çağırdı. diğim için şimdi bana bu iftirayı ya- pıyor.. dedi. Ve dayısınm evinden çaldığı paralar için de: — Bu paralar bani i almak istedim. dedi, teki şahitlerin çağrıl « ması için kaldı * Muhtelif tarihler. ikiz evden, içinde oturanların insanlık duygula- rmı tahrik ederek yatak takımı, lo - latdırmaktan suçlu Eminenin dün İ- kinci cezada duruşması yapıldı. | | Emine, müdafaa şahidi getireceği- ni söyliyerek mahkemeyi boşuboşu- | na oyaladığından göstereceği şahit- lerin dinlenmekte vazgeçilmesine Katar verilerek duruşma, başka bir | l POLİS Nişantaşında bir Sokak kavgası Geçen gün, gece (yarısına doğru| Nişantasında Teşvikiye o mahallesin- de oldukça yarip bir vaka olmuştur. Öğrendiğimize göre hâdise Hacı Emin Efendi sokağında mühendis Serverin evinin önünde geçmiştir, Hacı Emin Efendi sokağında 121 mumaralı evde rnühen Serverle, kız kardeşi ve yeğeni Enver oturmak ta, ayrıca kiracı olarak ta Şişli Sıh- hat yurdunda çalışan hastabakıcı Olga bulunmaktadır. Pazartesi akşamı, gece geç vakit, iki adam, mül Serverin evine gelmişler Igayı görmek istedik- lerini söylemişlerdir. Kapıya çıkan kendilerinin , öğrenmek na halde içerliy , zavallı kızcağıza etmiye başlamışlar ve uzun uzun söylenmişlerdir. Kız, kapıyı ka- i girmiş vaziyeti ağabey » ıtmıştır. Bunu işiten yeğen- y: kapıya çıkmışlar ve ilki meç- hul adamı yakalamışlar ve sokak or- tasında dövlişe tutuşmuşlardır. Hidise yerine yetişen polisler, bekçiler kavgacıları yakalamışlar ve dördünü de karakola getirmişlerdir. Karakolda meçhul adamlarm Pavl ile Nikola isminde iki Rus oldukları ve dört kavgacının da ayrı ayrı muhte. lif yerlerinden yaralar aldıkları gö- rülmüştür. Hâdise üzerinde tahkikata devam | olunmaktadır. Kavgacılar Cerrihpa- | şa hastanesine gönderilmişlerdir. * Çarşıkapıda fırıncı Mustafanın | yanında çalışan ve hamurkârlık ya - pan Kahraman, dün polis tarafından yakalanmıştır. Kahraman, zabıtanm | müteaddit ihtarlarına rağmen çok garip.şapkâya hiç benzemiyen bir şey giymekten suçludur. * Pangaltıda Tayyareci Fethi s0- kağında bir köşede 6 aylık bir kız çocuğu bulunmuştur. Polis, brrakan- bakışla- rına takılmıştı. Sesi titriyordu. İçindeki ağulu hislerin kızıllığı sanki yüzüne vurmuştu. Gücen- Çevisheler d İenvei Evinden kaçan bir kadın Son pişmanlık fayda vermez, diye bir ata sözümüz vardır. Bu na şu sözleri ilâve etmeli: — Pişman olmanız ihtimali olan hareketleri yapmadan ev - vel çok, pek çok düşününüz! Hele karı koca hayatında ba- zı isyanlar, bazı kavgalar, bazı mukabeleler ne kadar çok piş » manlıklara sebep olmuştur. İş- te bunlardan biri, Bakırköy Nursel imzasile: .. Ne yaptığımı, neden böyle yaptığımı ben de bilmiyorum. Yalnız mektubumun başında da dediğim gibi iki sene evvel beni son derece seven kocamın altı aydanberi bana karşı bu derece lâkayıt kalışına tahammül ede- mez olmuştum. Evine geç geli- yor, benimle konuşmaktan bile çekiniyor, gülmiyor, daima dü - şünüyordu, Fakat bir kadın bü- tün bunları, erkeğinin başka bir kadınla meşgul olmasından baş ka neye atfedebilir!.. Günlerce, haftalarca onun geç gelişi, gece leri uyumayışı, ikide bir yata « Zından fırlayıp öteki odada yal nız oturmak isteyişi beni de uy» kusuz bıraktı; beni de harap et- ti, Ne zaman sorsam: “yok, bir şey yok.. bir siniz geldi bana...,, gibi cevaplar aldım. Biraz anlat | lıdır. sa, biraz halini söylese idi aca- ba tahammül etmezmi idim? Kabil mi? Fakat söylemedi ve altı ay ben kuruntu içinde, ben den başka birisini sevdiğinden emin olarak düşündüm, taşın - dım, Bir gün kendisine artık bu hale tahammül edemiyeceğimi, benim için bu derece ezici bir hayata katlanmak mümkün ol- madığımı, rahat ve sevgi içinde ——— e künler yurdu çocuk kısmına gön - dermiştir. * Öğrendiğimize göre Samsun müddei umumiliğinin müracaatı üze rine İstanbul polisi tarafından uzün zamandanberi aranılan hırsız Lâz Hüsnü, dün Sarıyerde yakalanmış ve 16 evle bir hayli dükkân soyduğunu açıklamıştır. Lâz Hüsnü, tevkif edil- miştir, # Sultanhamamında emayeci Yuda Levinin kâtibi 20 yaşlarında Raşel adlı bir kız evvelki gün, Altıner dai- re civarmda oturduğu (apartmanın altıner katından düşmüş, ölmüştür. Öğrendiğimize göre Raşel, apart - manın taraçaşına çıkmış ve caddeyi seyre dalmış ve müvazcnesini kay» bederek aşağıya yuvarlanmıştır. Ras şelin her tarafı parçalanmış, birçok kemikleri kırılmış, kafatası patla mıştır. Zabıta, tahkikat yapmakta - dır, * Sirkecide, Hüdavendigâr cadde» sinde Şafak sinemasında filmlerden biri tutuşmuş ise de hemen söndü - rülmüştür, Bu son olacak.. Bir daha görmiyeceksin.. Gibi biribirini izleyen bir sü- rü lâkırdı söyledi. Döktor yal gin gücengin yine söylendi: — Hiç hiç doktor. Ne söyle sen boş. Beni sevmiyorsun. Gel geç bir durumun var. Sana gü- venemiyorum, Bugün böyle! yaptın. Yarn da herhangi bir| şey bahane edecek, belki de büs. bütün beni bırakacaksın. Doktor, sofrada yılıdırıma çarpılmış gibi birden yerinden fırladı : — Nasıl olur bu söylediklerin Güney?, , Güney soğukkanlı idi. Gözle- rini değişmiyen bir noktaya durgulamıştı, Cevap verdi: — Basbayağı, Benden bıktın. Bu, besbelli. Öyle olmasa bu- gün yaptıklarını bana nasıl kı- yar da yapardın? Doktor yeniden yemeği, iç- her şeyi görür, her şeyi izler, | meği unuttu, peçeteyi önünden her şeyden kendisine göre bir | çıkardı attı, karısının yanına anlam ve deyim çıkarır. vardıkça Güney: — İnanmam.. Bunların hepsi lâf. Diyor, o yalvardıkça bu daha çok sarpa koşuyordu. Belki bu yalvarmalar, kargı. lıklı konuşmalar, çekişmeler, gönül pazarlıkları bir saatten artık sirdü. Güney; rengini gü- neşten ,güzelliğini bahardan, gözlerini geceden alan bu güzel, en güzel, sen, kıvrak, diri kadın bağlıyan, vurgun eden bakışları. nı doktorun gözleri içine dol - durdu, keskin bir deyimle; — Özverenliğini göstermek için sana öyle ise bir önerge?. Dedi, sözüne ekledi: — Taksim'deki apartmanmı bana bağışla.. Doktor birden: — Hangisini?. Dedi. Fazıl'ın burada biribiri. İ Güney bir aralık yine suratı! oGüney'in, güzel kadının gece- tı, sesini değiştirdi, gücenik | den ışığını Alan koyu siyahı, pa- | geldi, diz çöktü, yalvarmalara | ne eşit, Atatürk anıtının karşı» | başladı: smda iki apartmanı vardı. Gü- i , — Karıcığım. ney, sorunun inceliğini kavra - 24-17-9395 yaşamıya alıştığımı, AF hazırlığını görmek üzet€ min yanına gitmeye met duğumu yazdım ve O eşyami alarak anneme O gün, ertesi gün cevaP, dım ve bilseniz bu iki de ne müthiş azapla Üçüncü günü bir ari a rek bana hakikati anlâf cam yaptığı ticaret işi yük bir buhran içinde iflâs etmiş, bir il yardımile evinin mast! min edebiliyormuş, Bütüğ! şüncelerinin bundan ile ğini öğrendiğim zaman caktım. Arkadaşı bi tarafından değil, kendi dan söylediğini ve gel onun haberi bile olmadı$! liyerek gitti. Bir haftâ utancımdan ne bir şey Y dim, ne gidebildim. Fi beni aramıyor. O, aramamakti haklı, Böyle çılgmei lışmn, ocak yıkışın zatefi derdi içinde yanıp ti adam üzerinde ne mü olacağını düşünmek ve # yeni öğrenmiş gibi yap&” dip hemen özür dilemek dır. Nurselin kocasına mektupta mânasız k rr, yersiz şüpheleri de izah edilememiştir. 0 onu rahatı kaçtığı için kaçmış telâkki etmiye vardır, ayrıca bunu dâ o İki karılı kocâ Sağda solda henüz bU neliklerden, bir zaman $ rımızın hayretle anacf” garip insan tiplerinde! “X na rastiryoruz: iki lar, ortaklı kadınlar... . i Bunlardan bir tanesi, öğ pıda Selâmi) imzasile mektupta on beş sened kadın arasında nasıl artık bu hale ti madığını, iki kadını ayr lerde oturtamadığı için bir evde her gün başım; yediklerini bildiriyor V€ akıl danışıyor, Türk kanunu yeni € sındaki ihtilâfları ge$ leri halle mahkemeler” mur ediyor. Fakat € i mantıka da uymayan de keselerini, sonli meden iki karı almış © larmın çaresine kenö caklardır. Ayrılmak mahkemeler ayırır. F nun için iki tarafın d8 zımdır ki ortaklı o rizayı tahsil edene â ri) mamış gibi sonsuz vir lik ve rahat nefes a11$' “g — İkisinin de t ğil mi?, Tabii bir üzerime çevirirsin. Doktorun kulaklar! * dıları işittikten son kurşun akıtılmış gibi zonklamağa başladı. “uk söyliyemiyor, sadeo* “#" Güney'in yüzüne bas” kışlarmdan on par lak atan bütün bir cis” tını görüleri geçi. insan kendisine inf kitte ancak di deki duruşu kadar k# line girebilirdi. Gözleri yuvasının vi ğımı kaybeden soluk €t parçası gibi kal” buruşmuş, dudi yanakları porsuyu. 4 kenarları et çizgil€”, mıştı. Ne nefes ala söz söyliyebiliyorü” Güney: — Ha desene. ya