ROMANYADA GEÇMİŞ BİR SPOR ROMANİ Kefereyi Nas erbahçe - Güneş futbolcülerile löner dönmez tanıdık, tanımadık birçok kimselerin şu orusile karşılaştım manya seyal lamamış, anlatılamamış taraflar Bir kere bana yapıları n oynamadı ğrudur Niçin oynam Bu bir rom , olmuş ve geçmiş spor romanı. Bunu, birkaç yazı içindi noktala kadar anlatacağım. Ta ki kapalı bir yanı kalmasın, ve yan lış düşüncelere lan vermesin İlk iş olarak y hğen ne demek Bükreşte bizimle ikinci maçı yapa- cak iken oynamıyan takımın adı (C. F, R) dir. Romanyalılar bu harf- eti (Ke-Fe-Re) diye okuyorlar. Ke- fere sözü (Kıyle Ferate “Rom: nin yani (Ro: yi iferleri) cümler; na duğunu anlar nya tin kısaltılmışıdır. (Kefereyi biz kaçırdık?) yendikten oynamağa bir —ti yan Romanya kupası galibi- esine en uygun bir başlık- nasıl Yuventus'u sporcula.iyle şu şekilde çe - Güneş futbolcüleri Yuventus ve Kelere takım iki maç yapacak ve buna kabil iki klüp 75.000 ley alacak- tı. Maçlar arstulusal — ölçülerde olan DNEP stadında yapılacak İki klüp namma Bükreşte şa inde bir konturat imzalıyan kadaş, yukardaki iki klüple stad hakkında şifahi olarak mutabık kal- TMıişti. - Birakınız ki h gün evvel Romanyada pan (F. C. Milano) İta maçlarını ÖNE! — atac Bibi, Bükreşe gelen bütün takımlar da — gece maç Üa da — bütün oyularını bu güzel ve tamamiyle çimen alanda oynamakta- ar yabancı | sempatiyi devam ettir | neş futbolcüler ıl Kaçırdık ? bir memle- propagan a kat- hele Romanya gibi kette, Türk - futbolü dasını yap i, Servet'i çok kten — sonra nerbahçe - Güneş uçlarla İs- ik bölcüler nCisi anada maç yaptırmağa ya sra Türk war ki, yabancı topraklarda fu oynamamışlar Madem ki Türk futbolüne karşı ye- niden bir sempati uyanmağa başladı yakın ve dost bir deneç yapmak, bu rmek, bu durü - mu ilerdeki temaslar için bir dönüm poktası yapmak Tüzümlu idi. — İşte iki klüp; #erf Türk ',”' bolünün propagandası, Türk bolünün hız ianması, ve burada alman bazı so- nuçların birtakım ukalüların iddiala- y hilâfina Türk futbolünün yüksel- miş olmasından ileri “geldiğinin bir kere daha, hem de yabancı toprak- larda, bu ukalâların gözlerine soku- | kar gibi, ispat edilmesi için para fe- dakârlığına bile katlandılar Yıpratıcı bir deniz fırtınasına ya. kalandıktan sonra Fenerbahçe Bükreşe — ulaştılar Orada istasyanda kendileri rşila yapılacağı bir kere daha tekrarlandı. Hıç'mı me- sele yoktu. Çocuklar bir liseye ler ve yabancı futbolünü aksatma çin konulan sıkı bir disiplini seve seve kabul et- tiler. Doğrusu, bütün — futbolcüler birkaç gün sonra yapılacak maçlar. de omuzlarına yi Lise nları bütün yerle; di we Yuventus ve Ke- mek için l'lm'iva Çünkü Oynıyacağımız fere takımlarını büyük bir & de gö at geçti gün Biz; de maçları vardı. bu maçlara , Yüventus ve - Kelfere klüplerinin € > Güneş — klüplerine ve- 000 ley tazminat, para- 0 - 6S0 lira kadar bir para çağrıld Onları görmek, zayıf ve kuvvetli taraflarını anlamak, ona göre takım | Bu para, seyahat masra- ile — korumazdı. lüp, Türk — futbolünün Bu ay başlıyor , Vilâyet baytar — direktörlüğünce 'ef sene yapılmakta olan yazlık at ları, bu sene de 28 temmuz , günü başlıyacaktır tliefendi koşu mah Caktır. Koşu ye: VĞU taraf itniştir drektör- azırlıklar seneki r geçen Bcneye nazaran daha iyi olacaktır. Birinci koşunun kayıt muamel, DHe temuzunm 25 mbe gi koşu yerinde, bu koşuya ait han FaP koşusunun kayıt muamelesi de 22 temmuz pazartesi günü vilâyet “Ygzır deposunda yapılacaktır. Kayıt yerleri: ü heyet bu) Bi K Muz, 4, Li, 18, 25 ağustos ve 1 ey- lülde olmak Üzere 6 hafta devam edecektir. Yarış heyetinde bulunan- ların listesi şudur: Tertip heyetine: İstanbul Komu- tan başbaytarı Osman, süvari binici» lik okulu direktörü Albay Cevdet Istanbul ili baytar direktörü Etem. İstanbul Uray baytar direktörü Esat. Hakem heyetine: T Yüksek Islah ve sekreteri Genel Atı, Üüyelerinden mütekait İstanbul ili baytar rııı::ın;; Ünar Muayene ve kayit heyetine; / B osu direktörü Abdülkadir fuzhane baytarı Mehmet Aj köy baytarı Lütfi. Y Çıkış komiserliğine: üyelerinden Sabri. Muvasalat komiserliğine: lik okulu Erkân reisi — Yarb, Binicilik öğretmenlerinden Sami, Aygır deposu dülkad kişi ürer Yarış encümeni Sipahi — ocağı Sipahi Ocağı Binici- y Saim, Binba: direktörü Ab, etine: Aygır deposu di, ü Abdülkadir. Merkez müce dele baytarı Şemsi, Bakırköy baytarı Lütti. Ring heyetine ü Abdülkadir, ti Lütüi. Aygır deposu di Bakırköy bayta. Handikapörlüğe: M. Tatan mişlerdir, seçil. Junacaktır. Koşular, 28 tem- | şekilde | | kararlaştırılan | fından Kgibi haş Sadun G. SAVCI * — Arkası yatın — ; yi Yunanlılarla Pazar Günü | Revanş maçı var[ Haber aldığımıza göre önü- | müzdeki Pazar günü için, Ati- na takımı ile İstanbul takımı arasında Taksim stadında bir. revanş maçı yapılması husü- sunda her iki taraf dün muta- bık kalmışlardır. İstanbul — takımının | maçta yenilmesi sebepleri göz ünde tutularak, Pazar günü apılacak maça, ona göre bir | takım çıkarılması düşünülmek- | tedir. Pazara kadar, Romanya- dan dönen futbolcülerimiz din- | lenmiş olacaklarına göre, bu maçın, yenilmenin fena tesirle rini silecek bir galibiyetimizle | bitmesi ihtimali kuvvetli gö- rünmektedir. İelise ikinci lENİ NEŞRİYAT Perşembe çıktı (Perşembe) nin 15 inci say mıştır. İçinde birçok kıymetli ve resimler vardır. Çocukları korumak için Türk ailelerinin ve çocuklarının sağlıklarını korumak için Muaveneti Sıhbiye Cemiyeti tarafından neşri risalelerden birincisi bedava — dağıtılan | İbrahim Zati tara- Salgın olan kuşpa boğmaca öksürüğü ukların nasıl bü kitap çıkmıştır. Halka bu ilk risale Dr. ılmıştir. lazı, kızıl, çiçek, ıklardarı korunacaklarımı izah eden tan sonra gene € risalı miyet vazifesine devam madım, Albert Manasız şarkılar s: musikiye bilhassa Pour Vous mecmuasının bir mu harriri Albert Prejan'la yaptı bir mülâkatı şöyle anlatıyor: yosunda Albert Prejan'ın odasında bir divan var.. Sanki bir taht!.. İdare he etlerine mahsus bir divan ki, Hollywood'ta olması mümkün olmal şamlı arabeskleri, az çok köhne leşmiş işleme! Acaba, bu Gaumont st Der ihti- hangi ihtişamlı güzel oturmuş- tur? Mücevherlerle süslü hangi meşhur kadın burada naz ve ix- tiğna ile uzanıp istirahat etmiş- tir? Bu divan, ne gibi muaşak ve mülâtafaların kokulu satı si olmuştur? Şimdilik, bu divanda, sevimli bir güzel değil, Albert Prejan yerle: yor. Şen aktör suallerime güle güle cevap veriyor: — Kendiniz hakkı bizzat | düklerim hep lehime şeylerdir. Belki başkaları, beni, kend beğendiğim kadar beğenme: Fakat size itiraf edeyim ki b halimden ve nefsimden memnunum, Sabah erken u nırken kendimi çok sevimli bu- lurum, Rica ederim gülmeyiniz. İnsanın uyandığı anlar çok ö- neml Sonra şunu da itiraf edeyim ki, ben çok nikbinli Vukuatı geldiği gibi kabul ede- rim. Kendimi lüzumsuz kaygu- larla üzmem. — Ya lüzumlu yok mu?. — Benim kaygularım gur yanlardandır. çok â- dir kaygularınız denecek okşayıp okşamı Kendimi ekranda tasavvur ettiğimden da ha fena görsem çok canım sıkI- | lır. Antak, ne olursa olsun, ü f mitsizliğe düşmemek gerekliği- | ne kaniim, İnsan taliinin tersli- | ğine karşı durmak için biraz ira- | de kâfi gelir. Diyeceksiniz ki, bugünkü mu»af(ak'ıyczlx durum lazumlu mu | beni nikbinliğe sevkediyor, E -! min olunuz ki, vaziyetim her Za- | man parlak olmaktır. Açlıktan geberdiğim zamanlarda bile ce- | saret ve ümidi bırakmadım. Ö zamandan beri karakterim de - | Bişmedi, Ben karışık düşüncel ve emelli bir adam değilim. Duy gularım ve düşüncelerim pek dedir. Tuhaf bir şey söyliyece- | gim, Ben, asla can sıkıntısı duy- Yaptığım işlere büyük bir ilgi gösteririm; işim, doğru- Prejean | Kendi Kendisini Anlatıyor ylerim fakatklasik Şopen'e bayılırım u seve seve Bundan başka musiki- i severim. ânasız şarkılar 0- kurum, Fakat Şopen'i severim. Ok 1 da severim, Bir kitap hoşuma gitti mionu âdeta ezber lerim, Çıkıp gezmeği, herkesle şörüşmeği de severim, Halkı çok severim. Yazık halkın, su, hoş b yaparım. yi, klâsik Kü | beni değil, ekranda eniyorum,Halbuk K a yarattığım şahıstan nel - | ret ederim, Yarattığım şahsın tam soyuyum, Ailemi severim, kardeşlerime perestiş ederim, se | vâmli bir karım var... um yok. E; için spor yapıy mân azene glıdır. Srhhatr ko rumak için de bedeni terbiyeden dir çare görmem. Ca - ldı mı, yorgun düştüm m saatlik jimnastik be- halime rmeğe kifa - Güzel sanatlara da « Onları çok tal İt resim yapa duğumu iddia etmi- ı dâ severim. Bazan & bir köylü ruhu duya- yalı resme başladı - l ... Ha sırası gelmiş - | ken, çeşit bir ressamlık dür | derim. Boy B y Pu sözleri söylerken Albert R&jcan makyajını bozmağa baş- - | ladı TTT İçlen Sağda: Metro - Goldvin Mae Clarke sabah gezintisini yapmadan € köpeği ile yarenlik ediyor. li güzel bir artisti en son model bir yaz elbis artistlerinden vel iki Hollivood'un sile ve -Mayer Alita: geniş kenarlı şapkasile istirahat ediyor. 2054 Yılında Dünyanın Hali Ne Olacak? Bir asırdan fazla bir zaman sonraki qün- yanın vaziyetini gösteren film çevriliyor 2054 yılında dünya nasıl ola- | savvur ettiği harbi, musibetler, caktır. İşte size meraklı bir su- al Meşhur İngiliz yazarı Wells yazdığı romanlarda bir peygam- ber küdreti ile geleceği keşfet- | mişti. “Havalarda Harp” ve “Dünyalarda Harp” adlı eserle- ri istikbali keşifte ne kadar nü fuzlu olduğunu göstermişti. Bu defa Wells, istikbali keşifteki kudretini bir filmde gösterdi. Bu meşhur muharririn London lm için yazdığı eseri ki, adı: “Gelecek Şeyler” dir, altı yedi aydanberi filme çekmek için William Cameron Menzies di- rektörü bir sürü sinemacılarla çalışmaktadır. 2054 yılında, yani bundan 119 yıl sonra dünya işleri, bugün- künden daha iyi olmıyacakmış. Wells'in keşfi but.. Yarın için yapılacak gayretler, yeni felâ » ketlerin, harplerin patlamasile neticelenecekmis Wells'in ta - salgın hastalıklar takip edecek. miş. İngiliz paytahtındayız. Lon- dra yaya kaldırımında dilenci ressamlar sevinçli mektuplar yazıyorlar, Tiyatrolarda 1914 te, 1935 te olduğu pandomima ilânları var. Halk, gazetelerin korkunç kehanetlerine rağmen tiyatro ve sihema ht her türlü temaşa salonlarına hınca- hınç koşüyor. Ve birdenbire bir taarruz. Gaz bombardımanı.. Ve harp.. Acaba bu harp nasıl ola tır?, İşte Wells bunun sızrını kimseye ylemiyor, Sinema şirketi de sıkı bir ketumiyet mu- hafaza ediyor. Morton Hall stüdyolarına girmek hemen im- kânsızdır. M. Vincent Korda bu işin artistik direktörüdür. Bu film hakkında söyliyebileceğim şey şudur ki, sahnelerin genişli- ği ve büyüklüğü görülmemis de- recededir. Burada, bir yüzyıl | sonra teknik ve mekanikte hu- sule gelecek ilerlemeler ve ev. rimler görülecektir. Tabil bü « tün bunlar, Welis'in icatçı di- Aımr-rı'ka? sınema stüdyoları, kullandıkları Gizls'lerin hakiki kıy. Tmetini görüp anlamak için kendilerinin kuvvetli bir ışık altında boyasız, düzgünsüz fotograflarını çektirmektedirler İ mağının mahsulüdür. Harpten sonraki manzara dehşetli olacaktır: Yıkılmış ve harap olmuş ıssız, insansız ül- keler... Buralara çırçıplak insan sürüleri yahut deliler, sıtma lt adamlar gezmekte, biribirini öldürmektedir. Belki bu dehşetli manzaralar karşısında insan oğlu müteneb- bih olur. Ayni zamanda London Filn:, Wells'in: “Mucizeler Yapabilen Adam"” adlı eserini de filme çekmektedir. Bu da başlıbaşma Barip bir hikâyedir.