——— : KN Dunya Gazetelerine Göre Hâdiseler BIRLESıK AMERİKADA Roosevelt Ve Radikalizm Daily Herald'dan: Zamanımızın en büyük trajedile- frinden birisi de, Amerikan — radika- dizm kuvvetlerinin dağınık ve gayri | müttehit olmasıdır.. Bir Amerikan | işgal ettiği mevkünin | ile, her şeyden — evvel, tazyiklerin bir Şayet sol cenah — efkârinm nefuz Yâyiki veçhile icra etn bekleniyorsa ,bu efkâr müttehit ve mütecanis olmalıdır. Halbuki sol ce- nah efkârı ne müttehit ve n tecanistir .Ve bunun — böyle olması- dır ki, başka şartlar altında bir de- receye kadar tesirli olabilecep eikâr nı, Huey - Long ve ra ghlin gibi adamlar ellerine geçi nıukrdı Neticede bu kısım efkâr, artık radikal olmaktan tamamen çı! miştır. Roosevelt bir liberaldır, biz sos- yalı>ı değildir. — Fakat, o, hakiki ve n bir inançile, kapitalizmin baş- lıcı fenâlıklarına, son vermek — lüzu- | munu bilen bir Hiberaldır. Bunu mu- wâlfakiyetle başarabilmesi için, ken- disinin takip etmek — mecburiyetinde olduğu istikamet bakkında zerre kar dar şüphesi olmıyan, organize edil- mmiş bir sol cenah cikârına dayanma- &1 icabeder, Aksi — takdirde, o, Çar naçar, yapması İcabettiği şeylerden ziyade, yapabildiği şeylerin tesiri al- tında hareket edecektir. Zira, Roose> velt, bütün Hberaller ir siste- min mimarı olmaktan ziyade fikir tellalıdır. Sol'un ayrı Hizm Cumurrei rak bir iz bırakmasına, ır:ınîdır. A merikan Amele Federasyonu haddi zatinde hiç bir siyaset görüşüne sa- hip değildir. Sosyalistler bu teşek- küle yardım — etmiyorlar; zira onl: müttehit bir siyaset formüle etmek- ten ziyade, kendilerini,duha fazla sol- da bulunanlara — kargt müdafaa ct- mekle meşgüldürler.Komünistler ise, bütün diğer komünistlerin ekseriye- tinde tesadül olunduğu g; nın meseleleri elrı[ndı düşünmek- Radika- gayrılıkları ada © y her vakit Cu- mmürreisine — hangi ebbüslerinde doğru hareket ettiğini izah etmekten ziyade, onun yanlışlarını çıkarmakla uğraşmaktadır. Sol mensupları, müşterek dü karşısında, aralarındaki — ihti münakaşasından — sarf nazar ct hususundaki — kabiliyetsizlikleri yü zünden, tatbik edebilecekleri bir çok geyleri, kendi ellerile imha etmiş o- | kalizm muhaliilerinden ve mücadele mevzuu vermiştir. luyor. Bunlar, uzaktaki ideolojik hesabına, günün en mühim — ihtiyaç: 'da ediyorlar. Cumurreisi, 1 kaicisini gayet eyi ahlamaktadır; fa- b inden — tamamen uzakta- Sol için taarruza geçmek fırsatı dı Fakat organize edilmiş, muhtaçdır. Her hangi bir Amerikan Cumurreisi, birleşik Cu- muriyetlerdeki şa: içinde, Radi- kalizmin ne istedi, bilmek gayri mümkündür. Bu imkânsızlık, Radi- | ziyade, Ra- dikallerin yüzünden doğmuştur. Umumi vaziyet — sön günlerde bil- bassa vehamet peyda etmiştir. ' Zira l harpten beri, ilk —defa olarak, Federal temyiz mahkemesi, Radikal- lere, üzerinde taarruza — geçebilecek- keri, vermanası hakkında hiç kimse nin tereddüdü — olmayan bir ihtilâf ahenksizliği 1787 tarihinden beri ilk defa ola- Tâk Amerikan Federal tetşkilâtı esa- Kölnische Volkzeitung'tan: 'Türk matbuatı yakın zamana ge - linciye kadar ahenkli bir vahdet linde olmaktân ziyade, bilâkis muh- telif menfaatleri terasil eden dağınık | cüzülerden ibaret idi. Ancak takriben bir sene evvel, yani Matbuat Umum Müdürlüğü ihdas Roosevelt muteberiyeti | kaşa ve mü- siyesinin sıhhati — ve doğrudan d fruya mi cadele mevzuu olmuştur. Eğer, Radikaller, işlerinin ehli ise- ler meseleyi, öyle bir temel üzerine dayandırarak, ortaya vazederler ki, gelecekteki — Amerikan politikası gi- dizatını kökünden değiştirmek mec- buriyetinde kalır. Şayet muvaffak olamıyacak olur- larsa ki, x0l'un birliksizliği banu pek muhtemel olarak 'i SereetiR sateri Tmt KAT yene ayet Sol ri, atalarındaki ay- rılıkları ezerek mütecanis ve organi- ze bir birlik kurmaya muvaffak ola- cak olurlarsa, o vakıt değişiklik, his- Bi uyanır ve bu his Amerikan tari- hinde ilk defa olarak harekete geç- miş olur. İşte bu, o zaman, cihan ta- rihinde yeni bir devir açılabilecektir. - No. 49 YOSMA! Etem İzzet BENİCE Bre aşağı, bre yukarı bu başme- muru âaldım bu odaya, müşteri- lere duyurmadan, kimseye çak- tırmadan pazarlık pazarlık beş yüz liraya uyuştuk. Neyse razı oldular, gittiler. Şimdi her haf- ta perşemt. günü akşamı ben- den yüz lira istiyorlar, Veririm, weririm,., dedim ama, nereden vereceğim, nasıl vereceğim. Ay- da dört yüz lira eder. Hepsini bir araya getirince ayda bin lira eder. Ben bu kadar parayı nasıl veririm?.. Hem bu kadar para çıkartamam, hem de çıkartsam — bana bir ekmek parası bile kal- maz. Madam Anna, ikide bir elle- — gini de dizlerine vuruyor: 4 — Ne yapacağım şimdi ben?. ! Diye Bedi'ye akıl danışıyor- d, " Genç ve güzel kadın: — Yapılacak hiçbir şey yok madam, İstediklerini verecek - sin... Dedi, ama, kendi başından ge- çeni sakladı. Madam biraz biraz daha genç kadının yanma sokuldu: — Ne olursa Bedi olur?. Diye yalvaran bir ağızla ko- nuşmağa başladı. Genç kadın sordu: — Ben ne yapabilirim ma- damcığım?.. — Her şeyi yaparsın. Bak aklıma bir sey geliyor. Bunların hepsinin en büyüğü kimdir?.. — Emniyet direktörü.. — Hah işte, onu baştan çıkal tamaz misin?, — Nasıl?, — Bre kale nasıl olacağını da ben mi sana öğreteceğim. Bas- bayağı. Onu kendine âşık ede- ceksin. Sonra buraya geleceksin. Direktör beni tanıyacak, Senin sevdan için beni koruyacak, evi- me ses çıkarmıyacak, ben de o başmemuru buradan süpürge sa- pile kovacağım. Başka hiç kim- senden olunduğundanberi bu sahada birta - kım değişiklikler göze çarpmağa baş- lamıştır. Yeni Matbuat Müdürlüğü Iç İşleri Bakanlığına merbuttur. Bu umum müdürlüğün ihdasını mucip olan başlıca sebep, bilhassa İstambul- da bazı gazetelerin yeni Türkiye hü- kümeti zihniyetine uymıyan bir tarz- da faaliyette bulunmalarıdır. Bunla- rın başında Küçük San'atlar Kanunu çıktığı sıralarda münhasıran Tstanbul- daki Yunan ekalliyetinin menfi ne tere”>an olarak, Türkiyenin pek haklı olan ve her ulusal devlet için pek tabü bulunan tedbirleri almasını lüyikile izah etmiyen rumca garzete- ler vardı. Bunların yanı başında da, memlekete serbestçe girmelerine mü saade olunan birtakım fransızca ve italyanca gazete ve mecmualar vardı ki, bunlar, yeni Türkiyenin muvalfa- kiyetlerini, osmanlı esaslarından ay- tılmasını ve nihayet “Boğaziçindeki hasta adamın” — iyileşmesini anlamı- yor ve anlamak istemiyorlardı. Tabil Türkiye bir taraftan bu gibi gazete ve mecmuaların memleket içinde sa- tılmasını menederken diğer taraftan da bilhassa kendi matbuatını bu gibi yanlış haserler ve kasdi tahrifatla mi davı vekaşiblbe Filvaki bu ün dünyada mühim bi ıyan propaganda — çarelerii derecede baş vurmadığını itiraf et - mek lâzımdır. Meselâ matbuat, iç ve dış siyasayı ve ekonomik meseleleri #likadar öden hmeslarda barta pek az ve bazan hiçbir resmi direktif al- madığından başka bilhassa radyolar, şimdiye kadar devletin hizmetine geç- Merm'stir. Radyolara fazla bir iktidar atfedilmediği için mi, yoksa bu ikti- dardan çok bir şey beklenmediği için | mi, bilinemez, ber halde şimdi radyo- nun neşir ve tamimi hiçbir şey yapılamamıştır. Bugün Türkiye en- düstrileşme plânının daha ilk safha- #nda olduğu için kendi kendine bir elektrik veya radyo - elektrik endüs- | tri vücuda getirebilecek vaziyette de- Bildir. Bütün radyo ahizeleri, ecnebi memleketlerden ithal edilmektedir. Fakat kilogram başına 10 - 15 mark- lık bir gümrük resmi alındığı için ya- bancı memlcketlerde mütevassıt taba- kalar için yapılan ahizeler bile Tür- kiyede ancak en yüksek tabakalar ta- rafından kullanılabiliyor. Bundan dolayı, hangi dilde çıkarsa Çıksın, bütün neşriyatr bir kül halin- de toplıyarak bunları doğrudan doğ- Tuya devletin ve Kamâlizmin ulusal Sen de kazanacaksın, ben de!. Genç kadın alık alık şişman madamım yüzüne baktı: — Bunda benim kazancım ne? Madam bir saniye düşündü: sen de burada çalışacak, çok pa- ra, çok müşteri bulacaksın. — Benim buraya hiç uğrama- dan da çok müşteri, çok param var. - Madam Anna büyük bir özve- rilik yapar gibi elini masaya vurdu: — Ben sana yüz lira çıkacak yerden iki yüz çıkartırım bre, korkma! Ben de açıktan, bir iki yüz lira veririm.. d_Bedi güldü ve gülerek söyle- iz Gi Ooh.. güzel, Şimdi bir de iş komisyonculuğuna başlıyo- ruz. bir dakika durdu, düşündü. Son- ra kaşlarımı çattı. Sonsuz bir cid. dilik içinde: — Madamcığım, hakkın var. Plânın iyi, Fakat, ben bunu ya- ye deon para vermiyeceğim, pamam, Ankarada bir | . | gil müsbet yeni Türki- | Yör Ri; Beck'in Berlin ziyaretinde mü - — Nasıl yok. Bu ev durdukça | Gülmesi durunca, kendisi de | GÖZİLE YABANCI Türkiyede Matbuat ıslahatı düşüncelerinin yaymıma vasıta etme- ğe karar verilmesinin büyük bir öne- mi vardır. Başvekil İamet Inönü bu- Pnun ne süretle yapılacağını, kongre- den evvel ve kongre esnasında milli | müdafaanın önemi hakkında verdiği bir söylevde izah etmiştir. | — Filvaki Türkiye kara ve deniz kuv- vetleri bugünün, müdafsa şartlarına | uygundür, fakat dern teçhizatile mul man zayıf olduğu gö: iye matbuatı bundan sonra ha- I va kuvvetlerinin fazlalaştırılmasına yardım edecektir. Aktif veya pasif anm zaruteti hakkında halkı ı tmek, hava donanmasının te- dariki için bütün ulusal teberruata, yardıma davet etmek ve nihayet Tür- kiyenin inkişaf ve müdafaası husu- sunda halka düşen vazifenin önünde | bütün şahsi m lerin geri çekil- | mesi lüzum etmek, artık mat- | buatın esas £ den biri olacak- | tır. AAA Bek'in seyahatinden Maksat ne ? Leh gazetelerinden; Yarı resmi Gazeta Polska, Beck' in Berlin ziyareti hakkında tefsirat ta bulunarak, Almanya ile Lehista- nın Avrupanın bu bölgesinde (mın takasında) karışık zihniyetlere de- icraatla tezahür eden okaseladisrceeeabi, termim amaçlar aramak boştur. Iki memleket arasındaki komşuluk münasebatının istikrarı yalnız Ber- | lin ve Varşova için değil, bütünn Av- rupa için önemli bir konudür. Bu meseleye birkaç yıl önce harp veya barış bakımından verilen öne- mi hatırlayan herkes bize hak vere- cektir. Dış Bahanınnı Berlin ziyareti, yalnız Göbbels ile Göring'ln ziya- retlerine değil, Almanyanın kuvve- te başvurmamak hakkındaki anlaş- maları gözü kapalı tatbik edeceği- | ni ve Lehistanla münasebatı uzat » | mak ve derinleştirmek istediğini bil diren Hitlerin 21 Mayıs tarihli söy- levine de bir cevap teşkil etmiştir. Beck Berlinde Lehist &n namına ay- ni arzuyu ifade etmi Iki mem- leketin münasebetlerinde devamlı (istikrar) sağlaması arzusu açık bir surette görülmüş ve lLesbit edilmiş- tir. Ziyaretin dostça ve samimi ha- vaşını da kaydetmek gerektir. Bu dostça havanın, bizim nazarımızda Berlin görüşmeleri konusu kadar mdânası vardır, | Ded | — Madam bütün ümidi suya dü- | şen bir müflis gibi suratındaki | kırmızılığı kaybederek ; -d chen’ Dedi. Sesi titriyordu. Bedi, Şluk sert bir tavırla konuşuyor- : — Yapamam madam. Ben de yapamam, kimse de yapamaz. En önce ben emniyet direktö: nü tanımam, Sonra, evli mi, be- kâr mı, Çapkın mı değil mi na- sıl bir adam bilmiyoruz. Çapkın ve bekâr da olsa ödevinin emret- tiği şeylerin yapılmamasına göz yumar mı, yummaz mı Bu çok tehlikeli bir şey. Hele, benim için asla yapılzr k ve naşılacak hir şey değil. Benim sana yapabileceğim en büyik yardım yağlı müşterilerinden iyisini yaparım. Bul bana Ba ra'lıyı, sana bu gece beş yüz li ra çıkarayım. Şişman kadın göbeğini hopur- data hopurdata: — Atma bre Bedi. Bu kritde | beş yüz lirayı bir geçede çıkara- fazla para sızdırmak, Bunun en | iktisat tür. Gadal e- kü sezildiği için memleketimizde şe- ker fabrikalarının tesisi teşebbüsleri yarım asır evveline kadar çıkar. An- cak imtiyazlar bahşına kadar varan deler ve muafiyetlere rağmen şeker fabrikaları tecesüls edemiyordu. O zamanlar işin pek büyük iktisadi ehemmiyetini İâyikile takdir edip tat- bik edebilecek milli bir hükümetimiz yoktu. Bundan dolayr şeker sanayiü- nin temelleri (5 Nisan 1925) tarihli kanununu — işdar eden Cumu- i — taralından auılmak müyesser olmuştur. Bu kanunu müteakip kurulan Al- pullu ve Uşak — fabrikaları, her yeni sanayi kolum hastalıklarını geçirdikten son- gebir ve Turhal fabrikaları- nin teessüsüne imkân — hasıl olmuş ve bugünkü bütün — ihtiyacımızı ka- patabilecek jatihsal İüstrimiz vücut bulmuştur. istihsalleri aşağı: yüt etmiş ve dışarıdan diğimiz Şeker mikdarı azalmıştır. Sene İstihsalât 'Ton 615 5.284 4.567 8.207 13.124 22.900 21.511 getir Tahalât 'Ton 62.970 61,514 63,473 69.588 63.291 44.342 29.336 1926 1927 1928 1929 1930 1931 1932 1933 1934 Yukarıda yazılı şeker temin etmek için pancar ekimine tahsisi olunan saha ile alınan pancar mikdarları aşağıda gösterilmiştir: Sene Saha (Dekar) Pancar (Ton) 4.729 34.931 27.490 53.518 872.ST1 157,404 178.280 499.119 4.900 48.480 58450 52.710 95.160 136.780 153.750 255.670 1926 1927 , 19028 1929 1929 ve 75.000 tona, yani nülus başına 3 kiloya çıkmış iken son senelerde 53-35.000 — tona, yani nüfus başına 3,4 kiloya düşmüş bu- lunmaktadır. Halbuki 1933 senesin- de nüfus başına isabet eden şeker sarliyatı 2 — muhtelif memleketlerde şudür 1 Danimarkada Hollandada: 41.1, Belçikada: Çekoslovakyada : 26.7, Avusturya- da: 25.4, Almanyada: — 23.1, Yugos- lavyada : 5.7, Romanyada : 5.2, Hububatın — ve alelumum toprak mahsulâtı ile ham — maddelerin çok büyük sukutlara —maruz kaldığı son dünya buhranı senelerinde bizde de azalan iştira kuvvetinin bir neticesi olan yukarki — sukütü - tabii bulfak lâzımdır. Zira bizde şeker fiyatları 4-5 seneden beri hemen hemen sahit bir seviyede kalmış bulunmakta idi. Bugün şeker — fabrikalarımızın is- Bu 0 senelerinde 2, İnveçte: 42.1, dir. Buna —mukabil hükümetimizin tatbikma karar verdiği ehemmiyetli tenzili fiyattan — evvelki fiyatlar mu- hafaza edilgeydi sarfiyatın elli bin na ve belki daha az bir mikdara düş- mesinden korkula — bilirdi, Halbuki fmnin alntnı karışlarım. Nerede o enayi! Çok çok yüz kâğıt.. — Çok zengin olduğunu, pa- ra yediğini sen söylüyordun! — Söylüyorum ama. Bir gece- de beş yüz lira veriyor, deme- dim ya, Bedi israrlı tonile: — Para harcıyor ya?, - Dedi, Madam bunu kabul et- ti — Evet harcıyor, Bedi: — Öyle ise ötesi kolay. Baş- kasının yirmi sızdırdığından yüz, yüz sızdırdığından bin sız- dırmak ta benim san'atım, — Lit — Ne lâfı, cağır da görürsün! Madam da, kendi düşünüğü de israr ediyordu: — Lâkırdı etmek kolay ama, parayı çıkarmak zor... — Çağır da gör. Ça ıracağım. Fakat, dedi- ğini yapamazsan alacağın bü- tün parayı bana bırakır mısın?. — Bırakırım., ve inatlı bir söz TArkası var| h.ıkuwnaın | 27.B, 1 tihsal kabiliyeti 75-80.000 tom şeker- | -7-7- 588 T——'ğîâ'öî&n 0 M i Şeker Sanayıımız llerledı, Fakat Şeker Sarfıyahmız Çok Azdır fabrikaların gittikçe mal etmelerine müncer - olabilirdi. Bunun aksine olarak - fiyat tucuzlat- mak sayesinde halkın fazla şeker is- hlâk etmesi ve şekeri fazla istihsal n olgeaktır. nci plânda mille- küvvetlendirmek- farla istihlâk faz- şekeri pancar Ziraati- nin büyük faydalarından hissemend © larak islâh edilmesi demektir. Çün- ki bu ziraat - tetmeğe, çok eyi bakmağa, gübresii hüsniistimal etmeğe mecbur eden bir ziraattir. Bu ziraat çifçiyi dikkat- k bir münavebe ve bunun neticeleri ile faydalanmağa mecbur bırakan nir ziraattir. Ve nihayet pancar toprak- m maruz kaldığı | tan ,meselâ hububatın muhtaç oldu- ğu gıda maddelerini, almadığı için bu çok eyi hazırlanmış topraklara pancardan sonra ekilecek mahsulle- rin randmanı da artmaktadır. Demek ki çok pancar istihsali, do- layısile geniş muntakalarımızın umu- Mmİ ziraat seviyesinin — yükselmesine hizmet etmektedir. Çok şeker istihsali ayni zamanda fabrikaların yüksek veya tam kapasi- te ile — çalışabilme! demektir ki 35-40.000.000 lira milli sermayenin bağlandığı şeker fabrikalarının em- niyet altında — bulunması Çok şeker i yükselmesi dem Vm.mı n arta mast evvelâ mikdarın ziyndeliğinden, ondan aornra da şeker istiksalinin e mütenasiben — yükselecek âk resminden mütevellittir. Yapılan besablar göstermiştir. ki gekeri toptan olarak yirmi beş kuru- ga satabilmek için bugünkü 55000 ton istihsalde yalnız 4,1 kuruş istih- lâk resmi almak kabildir. Halbuki is- tihlâk ve binacnaleyh istihsal 75.000 tona çıkarsa ayni satış fiyatı muhi faza edilerek 3 kuruş fazla yani kurüş resim atmak kahildir. —Bu sa- yede halka hiç hir fazla resim veya fi« yat külfeti yüklemeden hazineye 3.000.000 lirayı aşan bir fazla varidat temini mümkün olabilecektir. Acaba halkımızın fazla şeker sar» fedebilmesi imkânları temin cdilmiş- midir? sualine derhal evet cevabı ve- Filebilir, Fiyat tenzilinden evvelki amanda halkımızırı K aetiee i para bile” 20.000.000 İira idi. Şekere yine yal nız bu parayı sarfcdersek şimdiki fiyatlara göre 80.000 ton şeker sar debilirir ki bundan evvelki istihlâke nazaran hemen yüzde 50 bir fazlalık demektir. İstihlâkin bu raddeye çi diren bir sebepte inde — sarfiyatımı: z 75.000 tonu tecavüz etmiş olma« sıdır. yuvarla! 6 Temmuz CUMARTESİ PARALAR Alış Satış Hü— İ — 20 Fransiz trangi 166— 20 Liret 20 Belçika Frangı 20 Drahmni 20 İsviçre öt « Florka 20 Çek Kron Avusturya şilin Mark Zolti Penin Bd Slyen â8— 2180 #üen Paris üzerin İngilir lirast olar Liret Belga Drahmi İsviçre frangi Leva Florin Çekoslavak kuraza Avuslurya Pezeta Mark ıZılııı 'engo Leş sveç kuronu IİSTİKRAZLAR bnşe d ei S ” LA 'Türk Borcu 1 Kupon Kesik — 28,07.50 26, KErgani İstikrazi dahili