F AU BALIKPAZARI 1L.7-035 ü HL A a e — S AAA — V GA ae OO & A bön — Allah bere! kar.. Burası versin, Çı - bir köşesi pazarının kuytu | . Kısa boylu, tık - inde sivri bir bi- da bir kaç can Boynuna ge - kanlara bulan ğun nerelerin » Bakarız, ve - müa « Öldüreceği canı, kıskıvrak ya | kalayıp arka üstü yere yatırı - | nra gözünü bile kırpma- | a biçağı saplıyor - bizim bu kol sür duy Foto da olmasın, eti a bakarım asın, le tavuk is- , keserim .Bizde 1 âlemin önünde ke Vururum dam - Ne vaki: gayı... yı görünce gayri yanına sokuldu. Katil - adam vuk katili - gülüyordu — Ne var ki, çekersi ma, az bir para na 100 para Tavukçu dükânından ken, sepet sepet balıkla da bir kat stakoz ği ti, Belli ar - arasın Gazeteye koyacağız... duyunca derhal poz al - Anlasılan, işlediği cinayetin 8 tarafından görülmesini Ordu — Adın ne senin? — Koço! — Günde kaç tavuk boğazlı - — İşi bilir.. Yüz, , iki yüz, çık beş yüze kadar... Hin « disi, ördeği, kazı da caba!, — Tavuk alış verişi, i yor mu bari? — Eh... Şükür Allaha.. Ama, eskisi gibi değil, “Mil tavuk İ » Ne vakit zerzevat Çço- klar yağsız kalır. Bi- lur. En çok alış işi, kışın ya; — Tavukla gidi- satıyor - ğuna göre bay Var tavuk elli kuruş.. Var ta « vuk,, altmış.. Var tavuk yetmiş Ş i halde orta tavuk- ş.. Şimdi lar, 50 ile 60 arası... Ördek, kırk, Pilicler 30 - 5 [ , simi değil. Horazlar var, S Hüpeli güzel horozlar.. Keseyim, sana, yap bir pa | Biz, Koço ile konuşurken, u- | bir adam içeri ğ tutuş kara tavuk adam, ilkin ta- üfliyerek ba - cak aralarını, kanat altlarını mu ayeneden geçirdi. Sonra gagası nı parmağile yokladı. Daha son ra, biçağı elinin üstüne sürerek Su keskinlik derecesini anladı. En | sonra, kat tavuğun boynunu bir elile, yakaladı, var hızile sık tıktan sonra, bi vurdu. Ka- nn kolaylıkla akması için boy- nunu elinden bnal ordu. Tavukçuya sordı — Bu adam da tavukçu mu - dur? r — Hayır, dedi, hahamdır! Ya hudiler, hahamın kesmediği ta vuğu yemezler. Yahudi müşte- rilerimiz için mecbur oluruz, ha- ham çağırmağa.. , Bu sefer, hahamla konuşma- ğa başladım: Si Her gün iş çıkıyor mu ba- lardı. Sağa sola seyriyorlardı. Foto dayanamadı; balıkçıya stakozları indir de bir Dedi. oldu, at tam tılar. Sak: , istakozların | resmini alacak 1 altüst edi. Yalnız, talonile hize doğru i atarak hafifçe bete — Bak efendi, bunda darıl - maca yok! İstakozun ayağı kı - rılırsa, papeli ü Hele sükür, ayağını kırma - dan canlı istakozun tesmini çek | tik. Fotomuz, ka balıkçının resm | makineyi hazırlarken, balı nı siper alıp adamca | ni bize çevirr — Bu yana di ğız! Balıkçı, büsbütün balıklarının Üstüne kapandı. raz ilerde, Balıkpazarında akşam pazarr. yah Balıkpazarında dolaştım! — Neden resim aldı un? Diye sordum. Mânah müânalı ba! drğınız para salladı: dan biz de isteriz! Bedava resim yok! — Sen, bizim kim olduğumu zu biliyor musun? — Bilmez miy eğil misiniz? Kendimi tutamıy Öteki m ya... Sey « da bed , Amerikada avuç dolusu pa parasını koklat - başka!.O.. bu sefer de bizim foto papeli alırır — Vaz geçtim, çekmiyece - ğim., Balıkpazarı esnafı, nedense, en hoşlanmı - Dönüşte sağ nın küçük fotoğrafın Çaycı, makineyi görünce: — Nedir 0? Diye sordu. — Resmini çekeçeğiz im. Elile işaret etti: — Yok! Yok! Ben resim iste mem, — Gazetede mı? — Nerede çıkarsa çıksın.. Bu arada kendisile konuşma - çıkacak, fena | ğa başladım: — Çayların iyi mi bari? — İyi olmaz mı? En kokulu | an çayları.. tecrübe... levhanın üzerinde de yazı- yor. Adım da çaycı Şükrü. Fotoğ: muştu, şıp Bak | sabah uykumuzu rahat u, £ Balıkpazarı çaycısı kı İşçiler Ne Diyor? Balıkpazarı işçileri, bana şu etlerde bulundular: — Dükkânları, sabahın altı buçuğunda açıyor, ak dokuzund. yoruz. Bu kad. ü düny saat | amın n aç - k am başka hiç bir ye de görülmüş şey değildir. Bunun da tek gebebi var! dükkâncılar arasındaki reka - bet! Herkel da açmağı de bu yüzden, anındaki komşusun saat önce dükkânını sayıyor. Fakat biz miz iktizası sa- bahın altı bül ndan akşamın dokuzuna kadar ayakta kalıyo - uz. En fazla iş saatleri akşam izle doküz arasıdır. Müşteri | bu saatlerde çok aceleci olduğun ımları, bekl İ Diyeceğimiz şu ki, dükkânlar sabahın saat sekizinde açılmalı, ve akşam saat ona kadar açık kalmak müsaadesi verilmelidir. Bu sayede, Balıkpazarında | hem kalabalık azalmış, bize lışacak saat bırakılmış, hem de ma- verilmiş olür. rünün resmini. O da gördü a » rmemezliğe geldi. rüdük ve oradan 22 - 23 nu gcı Baklacı oğlu A - şin dükkânına girdik. acıoğlu Anastaş diyor — Biz Balıkpazarı esnafının en başta gelen şikâyetimiz, kira larm yüksekliğidir. Eni boyu 4 metrelik bir dük- kâna ayda 120 lira kira veriyo - ruz. Vergi de kira nisbetinde ol- düğü için masraflar ağır, satış skisine nisbetle az, fiatlar şkü âr azdır, biz burada toptancı fiatına mal satarız. Me selâ, Trabzon yağı 60, Urfa ya - 35, sabun 24 | cımız, çektiğimiz zıh - rşılığını tutmuyor. Bi- İ ski dükkânlar, müşteri tüt tukları halde yine zar zor mas- rını çıkarabiliyorlar. Bura- da yeni açtlacak bir dükkân, bu Masrafa dayanamaz. Son zamanlarda, boşalan dük kânlar da göze çarpmağa başla- di. Öyle iken ikralar yine düşmü yor.,, 12 numarada yağ sergisi sahi bi Yani de şunları söyledi — Biz, burada 30 - 40 dükkâ- Nız, Perakendeci olduğumuz hal de toptan mal satarız. Kazanç vergilerimizi, y 25 üzerinden hesap etmek lâzım dı. Halbuki bu sefer yüzde 45 ü Zerinden vergi kestiler. Pera'cen | decilerin yüzde (25) vergi ver - mesi dükkânlarımızın gayri safi varidatı, fazla olduğu için vergi yi de fazla veriyoruz. / Bu hesaba göre, benim, bu dükkân için senede bin lira ka - Zanç vergisi vermem lâzım., ükkânı kapatmak daha iyi.. RÖPORTAJCI | nönüne çıkan köşeden Mısır çar | ya kadar uzanır, Burada karşı - sinde müşteri bekliyor: Ne âlâ kokulu harman çaylar Balık Pazarının İçi Dışı. Balıkpazarında eski satışlı mamiış, müşteriler taksime uğra Balıkpazarı mıntakası, Emi - şısı sokağının başladığı nokta - | mıştır. İçinde bulunduğumuz mev - sim, balıkçılarla, pastırmacılar için en kötü ve kısır mevsimdir. Balıkçıların çoğu, bugünler yalnız yemiş satıyorlar. Balık - pazarı dükkânlarinin çoğu hisse lidir. Her dükkânin en aşağ 3 sahibi vardir. Şehrin her han - gi bir yerinde Balık, kirası yüksek başka bir dük gösterilemez. Ayda 160 getiren dükkânların kiz kişi rahatça oturamaz. Bundan daha ufak, kutu dükkânların bile kirası 70 - 80 lira arasındadır. Balı yolları da çok dardır. lar, otomobiller, y lıklı 40 dükkân vardır. Ketenciler kavısından Mistr azarının Araba - k arabaları, seyyar satıcılar, sık sık dükkân Tarın önünde durarak ! ları büsbütün kapatırlar. Hele o küfecilerin kalabalı - ğt burasını âdeta geçilmez hale koyar. Balrkpazarı — sokaklarından, günün bilhassa akşam' saatle - Haham tavuk kesiyor. çarşısına kadar olan mıntakaya da Tahmis sokağı adı verilir, Bu rada da 120 -130 dükkân sayıla bilir. Balıkpazarı — dükkânlarında yağ, Peynir, reçel, zeytinyağı, zeytin, konserva çeşitleri, tuzlu balıklar, pastırma, sucuk, her ne vi yemişler, taze balıklarım çe « şitleri, çay, şeker, şekerleme, ta vuk, balık, bakkaliye eşyası bu- lunur. Balıkpazarı esnafı, son za - manlarda işler azaldığından dük kânlarındaki çeşidi artırmağa mecbur olarak, şeker, prinç, fa- sulye gibi bakkaliye eşyası da bulundurmağa başlamışlardır. Hemen bütün memur, esnaf, bir kere Balıkpazarına uğradık ları için , işten dönüş saatlerin - de bu dar cadde, geçilmez dere cede kalabalık olur. Halkın buraya rağbeti, top - | rinde hiç olmazsa yük arabaları- tan fiatına perakende mal ala - | nın geçmesini yasak etmek, kü- bilmek ümidinden — dolayıdır. | fecilere, seyyar satıcılara belli Son yıllarda, rekabet yüzünden | yerler göstermek lâzımdır. Tavukçu tavuk kesi