OTOMOBİLCİLER, SŞOFÖRLER İ Temmuzda muayene başlıyor Taksi Talimatnamesi Tatbik Edilemiyor, Değiştirilmelidir 1931 yılmda, İstanbul bele - diyesi bir taksi talimatnamesi yapmıştı. Salgın bir alık ha line gelen otomobil israfmın bu talimatname ile önüne geçil- mesi düşünülüyordu. Halbuki iktisadi zaruretler, bu işi kendiliğinden gördü. Bu | gün, ortada, akim kalan bir te- şebbüsten maada, israf denilebi lecek bir hareket yoktur. Buna rağmen, talimatnâme - nin maddeleri arasına sıkışıp kalan teferrüata ait hükümler, hem esnafı, hem de talimatna - Menin tatbiki ile mükellef olan belediye şubelerini şaşırtmakta- talimatnamenin 13ün 1933 senesi sonun - da İstanbulda bulunan bütün | taksi otomobillerinin yeni tipe uydurulmuş olmasını emredi - yor. Bügünkü vaziyete göre, bu maddenin tatbik edilmesine im- kân yoktur. otomobilinin kırık camlarını bile yaptıramayan e$- na: her araba için en aşağı 5$ - z lira masraf etmesi bekle- nemiyeceğine şüphe yoktur. — Yine bu talimatnamenin bir maddesi, mutlaka tribleko mar- kalı cam, Duko markanın A - 1492 numaralı boya kullanılma öşeme üstüne bez kılıf geçirilmesini istiyor. —— Belediyenin etomobillerle meşgul olan şubesi, bu c'ksıklt - rin behemehal tamamlanması lâzım geldiği .kanaaıindı-d'ır. Halbuki, bu işlerin yaprlamıya- cağını, talimatnamenin aynen tatbikine imkân olmadığımı ken dileri de biliyorlar. Müracaat edildiği zaman: — Ne yapalım? Siz haklısı « nız ama, biz de memuruz. Talimatnameyi tatbike mec - buruz,, cevabını veriyorlar. Otomobillerin fenni muaye « nesi temmüuzun 11 inde başla - yacaktır. Bundan dolayı, bu ta- rihten önce, talimatnamenin sa- lâhiyettar makamca — yeniden gözden geçirilmesine zaruret vardır. Şoförler, belediyeden bu dileklerinin tetkik edilmesini, çok haklı olarak istiyorlar, Şoförler kaç türlü ceza verirler? Yan Yattın Ver 5 Lira, Çamura! Battın, Ver On Beş Lira... Şoförlerin &ık sık ödemeğe mecbur oldukları cezalar şun- lardır: Ehliyetnamesiz şoförlük et . mek, Cezası: 25 lira... Muavin bulundurmak cezası; 5 lira.. Taksimtreden fazla üc- ret almak, cezası:>5 İira.. Fa_fla sürat yapmak, cezası: 10 lira, Otomobilde fener bulundurma- mak: cezası 5 lira.. Numara lev- hası bulundurmamak, cezası: 3 lira.. Bozuk taksi ve fren ceza- sı: 10 lira, boş olduğu halde müşteri almamak. Cezası: 3 .hî ra, işaret memurunun emrini dinlememek. Cezası 5 lira. Du- rak yerinde korna çalmak ve ba- ğitmak, cezaları: 2 lira.. Beyan- Name vermemek cezası: 3 İira, kamcsiz gezmek, cezası: 5 lira. hliyetnamesini yanında bulun- durmamak. Cezası: 10 lira.. Kasketsiz gezmek ve kasket numarasız oto kullanmak Ceza- &1: | lira, Taksi saatsiz kira Oto- mobili işletmek, cezası: 10 lira. Yarış etmek, cezası 5 lira; itfai- yeye yol vermemek, cezası: 5 lira. Halkın üstüne çamur siç- ratmak. Cezası: 2 lira. Tram- vay duraklarında müşteri inip binerken tramvayın önüne Beç- mek cezası 3 lira. Arkası fener- siz gezmek: Cezası 3 lira. Mem- nu caddeden geçmek cezası 5 li- ra. Bu listede görüli ki, ceza alınabilecek ihtimallerin hiçbiri ihmal edilmiş değildir. Şoför, sab,ıhrzn akşama kadar, öyle vaziyetlerle karşılaşır ki, bir de- ğil, birkaç cezaya birden çarpı- lır. Soför karilerimiz, bu ceza listesini, iyice ezberliyerek müm kün mertebe az ceza vermeğe, yahut tedbirli bulunup hiç ver- memeğe çalışmalıdırlar, Ne kadar benzin g'diyor? Yapılan hesaplara göre, İs- | tanbulda, otomobil, kamyon, kamyonet ve otobüsler için ay- da 1.000.000 kiloya yakın ben- zin sarfolunmaktadır. Atlı Arabalar RVe Otomobil Bu, öyle bir sorgu ki, cevap ve renler arasında hem”evet!,,hem de “hayır!,, diyenler vardır. Arabacılara göre vaziyet şu - dur: Bundan 15 - 20 sene önce İstanbulun yalnız Köprü başın - da 800 binek arabasr varken, bugün ancak 18 araba kalmış - | tır. Şehrimizde, arabacılık, ko- şumculuk, nalbantlık, arpacılık gibi işlerle uğraşan 40 - 5S0 bin | kişi vardı. Bugün bu adamların hepsi işsizdir. Yahut başka işler tutmağa mecbur olmuşlardır, Arabacılar diyorlar ki: — Otomobilin yaptığı zarar » lardan biri de, arpa sarfiyatını azaltması ve memleketi bir bü - yük istihlâk sahasından mah - Tum bırakmasıdır. K Otomobil yüzünden at “F*“ de ihmale uğramış, ekinciler gübresiz kalmış, ve böylece ulü- sal ekonomi, zararlara uğramış tır!,, Arabacıların güttükleri fi- kirde hakları olan taraflar bulu- habilir. Ancak unutmamalı ki, bütün işlerimizi en kısa zaman- da görmek mecburiyetinde bu - lunduğumuz çağda, otomobilin yirmi dakikada aldığı bir yola araba ile gidemeyiz artık... Â- raba - otomobil rekabeti söz ge- lişi edildiği sırada, duyguya ka- pılmayarak vaziyeti soğuk kan- hlıkla ele almak lâzımdır. Dü - Satdeden, saatler olurki atomobiller böyle sel gibi akar ! çaçT &. AAAT . n Meyit yokuşu başından Bayoğlu belediyasine bir bakış... şünmeli ki, bir zamanlar, araba cılığın beslediği nüfus, bugün o- tomobil egçindiriyor. Dünkü a- rabacı, bugün kamyoncu olmuş- tur, Yahut kendine münasip baş ka bir işin başına geçmiştir. Ortada işsiz kalan ve hele aç kalan kimse yoktur. Arabacılara, bütün otomobil sahipleri, elbirliğile hak vere - cek dahi olsalar, bugünkü yaşa- yış, bugünkü türe onlara hak vermez, Bütün gücile sanayileşme yo lüna giren Türkiye Cumuriye - tinde, fabrika ve motörlü tez - Bâhları kurmakta kullamılan de- mirbaş maddelerin, tek beygirli Mühacir arabalarile taşındığını Bgözönüne getirmek bile, gülünç olur. İşinin başına yetişmek isti yen memur, saatleri sayılı olan tecimen; hâsılı herhangi bir iş sahasında çalışan bügünün ada Mı, otomobil durürken arabaya binemez. Yük arabalarına gelin ce: Bunların yerli malı olduğu doğrudur. At neslinin ve arpa istihlâkinin çoğalması elbette faydalıdır. Ve neticede yük ara aları, himaye edilmelidir. An- Cak, bu himaye memleketin sa- Nayi programına dokunacak ma hiyette olamaz. Yani araha, ara- olarak, otomobil de otomobil olarak kalmalıdır. Yani, hariçten memleketimi - ze giren tomobilin bir zaruret heticesi girdiği, ihtiyacı tatmin Gazetemize başvuran üç $o- för, bize şunları anlattılar: — Büyük kafileler halinde İs tanbula gezginler, memleketi - mizde pek az para bırakıyorlar. Bir kaç cami dolaşıp bir kaç mü zeyi gezdikten sonra doğruca va purlarına dönüyorlar. Yemekle rini bile vapurda yiyorlar. He - men hemen hiç alış etmiyorlar. bıraktıkları para yalnız, ödedik leri taksi ücretinden ibarettir. Gezginlerin taksi için verdik - €ri para, yılıma göre 70 - 80 bin lira kadar bir şey tutuyor. Bu para, hak sahiplerinin eline | Beçse de, çarşıya pazara dağıl - sa, İstanbul için hiç de küçük görülemiyecek bir para genişli- Bi ortaya gelecekti. Ne yazık ki, bu böyle olma - dı. Ve böyle olmuyor. Bilmem nerelerdeki seyahat acentaları - nın, falan ve filân şehirlerdeki vekilinin İstanbuldaki acentala- rı olan her milletten bir sürü a- ——— ——— Biz, bu noktadan, ikide bir, Ortaya atılan otomobil,. araba münakaşalarını, bir ölüyü dirilt ettiği için yerleştiğini hesaba katmak mecburiyetindeyiz. meğe çalışmak kadar boş ve fay dasız buluyoruz, Bu sebeple, memleketimizde, | Gezgin otomobilleri Esnafın Sırtından Geçinenler Kimlerdir ? çık göz, bu kârlı işin üstüne si- nek gibi üşüşmüşlerdir. Bu baylar, sinyorlar, kiryeler, seyyah kafile: getiren acenta ile İstanbuldaki otomobil ücreti için toptan bir d ler. Ve öğrendi centadan otomobil başına, 12 ile 15 lira arasında bir para alır lar. Bütün marifetleri de işi de bundan ibarettir. Esnaf, seyya- hr alır, gezdirir, dolaştırır, va « puruna gönderir. Sonra günler- ce hesap bekler. Nihayet eline 6 lira bir para alır. Bu altı liranın en azdan dört lirası benzin, go « för ondalığı, ve diğer masrafla - ra gider. Ve neticede sabahın yedisinden akşamın — altısma kadar süren bu uzun, yorucu servis sonunda esnafım bütün kazancı iki liradan ibaret kaldi- Bi anlaşılır. Soruyoruz: Bu paranın üst ta rafı ne oluyor? Kimler arasın - da taksim ediliyor? Daha iki yıl önce 10 ve 12 lira olan servis « ler, neden dolayı 6 liraya indi - rildi, Belediyemizden cevap istiyor ve bu işin kökünden halledilme sini bekliyoruz,